IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 17 Mayıs 2009, 23:57   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Düş Tutulması - I




Kaçtığım yerde sensiz ne gördüysem o kadar yaralıyım..

Günleri asitin demiri erittiği gibi erittik. Geriye sadece yanan yüzümüzün telaşlı ve yarından korkan sancıları kaldı. Hiç aklımıza gelmezdi bütün bunlar. Gelse de güler geçerdik. Ne eriyip akardı yüzümüzün kırıklığı ne de çarpardı penceremizin kıyısına kör şarkılar. Acıya sustuk. Sustukça dağıldık. Ben korktukça sen pencere önlerinden kör kuşlar topluyordun. Korkularımın önünde büyük tuvallere resmedilmiş hayat artıkları duruyordu. Katline seyirci kaldığımız yaşanmışlıklarımızı pazara sermek isteyenlere öfke bile duyamazken bir gece anladık, içimizden biri oyunu bozuyordu. İçimizden biri yok yere uykuları kanatıyordu Yalnızlığın mora çalan duvarlarında şişeler kırıp, kırıkları, göremeyenlerin gözlerine saçıyorduk.
Sen bir eski düştün. Düştün bir uçurum güzelliğine. Yürüyüp durduğu yoldan usanmış bir meczup kayalıklara vurulmuş kalbini getirdi bir gün. Kapımıza sessizce bırakılmış, önümüze sessizce mühürlenmiş o kalp vurgunların en tatlı yerinde uykumuzdan uyandırdı. O güne dek fark etmemiş olmamız bile korkunçtu. Yaşamıyorduk biz. Hiçbir şeye yetmeyen bir ruh eşiğinde yalancı bakışlarla dolanıyorduk. Tenimiz buz gibiydi. Soğuktandır dedin, geçer dedin. Geçmiyordu. Yara almış bir gemi suyun ortasında onarılmıyordu. Paylaşamadığımız neydi? Alt tarafı bir hayat… Gündüzleri gecelere bağlayan uzun köprülerin eşiğinden elindeki mumu söndürmeden geçebilmek yani. O mumun alevini biraz iştahla, biraz aşkla, biraz da rüzgara katıştırılmış bir inatla yakalayabilmek. Bunun için geceler boyunca kanamak mı gerekiyordu?

Hep bir şeyler feda edilmeliydi..

Yaşamak için, suyun üzerinde boğulmadan kalabilmek için, atmamız gereken yükler, tutunmamız gereken tahta parçaları vardı. Yüklerimiz diyetti, tahta parçaları ellerimizi kesikler içinde bırakan hikayelerimiz… Oysa su güzeldi, serindi. Bazen dingin bazen delirmiş bir cengaverdi. Ama berraktı işte. Bakmasını bilene dibini gösterebilecek kadar berraktı. Fakat biz yüreğimizin içini gösterebilecek kadar cesur değildik. Bulanık kalpler taşıyorduk göğsümüzün orta yerinde. Biz bulanıktık. Yarına tertemiz açabilecek kadar cesur çiçeklerimizi çoktan soldurmuşlardı. Bir okyanusu izleyen yekpare gözler edinemeden yarına çıkmaya kalkıştık. Bu yüzden bir şeyleri feda etmek zorundaydık. Bir yalanı bir kaçışla ört pas etmeye kalkışırken elimizden kayıp gidenlerin peşine düşmeye fırsatımız olmuyordu.

Gerçeği gören gözlerimizi yolundan edecek ne çok bahane vardır..

Biri bir masal uydurur bir gece. Kirlettiklerinin üzerini örtecek kadar temiz, biriktirdiklerini bir gecede harcayabilecek kadar kısa, tüm şehirleri kurulabilecek düşlerin olduğu fikrinden vazgeçirebilecek kadar ucuz bir masal. Onlar tükenen yanımızdır. Ayazın ortasında kimsesiz kalmış bir çocuk gözündeki acıyı dindiremeyecek kadar yersizdir. Biri bir masal uydurur, şehirlere kan yürür.
Tozlu peleriniyle vurgunlar ustası bir prens, bir gece şehre gelir ve “kemirin” der. “Düşlerinizi kemirin, yüreklerinizi leş kargalarının önüne koyun, pazarlıklarınızı ortalığa saçın, kimden ne alabiliyorsanız alın ve en kirli köşenizde yıllarca saklayın. Kemirin gecelerde sızlayan kalplerinizi. Az sonra gidip kibritçi kızın uykularını da vuracağım. Artık geceler onun için soğuk olmayacak ve bir kibrit çöpünden medet umarak izbe sokaklarda düşler görmeyecek”. “İstediğinizi yapıyorum.” der prens, “Eğer istediğiniz buysa. Kirli hayatınızı temize çıkarıp daha az acı çekmenin yolunu arıyorsanız, masalları da zavallı vicdanlarınız için değiştireceğim. Yeşilleri griye boyayacağım. Şehrinize dev binalar dikeceğim, çarkı hızlandıracağım. Bundan böyle tek derdiniz yarına nasıl çıkabileceğiniz ve diğer yüreklerden apar topar nasıl kaçabileceğiniz olacak. Sonu gelmeyen isteklerinizin bedeli bu, başka masal yok.” der.

Beni kırıp döktüğün bir hayatın arasından, bakışları silinmiş aciz bir soytarı gibi dinliyorsun..

Yaktığın ateş teninin katmanlarını eritiyor. Oysa biz hoyratlığından dem vuran bir eski zaman kaçağını ceviz sandığımıza saklamıştık. Şövalyeler sadece yollarını kaybetmiş yakışıklı gezginlerdi. Uzak diyarlardan kentleri keşfe çıkmış kayıp yürekler getirirlerdi. Buna inandık. Ruhumuzun çalındığını daha erken fark edebilseydik, yola daha erken düşerdik. Daha erken susturabilseydik içimizin kış çığlıklarını elimizde yaralanmış bir aşk öyküsünden fazlasını tutabilirdik.
Tutabildiklerimizle, kaçırabildiklerimiz arasındaki tuhaf denklemde yittik. Masallar inat etti, inandıklarımızı vurmaya.
Dağıldık,
Taş duvarlar önündeki çiçek ölülerini toplamak için.
Dağıldık,
Koyu bir karanlığın içinde biraz canımızı yakarak ve çokça kendimizi alıştırarak bu bataklığa.
Dağıldık,
Yosunlar gibi sulara. Köklerimizi kesip atacak bir bıçaktı eksiğimiz.
Anladık kanaya kanaya..!

(Çiğdem Aldatmaz)

__________________
Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
dus, düş, tutulmasi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Tam Ay Tutulması Lucifer Burçlar, Fallar ve Kehanetler 1 16 Aralık 2011 13:44
10 Aralık'ta Tam Ay Tutulması Var! DaDaS Bilim Dünyasından Son Haberler 0 08 Aralık 2011 22:56
Yılın son ay tutulması Lucifer Haber Arşivi 0 06 Aralık 2011 10:33
Aşk Tutulması Frozen Aşk ve Sevgi Köşesi 0 15 Şubat 2011 17:05
Ay tutulması SeytaninOrkestrasi Komedi ve Mizah 0 23 Mart 2010 04:56