![]() |
Sonunda bitti galiba .. Ben seni severken de senden habersiz sevmiştim. Belki de kendimden bile habersiz... Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz;bir tane .. olmuştun sen... Öyle ya; .. Sen bir taneydin … Eşin benzerin yoktu yeryüzünde … Yoktu Sen Kadar Güzel Güleni … Yaşanmamış ve yaşamamış olsam bile Sen Özeldin... Aşk Özeldi.... Ama a$k bitti Yağmurda Aşk Başkadır diyenlere gülüyordum ama bende yağmurda üşüyen ellerini severek başladım seni sevmeye... Aralıktı... Bizim mahalleye hiç o kadar güzel yağmur yağmazdı... Önce aldırmadım seninle güzelleşen herşeye... Sonra tüm parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deliler gibi özlediğimi... Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın... Ve ben her seferinde en baştan başladım... Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok... Ben senden vazgeçmek istiyorum … Sen gittiğin günden beri senden vazgeçiyorum..... Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum... |
Cevap: Sonunda bitti galiba .. Hanımefendi emeğinize sağlık paylaşım için teşekkürler |
Cevap: Sonunda bitti galiba .. Güzel satırlardı gene eline sağlık.. |
Cevap: aŞk mı ? hayat mı ? Güzel çalışmaydı gene eline sağlık kolay gelsin.. |
Cevap: aŞk mı ? hayat mı ? Bence aşk insan mutlu oluyor) |
Cevap: Sonunda bitti galiba .. eline saglik . |
Cevap: Tutku .. Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: Sonunda bitti galiba .. Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: aŞk mı ? hayat mı ? Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: Sildim seni bir kalemde Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: Müebbet Bir Zaman Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: Müebbet Bir Zaman Yüregine saglik kuzum |
Cevap: Sildim seni bir kalemde Yüregine saglik kuzum |
Cevap: aŞk mı ? hayat mı ? Yüregine saglik kuzum |
Cevap: Sonunda bitti galiba .. Yüregine saglik kuzum |
Cevap: Ümit .. Yüregine saglik kuzum |
Cevap: Kıyamıyorum Yüregine saglik kuzum |
Cevap: Umudum olurmusun .. Yüregine saglik kuzum |
Cevap: Hayrola .. Yüregine saglik kuzum |
Cevap: Merak etme .. Yüregine saglik kuzum |
Cevap: Kıyamıyorum Emeğine sağlık Canım. |
Cevap: Merak etme .. Emeğine sağlık |
Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bir yılı daha geride bırakıyoruz nicelerini geride bıraktığımız gibi … Şimdi ise saatler sonra takvimler bambaşka bir yılı gösterecek bize, ne kadar ömrümüz kaldı ise. Muhasebelere başlandı mı? “Herşeyi unut. Hiç konuşmadan. Lambayı kapat. Derdin olmadan.” Köşelerin sana acı verdi mi? - Verdiyse öğrendin. Peki ya kahkahaların ? Sana ilham oldular mı? - Olduysa öğrendin. İkiyüzlülükleri farketmek sana ders oldu mu? - Olduysa büyüdün. İstediklerini yaşadın mı? - Yer gök duadır, demek ki seviliyorsun. Şükretmeyi de hiç unutma. Bir şeyleri olduramadıysan sana “ya nasip” demek kısmet oldu mu? - Olduysa ne mutlu sana. Tıkıp kalmışsan bir yerlere ya da bir şeylere, “yetti be” diyebildin mi? - Dediysen artık her şey başka olacak. Henüz diyemediysen gerçekte ne istediğini düşün. Yapmak istediklerin başka yaptıkların başka ise “fark” ettin mi? - Farkettiğin kadar ilerleyeceksin demektir hiç merak etme. Ya da hayatının altı üstüne mi geldi ? - Güven Yaradan’a. İnan demek ki bu olan senin için daha iyi olacak. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bir şeyleri özledin mi bilmediğin zamanlardan ? - O zaman her şeyi daha iyi anlamış olmalısın. Gözyaşların kırık kalbine ilaç oldu mu? - O halde daha fazla keyif al. Söylenen yalanları anladın mı? - Anladıysan kırılganlığınla daha güçlü olabilirsin artık. Yumruklarını sıktın mı söyleyemediklerin için ? - Üzülecek bir şey yok. Sadece fazla biriktirme 🙂 Bu sene de tutturamadın mı? - Olsun ziyanı yok. Bir daha denersin. Bunun için koskocaman bir 2022 var.. Kendinle tanıştın mı, barıştın mı? - Evet mi? O zaman yüklen sırtlan onu ve mutlu et. - Hayır mı? Hala başlamadıysan bu sene kendine bir iyilik yap. Ve kendinle tanışmaya ve barışmaya niyet et. Umutlar, Peri tozları, İlham perileri, Aşk okları, Bu yıl daha da korkusuz ol, cesaretinle yüksel, ruhunla kuşat, sevginle sar, aşkınla şifalan, bereketinle paylaş, sağlığınla nefes ol, kalbin ile kendin ol. Sağlık ile Hayırlı ve uğurlu bir yıl olması dileğiyle. Mutlu Senelere Gevezeyiz.Net Ailesi [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net Yeni bir yıl.. Neler getirip, neler götürecek bilinmez. Dileğim, sağlık, mutluluk, huzur,barış getirsin. Sevdiklerimizi, umutlarımızı, yive güzel ne varsa hayatımız da hiç birini götürmesin. Kim neyi özlüyor diliyorsa yanı başında bulsun. Masmavi bir yıl olsun |
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net KutLu oLsun Yeni yiLiniz.. Benim icin hergun yeni yiL..;s5 |
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net Hanımefendi çok mersi sizlerinde kutlu olsun yeni yılınız yeni yıl size kalbinizde ne güzellikler varsa onuz olsun sevdiklerinizle güzellikler içinde güzel bir yıl geçirmeniz dileğiyle çok teşekkür ediyorum. |
Cevap: Merak etme .. Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: Ümit .. Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net Huzur sağlık sıhhat afiyet,hastalıkların kol gezmediği bu virüs illetinin son bulduğu herkesin sevdikleri ile dolu dolu günler geçireceği güzel bir sene olur inşallah,Yeni yılınız Kutlu olsun.Hoş Gel 2022. |
Cevap: Kıyamıyorum Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: Hayrola .. Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: Umudum olurmusun .. Emeğine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler |
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net Basta saglik, sonra huzur ve mutluluk dilerim herkese. Yeni yilinizi simdiden kutlarim |
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net Yeni yil ne getirir bilinmez ama MevLadan hayirli omur , bol keyifli neseli saglikli niye yillar diliyorum..Kalan omrumuz gecen omrumuzden hayirli olmasi dilegiyle.. |
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net Yeni yıl hepimiz icin kutlu olsun nice yıllara ins |
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] İlk önce herşeyin başı Sağlık olsun. Kazancınız Bol ve Bereketli olsun. Sabrınız çok Yüreğiniz Ferah olsun. Yolunuz Bahtınız hep Açık olsun. Gönlünüz şen olsun. Sevdikleriniz hep yanınızda sizinle beraber olsun. Sıkıntılar sizden Uzak olsun RABBİM yardımcınız olsun. Ne dilediyseniz kabul olsun. MEVLAM hayırlı huzurlu sağlıklı güzel bir YENİ YIL Cümlemize nasip eylesin. * Mutlu Yıllar Diliyorum. |
Cevap: Yeni Yılımız Kutlu Olsun Gevezeyiz.Net Öncelikle saglik sonra huzurlu mutlu yillar hepnize insallah 2022 2021 yilli aratmaz 🧿🌸🌺🌹🌹 |
Yarım İstanbul'u Mesken mi Tuttun? Yarım İstanbul'u Mesken mi Tuttun? Yarim İstanbul'u mesken mi tuttun aman Gördün güzelleri ben unuttun aman Beni evinize köle mi tuttun aman Gayri dayanacak özüm kalmadı aman Mektuba yazacak sözüm kalmadı aman Yarim sen gideli yedi yil oldu aman Diktigin fidanlar meyveye döndü aman Seninle gidenler silaci oldu aman Gayri dayanacak özüm kalmadı aman Mektuba yazacak sözüm kalmadı aman Güz güneşi sarı sarı devriliyordu o ikindi üzeri de uzaklardaki mor dağların ardına. Elinde su testisi, köyün çeşme başında, sıraya girmişti. Yedi yıl önce beş altı yaşındaki kızlar şimdi varmışlardı on iki , on üçlerine. Düğün davulları aynı gün birlikte döğülen Hatça´yla Zalha´nın üçüncü çocukları koşup oynuyorlardı.Derin bir iç geçirdi. Bir çocuğu olsaydı bâri. Oğlan değil, kızı. O zaman olsaydı şimdiye yedi yaşında. Çeşmeden su getirmese bile, evde aşa muşa el atar, ortalığı toplar, anasına can yoldaşı olurdu. Ama İstanbul gurbetinde yedi yıldır eylenen eri, istemezdi kız evlât. Erkek olmalıydı çocuğu. Erkek olmalı babası gibi bilekli, kocaman kocaman elli, ayaklı, kaşı gözü kudretten sürmeli. On yaşına varmadan, çifte çubuğa el atmalıydı. Yedi yıldır İstanbul gurbetinde eyleşen böyle isterdi oğlunu. Babasının soyunu sürdürmeli, köy çocuklarıyla dere kıyısında güleş tutup, kendi akranlarını yere kabak gibi vurmalıydı: Gene derin bir iç geçirdi. Yedi yıl, yedi koca yıldır İstanbul dedikleri güzeli bol, seyranı renkli İstanbul´da ne bekliyor da gelmek bilmiyordu? Sakın orda gül yüzlü, bal dudaklı, kara kaş kara gözlü bir güvercin göğsü topukluya... Ağlıyası geldi birden. Düşünmek istemiyordu bunu. O pençeli, o tuttuğunu koparan, o boylu poslu erkeğinin bir İstanbul kızına tutulup ondan dolayı sılasını unuttuğunu öğrense öldürürdü kendini. "Vallaha öldürürüm!" dedi içinden sert sert. "Günahı, vebali varsa ona. Kaba sakal hoca tevatür günah dediydi vaazda. Hele böyle bir şey olsun...." Yanında bir karaltı. Kendine gelerek gözlerinin yaşardığına dikkat etti, sildi elinin tersiyle gözlerini. Resullarin Emine anaydı gelen: - Ne o kınalı kekliğim benim? dedi. Öksüzüm, yavrum. Ne ağlıyon? Telâşlandı: - Yoook, ağlamıyorum nene... Gün görmüş, umur sürmüş kırış kırış nene inanmadı: - Ağlıyon kınalı kekliğim, sürmelim ağlıyon. Ben bilmem mi ne diye ağladığını? Vefasızın diktiği fidanlar meyveye geldi. Onunla gurbete gidenler yedinci sefer dönüyorlar sılaya. O nerde? Hani? "Kınalı keklik" gene derinden bir çekti. Güneşin yarı yarıya derildiği mor dağlara baktı. Gözlerinden yuvarlananlara dur diyemiyordu gayri. Varsın aksınlardı Nene´nin dediği gibi, öksüze bu dünyada gülmek yoktu. Keten yelekli, burma bıyıklısı İstanbul gurbetinde belki de bembeyaz bir istanbul kızıyla unutmuştu sılasını. Dili de varmıyordu ama, unutmasa ne diye yedi yıldır dönüp gelmesin? Dönüp gelmedi diyelim, insan iki satır bir şeyler de mi yazamazdı? İlk gittiği aylar nasıl yazıyordu? Demek unutmuştu? Unutmuştu demek ha? Hıçkırdı. Genç, yaşlı kadınlar, ellerinin kınasıyla çiçeği burnunda kızlar toplandılar başına. Sormadılar hiçbir şey. Biliyorlardı. Sorup da ne diye yüreğini büstübün kaldırsınlar? Biri: - Sus bacım, dedi. Sus! Bir başkası: - Gözlerinden döktüğüne yazık! Sağdan soldan herkes bir şey söylüyordu: - El oğlu değil mi? En iyisinin köküne kibrit! -Vallaha Amasyanın bardağı, biri olmazsa biri daha bence.. - En doğrusu bu ama.... - Dinlemiyor ki! - Bu gençlik, bu tâzelik... - Yedi yıl, yedi yıl anam. Dile kolay. İnsan eksik eteğini yedi yıl sılasında unutur mu? Sıkıldı, bunaldı. Ağlamıyordu artık. Zaman zaman bu: Mâdem erkeği İstanbul gurbetinde yedi yıldır unutmuştu onu, o da varsın istidayı boşansın bir güzel, varsındı bir başkasına. Elini sallasa ellisi, başını sallasa... Duramadı karıların arasında. Onüçünde bulup yitirdiği, yirmisine vardığı halde bir türlü geri dönemiyeni içinden bir sızı bir geçti. Testisini koydu çeşmenin iplik gibi akan suyunun altına. Testi dola dursun, gittiyse keyfinden mi gitmişti. İstanbul´a? Gözü kör olasıca yokluk. Düşmanına avuç açtıran yokluk yüzünden, birkaç para kazanıp öküzü ikileştirmek, birkaç dönüm tarla daha alıp babadan kalan bir kaç dönümüne eklemek için. O gece, o gece işte, nasıl yatırmıştı koluna! Nasıl okşamıştı saçlarını, neler demişti? İstanbul gurbetine gidecek, çok değil yazı orda geçirip, güze, olmazsa kışa koynunda desteyle para, dönecek. O zamana kadar bir de oğlu olmuş olursa, eh gayri, keyfine son olmıyacaktı!. Başındaki beyat örtüyü çenesinin altında çözüp yeniden bağladı. Yedi yıl, yedi koca yıl! Kocasının isteğince bir oğlu olaydı bâri.. Testisinin dolup taşmakta olduğunun farkına bile varmadı: Bir oğlu olsa o zamandan bu zamana, altı yaşında mı olurdu? Bösböyük, palazlanmış delikanlı. Akranlarıyla dere kenarında güleş mi tutardı? Babası gibi pençeli olur da akranlarını yere kapak gibi mi vururdu? Ekimde tarlaya birlikte mi giderler, hasat vakti düveni birlikte mi sürerlerdi? Babasının kokusunu mu taşırdı? - Kınalı keklik kaldın gene. Bak testin doldu, taşıyor! Kendine geldi. İnsanoğlunun aklına şaştı. Gözleri testisindeydi güya. Testisinde olduğu halde, görememişti dolduğunu. Çekti lülenin altından. Güldü acı acı. Tuttu evinin yolunu. Tuttu ya, şimdi de aklından köyün yaşlıları, gençleri kaynaşmağa başlamıştı. Her kafadan bir ses: - Deli anam deli bu! - Doğru bacım, deli.. - Beni yedi yıldır sılamda unutacak da.. - Ben de hâlâ yolunu bekliyeceğim onu ha? Sonra kafa kafaya, fısıl fısıl bir konuşma. Ah bu konuşma, ah bu konuşmalar... Evden içeri girerken, Dursunların Hacı´yı hâtırladı elinde olmıyarak. İnce, kapkara kaşları yıkıldı sinirli sinirli. Testiyi bıraktı kapının yanına, geçti pencerenin önünde dayandı duvara sağ omzuyla. Odada kimse yoktu, tek başınaydı ya, deminki karılar, kızlar, orta yaşlıların hayalleri doldurmuştu odayı. Alev saçan bakışlarıyla sanki topuna haykırdı: - Dursunların Hacı, Kara Hacı başınızda parçalansın. Atın yerine eşeği bağlamıyacağım işte, bağlamıyacağım! Kara Hacı da neydi ki sırma bıyıklı Ali´sinin yanında? Değil yedi yıl, on yıl dönmese sılasına, onu gene unutamazdı işte! Güz güneşi çoktaan devrilip gitmişti mor dağların ardına. Gece iniyordu köye ağır ağır. Loş oda farkına varılmaksızın kararıyor, derinleşiyordu. Derken bu yandaki kapkara dağların ardından bakır kızılı kocaman bir ayın tekeri gözüktü. Sonra ağır ağır yükseldi göklere, ufaldı, bakır kızılını yitirdi, pırıl pırıl yanmağa, saz örtülü dumanlarıyla ker--- evleri süslemeğe başladı. Canı ne yemek istiyordu, ne de su. Gel desen gelmez miydim? Şu güzellerin doldurduğu elmastan kadehleri ben dolduramaz mıydım? Ali bakıyordu, sadece bakıyordu. Oysa hem ağlıyor, hem söylüyordu: - Ketenden yeleğini bile ben dikmedim miydi? Benim gibi bir öksüze dünyayı haram etmeğe nasıl kıydın? Yiğitliğine yakışır mıydı gurbette beklemek dayanacak özümün tükendiğini anlamadm mı? Ali susuyor, boyuna susuyordu. Taştan ses çıkıyor, Ali´den çıkınıyordu. Sözlerinin ardını getirdi ağlıya ağlıya: - İnsafsız yedi yıl oldu sen gideli, diktiğin fidanlar meyvaya geldi tekmil. Birlikte gittiklerinizin tümü yedişer sefer geldiler sılalarına. Buraların güzelleri çoktur ama sana yaramaz. Durmadın sözünde Ali´m. Sözünde durmayana erkek demezler biliyor musun? Kavlimizde gidip de dönmemek varmıydı vefasız? Fakat Ali hiç ses vermeden bakmış bakmış, sonra çekip giderken duman olmuştu âdeta. Bağırmıştı ardından, bağırmış, bağırmış... Fakat Ali... Uyandı. Güneş bir mızrak boyu yükselmişti Kalktı yaslandığı yerden: - Hayırdır inşallah, dedi. Kalktı usulcak, gitti kapıya, örttü, kalın tahta sürgüsünü itti. Ne olur ne olmazdı. Kara, kuru Hacı kötü dadanmıştı çünkü. Köy bakkalında kafayı çekip elinde saz, düşüyordu tek gözden ibaret evininin yakınlarına. Daha bir günden bir güne ne kapısına dayanıp böyle böyle demiş, ne de çeşmeye giderken, yahut da tarlanın yolunu tek başına tuttuğunda yolunu kesmişti. Kesmemiş, lâf da atmamıştı ama, köyün cadı karıları pek yakıştırmışlar onu Kara Hacı´ya! Yedi yıldır İstanbul´u mesken tutan vefasızını düşüne düşüne uykuya varıverdi. Dünya çoktan silinmiş, ay devrini tamamlayıp elini eteğini çekmişti dünyanın göklerinden. Devrile kaldığı yerde mışıl mışıl uyuyordu. Uykusunda düş. Düşünde İstanbul gurbeti. Taşı toprağı altındandı İstanbul gurbetinin. Ali´sini aramağa gitmişti düşünde. Bulmuştu da. Güzellerin arasındaydı. Bir kıyıdan bakıyordu. Güzellerden biri dizine başını koyup uzanmıştı boylu boyunca. Bir başkası gümüş bir kupayla şarap veriyor, daha bir başkası da dudağından öpmeğe uzatıyordu dudaklarını. O zaman, o zaman işte, gizlendiği kıyıdan çıkıvermişti. Ali şaşırmış, bırakıp güzellerini, koşmuştu yanına. Açmıştı ağzını Ali´sine, yummuştu gözünü: - İstanbul´u mesken mi tuttun? Bu güzelleri gördün beni unuttun mu? Sılasına gelmeğe yemin mi ettin yoksa? |
Çarşambayı Sel Aldı Çarşambayı Sel Aldı Çarşamba'yı sel aldı Bir yar sevdim el aldı Keşke sevmez olaydım Elim koynunda kaldı Oy ne imiş ne imiş Kaderim böyle imiş Gizli sevda çekmesi Ateşten gömlek imiş Çarşamba yollarında Kelepçe kollarımda Allah canımı alsın O yarin kollarında Oy ne imiş ne imiş Kaderim böyle imiş Gizli sevda çekmesi Ateşten gömlek imiş Çarşamba yazıları Körpedir kuzuları Allah alnıma yazmış Bu kara yazıları Oy ne imiş ne imiş Kaderim böyle imiş Gizli sevda çekmesi Ateşten gömlek imiş Ahmet, Abdal Deresi'nin kıyısındaki yoksul köylülerden birinin oğluydu. Kara sevdası karşılık bulmuş, Melek ona kalbini açmıştı. Nişanlandılar ve Ahmet askere gitti. Ağa oğlu Mehmet Ali, Melek'e göz koydu. Melek, Mehmet Ali'yi reddedince, ağa oğlu ve adamları tarafından dağa kaldırıldı. Kötü haberi alınca firar eden Ahmet, silahını alıp, yollara düştü. Gece gündüz Melek'i aradı. Bir gün yağmur yağdı, Yeşilırmak taştı. Çarşamba bir anda göle döndü. Sel, Canik Dağları'ndan aşağı bir çığ gibi, önüne kattığı herşeyi sürükledi. Selin ardından hayat yeniden normale döndü. Abdal Deresi'nin Yeşilırmak'a döküldüğü yerde ahali toplandı. Derenin nehre bağlandığı yerdeki kayanın üstünde, selin getirdiği iki kişinin cesedi görüldü. Cesetler, Melek ve Ahmet'e aitti. Elele tutuşmuş öylece yatıyorlardı. Rivayete göre büyük kaya parçası, yedi yerinden ayrıldı ve her birinden bir servi boyu su fışkırdı. Ahali dua etti. Dualar, yıllardır can alan, insanların acısını dile getiren dizelere dönüştü.' Çarşamba'yı sel aldı' türküsü de, o acı mırıltılardan doğdu. Kayanın bulunduğu yere daha sonra bir su değirmeni kuruldu ve o yöre 'Değirmenbaşı' olarak anıldı. Ahşap değirmenin yedi taşı vardı. Yedi oluğuna su veren set üzerinden yedi kez yürümek, sağ ve sol omuz üzerinden yedişer kez su atmak uğur sayıldı. Her Hıdırellez'de tekrarlanan gelenek, 1970'lerde değirmenin yıkılmasına kadar sürdü. |
Ben Seni Urfa'da Sevdim Ben Seni Urfa'da Sevdim Ben seni Urfa'da sevdim, Urfa'yı sende sevdim... Susamış topraklarda sen vardın, Çıldırtan hazzımdın, yangınımdın,sızımdın... Rüzgârında serinledim, saçlarını sevdim, Temmuzunda terledim, gölgeni sevdim, Dudaklarında susadım, suyu sevdim, Anzılha’da seni sevdim... Balıkta gölü sevdim... Ben seni Urfa'da sevdim... Yorgun akardı Fırat,akşam üstüleri, Sevdalı gözlerden, akşam üstüleriydi, Sevda türküleri dinlediğim... Türküleri sevdim, türkülerde seni sevdim, Ben seni Urfa'da sevdim... Yürüdüğümüz, Kavak ağaçlarının “Sevgilinin omzunda başları” Dans ettiği bir yoldu. Dinlediğimiz,”Sezen Aksu”ydu... “Ahh Kavaklar “ diyordu... “Sezen” ağlıyordu, sen ağlıyordun, Kavaklar* ağlıyordu... Kavakları sevdim, kavakları sende sevdim, Ben seni Urfa'da sevdim... Şubatında yağmurunu yedim, Çamurunu taşıdı ayaklarım, Kaç yağmur seni bekledim, Seni yağmurda sevdim,yağmurda özledim, Urfa'yı sende sevdim, sende özledim... Sustun öfkeni sevdim, konuştun sesini sevdim. Okudum mektuplarını sevdim, Özledim diyen mesajlarını sevdim. Nazını sevdim, sazını sevdim, Aşkın imkânsızını sevdim... Ben seni Urfa'da sevdim... Yüreğin yâr oldu bana, Harran diyar oldu bana. Ben seni yâr diye sevdim, Urfa diyar diye sevdim. Ben seni Urfa'da sevdim, Urfa'yı sende sevdim... Seni sevdim, seni çok sevdim, Ben seni Urfa'da sevdim... Dr.Himmet KARAZEYBEK-15.2.2001-Perşembe gecesi- (* Onno Tunç tarafından bestelenen “Kavaklar'şiiri Metin Altıok'a aittir) Himmet Karazeybek [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Antoloji.Com SEN VURALI YARALIYAM (Urfalı sevmiş) Şiir Sen vuralı yaralıyam, Günbegün sarariyam. El çektin benden, vurdun inceden. Sen de sevmiştin, sakladın benden. Anlamadım mı fayda yok senden... Dost değil, dost değil, dost görünür feleğim. Yaralı (yaradır), yaralıdır yâre yaralı yüreğim. Urfalı sevmiş, doğrudur güzelim. Senin de gönlün var, al yanaklı yar. Gül verim öküsüzüme, Al gülümü tak göğsüne. Koy yüreğinin üstüne, Can versin gül tenine. Köz var sinemde, sır var sözümde, Sözümün sırrı yârin isminde. Arif'im bu sır bendedir, bende. Dost değil, dost değil, dost görünür feleğim. Yaradır, yaralıdır yâre yaralı yüreğim. Urfalı sevmiş doğrudur güzelim. Senin de gönlün var, al yanaklı yar... Söz/Müzik: Arif ÇELİK Kaynak: Alıntılar Çoğumuzu etkileyen türkülerimizden birdir. Güzel sözleri ve müzik eşliğinde geçmiş anıları anlatımıda süperdi. |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:36. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk