IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 28 Nisan 2011, 22:39   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Melek Kızım





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




Hayat dokuz yaşında, güzel yüzlü, tatlı dilli, başarılı, yaşıtlarına göre olgun bir kız öğrenciydi.

Esmer teni ve o adeta siyah bilyeleri andıran o kara gözleri gözleri ile sınıfın en dikkat çekici simalarından biriydi.
Onu farkettiren sadece güzelliği değildi tabi. Derste sorulan sorulara hemen cevap veririr, davranışlarıyla tüm arkadaşlarına örnek olurdu. "Büyümüş de küçülmüş!" deyimi ile bütünleşmişti anlayacağınız.
Anlamadığı bir konu karşısında, öyle güzel ifade ederdi ki kendini, sırf onun için nefes almaksızın bildiklerinizi paylaşırdınız. Sesi de çok güzeldi. Bir gün müzik derslerinde "Yemen Türküsü"nü söylemiş, tüm sınıf arkadaşları ve öğretmeni sesinin güzelliği karşısında hayran kalmışlardı.

Sınıfça hazırlandıkları 23 Nisan çalışmalarında da, kendine verilen rolü layıkıyla yerine getiriyordu. Arkadaşlarından biri, bir hareketi yanlış yapsa, diğerleri hemen Hayat’ı gösteriyorlar, “Hayat’a bakarak yap.” Diyorlardı. Öğretmenleri de yeni öğreteceği her hareketi öncelikle Hayat üzerinde gösteriyordu.

Tek sıkıntı yaratan durum, Hayat’ın annesinin çocuklarına aşırı düşkün oluşuydu. Onu okul gezilerine göndermiyordu. Hayat ise bu durumu da yine olgunlukla karşılıyor, “hayır” cevabını aldığı söylemlerde dahi, üzüntüsünü belli etmiyordu.


Tek sıkıntı yaratan durum, Hayat’ın annesinin çocuklarına aşırı düşkün oluşuydu. Onu okul gezilerine göndermiyordu. Hayat ise bu durumu da yine olgunlukla karşılıyor, “hayır” cevabını aldığı söylemlerde dahi, üzüntüsünü belli etmiyordu.
Yine annesi gün içinde ilçe dışında bir yere gidecek olsa “ne olur ne olmaz” diyerek kızını da yanına alıyordu. Hatta yaşadıkları ilde bir gece hafif şiddete bir deprem olmuştu da, annesi ertesi gün ve takip eden hafta, kızının sınıfının önünden ayrılmamıştı bir şey olur endişesi ile.

Bir gün, Hayat Bilgisi dersinde, öğretmenleri çalışma kitaplarını açtırdı. Konu içerisinde geçen soruları öncesinde eve ödev vermişti zaten. Sıradaki soruyu sordu: “Anneniz ve ya babanıza hayatlarındaki en önemli değişikliği sorunuz.” Böyle sorularda, öğretmen tüm öğrencilerin cevaplarını dinler, böylelikle derse katılımı sağlarken, bir yandan da öğrencileri hakkında detaylı bilgilere sahip olurdu.


Cevabını okuma sırası Hayat’a geldiğinde, “Okumak istemiyorum” dedi Hayat kendinden gayet emin, kararlı… “Peki” demekle yetinse de öğretmen, kitabını istedi. Yazdıklarına göz attı, Hayat olayı annesinden dinlemiş, kendi kalemiyle yazmıştı:

“İki yıl önceydi. Babamızın hastaneye gittiğini söylemişti annem. Hatta babam bazen telefon da açıyordu. Bir gün yine bizim yanımıza geleceğini, birlikte simit yiyeceğimizi söylemişti babam. Çocuk olduğum için inanmıştım. Annem de babamı anlatıyordu bize sık sık.
Annem bir gün babamın bir daha bizi arayamacağını söyledi, birkaç gün sonra da babamın bir denizde cesedini buldular…”


Hatırladı öğretmen, annesinden okul aidatı istendiğinde anne “Hayat yetim… Biz…” deyip gözleri dolmuştu. Şimdi de aslında hala habersiz bir hikâye okumuştu. Yazılanlar soğuk ve acımasızdı. Bir de dokuz yaşında bir çocuk için fazlaca ağır.

Yutkunmaya çalıştı öğretmen, boğazında bir durum. Kitabın üzerine siyah kalemiyle şunları yazdı öğretmen: “Sen, tanıdığım en güçlü ve en akıllı kızsın, sırf bu yüzden ben seni çok seviyorum…” Kitabını Hayat’a uzattı, “Ben de” dedi Hayat…
Sonra aklına bir şey geldi öğretmenin. Hani 23 Nisan çalışmalarını anlatmıştım Hayat’ın az önce. Kostümlerinde yer alan, sırta takılan lastikli kelebekler tüm öğrencileri sırtında dönüyor, şekli bozuluyordu. Hayat’ınki ise hep koruyordu güzelliğini. Öyle ki diğer arkadaşlarını kıskandıracak kadar.
Gülümsedi öğretmen kendi kendine, öğrenciler de fark etti bu anlamsız gülümsemeyi. Bir tek Hayat cesaret edebildi sormaya:

“Ne oldu öğretmenim? Neden Güldünüz?”
Cevabı kısacık oldu öğretmenin:
“Yok bir şey Melek Kızım…”




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.















Alıntı


__________________
Rüzgarda savruk, Başına buyruk ~
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
kızım, melek


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Yaz(ma) kızım! AngeL Haber Arşivi 0 06 Mayıs 2014 21:27
Minik Melek Gifleri, Melek Gifleri Violent Avatar ve Smiley 0 06 Kasım 2013 16:58
Melek Angun Kimdir - Melek Angun Biyografisi Liaaa Biyografiler 0 28 Mayıs 2012 13:12
kızım... MoHaC Evcil Hayvanlar 15 27 Mart 2012 12:16