IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30 Nisan 2017, 16:26   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Nakşıbendilik Tarikatı ( Tarikat-ı Nakşıbendiye )




Nakşıbendilik Tarikatı ( Tarikat-ı Nakşıbendiye )

Nakşibendilik, Bahauddin Nakşibend Muhammed b. Muhammed el-Buharî tarafından kurulan ve İslâm dünyasında yaygın olan tarikattir.

Nakşibend Farsça bir kelimedir ve "nakış yapan" demektir. Kalbi işlediği, kalbin üzerine süsler yaptığı için bu adı almıştır.[1]

Bahauddin Nakşbend'in adı, Muhammed b. Muhammed el-Buharî' dir. 718/1318 tarihinde Buhara'ya 9 km. uzaklıkta bulunan Kasr-ı Arifân (eski adı Kasr-ı Hinduvan)'da doğdu.[2]

Nakşibend dünyaya geldiği zaman, Hacegan tarikatının şeyhlerinden Muhammed Baba Semmâsî (ö. 740/1339) müridleriyle birlikte o köye gelmiş ve henüz çok küçük yaşlarında bulunan Nakşibendi mânevî evlatlığına almıştır. Bahauddin kendi hallerinden bahsederken, bu konuda şöyle der: "Benim hakkımda zuhûr eden Allah Teâlânın lütuflarından ilki, daha çocukluk çağımda iken, kadri yüce Şeyh Hâce Muhammed Baba Semmâsî'nin nazarları ile müşerref olmam ve beni evlâtlığa kabul etmeleridir." [3]

Baba Semmâsî, müridlerinden Emir Külâl'e; "Bu erin terbiyesi sana aittir" diyerek, Nakşibendi ona emânet ettiği rivâyet edilir.[4]

Nakşibend, her ne kadar Emir Külâle intisab etmişse de, muteber kaynakların haber verdiğine göre, onun gerçek şeyhi, kendisinden çok sene önce vefât eden Abdulhâlik Gücduvânî (6. 617/1220)'dir. Tasavvufta, kişinin kendisinden Önce vefât etmiş olan herhangi bir şeyhin ruhâniyetinden feyz alarak rabıta kurmasına, "Üveysilik yolu" adı verilir.[5]

Bahauddin on sekiz yaşlarında iken, ailesi onu evlendirmek istemiş, Bahauddin, Baba Semmâsiyi da'vet etmek için Semmâs'a gitmiş, oraya varınca, hocanın sohbetine iştirak etmiş, sohbetin kendisine verdiği zevk ve huzurdan sonra mescide gitmiş ve Cenâb-ı Hakk'a, "Ya Rabbi!.. Bana belâ yükünü çekmek için kuvvet ver. Bu hususta bana ihsanda bulun" diye dua etmiştir. Baba Semmâsi onun bu durumunu öğrendiği zaman, kendisine: "İlâhî!.. Sen, rızana uygun olanı ne ise, onu bu zayıf kuluna ihsan eyle!" diye duâ etmesini, zirâ her zaman Allah'ın rızasını kazanmayı gâye bilen kimseye belâ ulaşmayacağını, şayet Allahu Teâlâ bir velisine belâ gönderirse, yine kendi inâyetiyle ona kuvvet ve tahammülü ihsan edeceğini, insanın kendi irâdesiyle belâ istemesinin doğru olmayacağını söylemiştir.

Baba Semmâsî vefât ettikten sonra, Semerkant'a gitmiş, oradaki dervişlerin sohbetine iştirak etmiş, kısa bir zaman içinde onların saygısını kazanmış ve tekrar memleketi Kasr-ı Arifân'a dönmüştür.[6]

Bahauddin Nakşibend iki kez Hicaz'a gitmiştir. Gidiş ve gelişlerinde çeşitli zatları ve yerleri ziyâret etmiştir. Memleketi olan Kasr-ı Arifân'da bir mescid yaptırmış ve inşaatında bizzat çalışıp işçilik yapmıştır.[7]

Nakşibend, Hanefi mezhebine mensuptu. Her fırsatta sohbet eder, va'z ve nasihatte bulunur ve "Tarikimiz sohbet üzerinedir" diyerek, müridlerini de buna teşvik ederdi. Aynı zamanda o, çok mütevâzi idi; misafirlere çok saygı gösterirdi. Hayvanlara karşı bile sevgi beslerdi ve haramdan son derece sakınırdı. Ölümünden bir gün önce müridlerine, halifelerinden Muhammed Parsa (ö. 922/1516)'ya tâbi olmalarını vasiyet etti ve 3 Rebiül-Evvel 791/2 mart 1389 pazartesi günü, doğduğu yer olan Kasr-ı Arifan'da, yetmişüç yaşında iken Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Nakşibendi Tarikatı, Bâhauddin Nakşibendden sonra, Alaeddin Attar, Zahid Bedahşi ve Muhammed Parsa tarafından geniş bir alâna yayıldı. Bilhassa İmam Rabbânî (ö. 1034/1625) zamanında, Hindistan ve havalisinde yayılma kaydetti. İmam Rabbânî'nin oğlu Muhammed Ma'sûm (ö. 1098/1687) da ciddi bir eğitim görerek, babasının mutedil tasavvuf yolunu devam ettirdi. Tarikat, oğlu Şeyh Seyfeddin (ö. 1100/1689) ve halifesi Seyyid Nûr Muhammed Bedvânî (ö. 1135/1723) ile naklî, tasavvufi ve farz-ı kifaye ilimler bakımından bir medrese ve herkese açık bir müessese haline geldi. Bu tarikat, Fatih Sultan Mehmed zamanında, Molla İlâhî Simâvî (ö. 896/1490) vasıtasıyla İstanbul'a girdi. Gulam Ali Dehlevî ve Ebû Saîd Müceddidî ile Hindistan içlerine de yayıldı. On sekizinci asırda Mevlana Ziyaeddin Bağdadî ile Osmanlılarda genişledi ve istikrar kazandı. Osmanlı padişahları Nakşibendiliği himâye ettiler. İstanbulda, altmış beş adet Nakşibendi dergahının bulunması, halk arasında ne kadar yaygın hale geldiğini göstermektedir.[8]

Sonraki yıllarda Nakşibendiye tarikatının Mevlâna Halid Bağdâdî (ö. 1242/1826) tarafından kurulan Halidiye kolu, Anadolunun çeşitli yerlerinde, Suriye ve Irak yörelerinde yaygınlık kazandı.[9]

Nakşibendiye Tarikatı silsilesi, üç koldan Hz. Peygamber'e kadar ulaştırılır:

Hz. Muhammed (s.a.s)'den başlayan ilk kol:

Hz. Ali (r.a) (ö. 40/660)
İmam Hüseyin (r.a) (ö. 60/680)
Zeynel-Abidin (ö. 75/694)
İmam Muhammed Bakır . (ö. 114/732-33)

Diğer bir kol:

Hz. Ebûbekir (r.a)(ö. 13/634)
Selman Farisî (r.a)(ö. 35/655)
Kasım b. Muhammed (r.a)(ö. 102/720-21)
Her iki kol da İmam Cafer Sadık'da birleşir (ö. 148/765)
Ebû Yezid Bistâmî (ö. 261/875)
Ebû Hasan Harkanî . (ö. 419/1028-29)

Üçüncü kol:

Hz. Ali (r.a)(ö. 40/660)
Hasan Basrî (r.a)(ö.110/728-29)
Habib A'cemî (ö. 150/767)
Dâvud Tâî (ö. 184/800-801)
Ma'rûf el-Kerhî (ö. 200/815)
Sırriyü's-Sakatî (ö. 253/367)
Cüneyd-i Bağdâdî (ö. 298/910)
Ebû Ali Rudbârî
Ebû Ali Kâtib (ö. 321/933)
Ebû Osmân Mağribî (ö. 373/983)
Ebû Kasım Kürkânî (ö. 450/1058)
Her iki kol da Ebû Ali Ferâmedi'de birleşir (ö. 477/1084-85).

Bundan sonra silsile şöyle devâm eder:

Yûsuf Hemedânî (ö. 535/1140-41)
Abdulhâlik Gücduvânî (ö. 617/1220-21)
Hoca Ârif Rivgerî (ö. 649/1251)
Mahmud İncir Faşnevî (ö. 670/1271)
Ali Râmitenî (Azizan) (ö. 705/1305, 715/1315)
Muhammed Baba Semmâsî ö. 740/1339)
Seyyid Emir Külâl (ö. 777/1375)
Bahaeddin Nakşibend (ö. 791/1389)
Muhammed Alâeddin Attâr. (ö. 802/1399)
Mevlânâ Ya'kub Çerhî (ö. 847/1443)
Ubeydullah Taşkendî . (ö. 895/1490)
Muhammed Parsa (ö. 922/1516-17)
Derviş Muhammed (ö. 970/1562)
Hacegî Emkenegi (ö. 1008/1599)
Muhammed Baki Billah (ö. 1014/1605)
İmam Rabbânî (ö. 1034/1625)
Muhammed Ma'sum (ö. 1098/1687)
M. Seyfeddin Fârukî (ö.1100/ 1689)
Muhammed Bedvânî (ö. 1135/1723)
Şemseddin Habibullah (ö. 1195/1781)
Abdullah Dehlevî (ö. 1240/1824-25)
Mevlânâ Hâlid Bağdâdî (ö. 1242/1826)

Bu tarikat silsilesi, Hz. Ebûbekir (r.a)'den, Ebû Yezid Bistâmi'ye kadar "Sıddıkiyye"; Bistâmî'den, Abdulhâlik Gucdüvânî'ye kadar "Tayfuriyye"; Gucdüvânî'den, Muhammed Bahâeddin Nakşbend'e kadar "Hâcegâniyye"; Bahâeddin Nakşibendden, Ubeydullah Ahrâr'a kadar "Nakşbendiyye"; Ubeydullah Ahrâr'dan, İmâm Rabbâni'ye kadar "Nakşbendiyye-i Ahrâriyye"; İmam Rabbânî'den Şemseddin Mazhar'a kadar "Nakşbendiyye-i Müceddidiyye"; Şemseddin Mazhardan, Mevlânâ Hâlid'e kadar Nakşbendiyye-i Mazhariyye"; Mevlânâ Hâlid'den sonra "Nakşbendiyye-i Hâlidiyye" olarak anılmıştır.[10]

Abdulhâlik Gücduvânî (ö. 617/1220)'nin tesbit ettiği şu on bir prensip, Nakşibendiye Tarikatı'nın esasını teşkil etmektedir:
Vukuf-ı Zamanî: Müridin zamanı çok iyi değerlendirmesidir.
Vukuf-ı Adedî: Dersin adedi ve gerçek manası düşünülmelidir.
Vukuf-ı Kalbî: Kalbi uyanık tutmak gerekir.
Hûş der-dem: Nefes alıp verirken, gaflette olmamak.
Nazar ber-kadem: Başkasına değil, kendine bakmalıdır.
Sefer der-vatan: Halktan ayrılıp Hakk'a gitmesidir.
Halvet der-encümen: Halk içinde de olsa, halvet hali olmalıdır.
Yâd kerd: Şeyhin verdiği zikri, kalb ve dil ile daima tekrarlamak.
Bâz geşt: Zikirle Allah'a dönüş, vuslât düşünülmelidir.
Nigah-daşt: Kalbi zararlı düşüncelerden korumak.
Yâd-daşt: Masivâyı bırakarak, sadece Allah'ı düşünmektir.[11]
Bazı alimlerde, Nakşibendiye Tarikatının esaslarını şu maddelerle özetlemişlerdir:

Şeriatla zahiri temizlemek.
Tarikatla batını temizlemek.
Hakikatle Kurb-ı ilâhiye ulaşmak.
Marifetle Allah'a ulaşmak.[12]
Başta işaret edildiği gibi, Ehl-i Sünnet itikâdına bağlı olan Nakşibendiye tarikâtı çeşitli ilimlerle meşgul olmaya, va'z ve sohbetler vasıtasıyla bu ilimleri tebliğ etmeye son derece önem vermiştir. İlimle meşgul olmanın, pozitif ilimlerden, bilhassa fizik, kimya, biyoloji vs. gibi Hakk'ın kudret ve azametini idrake vesile olan ilimlerden faydalanmanın bir çeşit zikir olduğunu kabul etmiştir.

Bir de Nakşibendiye tarikatı mensupları, Şerîat esâslarına uymaya ve ona bağlı olmaya son derece önem vermişlerdir. Şeyh Ahmed Farûkî'nin;

"Şer'î edeplerden birine riayet, mekruhlardan birini bırakmak; zikirden, fikirden, murakabeden ve mertebelere teveccühten daha faziletlidir" [13] şeklindeki açıklamaları, bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.

Ayrıca Nakşibendiye tarikatı, boş kalan insanların nefsin pençesinden, çeşitli kötü alışkanlıklardan korunması için, tevbe, istiğfar, zikir, tefekkür, nafile namazlar ve benzeri şeylerle meşgul olmayı tavsiye etmiştir. Bu şekilde nefsi yenip kalbi kontrol altında tutmaya murakabe denir.

Diğer tarikatlarda olduğu gibi, Nakşibendiye Tarikatı'nda da râbıta vardır. Râbıta'yı şöyle açıklamaktadırlar: Doğrudan Allah ile manevi bir baş ve irtibât kuramayan mürid, Resulullah (s.a.s) Efendimizden itibaren, hayatta olan mürşidine kadar silsiledeki bütün meşayihin oturduklarını, kendisinin de mürşidinin yanında yer aldığını ve onlardan manevi bir feyiz aldığını düşünür ki buna râbıta denir. Râbıta yoluyla alınan bu füyuzât, manevi yolda ilerlemeye vesiledir. Râbıta'da dikkat edilecek husus, rabıta yapılan kişinin bu işin ehli, alim, kamil bir mürşid olmasıdır. Aksi takdirde, istenilen netice elde edilemez. Râbıta vesilesiyle mürid, "fenâ fi'ş-Şeyh"e, ondan sonra "fena fi'r-Resûl" ve "fenâ Fillâha ulaşır. Kişi vasıtasız olarak "fena fıllah'a (Allah Teâlâ'da fani olma imkânına) sahip değilse, râbıta yapması tavsiye edilmiştir. Aksi hallerde buna lüzum görülmemiştir.[14]

Nakşibendiler önceleri kalben, gizli zikrederlerdi. Sonraları cehren, açık olarak da zikretmişlerdir. Hâlidîler ilk kurulduğu gibi kalben, gizli zikretmektedirler.[15]

Nakşibendiye Tarikatı'nda topluca yapılan zikre hatm-ı hacegan denir. Müridlerin adedi on kişiden az ise, küçük hatme; çok ise, büyük hatme sesli, sessiz olarak icrâ edilir. Aralarında iki fark vardır. Birisi, 79 kere okunacak olan el-İnşirâh suresinin terkedilmesi, diğeri ise,1001 ihlâs yerine 500 defâ, Ya Baki entel-Bâki'nin okunmasıdır.[16]

Bütün bu usul, prensip ve kaideler tarikat şeyhleri tarafından konulmuştur. Sünnette 79 defa İnşirah 1001 defa İhlas vb. vîrdler mevcut değildir. Ayrıca yukarıda sayılan on bir prensip ve usul de Resulullah zamanında mevcut olmayıp sonradan tarikatın mensupları tarafından ortaya konmuştur. Yoksa Hz. Peygamber'den bu konuda sahih yolla gelen herhangi bir hadis veya bir haber yoktur. Bunlar tarikat ve va'z türü eserlerde mevcuttur. Halkı ibadet ve takvaya alıştırmak için iyi niyetle dinde ihdas edilmiş bid'atlerdir.Tevhid akidesine ters düşmeyenler, Kur'an ve Sünnet'e uyanları kabul edilir, gerisi reddedilir.[17]

Kaynaklar

[1] Abdulmecid b. Muhammed el-Hanî, "Hadaikul-Virdiyye fi Hakâikul-Acille en-Nakşibendiyye", Kahire 1306, s. 9.
[2] Tahsin Yazıcı, "Nakşibend" mad., İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1964, IX, 52.
[3] Salahuddin b. Mübârek el-Buharî, "Makamat-ı Muhammed Bahauddin Nakşibend", trc. Süleyman İzzi, İstanbul 1983, s. 29

__________________
#MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦

{22~02~`22..∞}
{09~09~`22..ღ}
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 19 Haziran 2018, 12:33   #2
Çevrimdışı
M`y
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Nakşıbendilik Tarikatı ( Tarikat-ı Nakşıbendiye )




Bak şimdii yandık Rabıta var .

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 19 Haziran 2018, 12:42   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Nakşıbendilik Tarikatı ( Tarikat-ı Nakşıbendiye )




Hûş der-dem: Nefes alıp verirken, gaflette olmamak.
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Beyefendi sizde nefes alsa yeter mi diyorsunuz?

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 19 Haziran 2018, 12:42   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Nakşıbendilik Tarikatı ( Tarikat-ı Nakşıbendiye )




Ben nurcuyum. Peki siz @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] beyefendi hz.?

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 19 Haziran 2018, 12:47   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Nakşıbendilik Tarikatı ( Tarikat-ı Nakşıbendiye )




Togepi Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Ben nurcuyum. Peki siz @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] beyefendi hz.?

Ben kurcuyum hanımefendi

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 19 Haziran 2018, 12:49   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Nakşıbendilik Tarikatı ( Tarikat-ı Nakşıbendiye )




esekherif Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Ben kurcuyum hanımefendi

oluyor mu peki? iş görür mü?

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 19 Haziran 2018, 12:51   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Nakşıbendilik Tarikatı ( Tarikat-ı Nakşıbendiye )




esekherif Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Hûş der-dem: Nefes alıp verirken, gaflette olmamak.
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Beyefendi sizde nefes alsa yeter mi diyorsunuz?


beyefendi, ben bilmem şeyh'im bilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
nakşıbendilik tarikatı ( tarikat-ı nakşıbendiye )


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Diyet Tarikatı PySSyCaT Diğer Dinler 3 23 Kasım 2021 00:52
Meyveş Nine Tarikatı PySSyCaT Diğer Dinler 0 05 Ocak 2016 13:17
Köle Kadınlar Tarikatı PySSyCaT Diğer Dinler 0 05 Ocak 2016 13:03
Edelweiss Tarikatı PySSyCaT Diğer Dinler 0 05 Ocak 2016 12:39