IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20 Mart 2009, 23:59   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Afyonkarahisar İli Hakkında Bilgiler




Afyonkarahisar Kaya Mezarları ve Kabartmalar

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Frigler ölülerini yer altında ardıç ağacından kalaslar üzerinde yaptıkları odalarda sedir üzerine yatırarak gömerlerdi. Sonradan da bunların üzerine toprak yığarlardı. Afyon yöresinde bu konuda pek çok gömü ile karşılaşılmıştır. Afyon’un bazı yörelerinde, özellikle Emirdağ ve İhsaniye’de tüf kayalardan oyulmuş çok sayıda mezar ile karşılaşılmıştır.


Aslanlı Mezar (İhsaniye)

Yazılıkaya’nın kuzeydoğusunda kubbemsi bir mezar anıtıdır. Mezarın kapısının yanlarında kartal ve aslan kabartmaları bulunmaktadır. Ayrıca doğu yüzüne alçak kabarma olarak aslan üzerine binmiş ve elinde mızrağı ile bir Tanrı kabartması yapılmıştır. Büyük olasılıkla bu Tanrı At Tanrısı Men’dir. Bu kabartmanın üzerinde çatı şeklinde daralan yerde, yine alçak kabartma olarak at üzerine binmiş savaşçılar işlenmiştir.

Afyon’da kayalara oyularak yapılmış mezarların en eskisi olan Aslanlı Mezar MÖ.1000 yıllarına tarihlendirilmektedir.


Arslantaş (İhsaniye)

İhsaniye ilçesinin 5 km. kuzeyinde, Hayranveli Köyü’nde kayalıklar üzerindeki Arslantaş kabartması Friglerden kalmış olup, 10,5 m. yüksekliğinde bir anıt mezardır.

Mezarın iki yanındaki iki arslan kabartmasından ötürü de Arslantaş olarak tanınmıştır. Bu arslanların ayakları altında da birer arslan yavrusu bulunmaktadır. Bu mezara ön yüzünde yüksekçe bir kapı boşluğundan girilmektedir. Arslantaş mezar odasının MÖ.900 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır.


Yılantaş (İhsaniye)


İhsaniye’nin Göynüş mevkiinde Arslantaş’ın batısında aynı kayalıkların üzerinde yapılmıştır. Ancak, buradaki kayalar bir deprem sonucu devrilmiştir. Bu kalıntıların incelenmesinde kayalara oyulmuş çatı kirişleri ve ana kapı görülmektedir.

Mezar odasında boydan boya yüksek bir sedir dikkati çekmektedir. Bunun yanı sıra duvar kenarlarında, kapının yanında dört köşe küçük sekiler de bulunmaktadır. Yere devrilmiş kalıntılar arasında arslan figürlerine rastlanmıştır.

Kapı boşluğunun üzerindeki birbirine sarılmış yılana iki savaşçı ellerindeki mızraklarla saldırmaktadır.Büyük olasılıkla bu mezar arslantaştan daha görkemli bir anıt mezardı. Bu anıtın MÖ.700 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır.

Ayazin Mezar Odaları (İhsaniye)

İhsaniye İlçesi’nde Gazlıgöl Kaplıcalarının 10 km. kuzeydoğusunda bulunan Ayazin Köyü’ndeki kayalıklarda Friglerin oyma mağaralarının yanı sıra bir çok mezar odası da ortaya çıkarılmıştır. Bu mezarlarda da giriş kapılarının ardında bazen tek, bazen üst üste ranza biçiminde sekiler bulunmaktadır.

Bu mezar anıtında da kayalara oyulmuş arslan kabartmaları bulunmaktadır. Aynı zamanda burada kayalara oyulmuş bir Bizans kilisesine de rastlanmaktadır.

Sarıçayır Mezar Odaları (Merkez)

Afyon Merkez ilçesine bağlı Selimiye Köyü’nün (Sarıçayır) çevresinde Frig döneminden kalma kayalara oyulmuş kilise ve mezar kalıntıları bulunmaktadır. Bu mezar odalarının cepheleri çatılı ev şeklinde olup, sütunlarla desteklenmiştir. Yaklaşık olarak burada 10-12 mezar odası bulunmaktadır.


Mezar Ev

Afyon-Eskişehir arasındaki Bahşiş Köyü’nde ormanlık alandaki kayaların yüksek bir kesiminde kulübe biçiminde bir ev, kayalar oyularak yapılmıştır. Bu evin ön yüzü saçaklı bir çatı ve kirişlerle desteklenmiştir. Önünde tören yapılan küçük bir alan bulunmaktadır. Frig dönemine ait olan bu yapının büyük olasılıkla mezardan çok bir tören yeri olduğu sanılmaktadır.

Direkli Kale (İhsaniye)

Yazılıkaya’nın kuzeybatısındaki Çukurca Köyü’nün güney kayalıklarında bulunan Frig dönemine ait bir aile mezarıdır. Kayaların oyulması ile oluşturulan bu anıtın önünde iki direk ve içerisinde iki oda bulunmaktadır. Odaların içerisindeki kemerli oyuklarda üçer tane mezar çukuru bulunmaktadır. Bu mezarın en büyük özelliği direkli sahanlığın tavanının kalın kirişlerle bindirme olarak tavana oyulmasından kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda bu mezar friglerin ahşap yapı tekniğinde ne derece ileri düzeyde olduklarını göstermektedir.


Arslankaya (İhsaniye)

İhsaniye ilçesinin Bayramaliler Köyü ile Emre Köyü arasındaki bu anıt Frig dönemine aittir. Arslankaya anıtı kayalar grubundan ayrı olarak yüksekçe bir kayanın güney yüzüne, üçgen çatılı bir eve benzetilerek yapılmıştır. Çatının bağlantı kirişlerinin uçları evin tepesinde adeta bir ayı andırmaktadır. Buradaki üçgen çatının kiriş boşluklarına, karşısına insan başlı kanatlı iki grifon yerleştirilmiştir. Küçük tahta karelerle ve geometrik bezemelerle süslenmiş olan bu anıt 6.80 m. eninde 2.40 m. yüksekliğindedir. Burada yüksek kabartma olarak arslan figürleri ve bir kadın tanrıça, büyük olasılıkla Ana Tanrıça Kybele bulunmaktadır.

Arslankaya’nın MÖ.900-850 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır.


Kapıkaya (İhsaniye)

Afyon’da iki tane Kapıkaya bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi Liğen Köyü’ne giden yolun üzerindedir. Buradaki kayanın doğu yüzüne üçgen çatılı ahşap bir eve benzer kabartma oyulmuştur. Kapısı üzerinde de tanrıça Kybele ayakta tasvir edilmiştir. Bu kabartmanın da MÖ:600 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır.

İkinci Kapıkaya anıtı, Emre Gölü kıyılarında Bayramaliler Köyü’nün doğusundaki kayalar üzerindedir. Kayalardan oyularak ahşap bir ev şeklinde yapılmıştır. Burada da tanrıça Kybele kabarma olarak işlenmiş, önünde de geniş bir sahanlık bırakılmıştır. Büyük olasılıkla burada Frig döneminde tanrıça Kybele onuruna törenler düzenleniyordu.

Bu kabartmanın MÖ.800-750 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır. Diğerine göre bu anıt daha kaba bir üslupta yapılmıştır.


Maltaş (İhsaniye)

İhsaniye’nin Hayranveli Köyü’nün yakınında toprağa gömülmüş olan Matlaş Anıtı MÖ.VIII.yüzyıldan kalma bir Frig anıtıdır. Kayanın doğu yüzüne geniş bir kapı boşluğu açılmış ve üzerinde üçgen çatı ile ahşap bir eve benzetilmiştir.

İstanbul Fransız Arkeoloji Enstitüsü’nün 1938 yılında burada yapmış olduğu kazılarda anıtın planları çıkarılmıştır. Anıtın arkasında kuyu ve kapakları, bir de sunak bulunmaktadır. Bu kuyuda tanrıça Kybele’ye sunulan hediyelerin saklandığı sanılmaktadır.

Matlaş yapı üslubundan MÖ.700 yıllarına tarihlendirilmiştir.


Midas Anıtı (İhsaniye)


Yazılıkaya Köyü’nün kuzeybatısında büyük bir kayanın yüzeyine ahşap bir eve benzetilecek şekilde oyularak yapılmıştır. Ayrıca bu anıt yöresel kilimlerde görülen zengin desenler ile süslenmiş, geometrik bezemeler de onu tamamlamıştır.

Kayaların oyulması ile çatıyı destekleyen direkler meydana getirilmiştir. Burasının da Frig döneminde önemli bir ziyaretgah olduğu anlaşılmaktadır.

Çevresinde bulunan adak taşları, heykel parçaları, aslan heykelleri Afyon Arkeoloji Müzesi’ne götürülmüştür.


Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 21 Mart 2009, 00:06   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Afyonkarahisar İli Hakkında Bilgiler




Afyonkarahisar Frig Vadisi

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Frigler, MÖ 1200 lerde Trakya ve Boğazlar üstünden Anadolu'ya gelmişler, ilk yıllarda Trakya ve Güney Marmara Bölgesi'nde geçici yerleşim merkezleri kurduktan sonra Batı Anadolu'nun iç kesimlerine yayılmışlardır. Siyasi bir topluluk olarak ilk defa MÖ 750'den sonra ortaya çıkan Frigler, Anadolu'ya gelen Balkan kökenli boylardan biridir. Anadolu dışından gelmelerine rağmen kısa zamanda yerel kültürlerle kaynaşarak Anadolululaşmışlar, özgün bir Anadolu kültürü oluşturmuşlar ve siyasi egemenliklerini kaybettikten sonra dahi bin yılı aşkın bir süre kültürel anlamda varlıklarını sürdürmüşlerdir.

FRİG VADİSİ TURİZM KUŞAĞI PROJESİ


Emre Gölü (Döğer)

Afyonkarahisar, Kütahya ve Eskişehir İlleri arasında bulunan ve Frigya Vadisi adı verilen alan; turizm için gerekli tarihi, kültürel ve doğal bakımdan önemli özelliklere sahip olmasına rağmen ilimizde yaşayanların dahi yerini ve coğrafi özelliklerini bilmediği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Son yıllarda Vadi'nin turizm potansiyeli bakımından önemi anlaşılmış ve Afyonkarahisar Valisi'nin bizzat himayelerinde ve talimatlarıyla; Afyonkarahisar İl merkezi, Döğer, Alanyurt ve İscehisar arasında kalan bölümde ve Bayat İlçesi'nde Afyonkarahisar Valiliği Acil Durum Yönetimi ve Bilgi İşlem Merkezi bünyesinde İlimiz resmi kurum personellerinin katılımıyla tarihi, kültürel ve doğal varlıkların inceleme çalışmaları yapılmasına başlanılmıştır. Turizm açısından durumları, ulaşım, konaklama ve bölgedeki diğer hizmet potansiyelleri tespit edilmeye çalışılmıştır.

Kaya Anıtları
Kumcaboğaz Anıtı (Kayıhan)

Frigler'in Afyonkarahisar Bölgesi'nde günümüze kalan önemli eserleri, kaya anıtlarıdır. Bunlar, Ayazini, Göynüş Vadisi, Döğer'de yoğunluk kazanmıştır. Bunlar M.Ö. 7. yüzyılın sonlarına tarihlenmektedirler. Aslantaş, Yılantaş, Maltaş, Kumcaboğaz, Kapıkaya ve Aslankaya'yı örnek olarak verebiliriz.

Kübele, Frig döneminde yeniden önem kazanmış olan Anadolulu bir tanrıçadır. Frigler Anadolu'ya dışarıdan gelmiş olmalarına rağmen Anadolu kültüründe yer alan Ana Tanrıça'ya inanmışlar, tapınım alanları ve anıtlarla birlikte bu dönemde kayalar kültü öne çıkmıştır. Aslankaya, Kapıkayalar ve Maltaş gibi anıtlar yapılmıştır.

Vadi'de gerek Frig, gerekse Roma ve Bizans dönemine ait çok sayıda kaya mezarları yer almaktadır. Bunların bazıları, Göynüş Vadisi, Aslantaş, Yılantaş, Ayazini, Akpınar Yaylası Mezar Odaları, Selimiye Mezar Odalarıdır.


Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Mart 2009, 03:12   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Afyonkarahisar İli Hakkında Bilgiler




Afyonda Sanayi

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Afyonkarahisar, ülkemizdeki coğrafî konumuna rağmen yıllarca sanayileşme sürecine girememiştir. Son yıllarda Afyonkarahisar, özel sektörün de yatırımlara yönelmesiyle sanayileşmede yeni bir döneme girmiştir. Afyonkarahisar'da büyük bir gelişme gösteren geçim kaynaklarından biri de imalât sanayidir. Eskiden beri bilinen kaymak ve kaymaklı şeker üretimi ile birlikte sucuk üretimi, şehir ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle İscehisar ve çevresinde çıkarılan mermer ise farklı biçimlerde işlenmek suretiyle yurt içine ve yurt dışına satılmakta, yörenin geçim kaynağı özelliğini korumaktadır. Bunun yanında makarna, un, yem, tuğla, yağ ve lâstik vb. imalât sektöründeki yatırımlar sanayileşme sürecini belirgin olarak ortaya koymaktadır. Başlangıçta tarıma dayalı olarak gelişme gösteren sanayi sektörü, günümüzde çeşitlilik göstererek gelişimini sürdürmektedir. Afyonkarahisar ilinde 460 hektarlık organize sanayi bölgesi alanı mevcuttur. 270 hektarını sanayi parselleri kaplamaktadır. 190 hektarlık kısmı ise yollara, yeşil alanlar, ticaret ve sosyal tesis alanlarına ayrılmıştır. Ayrıca Afyonkarahisar merkez ve ilçelerinde çeşitli büyüklükte de organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi siteleri bulunmaktadır. Afyonkarahisar ilinde ticarî hareket oldukça fazladır ve ilin ticarî önemi giderek artmaktadır. Bunun başlıca sebepleri coğrafî konum ve ulaşım imkânlarının elverişli olmasıdır. Mevcut durumda Afyonkarahisar ekonomisinin lokomotifi, yerel kaynaklara dayalı üretim yapan KOBİ'lerdir. Ayrıca Termal Turizm yatırımlarının da hızlanması, İl ekonomisinin sektörel düzeyde çeşitlenmesine ve zenginleşmesine katkı sağlamaktadır. Afyonkarahisar sanayii yapısına baktığımızda, kamu ve özel sektöre ait kuruluşların sayısal dağılımı şu şekildedir : 335 mermer tesisi, 125 gıda tesisi, 30 toprak tesisi, 13 yem ve katkı tesisi, 5 ambalaj tesisi, 4 dokuma tesisi, 8 orman ürünleri tesisi ve 29 diğer tesisler. Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi, fiziken hizmetlerini 1984 yılından itibaren yoğunlaştırarak, çalışmalarına hız vermiş, şehir merkezinden takriben 4 km mesafede, Beyyazı Kasabası, eski Ankara yolu ve yeni çevre yolu üzerinde bulunan, mülkiyeti Hazineye, Belediye'ye ve kısmen şahıslara ait olan Çapak Kırı mevkiinde kurulmuştur. Afyonkarahisar, konumu itibariyle karayolları ve demiryolu ulaşımının merkezi yerinde bulunduğundan organize sanayi bölgesi hızla gelişmektedir.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 02:48   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Afyonkarahisar İli Hakkında Bilgiler




Afyonkarahisar Lezzetleri

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Sucuk

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Afyon'dan geçip de sucuk almamak olmaz.
Sucuk, ülkemizde sevilerek tüketilen ve üretimi çok eskilere dayanan geleneksel bir et ürünüdür. Sucuk üretiminde ülkemizde, sığır, koyun ve manda etleri veya bu etlerin belirli orandaki karışımları kullanılagelmektedir. Sucuk ve benzeri et ürünlerinin üretiminde kullanılacak etler öncelikle toz, şeker ve nitrit gibi kürleme maddeleri, çeşitli baharat ve sarımsak ile kıyılır. Dah sonra kılıflara doldurulan bu karışımın fermantasyon ve kuruma aşamaları geçirmesiyle sucuk elde edilir.
Ülkemizde sucuk denilince akla �Afyonkarahisar Sucuğu� gelmektedir. Sucukçuluk, Afyonkarahisar�da uzun yıllardan beri yapılmaktadır. Sucuk imalinde kaliteli et kullanıldığından çok tercih edilen lezzetli sucuklar Afyonkarahisar�da üretilmektedir.
Değişik Afyonkarahisar Patentli sucuk markalari kaliteleri ile kendilerini ispatlamışlardır...
Sucuk yapımı:
Malzemeler:
2 Kg Sığır Eti 3 Metre Bağırsak 1 Çorba Kaşığı Sucuk Baharatı 10 Diş Sarmısak 1 Çorba Kaşığı Kimyon 2 Çay Kaşığı Yenibahar 1 Çorba Kaşığı Karabiber 1Çay Bardağı Tuz Yapılışı:
Sarmısakları ezin ve baharatlarla tuzu titizlikle tartın. Etin hoşunuza gitmeyen kısımlarını temizleyin ve eti küçük parçalara doğrayın. Etteki yağ oranı yüzde 15 olmalıdır. Sarmısak, tuz ve baharatları ekledikten sonra eti, kıyma makinasından iki defa geçirin. Bu karışımı iyice yoğurup 12 saat kadar buzdolabında dinlendirin. Tadından emin olmak için bir parça pişirip deneyebilirsiniz. Gerekirse sucuğun tadında değişiklik yapabilirsiniz.
Bağırsakları 10-15 dakika bol su içinde yumuşatın. Et makinesine sucuk hunisi monte edin ve bağırsakları huninin dışına sıvazlaya sıvazlaya geçirin ve ucunu bir iple sıkıca bağlayın. Sucuk içini tekrar yoğurduktan sonra makineye verin, bağırsak bir sucuk büyüklüğüne geldiğinde makineyi durdurup tekrar sıkıca bir düğüm daha atın. Aynı işlemi diğer sucuklara da yaparak devam edin. Daha sonra sucukları bez arasında bir tepsiye yerleştirin ve serin bir yerde 12 saat dinlendirdikten sonra terini silin. Gölge ve serin bir yerde, birbirine değmeyecek şekilde asarak kurutun. Sucuk yapımı sırasında sucuk baharatı bulamazsanız karabiberin ve kimyonun miktarını bir kat artırabilirsiniz.

HAŞHAŞ

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Haşhaş bitkisinin üretiminin çok eski zamanlardan beri yapıldığı bilinmektedir.Milattan 5 bin yıl önce, Sümer'lerin lisanından Haşhaş'ın mevcudiyetine dair deliller mevcuttur. Asuri kabartmalarında da haşhaş resimleri görülmektedir. Bazı iddialara göre haşhaşın ana vatanı Orta Asya yani Türkistan dır. Ancak Anadolu'da ve özellikle Afyon dolaylarında bulunan, Etiler döneminden kaldığı iddia edilen taş kabartma ve hatta paralarında haşhaş resimleri bulunmaktadır. Bu eserler Afyon müzesinde mevcuttur. Şehrimizin ismi de bu bitkiden gelmektedir. Haşhaş bitkisinin nasıl yetiştirildiğini ilk defa tarif eden The Ophrastus'tur. (M.Ö 287-372 ). Afyonun ne şekilde kullanıldığını ise aynı asırlarda yaşayan Diogoras izah etmiştir.Tababette kullanıldığını M.Ö 123-63 senelerinde yaşamış Pontus Hükümdarı Büyük Midridat'ın Afyon'dan yaptığı ilaçta bilinmektedir. Bu ilaç 130 yıl sonra Pontus Hükümdarı Neros'un hekimi Andramak tarafından geliştirilerek adına 'Tiryak' denilmiştir. Çok kıymetli olan bu ilacın hükümdar ve imtiyazlı kişilerce kullanıldığı bilinmektedir.Afyon, Çin'de ise 8. asırdan sonra üretilmiş ve tütün içmek yasak olduğundan Afyon kullanılmıştır. Bu alışkanlığın Çin'e intikalinin ise Formaza'dan olduğu iddia edilmektedir.Gelicikgillerden otsu bir bitkidir.Birçok çeşidi olup gövdesi toparlak şeklindedir.Tohumları barındıran etli çeperi çizilince , süt gibi bir sıvı sızar, havaya değince yavaş yavaş katılaşarak esmer bir renk alır. Buna Afyon Sakızı denir. Türkiye'de haşhaşın ekimi ve alımı devlet kontrolü ve izni altındadır.Yıllık 12.000 ton kadar haşhaş ekimi yapılır. Bunun büyük bir bölümü ise ilimiz sınırları içindedir.

KAYMAK

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Eskimeyen lezzetlerimizdendir kaymak. Manda sütünden yapılanı makbüldür. Ekmek kadayıfının üstünde yemeyi denerseniz değmeyin keyfinize....
LOKUM

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Şu Afyon'da da ne ararsan var dediğinizi duyar gibiyiz. Evet, bunlardan bir tanesi de Lokum. Yıllardır ustalıkla ürettiğimiz lokumu duymayan kalmadı sanırız. Birbirinden güzel şekerleme çeşitlerini tatmaya bekliyoruz
EKMEK KADAYIFI

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Lezzetli yiyeceklerimizden (Tatlı) biride Ekmek Kadayıfı'dır. Üstünde kaymağı olanı daha makbuldür, Afyon'da.
Yapılışı:
Malzemeler :
1 adet küçük boy ekmek kadayıfı
7 bardak su

Şurubu :
4 1/2 bardak toz şeker
4 1/2 bardak su
2 1/2 tatlı kaşığı limon suyu

Üstüne :
2 lüle kaymak
Hazırlanışı :
Kadayıftan en aşağı dört beş parmak büyüklüğünde, kenarlı ve yuvarlak bir tepsiye küçük boydan, yalnız bir adet ekmek kadayıfını, kırmızı taraf alta getirilmiş olarak koyduktan sonra üstüne 7 bardak su katın ve kadayıfın yumuşaması ve büyümesi için 15-20 dakika bir tarafa bırakın.
Sonra suyunu çekerek iyice yumuşamış ve büyümüş olan ekmek kadayıfının üstüne bir peçete ile kuvvetlice bastırarak kadayıftaki fazla suyu peçeteye çektirin, bu işlemi tekrarlayarak bütün suyunu alın.
Diğer taraftan da şurubun hazırlanması için, bir tencereye toz şeker, su ile limon suyunu koyun ve karıştırarak da şekerin su içinde erimesini sağladıktan sonra şurup koyuca bir ııvama gelinceye kadar aşağı yukarı 25 dakika kendi halinde kaynamaya bırakın. Şurup koyulaşınca bunu, kadayıfların üstüne dökün, sonra da şurup katılmış kadayıf tepsisini orta ısıdaki ateşte, kadayıf hafifçe ağdalanıp üstünde şuruptan kabarcıklar oluşana dek 30-40 dakika kadar pişirin, sonra da tepsiyi ateşten alıp ılımaya bırakın.
Kadayııf ılındıktan sonra üstüne tepsi büyüklüğünde bir kapak kapatın ve tepsiyi alt üst etmek üzere kadayıfı tabağa alın ve iyice soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra da ortasına 2 lüle kaymak koyarak servis yapın.
KİRAZ

Dünyaynın çoğu ülkesinden talep gören ve devamlı ithal edilen meyvemiz kiraz... Sultandağı ilçesinde yetişir.
İlçenin sulanabilir arazileri üzerinde ise meyvecilik önde gelmektedir. Kiraz, vişne, elma üretimi ilçe ekonomisinin temelini oluşturmaktadır. Kiraz üretiminin %80'i ihracata gitmekte olup, elma ve vişne daha ziyade iç piyasaya sürülmekte, kalan kısmı da ilçede bulunan Morello ve Konkav Kovala meyve suyu ve konservecilik fabrikalarında değerlendirilmektedir. Napolyon kirazı, Fransa, Hollanda, İngiltere, Almanya ve Belçika'ya ihraç edilmektedir.

Kirazın bilimsel adı Cerasus avium (L.) olup buna Türkçe�de �Kuş Kirazı� denilmektedir.Kiraz, vişne, idris, elmanın, kaysının, eriğin, armudun, gül ve alıcın da dahil olduğu Rosaceae (Gülgiller) familyasına bağlı, çok yıllık ve ağaç formunda bir bitkidir. Vişne ve İdris�in dışında ki tüm kiraz çeşitleri Cerasus avium �un bir ırkıdır. Kirazın anavatanı Kuzey Anadolu ve Güney Kafkasya olarak bilinmekte olup ismini Latince olan Cherasus (Okunuşu Serasus) yani GİRESUN ilimizden almaktadır. Kirazın dünyaya bu Giresun ve çevresinden M.Ö. 64 yılında Romalı komutan Lucullus tarafından götürüldüğü ve oradan da tüm dünyaya dağıldığı bilinmektedir.
Kirazın Faydalı Organları
Kirazın sadece meyvesi değil, kökleri, kerestesi, kabuğu, zamkı, yaprakları, çiçekleri, çekirdeği ve meyve sapları da insanlar tarafından kullanılmaktadır. Kiraz esas olarak meyvelerinin taze ve kurutulmuş olarak tüketilmeleri ile ayrıca, reçel, yemek, konserve ve dondurulmuş gıda olarak soframızda yerini almaktadır. Diğer taraftan dünyanın en kaliteli mobilyası kiraz kerestesinden, en kaliteli piposu kiraz kökünden yapıldığı bilinmektedir. Kiraz gövdesinden çıkan zamkların şapka yapımında, tıbbi ve kırtasiye amaçlı kullanılmaktadır. Kiraz ağacının kabuğu, yaprakları, çiçekleri, meyveleri, meyve sapı ve çekirdekleri ise doğal tıbbi amaçlı insan ve hayvan tedavisinde kullanıldığı ve bu konuda bir çok reçetenin olduğu bilinmektedir.
Kiraz Meyvesinin Faydaları
İdrar söktürücü özelliği ile böbreklerin dostu olan kiraz, vücutta biriken zahirli maddelerin karaciğer ve böbrek yoluyla dışarı atılmasını sağlıyor. Bu sayede yaş olarak tüketilen kiraz meyvesi ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de kullanılıyor. Kiraz meyvesinde bulunan kinik asit ile böbreklerin taş ve kum yapmasını önlediği ve varsa zamanla döktüğü, ayrıca safra kesesi taşınını dökülmesine de yardımcı olduğu bilinmektedir. İdrar söktürücü özelliği dolayısı ile vücuttaki fazla suyun atılmasına yardımcı olduğu ve bu şekilde zayıflamaya da yardımcı olduğu bilinmektedir.
Kirazın bir diğer önemli özelliği peklik (Kabızlık) giderici olmasıdır. Bu konuda halk arasında söylene bir söz oldukça dikkat çekicidir. Kiraz dermiş ki; �Arkamdan dut gelmese, ben yapacağımı bilirim�. Yani dutun meyvesi de kirazın tam tersi ishali önlemekte ya da peklik yapmaktadır. Özellikle bayat yenilen yemeklerin, pastırma, sucuk gibi gıdaların zararlarını önleyen kiraz, aynı zamanda kandaki zararlı maddelerin vücuttan atılmasını ve kanın temizlenmesini, yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini de sağlamaktadır. Kiraz suyunun yüz ve boyun kısımlarına sürülmesinin derideki bir takım kırışıklıkları önlediği ve giderdiği de belirtiliyor. Karaciğerin dostu olan kiraz meyvesi; hastalıklar sonucunda fazla ilaç tüketimi, nikotinin vücuttan atılması ve zehirlenmeler sonucu zorlanan karaciğerin yükünü hafifleterek iyileşmesine yardım ediyor. Yani karaciğer enzimlerinin normal seviyesine inmesinde önemli yardımları oluyor. Karaciğer zamanla normale dönüyor ve safra salgısı artıyor. Böylece sindirim gücünü arttırıyor. Kirazda bulunan levüloz adlı şeker kolay sindirilebildiği için, şeker hastaları hiçbir tehlike oluşmadan kiraz yiyebiliyor. Ayrıca içerdiği madensel tuzlar ve vitaminler nedeniyle hastalıklara karşı dayanıklılığı arttırıyor. Yapısındaki bol fosforuyla sinirleri kuvvetlendirerek sakinlik sağlıyor. A vitamininin önemli bir kaynağı olan karoteni içeren kiraz, aynı zamanda gözlerin de dostudur

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 20 Haziran 2009, 11:40   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Afyonkarahisar İli Hakkında Bilgiler




çok güzel olmuş.tekrar tekrar teşekkür ederim. tarihe ışık tutdun.sağol

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
afyonkarahisar, bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, İli


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Afyonkarahisar Adı Nereden Gelmiştir, Afyonkarahisar Adını Nereden Almıştır? Violent Ege Bölgesi 0 07 Aralık 2014 20:30
Mersin İli Hakkında Bilgiler YapraK Akdeniz Bölgesi 3 03 Nisan 2009 02:22
Osmaniye İli Hakkında Bilgiler YapraK Akdeniz Bölgesi 3 03 Nisan 2009 02:20
Muş İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 3 03 Nisan 2009 01:38
Van İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 4 03 Nisan 2009 01:35