IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21 Mart 2009, 00:14   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İzmir İli Hakkında Bilgiler




İZMİR Tarihi Mekanlar Ve Binalar

Konak Meydanı

Hükümet Konağı, Sarı Kışla’nın meydana bakan cümle kapısı ve cephesi tarafından çevrelenen Konak veya daha az bilinen adıyla Kışla Meydanı… Meydanı tamamlayan İzmir’in simgesi Saat Kulesi ile kompozisyon tamamlanıyor. 1829 yılında inşa edilen Sarı Kışla 1955 yılında yıktırıldıktan sonra, İzmir’in bu en eski kamusal alanının tanımlı özelliği kayboldu. Modern bir kent merkezi yapmak için yıktırılan kışla kentin belleği için önemli bir kayıp olmaktan başka, günümüzde şimdiki ihtiyaçlar için işlevlendirilme şansı da yok edilmiş oldu.


Saat Kulesi

Bir yıl süren hazırlık, kampanya çalışmaları ve inşaattan sonra, sultan II. Abdülhamid’in Osmanlı tahtına çıkmasının 25. yılı münasebetiyle 1901 yılının 31-Ağustos/1-Eylül günlerinde icra edilen törenlerle açıldı. İzmir Valisi Kamil Paşa’nın başlatmış olduğu bir kampanyayla finansı sağlanan Kule, İzmirlilerin padişahlarına armağanıydı. Kulenin gümüş bir maketi padişaha sunulduğundan, günümüzde Topkapı Sarayı’nda korunmaktadır. Maketin gümüşten imal edilmesinin nedeni, 25. yılın “Gümüş yıldönümü” kabul edilmesi ve Osmanlı sultanlarının modern monarşilerdeki hükümdarlar gibi bu kutlamalara önem vermeleriydi.


Hükümet Konağı

Hükümet Konağı’nın önündeki alan, binanın varlığından ötürü günümüzde Konak Meydanı adıyla anılıyor. Osmanlı Devleti’nin modernleşme sürecinde yaşanan dönüşümün gereği olarak, şimdiki yapının yerinde bulunan konağın idari hizmet binası haline getirilmesiyle ortaya çıktı. Eski konak hem yıpranmışlığından hem de yetersiz gelmesinden ötürü yıktırılarak, 1869-1872 yılları arasında şimdiki binanın ilk şekli inşa ettirildi. Osmanlı Devleti konağı inşa ederken, İzmir gibi pek çok yabancının yaşadığı dışa dönük bir kentte devleti temsil edeceğinden ötürü hiçbir harcamadan kaçınmamıştı. 1970 yılı Ağustos’unda çıkan yangında harap olan binanın restorasyonunda aslına sadık kalınmış olsa da, bazı bölümleri yeniden inşa edilmemiştir.


Yalı Cami

Konak meydanında yer almaktadır. Bu nedenle bir diğer ismi Konak camiidir. Mehmet paşa kızı Ayşe hanım tarafından, aynı yerde bulunan medresesi içinde yaptırılmıştır. Kesin olmamakla birlikte 1755 yılında veya bundan kısa bir süre önce yapılmış olmalıdır. Medresenin en son kalıntıları 1905 sigorta planlarında gösterilmektedir. Camii 1. Dünya savaşı yıllarında Vali Rahmi bey tarafından ve daha sonra çeşitli defalar tamir edilmiştir. En son büyük tamirat 1964 yılında yapılmıştır.


Kızlarağası Hanı

1774 yılında, dönemin Darüssaade ağası Hacı Beşir Ağa tarafından inşa ettirildi. Darüssaade ağalığı Osmanlı sarayının harem kısmıyla ilgili bir görev olduğu için, Kızlar Ağası Hanı adıyla tanındı. Harabe halindeyken Vakıflar idaresi tarafından 1980’li yıllarda adeta yeniden inşa edilerek tekrar kent yaşamına kazandırılan han, günümüzde hem İzmir’i ziyaret eden yabancıların hem de İzmirlilerin rağbet ettikleri bir uğrak noktası niteliği kazandı.


Kemeraltı

İzmir’in eski iç limanı üzerinde yükselen camiler, iş yerleri, hanlar, çarşılar ve pazarlardan oluşan tarihi Kemeraltı bölgesi… İç limanın karayla buluştuğu kavis üzerinde dizilen camiler, kentin bir dönemine tanıklık ediyor. En öndeki Kestane Pazarı Camii, onun ön tarafında yer alan ve yanında Kızlar Ağası hanının bacaları izlenen ise Hisar Camii… Resmin sol tarafındaysa Şadırvan Altı Camii görülüyor. Kemeraltı yüzlerce yıldır kesintisiz ticaret yapılan, yüzlerce han ve binlerce iş yerinin bulunduğu İzmir’in hala en önemli iş merkezi.


Borsa Sarayı

İzmir’in dünya ekonomisiyle bütünleşen bir ticaret kenti olmasından ötürü, modern iktisadi kurumlarla erken tanıştığı bilinmektedir. Borsa da bunlardan birisidir. Yürütülen çalışmaların olgunlaşması, yasal çerçevenin hazırlanması ve özel borsaların faaliyetten men edilmesinden sonra 1892 yılında kuruldu. Uzun süre farklı binalarda hizmet veren kurum, 1928 yılında tamamlanan ve teslim alınarak “Borsa Sarayı” adıyla hizmete sokulan binasında faaliyetlerini sürdürmeye başladı.


Kızılçullu Su Kemerleri

İzmir’in Roma İmparatorluğu (MÖ. 133-MS. 395) döneminden kalan tanıklarıdır. Yeşil Dere üzerinde günümüzdeki Buca Köprüsünün hemen sağında bulunmaktadırlar. Kızılçullu Kemerleri adıyla anılmalarının sebebi, Şirinyer ve bu mevkinin eski ismi olmasındandır. İzmir’in su ihtiyacını karşılamak için yapılan ve şehre gelen suyun büyük bölümünü nakleden kemerlerin üzerinde kurulu olduğu derenin bir diğer ismi de Kemer Çayı’dır. Su kemerleri daha sonraki devirlerde de kullanılmışlardır. Bu bağlamda 17. yüzyılın ikinci yarısında Vezir suyunu kente ulaştıran Vezir kemeri yapılana kadar, Osmanlılar tarafından defalarca tamir edilmişlerdir.


Asansör

Dünyada kent içi ulaşım araçlarının en özgün örneklerinden tarihi Asansör İzmirli işadamı ve Bayraklı mağazalarının sahibi Nesim Levi tarafından yaptırıldı. İnşaatın tamamlanması ve hizmete alınması 1907 yılında gerçekleşti. Halil Rıfat Paşa semtindeki mahallelerde yaşayanların Mithat Paşa Caddesi ile irtibatını sağlayan Asansör, sahilden geçen Göztepe tramvay hattına kolaylıkla ulaşmayı sağlamıştı. Kent içi ulaşım araçlarının çeşitlenmesine bağlı olarak, asansör tek seçenek olmaktan çıkana kadar uzun yıllar boyunca bölgede yaşayanlara hizmet etti. Şimdiyse, İzmir’in albenili mekanlarından birisi oldu ve restoran olarak kullanılıyor.


İzmir Kız Lisesi

İzmir Valisi Rahmi(Aslan) bey zamanında Muallim Mektebi yapmak üzere inşa edilmeye başlanan bina yarım kalmıştı. 1919-1922 yılları arasındaki dönemde Yunan İşgal Komiserliği tarafından Ionia Üniversitesi kurmak amacıyla tamamlandı. İzmir’in kurtuluşundan sonra 1923 yılından itibaren Erkek Muallim Mektebi olarak hizmet vermeye başladı. 1936 yılında Muallim Mektebi’nin kurulmakta olan Köy Enstitüleri kapsamında Kızılçullu’ya taşınmasından sonra İzmir Kız Lisesi’ne tahsis edildi.

Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 21 Mart 2009, 00:16   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: İzmir İli Hakkında Bilgiler




Skolastikia Hamamı (Selçuk)
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Skolastikia Hamamı (Selçuk)
izmir Skolastikia Hamamı (Selçuk)
izmir tarihi

İzmir ili Selçuk ilçesi, Ephesos antik kentinde, Kuretler Caddesi’nin kuzeyinde, Traian Çeşmesi ile Hadrianus Mabedi arasında yer almaktadır. Efes’teki yapıların en büyüklerinden biri olan bu hamam üç katlı olarak yapılmıştır. Skolastikia Hamamı MS. I. yüzyılda yapılmış ve IV. Yüzyılın sonuna kadar çeşitli dönemlerde onarılmıştır.

Roma İmparatorluk döneminde hamamların kendine özgü kuralları vardı. Bunlardan zengin ve yoksul tüm şehir halkı yararlanırdı. Fakirlerden ücret alınmaz, zenginler ise daha çok öğleden sonra hizmetkârları ile birlikte hamamlara gider ve burada uzun süre kalırlardı. Roma hamamlarında önce apoditerium (soyunmalık)denilen bölümde soyunulur, sudotoriumda terlenir, calderiumda da yıkanılırdı. Yıkanmadan sonra da tepidariumda diğer kişilerle sohbet edilir, siyaset yapılırdı. Son olarak da frigidarium denilen soğuk havuza girilirdi.

Skolastikia Hamamı’nın iki ayrı girişi vardır. Bunlardan bir tanesi Kuretler Caddesi’nde, diğeri de doğudaki sokak içerisindendir. Bunlardan her iki kapı da apoditeriuma açılırdı. Son derece büyük ölçüdeki bu salonun içerisinde de nişler bulunuyordu. Bu nişlerden biri içerisinde MS. IV. yüzyılda hamamı son kez onartan Christian Skolastika’nın heykeli bulunmuştur.

Apoditeriumun batısında frigidarium bulunmaktadır. Bunun ortasında elips planlı soğuk su havuzu vardır. Apoditeriumun kuzeyindeki kemerli bir kapıdan hamamın ılıklığı olan tepidariuma geçilmektedir. Bu bölümün duvarlarında ve zemininin altında sıcak hava dolaşımını sağlayan künklere yer verilmiştir. Bu bölümün doğu duvarı kenarında rastlanan renkli küçük mermerlerden mozaik parçası hamamın orijinal tabanının mozaiklerle kaplı olduğuna işaret etmektedir. MS. IV. yüzyılda yapılan onarım sırasında bunun üzerine mermer kaplamalar yerleştirilmiştir. Tepidariumdan küçük ve dar bir kapı ile calderiuma girilir. Günümüze iyi bir durumda gelmiş olan bu bölümün duvarları çeşitli dönemlerde yapılmış mermer ve tuğla levhalarla kaplanmıştır. Ayrıca zemine de pişmiş topraktan sıcak havayı dolaştıran kanallar yapılmıştır. Sıcak havanın sağlandığı külhan (hippocaus) bu bölümün batısında bulunmaktadır.

Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Mart 2009, 03:05   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: İzmir İli Hakkında Bilgiler




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]İZMİR COĞRAFYASI


İzmir ili, Anadolu Yarımadası’nın batısında, Ege kıyılarımızın tam ortasında yer alır.
Kuzeyden Balıkesir, doğudan Manisa, güneyden Aydın illeri ile çevrilmiştir.
İl toprakları, 37o 45' ve 39o 15' kuzey enlemleri ile 26o 15' ve 28o 20' doğu boylamları arasında kalır.
İlin kuzey-güney doğrultusundaki uzunluğu yaklaşık olarak 200 km, doğu-batı doğrultusundaki genişliği ise 180 km’dir.
Yüzölçümü 12.012 km2

Bitki Örtüsü:

İzmir bitki örtüsü yönünden Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Akdeniz bitkilerinin her türü bulunmaktadır.
Yüzyıllar boyu aşırı otlatma, yangın ve tarla açma nedenleriyle ormanların ortadan kalktığı yerlerde, maki florası kendini göstermektedir.
Maki florasına ardıç, pırnal, kermes meşesi, yabani zeytin, çitlembik, sakız, akçakesme, tesbih, katırtırnağı, gibi kuraklığa dayanıklı ağaççıklar girer.
Makilik alanlar, denizden 600 m. yüksekliğe kadar çıkmaktadır.
Dağlık kesimlerin büyük kısmı ormanlıktır. Ormanlar il içerisinde 431786 hektar bir alanı kaplar. Ormanların kapladığı alan, il arazisinin % 41'idir.
Denizden 600 m. yüksekliğe kadar kızılçam, daha yukarılarda karaçam ormanları vardır. Bergama’nın Kozak, Cumaovası’nın Güner, Torbalı’nın Helvacı Köyü
çevresinde doğal olarak yetişmiş fıstıkçamı ormanları bulunur. Toprağı elverişli, kuytu ve nemli dere yataklarında çınar, kestane, dişbudak, söğüt, kavak, akçaağaç,
karaağaç ve kızılcık gibi yapraklı ağaçlar yayılış gösterir. Palamut meşesi de ilimiz ormanlarının karakteristik ağaçlarından birisidir.


İklim:

Akdeniz iklim kuşağında kalan İzmir’de yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçmektedir. Dağların denize dik uzanması ve ovaların İçbatı Anadolu
eşiğine kadar sokulması, denizel etkilerin iç kesimlere kadar yayılmasına olanak vermektedir.
İzmir’de bazında yıllık ortalama sıcaklık, 16ºC (Bergama) ile 17ºC (Bayındır) arasında değişmektedir. İzmir’de ölçülen uç değerler göz önüne alındığında,
sıcaklığın maksimum 45.1ºC (Torbalı) ile minimum -13ºC (Ödemiş) arasında değiştiği anlaşılır.
İzmir’de bağıl nem oranı sıcaklığın yüksek, bulutluluğun az olduğu yaz aylarında düşüktür. Buna karşılık nemli hava akımlarının etkisine girildiği yılın soğuk
döneminde artış görülmektedir. Yıl içinde Mart ayından itibaren azalmaya başlayan değerler en düşük oranına Temmuz ayında ulaşmaktadır. Bu ayda aylık
ortalama bağıl nem Bergama’da %52, İzmir kent merkezinde %50'dir. Kış mevsiminde ise aylık ortalama %70 civarındadır.
İzmir’de iklim elemanları içinde en büyük değişkenliği yağış miktarı göstermektedir.Yıllık ortalama yağış miktarı 700 mm. olmasına karşın, genel atmosfer
dolaşımında görülen değişmelere bağlı olarak bazı yıllarda yağış toplamı 1000 mm’ye yaklaşmakta, bazı yıllarda ise 300 mm civarına düşmektedir.
Yıl içinde yağış miktarı ekim ayının ikinci yarısından itibaren artış göstermekte ve Mayıs ayına kadar devam etmektedir. Aylık ortalama yağış miktarının en yüksek
olduğu aylar Aralık, Ocak, Şubat’tır. Ortalama yağış değerlerine göre, sadece Aralık ayında düşen yağışların yıllık toplama katkısı % 20 civarındadır.
Yaz aylarında aylık yağış miktarının yıllık toplam içindeki payı ise, % 2 düzeyine düşmektedir.
İzmir ilinde en yüksek rüzgar hızları ve yönleri incelendiğinde, Güzelyalı istasyonunda, 41.2 m/sn ile güneydoğu yönüne, Seferihisar’da 32.1 m/sn ile güneydoğu,
Ödemiş’te 26.7 m/sn ile kuzeydoğu, Bornova’da 25.0 m/sn ile kuzeydoğu ve Çiğli istasyonunda 31.8 m/sn ile kuzeydoğu yönüne ait olduğu görülür.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 02:42   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: İzmir İli Hakkında Bilgiler




İZMİR Sözlü Tarih

AMAZON EFSANESİ
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
ir zamanlar, Anadolu’yu kasıp kavuran, baskınlar yapan, şehirleri yağma ederek tüm erkekleri kılıçtan geçiren bir "Amazonlar Çetesi" varmış. Bunlar, erkeklerin egemenliğinden kurtulmak için, onlara isyan eden savaşçı kadınlarmış. Dal gibi vücutlu Amazonlar, atlara çıplak biner, oklarının yaylarını daha iyi çekebilmek için sağ göğüslerini kestirirlermiş! Bundan dolayı, kendilerine "memesiz" anlamına gelen Amazon adı verilmiş.

Esir ettikleri erkekleri köle gibi, ağır hizmetlerde kullanır, bir süre sonra da zevk için öldürürlermiş. İşte böyle bir Amazonlar Çetesi, bir gün Ege sahillerinde dört nala at koştururken İzmir körfezi kıyılarına gelmiş ve burayı çok beğenerek bir şehir kurmaya karar vermişler.
Başkanlarının adı Zmirna olduğu için, yeni kurdukları şehre de Zmirna adını vermişler. Zmirna, zamanla "İzmir" olmuş. Mitoloji, İzmir adını bu efsaneye bağlar. Bazıları da İzmir adını, Kral babasına aşık olan, bu yüzden de ilâhlar tarafından Mersin ağacı şekline getirilen "Zmirna= Smirna" adlı genç ve güzel bir kızın hayat hikâyesiyle birleştirir. Her iki efsanede de, İzmir’in eski adının "Smirna" olduğu üzerinde karar kılınır.

Yedi Uyurlar Söylencesi
Anadolu’nun birçok yerinde anlatılan söylence İzmir yöresinde de yaygındır.Yapılan bir kısım araştırmalar Yedi Uyurlar gömütünün Efeste olduğu kanısını güçlendirmektedir.Selçuk (Ayasuluğ) halkı arasında söylenen Yedi Uyurlar Söylencesi’nde Efes yer adlarının geçmesi bunun bir kanıtı olarak nitelenir.
Olay Kur’an da da anlatıldığı gibi yeni ortay çıkan Hristiyanlık’ı benimsedikleri için İmparatorun zulmünden kaçan yedi geçn ve köpekleri Kıtmir,bir mağaraya sığınırlar.İmparator Decius(249-251)döneminde mağaraya girip dertin bir uykuya dalan bu yedi kişi ikiyüz yıl burada uyurlar.İmparator ll.Teodisus dönmeinde uyandıklarında Hristiyanlık resmi din olarak benimsenmiştir.
Yedi uyurlar söylencesi’nin Selçukta anlatılan biçimi şöyledir.Dakyanus adlı bir oduncu günün birinde yazılı bir taş bulur.Meraklanıp okuma yazma bilen birine bunu okutmak ister.Başvurduğu kasaba bakkalı,önce yazılanları açıklamak istemez.Taşı bulduğu yeri göstermesini ,tüm malını mülkünü kendisine vereceğini söyler.Dakyanus ısrar edince ,taşı bulduğu yeri kazınca üç küp altın bulacağını,zenginleşip kral olacağını hatta Tanrı’lığını ilan edeceğini açıklar.söylediklerinin tümü gerçekleşir.üç küp altını bulan oduncu parasının bir bölümüyle halka yardım ettiğinden kral seçilir.Zamanla öyle zengin ve güçlü kral olurki büyüklenmeye ,kendini Tanrı yerine koymaya başlar.Zamanla vezirelerine de kendini Tanrı saymaları yönünde baskı yapar.Vezirler karşı çıkınca onları kovar.onun zulmünden korkan altı vezir,kent dışına kaçarlar.şimdiki Kızlar cimnazı’nda (Kızıl Gedik) bir çobanla köpeğine rastlarlar.Çoban da onlara katılır ve birilkte günümüzde ki Yedi Uyurlar Mağarı’na sığınırlar.Burada derin bir uykuya dalarlar.Uyandıklarında açıkmışlardır.Kente ekmek almaya gönderdikleri arkadaşları eski paralarla alışveri,ş yapmaya kalkınca kralın huzuruna çıkarılır.Başlarından geçenelri anlatır.Kral mağarayı görmek ister.Ama mağaranın kapısı Tanrı’nın buyruğuyla kapanır ve birdaha hiç açılmaz.
Sonradan mağarnın yerinibir sığırtmaç bulur.Yedi Uyurlar’ın kaç yıl uyuduklarınıda her yıl tüy değiştiren köpeğin üst üste duran tüylerinden anlaşılır.

Gelin taşı söylencesi
Bergama dikili arasında kaynarca denilen büyük bir bataklık vardır.İçinde yer yer su kaynakları fıkırdar.
Söylenceye göre burası zengin bir ülkedir.Ama insanları töre tanımaz olmuştur.Bir ermiş çıkagelir.Halka öğütler verir,doğru yola çağırır.Aldıran olmaz.ermiş te biri altın biri gümüş dolu iki kuyu arasında aç ve susuz hapsedilir.Haline acıyan bir genç kız ona su ve yiyecek getirir.
Günün birinde kızın düğünü olur. Kırk gün kırk gece süren düğünden sonra gelin ata biner ,alay yola çıkar.gelenek gereği gelin , ermişin hapsedildiği kuyular çevresinde üç kez dönecek ,kuyunun suyunda üç kez içecektir.Kız tam suyu içerken ermişi görür.Ermiş arkalarına bakmadan kendisini izlemelerini söyler.Koşarak bir tepeye tırmanırlar.
Gelinle gelenlerden biri duyduğu acı çığlıklara dayanamaz,döner bakar ki tüm ülke sular altında evleri sular kara bir çamur kaplamış.Korkuyla haykırınca öbürleride döner bakar ve hepsi taş kesilir.
Kurtarmak istediği kızın taş kesilmesine üzülen ermiş doruğa tırmanır ve oracıkta ölür.O zamandan beri de tepeye "Dede Tepesi"eteklerindeki sıra sıra taşlarada "Gelin taşı"denir.

Üç kardeş kanı söylencesi
Bergama’nın Kaplan Köyü’nden Dikili’ye inerken Büveller Köyü başında "üç kardeş kanı" denilen yerde bir tepecik üstünde insan biçiminde üç kaya vardır.Bu kayalar boğazı kesilmiş kanları akan insanlara benzemektedir.buna ilişkin söylence şöyledir.
Yörede yiğit mi yiğit üç kadeş vardır.Günün birinde Midilli Adası’ndan bir düşman saldırısı olur.Üç kardeş savaşarak düşmanın saldırısını durdurur.O sırada Kralın askerleri de yetişir.Düşman denize dökülür.Üç kardeşin savaşta gösterdikleri yararlılık dillere destan olur.Kal bundan hoşlanmaz.Halkın böylesine sevdiği bu üç kardeşin ,günün birinde yerine göz dikebileceğinden korkar.Öldürülmesine karar verir.Üç kardeş saygıyla kralın önünde eğilince üçününde başı vurulur.Oldukları yerde öylece taş kesilirler.Boyunlarından akan kanlar taşlara da bulaşır.
Bu kayalara günümüzde üç kardeş kanı denmektedir.
Lokman Dede söylencesi
Lokman Dede Bergama’da yaşayan bir ermiş kişidir.Bergamalılar’ın kimi zaman Lokman dede kimi zaman da Kaf Dede’ye yordukları bir yağmur söylencesi vardır.Söylence ye göre:
Bergama da kuraklık vardır.Ürünler susuzluktan kavrulmuş ,hayvanlar perişan olmuştur.Günün birinde Lokman Lokman Dede’ye giderler ve :"Dede senin duan kabul olur,gökyüzü kurudu,ekinler kavruldu,perişanız.himmet et de aracı ol.Hak yağmur versin..." derler.Dede cevap vermez.Hali vakti yerinde olanların biraz zeytinyağı göndermesini ister. Biriken yağları "yağ,yağ "diyerek yoksullara dağıtmaya başlar.O yağ dedikçe yağmur boşalır.Bu kez ortalığı sel basar.Bergamalılar "Dur de şu mübareğe" diye yakarmaay başlar.Dede bu kez heybesine kuruyemiş doldurur..Nerede çocuk görse "yağma,yağma" diyerek onlara kuruyemiş dağıtır.O "yağma" dedikçe sular çekilir,ortalık günlük güneşlik olur.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, izmir, İli, İzmir


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bitlis İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 3 03 Nisan 2009 01:51
Hakkari İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 3 03 Nisan 2009 01:44
Muş İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 3 03 Nisan 2009 01:38
Van İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 4 03 Nisan 2009 01:35
Aksaray Hakkında Bilgiler YapraK İç Anadolu Bölgesi 7 03 Nisan 2009 00:23