IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 16 Haziran 2011, 02:32   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Hikayeler..




Yeter Ki Kalbi Kırılmasın..

Bir hükümdarın pek çok cariyeleri vardı. İçlerinde pek güzel dilberler bulunmasına rağmen, siyah bir cariyeye daha fazla alaka ve sevgi gösterirdi. Diğerlerinin bunu çekemediğini fark eden padişah, bir gün kendilerine üzeri mücevheratla süslü birer kristal bardak vermişti. Manevi değeri yanında maddi kıymeti de pek yüksek olan bu bardakları ellerinde tutan cariyeler, hayranlıkla bakarlarken padişah:
- Herkes elindeki bardağı yere vurup kırsın, demişti. Güzel cariyeler hediyelerini sinelerine bastırarak:
- Efendimizin bu kadar değerli bir hediyesini nasıl kırabiliriz! dediler. Siyah cariye ise padişahın emrini, hiç tereddüt etmeden ve vakit kaybetmeden derhal yerine getirdi. Bardak yere çarpılmış ve param parça olmuştu. Padişah siyah cariyeye hitaben:
- Diğer cariyelerim bu kadar kıymetli bardağı kıramadıkları halde sen neden kırdın? dedi. Siyah cariyenin verdiği cevap ise çok takdire şayandı:
- Bana efendimin kalbi lazım, kadehin ne kıymeti olabilir. Yeter ki onun kalbi kırılmasın!
Hükümdar, bu cevabın içerisinde diğerlerine gereken dersi vermiş bulunuyordu.


***


Bir Hırsızın Portresi

Bir kapı kapanır bir kapı açılır
Genç Macar Sanatçı Arpad Sebesy multimilyoner Elmer Kelen in portresini yapmak için görevlendirilmişti.
Görev özellikle zordu, çünkü Kelen sadece üç kısa poz vermeye razı olmuştu.
Sonuçta, Sebesy portrenin çoğunu ezberden yapmak zorunda kalmıştı.

Kısıtlamalara rağmen, Sebesy portrenin Kelen e yeterince benzediği görüşündeydi.

Ancak, Kelen ayni fikirde değildi. Kibirli milyoner resmin kendisine benzemediğini öne sürerek portrenin parasını ödemeyi reddetti.

Genç ressam resmini yapabilmek için saatlerce titizlikle çalışmıştı, ve birdenbire bunu gösterecek hiç bir şeyi olmadığını fark etti.
Milyoner stüdyodan ayrılırken, sanatçı bir ricada bulundu, " Portreyi size benzemediği için
reddettiğiniz belirten bir mektup yazabilir misiniz?"
Kelen bu kadar kolay kurtulduğuna sevinerek razı oldu. Aylar sonra, Macar
Sanatçıları Derneği, Budapeşte Güzel Sanatlar Galerisinde sergi açtı.
Kelen in telefonu çalmaya başladı.
Biraz sonra galeriye geldiğinde Sebesy nin yaptığı portresinin, üzerinde "Bir Hırsızın Portresi" etiketiyle teshir edildiğini gördü.

Mağrur milyoner resmin indirilmesini istedi.
Müdür reddedince, Kelen resim kendisini topluma alay konusu edeceği için dava açmakla tehdit etti.
Bunun üzerine müdür Kelen in resmin kendisine benzemediği için almayı reddettiğini belirten imzalı mektubunu çıkardı.
Milyoner artık resmin parasını ödeyip almaktan başka çare kalmadığını anlamıştı.
Genç sanatçı sadece son gülen olmakla kalmamış, ayni zamanda güçlüğü karlı bir alışverişe dönüşmüştü.
Çünkü milyoner resmi almağa kalktığında fiyatının eskisinden on kat daha fazla olduğunu görmüştü.
Gördüğünüz gibi, güçlüklere teslim olmayı kabul etmemişti.
Bunun yerine öfke ve acıya teslim olmaktansa yaratıcı ve yararlı bir kapı açacak bir yol düşündü.
Kısaca ressam değerli bir prensip keşfetmişti :
Yeni fırsatlar bizi genellikle sıkıntılı anlarda ziyaret eder, çünkü bir kapı kapanırsa, başka bir kapı açılır.



***

Ustalık Bedeli

Bir fabrikada imalat hattindaki cok önemli olan ana makinalardan biri arizalaninca fabrikadaki tüm üretim de durdu. Mevcut teknisyenler makineyi calistirmak icin cok ugrastilar, ancak ne yaptilarsa nafile, bir türlü basaramadilar.

Sonunda disaridan uzman cagirdıiar. Uzman gelip makineyi inceledi. Durumuna baktı. Sonra cantasından bir çekiç çıkardı.

Elinde çekiçle makineye yaklaştı. Makinenin belli bir noktasına elindeki çekiçle dikkatlice sert bir vuruş yaptı. Makine hemen çalışmaya başladı ve hiçbir arıza olmamış gibi devam etti.

Fabrika tekrar harekete geçti. Uzman fabrikadan ayrıldıktan iki gün sonra faturasını gönderdi :
"Hizmet bedeli karşılığı 1.000 USD (bin dolar)"

Fabrika müdürü bu faturaya cok kizdi. Tepesi attı ve bir cekic darbesi icin bin dolari çok buldu. Uzmandan ayrıntılı fatura göndermesini istedi. Uzmandan bir gün sonra asagidaki ayrintili fatura geldi :

Makineye cekicle vurma bedeli.............. 1 $
Nereye vuracagini bilme bedeli............... 999 $ Toplam............................................ .... 1.000 $



***

En iyi Karar

Günlerden bir gün..Bir değirmenci,oğlu ve eşeği birlikte kasabaya doğru yola çıkmışlar..
Niyetleri aslında çok yaşlanmış olan eşeklerini satmak ve birazda para kazanmakmış...

Sattıkları eşeğin parasıyla,kazandıkları parayıda birleştirerek iyi bir eşek satın almakmış..
Eşekleri yaşlı olduğundan pazarda dinç görünsün diye eşeği baba ,oğul sırtlarına alıp taşımaya başlamışlar...
Niyetleri pazara kadar eşeği yorulmadan götürüp orda iyi bir fiyata satmakmış..

Baba ve oğlu yolda öylece yürürlerken, yoldan geçen bir köylü..basmış kahkahayı...

-"Sizin aklınızdan zorunuzmu var..eşeğin eşeği olmak niye..Hiç eşek sırtta taşınırmı "demiş..

Değirmenci ile oğlu,eşeği yere indirmişler..çocuk eşeğe binmiş..yola düşmüşler..bir süre gittikten sonra üç köylüye daha rastlamışlar..
Köylüler den en yaşlısı, dayanamamış ve eşeğin sırtındaki çocuğa seslenmiş..

-"Hiç insaf yokmu sende..Ak sakallı babanı yürütmeye utanmıyormusun" demiş..
Değirmenci adamları haklı bulmuş ve oğlunu eşekten indirip kendisi eşeğin üzerine binmiş..oğluda yanında yürümeye başlamış...

Pazara giden yolda yine iki genç köylü kızına rastlamışlar...Kızlar eşeğin üzerindeki yaşlı değirmenciyi,yanında da yürüyen genç oğlunu görünce kızmışlar hemen..
-"Kocaman adamsın..yazık değilmi zavallı delikanlıyı yürütüyor,kendinde eşeğin üzerinde gidiyorsun hiç yakışık alıyormu "demişler..

Yaşlı değirmenci bakmış olacak gibi değil,herkes haklı...Çocuğu arkasına almış...eşeğin üzerinde birlikte pazara doğru yol almaya başlamışlar..

Bir süre yol aldıktan sonra..yolda dört köylü yaşlı adamla karşılaşmışlar...
Adamlar hemen kızmışlar değirmenciye...

-"Yahu sende hiç acıma duygusu yokmu, değirmenci..Yazık değilmi eşeğe,bu hayvana bu işkence yapılırmı hiç "demişler..

Değirmenci ne yapacağını şaşırmış...Oğluyla birlikte inmişler eşeğin sırtından..
yaya yürümeye başlamışlar.Eşek önlerinde kendisi ve oğlu arkadan yavaş yavaş pazara doğru yürümeye devam etmişler..

Yolda uzaktan gelen köylüleri görünce değirmenci zaten kendi kendine bir karar vermiş...
Köylüler değirmenciyi durdurup...

-"Hoppala ! önünüzde eşek boş gidiyor,siz yaya yürüyorsunuz...Hani üç eşek diye bir şarkı var ya...sanki sizin için söylenmiş" demişler..

Değirmenci artık kızgın,sabrı taşmış şekilde cevap vermiş..

-Doğru söylediniz...Ben eşek olmasam uyarmıydım sizlere...yol boyu herkesin dediğini yaptım...ama artık ister beğenin ister beğenmeyin...benim canım ne istiyorsa onu yapacağım...Kendim, oğlum ve eşeğimle ilgili en iyi kararı ben veririm demiş...




 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
hikayeler


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Resulullah'tan Hikâyeler - Peygamberimizden hikayeler Luthien İslamiyet 0 15 Eylül 2014 00:40
Bu Hikayeler Bir Başka! Thetis Kültür ve Sanat 0 10 Temmuz 2012 16:53
Mistik hikayeler Tilia Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 25 Şubat 2010 13:31
Komik hikayeler:) efSa Fıkra 2 06 Ocak 2008 22:53