![]() |
![]() |
|
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Yokluğun.... Yokluğun... Yokluğunda uzun uzun yazmaya başladım. Pencerenin önünde saatlerce oturup, gelip gidenlere daldığım zamanlar oluyor. Gidişini unutamıyorum. İçimdeki boşluğun iliklerime geçişine seyirci olup, izliyorum. Her şeyden, herkesten uzaklaşan kopuk bir ruha yataklık ediyorum. Eskiden de severdim yalnız olmayı, ama şimdi, daha bir hoşuma gidiyor bir başına kalmak, yaşamak. En iyi kendime ifade ediyorum kendimi. .. Kendi filmimi yazıp, yönetiyorum. Tek kişilik bu oyunda sensizliği ve yalnızlığımı anlatıyorum. Bir rüyanın içinde uyanır gibiyim. Gerçek hangisi, ben nerdeyim çözemiyorum. Sen de yoksun... İçimdeki boşluğun derinleştiği gündü gidişin. Gitme diyebilmeyi her şeyden çok istedim. Ama, söyleyemedim. Küçük hayallerim vardı büyük umutlara gebe kalan. Düzgün, koca adamdın sen, bense hiç büyümek istemeyen bir çocuk. Aslında senin gidişinle değişti her şey… Yokluğunu kaldıramayacak kadar büyüdüğümü fark ettim. Oysa büyük olmak can yakıcı duygulardı benim için. Bundan iyice emin oldum. Kuşkusuz artık gelmeyeceksin biliyorum. Kalabalık, en tenha köşelerde yakalıyor şimdilerde beni. Sensizlik darbe üstüne darbe indirirken, gelişigüzel duygulara demir atıyorum. Düşüncelerimi karıştırıyorum. Karışıyorum. Hep aynı duygular etrafımda dönüyor. Alışkın bir eda içinde yere çivileniyor ayaklarım. Kaçmak istiyorum. Kaçamıyorum... Yalnızlık benden kalabalığa bulaşıyor. Kendimi bırakıp, duygularımı salıveriyorum sokağa. Her yer gözlerim değdikçe grileşiyor. Sensizliğe tahammül gücüm gün ve gün zorluyor düşüncelerimi. Çıkıp gittiğin anı düşlüyorum tam orta yerinde evimin. Kapıya dokunamıyorum. Sadece sen varsın orada, bakamıyorum. Gidişine ortaklık eden kapım yalnızca yokluğuna açılıyor... Aramıza kapıdan başka her şey giriyor. Zaman giriyor, ayrılık, özlem bir de sensizlik. Kalan son gücümü çıktığın kapıyı kapatmak için kullanıyorum. Sessizliğin içinde buluyorum artık seni. Ruhumdaki tüm duyguları boşaltıyorum kapının arka yerine. Bıraktığın yerdeyim hala. Her gün gidişini yeniden izliyorum. Üzerimde ince yorgunluğun, yüreğimde külçe ağırlığınla duruyorum.... Yokluğuna alışamadım. Ancak, bu şekilde yaşamaya çalışıyorum... --- Alıntıdır | |
| ![]() |
![]() | #2 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yokluğun.... Sana gitme diyemediğim zaman; bir yanlızlık resmi çizildi önce. Sonra hafiften bir rüzgar esti, üşümeye başladı ellerim senin yokluğunu hatırlatırcasına. Bir buruk ses vardı hala kulağımda sevda türküleri söyleyerek rüzgarın uğultusuna karışan. Sessizce sallarken elimi ardından bir küçük tebessüm belirdi yüzümde bu son vedaya aldırmayan... --- Alıntıdır.. |
| ![]() |
![]() | #3 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yokluğun.... denize acildim sevmeye sevilmeye anladim sevmek gibisi yok; kim anlar sevdanin dilinden kim korkusuzca suzulur acik kapilardan iceri, kim kirar zincirleri, kim sever, kim durust, kim acik, kim asik olur pervasizca..oyunsa bu evet bir ask oyunu, kim bilerek ve isteyerek acitir canini..ben atesle yanilan aciyla sevdim.. yagmura soyundum yavas yavas yagar diye damlalarda yuzmek gibisi yok ; dunu unutmadan bu gunu yasayabilmek, bir hic olmadan sevebilmek..bir bir hatirlayabilmek soylenmis tum sozleri, dokunamadan dokunabilmek, aşk/sevda sanipta mayin tarlasinda yurumek kimin harci. kimin harci birakip gitmek, hemde severken gidebilmek.. yoklugum varligim bir, dunum yok yarinim sir; elde var aci, sevdali omrumun bedeli bes para etmedi odedim.kapini calan o hic tanimadigin, hic kimse kadar hic'im. gormedigin kadar gorulmez, duymadigin kadar duyulmazim iste..ben saklambac oynarken bulunma korkusunun heyecaniyla sevdim.. anlattikca usuyor, anlattikca isiniyor yuregim, senli dort mevsim, zaman senden sonra benden once. akrebe kus yelkovan, saniyeler sasirmis, aylardan sendeyim..saatim desen sana gec...yanarak, yikilarak, varliginda yok olarak.. --- Alıntıdır.. |
| ![]() |
![]() | #4 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yokluğun.... Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... "Üşüme" diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... "Özledim" deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim. Kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya ... Geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi içimin, kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı biliyorum... Seninle suları yeşil bir ırmağın kıyısında buluşmak, saçlarının kokusundan öpmek, içime çekmek ve serin soluğundan içmek, sana sarılmak, kucaklamak, uçmak isterdim… Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... Bütün dallar kesik... Yokluğun buz gibi soğuk... Üşüyorum... Yüreğim de donmuş sanki. Gözlerimde... Ateşler içinde bedenim... Öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. Bütün uzuvlarım uyuşmuş. Ezip geçiyor ruhumu acılar... Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bir zamanın teninde, ağrılı şiirler topluyorum gecelere şimdi... Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. Ama ben üşüyorum. Yokluğun buz gibi soğuk. Yakacak bir şeyimde yok… Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım… Ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım çağlayanlara… Bakakalıyorum ardından çaresiz… Ah! bir el olsan dokunsan alnıma, okşasan saçlarımı bir anne şefkatiyle.. Geçerdi ağrısı başımın, geçerdi biliyorum... Bir gül olsaydın bahçemde, koklasaydım nefes nefes, çekseydim içime derin derin... Bir göz olup baksaydın gözlerime, çekip alsaydın içindeki hüznü... Ah! bir bilsen nasıl sevinirdi yüreğim, nasıl sevinirdi dudağımdaki gelincik, kapımdaki akasya... Susuyorum artık derin derin... Ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... Oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya anlaşılmaya... Oysa ne çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, hicranımı bir tılsımla... Yüreğim kanrevan, dikenler acımasız, ayaklarım kırık koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak... ---- Alıntıdır.. |
| ![]() |
![]() | #5 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yokluğun.... kumların sahilden denize hızla sürükleniği zamanda gel sevgili...bir ateş,bir gitar sesi duyduğunda...yıldızların dilek tuttuğu zamanda gel.öyle bir geri gel ki...dönmek,kopup gitmek kolay olmasın.herkesin bilmediği gibi bil beni ve hiç sevmediğin kadar sev...öyle bir şey söyle ki bana,bu bizim sırrımız olsun.göz yaşı saflığında bir söz olsun kelimelerin.çünkü ben seni hala çok seviyor,özlüyor,bekliyorum. sensizliği anlatmak istedim herkese.nasıl bir şey olduğunu sordular bana.dedim ki:çığlık çığlığa sessizlik sanki.haykırışlarımın duyulmadığı bir zaman bunalımı bu.anlamadılar,anlamadı kimse...ben sizi anlıyorum,dedim.çünkü seven analar benim dediklerimi,bir de gönül adamları...teselli etmeye çalışmayın,dedim.zira sıradan yalanlara karnım toktu.beni bir tek sen avutabilirdin.hoş...sende zaten buralardan çok erken gittin. yalnız birinin yavaş yavaş tükenişini görüyor şimdi insanlık.sebebini bilmedikleri bir bitişe komplike senaryolar yazıyorlar.bilmezler ki bunun adı sevgi,bunun adı aşk,adı sevda...gelir,geçer unutursun cinsinden bir yara değil bu.yaram sevdam,yaram ayrılık...bilmezler ki sensiz geçen her günümün yalnızlık adını aldığını.en iyisi yine susmak,ruh girdaplarında kaybolmak...yoksa... şimdi sen yoksun ya... mevsim temmuza gelse ne yazar... ya da tenim yansa, avuçlarım terden ıslansa neye yarar... sen yoksun ya... boşver gitsin,aldırma... --- Alıntıdır.. |
| ![]() |
![]() | #6 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yokluğun.... Saymadım. Kaç yıl geçti aradan... Ben her günbatımında bu ağacın altındayım. İçiyor, kızaran ufukların ötesini gözlüyor, senin geri dönmeni bekliyorum. Sensiz hüzün dalgaları vuruyor, bu sahile. Sensiz yaşam boş. Benim gibi bir bekleyen daha var. Her akşam kulübesinin önünde oturur. Her akşam aynı şarkıyı dinler, taş plaktan. ''Beklerim hergün bu sahillerde mahzun böyle ben, Gün batar, kuşlar döner, dönmez bu yoldan beklenen...'' Neden bekletiyorsun? Niçin gelmiyorsun? Söyle. Neredesin sen?.. --- Alıntıdır.. |
| ![]() |
![]() | #7 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yokluğun.... İşte karşımdasın. Başımı kaldırıp sana bakıyorum. Bakışıyoruz. Gözlerinin koyuluğuna vuruluyorum. Karanlığında apaydınlık oluyorum. İçime serinlik veriyor varlığın. Gözlerin anlamlı, gözlerin ılık, gözlerin taze, gözlerin gözlerim oluyor, gözlerim gözlerin. Bakışlarında tüm dünyanın güzelliği okunuyor. Bana tüm dünyanın güzelliğini verseler senin gözlerinin güzelliğine değişmem. Gülümsüyorsun. Dudaklarındaki tebessüm tüm yüzüne yansıyor. Gözlerine de tabii. Bu tebessümle yaşama tekrar doğduğumu hissediyorum. Susuyoruz bir zaman. Sana bakıyorum, seni görüyorum. Vazgeçiyorum sözcüklerden. Sözcükler bu anı bozabilir diye korkuyorum. Konuşmuyorum. Seni seyrediyorum. Senin başını eğip te düşündüğün bir zaman. Düşünceliliğinde seni seyrediyorum. Geldin, geldin işte. Geldin ve gecemin yalnızlığını böldün. Gecemin güneşi oluverdin... --- Alıntıdır.. |
| ![]() |
![]() | #8 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yokluğun.... Kirpiginin ucundan... Kirpiginin ucundan tanırım ben aşkı.. Ve kirpiginin ucundan tanırım seni... Bugun de aramıcaksın biliyorum....sana dair bir nefes yok havada...gözum telefonda, sesin gelmez kulagıma..kavuşmak yangın sesiyle çaglar cigerimde...sesini duymak çekilen suların acılarını siler belkide...çıkmaz bir limanda dolanıyorum...kimden sormalı bu huzunlu keman sesini..bilemem..yıldızlar kuskun kederlerde demlenir.. rakı,beyaz leblebi,bi de gözyaşı..hangisi daha beyaza boyar aşkımı! herşey sır..ve herşey aşk beyazı yalanlarda..... Artık yanmaz okyanus mavisi geceler..gözlerin ümitsiz bi aşk yeşiliyle bilinmez bi kentte dolanır..ben senden de beter..hırçınlıgım umarsız denizlere uzar giderde..seni yine bulamam...ufuk çizgısı olmayan bu sabahsız şehirde..yaşamadan atar kalbim... mutluluga bu kadar yaklaşmışken..şimdi herşey dibi gözukmeyen suskun deniz kıvamında..kuskun,solgun,yalnız bi his, umutsuzluk olup oturur içimde...seni çagırıyorum gul bahçemin yalnızlıgına..kavuşmamıza...hadi korkusuzca atla denize..gel bana...denizi gözlerinle boyayıp gel üskudardan kollarıma....yuz yuzebildigin kadar..kulaç kulaç aç önumuzu... ey bogazın mavibakışlı şiiri gel artık yanıma..hanı o cocuklugunda dalgaları yırtarak yuzdugun gibi...bogazı ezerek,meltemlerden sıyrılarak,gel kolarıma..sana bu kadar yaklaşmışken..bi adım daha at bana...yık engeleri..kavuşsun ruhum aşkına...ama olmaz...gelmezsin biliyorum..sen beni öyle çook seversin ki...işte sırf o yusden gelmessin..denizin bahar kokan yapralarına..gurbette unuttugun nefesime özlemine, gelmezsin sen..kavuşmamızı umursamayan sarhoş gecelerine..rakı kokan guzel sözlerinin hatrına bile olsa inanmıyorum...yuregındeki sevgiye...gurbetteki sevdana inanmıyorum artık...... gözum telefonda hala...seni bekliyorum.. ama...aramıyacaksın biliyorum... Kavuşmalar hangi tarihe ertelendi bilen yok...bugulanan araba camından bakıyorum dışarıya...ne bir yol ne da sana dair bi iz var bu diyarda..hasretin kimin yoluna yolcu, kimin yol ayrımındasın...anlamanın mumkunu yok...agırıma gidiyo bu bilinmezlik.. yollara düşüyorum..son bakışın gölgem olup beni izliyor yıne..oysakı,ben aşkının hiçbişeyiyim...varlıgım yoklugum anlaşılamaz hayatında...olsam olsam kimsesiziyım kalbinin..kendi kendime yaratıgım bi ruyanın buyusunde uyur gecelerim...ben aşk bilirim seni...ama benim aşkımı duymaz sevdan..ellerinde kar olup eririm sadece.. kapıyı çalsamda duymazsın yuregımın beklemelerini..sen mutlulugumuzu ertelersin hep.. yarından sonraki kumral gecelere...sevgi neydi diye bakar kaldımlardaki solugum...gözlerime dogan aşkının..içime işleyen mavisi rehin kalır bende..bu kentte çocuklar sokaga çıkamaz artık...çocuk parkları yapayalnız bakar dunyaya.. yagmura terkedilmiş ıslak banklarla konuşur salıncaklar...herşey kimsesiz...ve mechul bi karanlıkta...ne cınarlarda yaprak..ne de çimlerde yeşil bi umut... alnının yazısı kimin dudaklarını öperde,susar böyle...çocukparkının oyuncakları, terkedilmiş baharlara...oysa guneşli gunlerde.. kırmızı salıncakların kanatlarında sallanırdı çocuklar..kaydıraktan kumlara düşen şımarık çıglıklar duyulurdu taa en uzaklardan.. o zaman baharlar öperdi dudaklarımı.. yuregın yuregımde bahar ılıklıgıyla.. düş bahçelerinde dolanırdık seninle...çocukparklarındakı çocuklar kıskanırdı mutlulugumu..şimdiyse kapkara bi kış var aramızda....unutulmuş bi cocuk parkında bulurum kendimi..kaderimi...bomboş bi parkın en sızı kalbiyle oturururum bu bankta...sen yıne yoksun yanımda...ayrı şehirlerde..ayrı yollarda..unuttugun sevgim....terkedilen çocuk parkının, silinmez buruklugunda saplanır karnıma..sen bilmezsin bu parkı...dunya bile bilmez bu isimsiz parkı...içimde derin bi gurbet sancısı....kimsecikler göremez yalnızlıgımı...ceplerimde durur..sadece senin ellerininin sıcaklıgını tadan...yapayalnız ellerim...kim anlar bu çocuk parkında telefonunu bekledigimi..kim anlar yuregımın efkarlı şiirini..bu çileyi....çagırsamda gelmezsin..gel desem de gelmezsin biliyorum....beni çook özluyosun ya... kavuşmamızı istiyosun ya....sırf o yusden gelmezsin sen...tek başıma oturur ellerim,bu terkedilmiş parkta... dilimde şiir yorgunu bi mısra...gözlerim seni arar.....ama sen beni öyle çook özlersin ki..mutlaka gelmezsin bu yanakları üşümüş..eylul bakışlı parka....aşkına inanmıyorum..sevgine inanmıyorum..hele bi de özluyosun ya...ona hiç inanmıyorum...gözum telefonda hala....bakıyorum ama...aramıyacaksın biliyorum..... Korkusuzca çaglayan dalgalar kumlara kavuşur Akdenizde...tıpkı onlar gibi yıkmak engelleri..sevginin gucuyle kurşunlara dizmek özlemleri...zamansız mekansız med cezirleri geçip...meydan okumak okyanusa...ve kavuşmak sana...kavuşmak aşka.. biçare bi dilek olur sözlerim..bizi kurtaracak deniz fenerini göremem sözlerinde... sana uzattıgım elim boşlukta kalır...sen beni çook seven bi ayaz olursun kara kışlar gibi...ellerim düşlerimde bile üşür...sevgi harman zamanı aglar bu parka... umursamazsın yuregımı....gunlerce aramaz sormazsın beni...sen beni çook seversin..coook...guneş hapsolur mapus damının en karanlık hucresine...kuşlar kayıp yollarda, kanatsız can çekişir...ve gözleri peçeli bi istanbul kalır senden geriye...sen beni deli gibi seversin....kayıp bi aşkın çıkmaz safagında yuregımde ulur acılar..bu bozkır park..yedi tepeli sevgili özlemiyle paslanır..yuregını göremem..sen beni öyle çook seversin ki...o yusden ben, yatılı olurum yuregınin bi kösesinde...tınmaz kalbin varlıgımın gizini...gelmez yuregın korkusuzca şiirlerime...dudagının buzlu mavisi,çook özledigi için aramaz bile sesimi..seninim ben demez yuregın sevdama...kavuşucaz dayan diye avutmaz satırların yaralarımı.. efsunlu pınarlardan akan su olup ferahlatmazsın yuregımi...engeller bitsin diye haykırdıgımda...yanımda olmaz yuregın...susar yedi tepeli şehir..susar okyanuslar...deprem sancısıyla bogulur sevdam....aşkının deniziyle geliyorum demezsin ömrume...uçurumların koynunda dolaşır sensiz sevdam..iştee bu yusden.. sen beni ölümüme seversin.... Bu çocuk parkında söylenir...yalnızlıgın usul şiiirleri...ve gerçekler bu cocuk parkında terkeder çocukları...yalnızlık ruzgar olup yakama konar...üşürüm sahıpsız bi parkta.. en çook bana yakışır soguk...çunku sen beni çook seversin..şimdiyse onume bir hesap çıkarıyo gönlum,senin sevgin diye...bu parktakı kızın yuregını seni nasıl sevdigini hiç göremedin...seni bekliyerek geçen gunlerin,saçlarıma yazdıgı beyazları farkedemedin bile..mutlulugumuzu yarınlara erteleyip durdun..beni çook sevdigin için...kavuşmamızın hayalleri yerine..senin sevginin kördugumlerinde dolanıyorumm şimdi.. yalnızlıgımın kederini anlamadın hiç..üsküdarda dagılan özlem kokusunda yagmura sarıldı hatıralarımız..gözlerin bogazın gözyaşı mavisinde yuzmez kollarıma.. terkedilmiş bugulu bi parkta seni bulmak için aglarım...o ilk karşılaşmamızın izi dalgalanır..kızkulesinin mavi etekliginde...şimdi istanbul şiirlerinde seni arıyorum canımm diye...herşey sevda dolu bu şehirde...ve herşey kayıp sensizlikte...sesini arasamda bulamam zaten...aradıgınız kişinin telefon numarasını bile bilmiyosunuz diye gulerler halıme...beni çook seviyosun ya.. o yusden işte...telefonun bile bulunmaz bende..gelmezsin yuregıme..gelmezsin ellerime....aşkına inanmıyorum...sevgine inanmıyorum....istanbulun rakı beyazı şiirlerine hiç inanmıyorum.... gözum telefonda hala....kirpignin ucundan tanıyorum aşkı..kirpiginin ucundan tanıyorum seni....aramıcaksın biliyorum..... beni çook seviyorsun ya...işte sırf bu yusden..aramıyacaksın biliyorum...biliyorum........ --- Alıntıdır.. |
| ![]() |
![]() | #9 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yokluğun.... Gidişini unutamıyorum. İçimdeki boşluğun iliklerime geçişine seyirci olup, izliyorum. çok hoştu yüreğine sağlıkk Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
| ![]() |
![]() | #10 | ||||
Misafir
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yokluğun....
güzeldi de neden bu kadar büyük yazmış Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. benim gözlük sadece dinlendirici Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. | ||||
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
yokluğun, yoklugun |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yokluğun | yeSa | Resimli Sözler | 0 | 01 Ağustos 2020 01:39 |
YokLuğun.. | Hümaşah | Amatör Şairler | 5 | 24 Mayıs 2020 15:42 |
Yokluğun. | SuLh | Amatör Şairler | 2 | 24 Mart 2016 01:28 |
Yokluğun | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 15 Şubat 2011 14:46 |
Yokluğun var ya... | Dilara | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 08 Ekim 2010 01:51 |