![]() |
Söz Bir söz söyle ki bana, Hayali tatlı bir rüya gibi olsun, İçinde ne menfaat, ne de riya bulunsun. Bir söz söyle ki bana, Kalbim... Ömrümce senin olsun. Cemal Bora |
Efkar Efkar Ruhuma gam keder kaplandı diye, Feleği bulup da çatasım gelir. Vefasız bir yare saplandı diye, Gönlümü koparıp atasım gelir. Fidandan ayrılan kırık dal gibi, Köşeye atılmış eski şal gibi, Dalgaya tutulmuş köhne sal gibi, Dalıp ummana batasım gelir. Defteri gam ile dürmekten ise, Boş yere bir ömür sürmekten ise, Onu başkalarında görmekten ise, Ebedi uykuya yatasım gelir. Cemal Bora |
Neye Yarar? Neye Yarar İstediğin kadar ibadet et, Oruç tut, namaz kıl, Durmadan dinlenmeden Hakka yalvar. Bir gönül kırdıktan sonra, İbadet neye yarar? Cemal Bora |
Hey Gönül Hey Gönül Hey gönül, gün gelir sen de bıkarsın Sineden sineye sekmekten gayri, Bunca yıl dolaştın elde ne kaldı? Hicranı aşkı çekmekten gayri. Ne candan bir dostun, ne yarin oldu, Ne dağarcığın, ne hurcun doldu, Boş yere gezmekten ne karın oldu, Saçına akları serpmekten gayri. Cemal Bora |
Sende Kalmış Sende Kalmış Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış. Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış. Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim, Saçlarına hasreti tanımayan hallerim, Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış. Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam, Avunabilmek için bir tavla atıyorsam, Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam, Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış. Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok. Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok. Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok. Aynalarda kendimi göresim sende kalmış. Sende kalmış umudum, saadet çağım sende, Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende, Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende, Can diyorum sana, can kafesim sende kalmış. Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa, Sanki her noksanımı mecburum itirafa, Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış. Gel Tanrı'ya borcunu teslim etsin bu yürek, Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek, Kelime-i Şehadet getirmem için gerek, Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış. Cemal Safi |
Sensiz iki gün Sensiz İki Gün Nere gizlendimse aşikâr oldum. Hedefte gördüler sensiz iki gün. Dertler avcı oldu ben şikâr oldum. İnsafsız vurdular sensiz iki gün. Ayağıma prangalar taktılar. Gözlerimi dağladılar yaktılar. İki koldan bir alnımdan çaktılar. Çarmıha gerdiler sensiz iki gün. Kâle almadılar dileklerimi. Yarasalar emdi iliklerimi. Bükülmez sandığım bileklerimi. Kırk yerden kırdılar sensiz iki gün. Nere gizlendimse aşikâr oldum. Hedefte gördüler sensiz iki gün. Dertler avcı oldu ben şikâr oldum. İnsafsız vurdular sensiz iki gün. Cemal Safi |
Baş Edemezsin Başedemezsin İş işten geçmeden gel de söz dinle, Sen benim aşkımla başedemezsin. Ben sarhoş gezerken senin derdinle, Sen kendi gönlünü hoş edemezsin. Gül sefa sürse de bülbül çilerken, Bin pişman olmaz mı rengi solarken, Ben sana dört mevsim bahar dilerken, Sen benim yazımı kış edemezsin. Fırtına biçersin ey rüzgar eken, Borcunu faizle öder geciken, Sen benim gezdiğim yolları diken, Yattığım yatağı taş edemezsin. Gülersin aşığı yedekte sayıp, Yetmez mi arından verdiğin kayıp, Kınalı kekliğim elde var deyip, Sen beni kafeste kuş edemezsin. Kapılma hayalin renk akışına, Ağlarsın gerçeğin can yakışına, Ben kurban olurken bir bakışına, O canım gözleri yaş edemezsin. Aklını başına topla da vazgeç, Gel beni dinle de vuslata gün seç, Sen benim elime mecbursun er geç, Bahtımı mecnuna eş edemezsin... Cemal Safi |
Vur da öyle git Vur Da Öyle Git İdam mahkumunun söz hakkı vardır Bari son arzumu sor da öyle git Arının çiçekte göz hakkı vardır Bir buse içimi dur da öyle git Madem gidiyorsun bura son durak Ne adres ne mektup ne resim bırak Kendinden bir parça, bir cisim bırak Saçından birkaç tel ver de öyle git Ardımdan bir damla yaş dökeceksen Adımı andıkça ah çekeceksen Kabrime bir gonca gül dikeceksen Ne olur yaşatma vur da öyle git Hem yıllarca oyna gönül sahnemde Hem perdeyi kapat en mutlu demde Sitem oklarına hedef sinemde Açtığın yarayı sar da öyle git Pişmanlık duyar da dönersen geri Gel de gör aşkından kalan eseri Seyret ateşinin düştüğü yeri Hasretin zulmünü gör de öyle git Ardımdan bir damla yaş dökeceksen Adımı andıkça ah çekeceksen Kabrime bir gonca gül dikeceksen Ne olur yaşatma vur da öyle git Cemal Safi |
Su Serp Sineme Su Serp Sineme Çıkamazsın, gönlüm haremdir sana Bakamazsın, eller mahremdir sana Umut pınarından su serp sineme Aslı'sın, bu yanan Kerem'dir sana... Cemal Safi |
Ya evde yoksan Ya Evde Yoksan Aşkınla ne garip hallere düştüm Herşeyim tamam da bir sendin noksan Yağmur yaş demeden yollara düştüm İçim ürperiyor, ya evde yoksan Elbisem gündelik, pabucum delik Haberin olsa da sobayı yaksan Yağmur iliğime geçti üstelik İçim ürperiyor, ya evde yoksan Sarhoşsan kapını çaldığım anda Saç baş darmadağın, açık saçıksa Bir de ufak rakı varsa masanda İçim ürperiyor, ya evde yoksan Sabahlara kadar içsek sevişsek Ne ben işe gitsem, ne sen ayılsan Derin bir uykunun dibine düşsek İçim ürperiyor, ya evde yoksan Ne kadar üşüdüm nasıl acıktım İlk önce sıcacık banyoya soksan Sanırsın şu anda denizden çıktım İçim ürperiyor, ya evde yoksan Yanlış mı aklımda kalmış acaba? Muhabbet sokağı numara doksan Boşa mı gidecek bu kadar çaba İçim ürperiyor, ya evde yoksan Ya yolu kaybettim, ya ben kayboldum Ne olur bir yerden karşıma çıksan Tepeden tırnağa sırılsıklam oldum İçim ürperiyor, ya evde yoksan Cemal Safi |
Tek Hece (AŞK) Tek Hece (AŞK) Var mı beni içinizde tanıyan? Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim... Bülbül benim lisanımla ötüştü. Bir gül için can evinden tutuştu. Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü. Yangınımı söndürmedi kar benim... Niceler sultandı, kraldı, şahtı. Benimle değişti talihi bahtı, Yerle bir eylerim taç ile tahtı, Akıl almaz hünerlerim var benim... Kamil iken cahil ettim alimi, Vahşi iken yahşi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim'i, Her oyunu bozan gizli zor benim... Yeryüzünde ben ürettim veremi. Lokman Hekim bulamadı çaremi. Aslı için kül eyledim Kerem'i. İbrahim'in atıldığı kor benim... Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di. Hat'rım için yüce dağlar delindi. Bilek gücüm Ferhat ile bilindi. Kuvvet benim, kudret benim, fer benim... İlahimle Mevlana'yı döndürdüm. Yunus'umla öfkeleri dindirdim. Günahımla çok ocaklar söndürdüm. Mevla'danım, hayır benim, şer benim... Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da Görünmezim cismim de yok, resmim de Dil üzmezim, tek hece var ismimde Barınağım gönül denen yer benim Cemal Safi |
Gözüm Kesmiyor Gözüm Kesmiyor Sessizim ne kadar üzsen de beni Ağzımı açmaya gözüm kesmiyor Vurduğun zincirden çözsen de beni Bırakıp kaçmaya gözüm kesmiyor Ne olur git deme kalbimi kır da Meleyen gönlümü kaptırma kurda Sıratı geçecek imanım varda Aşkından geçmeye gözüm kesmiyor Ne çıkar sararıp solsa da yüzüm Gönlümde baharsın gelse de güzüm Çekilmez olsa da sitemin nazın Başka yar seçmeye gözüm kesmiyor Ne olur git deme kalbimi kır da Meleyen gönlümü kaptırma kurda Sıratı gececek imanım varda Aşkından geçmeye gözüm kesmiyor Cemal Safi |
İçtim İçtim akılacak yara bu Yandırır diye içtim Dudakların şarabı Andırır diye içtim Kahroldum gidişine İçtim peşi peşine Gönlüm senin işine Son verir diye içtim Vurduğun günden beri Sormadın derbederi Ateş ettiğin yeri Söndürür diye içtim Ne hal bildin ne hatır Yazmadın tek bir satır Senin gibi aldatır Kandırır diye içtim Saki'ye sor sancımı O bilir ilacımı İflah olmaz acımı Dindirir diye içtim Yokluğun hışım gibi Bastırdı kışım gibi Seni de başım gibi Döndürür diye içtim İçtim sensiz yarına İçtim intiharına Selviler diyarına Gönderir diye içtim Cemal Safi |
Besmele Besmele Her gün biraz daha yoruyor beni, Hasretinle başa çıkamıyorum. Her gece bir yerden vuruyor beni, Sağ salim sabaha çıkamıyorum... Savaşta geçirdim sanki bir ayı, Düşmandan almadım ben bu yarayı, Giderken verdiğin tek sigarayı, Hatıradır diye yakamıyorum... Vicdanın halimi hiç mi sormuyor? Küsecek ne yaptım, aklım ermiyor! Zalimsin demeye dilim varmıyor, Tavrına bir isim takamıyorum... Yeter ki mektup yaz canımı dile! Yetmezse uğrunda çektiğim çile! Nazar değer diye resmine bile Besmele çekmeden bakamıyorum... Cemal Safi |
Beni sevmeni istiyorum Beni Sevmeni İstiyorum Seninle buluşmamız ne kadar zor olsa da, Senden sadece beni sevmeni istiyorum. Beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da Senden sadece beni sevmeni istiyorum. Çağırsam bile gelme, yorulma ne olursun, Sen üzülme, incinme, kırılma ne olursun, Beni yanlış anlama, darılma ne olursun, Senden sadece beni sevmeni istiyorum Bir gün bensiz kalsan da benimle yaşamanı, Aşkımın değerini sır gibi taşımanı, Nemli bakışlarınla resmimi okşamanı Senden sadece beni sevmeni istiyorum. Senden tek dileğim var, özel imtiyaz değil, Kulun başka bir kula ibadeti farz değil, Haşa! Yaratan gibi beş vakit namaz değil, Senden sadece beni sevmeni istiyorum. Cemal Safi |
Bir gelir biter Bir Gelir Biter Yüzüne bakınca içim tutuşur, İçime bir kızıl kor gelir gider. Geçtiğin sokaklar şavkınla ışır, Bastığın toprağa nur gelir gider. Helal-i hoş olsun gurur da naz da Ne olur tebessüm etsen biraz da? Gülmezsen gökyüzü aysız kalmaz da, Yüzün gibi mehtap zor gelir gider. Tarifin olmuyor ne kadar yazsam, Ellerim tutmuyor resmini çizsem, O güzel çehreni görmeyen ressam , Bilmez ki dünyaya kör gelir gider. Yeryüzü hiç afet görmedi sanma, Ey benim aklımı alan muamma , Her türlü felaket mümkündür amma, Sen gibi kıyamet bir gelir gider. Cemal Safi |
Sensiz olmadı Sensiz Olmadı Kaybolan neşemi şarkıda, sazda, Bulmayı denedim, sensiz olmadı, Felekten bir gece çalıp biraz da, Gülmeyi denedim, sensiz olmadı... Hasreti herkesten çok tanıyorum, Bu zehrin üstüne yok sanıyorum, Yaşlı gözlerimden utanıyorum, Silmeyi denedim, sensiz olmadı... Doğmanı bekledim battığın yerden, Dönmeyı bilmedin gittiğin yerden, Beni sarhoş diye sattığın yerden, Gelmeyi denedim, sensiz olmadı... Evlenmiş dediler, çıldıracaktım, Resim, mektup, şiir, ne varsa yaktım, İlmeği kaç defa boynuma taktım, Ölmeyi denedim, sensiz olmadı... Cemal Safi |
Bilseydim Bilseydim Meydan mı verirdim bu ayrılığa? Bilseydim bu kadar zor olduğunu. Bilseydim dünyanın böyle karanlık, Bilseydim bu kadar dar olduğunu. Dilimden sıçrayan bir kıvılcımın Bilseydim bir anda kor olduğunu. Bilseydim şu anki gönül acımın Senin yokluğundan var olduğunu. Boyun mu bükmezdim sitem etmene, Bilseydim sükutun kar olduğunu. Sebep mi olurdum dargın gitmene, Bilseydim küsünce sır olduğunu. Bilseydim yüzümün dört mevsimi güz, İçimin ağlayan nar olduğunu. Bilseydim odamın dört duvarı buz, Sensiz yatağımın kar oldugunu. Fırsat mı tanırdım bu dargınlığa Bilseydim bu kadar zor olduğunu. Bilseydim zindandan daha karanlık, Bilseydim hücreden dar olduğunu.... Cemal Safi |
Vurgun Vurgun Gözlerim uykuyla barıştı sanma Sen gittin gideli dargın sayılır Ben de bir zamanlar sevildim ama Seninki düpedüz vurgun sayılır Ne kadar zulmetsen ah etmem sana Her iki cihanda gül kana kana Seninle cehennem ödüldür bana Sensiz cennet bile sürgün sayılır Yalan mı söyledin göz göre göre Ne zaman dolacak verdiğin süre Gönülden gördüğüm takvime göre Aldığım her nefes bir gün sayılır Cemal Safi |
Sensin Sensin Her şeyin sonrası, evveli sensin Gönlümün biricik emeli sensin İnan ki çökerim çekemem dersen Çünki canevimin temeli sensin... Cemal Safi |
Rüyalarım olmasa Rüyalarım Olmasa Yıldızlara baktırdım fallara çıkmıyorsun Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa Pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak Seni sarmam imkansız rüyalarım olmasa Sevmesem özlermiyim seni can pahasına Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına Adını söyleyemem senden bir başkasına Seni sormam imkansız rüyalarım olmasa Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam Sana değil, saçının bir teline kıyamam Yıllar sonra dönsende' nerde kaldın' diyemem Seni kırmam imkansız rüyalarım olmasa Yalvarırım mektup yaz beş dakkanı ayırda Su serp yanan sineme sağlığını duyur da Yaban gülü gibisin dağda,kırda,bayırda Seni dermem imkansız rüyalarım olmasa... Cemal Safi |
Miladım Miladım Doğuşum müddetim miadım sensin Zamana attığım ilk adım sensin Hazreti İsa' nın doğumu değil Ben seni tanırım miladım sensin! .. Cemal Safi |
Ağlarsın Ağlarsın Kırdığın kadehte kalan ömrümden, Ağlarsın içtiğin yılları bilsen. Hicrinle sararıp solan ömrümden, Ağlarsın biçtiğin dalları bilsen. Sefiller gücünü bende sınadı, Kimi kaçık dedi, kimi bunadı; Berdûş eleştirdi, sarhoş kınadı, Ağlarsın düştüğüm dilleri bilsen. Ar ettim sakladım uğraşlarımı, Haberdâr etmedim sırdaşlarımı. Gizlemek isterken gözyaşlarımı, Ağlarsın seçtiğim yolları bilsen. Felsefe böyledir dîvânelerde, Teselli aranır bahanelerde, Bir kadeh mey için meyhânelerde, Ağlarsın döktüğüm dilleri bilsen. Ateşe su dedim göz göre göre, Aklım zavallıydı duyguma göre, Bahtına şükretti Mecnûn bin kere, Ağlarsın düştüğüm çölleri bilsen. Cemal Safi |
Alışamadım Alışamadım Sen geçtin yine ben sınıfta kaldım; Bir türlü yanına ulaşamadım. Sevda sınavından teşekkür aldım; İhanet dersine çalışamadım... Gözlerim kapansa uykusuzluktan, Korkarım hocama saygısızlıktan, Bir örnek istedi duygusuzluktan; Seni diyecektim konuşamadım... Vefasız olmayı bilmedim diye, Adını kalbimden silmedim diye, Okuldan atıldım gülmedim diye; Tebessüm etmeye alışamadım... Cemal Safi |
Hüzün adres değiştirir Hüzün Adres Değiştirir Yakışmıyor cepheyi terk edişin, Mert dayanır, namert kaçar sevdiğim. Fazla sürmez hatanı fark edişin, Hasret eken , hüsran biçer sevdiğim. Adet ettin aşk dersini asmayı, Hüner saydın sırra kadem basmayı, Yetti artık çok denedim susmayı, İsyan eden bayrak açar sevdiğim. Nice avcı bende silah sınadı, Geri tepti ,sineleri kanadı, Kırılsa da yüreğimin kanadı, Yine açar, yine uçar sevdiğim. Bir resmimiz bile yoksa başbaşa, Revamıdır ben yanayım,sen yaşa, Aşk sunacak sakimi yok sarhoşa, Yine bulur, yine içer sevdiğim. Aynaların farkı kalmaz düşmanla, Tanışırsın doğduğuna pişmanla, Hüzün adres değiştirir zamanla, Benden geçer ,sana göçer sevdiğim. Üzerime yar sevdiğim sahi mi? Kalp çalmakta senin gibi dahi mi? Ağlama der dosta aşık Daimi, Bu da gelir ,bu da geçer sevdiğim. Cemal Safi |
Git Git Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma Girmeden, katilim olmadan git! Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle, Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle. Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar, Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar. Mademki benli hayat sana kafes kadar dar, Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar. Hadi git, benden sana dilediğince izin, Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin. Kahrımın nedenini söylesem irkilirler; Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler. Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın; Oysa ki hep yedekte, hep elde var saymıştın. Hadi git,ne bir adres, ne bir hatıra bırak, Zannetme ki,pişmanlık,mutluluk kadar ırak! Sanma ki fasl-ı bahar geldiği gibi gitmez, Sanma ki hüsranını görmeye ömrün yetmez. Her darbene tahammül edecektir bedenim, Gururum mani olur perişanıma benim. Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne? Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine. Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, Sana gül bahçesini kim açar benden başka! Hercai arılara meyhanedir çiçekler, Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler! Madem aşk tablosunun takdirinden acizsin, Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin. Ne vedaya gerek var, nede mektuba hacet, Git de Allah aşkına bir selama muhtac et! Güllere de aşkolsun yine sen kokacaksan! Fallara da aşkolsun yine sen çıkacaksan! Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm! Her gece daha berbat daha vahim gördüğüm. Korkulu düşlerimi yorumdan kaçıyorum; Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum! Git iş işten geçmeden çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden,katilim olmadan git!... Cemal Safi |
Hatırasıdır Hatırasıdır Ben hayak kurup da masal yazmadım, Sözlerim bir aşkın hatırasıdır, Kimsenin kalbine girip gezmedim, İzlerim bir aşkın hatırasıdır... Bir benim dünyada şansı dönmeyen, Talihi bir kere güldü denmeyen, Yıllardır yağmuru yaşı dinmeyen, Gözlerim bir aşkın hatırasıdır. Bir tren sesiyle başladı ağrım, Dağları, taşları,çınlattı çağrım, Dövüle dövüle moraran bağrım, Dizlerim,bir aşkın hatırasıdır... Ömründen üç gece zor verdi bana, Ömrümce yanacak kor verdi bana, O güzel ismini sır verdi bana, Gizlerim, bir aşkın hatırasıdır... Cemal Safi |
Gözlerin Gözlerin Medet bekliyorum vurduğu yerde, Oralı olmuyor siyah gözlerin. Gönlümü dağlıyor gördüğü yerde Kanıma susamış silah gözlerin... Her yalan sözüne iftira ekler, Sayısız suçunu sırtıma yükler. Cenneti müjdeler ibadet bekler, Şeytanın taptığı ilah gözlerin... Feryadım asılsız şikayet değil, Laf değil,söz değil, rivayet değil, Yetim hakkı değil,cinayet değil; Korktuğum en büyük günah gözlerin... Cemal Safi |
Senin İçin Senin İçin Sesin işler gibi bir şuh kanat gamlarıma Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş, Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş ; Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma. Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken . Koklarım ellerini gülleri okşar gibi ben Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi. Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan Ne zaman gençliğini yolda hıraman görsem. Eskiden pembe dudaklarda dağılmış busem Toplanır leblerime bir gece dalgın dursan. Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede Gül açar bahtımın evvelki hazanlık korusu, Genç eder ufkumu hülyalarımın genç kokusu; Sorarım ak saçlarımın örttüğü yıllar nerede. Cephemi varsın o solgun seneler soldursun Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam, Gençliğin böyle benimken kocamam, hiç kocamam.. Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun. Cenap Şahabettin |
Hakikat-i Sevda Hakikat-i Sevda Bir şüphe-i hissiyye ile dalgalanır dil; Bir heykel-i gül-rû dikilir kalb üzerinde; İnsan bütün ahzân ü meserrâta muâdil Bir tatlı dönüş hisseder âvâre serinde Her cevf-i hayâtî, sevilen şeyden ibaret Bir lem´a-i nev, şa´şaasıyla eder ihfâ; Bir berk arkasından ederek ömrü temâşâ Bin müddet için göz kamaşır... İşte muhabbet! Pek boştur o his, lakin o boşlukla dolar dil; Âfâk-ı hayatiyyedeki cevfi o örter; Herkes hep o boşlukta arar bir tutacak yer Pîrâmen-i ömründeki girdâbâ mukâbil Sevdâya mukabil duyulur rûhta her gâh Bir def-i pey-â-pey ile bir cezb-i pey-â-pey; Bir istiyor insan onu, bir istemiyor, âh Sevmek bile doğmak gibi, ölmek gibi bir şey! Cenap Şehabettin |
Anladım Anlamını Anlamın Anladım Anlamını Anlamın Kavak yelleriyle dönen değirmenlere saldıran evde kalmış uğursuz uzmanlarıyla ağlarını toplarken akademik ağalar kuramların kurumunu silerek bir şiirden demir alıp açıldığım denizlerin dibinden kaç anlam balığı yakaladılar diye meraktaydılar bilimden bunalanlar Çalıştılar çalıştılar çalıştılar kuramın Kuran'ını yazdılar dışarda erguvanlar salkımlar tekrarını ilan ederken sevdaların baktılar yaşlı gözlerle yazdıkları metinlere metinler çetindiler CEVAT ÇAPAN |
Kuş Bakışı Kuş Bakışı O göçebe kuşları da merak ederdin sen, yılın hangi ayında geldiklerini, gelirken hangi enlemlerden geçtiklerini, yuvalarını nerelerde yaptıklarını... Turuncu, altın sarısı, siyah tüylü o kuşlar. Onları anlatırdım sana kış geceleri, aştıkları lacivert denizleri, adlarını uydurduğum kimsesiz adaları. Arslanlar kükretirdim geride kalan ormanlarda, filler dolaştırır, timsahlar dövüştürürdüm çamurlu ırmaklarda. Derken kızıl kiremitler görünürdü bir kıyı köyünün dağınık damlarında. Ve bahar yağmurları yağdıran bulutların arasından süzülür bir gölün kıyısına konarlardı kuşlar. Dönüşlerini anlatmamı istemezdin hiç. Hep kalsalar, derdin, o gölün kıyısında ya da yuvalarını yaptıkları saçak altlarında. Kışa doğru, geceler uzar, koyulaşırdı karanlık. Sen büyürdün, büyürdü göçebe kuşların giderken aramıza bıraktıkları sessizlik CEVAT ÇAPAN |
Sakın Geç Kalma Erken Gel Sakın Geç Kalma Erken Gel Usulca gir kapıdan, zile basma. Hiç telaşlanma, ben daha dönmemişsem. Yoldayımdır, nerdeyse yokuşun dibinde, Suların kararmasını bekliyorumdur, Tuğla harmanlarından gelen yanık havanın Bahçedeki akşamsefalarına sinmesini. Güç bela dizginliyorumdur içimde Dörtnala sana koşan küheylanları. Bütün gün kâğıttan dağlar arasındaydım, Nabzım ileri giden bir saat gibi işledi durdu. Dilekçeler, kararlar, tozlu makbuzlar: Hep adını okudum silinmiş satırlarda. Pencerede kuleler, minareler, kirli gök. Durmadan kuşlar uçtu bir bacadan. Rüzgâra karışan saçlarını gördüm Bulutlu aynalarda. Balkonun kapısını aç, su ver saksıdaki çiçeğe. Geyikli örtüyü ser masaya, dinlen biraz. Sessizlik şaşırtmasın seni, ürkütmesin. Şehrin gürültüsü dolacak az sonra odaya, Karanlık bir yankıya dönüşecek karşı dağlarda. CEVAT ÇAPAN |
Sıradan bir gün Sıradan Bir Gün Buraya, denizi gören bu dağın eteğine dilimde yarı unutulmuş şarkı sözleri, kulağımda su sesi, suların sesi, rüzgâra sarınıp geldim. Ağaran gün, kararan geceyle, kirazın kızarma hızıyla geldim, bir uzun havayla çok uzaklardan can havliyle bu tutuk dil çözülsün diye bekledim. Şimdi tek ses, zeytin ağaçlarından gelen ağustosböcekleri, tek ateş, kızgın kayalardan yansıyan ağustos güneşi, tek umut, yıllarca dolaştığım imgelemin koyaklarında bize sevgiyi sezdiren bütün o yitirdiklerimizle birlikte soluduğumu sandığım o derin sessizlik, o akşam serinliği. CEVAT ÇAPAN |
Babam Babam Babam iki tek atınca oğlum hadi seni karpuzlara götüreyim derdi.. (karpuzlar Gebze'de oturan kızlardı) Annem kızarır kızar "Bey çocuk daha küçük" diye çıkışır mutfağa gider ağlardı... Babam karpuzdan anlardı. CEVAT ÇAPAN |
Burç Burç Belki çıkar yollardan biri de bu: gözlerine bakmak sessizce, bir kıyıda uzaktan yaklaşan bir gemiyi bekler gibi, elinden tutmak o sıcaklığı ve yürümek, yürümek zamanı düşünmeden bastığın çakıl taşlarının hışırtısında. Hep söylerdin eskiden, biraz zaman tanısak belleğe, güzel bir unutuluşa dönüşür, derdin bütün o top sesleri, toz duman, akşam bataryada geçirdiğin karanlık nöbet saatleri. Sana unutulmuş bir çardağın altında galibarda renkli bir mürekkeple yazıyorum yeniden depreşen bir sevincin ötesinden. Çocuklar büyüdüler, uzaklara gittiler, senin, benim yanlışlarımızın ne yararı olabilir onlara? Belki onlar da öğrenecekler umarsız sözcüklerle eskiyen anılarının dehlizlerinden kurtulup savrulmayı. Sorma sakın - bilmek yasak, derdin, kim bilebilir yazgının bizi nereye sürükleyeceğini. O unutulmuş çardağın altında yazıyorum sana, aydınlık gölgesinde asmanın. Günler sayılı. CEVAT ÇAPAN |
Yağmur Yağmur Bu yağmur, bu güzel bu serin yağmur. Yağıyor bu sabah sanki içimde. Dokunma gözlerim yağmur doludur, Bulutlar içimin derinliğinde. Çimenler ıslanır, yollar ıslanır, Çağırır pencerem, yağmur seslenir. Ufuklar bu beyaz renkle sislenir, Yaşarım bir yağmur serinliğinde. Beyaz bulutlara aşık olurum, Geçerler üstümden bakar kalırım, Bulutlar başımda düştür, dalarım Dinlerim tarlama yağan yağmuru. Oluk oluk akar, eğleşir gider, Yapraklarla bir şey söyleşir gider. Gider, güzel yağmur, ağlaşır gider, Yıkayıp bırakır gönlümü duru. Ceyhun Atuf Kansu |
Dünyanın bütün çiçekleri Dünyanın Bütün Çiçekleri Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Bütün çiçeklerini getirin buraya. Öğrencilerimi getirin buraya Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer Bütün köy çocuklarını getirin buraya Son bir ders vereceğim onlara Son şarkımı söyleyeceğim. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum. Kaderleri bana benzerler Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları Geniş ovalarda kaybolur kokuları Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri, Hepinizi, hepinizi istiyorum gelin görün beni. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, En güzellerini saymadım çiçeklerin. Çocukları öğrencilerimi istiyorum. Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini Köy okullarında açan gizli ve sessiz O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Ben mezarsız yaşamayı diliyorum Ölmemek istiyorum yaşamak istiyorum Yetiştirdiğim bahçe yalnız kalmasın Tarumar olmasın istiyorum perişan olmasın Beni bilse bilse çiçekler bilir dostlarım Niçin yalnız yaşadığımı ben onlara söyledim Çiçeklerde açar benim gizli arzularım. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Okulun duvarı çöktü altında kaldım Ama ben dünya üstündeyim toprakta Çile çektim, yalnız kaldım ama yaşadım Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım. Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya. Ceyhun Atuf Kansu |
Bir çocuk bahçesinde Bir Çocuk Bahçesinde Çocuklar benide alın içerinize, Ben de güzel oyunlar oynamayı bilirim, Çocuklar, imreniyorum şimdi size, Yıllar oluyor ki kırıldı çemberim. Ben de başımı avuçlarımın içine alıp, Saatlerce havuzdaki balıklara bakardım, Bana mendil sallayan Tanrıya gülüp Konuşmak için yanına çıkardım. Benim de devleri vardı masallarımın, Keloğlan kahramanıydı sihirli dünyanın Periler uyurdu altında kiraz dallarının Bir çini kadar zengindi içi rüyamın. Benim de sapanlarım vardı söğüt dalından yapılı Benim de kuşlarım vardı kafessiz ve şen, Bir güzel evim vardı ki altın kapılı. Benim de bir annem vardı ağlarken gülen. Ceyhun Atuf Kansu |
Gizli gece Gizli Gece Bu gecenin güzelliğini kimse söyleyemez Tek tek saydığım yıldızlardan başka Yıldızlar aşkımızın dostları Duydularsa onlar duydular yakından Bir de biz duyduk söylenenleri Bir de biz gördük birbirimizi Birbirimize vuran ışıkta Parçaları bütüne düşen aydınlıkta Bir de biz gördük birbirimizi Bu gecenin güzelliğini kimse bilemez Senden, benden, bir de Gecede gizlenen yıldızlardan başka Ceyhun Atuf Kansu |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 22:32. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk