15 Eylül 2008, 14:58 | #21 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. Nazar Gece, Leyla'yı ayın on dördü Koyda tenha yıkanırken gördü. "Kız vücudun ne güzel böyle açık! Kız yakından göreyim sahile çık!" Baktı etrafına ürkek, ürkek Dedi:"Tenhada bu ses nolsa gerek?" "Kız vücudun sarı güller gibi ter! Çık sudan kendini üryan göster!" Aranırken ayın olgun sesini, Soğuk ay öptü beyaz ensesini, Sardı her uzvunu bir ince sızı; Bu öpüş gül gibi soldurdu kızı. Soldu, günden güne sessiz, soldu! Dediler hep: "Kıza bir hal oldu!" Ta içindendi gelen hıçkırığı, Kalbinin vardı derin bir kırığı. Yattı, bir ses duyuyormuş gibi lal. Yattı, aylarca devam etti bu hal. Sindi simasına akşam hüznü, Böyle yastıkta görenler yüzünü, Avuturlarken uzun sözlerle, O susup baktı derin gözlerle, Evi rüzgar gibi bir sır gezdi, Herkes endişeli bir şey sezdi. Bir sabah söyledi son sozlerini, Yumdu dünyaya ela gözlerini; Koptu evden acı bir vaveyla, Odalar inledi: "Leyla! Leyla!" Geldi koy kızları, el bağladılar... Diz çöküp ağladılar, ağladılar! Nice günler bu seametli ölüm, Oldu çok kimseye bir gizli düğüm; Nice günler bakarak dalgalar, Dediler: "Uğradı Leyla nazara!" |
|
15 Eylül 2008, 15:07 | #22 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. Ufuklar Ruh ufuksuz yaşamaz. Dağlar ufkunda mehabet, Ova ufkunda huzur, Deniz ufkunda teselli duyulur. Yalnız onlarda bulur ruh ezeli lezzetini. Bu ufuklar avutur ruhu saatlerce, fakat Bir zaman sonra derinden duyulur yalnızlık. Ruh arar kendine bir ruh ufku. Manevi ufku pek engin ulu peygamberler - Bahsin üstündedir onlar-lakin Hayli me'ud idiler dünyada; Yaşıyorlardı havarileri, ashabiyle; Ne ufuklar! Ne güzel ruh imiş onlar! Yarab! Annemin na'şını gördümdü; Bakıyorken bana sabit ve donuk gözlerle, Acıdan çıldıracaktım. Aradan elli dokuz yıl geçti. Ah o sabit bakış el'an yaradır kalbimde, O yaşarken o semavi, o gülümser gözler Ne kadar engin ufuklardı bana; Teneşir tahtası üstünde o gün, Bakmaz olmuşlardı artık bu bizim dünyaya. Yaşıyan her fani Yaşıyan ruh özler, Her sıkıldıkça arar, Dar hayatında ya dost ufku, ya canan ufku. |
|
15 Eylül 2008, 15:07 | #23 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. Uçuş Uçmakta, konmadan, kıyısız bir denizde ruh; Benzer mi böyle bir kuşa Tufan içinde Nuh? Üstünde gök, sürekli bulutlarla, yüklüdür; Altında gür deniz ki ezelden köpüklüdür. Çalkaltısında dalgası bilmez nedir sayı; Milyonca dalga sürmede milyonca dalgayı; Hiç durmayan gürültüsü bir türküdür, geniş, Milyonca haykırıs dolu, milyonca sesleniş. Yıldızlar ülkesinde açıldıkça yükseğe, Başlar hayal edindiği alem görünmeğe. Bir ruhu besliyen hava yalnız yukardadır. Hulyayı daima uçuran duygulardadır. Yalnız bu katta mümkün olur daimi uçuş. Her hamlesiyle, ruh, o çelikten kanatlı kuş, Ufkunda bir dakika görunmeksizin kara, Hür gökte, hür denizde uçar, hür ufuklara |
|
15 Eylül 2008, 15:08 | #24 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. İstanbul'u Fetheden Yeniçeriye Gazel Vur Pençe-i Âlî'deki şemşîr aşkına Gülbang-ı âsmânı tutan pîr aşkına Ey leşker-i müfettihü'l-ebvâb vur bugün Feth-i mübîni zâmin o tebşîr aşkına Vur deyr-i küfrün üstüne rekz-i hilâl içün Gelmiş bu şehsüvâr-i cihângîr aşkına Düşsün çelengi Rûm'un, eğilsün ser-i Firenk Vur Türk'ü gönderen yed-i takdîr aşkına Son savletinle vur ki açılsın bu sûrlar Fecr-i hücûm içindeki tekbîr aşkına |
|
15 Eylül 2008, 15:08 | #25 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. Bir Başka Tepeden Sana dün bir tepeden baktım aziz Istanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiç bir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtına kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Nice revnaklı şehirler görülür dünyada, Lakin Ehsunlu güzellikleri sensin yaratan. Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada Sende çok yil yaşayan, sende ölen, sende yatan. |
|
15 Eylül 2008, 15:09 | #26 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. O Rüzgar Yaşamak zevki nedir bilmez ölümden korkan! Gür bir imanla damarlarda ateşten bir kan Birleşip böyle diyorlardı derin bir sesle, Yeri fethetmek için gelmiş o Fatih nesle. Böyle bir dersi alan ruha vatan dar görünür; Daima başka sefer, başka ufuklar görünür. O nesil duymuş akın zevkini rüzgarda bile; Bu duyuş varmış akınlardaki atlarda bile; Bilmemiş var mı geniş yeryüzünün serhaddi, Yıkmış ufkunda durup karşı koyan her seddi, Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgarına. |
|
15 Eylül 2008, 15:10 | #27 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. İstanbul'un Fethini Gören Üsküdar Üsküdar bir ulu rüyâyı görenler şehri, Seni gıptayle hatırlar vatanın her şehri, Hepsi der: "Hangi şehir görmüş onun gördüğünü? Bizim İstanbul'u fethettiğimiz mutlu günü. Elli üç gün ne mehâbetli temâşa idi o. Sanki halkın uyanık gördüğü rüyâ idi o. Şimdi beş yüz sene geçmiş o büyük hatıradan Elli üç günde o hengâme görülmüş buradan, Canlanır levhâsı hâlâ beşer ettikçe hayâl O zaman ortada, her saniye gerçek bir hâl. Gürlemiş Topkapı'dan bir yeni şiddetle daha. Şanlı namıyle "büyük top" denilen ejderha. Sarf edilmiş nice kol kuvveti gündüz ve gece. Karadan sevk edilen yüz gemi geçmiş Haliç'e Son günün cengi olurken, ne şafakmış o şafak. Üsküdar, gözleri dolmuş, tepelerden bakarak, Görmüş İstanbul'a yüzbin meteğin uçtuğunu, Saklamış durmuş, asırlarca, hayâlinde bunu. |
|
15 Eylül 2008, 15:10 | #28 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. Deniz Türküsü Dolu rüzgarla çıkıp ufka giden yelkenli! Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli, Ömrünün geçtiği sahilden uzaklaştıkça Ve hayalinde dolan aleme yaklaştıkça, Dalga kıvrımları ardında büyür tenhalık, Başka bir çerçevedir, gitgide, dünya artık. Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziya; Mavidir her taraf, üstün gece, altın derya... Yol da benzer hem uzun, hem de güzel bir masala O saatler ki geçer başbaşa yıldızlarla... Lakin az sonra leziz uyku bir encama varır. Hilkatin gördüğü rüya biter. Etraf ağarır. Som gümüşten sular üstünde, giderken ileri, Ta uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri... Musikîyle bir alem kesilir çalkıntı! Ve nihayet görünür gök ve deniz saltanatı! Girdiğin aynada geçmiş gibi diğer küreye, Sorma bir saniye, şüpheyle sakın: Yol nereye? Ayılıp neş'eni yükseltici sarhoşluktan, Yılma korkunç uçurum zannedilen boşluktan! Duy tabiatte biraz sen de ilâh olduğunu! Ruh erer varlığın zevkine duymakla bunu. Çıktığın yolda bugün yelken açık, yapayalnız, Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervasız Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar! İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar. |
|
15 Eylül 2008, 15:11 | #29 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. Hayal Şehir Git bu mevsimde, gurub vakti, Cihangir'den bak! Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak! Başkadır çünkü bu akşam bütün akşamlardan; Güneşin vehmi saraylar yaratır camlardan; O ilah isteyip eğlence hayalhanesine, Çevirir camları birden peri kasanesine. Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka Benzer üç bin sene evvelki mutantan sarka. Mestolup içtiği altın şarabın zevkinden Elde bir kırmızı kaseyle ufuktan çekilen Nice yüz bin senedir şarkın ışık mimarı Böyle ma'mur eder ettikçe hayal Üsküdar'ı. O ilahın bütün ilhamı fakat anidir; Bu ateşten yaratılmış yapılar fanidir; Kaybolur hepsi de bir anda kararmakla batı. Az sürer gerçi fakir Üsküdar'ın saltanatı; Esef etmez güneşin şimdi neler yıktığına; Serviler şehri dalar kendi iç aydınlığına, Ezeli mağfiretin böyle bir ikliminde Altının göz boyamaz kalbi kadar halisi de. Halkının hilkati her semtini bir cennet eden Karşı sahilde karanlıkta kalan her tepeden, Gece bir çok fukara evlerinin lambaları En sahih aynadan aksettiriyor Üsküdar'ı |
|
15 Eylül 2008, 15:12 | #30 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yahya Kemal Beyatli. Düşünce Ülfet belalı şey, fakat uzlet sıkıntılı, Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı? İnsanlar anlaşıldı cihanın da sırrı yok, Kalsaydı tirkeşimde eğer tek bir altın ok En tatlı bir hayal için atmazdım ufkuma. Dalsın yakından gözlerim artık son uykuma. Gördüm ve anladım yaşamak macerasını Bakiyse ruh eğer dilemezdim bekasını. Hülyası kalmayınca hayatın ne zevki var, Bitsin hayırlısıyla bu beyhude sonbahar. "Yalnız duyan yaşar" sözü derler ki doğrudur; "Yalnız duyan çeker" derin, en doğru söz budur. Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi, Müşkil budur ki ölmeden evvel ölür kişi. |
|
Etiketler |
beyatli, kemal, yahya |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Süleymaniyede Bayram Sabahı - Yahya Kemal BEYATLI | Sevda | Şairler ve Şiirleri | 0 | 19 Ağustos 2012 09:05 |
Telâki - Yahya Kemal Beyatlı | Sevda | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 2 | 04 Kasım 2011 04:37 |
Âşk Hikayesi/Yahya Kemal Beyatlı | Afrodit | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 14 Eylül 2011 21:44 |