IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  odeaweb

>
+
Etiketlenen Kullanıcılar

275Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30 Aralık 2021, 20:56   #111
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hayrola ..




Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler

__________________

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklamver bizimmekan reklamver
Alt 30 Aralık 2021, 20:56   #112
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Umudum olurmusun ..




Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler

__________________

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Aralık 2021, 01:08   #113
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net




Basta saglik, sonra huzur ve mutluluk dilerim herkese.
Yeni yilinizi simdiden kutlarim

__________________
Ey Türk Bayrağım,Vatanımın sembolu,Namusum !
Korkma yılma senin yanında bizler varız Vatanımızın sembolü. Bayragim. Bizler Osmanli Torunlariyiz. Senin yanındayiz asla yılma korkma.
Sen daima dalgalanacaksın




Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Aralık 2021, 07:45   #114
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net




Yeni yil ne getirir bilinmez ama MevLadan hayirli omur , bol keyifli neseli saglikli niye yillar diliyorum..Kalan omrumuz gecen omrumuzden hayirli olmasi dilegiyle..

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Aralık 2021, 19:24   #115
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net




Yeni yıl hepimiz icin kutlu olsun nice yıllara ins

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Aralık 2021, 19:43   #116
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


İlk önce herşeyin başı Sağlık olsun.
Kazancınız Bol ve Bereketli olsun.
Sabrınız çok Yüreğiniz Ferah olsun.
Yolunuz Bahtınız hep Açık olsun.
Gönlünüz şen olsun.
Sevdikleriniz hep yanınızda sizinle beraber olsun.
Sıkıntılar sizden Uzak olsun RABBİM yardımcınız olsun.
Ne dilediyseniz kabul olsun.
MEVLAM hayırlı huzurlu sağlıklı güzel bir YENİ YIL Cümlemize nasip eylesin.
*
Mutlu Yıllar Diliyorum.

__________________
char *adres = [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] for(int i = 0; *(adres + i); i++) { putchar(toupper(adres[i])); }
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Aralık 2021, 19:52   #117
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net




Öncelikle saglik sonra huzurlu mutlu yillar hepnize
insallah 2022 2021 yilli aratmaz 🧿🌸🌺🌹🌹

__________________

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.

Ve görüyorsun ki .. Alnımıza yazılanla ..Gönlümüze kazınan bir olmuyor…
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Aralık 2021, 20:16   #118
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yarım İstanbul'u Mesken mi Tuttun?




Yarım İstanbul'u Mesken mi Tuttun?


Yarim İstanbul'u mesken mi tuttun aman
Gördün güzelleri ben unuttun aman
Beni evinize köle mi tuttun aman

Gayri dayanacak özüm kalmadı aman
Mektuba yazacak sözüm kalmadı aman

Yarim sen gideli yedi yil oldu aman
Diktigin fidanlar meyveye döndü aman
Seninle gidenler silaci oldu aman

Gayri dayanacak özüm kalmadı aman
Mektuba yazacak sözüm kalmadı aman

Güz güneşi sarı sarı devriliyordu o ikindi üzeri de uzaklardaki mor dağların ardına. Elinde su testisi, köyün çeşme başında, sıraya girmişti. Yedi yıl önce beş altı yaşındaki kızlar şimdi varmışlardı on iki , on üçlerine. Düğün davulları aynı gün birlikte döğülen Hatça´yla Zalha´nın üçüncü çocukları koşup oynuyorlardı.Derin bir iç geçirdi.
Bir çocuğu olsaydı bâri. Oğlan değil, kızı. O zaman olsaydı şimdiye yedi yaşında. Çeşmeden su getirmese bile, evde aşa muşa el atar, ortalığı toplar, anasına can yoldaşı olurdu. Ama İstanbul gurbetinde yedi yıldır eylenen eri, istemezdi kız evlât. Erkek olmalıydı çocuğu. Erkek olmalı babası gibi bilekli, kocaman kocaman elli, ayaklı, kaşı gözü kudretten sürmeli. On yaşına varmadan, çifte çubuğa el atmalıydı. Yedi yıldır İstanbul gurbetinde eyleşen böyle isterdi oğlunu. Babasının soyunu sürdürmeli, köy çocuklarıyla dere kıyısında güleş tutup, kendi akranlarını yere kabak gibi vurmalıydı:
Gene derin bir iç geçirdi.

Yedi yıl, yedi koca yıldır İstanbul dedikleri güzeli bol, seyranı renkli İstanbul´da ne bekliyor da gelmek bilmiyordu? Sakın orda gül yüzlü, bal dudaklı, kara kaş kara gözlü bir güvercin göğsü topukluya... Ağlıyası geldi birden. Düşünmek istemiyordu bunu. O pençeli, o tuttuğunu koparan, o boylu poslu erkeğinin bir İstanbul kızına tutulup ondan dolayı sılasını unuttuğunu öğrense öldürürdü kendini. "Vallaha öldürürüm!" dedi içinden sert sert. "Günahı, vebali varsa ona. Kaba sakal hoca tevatür günah dediydi vaazda. Hele böyle bir şey olsun...."

Yanında bir karaltı. Kendine gelerek gözlerinin yaşardığına dikkat etti, sildi elinin tersiyle gözlerini.

Resullarin Emine anaydı gelen:

- Ne o kınalı kekliğim benim? dedi. Öksüzüm, yavrum. Ne ağlıyon? Telâşlandı:
- Yoook, ağlamıyorum nene...

Gün görmüş, umur sürmüş kırış kırış nene inanmadı:
- Ağlıyon kınalı kekliğim, sürmelim ağlıyon. Ben bilmem mi ne diye ağladığını? Vefasızın diktiği fidanlar meyveye geldi. Onunla gurbete gidenler yedinci sefer dönüyorlar sılaya. O nerde? Hani?

"Kınalı keklik" gene derinden bir çekti. Güneşin yarı yarıya derildiği mor dağlara baktı. Gözlerinden yuvarlananlara dur diyemiyordu gayri. Varsın aksınlardı Nene´nin dediği gibi, öksüze bu dünyada gülmek yoktu. Keten yelekli, burma bıyıklısı İstanbul gurbetinde belki de bembeyaz bir istanbul kızıyla unutmuştu sılasını. Dili de varmıyordu ama, unutmasa ne diye yedi yıldır dönüp gelmesin? Dönüp gelmedi diyelim, insan iki satır bir şeyler de mi yazamazdı? İlk gittiği aylar nasıl yazıyordu? Demek unutmuştu? Unutmuştu demek ha? Hıçkırdı. Genç, yaşlı kadınlar, ellerinin kınasıyla çiçeği burnunda kızlar toplandılar başına. Sormadılar hiçbir şey. Biliyorlardı. Sorup da ne diye yüreğini büstübün kaldırsınlar? Biri:
- Sus bacım, dedi. Sus! Bir başkası:
- Gözlerinden döktüğüne yazık!

Sağdan soldan herkes bir şey söylüyordu:
- El oğlu değil mi? En iyisinin köküne kibrit!
-Vallaha Amasyanın bardağı, biri olmazsa biri daha bence..
- En doğrusu bu ama....
- Dinlemiyor ki!
- Bu gençlik, bu tâzelik...
- Yedi yıl, yedi yıl anam. Dile kolay. İnsan eksik eteğini yedi yıl sılasında unutur mu?

Sıkıldı, bunaldı. Ağlamıyordu artık. Zaman zaman bu: Mâdem erkeği İstanbul gurbetinde yedi yıldır unutmuştu onu, o da varsın istidayı boşansın bir güzel, varsındı bir başkasına. Elini sallasa ellisi, başını sallasa...

Duramadı karıların arasında. Onüçünde bulup yitirdiği, yirmisine vardığı halde bir türlü geri dönemiyeni içinden bir sızı bir geçti. Testisini koydu çeşmenin iplik gibi akan suyunun altına. Testi dola dursun, gittiyse keyfinden mi gitmişti. İstanbul´a? Gözü kör olasıca yokluk. Düşmanına avuç açtıran yokluk yüzünden, birkaç para kazanıp öküzü ikileştirmek, birkaç dönüm tarla daha alıp babadan kalan bir kaç dönümüne eklemek için. O gece, o gece işte, nasıl yatırmıştı koluna! Nasıl okşamıştı saçlarını, neler demişti? İstanbul gurbetine gidecek, çok değil yazı orda geçirip, güze, olmazsa kışa koynunda desteyle para, dönecek. O zamana kadar bir de oğlu olmuş olursa, eh gayri, keyfine son olmıyacaktı!.

Başındaki beyat örtüyü çenesinin altında çözüp yeniden bağladı.
Yedi yıl, yedi koca yıl!
Kocasının isteğince bir oğlu olaydı bâri..

Testisinin dolup taşmakta olduğunun farkına bile varmadı: Bir oğlu olsa o zamandan bu zamana, altı yaşında mı olurdu? Bösböyük, palazlanmış delikanlı. Akranlarıyla dere kenarında güleş mi tutardı? Babası gibi pençeli olur da akranlarını yere kapak gibi mi vururdu? Ekimde tarlaya birlikte mi giderler, hasat vakti düveni birlikte mi sürerlerdi? Babasının kokusunu mu taşırdı?
- Kınalı keklik kaldın gene. Bak testin doldu, taşıyor!

Kendine geldi. İnsanoğlunun aklına şaştı. Gözleri testisindeydi güya. Testisinde olduğu halde, görememişti dolduğunu.

Çekti lülenin altından. Güldü acı acı.

Tuttu evinin yolunu. Tuttu ya, şimdi de aklından köyün yaşlıları, gençleri kaynaşmağa başlamıştı. Her kafadan bir ses:
- Deli anam deli bu!
- Doğru bacım, deli..
- Beni yedi yıldır sılamda unutacak da..
- Ben de hâlâ yolunu bekliyeceğim onu ha?

Sonra kafa kafaya, fısıl fısıl bir konuşma. Ah bu konuşma, ah bu konuşmalar... Evden içeri girerken, Dursunların Hacı´yı hâtırladı elinde olmıyarak. İnce, kapkara kaşları yıkıldı sinirli sinirli. Testiyi bıraktı kapının yanına, geçti pencerenin önünde dayandı duvara sağ omzuyla. Odada kimse yoktu, tek başınaydı ya, deminki karılar, kızlar, orta yaşlıların hayalleri doldurmuştu odayı. Alev saçan bakışlarıyla sanki topuna haykırdı:
- Dursunların Hacı, Kara Hacı başınızda parçalansın. Atın yerine eşeği bağlamıyacağım işte, bağlamıyacağım!

Kara Hacı da neydi ki sırma bıyıklı Ali´sinin yanında? Değil yedi yıl, on yıl dönmese sılasına, onu gene unutamazdı işte!

Güz güneşi çoktaan devrilip gitmişti mor dağların ardına. Gece iniyordu köye ağır ağır. Loş oda farkına varılmaksızın kararıyor, derinleşiyordu. Derken bu yandaki kapkara dağların ardından bakır kızılı kocaman bir ayın tekeri gözüktü. Sonra ağır ağır yükseldi göklere, ufaldı, bakır kızılını yitirdi, pırıl pırıl yanmağa, saz örtülü dumanlarıyla ker--- evleri süslemeğe başladı.

Canı ne yemek istiyordu, ne de su.

Gel desen gelmez miydim? Şu güzellerin doldurduğu elmastan kadehleri ben dolduramaz mıydım?

Ali bakıyordu, sadece bakıyordu.

Oysa hem ağlıyor, hem söylüyordu:
- Ketenden yeleğini bile ben dikmedim miydi? Benim gibi bir öksüze dünyayı haram etmeğe nasıl kıydın? Yiğitliğine yakışır mıydı gurbette beklemek dayanacak özümün tükendiğini anlamadm mı?

Ali susuyor, boyuna susuyordu. Taştan ses çıkıyor, Ali´den çıkınıyordu. Sözlerinin ardını getirdi ağlıya ağlıya:
- İnsafsız yedi yıl oldu sen gideli, diktiğin fidanlar meyvaya geldi tekmil. Birlikte gittiklerinizin tümü yedişer sefer geldiler sılalarına. Buraların güzelleri çoktur ama sana yaramaz. Durmadın sözünde Ali´m. Sözünde durmayana erkek demezler biliyor musun? Kavlimizde gidip de dönmemek varmıydı vefasız?

Fakat Ali hiç ses vermeden bakmış bakmış, sonra çekip giderken duman olmuştu âdeta. Bağırmıştı ardından, bağırmış, bağırmış... Fakat Ali...

Uyandı. Güneş bir mızrak boyu yükselmişti Kalktı yaslandığı yerden:
- Hayırdır inşallah, dedi.

Kalktı usulcak, gitti kapıya, örttü, kalın tahta sürgüsünü itti. Ne olur ne olmazdı. Kara, kuru Hacı kötü dadanmıştı çünkü. Köy bakkalında kafayı çekip elinde saz, düşüyordu tek gözden ibaret evininin yakınlarına. Daha bir günden bir güne ne kapısına dayanıp böyle böyle demiş, ne de çeşmeye giderken, yahut da tarlanın yolunu tek başına tuttuğunda yolunu kesmişti. Kesmemiş, lâf da atmamıştı ama, köyün cadı karıları pek yakıştırmışlar onu Kara Hacı´ya! Yedi yıldır İstanbul´u mesken tutan vefasızını düşüne düşüne uykuya varıverdi. Dünya çoktan silinmiş, ay devrini tamamlayıp elini eteğini çekmişti dünyanın göklerinden.

Devrile kaldığı yerde mışıl mışıl uyuyordu.
Uykusunda düş.
Düşünde İstanbul gurbeti. Taşı toprağı altındandı İstanbul gurbetinin. Ali´sini aramağa gitmişti düşünde. Bulmuştu da. Güzellerin arasındaydı. Bir kıyıdan bakıyordu. Güzellerden biri dizine başını koyup uzanmıştı boylu boyunca. Bir başkası gümüş bir kupayla şarap veriyor, daha bir başkası da dudağından öpmeğe uzatıyordu dudaklarını.

O zaman, o zaman işte, gizlendiği kıyıdan çıkıvermişti. Ali şaşırmış, bırakıp güzellerini, koşmuştu yanına. Açmıştı ağzını Ali´sine, yummuştu gözünü:

- İstanbul´u mesken mi tuttun? Bu güzelleri gördün beni unuttun mu? Sılasına gelmeğe yemin mi ettin yoksa?

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Aralık 2021, 20:17   #119
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çarşambayı Sel Aldı




Çarşambayı Sel Aldı

Çarşamba'yı sel aldı
Bir yar sevdim el aldı
Keşke sevmez olaydım
Elim koynunda kaldı

Oy ne imiş ne imiş
Kaderim böyle imiş
Gizli sevda çekmesi
Ateşten gömlek imiş

Çarşamba yollarında
Kelepçe kollarımda
Allah canımı alsın
O yarin kollarında

Oy ne imiş ne imiş
Kaderim böyle imiş
Gizli sevda çekmesi
Ateşten gömlek imiş

Çarşamba yazıları
Körpedir kuzuları
Allah alnıma yazmış
Bu kara yazıları

Oy ne imiş ne imiş
Kaderim böyle imiş
Gizli sevda çekmesi
Ateşten gömlek imiş

Ahmet, Abdal Deresi'nin kıyısındaki yoksul köylülerden birinin oğluydu. Kara sevdası karşılık bulmuş, Melek ona kalbini açmıştı. Nişanlandılar ve Ahmet askere gitti. Ağa oğlu Mehmet Ali, Melek'e göz koydu. Melek, Mehmet Ali'yi reddedince, ağa oğlu ve adamları tarafından dağa kaldırıldı. Kötü haberi alınca firar eden Ahmet, silahını alıp, yollara düştü. Gece gündüz Melek'i aradı. Bir gün yağmur yağdı, Yeşilırmak taştı. Çarşamba bir anda göle döndü. Sel, Canik Dağları'ndan aşağı bir çığ gibi, önüne kattığı herşeyi sürükledi. Selin ardından hayat yeniden normale döndü. Abdal Deresi'nin Yeşilırmak'a döküldüğü yerde ahali toplandı. Derenin nehre bağlandığı yerdeki kayanın üstünde, selin getirdiği iki kişinin cesedi görüldü. Cesetler, Melek ve Ahmet'e aitti. Elele tutuşmuş öylece yatıyorlardı. Rivayete göre büyük kaya parçası, yedi yerinden ayrıldı ve her birinden bir servi boyu su fışkırdı. Ahali dua etti. Dualar, yıllardır can alan, insanların acısını dile getiren dizelere dönüştü.' Çarşamba'yı sel aldı' türküsü de, o acı mırıltılardan doğdu. Kayanın bulunduğu yere daha sonra bir su değirmeni kuruldu ve o yöre 'Değirmenbaşı' olarak anıldı. Ahşap değirmenin yedi taşı vardı. Yedi oluğuna su veren set üzerinden yedi kez yürümek, sağ ve sol omuz üzerinden yedişer kez su atmak uğur sayıldı. Her Hıdırellez'de tekrarlanan gelenek, 1970'lerde değirmenin yıkılmasına kadar sürdü.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Aralık 2021, 20:17   #120
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Ben Seni Urfa'da Sevdim




Ben Seni Urfa'da Sevdim

Ben seni Urfa'da sevdim, Urfa'yı sende sevdim...
Susamış topraklarda sen vardın,
Çıldırtan hazzımdın, yangınımdın,sızımdın...
Rüzgârında serinledim, saçlarını sevdim,
Temmuzunda terledim, gölgeni sevdim,
Dudaklarında susadım, suyu sevdim,
Anzılha’da seni sevdim...
Balıkta gölü sevdim...
Ben seni Urfa'da sevdim...

Yorgun akardı Fırat,akşam üstüleri,
Sevdalı gözlerden, akşam üstüleriydi,
Sevda türküleri dinlediğim...
Türküleri sevdim, türkülerde seni sevdim,
Ben seni Urfa'da sevdim...
Yürüdüğümüz,
Kavak ağaçlarının
“Sevgilinin omzunda başları”
Dans ettiği bir yoldu.
Dinlediğimiz,”Sezen Aksu”ydu...
“Ahh Kavaklar “ diyordu...
“Sezen” ağlıyordu, sen ağlıyordun,
Kavaklar* ağlıyordu...
Kavakları sevdim, kavakları sende sevdim,
Ben seni Urfa'da sevdim...

Şubatında yağmurunu yedim,
Çamurunu taşıdı ayaklarım,
Kaç yağmur seni bekledim,
Seni yağmurda sevdim,yağmurda özledim,
Urfa'yı sende sevdim, sende özledim...
Sustun öfkeni sevdim, konuştun sesini sevdim.
Okudum mektuplarını sevdim,
Özledim diyen mesajlarını sevdim.
Nazını sevdim, sazını sevdim,
Aşkın imkânsızını sevdim...
Ben seni Urfa'da sevdim...

Yüreğin yâr oldu bana, Harran diyar oldu bana.
Ben seni yâr diye sevdim, Urfa diyar diye sevdim.
Ben seni Urfa'da sevdim, Urfa'yı sende sevdim...
Seni sevdim, seni çok sevdim,
Ben seni Urfa'da sevdim...

Dr.Himmet KARAZEYBEK-15.2.2001-Perşembe gecesi-

(* Onno Tunç tarafından bestelenen “Kavaklar'şiiri Metin Altıok'a aittir)

Himmet Karazeybek

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Antoloji.Com

SEN VURALI YARALIYAM (Urfalı sevmiş) Şiir

Sen vuralı yaralıyam,
Günbegün sarariyam.
El çektin benden, vurdun inceden.
Sen de sevmiştin, sakladın benden.
Anlamadım mı fayda yok senden...

Dost değil, dost değil, dost görünür feleğim.
Yaralı (yaradır), yaralıdır yâre yaralı yüreğim.
Urfalı sevmiş, doğrudur güzelim.
Senin de gönlün var, al yanaklı yar.

Gül verim öküsüzüme,
Al gülümü tak göğsüne.
Koy yüreğinin üstüne,
Can versin gül tenine.

Köz var sinemde, sır var sözümde,
Sözümün sırrı yârin isminde.
Arif'im bu sır bendedir, bende.

Dost değil, dost değil, dost görünür feleğim.
Yaradır, yaralıdır yâre yaralı yüreğim.
Urfalı sevmiş doğrudur güzelim.
Senin de gönlün var, al yanaklı yar...

Söz/Müzik: Arif ÇELİK

Kaynak: Alıntılar

Çoğumuzu etkileyen türkülerimizden birdir.
Güzel sözleri ve müzik eşliğinde geçmiş anıları anlatımıda süperdi.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
., .., 80 lerde çocuk olmak, acı doktor (bak bebeğe), ağgül seni cemekanda görmüşler, ah bir ateş ver, aksaray develisi, ankara'da yedim taze meyvayı, asrı gurbet harap etmiş köyümü, ataol behramoğlu | ben mi? evet, aşk için sevgi için, aşk mı hayat mı, bazen aklıma geliyorsun, bazen bildiklerin, bedir türküsü, bekle beni, ben seni urfa'da sevdim, bir dolu kelimemiz var ancak hiç biri içimize dokunmuyor, bir gün elbet aylara, bir sus bırak, birbirimizin yarasını kanattık, birgün bıkarsan benden ali akçeken, bu şehrin baharları, bugün anladım, bulduğunu sandığı şey gerçekte aradığı değildir, bütün teller ses vermez olur acılar diner, cahil ama mutluyduk, çanakkale türküsünün hikayesi (öyküsü), çarşambayı sel aldı, deniz gibi, fırtına, gidenler gitmişti..., gitme, gururu olmaz, gülüşlerimden öperek uyandır beni..., günahlarin bedeli, günlere de bölünür, gök gibi, görünmez, gözlerin gibi mavi şeyler, hastane önünde incir ağacı, hayal oyunlari, hayrola .., hekimoğlu, ihanet, kesik çayır biçilir mi, kesik çayır biçilir mi? - konya yöresi, kilitli kutu, kiraz aldım dikmeden - türkülerimizin hikayeleri, kiziroğlu mustafa bey, kırmızı gül demet demet, kıyamıyorum, merak etme, mihriban’ın gerçek hikayesi, molla ahmed'in türküsü, müebbet bir zaman hasan tomuk, nerde aşk görsen kana buluyorsun., neyin sabrı bu gösterdiğim, oğuz esen - akrep şarkı sözü, oğuz esen - sensiz kaldım şarkı sözü, oğuz esen - sevmedim şarkı sözü, oğuz esen - you lost şarkı sözü, ogün sanlısoy - anla dünü şarkı sözü, ogün sanlısoy - dayanamam (düet özlem tekin) şarkı sözü, olmadi iste, ormancı türküsü, pencereden bir taş geldi (mamoş), pentagram - sonsuzluk şarkı sözü, pentagram - sır şarkı sözü, pınar dilşeker - ben miyim zalim şarkı sözü, pınar dilşeker - dur gitme şarkı sözü, pınar dilşeker - gel etme şarkı sözü, raci alkır - aya bak nice gider şarkı sözü, romantik erhan - acılı bacılı, rubato - bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm, sanatın kamburları, sardunyalar, sarı yıldız mavi yıldız, savruldum rüzgarında, sen, sen git iyisi, sen hiç, sence aşktan daha gerçek olan ne var, seni bende unuttun !!, sessiz gidiş, sildim seni bir kalemde, sonunda bitti galiba, söyle, tutku, tutuyorum gözyaşlarımı, umudum olurmusun, varmısın benimle, vazgecemedık, ve gözüm yoktu senin gözlerinde doğmayan sabahlara, yağmur şehre bir yağdı ben ağladım, yandım hudey türküsü (türkmen gelini), yarım istanbul'u mesken mi tuttun?, yasandı bitti, yaşa, yaşama tekrar doğduğumu hissediyorum., yeni yılımız, Ümit, yüksek yüksek tepelere, zülüf dökülmüş yüze - orta anadolu yöresi, ö., öğrendiklerinin acı verir., şen olasın ürgüp (cemal'ım)


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Yaşam ile ilgili Anlamlı Sözler, Hayatla ilgili Özlü Sözler PauL Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 12 Mart 2012 15:44
Anlamlı Sözler Anlamlı Mesajlar PauL Aşk ve Sevgi Köşesi 0 05 Kasım 2011 15:01
Cemal Süreya dan; Aşk Ve Anlamlı Sözler.. / Şiir Sözleri + Şiirsel Sözler.. Sevda Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 1 07 Ekim 2011 21:52
Güzel ve Anlamlı Sözler ... BiaT IF Ekstra 0 16 Haziran 2009 03:08
Anlamlı Sözler noLove Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 4 31 Mart 2009 01:39