IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03 Aralık 2011, 14:04   #71
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




İlçe, 1992 yılında 3806 sayılı Kanun’la Narlıbahçe adıyla kurulmuş, 1993 yılında ise 3949 sayılı Kanun’la bir kısım mahallesi ve köyleri ayrılarak Güzelbahçe ilçesi kurulmuş, İlçenin adı Narlıdere olmuştur.

İlçe’nin yüzölçümü 63 km2’dir.İlçe doğusunda Balçova, batısında Güzelbahçe, güneyinde Konak İlçeleri ve kuzeyinde İzmir Körfezi ile çevrilidir.

İlçenin nüfusu 2009 Yılı ADNKS verilerine göre 65.714’dür.

İlçe’nin merkez olmak üzere bir Belediyesi, Belediye sınırları içersinde 11 mahallesi bulunmaktadır. İlçenin köyü yoktur.

İlçede 12 Okul öncesi eğitim kurumunda 370 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 25 öğretmen çalışmaktadır. 9 resmi, 1 özel olmak üzere toplam 10 ilköğretim okulu, bünyesinde yabancı dil ağırlık bölümü bulunan 1 genel lise,1 Ticaret Meslek Lisesi ve bünyesinde Anadolu Ticaret Meslek Lisesi olmak üzere 2 ortaöğretim kurumu bulunmaktadır. Mevcut okullarda 6896 öğrenci eğitim - öğretim görmekte ve 344 öğretmen görev yapmaktadır.

İlçede sağlık hizmetleri 3 Sağlık Ocağı, 1 Sağlık Birimi, 1 Sağlık Evi tarafından verilmektedir. Sağlık hizmetleri 15 hekim, 2 diş hekimi, 16 ebe, 16 hemşire, 2 sağlık memuru, 1 çevre sağlığı teknisyeni tarafından yürütülmektedir.

İlçenin Balçova ile olan sınırında zengin sıcak su kaynakları bulunmaktadır. İlçedeki konutlardan 1 521 adedi jeotermal enerji kaynağı ile ısıtılmaktadır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 03 Aralık 2011, 14:04   #72
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Ödemiş, İzmir`in güneydoğusunda yer alır. İl merkezine uzaklığı 113 km`dir. Kuzeyinde Manisa ili Salihli ilçesi; doğusunda Kiraz ve Beydağ; batısında Bayındır; güneyinde Aydın ili ile çevrelenir.

İlçenin yüzölçümü 1.016 km2’dir. Bademli, Birgi, Bozdağ, Çaylı, Kayaköy, Kaymakçı, Konaklı, Ovakent ve Zeytinlik olmak üzere 9 beldesi ve 74 köyü bulunmaktadır.

2009 Yılı ADNKS verilerine göre toplam nüfusu 129.210`dur. Bu nüfusun 73.310`u merkezde, 55.900`ü belde ve köylerde yaşamaktadır.

İlçede 52 İlköğretim Okulu, 10 Orta Öğretim kurumu bulunmakta; 18 788 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 1.060 öğretmen görev yapmaktadır.Ayrıca ilçede Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksek Okulu,Ege Üniversitesi Meslek Yüksekokulu bulunmaktadır.Toplam 436 öğrencinin eğitim gordugu bu okullarda 52 öğretim elemanı görev yapmaktadır.

İlçede, 1 Devlet Hastanesi, 16 Sağlık Ocağı, 21 Sağlık Evi, 1 Ana Çocuk Sağlığı, 1 Bölge Halk Sağlığı Laboratuarı ve 1 Verem Savaş Dispanseri hizmet vermektedir.

İlçe ekonomisi tarıma dayalıdır. Hayvancılık önemli gelişme göstermiştir. Tarıma dayalı sanayi kuruluşları çoğalmaktadır.

Bir dönem Aydınoğlu Beyliği`ne başkentlik yapmış olan Birgi Ödemiş`in bir beldesidir. Birgi`de, Aydınoğulları Beyliği ve Osmanlılara ait çok sayıda eser bulunmaktadır. Ulu Camii, Aydınoğulları Camii, Karaoğlu Camii, Derviş Ağa Camii, Birgivi Mehmet Efendi Medresesi, Sultan Şah Türbesi, Çakırağa Konağı bu eserlerden bazılarıdır. Ödemiş Müzesi bölge tarihini yansıtan arkeolojik ve etnografik eserler bakımından zengindir.

Cumartesi günleri kurulan ve bölgenin önemli pazarlarından biri olan Ödemiş pazarının “ El Sanatları Pazarı” bölümünde satışa sunulan, yöreye özgü dantel, iğne oyası, mekik oyası, kanaviçe ve Ödemiş ipeği gibi el ürünleri yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 14:04   #73
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Selçuk İzmir`in güneyinde, İzmir-Aydın karayolu üzerinde yer alır. Kuzeyde Torbalı, Doğuda Tire, güneyde Germencik ve batıda Kuşadası ile çevrilidir. İl merkezine uzaklığı 74 km`dir.

İlçenin yüzölçümü 280 km2’dir. 1 beldesi (Belevi) ve 8 köyü bulunmaktadır.

2009 Yılı ADNKS verilerine göre toplam nüfusu 34.479`dur. Bu nüfusun 27.801'i merkezde, 6.678`i belde ve köylerde yaşamaktadır.
Selçuk`ta; 12 İlköğretim Okulu, 4 Orta Öğretim Kurumu,1 Halk eğitim Merkezi,1 Turizm Eğitim Merkezi bulunmakta; 5931 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 294 öğretmen görev yapmaktadır.

İlçede, sağlık hizmetleri 1 Devlet Hastanesi, 4 Sağlık Ocağı, 3 Sağlık Evi tarafından verilmektedir. Devlet Hastanesinde toplam 111 personel,Sağlık Grup Başkanlığına bağlı toplam 9 Personel,Sağlık Ocaklarında da toplam 47 personel görev yapmaktadır.
1993 yılından bu yana Selçuk Devlet Hastanesi Uluslararası Hastaneler Federasyonu üyesidir.

İlçenin ekonomisi ağırlıklı olarak turizme dayalıdır. Bunun yanında tarım ve hayvancılıkta önemli bir gelir kaynağıdır.

Selçuk, Antikçağın en önemli yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Selçuk`ta bulunan tarihi yapıların büyük bir bölümü ayaktadır. Efes ören yeri, Türk ve dünya turizmi açısından çok önemli bir merkezdir. Efes Arkeoloji Müzesi ülkemizin en çok ziyaret edilen müzelerinin başında gelir.

Selçuklu sanatının en önemli eserlerinden biri olan İsa Bey Camii Selçuk’tadır. Cami, hem avlulu Türk Camii tipinin, hem de Anadolu sütunlu camilerinin bilinen en eski örneğidir.

Selçuk`ta Şirince Köyü, kırsal turizmin güzel bir örneğidir. Pamucak Plajı, kıyı turizminin çok daha gelişeceği bir alan olarak ortaya çıkmaktadır.

EFES ANTİK KENTİ:

Tarihi M.Ö.5000`lere uzanan ve ilk çağın en ünlü şehirlerinden olan Efes, küçük menderes nehrinin sularını boşalttığı körfezin yakınında kurulmuştur. Doğu’ya açılan büyük ticaret yollarının başlangıç noktasında olması yanında, çok önemli bir dini merkez oluşu, tarihe büyük bir kent olarak geçmesini sağlamıştır.

Bugün gezilen Efes Büyük İskender`in generallerinden Lysimachos tarafından Bülbül ve Panayır dağları arasındaki vadide M.Ö. 3.yy da kurulmuştur. Kent Akdeniz`in önemli deniz ticaret merkezlerinden biri olmuştur. M.Ö. 2.yy`da Romalıların egemenliği altına giren Efes hızla gelişmeye başlamış ve Roma İmparatorluğu`nun Küçük Asya`daki başkenti olarak M.S. 2.yy`la kadar en parlak dönemini yaşamıştır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 14:05   #74
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Seferihisar, İzmir`in batısında yer alır. İl merkezine uzaklığı 47 km`dir. Kuzeyde Urla, Doğuda Menderes, batı ve güneyde Ege Denizi ile çevrilidir.

İlçenin yüzölçümü 386 km2’dir. 8 köyü bulunmaktadır.

2009 Yılı ADNKS verilerine göre toplam nüfusu 28.603`tür. Bu nüfusun 25.308'i merkezde, 3.295'i köylerde yaşamaktadır.

Seferihisar`da 12 İlköğretim Okulu, 5 Orta Öğretim Kurumu bulunmakta; 3 525 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda, 213 öğretmen görev yapmaktadır.

İlçede, sağlık hizmetleri, 1 Devlet Hastanesi, 4 Sağlık Ocağı, 1 Sağlık Evi tarafından verilmektedir.

Seferihisar ekonomisinde tarım ağırlığını korumaktadır. İlçe toprakları, zeytinlikler ve narenciye bahçeleriyle kaplıdır. Son yıllarda seracılık gelişme göstermektedir.

Seferihisar yöresi, Antikçağ`da önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Yöredeki en önemli ören yeri Teos`tur.

Seferihisar, XIII. yüzyılda Selçukluların, XIV. yüzyılda Aydınoğulları ve Osmanlıların egemenliğinde kalmış, XV. yüzyılda bir süre Timur İmparatorluğu’nun yönetiminde kaldıktan sonra kesin olarak Osmanlı egemenliğine geçmiştir. İlçe ve çevresinde Selçuklular ve Osmanlılar tarafından yaptırılmış eserlerin başlıcaları Koçibey Mescidi, Gözsüzler Mescidi, Turabiye Camii, Sığacık Camii, Ağa Camii, Yeni Camii ve Hıdırlık Camii`dir. Seferihisar`ın 6 Km batısında küçük bir balıkçı yerleşimi olan Sığacık, Selçuklular döneminde yapılmış surlarla çevrilidir. Kaptan Piri Reis`in önerisiyle yapılmış olun Osmanlı Kalesi, XVI. yüzyıldan kalmadır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 14:05   #75
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Torbalı, İzmir`in güneydoğusunda yer alır. İl merkezine uzaklığı 45 km`dir. Kuzeyinde Kemalpaşa; doğusunda Tire ve Bayındır; batısında Menderes; güneyinde Selçuk ile çevrelenir.

İlçenin yüzölçümü 565 km2`dir. 22 köyü bulunmaktadır.

2009 Yılı ADNKS verilerine göre toplam nüfusu 124.581`dir. Bu nüfusun 113.211`i merkezde, 11.370`i köylerde yaşamaktadır.

İlçede 46 İlköğretim Okulu, 9 Orta Öğretim kurumu bulunmakta; 21309 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 1.193 öğretmen görev yapmaktadır.

İlçede, 1 Devlet Hastanesi, 1 SSK Dispanseri, 9 Sağlık ocağı, 10 Sağlık Evi, 1 Ana Çocuk Sağlığı, 1 Verem savaş Dispanseri hizmet vermektedir.

İlçe ekonomisinde tarım çok önemli bir yer tutmaktadır. Seracılık, sebzecilik ve hayvancılık ileri düzeydedir.

Torbalı, İzmir`e 45 km uzunluğunda çift hatlı demiryolu ile bağlıdır. İzmir-Aydın otoyolu karayolu ulaşımı hızlandırmıştır. Adnan Menderes Havalimanı`na ve Ege Serbest Bölgesi`ne 30 km uzaklıktadır. Karabel üzerinden, Kemalpaşa ? Ankara karayoluna bağlantısı vardır. Bu olanaklar, son yıllarda, ilçeyi sanayi yatırımları açısından önemli bir çekim noktası haline getirmiştir.

Torbalı tarihi kalıntılar açısından zengindir. İlçedeki Metropolis antik kenti önemli bir turistik merkezdir. Sultan Abdülhamit`in Seyir Köşkü, Osmanlı döneminin önemli eserlerindendir

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 14:05   #76
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Urla, İzmir il merkezine 35 km uzaklıktadır. Doğusunda Güzelbahçe ve Seferihisar; batısında Çeşme; kuzeybatısında Karaburun; kuzeyinde ve güneyinde Ege Denizi ile sınırlanmıştır.

Yüzölçümü 704 km2`dir. 15 köyü bulunmaktadır.

2009 Yılı ADNKS verilerine göre, toplam nüfusu 50.609`dur. Bu nüfusun 43.386`sı ilçe merkezinde, 7.223`ü köylerde yaşamaktadır.

İlçede 22 İlköğretim Okulu, 4 Orta Öğretim kurumu bulunmakta; 6658 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 484 öğretmen görev yapmaktadır.

Sağlık hizmetleri, 1 Devlet Hastanesi, 7 Sağlık Ocağı ve 1 AÇS/AP Merkezi tarafından verilmektedir.

Yüksek öğretim kurumları açısından zengin olan ilçede; İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünün Urla Yerleşkesi, Ege Üniversitesi`ne bağlı Su Ürünleri Fakültesi, 9 Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu bulunmaktadır.

Doğa ve tarihin kucaklaştığı Urla`da yapılan arkeolojik araştırmalarda İskele Mahallesi`ndeki Limantepe Höyüğü`nün M.Ö. 6000 yıla tarihlenen bir merkez olduğu ortaya çıkarılmıştır. Buluntuların en önemlilerinden birisi de Liman olup, tarihte bilinen en eski limandır. Antik Klazomenai Kenti liman bölgesinde yer alır. Kent, Antikçağ`da özellikle zeytinyağı üretimiyle önemli bir ticaret merkezi olmuştur.

Urla, Aydınoğulları Beyliği ile 1330`lu yıllarda ilk kez Türk egemenliği ile tanışmış, XIV. yy. sonlarında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Denizli Mahallesi Camii, Kamalı Camii, Sungurlular Camii, Hacı Turan Kapan Camii ve Fatih İbrahim Bey Camii ve Hacı Turan Şadırvanı XV. Ve XVI. yy.da yapılmış Türk eserleridir.

Urla kıyıları ve önündeki 12 ada ile İzmir Körfezi, en güzel şekilde Urla`nın Güvendik sırtlarından seyredilmektedir. Urla köyleri denildiğinde; tiyatrosu ve seraları ile ünlü Bademler Köyü, iç kısımda kalmasına karşın önemli ölçüde turist çekmeyi başaran Barbaros Köyü, kıyıdaki Özbek ve Balıklıova, Gülbahçe köyleri ilk akla gelenlerdir

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 14:05   #77
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




İzmir İktisat Kongresi, 17 Şubat 1923 günü Manisa temsilcisi Kazım Karabekir, Asım ve Fevzi Çakmak Paşalar ile Rus Büyükelçisi Aralof ve Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilof'un katılımları ile başlamıştır.
Kongre, yeni Türkiye'nin İktisat Politikasını belirlemek amacıyla toplanmıştır. Mustafa Kemal Paşa açış konuşmasında :
". Yeni Türkiye'mizi layık olduğumuz düzeye eriştirebilmemiz için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü; zamanımız tamamen bir ekonomi devresinden başka bir şey değildir.
Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmamışlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz.
Ekonomi demek, her şey demektir, yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, çalışma demektir, her şey demektir." demiştir.
Atatürk, bu Kongre'de ayrıcalık taşıyan yabancı şirketlerin millileştirilmesi üzerinde durmuş, gayri meşru rekabeti besleyen kapitülasyonlara son vermenin gerektiğini belirtmiş, ulusal görüşü iktisat politikalarına temel yapmanın zorunluluğu olduğunu söylemiştir. Kongre, iki haftalık bir çalışmadan sonra oybirliği ile kabul edilen 'Misak-i İktisadi'yi yayımlayarak dağılmıştır.
Kurtuluş sonrası Türkiye'nin iktisadi bakış açısını belirleyen en önemli olay, İzmir İktisat Kongresi'dir. İzmir, Türk kurtuluşunun, bağımsızlığın simgesidir. Mustafa Kemal'in Ordusu, işgalci Yunan güçlerini yenilgiye uğratıp, 9 Eylül 1922'de İzmir'i işgalden kurtarınca, kent, siyasi kurtuluşun simgesi olur.
Ancak, 9 Eylül sonrası koşulları İzmir için çok ağırdır. İzmir büyük bir yangına sahne olmuş, bölgedeki bağ ve bahçeler sökülmüş, tarlalar yozlaşmış, ortalık harabeye dönmüştür. İktisat Kongresi'nin İzmir'de toplanması bir rastlantı değildir. İşgalin tüm ağırlığını hissetmiş, savaşın yıkımını yaşamış, iktisadi bakımdan çökmüş olan İzmir, İktisat Kongresi ile iktisadi kurtuluşun, kozmopolit ekonomik yapıdan ulusal ekonomik yapıya geçişin de simgesi olacaktır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 14:05   #78
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




1923-1933 yılları arasında İzmir, Türk özelliklerini yansıtan yapılarla donatılmış, çağdaş bir kent yaratılmaya çalışılmıştır. Bu süreçte, Milli Kütüphane ve Milli Sinema (Elhamra Sineması) binalarının inşaatlarına başlanmış, Konak Meydanında bulunan Yalı Cami onarılarak kullanıma açılmış, Basmane ile Gümrük arasındaki Bulvar tamamlanmış, Bahribaba Parkı'nın düzenlenmesi çalışmalarına başlanılmıştır. Bu dönemin bir başka mimarlık ürünü, 1925 yılında inşa edilen ve günümüzde İzmir Devlet Tiyatrosu olarak kullanılan "Türk Ocağı Binası"dır. 1932 yılında Cumhuriyet Meydanı düzenlenmiş; 27 Temmuz 1932 tarihinde Başbakan İsmet İnönü'nün de katıldığı coşkulu bir törenle, Meydan'a, Gazi Heykeli konulmuştur. Gazi Heykeli, o zamana kadar yapılan Atatürk heykellerinin en güzelidir; İzmir ile özdeşleşmiş ve Cumhuriyet döneminin simgesi haline gelmiştir.
1940'lı yıllara kadar, İzmir'e çağdaş bir görünüm vermek için yapılan temel uygulamalar; düzenli yollar, bulvarlar açmak, meydanlar, geniş yeşil alanlar oluşturmak, kentin aydınlatılmasını sağlamak, düzenli bir ulaşım sistemi geliştirmek çalışmaları olmuştur. Bu dönemde; Mimar Kemalettin Caddesi, Şükrü Saraçoğlu Bulvarı, Kazım Paşa Bulvarı, Plevne Bulvarı, Vasıf Çınar Caddesi, Fevzi Paşa Bulvarı gibi birçok bulvar açılmıştır. Karşıyaka kentin gelişmiş, canlı bir semti haline dönüşmüştür. Kente, yeşil alanların, parkların kazandırılmasına çok önem verilmiş, bataklıklar kurutularak ya da eski mezarlıklar kaldırılarak bu hedefe ulaşılmıştır. 1936 yılında tamamlanan Kültürpark, bu döneme kadar ülkemizde gerçekleştirilen en önemli yeşil alan çalışması olmuştur. Kültürpark, içinde bulunan Hayvanat Bahçesi, Paraşüt Kulesi, Lunapark, Açıkhava Tiyatrosu, Resim Heykel Müzesi ve kültür sanat merkezleriyle kentin en önemli rekreasyon alanlarından biridir.
1940 ve 1950 yılları arasında gerçekleştirilen iki önemli yapı, günümüzde Polis Karakolu olarak kullanım gören, Alsancak Belediye Dairesi ve Merkez Bankası Şubesidir.
1950'lerin kentin genel görüntüsüne kattığı en önemli unsurlardan biri, hiç kuşkusuz Varyantyol'dur. 1951-1952 yıllarında iki aşamada tamamlanan ve betonarme üzerine asfalt olarak inşa edilen yol, Bahribaba Parkı'nın bir kısmını yok ederek Konak'ı Eşrefpaşa'ya bağlıyordu. Varyantyol'un bir benzeri Ballıkuyu üzerinden Kadifekale'nin merkeze bağlanması için de düşünülmüş, ancak gerçekleştirilememiştir. Bunun yanı sıra, artık ihtiyaca yetmediği düşünülen İkiçeşmelik, Gaziler (Kemer) ve Mısırlı (Hatay) yollarının genişletilmesi amacıyla kamulaştırma hareketine girişilmiş; bu yollar, 1952-1955 yıllarında yürütülen çalışmalarla alt yapıları da yenilenerek genişletilmiştir
1960'lı yıllardan itibaren, tarımda makineleşmenin etkisi, kırsal alandan hızla kopan nüfusun büyük kentlere göçü olarak kendini gösterdi. Çok kısa sürede kentsel nüfus dengesi büyük değişime uğradı ve gecekondulaşma olgusu ortaya çıktı.
1960'lı yıllarda başlayan, 1970'lerde doruk noktasına ulaşan, mevcut yapıların yıkılıp yerlerine yüksek katlı yapıların yapılması uygulaması, kentsel kamusal alanların azalması sonucunu doğurdu.
1990'lı yıllardan itibaren kentsel tarih bilinci yeniden kazanılmaya başlanmış, bazı alanların yeniden düzenlenerek tarihsel geçmişine geri döndürülmesi çabaları ön plana çıkmıştır. Bu bağlamda, kentin omurgasını oluşturan Körfez, altyapısının büyük oranda tamamlanmasıyla canlanmaya başlamıştır. Alsancak (Kordon), Bayraklı, Karşıyaka ve Güzelyalı sahillerinin düzenlenip, birer rekreasyon alanı olarak kente kazandırılması bu alanda atılan önemli adımlardır. 1990'lı yıllara kadar kentin boşaltılmış mekanlarından birisi olarak kent merkezinde yer alan cadde düzenlenerek Mimar Kemalettin Moda Merkezi olarak işlevlendirilip, kentte tarihin korunarak değerlendirildiği yeni bir kamusal alan oluşturulmuştur. Konak ve Cumhuriyet Meydanları'nda, kentin geçmişine gönderme yapan düzenlemelerin gerçekleştirilmesi, canlı kent alanlarının ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır.
Kent, 1960'ların yıkımlarında kaybettiği tarihi ile yeniden buluşmaktadır. Bu bağlamda da tarihsel süreç boyunca kent siluetine katkıda bulunan tarihi yapılar gerek çevreleri ile bir bütün olarak, gerekse tek yapı ölçeğinde restore edilip, yeniden işlevlendirilerek kullanıma kazandırılmaktadırlar. Konak'ta yer alan Sayaç Atölyesi Binası, Sahne Sanatları Merkezi olarak kent yaşamı ile bütünleştirilmiştir. Forbes Köşkü, Murat Köşkü, Peterson Köşkü ve Yahya Paşa Köşkü gibi kent kimliğinde önemli yer tutan yapıların, korunarak yaşatılabilmeleri adına, çalışmalar yapılmaktadır. Erken Cumhuriyet Dönemi'ne ait kamusal yapıların ilk örneklerinden olan, Eski İtfaiye Binası, Kent Arşivi ve Müzesi olarak kente kazandırılmıştır. İzmir'in kent siluetinde çok önemli bir yer tutan, 19. yüzyıl sonunda demir malzeme ile yapılan ve Pasaport'ta gümrük depoları olarak kullanılan, Cumhuriyet'in ilanından sonra değişik işlevlerde kullanılan ve en son olarak da balık hali olarak hizmet gören yapı, restore edilerek, modern bir alışveriş merkezine dönüştürülmüştür.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 14:06   #79
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi




Milli Mücadeleden Önce Mustafa Kemal'in İzmir'i Ziyaretleri

Mustafa Kemal ilk olarak 1905 Şubatında İzmir'i görmüştür. Ali Fuat Cebesoy şunları söylemektedir;

"Mustafa Kemal, ben, Müfit Kırşehir ve diğer bazı mümtaz yüzbaşılar İstanbul Limanı'ndan kalkan bir Nemse Vapuruyla Beyrut'a hareket ettik.Ertesi gün öğle üzeri İzmir'e geldik. İzmir'i ilk defa görüyordum üç arkadaş bir araba tutarak Kordonboyu'nda dolaştık. Şehir fevkalade güzeldi. Şehirdeki gazinolarda orkestralar çalıyordu. Birine girmek istedik fakat; sonra vapuru kaçırmaktan korkarak bundan vazgeçtik,."

11 Ekim 1925 günü İzmir Belediye Balkonu'ndan halka hitaben yaptığı konuşmada: "Ben İzmir'i ilk gördüğüm gün mektebi terk ederek menfâma (sürgüne) gittiğim gündür. Bu güzel memlekette, menfâma giderken birkaç saat geçirmiştim. O zaman bu güzel rıhtımı baştan başa bize hasmîâi can olan yabancı bir ırkın mensuplarıyla memlû görmüştüm. O zaman hükmetmiştim ki; İzmir hakiki, asil ve necip Türk İzmirlilerden gitmişti.."

Mustafa Kemal Eylül 1907 de Selanik'e geçerken İzmir'e uğramıştır ki bu onun şehre ikinci gelişidir. Üçüncüsü Trablusgarb'a giderken, İzmir'e uğramıştır. 17 Ekim 1911 tarihinde Urla karantinasında içinde bulunduğu Rus vapurundan Selanik'te bulunan Fuat Bulca'ya yazdığı mektuptan anlıyoruz. Bu mektupta " .Vatanı Kurtarmak için şimdiye kadar olduğundan ziyade gayret ve fedakarlık zorunludur" demektedir.

Anadolu gazetesinin 9 Eylül 1913 tarihli sayısında, "Mustafa Kemal Bey" başlıklı yazıda şöyle denilmektedir:

İZMİR'İN KURTULUŞU VE GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN İZMİR'E GELİŞİ

30 Ağustos 1922'de Dumlupınar (Başkomutan) Meydan Muharebesi'nin kazanılması ile Yunan ordusu imha edilmiştir.
1 Eylül 1922'de "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir" emrini verir. 9 Eylül 1922'de ordumuz İzmir'i alır. Atatürk İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf (Orbay) Bey'e telgrafta: "Birliklerimiz İzmir doğu sırtlarında düşmanın son direnişini kırdıktan sonra bugün mağlup düşmanla beraber İzmir'imize zaferle girdik. Ben yarın öğleden itibaren İzmir'de bulunacağım"der.
Aynı gün Yunan'ın ateşe verdiği Kasaba'ya (Turgutlu) varıp burayı ve yanan köyleri geçer. Armutlu'ya gelinir. Burada mola verilir Mustafa Kemal koyu bir güneş gözlüğü taktığı için tanınmaz. Orada bulunan bir ihtiyar, koynundan bir resim çıkarır, bir kaç kere önce resme, sonra Mustafa Kemal'e bakar. Mustafa Kemal gözlüğünü alnına doğru kaldırınca ihtiyar daha yakına yanaşır ve daha dikkatli bakar. Birdenbire yüzünün rengi değişir, her yanı titreyerek, "Bu sensin, bu!"diye bağırır. Sonra orada bulunanlara dönerek, haykıra haykıra "Ey ahali koşun, koşun! Bu odur, Kemalimiz geldi!"der demez bütün halk otomobile koşar. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı kimi toprağı, kimi tekerlekleri öpüyor, kimi Mustafa Kemal'in boynuna, eline sarılıyor kimi otomobili omuzlarında taşımaya çalışıyordu.
Mustafa Kemal 9 Eylül 1922 Cumartesi günü karargahı ile Belkahve'ye varır. Bir incir ağacının altında Kadifekale'de şanlı bayrağımızın dalgalandığı İzmir'i uzun uzun seyreder. Düşman devletlerin karma donanması körfezdedir. Hava kararıncaya kadar burada kalır. Geceyi geçirmek için Nif (Kemalpaşa)'ya gelinir. Rüşen Eşref Ünaydın anlatır:
"Seni, bir iki basamak merdivenle ilk katına çıkılan, zaten sanırım o ev sadece bir katlı idi, o evin kapısından içeri girişte, başları beyaz örtülerle sımsıkı sarılı köy kadınları karşıladılar. ....Yedi sekiz kadın... Gölgeler gibi çekingendirler. Seni o dar girişte görünce, yerlere doğru eğildiler; sarılıp dizlerinden öptüler; baş örtülerinin ucu ile ayaklarından tozlar aldılar, bir ikisi o tozları gözlerine sürdüler! Ve onların gözlerinden senin ayakkabılarına yaşlar damladı. Sen onları ağır başla selamladın. Onlar senin önünde el bağladılar, yaşlı gözlerle sana uzun uzun baktılar. Bu el bağlayışlar, bu susuşlar sana bir sonsuz minneti ve hayranlığı bin sözden ne kadar daha iyi anlatıyordu."
Atatürk yanında Mareşal Fevzi (Çakmak) Garp Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa Garp Cephesi Kurmay Başkanı Asım (Gündüz) Paşa ve karargahı ile 10 Eylül 1922 günü İzmir'e girmiş burada Fahrettin (Altay) Paşa İle buluşarak doğruca Hükümet Konağına gitmiştir. İzmirliler kurtarıcılarını büyük bir törenle, sevinç ve coşkunlukla karşılamışlardır. İzmir Hükümet Konağı balkonundan, Konak alanını hınca hınç dolduran İzmirlileri, selamlayarak kısa bir konuşma yapar.
"Bu başarı milletindir" der.
Daha sonraları da yapılan her türlü hamleyi ve başarıyı hiç bir zaman kendine değil, canından çok sevdiği milletine mal etti.
Konak Meydanı'na İzmirli Türklerin büyük kurtarıcılarına armağanı olan bir açık otomobil getirirler. Otomobilin her yanı kırmızı beyaz kurdelelerle küçük beyaz güllerle süslenmiştir. Gül bahçesi gibi arabayı beğenerek seyreder. İzmirlilerin inceliğinden duygulanır. Fakat; çiçeklerin arasındaki kuzuyu fark edince, Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'e dönerek:
"Aman! Çabuk gidin söyleyin; şu kuzuyu kesmesinler..."
Ruşen Eşref Bey anlatır:
"Aşağıya çok hızla koştum. Fakat; kapını önüne varınca gördüm ki beyaz mermere al kanlar yayılmış, vaktinde yetişemediğimi arz için başımı ve ellerimi kaldırıp yukarı sana doğru baktım. Gördüm ki balkondan çekilmişsin şimdi o anı bir daha hatırladıkça, saldırgan ordusunu yok etmiş bir Muzaffer Başkomutanın bir kuzu kanı dökülmesine bakamayacak derecede bir insan yüreği taşır olduğunu hasretle bir daha anıyorum."
"Bingazi muharebatı esnasında Derne ve Tobruk kumandanlığı vazifesini kemal-i muvaffakiyet ve celadetle ifa edip bilahare Bolayır Ordusu Erkân-ı Harbiye riyasetine tayin buyrulup harekât-ı ahirede (Edirne'nin geri alınması) fevkalade ibraz-î faaliyet eyleyen erkan-ı harb binbaşısı Mustafa Kemal Bey'in bera-yı tedbil'i hava şehrimizi teşrif eyledikleri istihbar olunmuştur. Gazetemiz bu muhterem askere beyanı hoşamedi eylemeği vicdanı bir vazife, telakki eyleriz."

Anadolu Gazetesinde ki bu haber Mustafa Kemal'in Milli Mücadeleden önce dördüncü kez İzmir'e geldiğini göstermektedir. Ancak bununla ilgili olarak hiçbir kaynakta bilgi bulunmadığı gibi Atatürk'ün kendisi de bundan söz etmemektedir.

İZMİR'DE DÜŞMAN BAYRAĞINA SAYGI

Aynı gün öğleden sonra bir atın kuyruğuna bağlanmış yerde sürüyen Yunan bayrağını görünce "Bayrağı ters taşıyabilirler fakat; yerde süründürmesinler, bu bizim adetlerimize yakışmaz" diye haber gönderir ve bayrak atın kuyruğundan kaldırılır.

Daha sonra Mustafa Kemal yanına yazar Ruşen Eşref'i ve yaverlerini alarak otomobiline biner, biri otomobilinin önünde diğeri arkasında yer alan iki kısraklı süvari bölüğünün arasında, Konak Meydanı'ndan Karşıyaka'da onu konuk etmek için hazırlanmış eve gitmek üzere ayrılır.

Karşıyaka'daki kalacağı eve geldiğinde evin mermer taraçasına çıktıktan sonra kapının önüne ipek bir Yunan bayrağı serilmiştir. Üzerine basılacak bir yol halısı gibi yayılmıştır. Kadın ve erkek orada bulunan İzmirliler:

"Buyurunuz geçiniz.... Bizim öcümüzü yerine getiriniz. Yabancı kral bu evden içeri, bizim bayrağımıza basarak girmişti. Siz lütfedin, bu karşılıkla o lekeyi silin! Burası sizin şehrinizdir. Bu ev sizin evinizdir. Bu hak sizindir"diye yalvarıyorlardı. Mustafa Kemal yerde serili bayrağın önünde durur, ağlayarak yalvaran kadın ve erkeklere tatlılıkla bakarak;

"O geçmişte kötü etmiş. Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak çiğnenmez. Ben onun hatasını tekrar edemem"der. Bayrağı kaldırtır ve bembeyaz mermerlere basarak içeri girer. Ruşen Eşref Ünaydın "İşte sen İzmir'e ilk gün zaferinle böyle girdin"der.

İZMİR HEMŞEHRİLİĞİ

İzmirliler Atatürk'e 14 Eylül 1922 tarihinde hemşehrilik teklif ederler ve Atatürk tarafından kabul edilir. Atatürk, 24 Eylül 1922 tarihinde İzmir Muhterem Hamiyetli Ahalisine hitabı ile yazdığı mektupta:

"İzmir Belediye ve Yönetim Meclisleri aracılığı ile bana İzmir Hemşehriliği sanı verildiğini öğrendim. Ülkemizin Akdeniz'e karşı ışığı olan, düşman işgalinden kurtulması için bütün ülkeyi seve seve yıllarca sıkıntılara sürüklemiş bulunan İzmir'imizin hemşehrileri arasında sayılmak bana sonsuz bir sevinç ve övünç olmuştur.

Bundan yaklaşık üç yıl önce İzmir felaketi ile yüreği en büyük üzüntü ve aynı zamanda en güçlü bir inanç kararlılığı ile çarpmış; başladığımız bağımsızlık savaşında bana en güçlü umutları vermiş olan yiğit Erzurum halkı da beni hemşehrileri arasına almakla ödüllendirmiş oluyordu.

Bana ulusal savaşımızın, önemli bir girişiminin başlangıcını anımsatmakta bulunan Erzurum hemşehriliğine, savaşımızın zaferini müjdeleyen İzmir hemşehriliğini ekleyerek, değerli bir ödül vermiş oluyorsunuz.

İzmirli hemşehrilerime sevgi ve bağlılıkla teşekkürlerimi sunarım. İzmir'in acılarını gidermek için genel görevlerimizin verdiği zorunluluktan başka özel ve içten bir ilgi ile çalışmak, benim için bir ülkü olacaktır.

Hepinize selam ve sevgi hemşehrilerim"der.
İZMİR'İN KURTULUŞUNDAN SONRA ATATÜRK'ÜN İZMİR'E GELİŞLERİ

Gazi Mustafa Kemal 10 Eylül 1922'de İzmir'e geldikten sonra 29 Eylül 1922'de İzmir'den ayrılmıştır.
Bu tarihten sonra:
27 Ocak ------ 4 Şubat 1923
10 Şubat ------ 18 Şubat 1923
27 Temmuz ------ 2 Ağustos 1923
2 Ocak ------ 22 Şubat 1924
11 Ekim ------ 16 Ekim 1925
16 Haziran ------ 9 Temmuz 1926
27 Şubat ------ 5 Mart 1930
27 Ocak ------ 3 Şubat 1931
5 Şubat ------ 6 Şubat 1931
------ 8 Şubat 1931
31 Ocak ------ 4 Şubat 1933
9 Nisan ------ 13 Nisan 1934
22 Haziran ------ 24 Haziran 1934
Tarihlerinde İzmir'i ziyaret etmiştir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Aralık 2011, 14:06   #80
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Izmir il arşivi





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

1956 yılında Elazığ'da doğan KIRAÇ, ilk, orta ve lise eğitimini bu ilde tamamladı.

1975 yılında kazandığı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini 1979 yılında bitirdi.


1980 yılında Elazığ'da Maiyet Memurluğu görevine başladı.


1981-1982 yılları arasında Ağrı İli'nde Diyadin Kaymakam Vekilliği ve Belediye Başkanlığı ile Tutak ilçe Kaymakam Vekilliği görevlerinde bulundu.


66. Dönem Kaymakamlık Kursundan sonra 1983 yılında Hatay Hassa ilçesinde başladığı Kaymakamlık görevini 1986 yılına kadar sürdürdü.


1986-1988 yılları arasında Diyarbakır Kulp İlçe Kaymakamlığı, 1988-1992 yılları arasında Erzurum Vali Yardımcılığı görevinde bulundu.


1990-1991 yılları arasında eğitim amacıyla İçişleri Bakanlığı'nca İngiltere'ye gönderildi.


1 yıl İçişleri Bakanlığı İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı görevinde bulunduktan sonra, 1993-1994 yılları arasında Şırnak'ta ilk Valilik görevini yaptı.


1994-1997 yılları arasında Aksaray Valiliği, 8.11.1997-30.09.1999 tarihleri arasında Merkez Valiliği görevlerinde bulundu.


Milli Güvenlik Akademisi'ni 1998 yılında 44. Dönem mezunu olarak bitirdi.


30.09.1999-13.09.2004 tarihleri arasında Sakarya Valiliği, 25.8.2004-06.03.2007 tarihleri arasında Adana Valiliği görevlerinde bulundu.


Sayın KIRAÇ, 05.03.2007 Tarih ve 2007/11773 Sayılı Kararname ile İzmir Valiliği'ne atandı. 20.03.2007 tarihinde görevine başladı.

Evli ve 2 çocuk babasıdır.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
arşivi, il, izmir


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Tcl Arşivi AsiL TCL Scriptler 38 21 Temmuz 2008 18:02
BMW Arşivi Hasan Otomobil Haberleri 0 26 Temmuz 2006 11:32