Çevrimdışı

23 Nisan: “EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI”(!) imiş…

“EGEMENLİK BAYRAMI”(!) mı?

80 yıldır her köşesi AMERİKAN ASKERİ ÜSLERİ ve SERMAYE ŞİRKETLERİ ile İŞGAL edilmiş; bütün DEVLET basamaklarında tüm subaşları CİA AJANI ve SATILIK İŞBİRLİKÇİLER tarafından tutulmuş bir ülkede, “aklını” tamamen yitirmiş APTALLARDAN başka kim inanır “EGEMENLİK BAYRAMI”(!) kutlandığına?..

“ÇOCUK BAYRAMI”(!) mı?

Türkiye’nin çocuk nüfusu 27 milyon 429 bin 570…

* 19 milyon 440 bin çocuk şiddete maruz kalıyor…
* 9 milyon 250 bin çocuk istismara uğruyor…
* 5 milyon 400 bin çocuğun hiç oyun oynama fırsatı olmamış...
* 2 milyon 700 bin çocuk eğitim hakkından yoksun…
* 2 milyon 500 bin çocuğun beslenme yetersizliği var…
* 1 milyon 250 bin çocuk engelli…
* 800 bin “çocuk anne”(!) var…
* 750 bin çocuk kimsesiz…
* 2 milyon 250 bin çocuğun nüfusa kaydı bile yok…
* 150 bin çocuk sokağa itilmiş…

Bunlar “Resmi” denen “Genetiğiyle oynanmış” rakamlar. TRAJEDİNİN gerçek boyutları çok daha korkunç ve bir de “rakamlarla” ifade edilmeyen yanı var:

* “Taş atan çocuklar” adıyla anıp Polis tarafından kovalanarak “Terörist” muamelesi yapılanlar;
* 12-13 yaşında tecavüz edilerek veya İmam nikâhıyla anne olan çocuklar;
* Sokaklara atılmış tinerci yahut dilenci çocuklar;
* Pozantı’da tecavüze uğrayan çocuklar gibi evlere, Resmi Yuvalara, Cezaevlerine hapsedilen çocuklar;
* Küçük yaşta satılan kız çocukları;
* Köle gibi çalıştırılan işçi çocuklar...
* Sömürülen, ezilen, vurulan, dövülen, yakılan, sakat bırakılan çocuklarımız...

İşte bunların acıklı yaşantılarını da, sayılarını da, ne “Allah”, ne de “Biz”, hatta “Şeytan” bile bilmez.

Kapitalizmin ve kokuşmuş düzeninin en tiksinti verici yüzlerinden biri toplumun en zayıf kesimi olan çocukların, hayâsızca mahkûm edildiği bu trajedidir...

Hangi “23 Nisan” yahut “Dünya Çocuk Bayramı”ndan söz ediyor Haber Bültenleri? Bu şatafatlı “Törenler”, trajikomik “şov gösterileri” ne için?..

“Bunu anlamıyorum...” diyor, kimi aydınlarımız bile.

Çocuklarını, hiç utanmadan en hayâsız çıkarlar için, binbir şekilde, en iğrenç, en tiksinti verici durumlara mahkûm eden ve bu gerçeklerin görmezden gelindiği, unutturulduğu bir ülkede 23 Nisan’ı “Egemenlik ve Çocuk Bayramı”(!) olarak kutlamak en hafif deyimle “İKİYÜZLÜLÜKTÜR”...

İçinde yaşadığımız Kapitalist düzende, herşeye egemen olan Antika-Modern Parababası sınıfının en köklü ve birinci karakteri ve silahı, RİYAKÂRLIK ve YALANDIR. Sermaye sınıfı doğduktan sonra, halkın sırtında vampir gibi kanını emerek yaşayabilmesi için, halkı ALDATMAK gereğini kavradığı günden beri, RİYAKÂRLIK ve YALAN işinde uzmanlaşmıştır… Onun için, yalnız böyle Bayram törenlerinde yahut gelgeç olaylarda değil, her an ve her yerde, her şeyden önce, sürekli ÖRGÜTLÜ YALAN ve ZORBALIK sistemlerini yürütürler. Parlamentodan Medyaya, Meclisten Siyaset sahnesine, Eğitim sistemindeki müfredatlardan Kültür alanındaki her türlü faaliyete, gün 24 saat bangır bangır bağıran televizyonlardan yayınlanan kitaplara ve gazete denen paçavralara kadar, nereye bakarsanız bakın, her yerde; her ilişkide ve her alanda PARABABALARININ RİYAKÂRLIK ve YALAN SİSTEMİ hâkimdir…

O yüzden yalnız sabahtan akşama kadar Kapitalizmin binbir çeşit tilkisiyle, kurduyla, çakalıyla boğuşmaktan imanı gevreyen Halkımızın değil, Aydınların da çoğunun kafası, gerçekler ötesi kuruntu bulutlarında dolaşan “Esrar kabağına” döndürülebiliyor, ne yazık ki…

Herkesten önce “Aydınları UYUYAN” bir Halkı, kendi gözündeki “merteğe” bakmadan “UYUYOR” yahut “CAHİL” diye suçlamaya kimsenin hakkı yoktur. Önce AYDINLAR kendi kendilerini “UYKUDAN” ve “CAHİLLİKTEN” kurtarmalıdırlar! Bu işe girişmek için gerekli olan tek şey: DÜRÜSTLÜK, CESARET ve ONURDUR.

(Alıntı) Kaynak: Ahmet Erdal Aksungur