IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 09 Mayıs 2014, 21:08   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Sait Faik Abasıyanık




23 Kasım 1906’da Adapazarı’nda dünyaya geldi. İstanbul’da 11 Mayıs 1954’te sirozdan yaşamını yitirdi. İlköğrenimini Adapazarı Rehber-i Terakki Mektebi’nde yaptı. İki yıl Adapazarı İdadisi’nde öğrenim gördü. Kurtuluş Savaşı‘ndan sonra ailesi İstanbul’a yerleşince İstanbul Sultanisi’ne girdi. Onuncu sınıfta bir öğretmene yapılan şaka yüzünden sınıfı dağıtılınca Bursa Erkek Lisesi’ne geçti, 1928′de buradan mezun oldu. İstanbul ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi’nde bir süre eğitim gördü. Ekonomi öğrenimi için İsviçre Lozan’a gitti. Kısa süre kaldı ve Fransa’ya geçti. 3 yıl Fransa’da Grenoble’da yaşadı. Eğitimini yarım bırakarak 1933′te İstanbul’a döndü. Kısa bir süre Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi’nde Türkçe grup dersleri öğretmenliği yaptı. Babasının desteğiyle girdiği ticarette de başarılı olamadı. Daha sonra hiçbir işle uğraşmadı. Geçimini babasından kalan mirasla sürdürdü. Yaşamını Şişli’de Bulgar Çarşısı’ndaki apartman ve Burgaz Ada’daki köşklerinde annesiyle geçirdi.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Şiir yazmaya İstanbul Sultanisi’ndeki öğrencilik günlerinde başladı. Öyküye Bursa’daki öğrencilik zamanında geçti. İlk öyküsü “Uçurtmalar” 9 Aralık 1929′da Milliyet gazetesinin sanat sayfasında yayınlandı. 1934-1940 arasında Varlık, Ağaç,[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Uyanış, Ses, Yeni Ses, Yaprak, Yenilik gibidergilerde yayınlanan öykülerinle tanınmaya başladı. Sait Faik ilk ürünlerini ortaya koyarken, Türk öykücülüğünde durum şöyleydi: Bir yanda [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]tin‘in “milli [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]cilik” etkisi sürüyordu. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]‘dan F. Celalettin’e uzanan gülmece ağırlıklı “[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]-[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] yönelimi” vardı. Sabri Ertem ve[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ile yerine oturan “gerçekçi yönelim” ve [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]‘ın içten ve yalım anlatımı. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]bu ortamda ilk öyküleriyle gözlemci bir yazar olarak belirdi. Ama kısa sürede öyküyü olaydan sıyırmaya yöneldi. Bu yönelişinde onun gerçeği ya da durumu bir anlatıcıdan, kendi “ben”inden geçirme eğiliminin de büyük payı vardı. Bu, öykülerinde doğal bir öznelleşme süreci hazırladı. O “ben” evrensel bir insanlık duygusunun odağı olduğu için, insanlığın tüm çelişkilerini, bunalımlarını öyküsünün temeline yerleştirdi. Ona göre her şey insanı sevmekle başlar. İlk dönem ürünü öykü kitaplarında Adapazarı ile İstanbul’daki çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlattı.


Sonraki yapıtları giderek bir şiirsellikle doldu. “Lüzumsuz Adam”, “Mahalle Kahvesi”, “Havada Bulut” gibi eserlerinde esnaf, işsizler gibi dertli insanlara, toplumun acı çeken kesimlerine yöneldi. “Kumpanya” ile öykülerine giren karakterler arttı. Gezgin[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] topluluğu, cambazhane çalışanları, emekli miralay, Galata, Samatya, Yedikule’deki deri işçileri, meyhaneler, sabahçı kahveleri, çımacılar, garsonlar. “Son Kuşlar”da bir tür düş kırıklığı hissedilir. Sait Faik, toplumsal düzenin çirkinlikleri, sahtelikler, adaletsizlikler karşısında direnen insanın yalnızlığını keşfeder. Sonraki kitaplarında bu karamsarlık artar. “Alemdağda Var Bir Yılan”la gerçeküstücülüğe yöneldi. Hikayedeki konu ve olay akışını iyice ortadan kaldırdı. Öykülemeyi ruhsal değişiklikler yoluyla yaptı. Gerçeküstücü öğelerle kişinin yalnızlığı ve bunun yarattığı acıları irdeledi. Öykü, [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve şiirlerini yaşamın hakkını vermek için yazdı. Sürekli kullandığı ana tema yaşama sevinci oldu. Sıradan insanlar, işsizler, hamallar, balıkçılar, sokak kadınları, kimsesiz çocuklar, emekçiler ve küçük burjuvalar onun insanlarıdır. O bu insanlarda evrensel insanı yakaladı. Aynı zamanda bir İstanbul öykücüsüdür. Doğa güzellikleri karşısında başı döner. Toplumsal sorunlar onu bireysel planda bir hayıflanmaya sürükler. Böyle anlarda karamsar bir tablo çizer. Toplumsal çelişkiler karşısındaki tavrı öfke, yenilgi ve kaçış olur.

Ölümünden sonra Burgaz Ada’daki evi müze haline getirildi. Annesi “Sait Faik Hikaye Ödülü” oluşturdu. Çağdaş edebiyata katkılarından dolayı Amerika’daki Uluslararası Mark Twain Derneği’nin onur üyeliğine seçildi.

KAYIP ARANIYOR

Eski bir konsolos kızı olan Nevin birkaç dil bilen, yabancı ülkelerde okumuş birisidir. Hayatı bolluk ve rahatlık içinde geçmiş olan Nevin, evliliğinden memnun değildir. İnsanlarla rahat konuşması ve hareketlerini kısıtlamaması dedikodu konusu olmuştur. Nevin’i çekemeyenler onun şımartılmış bir kız olduğunu, onunla bununla gönül eğlendirdiğini kahvede konuşmaya başlamışlardır. Kocası Özdemir ise onu hiçbir zaman sevmemiştir. Ona lüzumlu bir eşya muamelesi göstermiştir. Bu sırada Nevin, Cemal’le dolaşmaya başlar. Gittiği her yerde ihtiyacı olan huzuru aramaktadır. Kocasının onu aldattığını gören Nevin, eşinden ayrılmak ister. Çevredekiler bu ayrılığın Nevin’in hareketlerinden kaynaklandığını düşünseler de Nevin, kocasını başkasıyla yakaladığından bahsetmez.Kocasından boşandıktan sonra tekrar İstanbul’ a döner. İstanbul’da bir tiyatro kurmaya çalışır; fakat başaramaz. Bir süre sonra Cemal’den de ayrılır. Anadolu’ya giden bir trenden bilet alır ve babasına bir mektup yazar. Artık Ayşe ismiyle yeni bir hayata başlayacaktır. Konsolos Vildan Bey, yıllarca gazetelere “Kayıp Aranıyor” ilanı verir; ancak kızından hiçbir haber alamaz.

Yapıtın Özellikleri ve Önemi:

Yazarın iki romanından birisi olan eser; romandan çok, uzun hikâye özelliği gösterir.


ESERLERİ

ÖYKÜ:
  • Semaver (1936)
  • Sarnıç (1939)
  • Şahmerdan (1940)
  • Lüzumsuz Adam (1948)
  • Mahalle Kahvesi (1950)
  • Havada Bulut (1951)
  • Kumpanya (1951)
  • Havuz Başı (1952)
  • Son Kuşlar (1952)
  • Alemdağ’da Var Bir Yılan (1954)
  • Az Şekerli (ölümünden sonra, 1954)
  • Tüneldeki Çocuk (1955)
  • Mahkeme Kapısı (Adliye röportajları) (1956)
  • Balıkçının Ölümü-Yaşasın Edebiyat (1977, derleyen Muzaffer Uyguner)
  • Açık Hava Oteli (1980, Konuşmalar-mektuplar derleyen Muzaffer Uyguner)
  • Müthiş Bir Tren (1981, deleyen Muzaffer Uyguner)

ŞİİR:
  • Şimdi Sevişme Vakti (1953)

ROMAN:
  • Medar-ı Maişet Motoru (1944, ikinci baskı 1952′de “Birtakım İnsanlar” adıyla)
  • Kayıp Aranıyor (1953)
  • Yaşamak Hırsı

__________________




 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
abasıyanık, faik, sait


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Yaşamak Hırsı* Sait Faik Abasıyanık, Georges Simenon. Sihir Ne Okumalıyım? 0 03 Aralık 2011 19:26