IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 17 Aralık 2011, 12:11   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İnternetname - Şair Veb-î




Ālem-i muhayyel devrān iderüz
Nīce sırlar görürüz ol suhūfda
Oflayn olmazdan evvel olduk oflayn
Bahr-i ‘amīküz dalmazuz süflâya

Fevka’l-mavsda durur bizüm yedimüz

Arz-ı sağīrdir bizüm mavs pedimüz
Ve’l-kalemin mazharı kılâvyemüz
Ekrān nūrumuz sirāc-ı münīrā

Monitör deyüp geçme kī bu ekrān

Bunda cem’ olmuşdur bil kamu ekvān
Satranc-ı ‘urefā durur bu seyrān
Bilmez isen gelirsün şāh ü mata

Bülbül olup zāru zāru öterüz

Gülşen-i veb’in güllerün dererüz
Būkmark’a hep ayrı ayrı koyaruz
Soluben hep erseler de zevāle

Mir’at-ı Ekspılorır’da görürüz

Keşşāfız hem ‘ilm-i keşfden sözümüz
Dost’dan geldük Dost’un aynı özümüz
Dimegil sakın bu sözü cāhile

Mēpe Üçler vü yediler vü kırklar

Bil ki Dost’u söyler bütün şarkılar
‘Āşık anda elest bezmün hatırlar
Çalındukda nāy ü rebāb halīle

Dolby hoparlörün sesi Dāvūdī

Gâh duyulur andan Nevā ilâhī
Gâh saz semā’īsi makām Huseynī
İşüden vecde gelüp ider semā’

‘Ālimler elinde dutar dividi

‘Ārif olan seyreder hep Dīvīdī
Sofinün işi güci dedikodu
Dilünde söylediğü kuru da’vā

Dokun āna ‘aşk āteşün dutuşdur

Entır derler kılâvyede bir tuşdur
Ma’nâsını bilenlere pek hoşdur
Hitāb-ı udhulû yapıldu cānâ

‘Acīb pıroğramdur bilesün Filâş

Ānı ta’līm içün eyleme telâş
Fehmedüben sırrını dut, etme fāş
Andan āhir ta’līm edesün Java

Fotoşop’la resmedersün ‘ālemi

Anda seyrān et sūret-i Ādem’i
Sūretden geçüp temāşā kıl şem’i
Bu sırrı bilürsen olursun dānâ

Feyzbûk’da hem arz-ı endâm eylerüz

Levh ü kalem-misāl hem meyl eylerüz
Gâh invizibıl olup görünmezüz
Ma’nâda a’mā olan gāfilâna

Zāhidā onlayn olagör sen dāim

Olma diskonnekt bu yolda dur kāim
Mālâya’nī kılma bunda ol sāim
Hūri gılmāndan yeğdür hem bu sana

Kaçak şifre buluben bağlanırsun

Elbet bir gün gafletden uyanırsun
İtdiğün sirkati anda görürsün
Rūy-i siyehle varırsun hisāba

Çet’de çetin bir berk olup çakarsun

Gönül kırup hem Kâ’be’yi yıkarsun
Kuzum, internetde pek sakarsun
Lâkin varmazsun bir kâmil üstāda

Çet’in ādābın öğren olma çetin

Gıybet idüp yime kardeşün etin
Kâmili olagör bu internetin
Zāhir ilmünle sakın düşme fahra

Ofis öğrendün dahī eyçtiemel

Başdan ayağa bildün Vord ü Egzel
Nīce beslersün bunda tūl-i emel
Terk idüp ancak iresün kemāle

Harddisküni suya at da öyle gel

Kamu bildüklerün unut öyle gel
Mecnûn gibi āh ü zārı söyle gel
Leylâ görüp tā yetesün dīdāra

Gönül yıkar sonra idersün sitem

Dersün şol senün bu benüm veb sitem
Ben ü sen şārundan geçemezsün hem
Aldanırsun şöyle fānī hayāle

Bu vebden görünür her dāim lâhūt

Ba’zısunda fısk u fücūr var yāhūt
Öylesi misāl-i beytü’l-‘ankebūt
Varmıya gözlerün öyle bir rāha

Sür ağyārı hemān harddiskden çıkar

Nefy edüben cānun ağyārdan kurtar
Māsivā kim bir fāsid virüs-durur
Silemezsün dahī ānı Norton’la

Hardvēr ü softvēr’i sen cem’ idegör

Ol cemādātın zikrini duyagör
Suhūf-i sītede tevhīde ir gör
Sörf idüben Veb’ī rūz ü şeb anda


Veb-î

(İlk iki kıtanın günümüz diliyle karşılığı)

1. Biz sanal âlemi devredip gezeriz, o ağ (web) sayfalarında pekçok sırlar görürüz. İnternet bağlantımız kesilmeden (offline olmadan) önce, biz ["Ölmeden evvel ölünüz" buyruğu gereği] bağlantımızı kestik. Ki biz, dibi olmayan derin bir deniziz, o sebeple nefsin sefil işlerine dalmayız.


2. Bizim elimiz, farenin (mouse) üzerinde durur ve yumuşak yüzeyli fare altlığımız (mousepad) da, küçük bir yeryüzüdür. Bilgisayarımızın klâvyesi, şu kalemin bir mislidir âdeta, ezelî kalemin de mazharıdır; ekranımızdan çıkan ışık ise, gözü bozan yüksek radyasyonlu bir ışın kümesi değil, sanki ışıl ışıl yanan bir kandildir.



“Hardverî vü softverî esrâr-ı mâst

Kâr kâr-i mâst ü çün ekrân-ı mâst
Nevbet-i köhnefürûşân dergüzeşt
Nevfurûşânîm ü in bâzâr-i mâst”

[Donanım ve yazılım, işte sırlarımız bizim!

İş bizim işimiz, çünkü ekran bizim!
Geçti gitti eski satanların sırası, geçti!
Yeni şey satıyoruz: İşte pazarımız bizim!]

Kendi döneminin dar görüşlü insanları tarafından anlaşılamamış büyük bir deha olan büyük Türk bilgini Nureddin bin Muhammed bin Orçun bin Barkın el-Veb’î (1568?-1601?) hakkındaki bilgilerimiz, dönemin ulemasından ve önde gelen tarihçilerinden biri olan Kadı Gıyaseddin Hayalî’nin “Târihi ‘ilmu’l-âlât ve’l-esrâru hikmetu’l-edevât (Alet Yapma Biliminin [Teknoloji] Tarihi ve Araç-gereçlerin Hikmetinin Sırları)” adlı eserindeki satırlarla sınırlıdır.


Gıyaseddin Hayalî’nin verdiği bilgiye göre, Veb’î’nin hocası Rükneddin bin Tekneddin Lûcî, ‘ilm-i reml’ (fal) ve ‘ilm-i nücûm’ (astroloji) ile hemhâl olan bir okültist idi. Şiirlerinde gelecekten haber veren Şair Veb’î, padişahın çevresindeki bazı vezirlerin ve ulema sınıfından bazı kıskanç kimselerin yanlış yönlendirmeleri neticesinde, bir sihirbaz olduğu gerekçesiyle idam edilerek katlolunmuştur.


Sultân-ı âlem-i muhayyel [Sanal âlemin sultanı], Şeyhu’l-müvebbiîn [Web tasarımcılarının şeyhi], Hâce-i kettâb [Yazılımcıların hocası], Muallim-i Sâlis [Aristo ve Farabî’den sonra gelen Üçüncü Öğretmen] gibi sıfatlarla anılmıştır. Takipçileri onun şanının yüceliğini ifade etmek için şu beyti sıklıkla tekrarlayagelmiştir:


“Lâ kettâb illâ Veb’î

Lâ hasûb illâ şahsî”

[Veb’î’den başka yazılımcı yok,

PC’den başka bilgisayar yok!]

Hayatında birkaç defa canına kastedilmiş, iki defa suikaste uğramış, ancak bunlardan son anda kurtulmayı başarmıştır.



Yaşadığı zorluklara ve çevresindeki bilgisiz kimselerin baskılarına göğüs germeye çabalamış, sanal âlemin sırlarını arayan sâliklerin yolunu gözlemiştir:


“An kes est ehl-i beşâret ki işâret dâned

Nuktehâ hest besî; mahrem-i esrâr kucâst?
Hardver ü softver ü veb, cumle muheyyâst; velî
Çet bîyâr muheyyâ neşeved; yâr kucâst?”

[Müjdelenecek kişi bir işaretten anlar;

Ne çok gizli konular var amma,
sır tutacak adam nerede?
Donanım, yazılım, ağ (web), her şey hazır;
Gelgelelim, yâr olmadı mı
chat (sohbet) meclisi kurulmuyor;
Yâr nerede?]

Kadı Gıyaseddin, eserinde Veb’î’yi bir teknoloji şairi olarak niteledikten sonra, onun katlinin şöyle gerçekleştiğini nakleder: “Veb’î’ye hâkânımuz sordı: ‘Ölmezden evvel bir arzun var mıdur, söyle kim yerüne gelsün!’ Veb’î, hançerlü cellâdlaru görince pes cânuna ateş salundı da, şöyle didi: ‘Eyâ sultânımuz, haşmetmeâb efendimüz! Şol fakîri mâdem katlideceksün, bâri cereyânlu [elektrikli] oturağa oturt da, kellesünden titredüp öldürsin ânı.’ Ahâli Veb’î’nin ayıtduklarundan zinhâr bir şey anlamadu. Hâkânımuz, havâssa bakup ‘Eyâ hâs kimesneler, diyün hele kim n’ola bu Veb’î’nin didükleri?’ Ol zemân havâsdan bir zât, sırrı fâş itmemekçün ‘Bir şey fehmitdiysem, Arab olayım’ didi, pes ol demde hemân Arab oldı, lâkin gine de sır virmeyince Veb’î ser [kelleyi] virdi. Ânın katli ihvân-ı esrârın bağrın yakdı. Şol tâifeden bir merd-i kâmil, kellenin kopmasıyla cezbeye gelüp feryâd kıldı:


Mînumâyed aks-i veb der reng-i rûy-i mehveşet

Hemçu berg-i ergevân ber safhai nesrîn garîb

(Ay yüzüne web’in aksi düşmüş; tıpkı yaban gülünün üstüne düşen erguvan yaprağı gibi.)”


Kadı Gıyaseddin, verdiği bu bilgilere ilâve olarak, ilk ‘bilişim şairimiz’ Veb’î ’nin bu güne ulaşan ve tasavvufî bir derinliği bünyesinde taşıyan İnternetname adlı tek şiirini naklediyor.


Kaynak: Kadı Gıyaseddin Hayalî'nin "Târihi 'ilmu'l-âlât ve'l-esrâru hikmetu'l-edevât (Alet Yapma Biliminin [Teknoloji] Tarihi ve Araç-gereçlerin Hikmetinin Sırları)" adlı eserinin hicrî 1019 (miladî 1610) tarihli müellif nüshası


Ayrıca şu aşağıdaki Farsça rubai de Veb'î'ye atfedilenler arasında. Üslûp olarak da Veb'î'nin şiiriyle büyük benzerlik taşıyor:


(Fâilâtün Fâilâtün Fâilün)


"Hardverî vü softverî esrâr-ı mâst

Kâr kâr-i mâst ü çün ekrân-ı mâst
Nevbet-i köhnefürûşân dergüzeşt
Nevfurûşânîm ü in bâzâr-i mâst"

Günümüz Türkçesi:


Yazılım ve donanım, işte sırlarımız bizim!

İş bizim işimiz, çünkü ekran bizim!
Geçti gitti eski satanların sırası, geçti!
Yeni şey satıyoruz: İşte pazarımız bizim!

Veb'î-yi Maktûl'e atfedilen bir başka Farsça rubai:


(Mef'ûlü Mefâ'îlü Mefâ'îlü Fe'ul)


İn veb kemâlest ü kemâlest ü kemâl

Vin veb hayâlest ü hayâlest ü hayâl
Dîdâr-i cemâlest ü cemâlest ü cemâl
Nûr est ü visâlest ü visâlest ü visâl

Günümüz Türkçesiyle:

Mükemmelliktir bu web, olgunluktur, kemaldir .
Sanaldır bu web, bir hayal, sadece bir hayaldir .
Güzelliğin görülmesidir bu, cemalin, cemalin.
Nurdur bu (web sayfalarının ekrandaki ışığı),
vuslat budur, (çok uzaktaki sevgiliyle) kavuşmak budur, bu visaldir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
internetname, vebî, Şair


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Boğulan Şair. Melodram Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 28 Kasım 2011 11:25
Şair Sevişmesi Lady Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 3 24 Mayıs 2010 00:10
Şair Webmaster Alovepoem Komedi ve Mizah 1 11 Mayıs 2008 23:49
Şair Padişah (+18) Dream_Night Fıkra 0 08 Temmuz 2007 20:40
Şair EstarabiM Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 09 Ocak 2006 14:39