IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  vaybe sohbet

>
+
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 16 Aralık 2005, 12:26   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)



Vakit, gecenin sonsuz karanlığına bürünmüş. Binbir sıkıntı sarmış benliğimi. Bir yudum su diye inleyen hasta gibi muhtacım seninle konuşmaya. Nerdesin? Uyur musun şimdi? Arasam, bir sıcacık merhabana ihtiyacım var desem; ne dersin? Kızar mısın düşüncesini aklımdan geçirmek istemiyorum.Çünkü dostumsun diye biliyorum.Elbette arayacaksın, dediğini duyar gibi oluyorum.
İçimi acabalar sardığında senin sevgi dolu gözlerini görebilsem nasıl rahatlayacağım, ama yoksun. Varlığınla beni nasıl sarıyorsun, bir bilsen. Maddeden ötesin. Hani pamuk şekeri vardır, yediğin an tadı damaklarına yayılır ama anında yok olur. Sen sakın yok olma, sevgi tadında yaşa. Beni ben yapan her ne varsa, sende de bunları gördüğüm için mi bu kadar bendesin? Bence sen, varlığındaki değerlerle sensin, bence sen ruhuma uzattığın kementle varsın. Acımdasın, sevincimde, gözyaşımda, uzanan elimin sıcaklığındasın. Uzaktayken nasıl yanımda olabiliyorsun?
Mutluluktan uçacakken seni aramak ve sevincimi paylaşmak istiyorum. Acımda ben seni arayamıyorum, yalnızlığın kalın kabuğuna çekilmek ve unutmak istiyorum dünyayı, insanları. Ama sen... sen bırakmıyorsun. O derin dehlizde karanlıklar içinde bir ışık var, o ışığa doğru bilinmez bir neden çekiyor beni. Gözyaşlarım çiçek oluyor yüzümde ışıkla. Ve ellerimde çiçeklerle çıktığımda karşımda seni buluyorum. Kimsin sen?

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Aralık 2005, 12:26   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)



SEVGİYE DAİR
Ey Güzel İnsan!
Sessiz sevdaların bitiremediği, sözcüklerin ifade edemediği, bahar aylarının
varlığını kıskandığı...
Sen... Sen içimin ince büyük derin sızısı..! Seni Seviyorum...
"Seni seviyorum" derken eriyorum, her eriyişimde bir kez daha "seni seviyorum" diyorum.
Hepsi bu; "Seni seviyorum"...
SEVGİNE İHTİYACIM VAR, bana yaklaşan durağanlaşmış beyninde ki düşüncelerin nokta
bitişlerine. Uzaklarda olduğumu düşlediğinde, senden bir nebze uzaklaşmadan, senli
dünlerde ayakta kalma çabalarıma inanmana, parmak uçlarımda ki hislerimden,
acılarına sebebiyet verenlere olan nefretimin büyümesine olan engelleme çabalarına
sahip çıkamayan beynimin, aslında kendine verdiği sızılardan vazgeçme gayretleriyle
cebelleşip duruyorken, bakışlarındaki ışığa ihtiyacım var. Benliğimde bastırdığım
sana olan vazgeçilmez hislerimi beyninde açığa çıkarma duygularımın, yüreğimdeki
fırtınanın dinmediğini, cümlelerimin arasına sıkıştırılmış göğsümün o ince
sızısından, göğsünün sol yarısına akan hislerimi anlamana ihtiyacım var. "Seni
sevdiğimi daha önce söylemiş miydim?" cümlesinin
dudaklarından çıkarken "hayır" diye anlamsız bir cümle kurup sesindeki sevgiyi
defalarca duymak isteyen "ben" in sana ihtiyacı var. Yanan kalemime dokunmadan
sevdalı kalemimin ucundan dökülen yazıların sana ait olduğunu bilmene ihtiyacım var.
"Sen"i kaybetmekten her adımda korkan benim sevdanı bilmeye ihtiyacı var...
Ağla! Ben de ağlarım, göz yaşlarım özlemine az kalır, buralarda nem var! Nem varsa
sende kalır daha çağırırken beni anı bile kalmaya tenezzül etmeyen o dağ
dorukları... Sömürgem yaslar durur sesime kırgın ayrılıkları... Ağla sömürgem...
Belki dönemem; oralarda usul usul talazlanan nehirlerde yaz kalır, kış yanar, düş
üşür yüreğimde... Ağlarım göz yaşlarım yine beyaz kalır.
Bir tür gurur bu... Bir gün nasılsa ve hiç olmadık bir anda alınıp kopartılmadan,
kendi ellerimizle onu yok etmek bizim gibilerin mutluluğuna tahammül edemeyen bu
hayata bu hayatın zorba kurallarına bir tür baş kaldırış...
Yağmur yağacak az sonra, hep ağlamaklı olurum yağmur yağdığında. Yüreğim üşür,
gözlerim üşür, içimdeki kuşlar uçar gider...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Aralık 2005, 12:27   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)



Yokluğunu Hissettiğim Aşkım'a .:.
Artık yapayalnızm,bi sevgilim var ama ben yalnızım. Bunu söylemek ve ebediyen susmsk istiyorum. Konuştukça, susmak istedikçe, sevdikçe, özledikçe ve ne kötü ki YAŞADIKÇA içim acıyor!!! Öyle bir duygu ki... Bedenimle ruhum arasında beni kahreden çelişkiler içerisindeyim. Düşünmekle düşünmemek, susmakla susmamak, bakmakla bakmamak, sevmekle sevmemek, ağlamakla aglamamak ve YAŞAMAKLA YAŞAMAMAK...... Kimsenin beni sevmesini ve bana gerektiği için SENİ SEVİYORUM demesini istemiyorum. Çünkü ben öğrendim bi kere sevmenin verdiği o dayanılmaz acıyı... sevmemeye ve bir daha asla böyle kırılmamaya yemin ettim! Ben insanları sevsemde belli etmicem artık. Çünkü; maskelerini, sırlarını, kendilerine oynadıkları budala oyunlarını ,hırslarını, yalanlarını hiç birini istemiyorum. Bir kez sevdim ben, hemde çok sevdim. o aralar karamsar ve içime kapanıktım. Ama çok sevdim o YALANCIYI... Sadece onu severdim, yalancı olmasına rağmen, beni üzmesine rağmen... Ellerimden tutardı o, üşürken içimi ısıtırdı gülüşü. Beni öperdi, koklardı, severdi. Ama sonra sevmemeye başladı. Nasıl oldugunu bilmiyorum ama hissediyordum. Hiç davranmadığı gibi davrandı, hiç bakmadığı gibi baktı. belliki istemiyordu artık beni. Sonra....... Sonra gitti sessizce... Birdaha hiç dönmedi. Giderken ağladım..! Elimi tuttu, gülümsedi son kez ve ağladı oda. O gündür kimse tutmadı ellerimi, giderken ellerimide götürmüştü çünkü. Birdaha hiç geri alamadım ellerimi de, kalbimi de, göz yaşlarımı da... Gittiğinden beri hiç durmadı gözlerimden akan yaşlar, giderken içimde açtığı yara hiiiiç geçmedi.... NORMALDE YANIMDA OLUPTA; YOKLUĞUNU HİSSETTİĞİM AŞKIMA... ELLERİMİ ve KALBİMİ geri istiyorum BEBİŞİM!!! AĞLAMAKTAN YORULDUM ÇÜNKÜ....

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Aralık 2005, 12:27   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)



Bu gün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum.
Küllerini sana göndereceğim. İşte! Hepsi önümde
duruyor. Şu resim çekilirken karşında ben vardım,
hatırladın mı? Üzerini diyerek
imzalamışsın. Bu seni en çok anlatan resimdi
biliyorum. Bana en yakın olduğun resimdi... Karşında
ben vardım, gözlerin gözlerimdeydi... İçin benimle
doluydu, bakışların gibi. Önce bu resmini yakacağım,
bu en çok sen olan resmini. Sonra da diğerlerini
yakacağım. Hepsi birer birer kıvrılıp kül olacak
sonunda. Ya mektupların? Herbirini çok çok öptüğüm
mektupların...Satır satır içimde çakılı duran mektupların.
Onlarda yanacak. Senden madde olan hiçbir şey kalmasın
istemiyorum bende. İçimde bıraktığın eziklik yeter artık.

Artık seninle değil, verdiğin acılarla avunacağım. Seni bütün
arzuların üzerinde, bütün özlemlerin ötesinde
seveceğim artık. Sensiz bir dünya yaratacağım senden.
Dünya duracak ama sen durmayacaksın. Zaman bitecek,
ama sen bitmeyeceksin. Bir gün bütün çiçekleri solacak
bahçelerin, yıldızlar ışık vermeyecek, güneş
doğmayacak hiç. Ama sen solmayacaksın, sen
eksilmeyeceksin. Seni maddenin dışına çıkarıyorum.
Ölümsüzlüğün kapılarını açıyorum sana... Anlamıyor
musun?

Daha düne kadar her yerini ayrı ayrı seviyordum.
Ellerini tuttuğum zamanlar ürperirdim, başım dönerdi
gözlerine bakınca. Dudakların her öpüşte yeniden
dünyaya getirirdi beni. Al işte, hepsini sana
bırakıyorum. Güzelliğinde senin olsun dişiliğinde..

Göreceksin, bir gün her yerin şu mektuplar, şu
resimler gibi kül olup dağılacak.
Bir tel bile kalmayacak saçlarından. Niceleri gibi sen
de göçüp gideceksin bir gün... Önce güzeliğin terk
edecek seni. Ellerin buruşacak, belin bükülecek,
ak pak olacak saçların. Boş bir çuvala döneceksin.
Gözlerinde o vahşi pırıltı kalmayacak, bütün ateşi sönecek dudaklarının...

Ama ben o halinle bile seni terketmeyeceğim. Çünkü
benim içimde hep bugünkü gibi kalacaksın. Taptaze,
sımsıcak ve korkunç güzel! Yalnız benim gözlerimde
bir manası olacak bakışlarının. Ben yok olduğum zaman
da satırlarımda yaşayacaksın. Hiç ihtiyarlamadan,
hiç değişmeden, hiç tükenmeden... Adım adınla anılacak,
adın adımla...

Mektuplarınla resimlerini yakacak gücü kendimde
bulamasam, o zaman da kendimi yakardım. Şu herkeste
seni gören gözlerimi, şu her yerde sana koşan
ayaklarımı ve şu her zaman sana yazan ellerimi
yakardım. Tenimden yükselen alevler ta Allaha kadar
uzanır, ona çaresizliğimi anlatırdı.

Seni güçsüz, zayıf bir insan tarafından sevilmenin
hayal kırıklığına uğratmamak için, şimdi benim yerime,
senden kalanları yakacağım. Ben yaşadıkça, varlığım bütün çaresizliklere meydan okuyacak. Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşayacağım.
Biraz sonra mektuplarınla resimlerni tutuşturacak bir
kibrit çöpü gibi çekiliyorum hayatından. Her şeyiyle
onu sana bırakıyorum. Hayatın senin olsun. İstersen
hayatım da.. Ama sen kendinin bile olamayacaksın
artık. Ben yaşadıkca, adım söylendikçe...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Aralık 2005, 12:28   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)



Yağmurda Ben...



Bu şehre yağmur yağıyordu.Bütün şehir ağlıyordu.Ben en çok çocuk halimle
üşüyordum.Kimse sen değildi, kimseyi istemiyordum.Şehirle birlikte ben de ağlıyordum.göz yaşlarımı kimse fark etmiyordu.
Yorgun adımlarla, ıslak sokakları dolaşıyordum.Bir yerlerde seni bulmayı
umuyordum.Yürüdükçe daha şiddetleniyordu yağmur.Sokak sokak geçerken bu
şehri umudumu kaybediyordum.İşte en büyük tehlike buydu.Umutsuz yaşar mıydı insan¿Umutsuz direnilir miydi hayatın acımasızlığına¿
Yağmura ev sahipliği yapan gece, hiç aşılamayacak bir engel gibi karşımda
duruyordu.Hazırlıksızdım, sensizken saatlerin bu kadar geçmez olduğunu bilmiyordum.Koynuma hasretimi alıp uyumaktan nefret ediyordum.Bu yüzden gece
bitsin diye yürüyor, yürüyor, yürüyordum.
Ah, şu köşe başını döndüğümde görebilsem seni, ya da şu parkın sırılsıklam
olmuş banklarında otururken bulsam…Bilirim sen de seversin yağmuru, aldırmazsın ıslanmaya.Bu yüzden şaşırmazdım seni gördüğümde.
Bir köşe başı daha dönüyordum, yağmur bana eşlik ediyordu.Şehrin sokak-
larında değil, senin yokluğunda kayboluyordum.”Nereye gitsem”diye düşümüyordum çünkü sen olmadıktan sonra hiçbir yer fark etmiyordu.Öylece, amaçsızca
dolaşıyordum.
Oysa her sokağa sevdamızı yazacaktım ben.Taşlara adını kazıyacaktım.Aşkımız yıllara, yağmura, kara meydan okuyacaktı.Yıkılmayacaktık, yıpransak da antik çağdan kalan bir kale gibi ayakta duracaktık.Bir maratonun iki güçlü koşucusu olacaktık.Sevda koşumuz ancak ölümle noktalanacaktı.
İçim üşüyordu, titriyordum.Bir sabahçı kahvesi, giriyordum.Demi sevdalardan süzülmüş bir bardak taze çay…Titremem duruyordu biraz.Kahveci çırağının
sesiyle irkiliyordum, ”Abi, çok ıslanmışsın, sobanın başına geç…”
Bir yanardağın içine atsalar beni ısınır mıyım sanıyorsun¿Beni ancak teninin
sıcaklığı döndürebilir hayata.Ancak, ellerini tuttuğumda yaşadığımı anlayabilirim
Çay boğazıma diziliyordu, bitirmeden kalkıyordum.Biliyordum, bir başka gecede, bir başka yağmurda yine sensiz, yine umarsız, yine yalnız yürüyeceğim bu
yolları.Yeter, gel artık.Gel, dindir bu yağmuru, bu gözyaşlarını…

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Aralık 2005, 12:29   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)



HERSEYİMSİN

Kelimelerime ilk defa söyledigim günkü heyecanim ve içten samimiyetimle söyleyecegim iki kelimemle baslamak istiyorum birtanem; Seni Seviyorum... Merhaba birtanem nasilsin Umarim iyisindir.. Askim mektubuma baslarken sana neler yazacagimi, yazacaklarimla neler anlatmam ve nasil anlatacagim konusunda hiç bir düsüncem ve fikrim yok. Düsünüyorum da her gecen gün, güz yapraklari gibi birer birer dökülürken ayaklarimin dibine ben her gece karanliga dikip gözlerimi, senin hayalini kuruyorum. Binlerce adim attim bu kentin sokaklarinda , her köseyi, her parki, her agaci ezberledim, sevdaya bulanmis her kaldirim tasinda senin adini aradim birtanem... Yalnizligimda özlem sarkilari ezberledim, kimi zaman bagira, bagira kimi zamanda fisildayarak söyledim.Karanliga haykirdim her gece hasretimi sesimi duyacaksin diye.. Sensiz yalnizligimda saatler asir gibi geliyor geçmiyor sanki sen gibi geliyor geçmiyor sanki..!eksik yasiyordum ama sen eksiklige inat tamamladin yuregimi. Çalan her telefonu yüregimin deli bir cagliyana dönen atisiyla açtim, senden baska duydugum her seste hep ayni kirikligi yasadim. Kaç gece sabah ettim gözlerimi kapamadan seni düsünerek, senin hayalini kurarak... Seni düsünmek adeta uyumayi unutturuyordu insana. peki nasil oldu da bu kadar erken baglandim sana.....Beni burada yakip kavuran sevginin ve hasretinin atesi varken birde üstüne üstelik, yagan yagmurlarda bu atese adeta odun atarcasina yagiyor bu günlerde, yagan her yagmurla birlikte hüzünde yagiyor yüregime çünkü her yagan yagmur seni hatirlatiyor bana, hiç unutamadigim günler, dakikalar geliyor aklima..Neydi beni sana bagliyan Seninle yazisirken ya da konusurken gecen dakikalarin verdigi hazmi Ah evet. Insana Hiç bitmese dedirten o dakikalar. Yoksa sende insani kendine bagliyan bir seyler mi var Sigara gibi, alkol gibi. Her ne olursa olsun seni ALLAHin verdigi kalple, bütün benligimle sevdim ve ALLAH n verdigi ömürle de bitirmek istiyorum, seni hayatimin son nefesine kadar sevmek, kaderim ve alin yazim olsun diyerek seni sevdigimi bir kez daha söylemek istiyorum. canim hadi biraz gülümse bakim bir anda bu yazilar karsisinda duruldugunu zannediuyorum. Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim degil, yüregimdi seni gören. Sen damarlarimdaki kana karisip , geldin oturdun yüregime canim... Bir baska yerde olamazdin zaten. Sen, benim en degerli yerimde, yüregimde olmaliydin, orada kalmaliydin. Çok aska ev sahipligi yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni oysa bu yurek hiç sevemedi baskasini... Herhangi bir konuk degildin artik... Bu yüzden ne agirlama fasli vardi, ne de ugurlama. O yüregin gerçek sahibiydin. Simdi ilkbahar, yaza giriyoruz ya... Ben dört mevsim bahari yasadim seninle ve tebessümlerinle... Çiçek çiçek açtin yüregimde. Gökkusagi zayif kaldi, senin renklerin karsisinda. Taze bir yaprak gibi yesildin.. Açelyaydin pembeliginle oysa ben karanfili severdim seni tanimadan önce ama açelyalarda hos oluyormus. Üzerine çig taneleri düsmüs sari güldün. Kirmiziydin bir ates gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayi sevdim seni neden mi cünkü sema mavidir gözlerin ise umut sen gönlünü hep mavi tut dedim hep kendi kendime... Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düsünemedim. Seni severken dünyayi da sevdim ben, insanlari da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatin sahibiydim artik. En kizgin, en tahammülsüz oldugum anlarda bile, seni düsünmek yetti bana Içimdeki sevinç yüzüme yansidi, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygisiz, içten gülüsün ne demek oldugunu, nasil güzel bir sey oldugunu anladim seninle... Her seye ragmen sevdim seni. Güçlüydüm ve asamayacagim hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttugunda, patlamaya hazir bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulasmak için önüme çikan her seyi yok edebilirdim. Sana ulasmami engelleyecek her seyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulastigimdaysa sakin bir göle dönüsürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandim da..Koskoca sehir bile dar geldi bana....Cennete ilham cehenneme sukut ve mahsere beklentisizce gitmek neymis seninleyken neymis seninleyken ölmek birak kalsin simdilik zamanim var seni sevmek için birak geç gelsin biraz azrail.. Her halin çekti beni. Durusunu, uyumani, gülmeni, kizmani, saskinligini, safligini, kurnazligini, çocuklugunu, olgunlugunu göremeden bile sevdim cok sevdim. Sesini de sevdim suskunlugunu da. Küçük oyunlarini, kaprislerini, sitemlerini, korkularini sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdani, uçari sevdani anlatacak kelime bulamadim çogu zaman. Sigmadin cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadi oysa kelimeler bile seni anlatirken benim gibi yetim kaldi... Seni severken yorulmadim. Çünkü sen yasam kaynagiydin. Her gün yenilendim. Seninle çogaldim seninle büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladin. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezligin ta kendisiydin hani demistimya sana bir yanim eksik yasiyordum ama sen eksiklige inat tamamladin yuregimi...Her defasinda diyorum sana sevenler için olmaz olmamali....Hadi o tatli kiraz dudagindan benim için bir kahkaha at yoksa ben yoruluyorum sen mutsuz olunca kosmak istiyorum biliyormusun delice kosmak ama kosarken seninde ellerinden tutmak istiyorum... Simdi sana kirmizi bir kurdaleyle süsledigim bir kutu gönderiyorum ac onun içinde,sadece sana özel bir çiçek var o çiçegi ellerinin arasiyla...Simdilik o sehirde açiyor o çiçek ama bir gün bu sehirde ikimizin evinde verecek meyvesini...Sana olan sevgimi su kisa cümleyle bitiriyorum...Sevdim iste ötesi yok...

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
cesit, iste, mektup, size, İşte


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İğne Oyasından Çeşit Çeşit Takı Modelleri PySSyCaT Takı ve Mücevherler 0 29 Şubat 2016 18:12
İşte Size Çeşit Çeşit Mektup Mlock Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 3 18 Ekim 2006 19:51