| |
|
16 Kasım 2009, 22:09
| #1 | |
| Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Abdullah Gül, Tayyip Edoğan ve BOP (büyük ortadoğu projesi) Vatana İhanettir AKP , Abdullah Gül ve Tayyip erdoğanı iktidara taşıyan güçlerle yaptığı gizli ittifakın perde arkasında BOP (büyük ortadoğu projesi) vardır. Bu proje vatana ihanet ve vatanı bölme projesidir.. BOP görevi; siyasal düzlemde Milli Egemenlik’e ihanettir. Hukuki açıdan parti kapatma nedenidir. Ceza Hukuku açısından da, Türkiye topraklarının bir bölümünü başka bir devletin hükümranlığına vermeye yönelik eylemdir; en ağır suçtur. O nedenle bu yargı süreci kapatma davasıyla bitmez; vatana ihanet kapsamındaki suçla ilgili ceza davasını zorunlu kılar. Yalanın altına imza atılır mı? Tayyip Erdoğan, bunu yaptı. 31 yerde itiraf ettiği BOP Eşbaşkanlığını Anayasa Mahkemesi’ne verdiği ön savunmada inkara kalktı. Bir kuyruklu yalanın savunma olarak kullanılması, suçun ağırlığındandır. Bu yalana mecbur kalmaları, bir intihar. Ama aynı zamanda bir suç itirafı! Çünkü BOP Eşbaşkanlığı, vatan toprağının bir kısmını yabancı bir devletin egemenliğine teslim etme suçunun somut ifadesi. Ama aynı zamanda parti kapatma nedeni. BATI GÜDÜMLÜ LİBERALLERİ DE AÇIĞA DÜŞÜRDÜ Başbakan sıfatını taşıyan Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’ne imzalı yalanı, onun liberal avukatlarını da açığa düşürdü. Batı’nın emperyalist ekonomileri ile ‘’bütünleşme’’ programını kendilerine kılavuz edinen liberaller ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne bağlanmanın siyasal bir tercih olduğunu, bu nedenle siyasal parti kapatma kanıtı olarak bir değer taşımayacağını öne sürmüşlerdi. Diyorlar ki:’’Hukuk, Büyük Ortadoğu Projesi’nin varlığıyla veya yerindeliğiyle ilgilenmez. Hukuk, Büyük Ortadoğu Projesi’ni dayanak gösteren bir iddianameyi kabul etmez, edemez.’’ VATANA İHANET DE ‘’SİYASAL TERCİH’’TİR Bazı siyasi tercihler, Anayasa ve Siyasal Partiler Yasası tarafından parti kapatma nedeni olarak kabul edilmiştir. Anayasanın 68. ve 69.maddeleriyle Siyasal Partiler Yasası’nın 101. maddesine bakarsak bu gerçeği görürüz. Türkiye’nin Siyasal Partiler Hukuku’nda şu siyasal tercihler parti kapatma nedenidir: -Devletin bağımsızlığına ve ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne aykırılık, - İnsan haklarına, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırılık - Sınıf veya zümre egemenliğini veya herhangi bir diktatörlüğü savunmak ve amaçlamak - Yabancı devletlerden ve uluslar arası kuruluşlardan yardım almak Görüldüğü gibi kapatma nedenleri, partilerin siyasal tercih ve faaliyetlerinden başka bir şey değildir. BOP TÜRKİYE’Yİ PARÇALAMA PROJESİ Batı güdümlü liberallerimiz hukuk BOP’la ilgilenmez diyorlar, ilgilenmiş bile. BOP, ABD resmi makamlarının açıkladığı üzere Müslüman halkların yaşadığı 24 ülkenin ‘’sınırlarını ve rejimlerini değiştirme’’ projesidir. Haritası da yayımlandı ve Roma’daki resmi NATO toplantısında duvara yansıtıldı. Haritayı gören Türk komutanlar, toplantıyı terk ettiler. Haritada Gaziantep’ten Rize’ye kadar bir çizgi çekin, doğusundaki ve güneyindeki Türkiye toprakları, sözümona ‘’Free Kurdistan’’ (Özgür Kürdistan) içinde gösteriliyordu. Gerçekte; ikinci İsrail elbette. Diyarbakır ise mürekkep fiyatına bu kukla devletin merkezi yapılmıştı. İşte Hukukun ve Yargının ilgisi burada başlamaktadır. Dünyada toprak bütünlüğü güvence altınaalınmayan, tek bir ülke ve tek bir hukuk yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Siyasal Partiler Yasası da ülke bütünlüğüne aykırı amaç ve faaliyeti yasaklamıştır. Bu yönde program ve faaliyeti bulunan siyasal partileri kapatmayı öngörmüştür. TAYYİP ERDOĞAN’IN BOP İTİRAFLARI Küreselleşmenin liberal yazarları, Tayyip Erdoğan’ın BOP görevlisi olduğunu inkar etmiyorlar. Tayyip Erdoğan 15 Şubat 2004 gecesi Kanal D ekranından yaptığı konuşmadan başla*****, bizim saptadığımız 31 konuşmasında kendisine BOP görevi “verildiğini”, BOP görevini “ifa ettiğini”, “BOP Eşbaşkanı’’ olduğunu itiraf etmektedir. Kanıtlar, görüntülü ve yazılıolarak saptanmıştır. Dahası Tayyip Erdoğan BOP içindeki görev tanımını da kendi ağzıyla itiraf etmiştir.’ “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde Diyarbakır’ı merkez yapmak”. Tayyip Erdoğan’ın kendi itiraflarıyla saptanmış ve kanıtlı olan olgular şunlardır: 1) BOP bir ABD projesidir. (Kanal D; 15 Şubat 2004) 2) Tayyip Erdoğan ABD’nin BOP Projesi’nin eşbaşkanıdır. (11 ayrı konuşma) 3) Tayyip Erdoğan BOP görevini yabancı bir devletten “almıştır”, kendisine bu görev “verilmiştir”. 4) Tayyip Erdoğan, BOP görevini “ifa etmektedir”, yani uygulamaktadır. ABDULLAH GÜL’ÜN ABD İLE GİZLİ ANLAŞMA İTİRAFLARI AKP yöneticilerinin yabancı devletlerin Türkiye’nin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü hedef alan faaliyetlere katıldıklarını ispatlayan kanıtlar bu kadarla kalmıyor. Abdullah Gül 2 Nisan 2003 günü Ankara’da ABD Dışişleri Powell ile “2 sayfa 9 maddelik bir gizli anlaşma” yaptığını kendi ağzıyla itiraf etmiştir. Bu gizli anlaşmanın yine BOP projesini uygulamaya yönelik olduğunu itiraf eden de Abdullah Gül’ün kendisidir (Vatan Gazetesi;24 Mayıs 2003) İtiraf somut: 2 sayfalık 9 maddelik bir anlaşma. Abdullah Gül BOP’u uygulamak, başka deyişle Türkiye’yi parçalamak için hangi yasadışı ve gizli maddeleri kabul ettiğini açıklamadı. Yargıtay Başsavcılığı’nın ifadesini isteyerek dosyayı tamamlaması kanımızca yerinde olur. Ancak gizli anlaşmanın içeriği, 17 Temmuz 2003’ten itibaren defalarca açıklanmıştır ve Abdullah Gül tarafından yalanlanmamıştır. Suç kanıtlarının ucu bucağı yok. Bir de herkesin bildiği “İkiz İhanet Sözleşmeleri” var. Türkiye’de etnik ve dinsel azınlıklara ayrı devlet kurma, ayrı eğitim sistemi oluşturma hakkını bile tanıyor. MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ’NDE TÜRKİYE SINIRLARININ YENİDEN ÇİZİLMESİ YÜKÜMÜ Kaldı ki kanıtlar burada bitmiyor. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, AB ile 2 Ekim 2005 gecesi imzaladıkları “Müzakere Çerçeve Belgesi”nde, Türkiye’nin “anlaşmazlık konusu olan sınırlarının” Uluslararası Adalet Divanı’nda yeniden çizilmesini kabul etmiş ve AB’ye karşı Türkiye’nin sınırlarını değiştirme yükünün altına girmişlerdir. Aynı belgede, Türkiye’nin AB üyeliği yükümlerine uymayan bütün uluslararası antlaşmalarının bu arada Lozan’ın öne sürülemeyeceği de kabul edilmiştir. Müzakere Çerçeve Belgesi, AKP Hükümeti tarafından kabul edilmiştir ve hükümet adına Abdullah Gül tarafından imzalanmıştır. İşte size kayıtlı bir kanıt daha. Üstelik yalnız Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ı değil, 2 Ekim 2005 günü Bakanlar Kurulu üyesi olan bütün AKP ricalini bağlıyor. Hem parti kapatma nedeni hem de bireyleri ceza hukuku açısından sorumlu kılan bireysel suç. TAYYİP ERDOĞAN, ABDULLAH GÜL VE AKP’NİN HUKUKİ DURUMU Anayasa, siyasal partilerin ‘’Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bütünlüğüne aykırı amaç gütmelerini ve bu yönde eylemlerin odağı haline’’ gelmelerini parti kapatma nedeni olarak kabul edilmiştir. (Madde 68/4, 69/6 ) Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül’ün BOP itirafları ABD ile gizli anlaşma, Müzakere Çerçeve Belgesi’ne atılan imzalar, İkiz İhanet Yasaları’nın meclisten geçirilmesi ve diğer belgeli kanıtlar, Anayasa ve Siyasal Partiler Yasası’nın parti kapatma tanımına tam tamına uymaktadır. BOP, Türkiye’nin bağımsızlık ve bütünlüğünü hedef almaktadır. ABD’nin resmi açıklamaları ve NATO toplantısında duvara yansıttığı harita belgelidir. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, kendi itirafları ve uygulamalarıyla ABD’nin BOP projesi kapsamındaki faaliyetlerine katılmışlardır. Müzakere Çerçevesi Belgesi’yle Türkiye’nin “anlaşmazlık konusu olan sınırlarının yeniden belirlenmesi” yükümü altına girmiş ve Lozan dahil Uluslararası Antlaşmaların güvencelerinden vazgeçmişlerdir. Görüldüğü gibi, Anayasa’nın 68/4 maddesindeki parti kapatma nedeni, AKP örneğinde bütün unsurlarıyla belgelidir. Kanıtlar tartışma götürmez kesinlikte ve sağlamlıktadır. Tayyip Erdoğan AKP Genel Başkanı ve AKP iktidarının başıdır. Abdullah Gül, AKP’nin düne kadar Dışişleri Bakanı ve bugün Çankaya’daki temsilcisidir. Tayyip Erdoğan, BOP görevini bizim saptadığımız 31 ayrı konuşmasında ısrarla tekrarlamıştır. Müzakere Çerçeve Belgesi, Abdullah Gül tarafından imzalanmıştır. İkiz İhanet Yasaları, AKP Meclis Grubu’nun oylarıyla Meclis’ten geçirilmiştir. Bütün bunlar, Siyasal Partiler Kanun’unun 103/2. madde hükmünde tanımlanan “aykırılığın odağı haline gelme” durumunun bütün unsurlarıyla var olduğunu gösteriyor. Bu durumda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde Tayyip Erdoğan’ın BOP görevini vurgulaması bütünüyle hukukidir. Ancak AKP hakkındaki kapatma talebi, yalnız laikliğe aykırı eylemlere odak olma gerekçesine dayandırılmıştır. Oysa laikliğin yanında, devletin bağımsızlığı ve ülke bütünlüğüne aykırılık da kapatma nedeni olarak iddianamede belirtilmeliydi. Bu belirleme, Tayyip Erdoğan’ın “Milli İrade” ve “%47 oy” aldatmacalarını boşa çıkarmak açısından çok önemliydi. Tayyip Erdoğan ‘’Milli İrade’’ nin temsilcisi değil, kendi itirafıyla, ABD devletinin BOP görevlisidir. BOP görevi; siyasal düzlemde Milli Egemenlik’e ihanettir. Hukuki açıdan parti kapatma nedenidir. Ceza Hukuku açısından da, Türkiye topraklarının bir bölümünü başka bir devletin hükümranlığına vermeye yönelik eylemdir; en ağır suçtur. O nedenle bu yargı süreci kapatma davasıyla bitmez; vatana ihanet kapsamındaki suçla ilgili ceza davasını zorunlu kılar. Kaldı ki, kapatma sonucu milletvekili seçilme yeterliğini kaybeden bir kimsenin Cumhurbaşkanı seçilme koşullarını da yitirdiği bir gerçektir. Eğer hukuk varsa Abdullah Gül’ün Çankaya’daki işgalini sürdürme şansı yoktur. | |
| |  |
| IRCForumlari.NET Reklamlar |
   |
 |
| Etiketler |
| abdullah, bop, bÜyÜk, edoğan, edogan, gul, gül, ihanettir, ortadoğu, ortadogu, tayyip, vatana, ve, İhanettir |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
| Büyük Ortadoğu Projesi Öncesi - Sevr İdeolojisi | JB | IF Ekstra | 0 | 22 Aralık 2010 02:00 |
Normal
