![]() |
![]() |
|
![]() | #1 | |
Misafir
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cellâtlarla ilgili trajikomik hâdiseler Osmanlı târihinde cellâtlarla ilgili trajikomik hâdiseler de vardır. İşte bunlardan ikisi: Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İPŞİR PAŞA Sultan 4. Mehmet dönemi. 1655 yılında Kara Murat Paşa, yeniçeriyi tahrîk ederek, hanımının güzelliğiyle meşhur sadrazam İpşir Mustafa Paşa ile şeyhülislâm Esat Efendizâde Ebu Sait Mehmet Efendinin îdâmını hazırlamıştı. Araya giren devlet adamları, şeyhülislâmın affedilmesine muvaffak oldularsa da İpşir Paşa?nın îdâmına mânî olamadılar. Sadrazam ve şeyhülislâm zindanda îdamlarını beklerken bostancıbaşı geldi ve şeyhülislâm, affedildiği müjdesiyle zindandan çıkarıldı. Bu arada sadrazamın îdâmından önce, Mahmut Efendi isminde bir molla, dînî telkin için zindana, sadrazamın yanına gönderildi. Lâkin cellâtlara, şeyhülislâmın affedildiği bildirilmediği için zindana gelen cellâtlar, karşılarında iki kişi görünce birini şeyhülislâm, diğerini sadrazam zannederek, kızılcık şerbetlerini ikrâm edip boğmak üzere üzerlerine atıldılar. Evvelâ cellâtların kemendine teslîm olan İpşir Paşa boğulduktan sonra sıra şeyhülislâma gelmişti. Lâkin Molla Mahmut Efendi bir türlü teslîm olmuyor, bağırıp çağırıyordu. Bostancıbaşı bu duruma şaşırdı: Sen bir din adamısın Efendi! Kadere rıza göster, metîn ol ki ölümün âsân ola. Mahmut Efendi de Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. en telkîne geldiydim. Îdâmıma mucip ne? Dediyse de cellâtları inandıramadı. Pâdişah fermânıdır deyip kemendi boynuna geçirdiler. Nihâyet seslere koşan muhâfızlar, hakîkatı cellâtlara anlatınca Mahmut Efendi son anda boğulmaktan kurtuldu. Kan-ter içinde mücâdele eden ve ölümlerden dönen Mahmut Efendi, İpşir Paşa için söylene söylene gitti: Fesuphânâllâh! Ne muzır adammış bu İpşir Paşa. Böyle heriflerin dirisinden de ölüsünden de uzak durmalı ki muzırrâtı dokunmaya. NEFÎ İkinci hikâyemiz de Nefî ile alâkalı. Mâlum; Sadrazam Bayram Paşa aleyhinde yazdığı şiirlerle îdâmına hükmedilir. Öncesinde yazdığı hiciv kitabı Sihâm-ı Kazâyı Sultan 4. Murata takdîm etmek için saraya gittiğinde, Sultân?ın huzurundayken sarayın çatısına yıldırım düşmüştü. Sultan Murat gürledi: Be uğursuz adam! Al kitabını uzaklaş buradan. Ki kazâ oklarından ( Sihâm-ı Kazâdan ) emîn olalım. Hüküm verilmiş, mühür basılmıştı. Nefî îdâm edilecek. Dârüssaâde Ağası, affı için aracılık yapıp sadrazama mektup yazıyor. Nefî başında durmuş, zenci ağayı seyrediyor. Az sonra bembeyaz kâğıda simsiyah mürekkep damlayınca, Nefî kendini tutamıyor ve zenci ağaya dönerek ölümüne sebep olan latîfesini yapıyor: *Efendim, teriniz damladı.* Ağa, öfkelenip mektubu yırtarken, Nefî cellâdın yağlı kemendine teslîm edilir. Îdâm edilirken bile cellâdına: Yürü bre nâbekâr! Diyecek kadar cesurdur . Sarayın odunluğunda kementle boğularak öldürülen şâirin cesedi denize atılır. Ölümünden sonra kendisi için söylenen beyit meşhurdur: Gökten nazîre indi Sihâm-ı Kazâsına Nef'i diliyle uğradı Hakkın belâsına Eser, bir mecliste okunurken toplantının yapıldığı yere yıldırım düştüğünden, o sırada meclisteki şâirlerden biri söylemişti bu beyti. CELLÂT MEZADI Son hikâyemiz de Târihçi Peçevî İbrâhim Efendiden: Îdam edilen şahsın cesedi ve üzerindeki kıymetli eşya, para ve giyecekleri cellâdın malı sayılırdı. Cellât, cesedi isterse atar, isterse ölünün sahiplerine rütbe ve mevkîine göre satardı. Îdam edilenlerin üzerinden çıkan şeyler de toplanır, senede bir veya iki defa mezat ile satılır, geliri cellâtlar arasında taksîm edilirdi. Buna Cellât Mezadı denilirdi. Bu eşyaların uğursuzluğuna inanıldığından umûmiyetle hakiki değerinden ucuza satılırdı. Bazı îdam mahkûmları, cellât yakalarına yapışmadan evvel, üzerlerinde bulunan kıymetli eşyaları çıkarıp yanındakilere Beni anar, bir Fatiha okursunuz! diye hediye ederlerdi. Sultan Üçüncü Muratın Kapı ağası Gazanfer Ağa, Rüstem Ağa isminde bir sanatkâra elmaslarla süslü bir saat yaptırmıştı. Gazanfer Ağa îdam edildiğinde, kıymetli saati koynundan çıktı. Cellâtlar, bir servet olan ve cep saatinden daha büyük olan bu saat için bir mezat yaptılar. Saati Tırnakçı Hasan Paşa satın aldı. Az bir zaman sonra Tırnakçı Hasan Paşa da îdam edilince, saat yine cellât mezadına düştü. Bu defa oldukça ucuz bir fiyata Kasım Paşa satın aldı. Bir iki ay geçmeden Kasım Paşa da cellâtın elinde rûhunu teslîm etti. Üçüncü defa cellât mezadına düşen saati Sadrazam Derviş Paşa satın aldı ve Eğriboz sancak beyliğine tâyin edilen kardeşi Civan Beye hediye etti. Peçevî İbrâhim Efendi, bir ara Civan Beye misâfir oldu. Eğribozda sâhildeki evinde sohbet ederken, söz saatten açıldı. Civan bey koynundan saati çıkararak müverrihe gösterdi. İbrahim Efendi *Ömrümde böyle güzel bir saat görmedim* deyince Civan Bey de saatin hikâyesini anlattı. Peçevî elindeki saati hemen bırakarak: Subhânâllâh! Böyle uğursuz saati insan düşmanına vermez Paşa nasıl olmuşta size hediye etmiş! İbrâhim Efendinin bu infiali karşısında Civan Beyin korkudan yüzü sarardı. Ve hançeriyle saatin elmaslarını çıkarıp çarklarını da çekiçle kırarak denize attı. Civan Bey le İbrahim Efendi denize nâzır otururken, bir atlı çıkageldi. Ve Civan Beye görevinden azledildiğini tebliğ etti. Hayrola! Azlimi mucip ne ola Diyen Civan Beye, habercinin cevâbı şöyle oldu: Beyim! Birâderiniz Derviş Paşa îdam olundu. Sizin dahi îdamınız için ferman çıkıp Bostancıbaşılarla gönderildiydi. Lâkin araya şefaatçiler girip himmet eylediler. İkinci bir ferman ile kulunuz gönderildim ve îdamınıza memur olanlara yarım saat önce yetişebildim! Belki de Civan Bey saatin elmaslarını almadan atsaydı, vazîfesinden de olmayacaktı. Kim bilir? | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
cellâtlarla, hadiseler, ilgili, trajikomik |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Trajikomik İlan ve Manşetler | HANDSOME | Fotoğraf Kulübü | 2 | 02 Ekim 2012 19:01 |
Efendimizin dünyaya teşrifleri sırasında meydana gelen hârikâ hâdiseler | BaRoN | İslamiyet | 0 | 19 Nisan 2009 01:16 |
Trajikomik | CipriX | Komik Loglar | 9 | 16 Ağustos 2007 15:35 |
Y.U.H [Yaşanmış Ultra Hadiseler] | hitman | IF Ekstra | 4 | 01 Mart 2006 02:40 |