IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  vaybe sohbet

>
+
Etiketlenen Kullanıcılar

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 02 Şubat 2005, 07:35   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Aziz Nesin.. İki Anma ve Bir Kitap Vesilesiyle “Akıntıya Karşı"




bir yaz günü oldu bunlar
gri yağmurlar yağıyordu
çekildi bütün kılıçlar
ben bir yanda rakip hayat
denizse köpürüyordu
ve şarkılar söylüyordu
alabildiğince siren
ölmemi istemiyordu
Behçet Aysan


2 Temmuz 1993... 6 Temmuz 1995... Yıllar çabuk geçiyor. Aydınlanma mücadelesinin en sinsi ve acımasız düşmanı ise, unutkanlık olarak karşımıza çıkıyor. Evet, unutmamalı. Ne Sivas Katliamı'nı ne de Aziz Nesin'i unutmalı. Temmuz sıcaklarını bir kat daha boğucu kılan, tarihin tanık olduğu en acımasız kıyımlardan birinin öfkesini ve aydınlık bir mücadele insanının hatırasını inadına yaşatmalı...
İnsanoğlunun unutkanlığa karşı iki etkili silahı bulunuyor. Siyaset ve sanat! SineGöz Film Atölyesi'nin üretkenliği ve heyecanı işte bu iki alanı buluşturuyor. SineGöz ve A. Şule Süzük, Aziz Nesin'i konu alan Akıntıya Karşı adlı belgesel film ve kitap çalışmalarıyla, Türkiye edebiyatının ve aydınlanma tarihinin bir büyük öznesinin hayatını ve mücadelesini; ve de bu çerçevede Markopaşa, Aydınlar Dilekçesi, Sivas Katliamı gibi Türkiye tarihinin en önemli uğraklarını aydınlatmaya çalışıyorlar.
Bağımsız bir çalışma, yoğun bir emek üzerinden, Aziz Nesin'in mücadelesi ve değerlerinin güncelliği vurgusu ili yola çıkarak tamamlanan kitap ve belgesel; Oğuz Aral, Vedat Türkali, Tarık Akan, Zeynep Oral, Ali Nesin, Barış Pirhasan, Lütfi Kaleli, Demirtaş Ceyhun, Vakıf çocukları ve çalışanlarının röportajları, Aziz Nesin'in hayat ve mücadelesine dair belge ve metinler ile yazar A. Şule Süzük'ün kurgu-biyografi olarak tanımlanabilecek metni ile hayat buluyor. Aziz Nesin'in çocukluğu, mücadelesi, Sivas Katliamı ve Nesin Vakfı belgeselin bölümlerini oluştururken; A. Şule Süzük, kitabında öyküsel bir dille, Aziz Nesin'in çocukluğu, Markopaşa ve Aydınlar Dilekçesi deneyimleri ve Sivas Katliamı üzerine yoğunlaşıyor.
Kediler ve Kadınlar isimli öykü kitabıyla tanıdığımız Süzük'ün yeni kitabı SineGöz Film Atölyesi'nin 2004 Kısa Filmciler Derneği Özel Ödülü'nü alan Akıntıya Karşı... Aziz Nesin belgeselinin VCD'si ile birlikte sunuluyor. 2 Temmuz günü yayımlanacak çalışma, Sivas Katliamı'nın ve Aziz Nesin'in unutulmadığını ve unutturulmayacağını bir kez daha kanıtlıyor, aydınımızın hatırasını aydınlatacak kalıcı bir kaynak olma iddiasını taşıyor.

Hangi Aydın?
Kitap, aydın kavramını da yeniden tanımlamaya çalışıyor. Aydın kavramının “yazar/sanatçı” anlamında kullanılmasına karşı çıkmak, günümüzde bir sorumluluk. Bu kavramın altının boşaltılması, bir taraftan düzenin aydınlar ile toplumsal mücadeleler arasına set çekme çabasının, diğer taraftan içerisinde bulunduğu çıkar ilişkilerini terk edemeyen, maddi ve manevi anlamda bedel ödemeyi göze alamayan, korku ekseninde kalan “aydının” kaçış tercihinin bir sonucudur. Evet, aydın olmak kolay değil. Aziz Nesin, aydın kavramının çıtasını yükselttiği için önemlidir her şeyden önce. Nesin, eylemiyle ayrıştırmış, gerçek aydın ile sahte aydını birbirinden ayırt edebilmemiz için muazzam bir kılavuz sunmuştur bizlere.
Düzen, siyaset ve sınıf mücadelesi ile temas eden aydını ve sanatçıyı karalamak için elinden geleni yaparken, bağımsızlığı tarafsızlık olarak tanımlıyor, bu değeri siyasetin dışında durmak anlamında kullanıyor. Aksine, bağımsızlığın koşulu, burjuva ideolojisine karşı direnebilmek, bu direncin koşulu ise emekçi sınıfların yanında, siyasi mücadelede taraf olabilmektir. Yayınevi tanıtımı yapan, yazar kimliğine bürünmüş reklamcıların “bağımsız aydınlar” olarak kutsandğı bir dönemde, Aziz Nesin'in sınıfa karşı sorumluluk ve borç olarak andığı ve mücadelesinde yaşattığı bu değer, Türkiye aydınına en önemli ve güncel mirasıdır.
Kendisin emekçi sınıfa karşı borçlu hissetmeyen, sınıf siyasetinde taraf olmayan, bu mücadeleye katkı ve emek koymayan, bu sorumluluğu yaşatamayan kişi aydın sıfatını omuzlayamaz. Nesin bize bunu öğretmiştir. Aziz Nesin'in sorumluluk bilincinin en önemli ürünü, öncülüğü ve üretkenliğidir. Doğruda durmanın en ağır bedelinin yalnızlık olduğunu bilmesine rağmen, elini taşın altına koymaktan çekinmemiş, yapılması gerektiğini düşündüğü her eylemin örgütleyicisi ve öncüsü olmayı göze almıştır. Markopaşa, TYS, Aydınlar Dilekçesi... izleri bugün hâla belirgin olan bu eylemlerin başını Aziz Nesin çekmiştir. Bütün bu eylemlerde, Türkiye aydınının ihtiyaç duyduğu cesaretin izleri vardır.
Üretmekse sorumluluğun bir diğer sonucudur. Evet hayatını kazanabilmek için, ama daha önemlisi toplumu aydınlatabilmek heyecanıyla üretmiş, zararına da olsa üretmek ilkesiyle Türkiye'nin en çok üreten yazarı olabilmiştir. Nesin'in zamanla sorunu vardır. Hayatına, bu sınırlı zamana sığdırabildiği kadar değer ve ürün sığdırmaya çalışmıştır.
Bunun yanında Aziz Nesin'in pek çok eylemi birer ilktir. Bunun için kalıcı, iz bırakmış eylemlerdir. Aydınlar Dilekçesi'nin 12 Eylül karanlığının yırtılmasındaki ve toplumsal mücadelelerin kendilerini yeniden örgütleyebilmesindeki önemi, TYS'nin yazar ve aydınlarımızın seslerini bir araya getirebilmelerindeki öncülüğü, Markopaşa'nın Türkiye'de muhalif, aydınlanmacı ve yurtsever yayıncılığın önünü açması gerçeği nasıl göz ardı edilebilir?
Nesin, putları yıkabilmiştir. Tıpkı ustası Nâzım gibi... Türk aydının muhafazakarca ve giderek batıllıkla asıldığı bazı alışkanlıkları sorgulayabilmiş, her türlü dini inancı, halk dalkavukluğunu karşısına alabilmiştir. Aziz Nesin, halkın bir adım önünde olmak gerektiğine ironiyle işaret etmiştir, “Türk halkının %60'ı aptal” derken!
Türkçeciliği, muazzam kurgu yeteneği, müthiş zekâsı ve ironi kabiliyeti ile sadece Türkiye edebiyatının değil, dünya mizah edebiyatının en önemli örneklerini vermiş olan Nesin, en önemlisi, hayatında ve eserlerinde ilkelerinden taviz vermeden gerçek anlamıyla popüler olmayı başaran az sayıdaki yazarlarımızdan birisidir. Gerçekten de dile kolay, üç kuşak, okumayı Nesin'in öyküleriyle sevmiştir. Bu, bir yazarın insanlığa en önemli katkısı ve alabileceği en değerli ödül olmalıdır...

Sivas, Kanlı Sivas...
İşte Sivas'ta yakılmaya çalışılan, Aziz Nesin'in bedeni değil, bu değerleridir!
Sivas Katliamı, Türkiye'de gericiliğin, 12 Eylül faşizminin beslemesi olan, sola ve Kürt hareketine karşı örgütlenmiş, ancak misyonunun ötesine taşarak iktidara yüzünü çeviren yobazlığın, önündeki gerçek engeli, solu ve sol değerleri sindirme girişimidir. Katilleri harekete geçiren, solun, Aziz Nesin'in yaydığı aydınlıktan duydukları korkudur!
Gericiliğin her geçen gün etkinlik alanını genişlettiği ve insanımızı karanlığıyla kuşattığını ilk sezenlerden biri Aziz Nesin'dir. Nesin'in Şeytan Ayetleri'nin yayımlanmasında somutlanan, ama ona indirgenemeyecek olan laikliği tartışma, tamamlanmamış bir hesaplaşmayı tamamlama, gericilikle hesaplaşma ve bu mücadeleyi geniş kitleleri de arkasına alarak örgüleme girişimi, gericiliğin ve Türkiye sermayesinin gericillik üzerinden kurduğu planları bozmaya yönelmiş ve gerek düzeni gerekse çıkar peşindeki gericiliği korkutmuştur. O kitlenin “Yan, yan, yan!” çığlıklarından akan, aciziyet ve korkudur her şeyden önce.
Sivas Katliamı, gerici hareketin iktidara yürüyüşünün ilk provasıdır: Bir taraftan düzen tarafından yaratılmış ve motive edilmiş, diğer taraftan Sivas Katliamı ile, düzen için bir kriz unsuru olacağının ve iplerinin neredeyse boşandığının sinyallerini vermiştir. Daha sonra yaşanan düzen içi hesaplaşma sürecinin ardından gerici hareket, denetim altına alınarak, topumsal alanı gericilik, sınıf düşmanlığı ve işbirlikçilik ile kuşatacağı bir toplumsallaşma sürecine hazırlanmıştır.
Acı olan, Sivas'ın ardından burjuva siyasetçilerinin ve kalemşörlerinin tapyekün, ancak bazı “sol” şahısların da, Aziz Nesin'i yaşananların sorumlusu olarak yer yer suçlama çabasıdır. Mahkeme kararlarına da “yoğun tahrik” olarak yansıyan bu eleştiriler, dostlarının düşüncesine göre, üzerinde bıraktığı derin izle Nesin'in ölümünün de nedenidir.
Aziz Nesin'e, onun temsil ettiği değerlere, aydınlığa, inada ve mücadeleye her zamankinden çok ihtiyacımız var.
İşte, yine bir Temmuz ayında, Seyir Yayınları tarafından yayımlanan Akıntıya Karşı isimli kitap ve belgeselin bu mücadeleye bir katkı olarak algılanması yerindedir...

 
Alıntı ile Cevapla

 

Etiketler
akintiya, anma, aziz, aziz nesin İki anma ve bir kitap vesilesiyle “akıntıya karşı, iki, karsiquot, kitap, nesin, vesilesiyle


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aziz Nesin- 67. Yaş Ayışığı EylulFM Paylaşım 0 11 Mart 2023 08:45
Ülkü Tamer'in aktarımıyla bir Aziz Nesin anısı: “Haa… Demek Aziz Moskova'da !" Fragile Dünya Edebiyatları 1 01 Haziran 2020 16:58
67. Yaş - Aziz Nesin Elysian Şairler ve Şiirleri 0 20 Mayıs 2014 21:41
Aziz Nesin-Susarak Story Şairler ve Şiirleri 0 02 Şubat 2014 20:16
Yok - Aziz Nesin Sevda Şairler ve Şiirleri 0 11 Aralık 2012 01:28