Cevap: İnsan beyninin manipülasyonu; kontrolü!
marco polo menşeili haşhaş iftiraları ve cennet-huri-bahçe manipülasyonu bi' çok tarihi metinde ve romanda kabul edilerek işlenmiş. amin maalouf'undan umberto eco'suna kadar bi' çok yazar haşhaş kenevir karışımı maddeler ile akılları başlarından alınan fırka üyelerinin yine hasan sabbah tarafından inşa edilmiş sahte cennetin rüyasına kanarak bi' çok ünlü suikastı işlediklerini kabul etmekte. mükafat vaadiyle insanları ''kullanmak'' bu hikayelerde geçen safsatalar arasında belki de en makulu. ama aynı hikayelerde geçen afyonlu kafa ile, körlemesine, ayık olan hiç kimsenin cesaret edemeyeceği suikastların işlenmesi saçmalık. miniminnacık bi' hatayı dahi kaldırmayacak düzeyde incelik gerektiren suikastte kafası dumanlı ve sinir sistemi alt-üst olmuş ve belki de elleri zangır zangır titreyen bi' fedai kesinlikle başarılı olamaz.
işbu iftiraların temel mantalitesi, bi' insan evladının çıkarı olmadan kendinden bi' şeyler feraget etmesine, ölümü kucaklamasına inanılmaması. zaten bu kesim duruma duydukları şüphe ile ilerleyen zamanlarda suikastçi anlamına gelecek kelimeleri yapıştırmış hasan sabbah'a ve fırka üyelerine. biz inananlar ise fedai olarak kabul ediyoruz onları.
marco polo denilen yalancı ki tarihteki büyük yalancılar gibi o da avrupa'dan zıplamış oraya buraya, iddia ettiği üzre doğuya seyahat düzenlememiş, en azından güncesinde yazdığı rotaları, yolları kullanmamıştır. bunun yerine seyahata derinlikten yoksun yüzeysel duraklar eklemiş. gittim dediği yerler ise sonradan anlaşıldığı üzre kendinden önce doğuya sefer düzenlemiş avrupalı meslektaşlarından aparılmıştır. bu isimlerden en önemlisi iv. louis'in elçisi william(yine bi' başka isim olarak, vatikan'ın yolladığı odric zikredilebilir). william, m. polo'dan çok önce doğuya gitmiş ve bu tarz söylemleri, tasvirleri batıya sunmuştur.
batıdan çıkma alamut ve hasan sabbah muhtevalı hemen hemen her kitap bu söylencelere itibar etmekte. doğu ise olaya daha nesnel bakabilmekte. karşıt uçlar arasında wladimir bartol(menfi) bi' uçta iken diğer uçta farhad daftary(müsbet) duruyor. ama en korku vereni de ernst w. heine'in alamut'a dönüş kitabıdır, kuşkusuz. bilhassa da final niteliğindeki şu pasaj:
''ismaili geleneklerine göre dağın yaşlısı ortadan kaybolmadan önce, başladığı işi bitirmek üzere bin yıl sonra tekrar geri geleceğini belirten bir mesaj bırakmıştı. arap takvimine göre o günden nerdeyse tam bin yıl sonra, şiilerin kutsal şehri kum'da ayetullah humeyni dünyaya geldi.''
tüm kitaplar nizarilerin takiyyeci duruşunu rahatsız edici bi' şekilde sunmakta. içlerinden cımbız ile çekilebilecek nesnel durumlar da yok değil hani. hasan sabbah'ın ve haşhaşilerin tarihteki yeri ise efsaneler ve inanılması güç hikayelerden ibaret değil. ortaçağ köylü ayaklanmalarının proto-sosyalist karakterini temsil etmekte nizariler. hasan sabbah da bu hareketin en büyük liderlerinden.
batıda karmatiler ve druslar ile başlayan işbu halk hareketleri nizariler ile belli bi' güç sahibi olmuş ve eşitlikçi kale-şehir hükümetleri ile yarı özerk hallerini dönemin tüm iktidarlarına kabul ettirmiştir. iktidar ise görülebilen silahlar ile alt edemediği bu hareketi halk desteğinden yoksun bırakmak, halktan soğutmak adına yukarıda saydığımız tipteki manipülasyonları yaymış olmalı. batı ile doğu arasındaki trafiğin hızlandığı süreç zarfında da bu iftiralar(kesinliği olmayan bilgiler) batıya nakledilmiştir.
dönemin büyük güç sahiplerini ortadan kaldırmak bugün olduğu üzre hiç de kolay bi' iş değil. menfi iddiaları kabul etsek bile hasan sabbah'ın üstün zekasını asla yadsıyamayız. içinizde dünyaya karşı bi' kin biriktiriyorsanız tek bi' şeye ihtiyaç duyarsınız. o da hasan sabbah gibi adamlardan alınacak ilham. |