19 Mart 2009, 21:06 | #21 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ..::baL'câ::.. Uykularım paramparça… Sıkılgan bulutlar geçiyor üzerimden. “cama çıkma sevgilim” Kasımda geliyor, bütün matemiyle… Müzikler en ağır aksanıyla ses veriyor plaklara… Ve ben bu gece yeniden, yineleyerek kelimelerimi Tuz basıyorum yaralarıma… İstanbul dar geliyor… Nereden çıktı bu şarkı? Nerede başladı bu kesik dans? Binlerce sorunun içinden “sen” doğuyorsun yine geceme ve yaralarım yeniden kabuklarını atıyor… |
|
19 Mart 2009, 21:08 | #22 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ..::baL'câ::.. Düş vurgunu yüreklerin senfonisiydi sanki gidişin… dağlar yerinden oynuyorda notalar karışıyordu ağıdıma… sen gidiyordun ben kalıyordum…yangın saçlarından süzülüyordu ömrüm. düşüyordum ellerinden… güvercin kanatlarına misafir oluyor ağlıyordum,sen gidiyordun… Gitme’ler dizildi de boğazıma ses edemedim.çıkmadı sesim yüreğimin mağrasından… oysa ki son da sendim ben…son da sana kalmıştım ben… Uzuyordu yol izleri ayak izlerinin önünde…yıkılıyordu tüm kale burçları önünde… sen gidiyordun ve dünya engel olamıyordu sana…öyle ya sen bu dünya ya ait değildin… Yazılar yazılmışlar yazgılar…kader denilen kara kitap yine karartma ya çekiyordu yeşillerimi… umudun yosunlaştığı sen denizinde fırtınalar kopuyor ve tüm umudum savruluyordu sen yollarına senin yollarına… sen gidiyordun ve hiçbir şarkı uyak düşmüyordu gidişinin meydan yalnızlığına… Ey yar… Gitme… “savur alevini yansın gözlerine konan turnalar” |
|
19 Mart 2009, 21:09 | #23 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ..::baL'câ::.. Aşk’tım Aşık’tım (vaz) gecebilirdim Gectim. Gitmelere dönüyordum, Nice seller götürüyordu Yaşanmışlıklarımı beraberinde. Bir ana sığdırdığım, Bin ömür hayatım. Vazgeçmek aşkın kendisiydi, Ben seni değil Aşkı sevmiş, Vazgeçmeyi kabullenmiştim... Şimdi güncemde bana kalan Sensiz yokluk İçinmde eriyen, İçimde eriten, İçimi sarsan,senden bana kalan bir ömürlük alıntılar... Ben seni, kimseler olmadığı için değil, kimse olamadığın için sevdim. Aşkı en mutena yerimde yoklayıp, sana yürümeyi yeni öğrenen bebekler gibi düşe kalka geldim. Ellerimden tutmaya bilirdin. Beni sevmeye bilirdin.İçinde bana akan teninin adını “aşk” koymaya bilirdin ki sen yine bilirdin herşeyi bildiğin gibi... Sen beni gizli seviyordun, bense en aşikarlığındaydım sevdamın. Vazgeçmelerin bana düşeceğini nerden bileblirdim? .. Bu senden kaçmak değil, bu içimde yitirdiğim kendimdendir. Çünkü ben sana, gelmekle tüm bildiğim, öğrendiğim beni ben eden herşeyden vazgecerek geldim. Ben sana gelirken kendimden geçtim. Aşk için şimdi senden geçiyorum. Bir ömrü bir lahza ya sığdırarak kendimi, senli düşlerin en törpüsüz yerine itiyorum. Her uykuya dalışımda törpülenmeyen yanlarının yüreğime, tenime takılıp acıtsın diye... Sen adını bana acı ile öğreten kadın... Adını biliyorum Adını öğrendim Adın Aşk... Suretinse bir yokluk. Suretinse unutulmaya mahkum Suretinse hiç yaşamamışlığım Aynaların aksinde... Yoklukla barışmayan ruhum, varlığına inandığı günlerde Araf’ı tanıdı. Sen ne cennet olabiliyordun ne de cehennem. Bir boşluk hülyasında sendeliyordun. Sendeliyordum seninle. Ne dokunabiliyorduk ne de yanabiliyorduk ellerimiz de... Rüyalarımda gördüklerim, aynadaki ters iz düşümleri gibiydi. Seni tanımıyordum Aşk’ı görüyordum. Yaklaştıkça sana... Sana yaklaştıkça biraz daha yabancı oluyordum. Gecenin en muladi noktasında, kendimden yitiyor sana doğamıyorken senin Araf’ında kayboluyordum... Bizimkisi suretsiz bir Aşk’tı. Araf ‘a sıkışan ruhların ruhların tecellisi gibi. Cennet ile müjdelenen iki yüreğin, Nasıl olurda bir birini tanımamaları gibi... Sen beni, ben seni sende tanımıyorduk. Tanıdığımda ise Aşk’ın vazgeçmek olduğunu hatırlamak bana düştü... Sen kendini karanlık olarak nitelerdin.Bense aydılığında, yürüyordum senin. Aramızda ki yabancılık böyle başladı. Sen ben de seni, ben de sen de beni görmüyorduk. Aynalar yalancı, Araf ise gerçekti bize... Gerçeklikle, olmayışının arasında beliren farkın en iyi tarifi Araf yeri olurdu. Adının anlamına Cennet manasını uyak düştüğüm günler henüz eskimemişken, senin Araf’ın; içimde ki adının anlamını kapladı.yitirdiğim bendim, senin adının anlamı ile birlikte... Susmalarının ardında saklanan Araf aslında seni yansıtmıyordu. Ben sen de Aşk’ı görüyordum.Aşk varsa araf olamazdı. Bunu farkettiğim de ise bana Aşk’ın vazgeçilmezi olan (vaz) geçmeği kabullenmek kaldı... Sen yoktun sende.benim tanıdığım adına Cennet_i uyak düştüğüm sen yoktun. Sen Araf’tın ben de artık... Ben ise sen de kendini yitiren Mecnun... Senin Araf’ında toprak olmayı bekleyen... Şimdi biz; bir birini tanıdığı kadar birbirine yabancı iki Aşık, İki insan iki Adı konulmamış bir duyguyuz. Ben Aşk’ı kuşanırken, sen Araf’ında kayboluyordun. Kuşandığım sevdamın ucu ulaşmıyordu sana... Ben sana gül bahcesi vaat etmemiş olmamama “rağmen” canımdan ektiğim tohumları çıkardın sen... Aşk’tım Aşık’tım (Vaz) gecebilirdim Geçtim... |
|
19 Mart 2009, 21:10 | #24 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ..::baL'câ::.. Gidiyorum... Aynalarda gördüğüm 'sen' suretlerimden... Ardımda izimi süren, Nice kifayetsiz sevişlerimden. Sorma! acımı ey yar. Ben gözlerinde ki Anlık duruşlarım kadar Yaşıyorum... Yollara düşüyorum, Bin hece ile ömrümü siliyorum Her sabah uyanmışlığıma kahrederek, Yokluğunun, Suretime yansımasından korkuyorum... Tren garlarına iniyorum, soğuk ve acıklı şarkılar çalıyor Güz ayazı yakarken yüzümü, Ben senli üşümelerdeyim... Acıya çalıyor her mevsim, her durak Yaşanmışlık sandıklarım... Kapılar kapanıyor yüzüme, Anahtarı bende olan... Yorgun düşler devşirme bana Ellerinden Umut değil artık seni Aynalarda giyinmenin bir adı da Korkuyorum! Sen olmaktan Kaçıyorum! sen olmaktan... Bıktım artık. Her gece senli kabuslarımdan, Kendime dönüşlerimden İçine acı çalınmış bu mevsimlerden.. Sorma! Acımı ey yar... Ben düşlerinde ki Anlık varlığıma hasret Yaşıyorum... 'Ağıdı önce söylenen 'sen' nereye gidiyorsun ?!' |
|
19 Mart 2009, 21:13 | #25 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ..::baL'câ::.. ♥ .. MühürLü Kaderim .. OLmuyor Ne Yapsam OLmuyor Çok Mu Gördün HevesLeri Hasret Senden Yana Sevda Senden Yana Deqişmedin Kaderim Hep Mi Hüsran Bana Hep Mi Veda Yok Mu Sende Hiç Deva .. . . . . .. |
|
19 Mart 2009, 21:14 | #26 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ..::baL'câ::.. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. DüşLérim Uzadıkça Gécési Şizofrén GünLéré Uzanıyorum Uykusuz GécéLérimin ÇétéLésini Göz ALtLarımdaki HaLkaLarda Tutuyorum [ Gün Susuyor Bén Susuyorum ] Yutkunuyorum Yutkundukça Adın Batıyor Boğazıma GözLérin GéLiyor AkLıma .Yosun.Lardan ÇaLıntı - AkLım karışıyor - . Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. SuLtaN Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. . |
|
19 Mart 2009, 21:15 | #27 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ..::baL'câ::.. Gözyaşlarına gebe bir enkaz.. Ölüm Kokuyorum bu sıralar.. Ölüm gibi çapraşık,soğuk,en çokta sessiz.. Gidişinin bilmem kaçıncı asrında tiktakların çıldırtan sesleriyle boğuşmaya devam eden yorgunluğum.. Öyle bir yorgunluk ki..Esir almış her bir olguyu,düşünceyi..Hayalleri bile! Yorgun ellerim.. Yorgun gözlerim.. Yorgun kelimelerim.. Zamanın kovalamacası derler ya,bu kovalamacanın dışındayım artık.Yorgunluğum engel çünkü.. Ayaklarıma ağır prangalar bağlanmışcasına yavaşladı hayatım..Nefes alışverişlerim metabolizmanın emrinde. Oda isteyerek yapılan eylemlerden değil anlayacağın.. '' Bir kere gelse.. '' diye düşündüm zaman zaman.Ama fark ettim ki,gelişin gidişini silmeye yetmeyecek kadar basit kalıyor..! Ben gidişinin kefenine,sessizliğine,kokusuna alıştım artık! Ruhum firar etmişti gidişinle. Bulmam zor..Bulmam imkansız!İşte bu yüzden,gelişin gidişinin yanında solda sıfır..Bilirsin ölüm bir kez gelir..Bir kez gittin..! Ölüm kokuyorum bu sıralar... Tiktaklarına yenilmiş bir zamansızlıktı yaşadığım. |
|
19 Mart 2009, 21:21 | #29 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ..::baL'câ::.. Az önce fark ettim de başucumdaki saat durmuş tam ikiyi on geçe… dün ben o saatlerde sendeydim.. aklımda sana ait binlerce soru ile boğuşuyordum.. ömrümü karşılıksız bir aşka kurban etmenin amansız hıçkırıklarını bastırmaya çalışıyordum… sen uyurken seni izlemeyi, üzerini örtmeyi, yavaşça saçlarını karıştırmayı düşlüyordum.. sonra bir ara kaybettim kendimi.. yanımdasın sandım… kahvaltı hazırladım.. çay doldurdum… deliler gibi saatlerce karşımdaki o boşluğa itiraf ettim aşkımı… “gözlerin..” dedim. “öyle güzeller ki!..” ღ♥ღ |
|
19 Mart 2009, 21:22 | #30 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ..::baL'câ::.. sen... diye başlayan mektuplar yazdım bu gece sana.... bir kez daha umudun kapısı kapanır kapanmaz, sayfalara bıraktım parmaklarımı... oysa bir an için herşeyin güzel olacağını sanmıştım.. sersem kız...! sen bilmez miydin ki senin hep "sandıkların" bir yanılgıydı çoğu kez.... ilk kez gördüğü bir adama aşık olur muydu insan? ruh eşini biranda bulabilir miydi? yanıtsız sorular... sersem kız! senin yaşamın zaten hep cevapsız sorularla dolu değil miydi? sessizlik şimdi odam, suskun şimdi, yarım yüreğim... |
|
Etiketler |
balcâ |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |