IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
4Beğeni(ler)
  • 1 Post By Ecrin
  • 1 Post By Ecrin
  • 1 Post By Ecrin
  • 1 Post By Ecrin

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 31 Ağustos 2011, 21:08   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Diyarbakır halkoyunları




DİYARBAKIR HALK OYUNLARININ YERİ VE ÖNEMİ

Diyarbakır yöresi halay türüne giren oyunları kendi bünyesinde barındırır. Yörede oyunlar genelde coşkuyu, sevgiyi, ahengi, hüznü, yiğitliği, mertliği ve günlük doğa olaylarını içerir. Oyunların çok eski kökeni olmasına rağmen bugünlere kadar gelmişlerdir. Bütün oyunlar yörenin yaşayış biçimi, sosyal ve kültürel ilişkilerinden etkilenmiştir. Yöre oyunlarda işler adım hemen hemen bütün oyunlarda sağa doğrudur. Aynı oyunlar farklı ilçe veya farklı köyde aynı biçimde veya küçük nüanslarla oynanmaktadır. Bununda en büyük nedeni ise aşiretlerin bölünüp değişik bölgelere yerleşmesidir.

Diyarbakır’da halk oyunları; kına geceleri, düğün, bayram ve özel zamanlarda oynanır. Bazen sohbet ve eğlenme amaçlı gidilen yerlerde halk oyunları da oynanır. Bazen de yöreye özgü eyvanlı evlerde eğlence amaçlı bir araya gelinir ve bu muhabbetlerin açılışı halk oyunlarıyla yapılır ve ardından müzik ile devam eder, hatta bu güzel sohbetler için özel davul zurna bile temin edilir. Yörede oyunlar genelde ağırdan başlayıp hızlanarak devam eder. Oyun formları genellikle;

· Düz çizgi,
· Karşılıklı iki düz çizgi,
· Yarım daire,
· Daire formundadır.

Bazı kırsal kesimlerde ise çeşitli biçimde diziler oluşturulur ve sözlü sözsüz ezgiler eşliğinde oynanır. Oyunlar serçe parmaklar, kollar, omuz ve avuç içlerinin birleşmesiyle oynanmaktadır. Bazı oyunlarda kollar serbest bir halde seyir gösterir;

Örneğin Çepik oyunu gibi. Yörede bazı oyunlar belli araçlar eşliğinde oynanır. Bu araçlar genelde;

· Teşi,
· Bakraç,
· Tüfek,
· Sopa,
· Tırpan,
· Kepenek ‘tir.

Seyirlik oyunları geçmişte gerçekleşen olaylar, doğadan etkileşim, dini inançlar ve hikâyelerden derlenip belli bir formda ve uygun müzikle sahneleme olayıdır. Bu oyunlar yörede halen eski canlılığını koruyarak oynanmaktadır.

YÖRE OYUNLARINDA EKİP BAŞININ YERİ VE ÖNEMİ


Yörede ekibi yöneten, komut veren ve soloya çıkarak hem etraftakilere farklı bir halk

Oyunu zevki tattıran hem de kendi maharetini sergileyen oyuncudur ekip başı. Ekip başları bir

Çok düğüne, kına gecelerine ya da farklı yerlere özel bir şekilde, yani ev sahibinin kendisiyle

görüşüp davet etmesi üzere gelir. Halk oyunları icra edilirken kendine özgü yeteneğini

bulunanlar soloya çıkarlar, yörede soloya genelde ekip başları çıkar. Ekip başının en büyük

özelliği solodayken hem harika figürler sergileyerek izleyenlere zevkli dakikalar yaşatırken hem de ritimden çıkmayarak çalınan müziğe uyum sağlamasıdır.

Halk oyunlarını icra eden ekibin en iyi şekilde kendini sergilemesi biraz da ekip

başının narası, mendili ve neşeli bir şekilde yaptığı soloya bağlıdır. Genel olarak soloya çıktıkları oyun Delile (Delilo), Govend (Halay), Çepik ve Şur-u Mertal (Kılıç Kalkan)

oyunlarıdır.

Her ekip başının kendine has figürleri bulunur ve bu figürler usta çırak ilişkisi

dediğimiz yani halk oyunları icra edilirken koltuktan öğrenme metoduyla öğrenilir. Yörede

genel olarak ekibin başındaki oyuncu mendili bırakmadığı sürece kolay kolay ekip başının

elinden mendil alınmaz, alınırsa bu ekip başına bir hakaret sayılır. Ancak ekibin başındakinden büyük biri mendili isterse bu da ekip başına ayrı bir onur ve gurur verir.

Yörede yapılan düğün ve eğlencelerde ev sahibi, ekip başına ayrı bir yer, ilgi ve alaka

gösterir. Düğünün ya da özel yapılan gecenin sonunda ev sahibi ekip başına hediyeler vererek

bir nevi teşekkür eder.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 31 Ağustos 2011, 21:08   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Diyarbakır halkoyunları




YÖREDEKİ HALK OYUNLARI İSİMLERİ
Keşe-o
Delile (Delilo)
Govend (Halay)
Harrani (Esmerim)
Şuşane (Tek Ayak)
Du-nıg (Çift Ayak)
Çaçan
Çepik
Meryemo
Papure
Düzo
Kadın Delilosu
Kadın Halayı
· Teşi

Beri
Teşi (Erkek)
Gur-u Pez (Kurt Kuzu)
Hasat
Kelek
Şur-u Mertal (Kılıç Kalkan)
Çömçe Gelin

OYUNLARIN ÇIKIŞ ÖYKÜLERİ VE OYNANIŞ BİÇİMLERİ

KEŞE-O

Bu oyunun en büyük özelliği Diyarbakır iline ve sadece erkeklere özgü olmasıdır. Çok eski dönemlerde yörede birçok dine mensup insanların yaşadığını gerek yazılı kaynaklardan gerekse büyüklerimizle yaptığımız sohbetlerden biliyoruz. İşte bu oyunumuzda yörede yaşayan ve bir başka dine ait bir din adamıyla ilgilidir. Bu oyun Delile (Delilo) oyununu oynayan sarhoş bir Hıristiyan din adamının taklit edilişidir. Zaten yörede Hıristiyan dinine mensup din adamlarına yani papazlara, keşe adı verilmektedir. Bu oyun çok eski dönemlerde kollar aşağıda olacak şekilde oynanmış olup, son dönemlerde ise bu oyunda kollar baş hizasında olacak şekilde icra edilmiştir.
Çok ağır bir tempoda olup sağ ayakla önce yere topuk daha sonra sol dize vurup sağ ön vereve atılmasıyla başlanır. Eller serçe parmaklarda birleşik kollar baş seviyesindedir. Sağ ayak topuğu sol diz altına vurup sağ ön vereve atılmasından sonra, sol, sağ ve sol topuk öne vurulup adımlar bu defa geri atılır. Bu arada kollar ayakla uyumlu bir şekilde aşağı yukarı iniş-çıkışlar gösterir. Önden geriye gelirken ayaklar önce sol, sağ, sol geri atılacak şekildedir. Oyun tekrar sağ ayakla öne ve diz altına topuk vurulup icra edilir.

DELİLE (DELİLO)

Bu oyun kentte yaşam süren tüm uygarlıkların özelliklerini kendine özgü bir biçimde yansıtmıştır. Bu oyunda sevgi, saygı, hoşgörü, coşku ve birlik beraberliği görebilmekteyiz. Yörede insanlarına göre bu oyunun birkaç farklı içeriği mevcuttur. Bu oyun kimine göre tarlada bereketli olan bir dönem sonrası sevinç oyunu, kimine göre ise kına, düğün, bayramlarda karşılıklı maniler şeklinde atışılarak ortama neşe katma amaçlı bir oyun şeklidir. Çeşitli görüşler olması aslında ayrı varyantlardır çünkü sonuç olarak aynı noktaya varıyoruz.

Yani bu oyun oynandığı mekana göre sözlü ya da sözsüz olup, kentte yaşam süren tüm uygarlıkların izlerini yansıttığı gibi, bulunan ortama birlik, beraberlik ve mutluluk katar.

Yörede bu oyuna Gırani, Aslanvari, Şervani ve Koçeri gibi isimlerde verilmektedir.

Oyun sağ ayağın sağ ön vereve atılmasıyla başlar. Öne giderken sağ, sol, sağ ve sol ayağın topuğunun yere vurulup atılması, geriye dönüş sol, sağ, sol ve sağ ayağın taban vurulmasıyla devam eder.

Oyun esnasında ekip başındaki oyuncu soloya çıkarak kendi yeteneğini sergiler ama solo sırasında önemli olan oyuncunun hem müzik hem de ritimle uyumlu olmasıdır. Türkülü bir oyun olduğundan, grup sayısı fazla olursa karşılıklı türküler söylenerek de oyun icra edilebilir.

GOVEND (HALAY)

Bu oyunda yörede karşılıklı yaşanılan sevgiler anlatılmıştır, hatta bu sevgiler için oyuna birçok türkü yakıldığı söylenilmektedir. Yörede insanların birbirine karşı duydukları sevgileri hem oyunla hem de oyun içerisinde söylenen türküyle icra etmesi, çok yaygın olan halay oyununa ayrı bir güzellik katmıştır. Halayı ekibin başındaki oyuncu elindeki mendil ve ses komutuyla yönetir. Bu oyunda ekip başı soloya çıkarak, müzik ve ritm eşliğinde kendi maharetini sergiler. Halaylarda coşku, mutluluk ve canlılık ön plandadır.

Erkek ve kadın halayı olmak üzere ikiye ayrılır. Erkek halayında, sağ ayağın tabanının yere vurulup, sol ayağın öne çıkması, sol taban vurup sağ ayağın öne çıkmasıyla oyuna giriş yapılır. Ardından dört diz kırıp, üç diz çekmeyle oyun seyir gösterir. Sağ ayağın tabanının yere vurulup, sol ayağın öne çıkması, sol taban vurup sağ ayağın öne çıkmasından sonra, sağ ayak topuğuyla yere üç defa vurulur.

Daha sonra sol ayağın sağ tarafa savrulup öne atılmasıyla devam eder. Bu adım cümlesi ekip başının vereceği komuta kadar devam eder. Komut geldikten sonra aynı adım cümlesi üçüncü komuta kadar tekerrür eder.

Üçüncü komuttan sonra geriye sol, sağ, sol ayak atılır ardından sağ taban basıp sol ayağın, sol taban basıp sağ ayağın öne çıkmasıyla icra edilir. Eller gözükmeyecek şekilde parmakların iç içe geçirilmesiyle oyuncuların arkasında tutulur.

Yörenin en çok oynanan ve en çok sevilen oyunlarındandır. Kadın halayı ise ilerde Kadın Halayı adlı oyun kısmında anlatılmıştır.


 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ağustos 2011, 21:08   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Diyarbakır halkoyunları




HARRANİ (ESMERİM)

Yine bu oyunla ilgilide yöredeki mahalli kişiler tarafından ortaya çıkan esmer kızlara duyulan sevginin türkü eşliğinde anlatımıdır. Eski zamanlarda yörede bir erkek ve bayanın görüşmesi bugünkü kadar rahat değilmiş, yani birbirine sevgi besleyen insanlar bunu çok rahat dile getiremezmiş. Bu yüzden birbirlerine karşı duyulan bu sevgiyi nişan ve düğün gibi eğlence ortamlarında esmerim oyunu oynarken söylenen manilerle dile getirmişlerdir. Oyunun kendine ait türküsü ve bu türkünün birkaç değişik varyantı mevcuttur. Bazı mekanlarda türkü söyleyerek de oynanan bir oyundur. Yöre oyunları içerisinde farklı bir yeri bulunan Harrani oyununun bir başka adı ise Esmerimdir.

Sol ayağın öne topuk vurup, geri çekilmesiyle başlar. Ardından sağ, sol, sağ ayak geriye çekilir ve sonra en son geriye çekilen sağ ayağın yerine gelmesiyle iki diz birden kırılır. Bu adım cümlesi oyunun yerinde olan adımıdır. Öne iki değişik çıkışı ve geri gelişleri mevcuttur. Birinci çıkış sol ayak topuğu öne vurulup öne atılır. Ardından sağ, sol adım atılıp durulur, yanına sağ gelince iki diz birden kırılır. İkinci çıkış ise sol topuk öne vurulup öne adım atılır, yanına gelen sağ ayak yerinde, topukla önce öne sonra yana vurulup yerine gelince de iki diz birden kırılır. Geri gelişler ikisinde de aynı olup sol topuk öne vurulur ve geriye sol, sağ, sol adım atılır, sağ ayak sol ayağın yanına gelince iki diz tekrar kırılır. Kol tutuşları Govend (Halay) oyunundaki gibidir.

ŞUŞANE (TEK AYAK)

Bu oyunumuz genelde kırsal kesimde gruplar tarafından karşılıklı atışma şeklinde oynanan bir oyundur. Halay oyunuyla benzerlik gösteren adım cümleleri olsa dahi, kendine ait figürler olup, bu figürlerde en büyük özellik ise figürlerin kesik kesik olmasıdır.

Bu oyunumuz tek bir ekip şeklinde oynanılabildiği gibi, bir gurubun öne çıkarken diğerinin geriye adım atması daha sonra bu işlemin tersi uygulanarak devam etmesi de yörede mevcuttur.

Sol topukla öne topuk vurulup geriye taban çekmesiyle başlayıp yerimizde sağ, sol ayak hareket ettirilir. Daha sonra sağ diz önden yerine çekilerek oyun seyir eder. Komutla sol topuk öne vurulur, sağ topukla ise yere iki defa yarım daire çizilecek şekilde vurulur ve halay savurması yapılıp öne çıkılır. İkinci bir komut gelene kadar hamle yapılır. Geri geliş sol topuk öne vurulur ve geri atılırken sağ, sol, sağ diz çekilir. Kollar Govend (Halay) tutuşunun aynısıdır.

DU-NIG (ÇİFT AYAK)

Yörede bu oyun hakkında fazla teorik bilgi bulunmamakla beraber bu oyunumuz arada küçük nüanslar dışında hemen hemen tek ayak oyunuyla aynı seyri gösterir. Yine bu oyunumuzda tek bir ekip şeklinde oynanılabildiği gibi, bir gurubun öne çıkarken diğerinin geriye adım atması daha sonra bu işlemin tersi uygulanarak devam etmesi de yörede mevcuttur.

Oyunda sol topukla öne iki defa topuk vurulup geriye taban çekmesiyle başlayıp yerimizde sağ, sol ayak hareket ettirilir. Daha sonra sağ diz önden yerine çekilerek oyun seyir eder. Öne Komutla sol topuk iki defa yere vurulur, yerinde sağ ayak üç topukla yarım daire çizer. Sol ayak sağa iki defa halay savurması yapar ve ikinci komuta kadar öne gidilir. Geri geliş ise sol ayak topuğu öne iki defa vurulup geri çekilir, ardından sağ, sol, sağ diz çekilir. Bu oyunda da kollar Govend (Halay) tutuşundaki gibidir.

ÇAÇAN

Bu oyunda ise bir kıza aşık olan erkeğin sevgisini oyunla anlatması görülmektedir. Oyun, adını erkeğin aşık olduğu kızdan alır. Çaçan adındaki bayan köyde kuyuya gidip kuyudan su çekerken bir ara kuyuya düşer gibi oluyor ve bunu gören erkek koşarak Çaçanı kurtarmaya çalışmıştır. Oyun içerisinde yapılan hızlı çapraz adım cümleleri kuyuya düşmek üzere olan Çaçanı kurtarmaya doğru koşmayı anlatıyor.

Daha önceki zamanlarda oyunun çökme adım cümlesi var iken değişik sebeplerden bugün oyunda çökme adım cümlesi görülmemektedir. Yörede bu oyunun türküsü de mevcuttur, birçok yerde türkü eşliğinde oyun icra edilmektedir. Govend (Halay) oyununa benzerlik göstermekle beraber kendine özgü değişik adım cümleleri de göze çarpmaktadır.

Halay oyunundaki gibi sağ ayağın tabanının yere vurulup, sol ayağın öne çıkması, sol taban vurup sağ ayağın öne çıkmasıyla oyuna giriş yapılır. Sonra yerimizde dört diz kırıp, dört diz çekme işlemi seyir gösterir, komutla sağ taban basılıp sol adımın, sol taban basılıp sağ adımın öne çıkmasıyla başlar. Sağ ayak yerinde üç defa topuk vurarak yarım daire yaptıktan sonra öne taban basar. Yerinde üç defa tabanla ayaklar yer değiştirecek şekilde çapraz adım yapılır. Sonra komut gelene kadar öne çıkılır. Geri geliş ve kol pozisyonları Govend (Halay) oyununun aynısıdır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ağustos 2011, 21:09   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Diyarbakır halkoyunları




ÇEPİK

Oyun adını iki elin birbirine vurmasından alır. Oyunda yöredeki kişiler ya da topluluklar arasında çıkan kavgaların taklit edilişi anlatılmıştır. Bu çıkan kavgalarda herkes kendisini ve ailesini korumak için var olan el ve bilek gücünü ortaya koyar. Oyunda birbirine yakın figürlerle üç ayrı adım cümlesi görülür. Birinci adım cümlesinde yürüyerek kavgaya davet etme, ikinci adım cümlesinde eşleşme, üçüncü adım cümlesinde ise eşlere arasında çarpışma seyir gösterir. Erkeklerin daha çok oynadığı tatlı-sert bir oyun olup bayanlar oynadığı takdirde bayan bayana eşleşme söz konusudur. Eski zamanlarda ise bayanlar çepik oyunu oynamaz, bu oyunu erkekler icra ederken erkeklerin arkasında bulunan bayanlar kavganın bitmesi için feryat eder, hatta kavganın bitmesi için yörede namus sayılan bayan tülbendini kavganın ortasına atar ve kavga sona erer. Yöre oyunları içerisinde eller serbest şekilde oynanan oyunlardan biridir. Erkeklerin ve bayanların tavırları birbirinden net bir şekilde farklılık göstermektedir.

Oyunda eller serbest şekilde ayak ise öne önce sağ sonra, sol adım atılıp ardında sağ topuk sol parmak ucunun yanına sol topuk ise sağ parmak ucunun yanına topuk vurup ayak öne adım atar. Sağ topuk vurulduğunda bileklerde güç toplanır. Sol topuk vurulduğu anda ise alkış yapılır. Böyle oyun devam ederken kişiler eşleşir oyun karşılıklı el vurulup, dönülerek icra edilir. Eller serbest, oyun alanı geniştir.

MERYEMO

Bu oyun kimine göre insanlar arası ilişkiler, sevda, mutluluk ve coşkudan ortaya çıkmış, kimine göre isminden de anlaşılacağı gibi bir bayana olan sevgiden ortaya çıkmış bir oyundur. Meryem adındaki bir bayana duyulan sevgi anlatılmıştır. Yine sonuç olarak şu kanıya varıyoruz ki bu oyunumuzda yörede sevinç, mutluluk ve sevdalardan ortaya çıkıp bugünlerimize kadar gelmiştir.

Oyunda önce sağ ayağın sağ ön vereve atılması ardından sol ve sağ ayaklar sağ ön vereve atılır. Sağ ayak yere taban bastığında sol sağa doğru savrulur hemen ardından sol yerine taban bastığında ise sağ sola doğru savrulur. Oyun böyle devam eder. Eller avuç içlerinden tutulup yarım veya tam daire formunda oynanır.

PAPURE

Bu oyun insanlar arası ilişkiler, sevda, mutluluk ve coşkudan ortaya çıkmıştır. Bu oyun Meryemo oyununun bir başka varyantı olup içinde halay oyunun adımlarını da görmek mümkündür. Bu oyunda ciddi anlamda bir sürat ve sert adım figürler görmek mümkündür. Yine bu oyunumuzda geçmişten günümüze kadar gelmiştir.

Oyunda önce sağ ayağın sağ ön vereve atılması ardından sol ve sağ ayaklar sağ ön vereve atılır. Sağ ayak yere taban bastığında sol sağa doğru savrulur hemen ardından sol yerine taban bastığında ise sağ sola doğru savrulur. Oyun böyle devam seyir gösterirken daire içine önce sağ sonra sol adımla hamle yapılır, yerinde dört diz kırma, dört diz çekme ile seyir gösterir. Komutla sol ayak öne çıkarılır, sol yerine çekilirken sağ ayakla öne çift düşülür. Yerinde çapraz adım cümlesi yapılarak sağ vereve önce sağ sonra sol ayak atılarak sağ ayak yere taban bastığında sol sağa doğru savrulur hemen ardından sol yerine taban bastığında ise sağ sola doğru savrulur oyun böyle devam eder.

Eller omuz başlarından tutulur yarım ya da tam daire formunda oynanılır.

DÜZO

Bu oyun yörede insanlar arasındaki sevgiyi anlatmaktadır. Bir erkeğin bir bayana olan sevgisi ana tema olup, kendine ait başta ağır daha sonra hızlı olacak şekilde iki ayrı adım cümlesi görülmektedir. Yörede bu oyunun türküsü de mevcuttur, birçok yerde türkü eşliğinde oyun icra edilmektedir. Bölge civarında, halk oyunlarının sınır tanımamız’lığından ötürüdür ki yakın çevre ilerde bu oyun görülmüştür.

Yerinde önce sağ sonra sol ayak şekilde sekme figürleri yapılarak başlanır. Daha sonra öne doğru önce sağ ayak ardından sol ayak atılacak şekilde oyun ekip başından gelecek komuta kadar devam eder. Ön tarafta ise oyun bir anda hem adım cümlesi hem müzik ve ritim olmak üzere hızlanır. Aynı adım cümlesinin hızlısı seyir gösterir, diğer komut geldikten sonra oyun ilk baştaki yavaş olan adım cümlesiyle geriye doğru devem eder. Bu oyunda yine eller Govend (Halay) oyunundaki tutuşla aynıdır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ağustos 2011, 21:09   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Diyarbakır halkoyunları




KADIN DELİLOSU

İsminden de anlaşılacağı gibi bu oyun sadece bayanlara özgü bir oyun olup, erkek Delilosuyla ciddi farklılıklar gösterir. Hem merkezde hem de birçok kırsal kesimde icra edilmektedir. Yine bu oyunumuzda yörede sevinç, mutluluk ve coşkulardan çıkmış olup, bugünlerimize kadar gelmiştir. Bu oyunda ciddi anlamda bayana yakışacak bir zariflik mevcuttur. Bu oyun erkek Delilosuna göre daha ağır oynanır.

Bu oyun sağ ayağın sağ ön vereve atılmasıyla başlar. Ardından sol ayak atılır ve sağ ayak yere sürterek geri çekilir. Öne ise sol topuk vurup geriye atılır hemen ardından geriye sol, sağ, sol ayaklar atılır ve son olarak sağ taban vurup tekrar sağ ön vereve hamle yaparak oyun başa döner. Eller serçe parmaklardan tutulup, yarım daire formunda oynanır.

KADIN HALAYI

Bu oyunumuzda yörede sevinç, mutluluk ve coşkulardan çıkmış olup, bugünlerimize kadar gelmiştir. Kendine has tavırları, diz kırması, omuz sallamasıyla maharet gerektiren bir oyundur. Oyun içerisinde belirgin bir şekilde, sürat ve canlılık göze çarpmaktadır. Yine bu oyunumuzda sadece bayanlara özgü bir oyun olup, merkez ve kırsalda oynanmaktadır.

Bu oyunda sağ ön vereve sağ ile adım atılır. Ardından sağ, sol sonra sağ basılıp sol diz, sol basılıp sağ diz çıkarılır. Komutla aynı şekilde öne ve geriye hamle yapılır. Eller bellerden saracak şekilde tutulup önce düz daha sonra sol ayak vuruşuyla yarım daire formunu alarak oynanır. Bu oyunumuzda yine kadınlara özgü olup erkekler tarafından da icra edilir.

TEŞİ (KADIN)

Eski zamanlarda şimdiki kadar gelişmiş alet ve makineler olmadığından, teşi aleti ciddi anlamda iş gören bir aletmiş. Bu oyunda kırsal kesimdeki kadınların keçi ve koyun kıllarını teşi denilen aletle yün haline getirmesi anlatılmıştır. Bayan oyunu olup erkeklerde bayanları taklit etmişlerdir, erkeklerin de oynadığı bir teşi oyunu mevcuttur, ilerde anlatılmıştır.

Bu oyun sağ ayağın yürüme adımı gibi öne atmasıyla başlar, arkasından sol, sağ, sol... Şeklinde yapılacak sahne çizgilerine göre devam eder.

Ayaklar böyle hareket halindeyken elle ise sol el yukarda teşi ipini tutar sağ el ise teşi’yi çevirir, bu arda sağ el teşi’yi çevirdikten sonra sol elin altından keçi kıllarını yün haline getirmeye çalışır.

Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir.

BERİ

Bu oyunumuzda kırsal kesimdeki bayanlarımızın süt sağması olayıdır. Oyunda süt sağmaya gidiş, süt sağma ve bu olaydan dönüş hareketlerle ifade edilmiştir. Tamamıyla bayanlara özgüdür. Oyun içerisinde oyuncunun kendine has tavır ve mimikleri mevcut olup, oyuncunun kendi mahareti ön plandadır.

Oyun sağ ayağın yürüme adımı gibi öne atmasıyla başlar, arkasından sol, sağ, sol... Şeklinde yapılacak sahne çizgilerine göre devam eder. Bu arada sağ kolumuzda bakraç (süt ya da yoğurt koymak için yapılmış küçük kova) bulunmaktadır. Gidiş işleminden sonra sağ ayak geriye atılacak şekilde olduğumuz yere ister ayaküstüne isterse diz üstüne çökülür ardından süt sağma, el silme ve ter silme hareketleri yapılır. Daha sonra yine yürüme adımıyla oyuna son verilir.

Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir.

TEŞİ (ERKEK)

Aslında bayanların teşi oyununun kırsal kesimde erkekler tarafından taklit edilerek bir nevi eğlenceye dökmeleriyle oluşmuş bir oyundur. Adım cümlesi olarak Şur-u Mertal (Kılıç Kalkan) oyunundaki adım cümlesi örnek alınmış ve bayan hareketlerini erkekler yaparak bulundukları ortama neşe katmışlardır.

İki ayrı gurup ve her grubun başında gurubu yönlendiren ekip başları bulunmaktadır. Oyuna giriş çepik oyunundaki ayak figürleriyle aynıdır. Kollar ise bir gurupta sol, diğerinde ise sağ kol serbesttir, öteki kol ise öndeki oyuncunun yeleğini arkadan tutacak şekildedir. Sahneye yerleşinceye kadar oyun böyle devam eder. Sonra isteğe bağlı olacak şekilde bir gurup yere diz üstüne çöktürülür, diğer gurup ayakta kalacak şekilde oyun seyir eder.

Sahneye yerleştikten sonra bir ekip başı bir bayanın süslenmesini diğer ekip başı ise bir bayanın kırsal kesimde mevcut aletlerle yağ yapmasını taklit ederken, ekibin diğer oyuncuları ise ekip başlarını el ve küçük tokatlarla rahatsız eder. Ekip başları ise bu el ve tokatlara sinirlenerek elindeki sopayla (Haziran Ağacı) diğer oyunculara sert olmayacak şekilde vurur oyun bu şekilde icra edilir.

Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir.

GUR-U PEZ (KURT-KUZU)

Yöre halkının büyük geçim kaynaklarından biride hiç şüphesiz hayvancılıktır. İşte bu seyirlik oyunumuzda yöre halkının yaptığı günlük işleriyle ilgilidir. Yöre halkından çoban günlük hayatta koyun, kuzu otlatmak ve bunları dışardan gelebilecek tehlikelere karşı korumakla yükümlüdür. Bu oyunda kırsal kesimde çobanın koyunları otlatmak üzere yaylaya götürmesi ve yaylada karşılaşılan tehlikeler anlatılmıştır.

Oyunda oyuncular ayaklarının üzerine çökecek şekilde sahneye çoban tarafından getirilir. Çobanın hemen yanında sürüyü koruyacak köpekte bulunmaktadır. Çoban koyunlara yemlerini verir, kendiside bir köşeye çekilip yemeğini yer ve ardından sigarasını içerek uyur. Daha sonra sürüye kurt saldırır, kurt bir koyunu yer ve gider çoban uyandığında kurt kaçmıştır. Çoban kaybedilen koyun için köpeği suçlar ve köpeğini tekmeler. Daha sonra kurdun tekrar geleceğini düşünen çoban sürünün içine girerek kurdu beklemeye başlar, gelen kurdu tüfeğiyle yaralar ve hemen köpek kurdun üzerine atılarak kurtla boğuşur ve kurdu tamamen cansız hale getirir. Oyunun bitiminde yani kurdun vurulmasından sonra çoban kurdun ayağından tutup hem kurdu hem de ekibi dışarıya alır.

Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir.


 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ağustos 2011, 21:09   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Diyarbakır halkoyunları




HASAT

Bu oyunda insan, doğa ilişkileri ve kırsal kesimdeki günlük yaşantı anlatılmıştır. Oyun içerisinde oyuna dışardan tarla sahibinin gelmesi ve ürüne bakıp bereketli gelen ürün için sevinmesi ve bu arada tarlada çalışanlarla yemek yemesi oyuna ayrı bir güzellik katmıştır.

Oyuncuların ellerinde tırpan bulunup, bir hasat olayı canlandırılmıştır. Sol elde tırpanın sapı, sağ elde ise bıçak bölümü tutulup ekin biçimi ifade edilmiştir. Önce sağ ön vereve sağ ayak atılması ardından sol ön vereve sol ayağın atılmasıyla seyir eder. Bu arada sağ kolla tırpan sağ tarafa açılır sol kolla ürün biçilir. Bu figürlerin bitiminde tarla sahibinin gelmesi ve birlikte yemek yenmesiyle oyun son bulur.

Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir.

KELEK

Kelek nehirde taşımacılık için kullanılan bir araç adıdır. Yöre halkı kırsal kesimde odun toplayarak hem kışın yakacağını temin etmiş, aynı zamanda odunları satarak bir iş imkanı sağlamıştır. Bu oyunda ciddi anlamda bir duygusallık mevcut olup oyun esnasında ışıkların kapalı olması, ekibin içeriye ellerde fanuslarla gelmesi, oyuna ayrı bir güzellik katmıştır.

Bir aile toplanıp kelek ile nehrin karşı kıyısına odun toplamaya giderken aileden birinin azgın Dicle nehrinin sularına düşüp boğulması ve ardından yakılan ağıtlar ve bu afete karşı dile getirilen sitemler dile getirilmiştir. Eski zamanlarda yine odun kesmek için Dicle’nin karşı tarafına geçen halk, odunu keserken, o bölgede bulunan oduncular kelekçilere (odun kesmeye gelenlere) odun kestirmez ve bazen de karşı tarafa geçmelerine müsaade etmezlermiş. Hatta bu olay bazen uzun sürdüğünden merkezdeki halk belli bir süre odunsuz kalırmış.

Ekip başı ve ekip sonunun elinde kelek küreklerini anımsatacak biçimde iki sopa diğer oyunculara ise etrafı aydınlatacak fanuslar bulunur. Ekip başı ekipten önde kürek çekmeyi canlandırarak önce sağ ön vereve sağ adım, sonra sol ön vereve sol adım atarak oyuna başlar. Arkasında oyuncular belden eğilerek herkes bir öndekinin sağ omzuna elini koyacak şekilde ekip başıyla aynı adımları atarak oyun seyir gösterir.

Daha sonra sahneye yerleşildiğinde ekip başı ve ekip sonu dışardan gelecek tehlikelere karşı etrafı gözlerler, oyuncular ise etrafı aydınlatacak fanusları yerlere bırakıp odun kırmaya başlarlar odunlar kırılıp toplanır. Sonra hep birlikte oyunu giriş şeklindeki gibi oyuna devam edilirken ekipten biri düşer ve bütün ekip düşen oyuncuyu arar, belli bir süre sonra oyuncunun cansız bedenini bulurlar. Bu sırada oyuncular tarafından feryatlar yakılıp, Dicle nehrinin azgın sularına sitem dile getirilir. Daha sonra oyuncular boğulan oyuncuyu alıp sahneden çıkarlar.

Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir.

ŞUR-U MERTAL (KILIÇ-KALKAN)

Bu oyunumuzda yörede aşiretler arasında çıkan kavgaları ve bu kavgalarda insanların kendilerini ve yakınlarını korumak istemesi anlatılmıştır. Yörede çıkan tartışmaları, kavgaları tatlı ve sert bir biçimde oyuna dökmüşlerdir. Yörede çok yaygın bir oyun olup ekip başlarının kendine özgü maharetiyle daha anlamlı ve güzel bir hal almıştır. Ciddi anlamda maharet gerektiren bir oyundur.

İki grup oluşur, grup başlarının ellerinde sopalar diğer oyuncularda ise ayakkabıların sol teki ele giyilir. Ekip başlarından gelecek darbelere karşı ayakkabılar kalkan, sopalar (Haziran Ağacı) ise kılıç vazifesi görür. Genelde darbeler baş tarafadır. Oyun adımları çepik oyununun adımıyla aynıdır fakat el vuruşu yoktur. Oyuncular birbirinin arkasında tek sıra halinde dizilirler. Oyuna ekip başları önde olacak şekilde diğer oyuncular ise sırayla herkes önündekinin yeleğinden tutacak şekilde sıralanır. Ekip başlarıyla önce sol, sağ, sol ayak öne atılır daha sonra sağ topuk sol ayağın yanına sonra sol topuk sağ ayağın yanına gelip topuk vurulur ve öne atılır. Oyun gurup başlarının birbirine ve diğer oyunculara vurmasıyla seyir gösterir. Başlığı düşen mağlup sayılır ve diğer tarafa geçer aynı zamanda diğer gurup galip sayılır.

Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir.

ÇÖMÇE GELİN

Yörede kuraklık döneminde, yağmurun yağması için yapılmış bir oyundur. Bu oyun yörede genelde çocuklar tarafından icra edilir. Oyun içerisinde değişik ve yöresel maniler bulunur. Dini inançlar bu oyunda ağırlıklı olarak görülmüştür.


 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ağustos 2011, 21:09   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Diyarbakır halkoyunları




MANİSİ

Çömçe gelin ne ister
Allah’tan yağmur ister
Ekmek ister, su ister
Bulgur ister, yağ ister

Yağmur yağması için büyük tahta çömçenin (Kepçe) iki yanına kollar yapılıp, üzerine kumaş elbise giydirilir ve başına bezler sarılarak bebek şekli verilir. Kollarından birer çocuk tutar ve kapı kapı dolaşıp mani okurlar. Ev sahibi kadınlar bir çömçe bulgur, bir kaşık yağ verip bebeğin başından bir kova su dökerler. Kapı önünde gelecek malzemeyi beklerken kadın halayı oynanır. Eller parmaklardan kenetlenecek şekilde iç içe geçirilir ve sağ ayakla beraber sağ ön vereve adım atılır arkasından sol ayak atılır. Sonra yerinde önce sol diz iki defa sonra sağ diz iki defa öne çıkarılır.

Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir.

YÖREDE HALK OYUNLARI KOSTÜMLERİ

Diyarbakır yöresinde hakim olan sert karasal iklim ve yarı kurak yayla iklimi sebebiyle yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise çok soğuk geçer. Birazda bu iklimin etkisiyle halk arasında birlik, beraberlik, dayanışma daha yoğundur. Bu yoğunluk geleneklere daha sıkı sarılmayı, inançlarına daha fazla sahip çıkmayı beraberinde getirmiştir.

Tüm bu geleneklere bağlılık giyim kuşamın muhafaza edilip günümüze kadar dimdik ayakta gelmesini kolaylaştırmıştır.

Halk oyunları denilince en önemli unsurlardan biri de şüphesiz giyilen kıyafettir. Yöresel özellikleri tamamıyla yansıtan öğedir kıyafet. Diyarbakır yöresel özelliği sebebiyle giyimin yeri çok önceliklidir. Cumhuriyet Dönemi’nde giyilen şehir kıyafetleri de yöre halkının giyimine her dönem ne denli özen gösterdiğinin belgesidir.

Yörede giyilen kıyafeti etkileyen unsurlardan bazıları;

Yörede birçok kültürün beraber yaşaması ve kültür alışverişinde bulunulması, özündekini kaybetmeden giyilen kıyafetleri etkilemiş ve bu etkileşim yöre kıyafetlerine zenginlik katmıştır.

Yörenin iklimi, coğrafyası ve içinde bulunduğu ekonomik şartlar kıyafetler üzerinde etkili olup günlük yaşamda daha güzel görünüp, insanlar üzerinde güçlü gözükmek ve özel günlerde kendini öne çıkarmak faktörleri kıyafetler üzerinde önemli rol oynamıştır. Bölgede hâkimiyet kuran medeniyetlerin kıyafetlerle ilgili koyduğu yasaklar ve önerdiği kıyafetler hiç şüphesiz ciddi birer etken olup kutsal kitaplar ve dini yayan insanlar giyilenler hakkında kesin hükümler verdiğinden dinsel inançlar bireylerin giyimi üzerinde ciddi anlamda etkiler bırakmıştır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ağustos 2011, 21:10   #8
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Diyarbakır halkoyunları




KADIN KOSTÜMÜ
BAŞA GİYİLENLER
KOFİ

Kenarları çuhaya benzer kumaşla çevrelenmiş, tepesi ise ipek veya benzeri
İpliklerle elde edilmiş bir başlıktır. Parçaları ise ;

· Tar denilen tas biçimindeki tahta ya da tenekeden yapılmış malzeme
· Tarın üstüne geçirilen saçaklı ya da saçaksız fes

Kofiye takma saç eklenir ve yanlardan örgüler sarkıtılır. Açık başa önce beyaz renkte tülbent sonra yörede şaar denilen sarık ve bununda üzerine genelde canlı renklerden seçilen puşular sarılır. Kofinin üstüne sarılan şaar düğümüne göre takan kişinin hangi bölgeye ait olduğunu belirtir.

FES

Keçeden yapılan, baştan bele kadar uzanan, iki türlüsü olan bir başlık çeşididir.

· Fini Fes ; Saç bağı olmayan ve içinde kasnak bulunan, genelde yaşlıların tercih ettiği fes çeşididir.
· Kofi Fes; Saç örükleri bulunan ve genelde çift ya da kırk örüklü çeşitleri olan fes çeşididir. Genelde genç kızlar kullanır ve saç örgüleri ise mavi boncuk ya da saç bağları ile süslenmiştir.

TÜLBENT


Başa boylu boyunca saçlar görülmeyecek şekilde örtünen, ince sık tülden yapılan, genelde beyaz renk ve kare şeklinde olan ince bir başörtüsüdür. Yörede Çit adı da verilir. Bu örtünün etrafı elde örülmüş oyalar ve pullarla çevrili olanları da mevcuttur. Bunlara ise yörede yazma adı verilir.

ŞAAR


Kare şeklinde, siyah zemin üzerine, değişik renklerden çizgiler bulunan bir baş
Örtüsüdür. Önce üçgen daha sonra ince bir şekilde katlanıp kofinin etrafına sarılıp düğümlenir. Yörede Çar ve Heftreng (7 renk) isimleri de verilir.

PUŞU


Özel kumaştan dokunan, renk ve dokunuşlarına göre adlandırılan, hemen hemen her rengi bulunan bir baş bağıdır. Başın gerisine alından geçirilip sarılmak suretiyle kofinin üzerine sarılıp düğümlenir. Genelde canlı renklerden seçilir ve isteğe göre sayısı çoğaltılabilir.

BEDENE GİYİLENLER

FİSTAN


Kolları ve boyu uzun, etek kısmı büzgülü, genelde kadifeden yapılmış bir üst giysidir. Bu kıyafete bazı yerlerde fistan bazı yerlerde ise entari denilmektedir. Ağırlıklı olarak çiçek desenli modeller seçilen bir giysidir.

ÜÇETEK

Genelde kadife kumaşlardan yapılmış, önden ve yandan yırtmaçları bulunan, üzeri kendinden desenli bir üst giysidir. Ağırlıklı olarak canlı renkler ve çiçek desenli modellerden seçilir. Yörede mevsim ve iş şartlarına göre kullanılan bir giysidir.

KOTİK

Kadife ya da benzeri kumaşlardan yapılan, üzeri değişik motiflerle süslenmiş, kolu dirseğe kadar ve önü açık bir üst giysisidir. İsim olarak kotik adını alması yörede kısa olana kot adı verildiğindendir. Düğmesi ya da ön tarafı birbirine bağlayacak bir ek parçası bulunmaz. Üzerindeki işlemeler genelde sarı simlerden yapılır.

ŞALVAR

Yörede Tuman denilen çiçekli ya da kendinden desenli kumaşlardan olan, ağı dar ve düz normal paçalı bir alt giysidir. Beli ve ayak paçaları lastikli olup, belden tam ayak bileğine kadar uzanmaktadır. Genelde göze hoş gelen desenli modellerden seçilir.

KUŞAK


Birçok yerde Ağabani denilen genelde sarı ya da açık renklerden oluşan üzeri işlemeli bele sarılan bel sarığıdır. Katlanarak ince bir sekile getirilip sıkıca bele sarılır.

ÖNLÜK

Bele bağlanan ve fistanın kirlenmesini önleyen değişik kumaşlardan yapılmış önlüktür. Genelde kiri saklasın diye koyu renklerden seçilir. Yörede bir diğer adı “Peştamaldır”.

AYAĞA GİYİLENLER
ÇORAP


Koyun yününden, diz altına kadar uzanan, elde işlenen ve değişik motiflerle süslenen bir ayak giysisidir. Yörede bir diğer adı “Yün Çoraptır”.

YEMENİ

Deriden yapılan, ağırlıklı olarak beyaz, krem veya siyah renklerden seçilen, önü kapalı, bağcıksız, arka tarafında tutup çekilsin diye kulakçığı bulunan bir ayak giyeceğidir. Yörede “Poçikli Yemeni” adı verilmektedir

ERKEK KOSTÜMÜ
BAŞA GİYİLENLER
TİFTİK KÜLAH


Deve tüyünden yapılan, genelde koyu renklerden seçilen ve üzerine yöresel ipek puşular bağlanan bir başlıktır. Kulakların ucunu içine alacak şekilde başa geçirilir ve üzerine puşu bağlanarak düğümlenir. Düğüm ekip başında sağa diğer oyuncularda sola sarkıtılır. Yörede koyun yününden yapılanı da mevcut olup, buna ise “Kum Külah” adı verilir.

CEMADANİ


Yörede birçok değişik isim verilen, kare şeklinde, kenarları püsküllü ve ağırlık olarak siyah-beyaz ya da kırmızı-beyaz renkteki baş bağıdır. Önce ikiye üçgen şekilde katlanır daha sonra alından itibaren tüm başı saracak şekilde başa sarılıp bağlanır.

SEKİZKÖŞE ŞAPKA

Yörede birçok erkeğin tercih ettiği, değişik renk ve modelleri bulunan, bir başlık çeşididir.

BEDENE GİYİLENLER

GÖMLEK

Düz ya da çizgili kumaşlardan yapılan, cepsiz, hakim yaka, önü ve kolları düğmelidir. Yörede ağırlıklı olarak düz zemin üzerine çizgili veya kendinden çizgili olanları tercih edilir.

YELEK

Gabardin kumaştan yapılan, önde cepleri olan, hâkim yaka, kolsuz bir üst giysidir. Şalvarla aynı kumaşı içerir, arka kısmında ipleri mevcut olup bu ipler birbirlerine düğümlenir. Yörede “Kırk Düğme” adı da verilmektedir.

HAŞO

Kışın giyilen, pamuktan yapılmış ve dikişleri baklava dilimi olan bir ceket türüdür. Yörede halen eski canlılığını koruyup giyilmektedir.

KIRAS

Dizlerden üç, dört parmak kadar aşağıya doğru sarkan, Amerikan ya da Japon bezinden Yörede “Kadik” adı verilen beyaz renkli kumaştan yapılan erkek entarisidir. Buna Yörede “Zubun” adı da verilir. Kol uçlarında püskülleri (purçikleri) vardır. Sıfır yaka olup göğüs kısmı açık olanda var kişinin zevkine göre tek düğmeli olan da mevcuttur.

DERPİ

Erkeklerin alttan giydikleri bir giysi türüdür. Amerikan ya da Japon bezinden Yörede “Kadik” adı verilen beyaz renkli kumaştan yapılır. Kırsal kesimde daha çok kullanıldığı için ağ kısmı şalvara göre daha kısadır. Bazı Derpiler uçkurlu olup, içinden Derpinin yapıldığı bezden bir ip şeklinde kumaş hazırlanır ve geçirilir. Bazı Derpiler ise lastiklidir. Paça kısımları ya düz olup geniştir ya da düğmeli olup dardır.

ŞALVAR

Gabardin kumaştan yapılır yandan cepleri bulunan, ağı bol, paçaları dar, önden uçkuru bulunan bir alt giysidir. Uçkur bağı yün iplerin değişik renklerde boyanıp dokunmasıyla yapılır. Bu bağ şalvara takılır, önden düğümleri şalvarın içinde kalacak şekilde bağlanır. Daha önceleri cep ve paça kısımlarına akrep, yılan motifleri işlenilmiştir, şimdileri ise motifli şalvarların sayısı yok denecek kadar azalmıştır.

KUŞAK

Kare şeklinde, kenarları püsküllü, rengârenk olan ve bele dolanan bir bel sarığıdır. Püskülleri içeri alınıp, ikiye üçgen şeklinden kıvrımlı bir biçimde inceltilerek bele sıkıca sarılır. Eski zamanlarda “Acem Kuşağı” ve “İpek Kuşaklar” kullanılmıştır.

AYAĞA GİYİLENLER

ÇORAP


Koyun yününden, diz altına kadar uzanan, elde işlenen ve değişik motiflerle süslenen bir ayak giysisidir. Yörede bir diğer adı “Yün Çoraptır”.

YEMENİ

Deriden yapılan, ağırlıklı olarak beyaz, krem veya siyah renklerden seçilen, önü kapalı, bağcıksız, arka tarafında tutup çekilsin diye kulakçığı bulunan bir ayak giyeceğidir. Yörede “Poçikli Yemeni” adı verilmektedir.

YÖREDE TAKILAR

KADIN TAKILARI
BAŞ TAKILARI
ŞIRRIK


Yörede çok yaygın olarak kullanılan, sadece gümüşten imal edilen, üzerinde damla, güneş, yaprak, yılan motifleri bulunan bir takı çeşididir. Takının orta kısmı alnın tam ortasına gelecek şekilde Kofi denilen başlığa tutturulur. Boyuna takılacak şekilde, kolye biçiminde olanları da mevcuttur.

EYYÜN

Bir parça kumaş üstüne düzenli bir şekilde altın paralar sıralanır. Yapılan bu takı Kofinin üstüne, yani kaşın tam üstüne gelecek şekilde yerleştirilir, başın arka kısmında düğüm atılır, bazı bölgelerde ekonomik güce göre altın ya da gümüş paralar olarak değişebilir.

KÜPE

Kulağa süs olarak takılan ve hala eski canlılığıyla kullanılan bir takı çeşididir. Genelde yöreye özgü küpeler;

· Kişnişli Küpe
· Habli Küpe
· Fiyonklu Küpe
· Tut Küpe
· Doktor Diş Küpe

HIZMA

Yörenin belli kesimlerinde kullanılan, bayanların sağ ya da sol burun deliklerine takılan bir takıdır. Genelde altın ya da gümüş olup, üzerinde mavi boncukta olabilir.

BOYUN TAKILARI

HAMAYLİ


Yörede Boylamada denilen bir süs eşyasıdır. Hamayli bayanlarda süt kesilmesi, kötü rüya, karanlıklardan ve nazardan korunmak amaçlı takılır. Diğer takılardan farklı özelliği dini inanışın etkisinde kalarak içinde Kurandan Ayetler vardır.

KOLYE


Yörede yaygın olan ve fazlaca çeşidi bulunan bir boyun takısıdır.

· Habli Kolye
· Kişnişli Kolye
· İncili Kolye
· Yapraklı Kolye
· Kozanlı Kolye
· Direkli Kolye
· Badem Yapraklı Kolye

MERCAN


Mavi ve turuncu renklerden, üç sıralı boncuktan olup, genç kızların boynuna taktığı bir takıdır. En temel özelliği tam boynu saracak şekilde olmasıdır. Hamayli (boylama) gibi sarkmaz.

SÜT MUSKASI

Yörede sütten kesilen bayanların taktığı ince, gümüş, üstünde ayetler bulunan ve ortasında taş olan bir boyun takısıdır.

KORDON

Metalden olup kırsal kesimdeki bayanlarda ucuna kullandığı sandığının anahtarı,

şehir merkezinde yaşayan bayanların ise giydikleri elbisenin sol üst köşesindeki cebe koydukları cep saati kordonudur. Yani kırsal kesimdeki bayanlar için anahtar, şehir merkezindeki bayanlar için saat kordonu görevini gören bir boyun takısıdır.

KEHRİBAR

Yörede sarılık hastalığına yakalanan bayanların kullandığı, ceviz büyüklüğünde, ortasından ip geçen, sarı kehribar taşında olan bir boyun takısıdır.

BEŞİBİRLİK

Beş altın lira değerindeki Osmanlı parasıdır. Yörede beşi bir yerde adı verilmektedir. En yüksek altın para sayılan takı, ip ya da kumaş parçası üzerine beş adet takılır ve öylece boyuna asılır.

KOL TAKILARI

BİLEZİK

Dönemine göre çeşitli motiflerle süslenen, değişik işçiliği olan deri, ağaç, bakır, gümüş, altından yapılan, eski dönemlerde erkeklerinde kullandığı söylenen ve hala yaygın olarak kullanılan süs takısıdır.

· Hasır Bilezik
· Paralı Bilezik

BEL TAKILARI

GÜMÜŞ KEMER


Gül, menekşe, lale, yonca yaprağı gibi motifleri bulunan gümüşten imal edilip ve bele takılan bir süs eşyasıdır.

AYAK TAKILARI

HALHAL

Yörede genç kızların ve çocukların ayaklarına taktıkları, pirinç ya da gümüşten yapılan, hareket ettikçe ses çıkaran bir ayak takısıdır. Halhalın ses çıkarması çocuğa yaklaşan zararlı hayvanları korkutmak içindir.

ERKEK TAKILARI

HAMAYLİ


Asıl amacı nazardan korunma olan, şekil olarak ta kare, üçgen, dikdörtgen veya silindir şeklinde olan boyun takısıdır. Boyuna koldan geçirilerek takılır. Genelde deriden ve sade bir biçimde yapılır.

PAZUBANT

Dinsel inançlardan ilgili nazardan korunmak amaçlı doğan, üzerinde yılan, akrep, tabanca şekilleri bulunan, kare, üçgen ve dikdörtgen şekilleri olan, kolun dirsek ile omuz arsına takılan bir kol takısıdır.

KÖSTEK

Yörede iki değişik çeşidi bulunan, en eski erkek takılarından olan, bir takı çeşididir. İki şekli mevcuttur;

· Boyundan asılan ve ucuna saat takılan.
· Yeleğin düğme iliğine kancasıyla tutturulan ve ucuna saat takılıp saatle beraber yeleğin cebine bırakılan.

ZİNCİR

Gri veya sarı renkte olup, yeleğin düğme iliğinden tutturulup, kuşağın iç kısmına konan bir takıdır.

MENDİL


Yörede genelde açık renklerden seçilen, kare şeklinde, işlemesiz olup katlanarak kuşakla yelek arsına sıkıştırılarak takılan bir aksesuar çeşididir.

YÖREDE HALK OYUNLARINDA KULLANILMIŞ ÇALGILAR

Çok eski zamanlarda yörede birçok yerde icra edilen halk oyunlarına değişik dönemlerde farklı çalgılar eşlik etmiştir. Aşağıda yazan sazlar zaman ve mekân gözetmeksizin eşlik eden bütün çalgılardır.
· Davul
· Zurna
· Dilli Kaval
· Dilsiz Kaval
· Arbena
· Bağlama
· Santur
· Cümbüş
· Ud
· Kemança
· Darbuka
· Tef
· Zilli Tef
· Zilli Maşa
· Çığırtma

GÜNÜMÜZ HALK OYUNLARINDA KULLANILAN ÇALGILAR

Çok eski dönemlerde değişik çalgılar kullanılmasına rağmen, bugün hala canlılığını koruyup günümüz kadar gelen çalgılar aşağıdakilerdir.

· Davul
· Zurna

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
diyarbakır, halkoyunları


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Diyarbakır Ecrin Güneydoğu Anadolu Bölgesi 1 31 Ağustos 2011 21:11
Diyarbakır Sır İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 29 Ocak 2011 18:17
Türk Halkdansları Mı? Halkoyunları Mı? Eddiejones Kültür ve Sanat 0 19 Temmuz 2009 14:55