IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 27 Şubat 2010, 11:46   #11
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




Nickolas [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Siz böyle bir konuya;

Alıntı:
Söylemek pek hoşuma gitmiyor ama böyle bir karşılaştırma inanılmaz ötesi bir saçmalık...




Diyebiliyorsunuz da, Böyle bir gazetenin yazdığı haberler nasıl inandırıcı, gerçekçi gelebiliyor? Çünkü bütün konulara önyargıyla bakıyorsunuz, öyle şeyler olmasa da öyle görmek istiyorsunuz! Sizinde amacınız aynen, bu konusunu açtığınız gazete gibi, bu köşe yazısını yazan gibi ( sadece )karalamak, Gerçekler umrunuzda değil, ihtimaller önemsiz sizin gibi karalayabilenler için, Çünkü suçsuzlarında, suçlularında bu durumlarından hoşnutsunuz. Sizden olmayanlara ne olursa olsun umurunuzda değil, Akp den birileri böyle olsaydı, onu korumak içinde elinizden geleni yaparsınız. Hoş, öyle bir ihtimalin imkanı bile yok. Anlayabilene.


Konu Hayal tarafından (27 Şubat 2010 Saat 11:52 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat
Alt 27 Şubat 2010, 13:02   #12
Nickolas
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




Şuan yalnızca okumakla yetinebiliyorum. Çünkü uzuuuun uzuuuunnn cevap yazmaya pek vaktim yok. Dolayısıyla akşama ikinize de gerekli açıklamayı net bir şekilde yapacağım. Şuan okumam ve cevapsız kalmam sizlerde yanılgıya yol açmasın.

Senden şunu istiyorum Belinay.

Alıntı:
Gerçekler umrunuzda değil, ihtimaller önemsiz

Bu sözünü destekleyecek fikirlerini, nelere dayanarak bu söylemlerin ardında olduğunu bilgi ve tarihlere göre burada paylaşırsan sevinirim... O zaman göreceğiz kulaktan dolma bir kültüre mi sahipsin? yoksa Kanıtsal Bilgi kültürüne mi...

Kanıtsal Bilgi kültürüne sahipsen bu tartışma inan bana hepimiz için çok iyi olacak. Aksi taktirde kalıplaşmış bir kaç düşüncenin esiriysen, akşama yazacaklarım vaktimi harcamaya değmez.

Saygılarımla...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Şubat 2010, 13:14   #13
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




Balyoz soruşturmasıyla ilgili şuan hiçbir şey kanıtlanmadı, Dün açıklama yapıldı Birinci Ordu Askeri Savcılığı'ndan, Balyozla ilgili hiçbir şey tespit edilmemiştir diye, Siz öyle bir konuşuyorsunuz ki, Bütün tutuklanan Generaller, askerlerin hepsi suçlu, Belki suçlular da vardır aralarında, ama bütün askerleri, bütün tutuklanan generalleri aynı kefeye koymak yanlış, Hepsine suçlu diyemezsiniz, Gerçekler de ortaya umarım en kısa zamanda çıkacaktır, Ben varolduğu kanıtlanmayan hiçbirşeye inanmam, Kalıplaşmış cümleler dediğin gerçekler oluyor, ama sizin beyninize o kadar işlemiş ki size kalıplaşmış olarak gelmesi çok ama çok normal,

Siz konuştuklarınızı "Taraf" denen bu gazete ile mi ispatladığınızı zannediyorsunuz, yoksa bilimsel kanıt olarak bu gazeteyi mi gösteriyorsunuz? Hiç kimsenin bu yazıyı sonuna kadar okuduğunu da ayrıca hiç ama hiç sanmıyorum, Bu gazetenin gerçekleri sadece insanları karalamak o da taraflı olarak.


Konu Hayal tarafından (27 Şubat 2010 Saat 13:25 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Şubat 2010, 13:43   #14
Çevrimdışı
glu
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




BeLinay Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Balyoz soruşturmasıyla ilgili şuan hiçbir şey kanıtlanmadı, Dün açıklama yapıldı Birinci Ordu Askeri Savcılığı'ndan, Balyozla ilgili hiçbir şey tespit edilmemiştir diye, Siz öyle bir konuşuyorsunuz ki, Bütün tutuklanan Generaller, askerlerin hepsi suçlu, Belki suçlular da vardır aralarında, ama bütün askerleri, bütün tutuklanan generalleri aynı kefeye koymak yanlış, Hepsine suçlu diyemezsiniz, Gerçekler de ortaya umarım en kısa zamanda çıkacaktır, Ben varolduğu kanıtlanmayan hiçbirşeye inanmam, Kalıplaşmış cümleler dediğin gerçekler oluyor, ama sizin beyninize o kadar işlemiş ki size kalıplaşmış olarak gelmesi çok ama çok normal,

Siz konuştuklarınızı "Taraf" denen bu gazete ile mi ispatladığınızı zannediyorsunuz, yoksa bilimsel kanıt olarak bu gazeteyi mi gösteriyorsunuz? Hiç kimsenin bu yazıyı sonuna kadar okuduğunu da ayrıca hiç ama hiç sanmıyorum, Bu gazetenin gerçekleri sadece insanları karalamak o da taraflı olarak.

Şimdi şöyle Ergenekon ve Balyoz Darbe planlarının cıktıgı günden bugun'e bir göz atalım kim ne demiş. ;
Öncelikle tutklamalar oldu vs oldu Mühimmatlar bulundu. Mühimmatların TSK'ya ait oldugu saptandı. Bu Mühimmatların bulundugu arazilerin sahiplerinin Darbeciler ile birlikte calıştıkları tespit edildi. Bu arazilerden cıkanları ve etkilerini hepimiz biliyoruz bu konuda daha fazla söz edip insanların başını agırtmam istemem.Bu arada birçok şey oldu ve bildiginizi düşünerek yazmıyorum. Daha sonra İmza mevzusu cıktı. Asıl mı sahtemi dendi ve belgenin aslı cıktı ortaya. Daha sonra imzayı 3 yanılmıyorsam 4 Kurum inceledi. Bu Kurumlardan bu konuda sözü en gecerli Olan Kurum ne demişti Bir hatırlıyalım. "İmza ıslak ve Alb.Dursun Cicek'in imzası ile aynı" Bu Acıklamadan sonra Bazı Kurum ve Kuruluşların karalama politikaları başladı ( Dogan Yayın Aş. - CHP ve Onun Saygıdeger lideri Deniz Baykal bunlardan sadece bir kaçı) Sonuç olarak İmza Dursun Çicek'indir dendi. Ama gelin görünki Bu Albay Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Böyle bir kararın verilmesi elbette şaşırtmaz insanı. Daha sonraki Sürecte Balyoz plan'ı ortaya cıktı. Ve Cıkmasıyla karalama politikalarının başlaması bir oldu. Yine yukarıda belirttigim kurumlar bu karalama politikasının altına imzalarını attılar. Balyoz neydi ve neleri hedefliyordu hepimiz biliyoruz. Balyozcu Paşa Kimdi. Çetin Dogan. Peki Bu kişi nasıl biri gazetelerden veya Tv'den gördük bir çogumuz. Eşi ve Kendisi TSK'yı Resmen sömürmüştür..Neyse, Ergenekon ve Balyoz = Türkiye Cumhuriyet'inin Yok olması veyahut satılması anlamına geliyor..Bunu kabullenmiye bilirsiniz. Cünkü Bunları Ortaya cıkaran ve yargılayan Hükümet Ak parti Hükümetidir. O Partiye Anlamsız bir kin besliyor cogunuz... Neyse konuya Tekrar dönersek ; Balyoz Eylem planı içerisinde Subaylara yönelik planlarda vardı. Onların Kendilerine cekilmesine yönelik veya Görev verilmesine yönelik. Bir Parantez acalık Subaylara yönelik işlere ; Subayları Kurtarmak için Bayanlar kullanılacak ve onlara karşı her fedakarlık yapılacak , Onlara görevler verilip onları kendilerine baglıyacaklar vs vs. Bunlar Ne çirkin işler. Ne fena işler...Ve Planın Ses kayıtları ; Ata'ya Küfürler. Halk'a Küfürler vs vs. Bu Kişilerimi Destekliyorsunuz ? Evet destekliyebilirsiniz Saygımda var size ama bir bakın etrafınıza bir bakın planlara. Bu Planlar uygulansaydı ne olurdu ? Ki uygulandıda bir kısmı. Jetlerin Alcaktan ucması Caddelerde tankların ve Zırhlı araçların yürütülmesi... Bunlar Türkiyenin zararına olan şeyler. Türkiyenin Fenalıgına olan şeyler... Şuna kimse karşı cıkmasın ; Askeri Savcılık Bu davaya Adil bir şekilde BAKAMAZ... Bu iş Sivil Yargının iş
i.
Alıntı:
Ben varolduğu kanıtlanmayan hiçbirşeye inanmam, Kalıplaşmış cümleler dediğin gerçekler oluyor, ama sizin beyninize o kadar işlemiş ki size kalıplaşmış olarak gelmesi çok ama çok normal,

Demişsin. Daha ne kanıtlanacak ben anlamadım. Bir Sürü Klasör bir Sürü belge. Ergenekon ve Balyoz Suclularının evlerinden cıkan belgeler herşeyin apacık kanıtıdır belgesidir. Ha belki görmek istemiyorsundur Orasına birşey diyemem... Bizlerin beynine işleyen tek şey ; Türkiyenin Bekasına bütünlügüne zarar verecek Kurumlar/Kuruluşlar ve Kişiler'in Hepsi Düşmandır ve Suçludur. Bu Kişiler ve Kurumlar'ın Hepsi yargılanmalıdır...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Şubat 2010, 13:46   #15
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




Artık yargıya da güven yok, ne kadar taraflı olduğu ortada, bence sivil yargı da artık hukuki, adaletli bir karar verecek durumda değil. Yargıya hiç kimse %100 güvenemez, zaten güvenilmemesi için ellerinden ne geliniyorsa yapılıyor.

Dün Çetin Doğan tutuklandı, Avukatının yaptığı açıklama, yeterince açıklayıcıydı bununla ilgili. Ki yargıda bunun aksini iddia eden bir faaliyet göstermiyor...



Konu Hayal tarafından (27 Şubat 2010 Saat 13:52 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Şubat 2010, 13:50   #16
Çevrimdışı
glu
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




BeLinay Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Artık yargıya da güven yok, ne kadar taraflı olduğu ortada, bence sivil yargı da artık hukuki, adaletli bir karar verecek durumda değil. Yargıya hiç kimse %100 güvenemez, zaten güvenilmemesi için ellerinden ne geliniyorsa yapılıyor.

Dün Çetin Doğan tutuklandı, Avukatının yaptığı açıklama, yeterince açıklayıcıydı bununla ilgili. Ki yargıda bunun aksini iddia eden bir faaliyet göstermiyor...

Bu Konu hakkında Seni Şu Konuda Desteklerim HSYK'nın Erzurumda Görevli savcıyı Görevinden alması tamda hedefin'e Ulaşacakken. Yargıda böyle kirli eller oldukca Darbecilerde yargılanmaz Darbeci paşalarda.. Bizim Vatandaş olarak görevimiz bu kirli ellere destek degil köstek olmaktır...Avukatları hepimiz biliriz. Müvekkili tutuklandıgında hep igneler ki zaten bu onların işidir kimse birşey diyemez...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Şubat 2010, 13:59   #17
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




Judi benim anlatmak istediğim tabii ki suçlu varsa cezasını çekmeli, Hakeden herzaman çeksin, Ama benim anlatmak istediğim sadece şu; Tabii ki doğru olanlar vardır, ama tutuklanan bütün askerlerimiz, paşalarımız, komutanlarımız suçlu değil, Bunu bu şekilde ayırt edebilmeli, Demek istediğim sadece bu.

Ve pkkdan daha kötüler diyebilen birileri çıkabiliyor, pkkdan nefret ettiğim kadar hiçbirşeyden etmiyorum, hatta tiksiniyorum. Ama birisi burada pkkdan daha kötü gibi bir cümle kurarsa işte orda "dur" derim.. pkkdan daha kötü gibi bir cümle olamaz.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Şubat 2010, 14:08   #18
Çevrimdışı
glu
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




BeLinay Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Judi benim anlatmak istediğim tabii ki suçlu varsa cezasını çekmeli, Hakeden herzaman çeksin, Ama benim anlatmak istediğim sadece şu; Tabii ki doğru olanlar vardır, ama tutuklanan bütün askerlerimiz, paşalarımız, komutanlarımız suçlu değil, Bunu bu şekilde ayırt edebilmeli, Demek istediğim sadece bu.

Ve pkkdan daha kötüler diyebilen birileri çıkabiliyor, pkkdan nefret ettiğim kadar hiçbirşeyden etmiyorum, hatta tiksiniyorum. Ama birisi burada pkkdan daha kötü gibi bir cümle kurarsa işte orda "dur" derim.. pkkdan daha kötü gibi bir cümle olamaz.

Yorumunun 2. Paragraf'ına İtlahfen ; Düşün şimdi Darbeciler Nezaman'dan belli Türkiye Cumhuriyetinin Ve Osmanlının içinde. Bu konuya şöyle Yüzeysek bakacak olursak. Genc Osmandan bu yana Darbeciler içimizden (Belki daha önceside vardır bilemem) Padişahlar indiriliyor rejim değiştirilmeye calışılıyor ve En Sonunda Dünyanın En Şanlı İmparatorluklarından birini Yıkıyor Bu Darbeciler (ittihat ve terakkiciler) Ve Gelin görün ki Bugun Hortladılar. Hayır Hayır onlar bugun hortlamadılar Onlar herzaman vardılar. sadece Kendilerine zemin hazırlıyorlardı. Bugun onlara Dur denmezse yarın cok gec olacak. PKK yapay birşey. Benimde Kardeşim,Abim veya Cok tanıdıklarım Şehit oldu. Bende Onlardan (PKK'dan) nefret ediyorum. Ama PKK Sadece Psikolojik bir Kurum. ABD VE İsrail Komutasındaki bir kurum. Biliyor artık tüm ülkeler Türklerin Duygusal oldugunu ve Bizi bu şekilde Alt edeceklerini. Ergenekon ise Yıkıcıdır. Ülke için PKK'dan Daha bölücüdür. Allah'ınız severseniz Planları Okuyun Lütfen okuyun Ozaman beni daha iyi anlıyacaksınız. Bu Adamlar Ülkelerini Satarlar... İnşallah PKK'yıda Ergenekon'uda Elbirligi ile Birlik ve Beraberlik ile Ber taraf edecegiz...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Şubat 2010, 17:44   #19
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




Solu ileriye taşıyacak bir lider cıkması lazım. Ne Deniz baykal ile olur , ne kemal kılıçdaroğlu ile nede mustafa sarıgül ile.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Şubat 2010, 21:57   #20
Nickolas
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Baykal’ın cehalet siyaseti




Belinay: Kulaktan dolma bir kültüre sahip olup olmadığın konusunda net birşey diyemem ama Kanıtsal kültüre sahip olmadığın ortada
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Gelelim Abdullahcım sana
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Alıntı:
Gazete neyki yazdığı ne olsun. Taraf gazetesinin ortalığı karıştırmak amacı olduğu çok bariz.

Bu sözü neye dayandırdığını söylersen eminim verecek cevabım vardır.


Alıntı:
İktidarı eleştirdiğine hiç denk gelmedim duymadım da.

Taraf 'ın bugün ki köşe yazısından;

Ahmet Altan Nickli Üyeden Alıntı

...

Zaten Ankara’da yaşananların tümünde bir tuhaflık ve anlamsızlık var.

Genelkurmay’da orgenerallerle oramirallerin toplanıp “yargıya müdahale” anlamına gelecek bir bildiri yayınlamaları da, Başbakan’ın, kendisine bağlı bir devlet görevlisiyle “zirve” düzenlemesi de garip davranışlar.

...

Buranın omurgası çarpılmış.

Darbe planları yapan orduyla çarpılmış, bunu alkışlayan medyayla çarpılmış, kendi memuruyla “zirve” yapan başbakanla çarpılmış.

Şimdi sancılı bir operasyonla bu çarpılmış omurga düzeltilmeye uğraşılıyor.

Bir gün darbecileri herkesten önce kendisi yakalayıp adalete teslim edecek bir ordumuz, darbeciliği ahlaksızca bulan medyamız olacak.

Yazarları, “patronun kölesi” arzuhalciler sanan başbakanlar, “ağızlarından çıkanı kulaklarının duyacağı” bir hassasiyete kavuşacak.

...

Yazının tamamını okumak istersen: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Alıntı:
Ordu üzerinde oyun oynanıyor o da çok bariz

Lütfen bunu da neye dayandırdığını açıkla
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Alıntı:
ve ben CHP'li değilim hatta hiç bir siyasî partinin destekçisi değilim. Bunu söylemek için herhangi bir siyasî partiye dâhil olmak gerekmez ki.

Yo... kesinlikle beni yanlış anlamışsın. Konu CHP ydi. Fakat konuyu birden Taraf gazetesinde döndürdüğünde ben konu ile ilgili yorum yaparak;

Alıntı:
Ben de görmedim ki, tüm bunlara oyun ve yalan diyen ama CHP li olmayan bir vatandaş.

cümlesini kurdum.

Gelelim Genele....

Ben siyasetten nefret eden biriyim. Ama ondan daha fazla nefret ettiğim birşey var ki o da entrikadır. Ben ister miyim kendi insanıma kötü söz söylemeyi? Askerime şüpheli gözlerle bakmayı? Ben istemez miyim? Kayıtsız şartsız güvenmeyi? Bir suç işlendiği zaman, Yargımız gerekene karar verir demeyi?

Dışarı çıktığında kime güvenebilecek durumdayız? Kimimiz kardeşine, kimimiz anasına ve babasına dahi güvenemezken geçmişi hatalarla dolu bir orduya nasıl da gözü kapalı güveniyoruz...

Bu ordu "Cumhuriyet Elden gidiyor" nidalarıyla kaç darbe yaptı? Her darbede kaç kişi öldürüldü? İstiklal mahkemelerinde kaç kişi müebbet hapis cezasına kaptırıldı. Her darbeden sonra kendini sivil yargıdan soyutlayıp, anayasaya kaç tane dokunulmazlık maddesi yerleştirdi? Daha da ileri giderek kendinde canının istediğini vurma hakkını bulup, JITEM örgütü adıyla 17500 kişinin canına hangi vicdanla kıydı? ve kendini rezil etme pahasına JITEM diye bir örgüt yoktur diyebildi!

İşin garip yani? Bu zamana kadar Darbe mevzusu gün yüzüne bile çıkarılmadı! Sanki normalmiş bir karşılandı. Ordu darbeyi yapar; Yargıtay da tepki göstereceğine gider Genelkurmayı tebrik eder... Yok ama darbe günlerine gitmeye gerek yok! 27 Nisan muhtırasında neden yargıtay sesini çıkarmadı?

Darbenin suç olmadığını düşünüyorsanız o ayrı... Ama yasalara göre bir suç! Bu suçu işleyeni tebrik eden bir Yargı yargı mıdır?

Ergenekon Savcılarından biri olan Zekerriya Öz 'e gelen tehditler:

Alıntı:

Emekli general, albay ve subayların da aralarında olduğu 47 kişinin tutuklandığı Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, çetelere dokununca hedef haline getirildi. “Fethullahçı”, “Cuma namazı kılıyor”, “AK Parti’nin adamı” gibi ithamlara,“Sonun Ferhat Sarıkaya gibi olur” tehditlerine ve suç duyurularına maruz kalan Savcı Öz hakkında Jandarma İstihbaratı’nın da özel araştırma yaptığı iddia edildi. Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Türk Ortodoks Patrikhanesi Sözcüsü Sevgi Erenerol teknik takibe takılan telefon konuşmalarında Savcı Öz için, “Başka yöntemlerin devreye sokulmasının gerekliliğinden” bahsediliyor. Edinilen bilgiye göre, Jandarma istihbaratı, Öz’ün doğup büyüdüğü yer, okuduğu okul ve görev yaptığı Adapazarı, Çanakkale, Bitlis, Balıkesir ve İstanbul’da iz sürüyor.

Ferhat Sarıkaya kim mi?

Alıntı:

...

HSYK’yı “yargının ve hukukun” temsilcisi olarak kabul eden Yüksek Yargı, CHP, medyanın bir bölümü “kanuna dayanmayan” bu uygulamayı destekliyor ve HSYK’ya karşı çıkmayı “bağımsız yargıya karşı çıkmak” olarak göstermeye uğraşıyor.

HSYK, “bağımsız yargı” öyle mi?

Biliyorsunuz, bu “kurum”, askerlerin Şemdinli’deki bir kitabevini bombaladıkları sırada suçüstü yakalanmasıyla ortaya çıkan davanın iddianamesini yazan savcıyı cezalandırmıştı.

O savcı sistemin dışına atılmıştı.

Bu “bağımsız” bir karar mıydı?

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, bir canlı yayında, “o savcıyı görevden kendisinin attırdığını” açıkça söyledi.

Genelkurmay Başkanı’nın emriyle “savcıyı görevden atan” bir “bağımsız” yargı kuruluşu olabilir mi?

O zaman, bu “bağımlılığa” karşı çıkan bir Yüksek Yargı üyesi oldu mu, Yargıtay, Danıştay bugünkü gibi ayaklandı mı, CHP isyan etti mi?

Niye ayaklanmadı peki?

...


Dahası mı? Ecevit 'in ölümü:

Alıntı:
Ergenekon davalarının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon sanıklarından Mehmet Haberal’ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi’nden eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in tedavisine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin istenmesine karar verdi. Mahkemenin kararı, başında Ecevit’in bulunduğu DSP-MHP-ANAP koalisyonunun düşürülmesiyle ilgili iddiaları yeniden gündeme getirdi.

57. Hükümet’in düşürülmesi tartışmaları, ilk olarak dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Çankaya Köşkü’nde 29 Ekim 2001’de verilen Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’nda gündeme gelmişti. O günlerde Başbakan Ecevit, yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı hükümetin işlerini engellediği iddiasıyla eleştiriliyordu. Siyaset ve iş çevrelerinde Ecevit’in görevini bırakarak başka bir isme devretmesi gerektiği tartışılıyordu. Hükümet ortakları arasında ise İhale Yasası’ndan dolayı gerginlikler yaşanıyordu.
Tam da bu dönemde gerçekleşen resepsiyonda dört kuvvet komutanının Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin’e mesaj verdiği ortaya çıktı. O dönem kuvvet komutanları şunlardı: Kara Kuvvetleri Komutanı Hilmi Özkök, Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Alpkaya, Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman ve Hava Kuvvetleri Komutanı Cumhur Asparuk.
Yetkin ile 20 dakika görüşen generaller, “Ecevit neden kendinden sonra DSP’yi devralacak bir ismi işaret edip yönetimin ve ülkenin önünü açmıyor?” demişlerdi. Askerlerin istediği isim de belliydi: Ecevit’in sağ kolu Hüsamettin Özkan.

Murat Yetkin o günleri yazdı
İddialara göre, Ecevit’in devrilmesi için daha önceden de çeşitli hazırlıklar yapılmış, toplantılar düzenlenmişti. İddialar Ergenekon soruşturmasıyla yeniden gündeme gelince Murat Yetkin o günlerde yaşananları tekrar yazdı.

17 Temmuz 2008’de “Doğru, Ecevit’e müdahale edilmişti” başlığıyla yayımlanan yazıda Yetkin şunları anlatıyordu: “Bu işi yapan, Ergenekon denilen oluşum muydu? Bilemiyorum. Ancak Ecevit’e görevini bırakması doğrultusunda 2001 yılında üst düzey askerlerden kaynaklanan bir zorlama oldu.”

“Bu girişim karmaşık bir dizi adımdan oluşuyordu” şekilde devam eden yazıda, Yetkin, kuvvet komutanların kendisiyle görüştüğünü doğruluyordu. Yetkin, konuşulanları ertesi gün Özkan ile birlikte makamına gittiği Başbakan Ecevit’e anlattığını da belirtiyordu.
Yetkin, olanlardan Özkan’ın da haberi olduğunu ve kendisine yapılan öneriye “Bunu duymamış olayım. Ecevit ile geldim, Ecevit ile giderim, bunu da ona söyleyemem” şeklinde cevap verdiğini de anlatıyordu.

Neden bırakmamı istiyorlar
Yetkin, Özkan ile birlikte makamında görüştüğü Ecevit ile aralarında geçen konuşmayı ise şöyle yazıyordu: “... Duyduklarımı anlattım. Ben anlattıkça Ecevit artan bir endişeyle dinledi. ‘Bunu söyleyenlerin rütbesi ne? Kor(general) ya da ikinci başkan düzeyinde mi?’ diye sordu. (O dönem Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt idi.) Ben ‘Kuvvet komutanı düzeyinde, orgeneral’ dedim. Nereden çıkıyor bu?’ diye sordu. ‘Hüsamettin beyin de durumdan haberi varmış, generaller ona da söylemişler’ dedim. Ecevit ani bir hareketle soluna, Özkan’a döndü ve hayret içinde ‘Öyle mi?’ dedi. Özkan, ‘Öyle efendim, size arz edemedim’ dedi. Dirsekleri masaya dayalı halde oturan Ecevit kendisini koltuğun arkasına adeta bıraktı ve bir süre öylece sessiz kaldı. Hayatımın en sıkıntılı anlarından biriydi. Ecevit, ‘Yerimi neden bırakmam gerekiyormuş, başkası daha mı iyi yapacakmış?’ diye sordu. Yanıtlayamadım. Konuşma bitti ve çıktım.”

Böylece askerlerin istediği olmaz. İddiaya göre, Ecevit’in sağlık sorunları devam edince, yeni bir plan devreye kondu. Bu sefer Ecevit için “iş göremez” raporu alınacaktı. Ecevit, 4 Mayıs 2002 akşamı TOBB’un düzenlediği bir resepsiyona katıldıktan 20 dakika sonra ayrılınca durumunun iyi olmadığı öne sürülmeye başlandı. Ertesi gün Başbakanlık’a geçen Ecevit’in beli ağrımaya başladı.

Haberal’ın hastanesi devrede
Bunun üzerine Ecevit, Haberal’ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı. O sırada 77 yaşında olan Ecevit’in sağlık durumu incelemeye alındı. Birçok tetkik bir arada yapıldı. MR ve röntgen çekildi, akciğerleri incelendi, mide, bağırsak ve kan tetkikleri yapıldı. Sırt ağrısıyla hastaneye kaldırılan Ecevit’in, nörolog, kalp damar cerrahi, göğüs hastalığı uzmanları tarafından muayene edilmesine neden ihtiyaç duyulduğuna ilişkin şüpheler ise giderilemedi.

Açıklama yapması istendi
Hastane Ecevit’in “gözetim altında” kalması gerektiğini açıkladı. Ancak Ecevit, evine götürüldü. Resmi açıklamada durumu iyi olduğu belirtildi. Fakat hafızalarda Ecevit’in hastane çıkışı yaptığı açıklama kaldı. İddialara göre, Ecevit’in koruma müdürü Recai Birgün’ün “Durumu iyi görünmüyor” uyarısına rağmen hastanenin sahibi Mehmet Haberal, Ecevit’in “açıklama yapmasına” izin verdi. Ecevit, daha çıkmadan konuşma kürsüsü hazırlanmıştı bile. “Başkent Hastanesi Başhekimi” diyemeyen Ecevit’in ağzından “şükranlarımı sunuyorum” yerine “şükran ediyorum” gibi kelimeler çıktı.

Yeniden hastane ve eve dönüş
Ecevit’in ilk tedavisi sonucunda doktorlar “bağırsak enfeksiyonu” dedi. Ağrılarının dinmemesi üzerine 17 mayısta yeniden hastaneye kaldırıldı. Bu sefer “Omurgalarda çökme” dendi. Hastanede yatmasına karar verildi. Ecevit, 27 Mayıs 2002’de ani bir kararla 11 gün kaldığı hastaneden ayrıldı. Tedavisi evde sürdü.

Ecevit’e korse takıldı. Ecevit, sağlık durumunun iyiye gittiğini belirterek, artık görevinin başına dönmek, resmi toplantılara katılmak istedi. Gündemde ise MGK, Bakanlar Kurulu ve Kıbrıs ile ilgili liderler toplantısı vardı. Doktorları Ecevit’in toplantılara katılabileceğini belirtti. Karar, kamuoyuna anında duyuruldu. Ancak toplantı günü doktorlar, Ecevit’e sağlığından dolayı katılamayacağını söyledi. “Ecevit’in durumu kötüye gidiyor” yorumları yapılmaya başlandı.

‘Hastaneye gitme’ uyarısı
Doktorların bu görüş değişikliğinden şüphelenen Reaci Birgün, arkadaşı doktor Mücahit Pehlivan’dan Ecevit’i tedavi etmesini istedi. Tedavi yapıldı, sonuç oldukça dikkat çekiciydi: “Bir tehlike yok, Ecevit gayet sağlıklı. Rapor istenince o gece eve seyyar röntgen cihazı getirilir. Ecevit’in omurga röntgenleri çekilir. Doktor Pehlivan düşüncesi değişmez: Bir çökme olmuş ama düzelmiş. Risk yok, tedbir alırız, beyefendi çok rahat çıkıp yürüyebilir.”
Beline yeni bir korse takılan Ecevit böylece dışarı çıkmaya başlayınca Başkent Hastanesi doktorları son kez kontrol etme kararı aldı. Ancak iddialara göre DSP Genel Merkezi’nden “Giderseniz iş göremez raporu verecekler. Başbakanlıktan düşürecekler” uyarısı yapıldı. Böylece Ecevit hastaneye gitmekten vazgeçti.

Çölaşan, Ecevit’le alay ediyor
Tüm bunlar yaşanırken, Hürriyet gazetesi yazarı Emin Çölaşan, 2 Temmuz 2002’de “Ecevit’in Bilinmeyenleri/Acı Gerçekler” başlıklı yazısıyla Ecevit’in sağlık sorununu alayla bir dille kaleme aldı. Ecevit’e bacağındaki arıza için kasığına kadar özel çorap verildiğini yazan Çölaşan, “Kapıyı biri açıyor ve çorap ayak bileklerinde. Çelik korse çözülmüş” diyordu. Çölaşan, Ecevit’in bütün derisinde kabarmalar ve lekeler olduğunu savunuyor, bunu da Ecevit’in iyi yıkanmamasına, temizlenmemesine bağlıyordu.

Ve Hükümet düştü
Medyada günlerce buna benzer yazılar yazıldı, yorumlar yapıldı, tartışmalar yaşandı. Ecevit’in görevi bırakması gerektiği istendi.

8 Temmuz 2002’de Özkan, İsmail Cem ile birlikte 61 milletvekiliyle birlikte DSP’den istifa etti. Ve 18 Kasım 2002’de DSP-ANAP-MHP’den oluşan 57. Hükümet böylece düştü.

Darbe günlükleri ilk olarak Nokta dergisinde basılmıştı. Fakat yüksek demokrat ordumuz bu dergiyi bir baskınla kapattı. Ona isyan duyarak Taraf gazetesi kuruldu ve günlükleri tekrar yayımladı.

Kimileri direk teşhisi koydu! "Darbe yapmak isteyen adam niye günlük yazsın!"
Fakat işin aslı böyle değildi:

Alıntı:

Günlükler Resmen Günlük!

Bilirkişi tartışmayı bitirdi: Amiral Özden Örnek’in darbe günlükleri yazarı resmen Özden Örnek. Ergenekon İddianamesi’nin eklerine giren bilirkişi raporuna göre 2003-2004’teki darbe girişimlerini ortaya çıkaran günlükler Örnek’e ait. Dört bilirkişi günlüklerin kaynağını “Donanma Komutanı’nın Bilgisayarı,” yazarını “Amiral Örnek,” son kaydedenini de “Deniz Kuvvetleri Komutanı” olarak saptadı

...


Bugünlük burada kesiyorum. Ama bu yoruma devam edeceğim....


Sivil Darbe Günlükleri:

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ergenekon İddianamesi:

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Darbe Günlükleri:

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Konu Nickolas tarafından (27 Şubat 2010 Saat 22:02 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
baykal’in, baykal’ın, cehalet, siyaseti


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Cehalet KarakıZ İslamiyet 0 05 Ocak 2012 20:12
Cehalet Kalemzede İslamiyet 0 07 Ağustos 2011 01:14
CeHaLet CyBeReXX Komik Loglar 8 27 Nisan 2005 06:53
Cehalet :) AnsweR Komik Loglar 5 22 Mart 2005 23:55