IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21 Mart 2009, 02:26   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Van İli Hakkında Bilgiler




Van isminin kökeni
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Van Gölü kenarında bir sayfiye şehri olan (Tuşba) Turuşba’yı Urartulu kumandan Van, îmar etmiştir. Zamanla Turuşba ismi yerine Van ismi kullanılmaya başlanmıştır. Van şehrini ilk kuran Asur kraliçesi Semiramis’tir ve annesinin ismini vermiştir.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 21 Mart 2009, 02:27   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Van İli Hakkında Bilgiler




Van Düğün Geleneği
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Van'da düğün adetleri, folklorunu oluşturan bir konum göstermektedir. Her ilçenin, kasabanın, köyün kendine has özellikleri olduğu halde ayrıntılara sahiptir ancak özü teşkil eden olaylar genellikle aynıdır. Düğün adetlerini köylerden çok mahalli olarak ele almak gerekir. Çünkü köy düğünleri başlı başına bir ekol oluşturmaktadırlar. Fakat ayrıntılar dışında özel de birleşebilmektedir.
Bilindiği gibi her gelenekte olduğu gibi düğün gelenekleride dejenere olmaya başlamış hatta geleneksel düğünler artık tarihe karışmıştır. Ne varki güzel olan yönü Van'da halen geleneklere saygınlık devam etmekte ve bu, yaşatılmak için elden gelen yapılmaktadır.Biz biraz geriye bakarak bu geleneği ele alalım.
İlde evlilik yaşı erkeklerde 17 kızlarda en az 14 civarındadır.Evlenme genellikle görücü usulü ile yapılır. Düğün 11 bölüm halinde yapılır .şimdi bunları tek tek inceleyelim.
Evlenme İsteğinin Belirlenmesi
Erkekler bu isteği annesi, arkadaşı veya akrabası yardımcılığı ile belirtir. Kızlar ise babalarının ayakkabılarını saklamak veya süpürgeyi odada ters bir şekilde bırakarak belli etmeye çalışırlar.
Görücülük
Evlenme çağındaki erkekler için akrabaları kız görme gezilerine çıkarlar ve beğendikleri bir kızı erkeğe bildirirler. Dolaylı yollardan da kızı görmesini sağlarlar. Eğer erkekte kızı beğenirse kızdan da olumlu bir cevap alınırsa, evlenme teşebbüsüne başlanır.
Ağız Arama
Erkek tarafı kız evine kızı verip vermeyeceklerini anlamak için elçi gönderirler.Eğer bir niyet gösterilirse kızı istemeye gidilir.
Kız İsteme
Oğlanın babası (yörede genellikle erkek tarafına oğlan evi, oğlan tarafı, oğlan babası gibi terimler kullanırlar.) o yörede hatırı sayılır birini kız evine gönderir kızın kesin verileceğine dair söz alır. Bu sefer oğlan tarafı yakın dost akrabaları ile kızı istemeye kız evine giderler.
Oğlan tarafının en büyüğü ,kızı, "Allahın emri, peygamber efendimizin sünneti icabı kızınızı oğlumuza istiyoruz" der. Kızın babasıda verdiğini ifade edecekse "Kısmetse olur" der.Çaylar içilirken artık başlık konuşulur.Başlık genellikle para karşılığı'dır.Ancak kız evi isterse kızın yakın erkek tarafına at, silah, koç, halı, kilim, kumaş, altın ve çeşitli eşyaları istediği gibi direk kız babasına da bunlar verilebilir.Bu isteklere yörede GELET (Ğalat) denir.
Eğer evlenme günü uzunsa ki genellikle bu pek uzatılmaz çünki uğursuzluk sayılır. Ama uzunsa vede arada iki dini bayram varsa bu bayramlar arasında düğün yapılmaz iyi olmayacağına inanılır. Bu süre içinde de oğlan evi halen düğün olmamışsa kız evine dini bayramlarda 2 -3 tane KOÇ gönderir. Bunu gönderince koçlar süslenir ve bayram sabahı kız evine götürülür.
Kesbiç
İki tarafın tesbit ettikleri bir günde kız evinde toplanılır ve düğün için son istekler konuşulur. Ev eşyası, takı, vs. Oğlan evi bu isteklere olumlu cevap verirse buna KESPİÇ denir.
Nişan
Gene tespit edilen bir günde yalnız kadınların katıldığı bir eğlence düzenlenir. Daha önce tespit edilen takılar kıza takılır ve bir kadın bunların kimler tarafından alındığını misafirlere anons eder tek tek sayar ve tekerlemeler söylenir.
Şerbet
Şerbet ferahlık ve mutluluk müjdecisi olarak düşünüldüğünden bu sefer yine kız evinde erkekler bir araya gelirler.Kız tarafının sunduğu şerbetleri içerler.Bazen içilen şerbetlerin bardakları çalınır ve hatıra olarak saklanır.Bazende çeşitli maniler söylenir.

Ekin ektim biçmeye
Geçelim güzel seçmeye
Biz oğlan tarafıyız
Geldik şerbet içmeye.
Şeker (Kellebaş)

Şerbetten sonra oğlan evi kız evine verilmek üzere en az bir sandık şeker gönderir (50 Kg). Şeker sandığı süslenir bir vasıtanın üzerine konur ve çevrenin görmesi için de şehir turu attırılır.Böylece haberi olanlar olmayanlara filancanın şekeri gidiyor diye haber verirler.
Aynı gün kız evide oğlan evine KELLEBAŞ gönderirler.Bu genellikle kızın ceyizinde bulunan erkek giyecekleridir.Özellikle düğün günü bu giyeceklerden seçilir iç çamaşırı vs. damat tarafından giyilir.
Kına Gecesi (Basalya)
Kararlaştırılan düğün gününden bir gün önce kız evi sessizliğini korurken erkek evinde şenlikler vardır.Davul-zurna eşliğinde herkes kendi hünerlerini gösterir ve mahallin veya yörenin halk oyunlarını oynarlar. Bu geceye yörede ERGENLİK GECESİ de denir. Daha sonra belirli bir saatte vasıtalar ayarlanır, eğer kız evi yakınsa
davul-zurna eşliğinde yürünerek kız evine kına yakmaya gidilir. Erkekler, dışarda beklerken oğlan evinin kadın ve kızları gelin adayına kına yakarlar.Kına, ellere vurulduğu zaman kızın eline birde altın bırakılır.Daha sonra ayaklarada ğına yakılır.Bu arada damat (GİYEV) adayı kendi evinde kalır. Dönüşte damadın (Giyevin) el ve ayaklarına ğına yakılır. Bu arada gelen erkek bekar misafirler sağ serçe parmaklarına evliler ise sol serçe parmaklarına , kadın misafiler ise avuç içlerine ğına yakarlar. Oğlan evindeki eğlence sabaha kadar sürer ve uyunmaz.
Düğün
SAĞDIÇ: Damadın evli, yakın bir arkadaşı veya akrabasıdır. Damada bekarlıktan sonraki yaşantısı ,gerdek gecesi bilgileri ve düğünün başlamasından bitimine kadar ondan sorumlu yardımcısıdır.
YENGE : Sağdıçın karısıdır. Sağdıçın damada karşı sorumluluğu gibi aynı şekilde geline karşı sorumlu ve yardımcısıdır. Yengenin diğer yöresel bir adıda BERBUK tur.
TOY BÜYÜĞÜ: Çevrede saygınlığı olan birazda paralı kimseleden seçilir.Çoğu zaman düğündeki bazı masraflar toy büyüğü tarafından yapıldığı gibi bol bol şabaş ve bahşiş verir.
ŞABAŞ (Şavbaş) Oyuncu ve davulculara dağıtılan bahşiş.
Düğün günü sabah namazı ile birlikte damadın yakın çevresi,sağdıç,toy büyüğü ve damat hamama giderler burada hem yıkanılır hemde deflerle oyunlar oyunlar oynanır çeşitli şakalar yapılır. Hamam bittikten sonra hamamdaki görevlilere toy büyüğü tarafından bahşişler verilir. Dışarı çıkıldığında ise damat belli olsun diye boynuna sırmalı bir kadife şal takılır.
Gelinde bir tanıdığının evinde banyo yaptırılır ve evine götürülür.
Damat hamamdan çıktıktan sonra sağdıçın evine gidilir ve burada kahvaltı edilir. Burdan evine geçen damat tıraş ettirilmeye başlar. Tıraş esnasında çalan davul zurnaya şabaş verme yarışı başlar. Özellikle damatın tıraşı bittikten sonra onunda oynatılması sırasında çok şabaş dağıtılır. Bazende göğsüne para takılır bu para berbere verilir.
Bu arada sağdıç damadı koruma altına alır ve onun yanından hiç ayrılmaz, çünkü damadın ayakkabısını hatta kendini kaçırmak için çevredekiler sağdıçı kollarlar ki ondan bahşiş alabilsinler.
Öğlen zamanı erkek evinde tüm davetlilere hazırlanan yemekler verilir. Bu arada köylerde ise aynı yemekten evvel veya sonra para atma yapılır. Bu oğlan evine bir katkıdır. Ortaya açılan bir örtüye çığırtkan vasıtası ile PARA ATILIR , parayı önce toy büyüğü atar en büyük parada ondan gelir daha sonra sağdıç atar, bu para miktarı en çoktan en aza doğru gider atılan bir paranın üzerinde para atma ayıp sayıldığından, herkes maddi durumunu o sıraya göre ayarlar. Çığırtkan ise parayı atanların sahiplerini bağırarak tekrar eder ve minnet duygularını belirtir, sözler sarf eder.
Gelin Getirme
Önceleri gelin için at süslenir ve hazırlanırdı. Ancak günümüzde bu vasıtalarla yapılmakta GELİN ARABASI bu iş için hazırlanmaktadır.Gelin arabası ile birlikte kalabalık bir araç konvoyu oluşturularak Toy Büyüğü önderliğinde kız evine hareket edilir. Kız evine gelindiğinde burada davul zurna eşliğinde çeşitli oyunlar oynanır. Kız evi ve erkek evinin oyuncuları oyunlarla birbirlerine üstünlük kurmaya çalışırlar ve birbirlerine hava atarlar bu olaya yörede CENGEBEZ denir
Gelin evinden, Toy büyüğü ve karısı tarafından çıkartılır. Bu arada zurna eşliğinde geleneksel GELİN AĞLATMA çalınır. Toy büyüğü, karısı, gelinin bir yakını ve geli, gelin arabasına, diğer misafirler de konvoydaki araçlara binerek şehir turu yapılır davul_zurna sürekli çalar. Bazen konvoyun önü kesilir ve açılması içinde toy büyüğü tarafından bahşişler dağıtılır.
Damat (giyev) evine gelindiğinde gelini damat ve sağdıç karşılar. İçinde madeni para ve yemiş bulunan bir testi gelinin ayakları dibinde kırılır, etrafa yayılan para ve yemişlerden murat için almaya çalışılır.Başka biri bir ayna tutar ve toy büyüğüde duvağı kaldırarak geline aynayı baktırır. Tüm bunlar manevi mutluluklar içindir.
Damat ve Gelin kadınların arasında hazırlanmış bir yere otururlar, ve gelinin kucağına erkek bir bebek oturtulur.Doğacak çocuğa oğul olsun diye. Davetliler yavaş yavaş çekilirken, bir hoca çeşitli dualar okur.Sağdıç ve erkek arkadaşları damadı yumruklayarak İÇERİ VERİRLER gerdeğe giren damat hiç konuşmadan iki rekât namaz kılar. Gelin seccadeye bir miktar para atar. Orada bulunan Yenge bu paraları alır.Namazı bitiren damat yenge tarafından gelinle yan yana oturtulur.birbirlerinin ayaklarına basmaya çalışırlar. Yenge her ikisinede şerbet verir ve dışarı çıkar.Damat geline bir zihnet takarak duvağını açar bu zamana kadar konuşmayan gelin konuşmaya başlar buna DİLBAĞI denir. Bu aynı zamanda YÜZGÖRÜMLÜĞÜ'dür.
Ertesi gün BEKÂRET BEZİ yenge tarafından önce oğlan annesine sonra da kız annesine götürülür ve yenge bundan dolayı ödüllendirilir.
3 gün sonra damat sağdıç tarafından alınıp hamama götürülür.Eve gelinip gelinle birlikte el öpmeye gidilir.Önce damat tarafının büyüklerinin elleri öpülür sonra gelin tarafına gidilir. bu esnada da gelin ve damata çeşitli takılar takılır.
NİKÂH: İki şekilde yapılır; önce Dini nikâh; İMAM NİKÂHI.sonra resmi Nikâh kıyılır. Resmi Nikâh ayrı bir tören gerektirmez ve sessiz yapılır.İmam nikâhıda, kızın babası, damat ve onun çok yakını ile birlikte genellikle kız evinde bazende camide kıyılır. Bu nikâhta özellikle gizli yapılır


Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 21 Mart 2009, 02:29   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Van İli Hakkında Bilgiler




VAN TARİHİ YERLER

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
TARİHİ YERLER:
Van Müzesi, Van Kalesi, Meherkapı ve Kedi Evi’dir. Doğu’ya doğru yol aldığınızda Çavuştepe Kalesi ve Hoşap Kalesi ile karşılaşırsınız. Başkale ilçesindeki Yavuzlar Köyü Peribacaları ve travertenler, Gürpınar-Edremit yolundan Gevaş İskelesi'ne varıp, oradan tekne yolculuğu ile Akdamar Adasına gidip, kilisenin ve eşsiz doğal güzelliğinin tadına varmalısınız. Adadan dönüşte Gevaş ilçesindeki tarihi eserleri görebilirsiniz. Muradiye Şelalesi ile Çatak Ganisi Şelalesine uğrayabilirsiniz.
Van ve çevresi, coğrafya bakımından önemli bir konumu olduğu için çok eski dönemlerden beri yerleşim alanı olmuş, birçok uygarlığın izlerini üzerinde barındırmıştır. Urartu Medeniyetine başkentlik yapan Van, bugüne değin, Hurriler, Hititler, Persler, Medler, Selçuklular, Osmanlılar gibi birçok kültürü bağrında taşımıştır. Van Gölü, Akdamar Kilisesi, "kaleler kenti" olarak anılmasını sağlayan kaleleri, dünyaca ünlü kedisi ve pek çok turizm aktivitesine olanak veren coğrafyası ile Doğu'nun önemli bir turizm merkezidir.

Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 25 Mart 2009, 20:32   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Van İli Hakkında Bilgiler




Van Kaleleri


Van Kalesi (Merkez)

Van il merkezine 5 km. uzaklıkta bulunan Van Kalesi Urartu Kralı I. Sarduri tarafından MÖ. 840–825 yılları arasında yaptırılmıştır. Kalede Urartular döneminden kalan Madır (Sardur) Burcu, Analı-Kız Açık Hava Mabedi, I.Argişti, Menua ve II.Sarduri’nin kaya mezarları, Bin Merdivenler, Ana Kaya’ya oyulmuş sur duvarlarının temelleri ve bunların üzerinde yükselen sur duvarları günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.

Urartu döneminden sonra Osmanlı dönemine kadar uzanan zaman süreci içerisinde Pers yazıtları dışında herhangi bir döneme tarihlendirilen bir kalıntı ile karşılaşılmamıştır. Osmanlı dönemine ait sur duvarları, kale giriş kapısı, Yukarı Kale, Süleyman Han Camisi ile minaresi ve çeşitli yapılar da günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.

Urartuların merkezi olan Van’da kaya kütlesi üzerine kurulmuş olan bu kale günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir. Düz bir alanda yükselen kaya kütlesi üzerindeki bu kale uzun süre kendi haline bırakılmış, 1915 yılında siyasi nedenlerle tahrip edilmiştir. XX. yüzyılın sonlarına doğru İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Prof.Dr.Taner Tarhan ve Prof.Dr.Veli Sevin bu kalede kazı çalışmalarına başlamış, Urartu-Osmanlı dönemi kalıntılarını ortaya çıkarmışlardır.

Kale kesme ve moloz taştan yapılmış olup, düzgün bir planı bulunmamaktadır. Kalenin genişliği bazı yerlerde 20–120 m. arasında değişmektedir. Uzunluğu 1800 m.yi bulmaktadır. Ovadan yüksekliği de yaklaşık 100 m.dir.

Kale iç içe dört ayrı surdan meydana gelmiştir. Bunlardan I.Sarduri’nin kesme taştan yaptırdığı burç 51 m. uzunluğunda, 26 m. genişliğindedir. Burcun güney yüzünde yapımı ile ilgili bir kitabe bulunmaktadır. Ayrıca I.Argistis’in mezarı olduğu sanılan bölümde de uzun bir yazıt bulunmaktadır. Kaynaklarda Horhor Kroniği olarak tanımlanan bu anıtsal kaya kitabesinde I.Argistis’in döneminde yapılan işler anlatılmıştır.

Kalenin güneybatısında ise değişik yüksekliklerde iki platform bulunmaktadır. Buradaki dikdörtgen bir girişten sonra yine dikdörtgen planlı 4.10x7.00 m. ölçüsünde ikinci bir odaya geçilmektedir. Üzeri düz bir tavanla örtülmüş olan bu bölümün üç duvarı içerisine derin nişler içerisinde 78 oyuk açılmıştır. Bu görünümü ile bu mezar anıtı kuzeybatı İran’daki karnıyarık mezar anıtının bir benzeridir. Bu bölümün içerisindeki oyuklarda ölü külleri bulunmaktadır.


Hoşap Kalesi (Gürpınar)

Van ili Gürpınar ilçesi merkezine 39 km. uzaklıkta bulunan Hoşap Kalesi Hoşap Suyu kenarında, oldukça sarp ve dik kayalıklar üzerine yapılmıştır. Kitabesinden öğrenildiğine göre Urartu döneminde, MÖ. IX.-XVI. yüzyıllar arasında yapılmıştır. Bugünkü konumuna Osmanlı döneminde Mahmudi Beyleri’nin yaptırdığı biçimde gelmiştir. İç kale giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre de Mahmudi Süleyman Bey tarafından h. 1052 (1643) tarafında yaptırılmıştır.

Hoşap Kalesi iç ve dış kale ile seyir kulesinden meydana gelmiştir. Kesme taş ve moloz taştan yapılan kalenin dış kale surları arazi yapısına uygun biçimde yapılmış olup, burçlarla desteklenmiştir. Kuzey, doğu ve batı yönlerinde burçlarla takviye edilen kalenin içerisine kuzey yönündeki burca açılmış bir kapıdan girilmektedir. Buradan kayalara oyulmuş geniş basamaklı merdivenlerle içeriye geçilmektedir.

Kalenin batı cephesindeki burcu üzerinde kitabe ve arslan figürleri bulunmaktadır. Evliya Çelebi bununla ilgili olarak; “…Amma bu Hoşap kalesinin kapısının her kanadı 300 kantar nahçıvan demirindendir. Hiç ağaç kısmı yoktur” demektedir. Günümüzde bu kapı kanadı orijinal olarak korunmuştur.

İç kalenin en yüksek ve yöreye hâkim yerine seyir köşkü yapılmıştır. Burada biri güvercinlik olmak üzere iki kule, içerisinde hamam ve seyir odaları bulunmaktadır. Bu bölümün batısına da harem ve selamlık gibi bölümler Osmanlı döneminde eklenmiştir. Ayrıca iç kısımda mescit, fırın, zindan ve sarnıç gibi yapılar da bulunmaktadır. Bu nedenle de bu yapıların bütününe de Mahmudi Sarayı ismi yakıştırılmıştır. Kale XIX. yüzyılın ortalarında terk edilmiş olmasına rağmen içerisindeki yapılar günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.


Toprakkale (Merkez)

Van il merkezinin kuzeydoğusunda Zimzim Dağları’nın tepesinde bulunan bu kale Urartu Kralı II. Ve III. Rusa tarafından MÖ. 685–645 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Bunu belirten kitabeler kale üzerinde bulunmaktadır.

Kalede 1879’da başlayan kazılar belirli aralıklarla günümüze kadar sürmüştür. Bu çalışmalar sonucunda kaledeki Haldi Tapınağı, sarnıçlar, şarap deposu, kalenin batısında da MÖ. IX. Yüzyıla tarihlendirilen İşpuini ve oğlu Menua’nın ortak krallık döneminde yapılmış Meherkapı Kutsal alanı ortaya çıkarılmıştır.

Kale iri kalker bloklarından surlarla çevrilmiştir. Kuzey-güney doğrultusunda 400 m. uzunluğunda, 60–70 m. genişliğindeki kale ovadan 200 m. yükseklikte olup, tüm çevreye hâkimdir. Kalenin iki girişi bulunmaktadır. Bunlardan güneydeki kulelerle desteklenmiş ve köşeye yerleştirilmiştir. Bu girişten sonra doğrudan doğruya mabet ve saraya geçilmektedir. Kuzey yönündeki giriş kapısı diğer mekânlara ve depolara açılmaktadır. Kalenin en üst kesimine mabet ve saray yerleştirilmiştir. Buradaki küçük buluntular yabancıların yaptıkları kazılar sırasında yurt dışına kaçırılmıştır.

Kale içerisindeki sarnıç ve mabet kısmen kayalara oyulmuştur. Kalenin kuzeydoğusundaki Haldi Mabedi’nin ise ker*** duvar kalıntıları kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır.

Bu kalede yapılan kazılar fildişi ve pişmiş topraktan olmak üzere çok sayıda küçük buluntuyu da ortaya çıkarmıştır.


Çavuştepe Kalesi (Gürpınar)

Van ili Gürpınar ilçesi, Çavuştepe Köyü’nde bulunan Çavuştepe Kalesi Van’a 25, Gürpınar’a da 10 km. uzaklıkta, Van-Hakkari karayolu üzerindedir. Urartu Kralı II.Sarduri’nin MÖ. 764-735 yılları arasında yaptırmış olduğu bu kalede 1961-1986 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Prof.Dr.Afif Erzen kazılar yapmıştır. Bu kazılar sırasında Aşağı ve Yukarı kale, ana giriş kapısı ve diğer yapılar ortaya çıkarılmıştır.

Kale Aşağı ve Yukarı olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir. Kurucusundan ötürü “Sarduhinili” olarak isimlendirilen bu kale iri blok taş ve moloz taştan meydana gelmiştir. Yukarı Kale, Aşağı Kale’den 30 m. yükseklikte olup, içerisinde Haldi Mabedi ile Urartu Tanrısı İrmuşini’ye ait Açık Hava Mabedi bulunmaktadır. Aşağı Kale’de ise yapı kalıntılarına ait temeller, depolar ve mahzenler bulunmaktadır. Ayrıca kalenin sarayı da yine Aşağı Kale’dedir.

Kaleyi çeviren sur duvarları 800 m. uzunluğundaki bir alanı kaplamaktadır. Sur duvarları kalker blokları halinde doğrudan doğruya ana kayaya oturtulmuştur.


Ayanıs Kalesi (Merkez)

Van il merkezine 35 km. uzaklıktaki Ayanıs Köyü’nün kuzeybatısında bir tepe üzerinde bulunan bu kale, kitabesinden öğrenildiğine göre Urartu Kralı Argişti’nin oğlu Rusa tarafından MÖ.645-643 yılları arasında yaptırılmıştır.

Kale üzerinde Erzurum Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Önasya Arkeoloji Bölümü’nden Prof.Dr.Altan Çilingiroğlu 1989 yılından beri kazı çalışmalarını yürütmektedir. Kazı çalışmaları sonunda kalenin mimari yapısı, planı ve küçük buluntular ortaya çıkarılmıştır. Andezit ve kalker taşından yapılmış olan kale iki sur duvarı ile çevrelenmiştir. Güneyinde giriş kapısı bulunmaktadır. Kale doğu-batı doğrultusunda 150 m. genişliğinde ve 400 m. uzunluğunda olup, Van Gölü’nden de 250 m. yüksekliktedir.

Kalenin üst kısmında payeli salon ve mabet kısmına yer verilmiştir. Ayrıca güneybatı kesiminde de birbirleri ile bağlantılı mekânlar ortaya çıkarılmıştır. Bu mekânların içerisinde çok sayıda küplerin bulunduğu depolar vardır.


Anzaf Kaleleri (Merkez)

Aşağı Anzaf Kalesi

Van il merkezinin 10 km. kuzeydoğusunda Van-Özalp karayolu yakınında bulunan
Aşağı Anzaf Kalesi Urartu Kralı İşpuini (MÖ. 830–810) zamanında yapılmış ve kazılarda ortaya çıkan çok sayıdaki tablet de bunu doğrulamıştır. Günümüzde Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki en sağlam ve en iyi durumdaki Urartu kalesidir.

Kale fazla yüksek olmayan bir tepe üzerinde yapılmıştır. Yaklaşık 124.00x70.00 büyüklüğünde dikdörtgen planlıdır. Kalenin girişi güneybatıda olup, bugün 6–7 m. genişliğindeki bu giriş belirgin bir şekilde görülmektedir. Kale duvarları yer yer 1,5–2.00 m. yüksekliğindedir. Gerçek sur duvarlarının ise 5–6 m. arasında değiştiği sanılmaktadır. Oldukça kaba şekilde işlenen taş duvarların üzerinde daha da yüksek ker*** duvarlar olduğu sanılmaktadır. Kale taşları üzerinde yer yer “Sarduri oğlu İşpuini bu sarayı inşa ettirdi” yazısına rastlanmıştır.

Bazı araştırmacılar bu kalenin ön karakol niteliğinde olduğunu ileri sürmüş, bazıları da planını Kuzeybatı İran’daki Bastam’da (Rusai Uru Tur) bulunan kale planı ile benzerliğini ortaya koymuştur.

1980’li yılların sonuna doğru Van-Özalp karayolu yapımı sırasında kale duvarlarının ne yazık ki büyük bir bölümü yıkılmıştır. Kalker blokları da çevredeki evlerin temellerinde kullanılmıştır.


Yukarı Anzaf Kalesi

Aşağı Anzaf Kalesi’nin 600 m. güneyinde ve daha yüksek bir tepe üzerinde bulunan Yukarı Anzaf Kalesi, Aşağı Kale’den 30 kat daha büyük ölçüdedir. Deniz seviyesinden 1995 m. yüksek olan bu kalenin doğu ve güneybatısı yüksek dağlarla yarım ay şeklinde çevrelenmiştir. Bu özelliğinden ötürü de doğu ve batıdan rüzgârlara karşı korunmuştur.

Kalede bilimsel kazılar başlamadan önce kaçak kazılarda çok sayıda çivi yazılı büyük taş bloklar, sütun kaideleri ortaya çıkarılmıştır. Bunların üzerindeki yazılara göre Yukarı Anzaf Kalesi İşpuini’nin oğlu Menua zamanında MÖ. 810–786 yıllarında yapılmıştır. Ancak üzeri yazılı bu taş bloklar yurt dışına kaçırılmış olup, biri Rusya’da Tiflis Müzesi’nde, diğeri de Berlin’de Pergamon Müzesi’nde bulunmaktadır. Bununla beraber çivi yazılı bazı taş bloklar ile sütun kaideleri de Van Müzesi’nde sergilenmektedir.

Yukarı ve Aşağı Anzaf kalelerinde çok sayıda çivi yazılı kitabe bulunmuş ve diğer Urartu yapılarında ele geçen çivi yazılı kitabeler hiçbir zaman nu sayıya erişememiştir.

Yukarı Anzaf Kalesi’ni çevreleyen sur duvarları üzerinde ker*** duvarlar da bulunmaktadır. Ancak bu duvarlar yıkılmış ve kale bir höyük görünümünü almıştır. Sur duvarları kyklopik ve sandık duvar tekniğinde yapılmıştır. Duvar araları yer yer toprak dolgu ile kapatılmıştır. Burada kullanılan kalker taşları kalenin 250–300 m. güneyindeki kayalıklardan elde edilmiştir.

Kale içerisinde büyük bir özenle yapılmış 9,50 m. uzunluğunda bir koridor ve bunun bitiminde de bir mabet bulunmaktadır. Bu koridor ve çevresinde saraya ait kalıntılar, bronz çiviler, bronz parçaları ile karşılaşılmıştır. Kömürleşmiş ahşap direk ve kapı parçaları da kalede ahşap malzemenin kullanıldığını göstermektedir.

Yukarı ve Aşağı Anzaf kalelerinde İstanbul Üniversitesi Avrasya Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Oktay Belli tarafından kazı yapılmıştır. Ayrıca dilbilimci Prof.Dr. Ali M.Dinçol ve Dr. Belkıs Dinçol da kitabelerin okunmasında yardımcı olmuştur. Kazı çalışmalarının ardından restorasyon çalışmalarına geçilmiş, 1991 yılında başlayan çalışmalar sonucunda mabedin avlusu ve duvarlarının restorasyonu yapılmıştır. Restorasyon sırasında duvarlarda eski Urartu taşlarından yararlanılmıştır. Böylece özgün Urartu mimarisine sadık kalınmıştır.


Örenkale Kalesi (Başkale)

Van ili Başkale ilçesi Örenkale (Pizan) Köyü’nün kuzeyindeki tepede iç ve dış olmak üzere Urartu dönemine ait bir kale bulunmaktadır. Kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber, yapı üslubu MÖ. IX. yüzyıla işaret etmektedir. Kalenin batı yamacı oldukça dik olup, batı köşesine de sonraki dönemde bir cami yapılmıştır.

Taş temeller üzerine ker*** duvarlı kale, yarım daire planlı bir burçla güçlendirilmiştir. Selçuklu döneminde kaleye eklenen mescidin yanına bir de türbe yapılmıştır.

Bu kalelerden başka Van yöresinde irili ufaklı birçok kale bulunmaktadır. Bunun da nedeni Van’ın bulunduğu yerin Mezopotamya ve İran ile bağlantılı ticare ve askeri yol üzerinde bulunmasıdır. Bu kalelerin çoğu savunma ve gözetleme amacı ile yapılmıştır. Urartu döneminde yapımına başlanan kaleler daha sonra Akkoyunlu ve Karakoyunlular tarafından da kullanılmış, Osmanlılar döneminde de yararlanılmıştır. Zamanla terk edilen ve kendi haline bırakılan kaleler üzerinde araştırmalar XX. yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır.

Günümüze gelebilen kaleler arasında; Van Gölü’nün doğusundaki Ağartı Kalesi, Kef Kalesi, Zernek (Hamurkesen) Kalesi, Çatak Kalesi, Hişet Kalesi, Ablak (Başkale) Kalesi, Müküs Kalesi, Erciş Kalesi, Yoncatepe Kalesi, Deliçay Kalesi bulunmaktadır.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 01:35   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Van İli Hakkında Bilgiler




VAN EKONOMİ

EKONOMİ
Van ekonomisine, tarım özellikle de hayvancılık hakimdir. İlimizde sanayii gelişmemiştir. Kalkınmada öncelikli iller arasına alınmasıyla birlikte Van sınırlı olsa da bir gelişme kazanmıştır. Bu gelişmede kamu yatırımları, çok ortaklı şirketler ve kooperatifler esas rolü oynamıştır.
Sanayi: Van'da çalışan nüfusun çok küçük bir bölümü (% 2,4) sanayi sektöründe çalışmaktadır. Sanayide çalışan işgücünün büyük bir bölümü dokuma ve gıda sanayisinde çalışmaktadır.
Van'ın en önemli sanayi tesisleri şunlardır: Erciş Şeker Fabrikası, Van-Et Entegre Sanayi, Çimento Fabrikası, Sümer Holding Van Deri ve Kundura Sanayi, Van Yün İpliği Sanayi, Van Et Kombinası, Van Plastik Sanayi, Van Ağaç Sanayi, Un Fabrikaları, Yem Fabrikaları, Sabun Fabrikası, Tuğla Fabrikası ve Süt Fabrikası. Van'da ayrıca tıbbi gaz sanayi, likit gaz dolum tesisi, briket imalathaneleri, tuz fabrikası, çay-şeker paketleme fabrikaları ile modern model üretim yapan marangoz ve mobilyacılar bulunmaktadır.
İlimizde sanayinin gelişmesi, il ekonomisine canlılık kazandıran 380 işyerinin bulunduğu Van Erciş karayolu üzerinde bulunan Küçük Sanayi Sitesi, yine aynı güzergahta bulunan 169 işyerinden oluşan Marangozlar Keresteciler ve Hızarcılar Sanayi Sitesi ile yapımı devam eden Mobilyacılar ve Marangozlar 2. kısım inşaatı ile Sanayi sitesi 2. kısım inşaatı bitirildiğinde küçük sanayi alanında bir gelişme olacaktır. Erciş ve Özalp ilçelerinde de küçük sanayi sitesi bulunmaktadır.
Van Organize Sanayi Bölgesi: Van-Erciş karayolu üzerinde 127 hektar alana kurulan Organize Sanayi Bölgesi ile sanayi alanında Van'a şimdiden 44 parsel satılmış ve fabrika kurma çalışmaları başlamıştır. Bölge, 100 adet sanayi parseline ayrılmıştır. Altyapı çalışmaları devam ederken parsel alan fabrika sahipleri de çalışmalarını sürdürmektedir. Tahmini 1000 kişi istihdam edilecektir.
Ticaret: Van'ın ekonomik yaşamında tarım faaliyetlerinden sonra en önemli payı ticaret teşkil eder. İpek Yolu üzerinde bulunan Van, ticari açıdan köklü geçmişe sahiptir. Ticarete konu malların büyük bir kısmı tarım ve hayvancılığa dayalı ürünlerdir. Tahıllar, kavun, karpuz, fasulye, patates, elma, armut, kaysı, ceviz gibi tarla ürünleri ve meyveleriyle canlı hayvan, yün, peynir, yağ gibi hayvansal ürünler kırsal alanlardan şehire getirilerek satılır. İl dışına gönderilen ürünlerin başında canlı hayvan, deri, peynir, yapağı-yün et ve et mamülleri yer alır. Ayrıca Van balığı, buğday, briket, şeker, un, canlı hayvan ihracatı yapılmaktadır. Van Ticaret Sanayii Odası'na kayıtlı 104 şirket vardır. Bunların 222 tanesi anonim, 1336 tanesi limited, 25 tanesi kollektif ve 3 tanesi komandit şirkettir. Ayrıca 145 kooperatif vardır. Bu şirketlerin çoğunluğu, ticaret, ihracaat, ithalat, inşaat, turizm alanında faaliyet gösterir.


Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, van, İli


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Şanlıurfa Hakkında Bilgiler Ecrin Güneydoğu Anadolu Bölgesi 1 06 Eylül 2011 17:27
Aydın İli Hakkında Bilgiler YapraK Ege Bölgesi 4 30 Ocak 2010 23:44
Bartın İli Hakkında Bilgiler YapraK Karadeniz Bölgesi 3 03 Nisan 2009 04:23
Adana İli Hakkında Bilgiler YapraK Akdeniz Bölgesi 5 03 Nisan 2009 03:05
Muş İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 3 03 Nisan 2009 01:38