IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 11 Nisan 2007, 13:13   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Nemelazımcılık




On beş İngiliz askeri, İran kara sularına girdiği gerekçesi ile esir alındı İran tarafından. Bir anda dünya ayağa kalktı. İran’a sallayan sallayana. Tehditlerin bini bir para. Sanki herkes savaş hazırlığına girmiş gibi...
ABD’si, AB’si İngiltere’si Çin’i, Rusya’sı, falanı filanı, herkes bu konuda bir şeyler söyleme ihtiyacı hisseti bu olay sırasında. Ama gelin görün ki, 2003 yılında, Kuzey Irak’ta, Amerikan askerleri tarafından Türk askerlerinin başına çuval geçirildiğinde hiç kimse gıkını çıkarmadı.
Artık buna çifte standart bile demeye gerek kalmadı. Çünkü artık tek standart var. O da, Türkiye’nin aleyhine ne olursa, kimse karışmayacak. Çuval olayına ses çıkarmayanların ise, İran’daki esir alma olayında Türkiye’nin arabuluculuğuna ihtiyaç duymaları daha da ilginç.
ABD’nin bölgedeki en büyük müttefiki olan İngiltere, on beş askerini dahi koruyamayacak kadar acziyete düşüp, medet ummadık kimse bırakmadı. 1990’dan beri Ortadoğu’da ABD’nin dümen suyuna gitmek, her dediğini yapmak için kendi iç siyasetinde bile ciddi sıkıntılar yaşayan İngiltere’nin, öyle büyük bir devlet olmadığı da gün gibi ortaya çıkıverdi.
Açıkçası, dünyanın bu şekilde yönetildiğini gösteren binlerce olayı örnek vermek mümkünken, hâlâ bunu anlayamayanların var olması tuhaf. Büyük Ortadoğu Projesi için ABD’nin ve yaverinin(İngiltere), 17 yıldır fiilen Ortadoğu’da bulunmaları, bu projeye engel olabilecek güçteki Türkiye ve İran gibi devletleri siyasi ve ekonomik zarara uğratmak için her türlü çabayı gösterdiklerini görmek için siyaset bilimci olmak gerekmiyor.
Etrafımızdaki politik hareketliliği görmeden, sırf kendi ekonomik durumlarını düşünerek bugünü değerlendiren insanların çoğunlukta bulunuyor olması da, BOP’un mimarlarının ve uygulayıcılarının işini kolaylaştırıyor. “Kıbrıs’ı versek ne olur? Zaten bize ekonomik yük getiriyor. Ne yapalım canım Doğu Akdeniz’de Rumlar petrol arıyorlarsa? Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti kurulursa kirilsin, bize bulaşmasınlar da, kim ne yaparsa yapsın. Ben cebime giren paraya bakarım. Ekonomim iyi olsun da, başka ne isteyeyim” düşüncesinde olan insan sayısının çokluğu, etrafımızdaki oluşumlara cesaret veriyor.
İnsanların etrafını görmemeleri içinde tüm tuzaklar hazır ve görev başında. Magazinin dayanılmaz dünyasındaki ilişkiler, töre cinayetlerinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı diziler, ne dediğini anlamadığımız şarkılarla verilen erovizyon mücadelesi hayatımızın en önemli bölümlerini oluşturuyor. Çantasını değil, kendi hayatını kapkaççılardan korumak yüzünden paranoyak yapılmış bir toplumun, Türkiye’yi ve Türkiye’nin çevresini düşünecek hali mi kaldı?
Kariyer ve liyakatin bir anlam taşımadığı anlaşılınca insanların, memleketin değil şahsının ikbali için, hata üstüne hata yapan siyasetçileri temiz gösterme çabaları da bunlara eklenince, bu insanlardan, “Neler oluyor?” sorusunu sormalarını beklemek hayal.
İşte bu nemelâzımcılık virüsünün tüm toplumu sarmasına engel olmak için bir an evvel antinemelâzımcılık aşısının insanlara enjekte edilmesi gerekiyor. Sorgulayan, hesap soran, tepki koyan bir toplumdan kimler korkuyor buna bakılmalı…

fakirullah



Ahmet Fasıl / 4/9/2007

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
nemelazimcilik, nemelazımcılık


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık