Sadece 2 saat önce barda votkamı içerken şimdi eski bir binanın tozlu bir odasında kelepçelenmiştim. Harika!. Bileğimdeki kelepçeyi biraz daha zorladım. Ama kelepçenin demiri boruya çarptıkça kulak tırmalayıcı berbat bir ses çıkarıyordu. Böyle devam edemezdim. Köleleri başıma toplamak istemiyordum, henüz.
“lanet olsun! ÇALIŞTIR KAFAYI KİM!” diye yakındım. Saatim yanımda değildi ve sürüye ve vampirlere haber veremezsem bu evden sağ çıkmam pek olası değildi. Sonra aklıma bir fikir geldi. Yarı baygın kızlara seslendim. Sesimi biraz daha yükseltirsem köleler duyardı. Bacaklarımı onlara uzatarak topuklularımla kızları dürttüm. Yakınımda duran kızıl saçlı kız homurdanarak bana döndü.
“tel tokanı ver”.dedim.
“nerdeyim, sen kimsin?,neler oluyor?” soruları arka arkaya sıraladı.
“ben kimberley, kızları kaçıran bir katil çetesinin elindesin ve şu lanet tokayı vermesen yakında öleceğiz! Yeterince açıklayıcı oldu mu? .”dedim sinirle.
Korkuyla yüzüme bakıyordu. Sonra kelepçeli olmayan elini saçlarına götürüp bozulmuş topuzundan tel tokasını çıkardı. Tokayı alıp ağız tarafından açtım. Sonrada kelepçenin kilidine sokup çevirmeye başladım. Biraz zorlamanın sonunda beni çok rahatlatan bir ses duydum. “klik”. kelepçenin açılma sesi şu an bana en güzel melodi gibi geliyordu. Sonra diğer iki kızında kelepçelerini açtım.neredeyse aynı yaşlardaydık. Onlara ses çıkarmadan oldukları yerde beklemelerini söyledim. Sonrada kapıyı tekmelemeye çığlık atmaya başladım. Bu kölelerin dikkatini çekerdi. Kapının açılmasıyla kölenin üzerine atlamam bir oldu. Beni sırtından atmaya çalışırken kafasına yumruk atıp duruyordum. Sonra sırtından indim. Ayak sesleri geliyordu. Kapının önündeki saate uzanmak için hamle yaptım . ama biri bileğimden yakalamıştı beni. Bileğimi kölenin elinden kurtarıp sertçe yüzüne tekme attım. Köle inlerken kızlara onu kelepçelemelerini ve beni beklemelerini söyledim. Umarım beni dinlerlerdi. Kapıdan çıktım ve solumdan gelen darbeyle duvara yapıştım. Lanet TED karnıma yumruk atmıştı. Yüzümü bir ay bakılmayacak hale getirecek bir yumruktan son anda kurtardım. Çelme takıp onu yere düşürdüm. Saate uzandım ve yan taraftaki düğmeye bastım. Rahat bir nefes aldım derlen TED beni kollarımdan yakaladı. Bacaklarının arasına tekme attım. Bir yandan küfrediyor bir yandan inliyordu. Sonra beni öyle bir itti ki resmen uçtum diyebilirim. Sırtımı duvara çarptım. Çarpmamın etkisiyle omzumdan garip bir ses çıktı. Sonrası acı..acıyla bağırdım. Dış kapı kırıldı. Sürü ve vampirler içeriye girdiler. TED’İ ve odadaki bağlı köleyi aldılar. Onları sorguya çekeceklerdi. Ama gözüm onları görmüyordu. Sırtımdaki acı canımı çok yakıyordu. Ama yinede bana neden bu kadar geç bastığım konusunda sordukları sorulara sesim titremeden cevap verdim. Jared ve trevor kızların hafızalarını silerken yanlarında bekledim. Sonra ellerimi yıkamak bahanesiyle üst katta çıktım. Lavaboyu kolaylıkla buldum. Saçlarımı çekip elbisemin askılarını indirdim. Büyük boy aynasında sırtıma baktım. Kocaman bir kızarıklık vardı ve kenarları morlaşmaya başlamıştı. Görüntüsü hiçte iç açıcı değildi.omzumaysa dokunamıyordum bile.elbisemi tekrar giyip yüzümü yıkadım. Kimseye bir şey söyleyemezdim. 4 gün önce ormanda başıma gelenlerden sonra bunu söylersem keşife çıkmama asla izin vermezlerdi. Sakinleşip aşağı indim.
Matt ve martin kızları kapılarının önüne bırakacaklardı. Bu geceye dair hiçbir şey hatırlamayacaklardı. Sadece dışarıda biraz zaman geçirdiklerini sonrada kapılarının önünde uyuya kaldıklarını sanacaklardı. Jared ve alex dışında herkez kapıya yöneldi bende onlarla birlikte dışarı çıktım. Sırtım haraket ettikçe daha çok acıyordu. Birkaç dakika sonra jared ve alex’te çıktılar . o sırada evin içinden yükselen ateşi gördüm.
“evi ateşe mi verdiniz?” dedim.
“ortada kanıt bırakmamamız gerekiyordu.”dedi Alex .
“ee ne öğrendiniz?” dedi DAVİD.
“büyücülerin ne aradığını öğrendik”.dedi jared ve devam etti. “genç kızları kaçırıyorlar ve onları seçiyorlar. Hangisinin kanı daha iyiyse onları büyücülere götürüyorlar. Kızların kanının iyi olması dışında bakire olmasına da dikkat ediyorlar. Götürülen kızları ainleri için kullanıyorlar..yani öldürüp,kanlarını içip,tecavüz ediyorlar” diye bitirdi sözlerini.
Ağzım açık jared’a bakıyordum. Bu duyduklarım vahşice ve canavarcaydı.!
“ bu pislikler kızları bir hayvan gibi avlıyorlar” diye bağırdı martin.
“ peki bu nereye kadar devam edicek-“ vampirlerden joe’nun sözünü JARED böldü.
“bize birini aradıklarını söylediler. Kızlardan birini arıyorlar. Kim olduğunu onlarda bilmiyor. Sadece bu kızın kanının çok güçlü olduğunu biliyorlarmış”.
“ bu çok saçma bilmedikleri kızı nasıl bulacaklar? Hem kızları barlardan ve gece kulüplerinden kaçırıyorlar. Ve kızların bakire olmasını mı bekliyorlar?” diye tatsızca güldü DAVİD.
Birden öfkelenmiştim. sonuçta bende bara ve gece kulübüne gidiyordum. Ama bakireydim.konuşmaların sonrasını pek dinlemedim. Sırtıma odaklanmıştım. Arabalara doğru ilerlerken david omzuma hafifçe vurarak “iyi iş çıkardın KİMBERLEY”. Dedi.
Acıyla inleyerek ileriye atıldım.
“hey, o kadar hızlı vurmadım. İyimisin?”dedi.
Acıdan gözlerim dolmuştu. “evet ,sadece yorgunum “dedim hızla. Önlerinden ilerleyip arabamın önüne geldiğim sırada sırtımdaki bakışları hissedebiliyordum. Arabamı çalıştırıp yola koyuldum. Yol boyunca inleyip durdum. Arabamı evin önüne gelişigüzel park edip, dikkatlice indim. Diğerlerini beklemeden kapıyı açıp yukarıya yöneldim.
“kim?” dedi Richard amca.
“ iyi geceler ,Richard amca. Çok yorgunum hemen yatacağım”.dedim.
Bir şeyler söyledi ama duymadım. Odama koşar adım girip kapıyı kapattım. Üzerimdeki elbiseden kurtulup iç çamasırlarımla aynada sırtıma tekrar baktım. Sırtımın ortasından kürek kemiğim boyunca mosmordu. omzumsa hafifçe şişmişti. Ve her hareketimle canım daha da yanıyordu. Yatağa yatıp acının dinmesini bekledim. 5 dakika sonra kapım vuruldu. Üzerimde sadece iç çamaşırlarım olduğunu düşününce yerimden kalkmaya çalıştım. Ama neyse ki giren rebecca’ydı.
“ hey , kaçar gibi gittin herkez seni merak ediyor ve… aman tanrım!” diye bağırdı.
“sakın bir şey söyleme” dedim ama rebecca çoktan gitmişti. Sonra kapım tekrar açıldı ve gürültüler arttı. Sırtımı gördüklerinde çıkardıkları sesleri dinledim.
“ bu bu gece mi oldu?” diye kükredi jared.
Başımı salladım. Sonra Richard amca beni muayene etmeye başladı. Beni henüz küçük bir kızken ölümden kurtardığında onu bir doktor sanmıştım. Ama değildi. Sadece çok uzun zamandır hayattaydı ve gençliğinde tıp eğitimi almıştı. Eli sırtımdaki yaranın üzerinde gezinirken kendimi sıkıyordum.
“ kürek kemiğin zedelenmiş, ve omzun çıkmış. Neyse ki çok geç fark etmedik. Bize nasıl söylemezsin” diye azarladı beni.
“ söylersen bir daha keşife çıkmama izin verir miydiniz sanki?” diye çıkıştım.
Bir şeyler söyledi ama inlemekten duymadım. Biraz kan takviyesiyle bir şeyin kalmaz” dedi.sonra devam etti.”ama-“
“ama?” dedim
“omzunu yerine takmamız lazım. Kan takviyesinden sonra sırtındaki morluklar ve zedelenme geçer ama omzunun iyileşmesi için önce yerine takmamız lazım”dedi.sonra dönüp” hadi bakalım odayı boşaltın “dedi. Onca kişinin önünde iç çamaşırlarımla yatmak yanaklarımın kızarmasına sebep oldu.
Sonra her şey çok hızlı oldu. Richard amca hazırlan dedi ve ben bağırmaya başladım. Elimle bir şeyi sıkıyor. Tırnaklarımı geçiriyordum. Tam oturtmak için bir kez daha omzumu oynatınca çığlığı bastım. Gözyaşlarım kontrolüm dışında akıyor ve yüzümü ıslatıyordu. Richard amca serumumu taktı, kanın akışını hissediyordum. Gözlerim hala kapalıydı. Oda sessizdi. Bense gözlerimi hala açmamıştım. Biri üzerimi örttü. Sonra yavaşça gözlerimi açtım. Karşımda bana bakan mavi gözlerle karşılaştım.JARED.
Sonra sıktığım ve tırnaklarımla kanattığım jared’ın elini gördüm. Eli elimdeydi. Ve garip bir şekilde ılıktı. İlk defa jared’ın tenine böylesine uzun süre dokunuyordum. Antremanlarda arada ona değerdim. Ama ilk defa teninin yumuşaklığının ve ılıklığının farkına varıyordum.
“ elin için özür dilerim. Farkında değildim” dedim mahçup mahçup.
“hiç söz dinlemiyorsun ufaklık,ben sana kendine dikkat et demedim mi?” dedi. Azarlar bır tonda. Ama ben yine şu ufaklık lafına takmıştım. Kan bana iyi gelmişti. Yanımdaki yastığı jared’ın kafasına fırlattım. Zarif bir hareketle yana kaydı ve yastıktan kurtuldu.
“ıska”.dedi gülerek. O gülerken suratına bir diğerini fırlattım. Yastık suratına çarpıp yere düştü. Tam karşı saldırıya geçicekti ki benim serumlu halimi hatırladı.
“bu burada bitmedi. Karşı taaruz yakındır “dedi. O en sevdiğim gülüşüyle.
Ona gülümsedim. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Gittiğinde hala kapıya bakıyor ve sırıtıyordum.