IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03 Aralık 2011, 13:55   #31
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Üniversiteler

Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. ve Araş. Merkezi 330 52 30
Dokuz Eylül Üniversitesi 412 22 22
Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40
Ege Üniversitesi 444 13 43
İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33
Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 03 Aralık 2011, 13:56   #32
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Ulaşım

Denizyolları 464 88 89
THY Rezervasyon 444 08 49
Basmane Rezervasyon 484 86 38
Alsancak Gar 464 77 95
Santral Garaj 472 10 10



Körfez Ulaşım İskeleler
Konak 484 98 56
Karşıyaka 368 00 42
Alsancak 464 78 31
Bostanlı 330 89 22-362 78 85
Bayraklı İskele 345 77 53
Pasaport İskele 484 22 56
Göztepe İskele 224 20 22
Üçkuyular İskele 259 40 13

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 13:56   #33
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Kitabevleri

Kitabevi Telefon
Ercan Kitabevi 489 03 91
İleri Kitabevi 484 98 08
İletişim Kitabevi 463 23 03
Kabile Kitabevi 425 37 58
Kelepir Kitabevi 422 03 01
Kemer Kitabevi 441 36 00
Konak Kitabevi 425 93 95
Kültür Kitap Sarayı 445 37 65
Literatür Kitabevi 464 51 50
Net Kitabevi 421 26 32
Sema Kitabevi 381 74 63

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 13:56   #34
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Eğlence Mekanları

• Eğlence
• 404 Cafe-Bar
Atatürk Caddesi No:108 Pasaport 4458585
• Alinda
Atatürk Caddesi No:208/A Alsancak 4639097
• AU Bar
1471 Sokak No:22 Alsancak 4643072
• Bekri Bar
Grand Hotel Mercure Cumhuriyet Bulvarı No: 138 Alsancak 4894090
• Baryum
Atatürk Caddesi No: 230 Alsancak 4634902
Canlı müzik "Türkçe"
• Big Boss
Atatürk Caddesi No: 280 Alsancak 4211229
• Bios
Gazi Kadınlar Sokağı(1453 Sok. No:18) Alsancak 463 1068
Canlı Müzik "Rock"
• Blue Miles
Atatürk cad: No:332/A Alsancak 465 25 18
Canlı müzik "Latin"
• British Restaurant & Bar
Atatürk Caddesi No:174/A Alsancak, 4631020
Fransız usulü et yemekleri, kebap çeşitleri, Meksika yemekleri
08.00-02.00
• Bora Bar
Etap Pulman Otel Mithatpaşa Caddesi No:128 Konak 4891500
• Cece Bar
Bornova Sokağı Alsancak 421 20 33 - 465 14 34
• Cafe Polen
Atatürk Caddesi No: 222 Alsancak 4633179
• Carnavale
Atatürk Caddesi No: 158 Pasaport 4847650
• Club 33
1469 Sokak No:43 Alsancak 4639782
Canlı müzik "Türkçe"
• Denizatı
Atatürk Bulvarı No: 276 Alsancak 4641837
• En Velo Bar
Şair Eşref Bulvarı No:92 Alsancak 4632869
Canlı müzik "Türkçe"
• Eko Pub
Plevne Bulvarı No: 1 Alsancak 4214459
10.00 - 02.00
• Equador
Atatürk Caddesi 176/A / 464 25 17
Türk - Latin mutfağı, Canlı Müzik "Latin"
09.00 - 03.00
• Grand Cafe-Bar
Vapur İskelesi Konak 4831062
• Gördüm
Atatürk Bulvarı No: 174 Pasaport 4643063
• Hanende
1469 Sokak No:28/A Alsancak 4212693
• Hancı
1471 Sok.No:11 Alsancak 464 83 83 - 422 64 92
Canlı müzik "Türkçe"
• Haşmet Bar
Ege Palas Cumhuriyet Bulvarı Alsancak 4639090
• Hayret Cafe-Bar
Atatürk Caddesi No:196 Alsancak 4642969
• İmbat Bar
Atatürk Caddesi No:278 Alsancak 4223931
• Justy
425 28 79 Atatürk Caddesi 132 Alsancak
12.00 - 03.00, Canlı müzik "Türkçe"
• Kagir Bar
1469 Sokak No:1 Alsancak 4631170
• Kalyon
Plevne Bulvarı Alsancak 4215340
11.00 - 24.00
• Kordon Bar
Atatürk Caddesi No:388/A Alsancak 4225412
• Kybele
1453 Sokak No:28 Alsancak 4636871
Canlı müzik "Rock"
• La Sera
Atatürk Caddesi No: 190 Alsancak 4642594
Canlı Müzik "Türkçe"
• La La
Atatürk Caddesi 196/A Alsancak / 422 59 68
07.00 - 03.00
Canlı müzik "Türkçe"
• Le Meyhane
Alsancak 421 49 81-42
• Marla Bar
Marla Hotel Kazım Dirik Caddesi No.7 Pasaport 4414000
• Mexican Cafe-Bar
Atatürk Caddesi 192/B Alsancak 4643347
• Mavi
Cumhuriyet Bulvarı No: 206 Alsancak 4631094
Canlı Müzik "Rock"
• Miko Siesta Cafe
Can Yücel Sokak No:11/A Alsancak, 4632657
09.00 - 01.00, Akdeniz mutfağı
• Mozart Bar
Kıbrıs Şehitleri Caddesi No:65 Alsancak 4216786
• Niray Cafe-Bar
Atatürk Caddesi No:212 Alsancak 4221194
• Nostalgie
1444 Sokak No: 3 Alsancak 4214409
• Ora Bar
1441 Sokak 9-9/A Alsancak / 463 86 15
11.00 - 02.00, Hafta sonu canlı müzik
• Sardunya
Kıbrıs Şehitleri Caddesi Muzaffer İzgü Sokağı No:11 Alsancak / 421 33 18
• Sirena
Atatürk Caddesi 194 Alsancak 4213386
• Sisim
Atatürk Caddesi 124 Alsancak 4636987
• Tobav
1453 sok no:7 Gazi Kadınlar Sokağı Alsancak 46504847
• Venezia
Atatürk Caddesi 210 Alsancak 4221750
• Windows On the Bay
Hilton Oteli Gazi Osmanpaşa Bulvarı No:7 / 441 60 60
• Fransız Mutfağı
Winstown Cafe Bar
Plevne Bulvarı No:23 Alsancak 463 44 31
İtalyan, Fransız, Meksika mutfağı
• KARŞIYAKA
Bulvar Cafe
Yalı Caddesi No:182 Karşıyaka 3230017
• Brothers
Yalı Caddesi No:422 Karşıyaka 3235395
• Kertenkele
2017 Sokak No:19/A Bostanlı Karşıyaka / Tel: 3309047
Meksika mutfağı, Ücretsiz Otopark
14.00 - 03.00
• Papağan
Yalı Cad. No:422 Karşıyaka 3819517
• Red&White
Yali Caddesi No:424 Karşıyaka 3815765
• Sokaki Restaurant Bar
EGS Park Mavişehir / 324 41 24
Canlı Müzik "Türkçe"11.00 - 02.00
• Telefon Bar
2017 Sokak 9/D Bostanlı / 330 60 33
07.00 - 02.00
• BORNOVA
Naz Bar
Fevzi Çakmak Cd. No:29/A Bornova 3397806
• Park Club Cafe-Bar
Süvari Caddesi No:7/3 Bornova 3397836
• DİĞER
Atatepe Life Center
Sakarya Caddesi No:129 Balçova 2791414
• Asansör Ceneviz Meyhanesi
Mithatpaşa Caddesi Dario Moreno Sokak 2555420
• Asansör Sedir Bar
Mithatpaşa Caddesi Dario Moreno Sokak 2555420
• Saloon Bar
10 Sokak No:49/1 İnciraltı - Ağaçlıyol / Balçova

Cafeler

ALSANCAK
Arkadaş Cafe
4647236 Alsancak

Art Cafe
Alsancak / 4214353

Atıştır Cafe
Şehit Nevres Bulvarı No:21/B Alsancak İzmir Tel:465 29 19

Bonjour
Mustafabey Caddesi Alsancak / 4633497

Cafe Brownie
1379 Sokak No:57/A Alsancak / 48310 83
Cafe Cine
Karaca Oteli yanı Alsancak / 4460637
08.00 - 23.00
C
afe Biyer
Mustafabey Caddesi 3/B Alsancak / 464 26 28

Cafem
1391 Sokak 4/A Alsancak / 464 70 00
Cafe Plaza
Mustafabey Caddesi 3 Alsancak / 4221552

Cafe Ti
1374 Sokak 18/C Çankaya / 425 33 76
08.00 - 23.00

Colette
Alsancak / 4221835

Coffeeco
1381 Sk. No:5/C Alsancak / 4643996
Efes Pastanesi
1379 Sokak No:19 Alsancak 421 31 33

Le Café Créme
4214780 Fransız Kültür Merkezi Cumhuriyet Blv. No: 152 Alsancak

Mado
Atatürk Caddesi 308/A Alsancak / 463 05 123

Opera
4894090 Grand Hotel Mercure Cumhuriyet Blv. No: 138 Alsancak

Reci's
4638470 Alsancak

Sevinç Pastanesi
4217590 Ali Çetinkaya Blv. 31/A Alsancak

Smyrna Şiir Kahvesi
1346 Sokak No: 7/A Pasaport

Sir Winston Tea House
Mustafabey Caddesi No:20/C Alsancak 421 88 61

Viran Gönülleri Kahvesi
Kıbrıs Şehitleri Caddesi No: 89/C / 4212143

White
Mustafabey Cd. No:24/B Reyhan Apt. Alsancak- İzmir / Tel: 465 12 67
Türk ve yabancı kahveler, çeşitli çaylar, pasta ve sandvich çeşitleri
09.00 - 24.00

Why Not Cafe
Mustafabey Caddesi No:5 Alsancak / 464 65 17
08.00 - 24.00

KARŞIYAKA
Coffeeco
Cengiz Topel Caddesi 32/B Bostanlı / 3628002

Dante Cafe & Bar
Yalı Caddesi Karşıyaka / 323 03 17
Canlı müzik

Kaptan Cafe - Patisserie
Cengiz Topel cad.No: 30/1 Bostanlı / 362 79 40

DİĞER
Cafe M
Balçova Migros içi. Tel : 0 (232) 277 33 17 – 278 76 00
Gaziemir Migros içi. Tel : 0 (232) 252 22 59 – 252 22 60
Takıl Cafe
Şirinyer sevgi yolu / 426 18 07
Turkuaz
Bakü Blv. No:30 İnciraltı / 278 99 63


SİNEMALAR
Agora Balçova 277 25 25
Afm Park Bornova 373 73 20
Afm Forum Bornova 373 03 50
Afm Ege Park Mavişehir 324 42 64
Afm Passtel (Orkide) 489 22 00
Avşar Palmiye 277 48 00
Cinebonus (Balçova Kipa) 278 87 87
Cinebonus (Pier) 446 90 40
Cinebonus (YKM) 425 01 25
Cinecity Kipa Çiğli 386 58 88
Çeşme Hollywood 712 07 13
Deniz Karşıyaka 381 64 61
Batı Sineması 347 58 25
Çınar Sineması 489 88 85
Karaca Sineması 445 87 76
Kipa Hollywood Gaziemir 252 56 66
Menemen Kültür Merkezi 832 14 11
Şan Konak 483 75 11
Çınar Center 277 11 00
Sema Sineması 483 91 00
Konak Sineması 483 21 91
Desem Sineması 422 53 10
Karşıyaka Sineması 381 50 98
İzmir Sineması 421 42 61

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 13:56   #35
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Tarihi Yerler

• Smyrna (Tepekule)
Eski İzmir kenti (Smyrna) körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuştu. Son yüzyıllar boyunca Meles Irmağı Sipylos (Yamanlar) Dağı'ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünkü Bornova ovası oluştu ve yarım adacık bir tepe haline dönüştü. Şimdi Tepekule adını taşıyan bu höyüğün üzerinde Tekel Müdürlüğü'nün İzmir Şarap ve Bira Fabrikasına ait numune bağı bulunmaktadır.
Yapılan en son kazılarda İzmir’deki yerleşim alanlarının M.Ö. 7000 yıllarına dek uzandığı ortaya çıkarılmıştır.
Bayraklı’daki Smyrna kentinin tarihi her ne kadar M.Ö. 3000 yılından çok daha gerilere uzandığı tahmin edilmekte birlikte, yapılan en son kazılarda henüz M.Ö. 3000 yıllarına kadar gidilebilmiştir. Kazılarda elde edilen bilgiler ışığında ilk İzmir yerleşikleri evlerini höyüğün en üst düzeyinde denizden 3 ile 5 metre yukarıdaki kayalar üzerine oturtmuşlardır. Bu ilk yerleşme Eski Tunç Çağı dönemine aittir.
Demir Çağı boyunca İzmir evleri, büyüklü küçüklü tek odalı yapılardan oluşmakta idi. Gün yüzüne çıkarılan en eski ev M.Ö. 925 ile M.Ö. 900'e tarihlenmektedir. İyi korunmuş halde ortaya çıkarılan bu tek odalı evin (2,45 x 4 m.) duvarları ker---ten, damı ise sazdan yapılmıştı.
Eski İzmir'liler kentlerini M.Ö. 850'lerde ker---ten yapılmış kalın bir surla korumaya başladılar. Bu tarihten itibaren Eski İzmir'in bir kent devlet kimliği kazanmış olduğu söylenebilir. Kenti 'Basileus' adı verilen bir beyin idare ettiği olasıdır. Göçleri gerçekleştirenler ve kent ileri gelenleri soylu tabakayı oluşturuyordu. Kent duvarları içinde yaşayan nüfus olasılıkla bin kişi civarındaydı. Kent devlete ait halkın büyük bir bölümü civar köylerde yaşıyordu. Bu köylerde, bu çağdaki Eski İzmir'in tarlaları, zeytin ağaçları, bağları, çömlekçi ve taşçı işlikleri yer alıyordu. Geçimi tarım ve balıkçılıkla sağlanıyordu.
Kentin en önemli kutsal yapısı Athena Tapınağı idi. Bu tapınağın günümüze değin korunan en eski kalıntısı M.Ö. 725-700 yılları arasına tarihlenmektedir.
Eski İzmir'in parlak dönemi M.Ö. 650-545 yılları arasına denk düşer. Yaklaşık yüz yıl süren bu süre, bütün İon uygarlığının en güçlü dönemini oluşturur. Bu dönemde İzmir'in tarımla yetinmeyip Akdeniz ticaretine de ortak olduğunu görmekteyiz.
Parlak dönemin İzmir'deki önemli belirtilerinden biri M.Ö. 650'den beri yazının yaygınlaşmaya başlamasıdır. Tanrıça Athena'ya sunulan armağanların birçoğunda sunu yazıtları bulunmaktadır. Kazılarda ortaya çıkarılan Athena Tapınağı (M.Ö. 640-580), Doğu Helen dünyasının en eski mimarlık eseridir. En eski ve en güzel sütun başlıkları şu ana kadar İzmir'de bulunmuştur.
Eski İzmir'in cadde ve sokakları daha 7.yüzyılın ikinci yarısında ızgara planlı idi, caddeler ve sokaklar kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanıyor, evler genellikle güneye bakıyordu.
İlerde M.Ö.5. yüzyılda Hippodamos tipi adını alacak olan bu kent planı özünde Yakın Doğuda çoktan biliniyordu. Bayraklı şehir planı bu tür kent dokusunun Batı dünyasındaki en erken örneğidir. İon uygarlığının en eski parke döşeli yolu Eski İzmir'de gün ışığına çıkarılmıştır.
Helen dünyasının en eski sivil mimarlık eseri Eski İzmir'de 7. Yüzyılın ilk yarısında yapılmış olan güzel taş çeşmedir. Bir zamanlar Yamanlar Dağı üzerinde yükselen Tantalos Mezarı, tholos biçimli anıtsal mezarların güzel bir temsilcisidir. Tantalos mezarı adı ile anılan bu anıtsal eser, Eski İzmir'de MÖ.520-580 tarihlerinde yönetimi elinde tutan basileusun ya da tiranın mezarı olmalıdır.
İzmir’in zenginliği ve gelişkinliği komşu Lydialıları harekete geçirdi ve İzmirlilerle savaşa girdiler. M.Ö. 610-600 yıllarında Lydia orduları İzmir’i ele geçirip kenti yakıp tahrip ettiler. Ancak İzmirliler kentlerini yeniden kurmayı başardılar.
Eski İzmir’in çöküşü, Anadolu’da Pers istilasının sonuçlarındandır. Pers İmparatoru orduları Anadolu’da ilerlerken, Lydia krallığına karşı Ege’nin kıyı kentlerinin kendisini desteklemesini istemişti. Bu isteğe uymayan Ege’nin kıyı kentlerini cezalandırmak amacıyla, Pers İmparatoru Lydia’nın başkenti Sardes’i ele geçirdikten sonra, diğer kıyı kentleriyle birlikte İzmir’e de saldırdı. Pers Ordularının saldırısı sonucu M.Ö. 545 yılında İzmir tahrip edildi. Bu tahribattan sonra Bayraklı’daki yerleşim alanında bir daha kent düzeninde bir yerleşim olmadı.

• METROPOLİS
İzmir’in 45 km. doğusunda yeralan Torbalı’nın ilk yerleşim alanı, Torbalı Ovası’nın batısında Yeniköy ile Özbey köyleri arasında bir tepe üzerinde kurulan Metropolis antik kentidir.
Metropolis’ten ilk defa Avrupalı gezginler J.Spon ve G.Wheler 17 yy’da bahsediyor. Bu gezginler, 1675 yılında yöreye gelmiş ve bugün Torbalı ilçesinin Yeniköy ve Özbey köyleri arasında yer alan harabelerin, Metropolis antik kentine ait olduğunu belirtmişler.
19. yy’da ise İzmirli araştırmacı A.Fontier, Metropolis’de yazıtlar ve topoğrafya konularında yaptığı araştırma sonunda, Metropolis çevresindeki Çevlik ve Fetrek çaylarının antik isimlerini “Astraios” ve “Phyrites” olarak saptamış ve kent kalıntılarını kısaca tarif etmiştir.
Metropolis tarihi ve yazıtları hakkında ilk ayrıntılı bilimsel çalışma ise Avusturyalı bilim adamı J.Keil tarafından I. Dünya Savaşı’ndan önce gerçekleştirilmiş. 1972-1975 yılları arasında Prof.Dr. Recep Meriç, Metropolis’de sonuçları daha sonra Almanya’da yayınlanan sistematik bir yüzey araştırması yapmış, 1989 yılına gelindiğinde ise Torbalı Belediyesi’nin öncülüğünde bilimsel kazılara başlanmıştır.
Bu kazılır Philip Morris Malbora, Torbalı Belediyesi ve Metropolis Sevenler Derneği ( Medoder ) tarafından desteklenmektedir. Halen kazılara Prof.DR. Recep Meriç tarafından devam etmektedir.
Metropolis M.Ö. 3.yy’da Selluokos Krallığı zamanında Lyzimachos’un adamları tarafından kurulmuştur. Metropolis Ana Tanrıça kente demektir. Şehre adını veren anatanrıçaya ait ( yerel adıyla Metagallezya ) heykel Uyuzdere mevkiinde yapılın kazılırda bulunmuştur. Metropolis Helenistik dönemde ( M.Ö. 1-2.yy ) gelişmiş, şehir görkemli sur duvarlarıyla çevrilmiş, savaş tanrısı Ares adına bir tapınak yapılmış, stoa ve tiyatro gibi anıtsal kamu yapıları inşa edilmiştir. Helenistik dönemin sanat açısından önemli bir merkezi olduğu bilinen Metropolis son derece kaliteli ve özgün heykeltıraşlık eserleri yaratmıştır.???
Roma İmparatorluk döneminde kent yamaçlardan aşağıya doğru gelişmiştir. Günümüze ulaşan kalıntılardan Atrium, Roma Evi, Zeus ve oniki tanrı tapınakları bu dönemdendir.
Bizans döneminde kent piskoposluk merkezi olan kent savaşlar yüzünden küçülmeye başlamış, surlar daralmış ve şehir kale, stoa, akropolle sınırlanmıştır.

TİYATRO:
Doğal bir yamaç üzerine kurulu olan tiyatro kentin sosyal, kültürel ve sanatsal faaliyetlerine ev sahipliği yapar. Tamamı mermerden yapılmış olan tiyatro orkestra, sahne binası, oturma yerleri ve ön kısımda bulunun soylu koltuklarından oluşur. Dışarıdan gelen önemli konuklar, din adamları ve imparatorlar için yapılan bu koltuklar Helenistik dönemin mermer işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Bu koltukların arkasında Zeus’un yıldırım demeti ve kalkanlı Ares kabartması vardır.
İlk olarak geç Helenistik dönemde inşa edilen ve oma Döneminde sahne binası genişletilen tiyatro 8-10 bin kişiliktir. Oturma yeri olan cavea bir koridorla iki diazomaya ayrılır. Merdiven kenarları her biri değişik desene sahip aslan ayaklarıyla süslenmiştir.
M.S. 4. yy’da tiyatro işlevini yitirmiştir.


• Erythrai - Ildırı
Çeşme’nin 20 km kuzey doğusunda yer alan Ildırı köyünün antik dönemdeki adı Erythrai’dir. Erythrai sözcüğünün Yunanca’da “Kırmızı” anlamına gelen Erythros‘tan türediği kent toprağının kırmızı renginden dolayı Erythrai’nin “Kızıl Kent” anlamında kullanıldığı sanılmaktadır. Bir başka varsayıma göre ise kent adını ilk kurucusu Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythro’tan almıştır.
Kentte ele geçen bulgular bu yörede İlk Tunç çağından bu yana yerleşimin olduğunu göstermiştir. İkinci Kolonileşme döneminde kent Atina kralı Kadros soyundan gelen Knopos yönetimindeydi. Başlangıçta krallık ile yönetilen kent sonraları yine kral soyundan olan ancak halkın seçtiği Vasileuslar tarafından yönetildi. İon kentlerinin aralarında kurdukları Panionion dinsel ve siyasal birliğe katıldılar. Kent Payhagorasla birlikte kısa süreli tiranlık dönemi yaşamış, bu dönemde üreterek dışarı sattığı değirmen taşları ile önem kazanmıştır. Erythrai, Lidya ve daha sonrada Persler’in eline geçer. Pers boyunduruğuna karşı diğer İon kentleri gibi ayaklanmaya katılan kente, bütün İon kentleri ile birlikte M.Ö.334’te İskender, bağımsızlığını kazandırır. İskender’in ölümünden sonra ortaya çıkan kargaşalar sonucu bir çok el değiştiren Erythrai, Pergamon (Bergama) Krallığının eline geçer. M.Ö. 133’te ise Roma İmparatorluğu içinde özgür bir kent statüsü kazanır. Bu dönemde şarabı, keçileri, değirmen taşları ve kadın kahinleri Sibyl ile Herophile ile ün kazandı. M.Ö.1.yüzyıl’da depremler, savaşlar ve Romalı komutanların yağmaları yüzünden büyük yıkıma uğrayan yöre, Bizans döneminde önemini yitirdi. 1366’da Türk Egemenliğine girdikten sonra da Erythre, Rhtyrai, Lythri gibi değişik adlar alan yöre; 16.yüzyıl’dan sonra İlderen ve Ildırı adlarıyla anılmaya başladı.
Şehirde 1963-1966 yılları arasında Prof. Hakkı Gültekin ve sonraları Prof. Ekrem Akurgal tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır. İlk önce M.Ö. 3.yüzyıl sonralarında yapıldığı sanılan Akropol’ün kuzey yamaçlarındaki antik tiyatro toprak altından çıkarıldı. Akropolün en yüksek düzlüğünde yapılan araştırmalarda da Athena tapınağına ait kalıntılar bulundu. Şehrin etrafının 5 km uzunluğunda surla çevrili olduğu anlaşıldı. Tiyatro kısmen açığa çıkarıldı. Araştırmalarda akropolde M.Ö.6. ve 7.yüzyıl’dan kalma çanak, çömlek, taş ve topraktan figürler bulundu.

• Klaros
Klaros’un kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber M.Ö.7. ve 6. Yüzyıl başında Kolophon’un baş tanrısı Apollon adına inşa edildiği sanılmaktadır. Dar vadide düz bir alanda bulunan Klaros’daki Apollon tapınağı, bilicilik yeri olmasından dolayı Hellenistik dönemde ve özellikle Roma çağında çok ünlüydü. Tapınağın bir tepe üzerinde inşa edilmeyip düzlükte yer almasının nedeni burada kutsal bir kaynağın ve ormanın bulunmasıdır.
Klaros tarihi boyunca bir kent olmamış sürekli olarak Kolophon’a bağlı olarak gelişmiştir. M.S.2. yüzyılda yapıldığı sanılan kare yapılı bir Propylea’dan Apollo tapınağına giden iki tarafı sütunlar ve heykellerle dolu bir yol bulunur. Propylea’da kahine danışmaya gidenlerin yazdıkları kitabeler bulunmuştur. Cella’nın üstündeki Apollon heykeli 7.5 m. yüksekliktedir. Tapınağın önünde anıtsal bir sunak bulunmaktadır. Apollon tapınağının kuzeyinde İon tarzında yeni bir tapınak ortaya çıkarılmıştır. Bu tapınak Artemis’e ait olabilir. Kazıda çıkan eserler İzmir Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Klaros kutsal alanı, Kolophon, Değirmendere’nin 13 km güneydoğusunda ve Notion (Ahmetbeyli)’nin 2 km kuzeyinde bulunmaktadır.
Buradaki ilk sistematik araştırmalar 1886 yılında C. Schuchhardt tarafından başlatılmıştır. Bu çalışmalar sırasında Kolophon kentinin lokalizasyonunu doğru olarak yapan Schuchhardt, daha sonra Kolophon ile deniz arasında kalan vadide iki tümülüs saptamış ve Notion’un yerini belirlemiştir.
Th. Macridy, Ahmetbeyli halkı tarafından Kale diye adlandırılan Notion akropolünde ve yakın çevresinde Kutsal alandan getirilmiş birçok yazıtlı blok buldu. Köyde bu yazıtların bulunuşu, Th. Macridy’ye Kutsal alanın bu yöreden ve Bazilika’dan uzak olmadığını düşündürmüş ve 1907 yılında bu düşünce ile yaptığı araştırmalar sonucunda, bugün propylon’da ayakta duran sütunun çok aşınmış durumdaki üst bölümünü bulmuş ve burasının Apollon Klarios Kutsal Alanı olduğunu anlayarak bir sondaj yapmış ve bu düşüncesinin doğruluğunu kanıtlamıştır.
Klaros’taki ilk bilimsel kazı, Th. Macridy ve Ch. Picard tarafından 1913 yılında yapılmıştır. Ancak I Dünya Savaşı başlayınca kazılar bırakılmıştır.
Klaros’taki kazıların ikinci dönemi 1950 yılında Prof. Louis Robert tarafından, Jeanne Robert’in de katılımıyla yeniden başlatılmıştır.
1988 yılında Prof. Juliette de La Geniere başkanlığında yeniden başlayan üçüncü dönem kazıları halen sürmektedir.

• Teos
Teos harabeleri Seferihisar ilçesine 5 km. uzaklıkta bulunan Sığacık Köyünün 1 km. güneyindedir. Bazı tarihçilere M.Ö. 1050-1000 yıllarında kurulmuştur. Kurucusu Dionysos’un oğlu Athamas olarak bilinir Teos, 12 İon kentinden biri olup, yolun hemen kenarındaki Dionysos Tapınağı M.Ö. 2.yy. başlarında Priene’li Hermogenes tarafından inşa edilmiştir. Anadolu’daki Dionysos adına yapılan tapınakların en büyüğüdür. Roma imparatorluğu döneminde sıkça onarılmış ama yine de depremlerden çok zarar görmüştür.
Kuzeybatıda, 500 m. ilerde Hellenistik surlar, tiyatro, akropolis ve gymnasium yer almaktadır. Bulunan yazıtlardan 3 sınıflı gymnasiumda ikisi spor, biri müzik olmak üzere üç öğretmenin bulunduğu anlaşılmış. İonialı Aktörler birliği ilk kez M.Ö.3. yüzyılın sonuna doğru Teos’ta kurulmuş ve oyuncular Teos’u merkez olarak kullanarak çeşitli yerlerde temsiller vermişlerdir. Teos’ta Hellenistik ve Roma çağı eserleri bulunmaktadır. Bunların en önemlileri arasında Dionysos tapınağı, Agora, Tiyatro, Odeon, Surlar ve Liman kalıntılarıdır.
Ana geçim kaynağı deniz ticareti olan Teos’un biri büyük diğeri küçük olmak üzere iki limanı vardı.
• Lebedos
Gümüldür-Ürkmez arasında bugün Kısık adı ile bilinen yarımada üzerinde kurulan kent, 12 İon kentinden biri olup M.Ö.7. yüzyılda kurulmuştur. Efes’ten zorla getirilen kişilerin yerleştirildiği bu antik kent, hiç bir zaman etkin bir yaşama ulaşamamıştır. Ancak tarihte kenti adına para basan “Polis”lerdendir. Antik kentten pek bir şey kalmamıştır. Limandaki Hellenistik duvarlar Gymnasium ve arkasındaki tepenin yamaç ve üzerinde günümüze kadar varlığını koruyabilmiş tapınak terası ve konut kalıntılarına ait izler görülebilir.

• Klazomenai
12 İon kentinden biri olan Klazomenai antik kentin bir kısmı Urla kemik hastanesinin bulunduğu Karantina adası üzerindedir. Kent karantina adasının karşısındaki Limantepe’den batıdaki Ayyıldız ve Cankurtaran tepeleri eteklerine kadar yayılmaktadır. Yerleşimin klasik devre ait Nekropolü (mezarlık) Ayyıldız tepe ile Cankurtaran tepenin oluşturduğu zincirin batısında ve Klazomenai-Hypkremnos-Erythrai antik yolunun geçtiği bölgede yer almaktadır. Klazomenai antik kentinin prehistorik dönemi ile birlikte klasik dönemlerini de yansıtan Liman tepe Urla ilçesinde İskele mahallesinde, İzmir-Çeşmealtı yolu tarafından ikiye bölünmüştür. Limantepe ilk olarak 1950 yılında Ekrem Akurgal tarafından tespit edilerek tanıtılmış, 1979’da Güven Bakır tarafından sondaj kazılarına başlanmıştır. 1980 yılından itibaren de Hayat Erkanal tarafından kazılara devam edilmiştir.
Bugüne kadar yapılan kazı çalışmalarında en üstte Arkaik ve Klasik çağlar, daha sonra Geç Tunç Çağı olarak tanımlanan İ.Ö. 2. binin 2. Yarısına yerleştirilen tabaka yer almaktadır. İ.Ö. 3. bine tarihlenen Erken Tunç Çağı tabakasında, batı Anadolu sahil bölgesinde ilk şehircilik olayını ekonomik ve manevi açıdan Urla’da görmek mümkündür. Limantepe’de M.Ö.4.bine tarihlenen Kalkolitik Çağ izleri tespit edilmiştir. Klasik çağlarla birlikte en az 4000 yıllık bir tarihi yansıtan Limantepe, Ege sahil bölgesinin bilinen en eski ve uzun süreli yerleşimine sahip merkezi konumundadır.
Kazılar sonunda, Erken Tunç çağına tarihlenen Ege dünyasında koridorlu ev olarak tanımlanan, siyasi ve ekonomik otoriteyi temsil eden saray yapısının bir bölümü açığa çıkarılmıştır. Yine aynı döneme ait, koruma yüksekliği 6 metreye ulaşan şehir suru ortaya çıkarılmıştır. Orta Tunç Çağı’na tarihlenen yuvarlak tek mekanlı evler (oval ev) , çok sayıda fırın ve ocak yerleri küçük buluntular ile ele geçmiştir.
Kentin önemi M.Ö. 6. Yüzyıla tarihlenen bir zeytinyağı işliğinin burada bulunmasıdır. Anadolu’da yabani zeytin bitkisinin ne zaman ıslah edildiği henüz bilinmiyor. Yapılan kazılar sırasında zeytinin içerdiği su ve ayrıştırma işleminde kullanılan ve sıcak suyun karıştığı zeytinyağını ayrıştırmaya yarayan toprak kaplar; zeytini ezmekte kullanılabilecek el havanları, öğütme taşları bulunmuştur. Bunlar büyük ölçekli yağ üretiminden çok, hane içi yağ gereksinmesini karşılayan taşınabilir basit aletlerdi. Ancak Klazomenai’de ortaya çıkarılanlar ise, büyük üretime yöneliktir. Kayaya oyulmuş, farklı işlevlere sahip 15 çukur bulunan bir işlik bulunmaktadır.
Klazomenai’de kazısı tamamlana zeytinyağı işliği bugün de kullanılan teknolojinin 2600 yıl önce dünyada ilk defa bu bölgede geliştirildiğini kanıtlıyor. Klazomenai’nin 1. Evresinde üretim kentin ve yakın çevresinin gereksinimini karşılamaya yönelikti. 2. Evrede, ihracat önem kazanmış görünüyor. Kazılarda bulunan Klazomenai’a özgü kuşak bezemeli amphoralar zeytinyağı ve şarap depolanmasında ve taşınmasında kullanmıştı, bu da MÖ 6.yy’da kentin dış ticaretinin gelişmiş olduğunun kanıtıdır. Klazomenai, diğer İon kentleriyle birlikte, Mısır’da Nil deltasında Naukratis adlı bir ticaret merkezinin kuruluşuna, ayrıca Miletos ile birlikte tüm Karadeniz sahillerine yayılan İon kolonilerinin kuruluşlarına katılmıştı.
Unilever Komili firmasının katkılarıyla, Klazomenai işliğinin İlk Çağ Zeytinyağı Teknolojisi Müzesine dönüştürülmesi düşünülmektedir.

• Larissa
Menemen’in hemen kuzeyindedir. M.Ö.III. bin yılda kurulmuştur. Cilalı taş, Hellenistik,Lydia ve Pers yönetiminde yaşamıştır. Peleponez savaşlarında, (M.Ö. 405) yıkılınca yeniden kurulmuş ise de (M.Ö.279) Galatlar tarafından yıkılmıştır. Kalıntılar arasında tapınak ve Akropolisin sur parçaları bulunmaktadır. Buradan çıkarılmış olan Arkaik döneme ait mimari parçalar İzmir Arkeoloji Müzesinde diğer eserler ise Stockholm ve İstanbul Arkeoloji Müzelerinde bulunmaktadır.
Yüzey araştırmaları 1902 yılında İsveçli Arkeologlar tarafından başlatılmış ve 1932-1934 yıllarına kadar da bir Alman - İsveç ortak kazısı olarak sürmüştür. Larissa kazıları, Batı Anadolu’da yapılan araştırmalar arasında en yararlı olanlardan biridir. Larissa’daki buluntular 6,5. ve 4. yüzyıllardaki Aeol mimarlığının bu güne kadar bilinen en güzel örnekleri arasında yer alırlar.

• Allianoi
Son yıllarda yapılan kazı çalışmaları sonucunda Bergama'nın 18 km kuzeydoğusunda Paşa Ilıcası olarak anılan merkezde Asklepios'a adanmış yeni bir Asklepieion ortaya çıkartılmıştır.
İS II. yüzyılda yaşamış Hadrianotherai'lı P.A. Aristides, Hieroi Logoi (Kutsal Sözler) adlı eserinde; Pergamon'a 120 stadia (23-25 km) uzaklıkta olan Allianoi'da şifa bulduğunu aktarır. Pergamon ve yakın çevresinde bu uzaklıkta, bu ölçülerde başka bir sağlık merkezi olmadığından Allianoi, Asklepieionu'nun Paşa Ilıcası Mevkii'nde keşfedilen antik merkez olduğu sanılmaktadır.
Kült merkezinin yakın çevresindeki yerleşmelerle bağlantısı araştırılmış, yol ağlarının hep bu alanla olan bağlantısından dolayı bu alanın önemli konaklama merkezlerinden biri olduğu saptanmıştır.1998 yılından bu yana yapılan kurtarma kazı çalışmaları sonucunda;
-Halen 47º C sıcak suyu olan, 9700 m2'lik bir alana kurulmuş, frigidarium (ılıklık), dinlenme veya terapi odaları, çeşme ve havuzları, termal tesisleri
- Halen kullanılan çift kemerli Roma Köprüsü
- Doğu - batı doğrultulu, 210 m uzunluğunda, 6 m genişliğinde sütunlu tören yolu
- Kuzey - güney doğrultulu 35 m uzunluğunda 8 m genişliğinde sütunlu cadde
- Sütunlu caddenin stoasının arkalarında farklı işlevler için kullanılmış dükkan ve mekanlar bir nympheum (anıtsal çeşme)
- Görkemli bir tedavi yapısı
- Kuzey - güney doğrultulu caddenin başlangıcında proplylon (anıtsal giriş)
- Doğu - batı doğrultulu caddelerin bitiminde geçiş yapısı
- Latrinler (umumi tuvalet yapıları)
- Bazilikal tipte büyük kilise yapısı
- İki mezarlık Şapeli (küçük kilise)
- Nekropol alanları (mezarlık)
- Seramik atölyeleri, fırınları
- İçme ve atık su sistemleri ortaya çıkarılmıştır.

Allianoi, büyük olasılıkla İ.Ö. II. yüzyılda kurulmuş, ancak İ.S. II. yüzyılda Hadrian Dönemi'nde büyük bir bayındırlık hareketi yaşamış ve hidroterapinin uygulandığı büyük bir kült merkezi görünümü kazanmıştır. Bizans döneminde kısmen yerleşime sahne olan merkez, Batı Anadolu'da sıcak su kaynağının üzerinde kurulmuş, en büyük ve en iyi korunmuş komplekslerden biridir.


• Kolophon
Kolophon İonia'nın en eski ve en önemli kentlerinden biri idi. Kent, M.Ö.7. yüzyılın sonunda ya da 6. yüzyılın başındayaşadığı bilinen İzmirli ya da bu kentin bir yerlisi olan, ozan Mimnermos'un bir şiirinde "Asya'nın büyüleyici kıyısı" üzerinde bulunan "sevimli Kolophon" olarak geçmektedir. Mimnermos aynı zamanda kentin Neleus'un öncülüğündeki Pyloslu göçmenler tarafından kurulduğunu belirtmektedir. İzmir, özünde bir Aeol kenti idi; sonradan belki de M.Ö. 8. yüzyılın ilk yarısında Kolophon'dan İonialıların gelişi ile, bir İon yerleşmesi olmuştur.
Kolophonlular, topraklarının verimliliği ve denizcilikteki ustalıkları nedeniyle çok varlıklıydılar. Kentlilerin zenginliği, rahat yaşam biçimini aşırı lükse dönüştürdü. Zaman zaman lüks giysili ve misk kokusu sürünmüş olan binden fazla erkek agorada gezinirdi. Antik yazarların düşüncesine göre lüks yaşam, Kolophon'un gücünü yitirmesine neden olmuştur. Buna karşın, Kolophonlular, eskiden M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllarda savaşçı olarak ve özellikle binici olarak ünlü idiler.
Kolophon, sırası ile Lydia'nın ve Perslerin egemenliği altına girmiştir. Önce Gyges 7. yüzyılın ilk yarısında Kolophon'u ele geçirmiştir. Daha sonra kent, 6. yüzyılın ikinci yarısında Pers yönetimi altına girdiği zaman önemini kaybetmiştir. Onun yerine Notion'daki kıyı yerleşmesi, yani "güneydeki kent" gelişmeye başlamıştır. Kolophon'da Persler hüküm sürerken, Notion da bir süre için Atina tarafından yönetilmiştir. Thukydides Notion'un Kolophonlulara ait olduğunu belirtmektedir: Büyük İskender Anadolu'yu Pers egemenliğinden kurtardığı zaman iki kent bağımsızlıklarını yeniden kazandılar. Buna rağmen Lysimachos, Kolophonluları yeni kurulmuş bir kent olan Efes'te yaşamaya zorlamış, bunun üzerine de o zaman bazı Kolophonlular Notion'a taşınmışlardır. Böylece Kolophon çok zayıf bir duruma düşmüştür. Kolophon, Lysimachos'un ölümünden sonra 281 yılında yeniden inşa edilmiş ve Seleukoslar ile Attalosların yönetimi altında varlığını sürdürmüştür. Bu dönem sırasında Kolophon, "Arkaik Kolophon" yani "Eski Kolophon" olarak biliniyordu. Bu ününü de yitirdikten sonra Kolophon, yaklaşık 15 km. uzaklıkta, güneydeki Notion'a çekildi. Notion bundan sonra "Yeni Kolophon" ya da "Kıyıdaki Kolophon" olarak bilinmeye başladı. Her iki yerleşmenin gelişmesi, yeni Efes kenti tarafından büyük ölçüde engelleniyordu. Bu arada, 7. ve 6. yüzyıllarda parlak bir geçmişi olduğu bilinen Kolophon, önemini yalnızca Klaros'taki ünlü tapınak ile sürdürüyordu. Roma Çağında kent bağımsızdı ve asıl merkezi Notion'un akropolü içinde bulunuyordu.

• Notion
İzmir’e 50 km, Kolophon’a ise 15 km uzaklıktaki bir liman kenti olan Notion, bugünkü Ahmetbeyli köyünün sınırları içindedir. Günümüz köylüleri tarafından “ Kale “ olarak adlandırılan akropol, iki tepe üzerine oturuyor ve kentin baş tanrıçası Athena Pollias’a adanmış olan tapınak, akropolün batı tepesi üzerinde denize tümüyle hakim bir konumda bulunuyor.
Herodotos’a göre Notion bir Aiol kentiydi ve Aioller bereketli toprağa sahip, ancak havası İonlarınki kadar güzel olmayan ülkede yaşıyorlardı. Notion da Kolophon gibi, Attika-Delos deniz birliğinin bir üyesiydi.M.Ö. IV yy.ın üçüncü çeyreği içinde Anadolu’ya Büyük İskender ile gelen özgürlük ve barış dönemi, M.Ö. 323 yılında, onun ölümü ile son bulur. Bu tarihten itibaren Anadolu’daki Helen kentleri için çok karmaşık ve kanlı bir süreç başlar.
M.Ö. III yüzyılda Kolophon ile Notion, bir ortak vatandaşlık anlaşması yaparak politik bir birlik oluşturdular. Bu döneme tarihlenen yazıtlarda sıklıkla Notion’da yaşayan Kolophonlu bireylerin adları geçmektedir.
Notion M.Ö. 218 yılında Pergamon kralı Attalos I‘e bağlanır. M.Ö. 196 yılında Suriye kralı Antiochos III’ün yönetimine girerse de M.Ö. 191 yıllarında tekrar Pergamon kralı Eumenes II’nin eline geçer. Apemeia barışı ( M.Ö. 188 ) ile de Magnesia savaşında Roma ve müttefiklerinin yanında yer aldığı için Notion’a özerk statü verilir.
M.Ö. 133 yılında başlayan ayaklanma sırasında Aristonikos donanması ile Notion’a gelir, akropolü ele geçirir ve kenti Romalıların Asya Eyaletine dahil eder.
Tarihi boyunca Notion bağımsız bir kent olduğu halde Kolophon’un bir parçası gibi görünmüştür. Örneğin Notion’a “ Deniz üzerindeki Kolophon “ ; “ Yeni Kolophon “ ya da “ Güneydeki Kolophon “ gibi adlar verilirken Kolophon kentinin adını ise eski ya da Kuzeydeki sözcükleri eklenerek iki kentin birbiriyle karıştırılması önlenmek istenmiştir.
Kolophon’un tahribinden sonra sosyo-ekonomik yönden giderek çok güçlü bir konuma gelmesine karşın, Notion hiçbir zaman sikke basmamıştır. Kentin, Attika - Delos Birliğine ödediği verginin azlığına ve sikke basmamış olmasına bakıldığında, Notion’un, en azından Lysimakhos dönemine değin, Kolophon’a kıyasla sosyo-ekonomik açıdan daha güçsüz bir konumda olduğu görülür. Kentin akropolünü çevreleyen 4 km uzunluğundaki kale kulelerle desteklenen sur Hellenistik dönemde inşa edilmiş, Roma döneminde de onarılmıştır. Kentin bugün için saptanmış olan ve ikisi de antik limana açılan kapılarından biri kuzeyde, diğeri ise batıda yer almakta, ayrıca surun güneydoğu köşesinde bir de merdivenli giriş bulunmaktadır.
Roma döneminde kentin, akropolün kuzeyinde yer alan tepenin eteklerine doğru yayıldığı anlaşılmaktadır. Kentin Hadrianus döneminde büyük imar çalışmaları içinde olduğu ve Athena Pollias tapınağının bu dönemde inşa edildiği bilinmektedir. Hellenistik tiyatronun da, yine bu dönemde Roma tiyatrosuna dönüştürüldüğü sanılmaktadır.
Notion Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi olmuş ve bu konumunu uzun süre korumuştur.

• Ulucak Höyüğü
Batı Anadolu’nun gerek mimari, gerekse küçük buluntuları açısından kültür tarihine ışık tutan ve en eski yerleşimlerinden birine sahip olan höyük, Bornova-Ankara karayolunun 15 km’sinde Kemalpaşa ilçesinin Ulucak beldesindedir. Kazılara 1995 yılında başlanmış ve bugüne kadar yapılan kazılar sonucunda üç kültür katı tespit edilmiştir. Bunlar; en üstte Geç Roma, Erken Bizans yerleşmeleri altında Erken Tunç Çağı tabakaları ve en altta ise Geç Neolitik yerleşimine rastlanmıştır.
Höyüğün en eski tabakası olan Geç Neolitik’te fırın ve ocakları ile birlikte çoğunluğu günlük işlerde kullanılmak amacıyla yapılmış mekanlar ile ayrıca özel işleve sahip bölümleri de höyük üzerinde gözlenebilir.
Kazılarda pek çok seramik kap ile birlikte çakmak taşından aletler, taştan silahlar, Anatanrıça figürinleri ve antropomorfik kaplar açığa çıkarılmış olup, bunların bir bölümü İzmir Arkeoloji Müzesi’nde teşhir edilmektedir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 13:56   #36
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Camiler

HİSARÖNÜ CAMİİ
16. yüzyılın sonlarında yapılan camii kayıtlara 1592 ve 1598 olarak iki farklı şekilde geçirilmiştir. Ortasında merkezi büyük bir kubbe ile iki yanda uzunlamasına üçer büyük kubbesi vardır. Daha geride de üç küçük kubbesi bulunmaktadır. Son cemaat yeri yedi kubbeli bir revaktan oluşmaktadır. Meydana bakan şadırvanı bulunan camii 1813, 1881, 1927 ve 1980 yıllarında onarım görmüştür. Güneyden ve batıdan payanda kemerleri ve duvarla desteklenmiştir. Osmanlı süsleme sanatının güzel örneklerine sahip olup, kentin en büyük ve merkez camiidir.

KESTANE PAZARI CAMİİ
Kemeratı’nın en ilgi çekici yerlerinden birisidir. Kare planlı ana kubbeyi destekleyen dört kubbeli Kestane Camii 1677 yılında yapılmıştır. Güzel mihrabının Selçuk’taki İsa Bey Cami’nden getirildiği sanılmaktadır. Kitabesi giriş kapısının üzerindedir.

SALEPÇİOĞLU CAMİİ
Son derece zarif bir yapı tarzına sahip olan camii, Salepçioğlu sokağında bulunmaktadır. 1906 yılında Salepçizade Hacı Ahmet Efendi tarafından İzmir'in en büyük kubbeli camisi olarak yaptırılan camii, ince yapılı, zarif bir minareye sahiptir. Caminin dış duvarları mermer ve yeşil taşlarla kaplanmıştır. Büyük kubbesi altın varakla işlenmiş olan caminin son cemaat yerinde üç kubbesi bulunmaktadır. İzmir'in en nadide camileri arasında yer almaktadır.


ŞADIRVAN CAMİİ
Ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi’ ye göre caminin yapılış tarihi 1636’ dır. Camii 1815 yılında onarım görmüştür. Adı yan tarafında ve altında bulunan şadırvandan gelmektedir. Doğu yönünde tek şerefeli minaresi, batı yönünde de kütüphanesi vardır.

BAŞDURAK CAMİİ
Anafartalar Caddesi’ndeki camii 1652 yılında yapılmış, 1894 yılında onarım görmüş, yakın zamanlarda da restore edilmiştir. Son cemaat yeri camekanlı olan caminin minberi mermerdendir.

KEMERALTI CAMİİ
Anafartalar Caddesi kenarında zamanın iç limanında yer alan caminin 18. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. 1774 ve 1892 yıllarında onarım görmüştür. Medrese, kütüphane ve sebili ile bir külliye oluşturan camii tek kubbelidir.

YALI (KONAK) CAMİİ
Konak Meydanında, çinileri ve sekizgen planıyla dikkatleri çeken, İzmir'in en zarif camilerinden Yalı (Konak) Camii, Mehmet Paşa kızı Ayşe Hanım tarafından 1755 yılında yaptırılmış, I.Dünya Savaşı'nda onarılmıştır. Dışı Kütahya çinileri ile kaplı olan caminin 1964'de geçirdiği onarımdan sonra yalnız kapı ve pencere kenarlarında çiniler bırakılmıştır. Klasik Osmanlı mimarisi tarzında tek kubbeli ve tek minareli şirin bir yapıdır. Sekizgen planlı caminin mimarisinde kesme taş kullanılmıştır.

KURŞUNLU CAMİİ
Namazgah Meydanı’ndaki camii, kentin en eski camilerinden olup, Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Önünde küçük avluda ezan okunması için yapılan 3m. yükseklikte bir platform vardır. Ana mekanın üzerindeki ahşap çatısı, kiremitle örtülüdür.

FAİKPAŞA CAMİİ
16. yüzyıl başlarında yapılmış olan camii 1842 yılında onarım görmüştür. 965 ve 967. sokaklardaki caminin kagir kubbesi kurşunla kaplıdır.

ŞEYH CAMİİ
964-961 sokaklar arasında olup, adını yanındaki türbede yatan Aziz Mahmud Hüdai Efendinin halifelerinden ve Halvetiye tarikatından Şeyh Mustafa Efendi'den almaktadır. Evliya Çelebi bu camiden bahsetmekte ve bu zatın o zaman sağ olduğunu söylemektedir. Camiinin 17. yüzyılın ortalarında yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Evliya Çelebi zamanında kiremitli olan camii 1809 yılında tamir edilmiştir.

FETTAH CAMİİ
1297 ve 1298. sokakların köşesinde olup 17. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Evliya Çelebi "Abdülfettah Çavuş" dediği bu camiden "Kiremitli Amma Mamur" olarak bahseder. 1843 ve 1861 yıllarında tamir görmüştür. Son şeklini yakın zamanlarda almıştır.

HATUNİYE CAMİİ
Anafartalar Caddesi'nde 17. yüzyıla ait yapıyı Yusuf Çavuş oğlu Ahmet Ağa'nın annesi Tayyibe Hatun'un yaptırdığı bilinmektedir. Caminin ilk bölümünde ana mekânı örten kubbe 12 köşeli kasnağa oturmaktadır. Sonradan camiye bir bölüm daha eklenmiş, kemerlerle ana mekâna bağlanmıştır.

ALİAĞA CAMİİ
1672'de Gediz Ali Ağa tarafından yaptırılmış olan camii, kare planlı ve sekiz köşeli ahşap sütunların üzerinde tek kubbelidir. Sütun başlıklarının altın yaldız süslemeleri ve kubbenin kalem işleri 19. yüzyıldandır.

İKİ ÇEŞMELİK CAMİİ
İkiçeşmelik semtinde, 1893 yılında yapılan caminin ana mekânı, iki ayak ve dört sütuna dayanan kubbe ile örtülüdür. Kubbe, kalem işiyle bezelidir. Doğusunda küçük bir avlu bulunmaktadır.

ÇORAKKAPI CAMİİ
Basmahane Garı karşısında yer alan camii, 1747 yılında yaptırılmıştır. Ana mekân, sekizgen kasnağa oturan tek kubbe ile örtülüdür. Yanlarda üçer kubbeli mekânlarla genişletilmiştir. Minberi mermer, minaresi kesme taştandır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 13:57   #37
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Sinagoglar

BETH İSRAİL SİNAGOGU
Mithatpaşa Caddesi üzerinde 265 numarada bulunan sinagog Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit’in fermanı ile Karataş semtinde yapılmıştır. 1905 yılında yapımına başlanıp 1907 yılında ibadete açılmıştır. 1200 altın liraya mal olan sinagog İzmir’deki en büyük Musevi ibadethanesidir. İzmirli Musevilerin nikah törenleri de burada yapılmaktadır.

SHAAR ASHAMAYAN SİNAGOGU
Musevi cemaate ait sinagog Alsancak’ta 1390 numaralı sokakta bulunmaktadır.

BİKUR HOLİM SİNAGOGU
İkiçeşmelik Caddesi'nde bulunan Bikur Holim Sinagog'u ilk kez İzmir'de yaşayan Hollanda asıllı Salomon de Ciaves tarafından yaptırılmıştır. Şehri kavuran bir yangında (1772) yok olan bu ilk sinagogun yerine yenisi 1800 yılında Manuel de Ciaves tarafından yaptırılmıştır. Bugün İzmir'in en güzel sinagogu olan Bikur Holim o günlerdeki görüntüsünü günümüzde de korumaktadır.
Günümüzde Havra Sokağı ve İkiçeşmelik civarında 6 sinagog daha bulunmaktadır. Bunların pek çoğu cemaat azlığı nedeniyle kullanılmamakta olup yine de varlıklarını korumaktadırlar. Bir dönem Yahudi nüfusun yoğun olarak yaşadığı yöre inanç turizmi açısından Musevilerce ziyarette tercih edilen bir yöredir. Bu sinagoglar ve bulundukları yerler aşağıda belirtilmektedir:

Sinyora (Giveret ) Sinagogu 927 Sokak No: 7,
Şalom Sinagogu 927 Sokak No: 38,
Algazi Sinagogu 927 Sokak No: 8,
Etz Haim Sinagogu 937 Sokak No: 5,
Hevra Sinagogu 927 Sokak No: 4/17,
Beth İlel Sinagogu 920 Sokak No: 23,

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 13:57   #38
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Kiliseler

SAİNT POLİKARP (POLYCARPE) KİLİSESİ
Necatibey Bulvarı üzerindeki İzmir’in en eski kilisesi Aziz Yuhanna’nın ilk öğrencilerinden olan Aziz Polikarp’a adanmıştır. Romalı yöneticilerin inancından vazgeçirmek için çok baskı yapmalarına rağmen Polikarp inancından vazgeçmemiş bunun üzerine 23 Şubat 155’de Kadifekale eteklerindeki Roma Stadyumu’nda yakılarak öldürülmüştür. Adı verilen bugünkü kilise 1625 yılında Sultan Süleyman’ın izni ile yapılmıştır.

SAİNT JEAN KİLİSESİ
Alsancak Garı’nın karşısındaki kilise Anglikan mezhebine aittir. 7 Nisan 1902’de ibadete açılmış ve İncil yazarı Saint Jean’e adanmıştır.

SAİNT JOHN DOM KATEDRALİ
Şehit Nevres Bulvarı üzerindeki kilisenin yapımına 1862’de başlanmış 1874’de ibadete açılmıştır. Dönemin Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz kilisenin yapımı için büyük miktarda altın bağışlamıştır. Kilise halen hem katolik hem de protestan Amerikalılar tarafından kullanılmaktadır.

SANTA MARİA KİLİSESİ
Halit Ziya Bulvarı’ndaki kilise İtalyan Katolik Kilisesi olup Fransisken rahipler görev yapmaktadır.

NOTRE DAME DE ST. HOLY ROSARY KİLİSESİ
Alsancak semtinde 1481 numaralı sokakta bulunmaktadır.
AYA FOTİNİ
1793 yılında ibadete açılan kilise Alsancak 1374 sokakta bulunmaktadır.

NOTRE DAME LOURDES KATOLİK KİLİSESİ
Göztepe Semti’nde 81. sokakta yer alan kilise yapısal özelliklerini hala korumakta olup, hatta bulunduğu sokak hala halk arasında “Kilise Sokağı” adı ile anılmaktadır.

ST. JOHN BAPTİST KİLİSESİ
Kemalpaşa Caddesi 15 numarada bulunan ve yıl boyunca açık olan kilise ziyaret edilebilmektedir.

SANTA MARIA KATOLİK KİLİSESİ
Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda Kars İlköğretim Okulu yakınındaki kilisenin yapım tarihi 1797’dir. Franciscan Mezhebi’nce inşa edilen yapı, Bizans tarzında olup, günümüzde de ibadete açıktır. 1832 yılında küçük bir restorasyon gören kilise orijinalliğini korumaktadır. Bahçesindeki mezarlık da koruma altındadır.

ST. HELEN KATOLİK KİLİSESİ
Bir zamanlar "Kordelya" olarak bilinen Karşıyaka'daki St. Helen Kilisesi, Karşıyaka'nın ilk Katolik Kilisesi olup yapımı 1904 yılında tamamlanmıştır. St.Helen Kilisesi'nin planını çizen ve yapı işini idare eden mimar, Konak Saat Kulesi'nin ve St. Polycarp Kilisesi'nin ünlü kemerini çizen Raymond Pere’dir. 1968 yılında kilisenin iç mimarisi yenilenmiş bu yapılırken de özellikle tarihi dokunun korunmasına dikkat edilmiştir.
Dış cephesinde ise bugüne kadar hiçbir değişiklik yapılmamıştır. Kilisenin dış mimarisindeki usta işçilik, içinde bir sanata dönüşmektedir. Neogotik yapıdaki pencerelerde, Fransız aziz ve azizelerin vitrayları, duvarlarında ise Hz. İsa'nın yaşamını tasvir eden kabartmalar bulunmaktadır. Yine azize Helen ve Aziz Konstantin’in mermer heykelleri kilisenin dört köşesine yerleştirilmiştir.

PROTESTAN KİLİSESİ
1838 yılında yapılmış bir Protestan İngiliz kilisesidir. 1961 yılında Buca Belediyesi’ne devredilmiştir. Haç planlı kilisenin neogotik pencerelerindeki değerli cam vitraylar devirden sonra Alsancak’taki St. John Evengelist Kilisesi’ne nakledilmiştir. Kilise belediye tarafından kültür ve sanat etkinlikleri için kullanıldığı uzunca süreden sonra 2001 yılında yeniden kilise olarak kullanılmak üzere cemaate devredilmiştir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 13:57   #39
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Plajlar
Çeşme - Ilıca - Şifne
Pamfilya, Karia ve Likyalılar tarafından yapıldığı bilinen ve Türkiye'nin başlıca turizm merkezlerinden biri olarak uluslararası üne de sahip bulunan Çeşme İlçesi, plajlarının yanı sıra Şifne'deki şifalı kaplıcaları ile de bir cazibe merkezidir.
İnce ve bembeyaz kumları ile Ilıca Plajı'nın ünü ülkemiz sınırlarını aşmıştır. Şifne bölgesinde termal sular denizin içinden çıkmakta, ılıcalarda bulunan çamur, güzellik iksiri olarak kullanılmaktadır. Bölge, iç ve dış turizme hitap eden her türlü konfora sahip otel, motel ve pansiyonlarla donanmıştır. Ayrıca Aya Yorgi Koyu, Pırlanta, Paşa Limanı, Tur Site, Çiftlik gibi adlarla bilinen 20 dolayında koyla çevrili bulunan Çeşme, balığı ile ünlü Dalyan gibi doğa harikasına, özellikle yaz aylarında son derece renkli bir eğlence yaşamına da sahiptir.
Çeşme Kalesi ve burada bulunan müze ise tarih meraklıları için bulunmaz bir nimettir. Kaledeki müzede bir sualtı arkeoloji müzesi oluşturulması çalışmaları da sürdürülmektedir. Tamamlandığında yörede yapılan araştırmalarda elde edilen tarihi eserler bu müzede sergilenecektir.
ÇeşmealtıKonak'tan 36 kilometre uzaklıktaki Çeşmealtı, plajlarının yanı sıra, İçmeler mevkiinde bulunan kaplıcaları ile ünlüdür. Yaz sezonunda nüfusu birkaç kat artan Çeşmealtı'nın İçmeler sahillerinden sonra ise Kıyı Bandı Karaburun'a kadar devam eder. Yolunuzun üzerindeki Urla'nın Kokar Koyu da bakir doğası ile tatilcileri çeker.
Akkum
Seferihisar İlçesi'ne 5 kilometre mesafede ve Sığacık bölgesinde bulunan Akkum Plajları, berrak denizi, pırıl pırıl kumları ve sörf yapmaya uygun denizi ile ünlüdür. Dionysos Tapınağı, Athena Kutsal Alanı ve benzeri antik yapıların bulunduğu akeolojik özelliği bulunan antik Teos'a da bir kilometrelik bir yürüyüş ile ulaşılabilir. Akkum plajlarına günübirlik gidilebileceği gibi, buradaki turistik tesislerde de konaklanabilir. Sığacık Limanı akşam günbatımlarında eşsiz bir görünüme bürünürken, buradaki restoran ve barlarda hem eğlenebilir, hem de en taze deniz ürünlerinin tadına bakabilirsiniz.
Balıklıova - Mordoğan
Urla Yarımadası'nın kuzeyinde kurulu Karaburun'da çeşitli dönemlerde yapılan kazılarda ilçenin M.Ö. 3000 yıllarında Hititler tarafından kurulduğu anlaşılmıştır. Urla'yı geçtikten sonra Teknoloji Enstitüsü önündeki kavşaktan sağa dönen kıvrımlı yola sapıldığında ilk ulaşılan yerleşim yeri Balıklıova'dır. Buradan sonra girintili çıkıntılı sahil bandı, Mordoğan'ı takiben Karaburun'a kadar uzanır. Bakir bir doğaya sahip Karaburun ve Mordoğan yöresi turistik alt yapı bakımından henüz gelişmemiş olmakla birlikte, sakin ve doğa ile başbaşa bir tatil yapmak isteyenler için idealdir. Yörede ayrıca Ege'nin en leziz balıkları da avlanmaktadır.
Dikili
İzmir'e 120 kilometre uzaklıktaki Dikili'nin M.Ö. 5000-4000 yıllarına kadar uzanan bir geçmişi vardır. Yörede yapılan arkeolojik kazılarda bölgede Akaların yaşadığı ve kente Aternagus adını verdikleri ortaya çıkmıştır. Ilıcaları ile de ünlü (Nebiler, Bademli ve Kocaoba) ilçenin upuzun plajları vardır. Merkezdeki plaj boyunca uzanan sahilin birçok yerinde rahatlıkla denize girilebilir. Tatil siteleri ile dolu olan bölgede konaklama yerlerinin fiyatları da son derece uygundur
Foça
Menemen'i geçtikten kısa bir süre sonra İzmir - Çanakkale karayolundan sola saparak gidilen Foça İlçesi, dünyada nesli tükenmekte olan Akdeniz Fokları, bu canlıların yaşadığı Siren Kayalıkları, barbun ve çipurası ile ünlüdür. Foça ile Yeni Foça arası birbirinden güzel ve çam ağaçları ile kucaklaşan koylarla bezenmiştir. Foça ayrıca kalesi, tarihi eserleri, muhteşem doğası ile turistleri çekmektedir. Yeni Foça'da da plajlar ve konaklama yerleri bulunmaktadır. Menemen'i geçtikten kısa bir süre sonra İzmir - Çanakkale karayolundan sola saparak gidilen Foça İlçesi, dünyada nesli tükenmekte olan Akdeniz Fokları, bu canlıların yaşadığı Siren Kayalıkları, barbun ve çipurası ile ünlüdür. Foça ile Yeni Foça arası birbirinden güzel ve çam ağaçları ile kucaklaşan koylarla bezenmiştir. Foça ayrıca kalesi, tarihi eserleri, muhteşem doğası ile turistleri çekmektedir. Yeni Foça'da da plajlar ve konaklama yerleri bulunmaktadır.
Özdere - Gümüldür
Özdere (Kesre), İyon Uygarlığı'nın Efes'ten başlayan Teos'a kadar uzanan Ege Sahil çizgisi üzerinde yer almaktadır. Şimdiki adı Özdere olan beldenin tarihe uzantısı Kesre ismi ile başlar. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Özdere ismini alır. Geniş sahili ve alternatifli tesislerile Özdere İzmir'in önemli tatil beldelerinden biridir.
Pamucak Plajları
Antik tiyatrosu, Celsius Kütüphanesi ve çağlar öncesinin en önemli kentlerinden biri olan Efes'ten Kuşadası istikametine 8 kilometre mesafede bulunan Pamucak, uçsuz bucaksız plajları ve kumu ile ünlüdür. Pamucak Plajı, bakir görüntüsü ile turistleri çekmektedir. Pamucak sahili "Turizm Merkezi" olarak ilan edilmiştir ve birbirinden güzel tesisler bulunmaktadır.
Klizman Plajları
Plajların yanısıra çok gezi ve piknik yeri olarak da kullanılabilen Urla Klizman sahillerine, özellikle yaz aylarında İzmirliler yoğun ilgi gösterir. Urla Klizman sahilleri, deniz, kum ve ağaç üçlüsünün bulunduğu çok sayıda koya sahiptir.
Yassıca AdaUrla açıklarında bulunan Yassıca Ada İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı tesis ve düzenlemelerle İzmirliler'in gözde tatil yerlerinden biri haline geldi. Yaz aylarında İzdeniz'in düzenlediği günü birlik vapur seferleri ile ulaşımın sağlandığı Yassıcaada, temiz mavi denizi ve sessiz ortamı ile büyük ilgi görmektedir.
Çandarlı
İzmir'e 84 kilometre uzaklıkta bulunan ve bir yarımada şeklinde 3 taraftan denizle çevrilmiş olan Çandarlı, balığı, koyları ve Osmanlı döneminden kalma kalesi ile ünlüdür. Kale'de kullanılan taşların çoğu antik çağların izlerini taşır. Çandarlı zaten ilk Hitit yerleşimlerinden biridir ve 'Pitane' olarak da adlandırılmaktadır. Sakin ve rahat bir tatil-dinlenme yeridir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 13:57   #40
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Tercüme Büroları

İZMİR’DEKİ BAZI ÇEVİRİ BÜROLARI
AS TERCÜME

1448.Sok. No:6/6 Alsancak/İZMİR
Tel: (232) 422 64 53
Fax: 463 82 15

EURO TERCÜME
Fevzipaşa Bulvarı No:151/117 Çankaya İZMİR
Tel: (232) 483 5853
Fax: 482 2685

ÖZÜM TERCÜME VE DANIŞMANLIK
856 Sok. NO:3/Z-2 Nurhan Konak -PTT Yani İZMİR
Tel: (232) 483 5753
Fax: 489 8941

ÖZ-TU TERCÜME SAN.TİC. LTD.ŞTİ.
1420 Sok. 108/304 Alsancak/İZMİR
Tel: (232) 422 4518-374 6251
Fax: 422 2456

TUNCA ULUSLARARASI DANIŞMANLIK TERCÜME VE MÜMESSİLLİK TİC.
Atatürk Cad. No:398 Dalyan Gümrük Iş Hanı Kat:5 D:516 Alsancak/İZMİR
Tel: (232) 464 55 60
Fax: 464 55 61

ATLAS TERCÜME BÜROSU
TEL: 482 23 83
EGE TERCÜME BÜROSU
TEL: 484 41 18

ÇAĞDAŞ TERCÜME BÜROSU
TEL: 482 04 34

BEYAZ TERCÜME – NUR ŞENBİLGİN Yeminli Tercümanlık Bürosu
Atatürk Caddesi No. 398 Dalyan Gümrük İş hanı Kat: 4 Daire: 416
Alsancak – İzmir
Tel: 0232- 465 13 16 - 421 60 83
Faks: 0232- 421 65 44

SMYRNA TERCÜME BÜROSU
Atatürk Cad. Dalyan Gümrük İş Merkezi kat : 4 Daire : 423
Alsancak - İzmir
Tel: 0 232 465 03 52
Faks : 0 232 464 38 65 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

YAKAMOZ ÇEVİRİ HİZMETLERİ
Talatpaşa Bulvarı 1438 Sok. No: 20/5 Alsancak/ İzmir
Tel: 0232 464 79 65


ALBATROS TERCÜME VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ
1456 Sokak NO:20/A Alsancak - İZMİR
Tel.: 0 232 464 46 34 – FAX: 0 232 464 46 57

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
arşivi, il, izmir


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Tcl Arşivi AsiL TCL Scriptler 38 21 Temmuz 2008 18:02
BMW Arşivi Hasan Otomobil Haberleri 0 26 Temmuz 2006 11:32