Artık tahammülün tükenmek üzere olduğu noktadayız. Dün Ankara'da Türkiye'nin kalbinde bizi vuranlar, bugün İstanbul'da İstiklal'de canımıza kastedenler, bizleri daha önce de Diyarbakır'da, Muş'ta, Hakkari'de, Siirt'te, Iğdır'da, Nusaybin'de, Beytüşşebap'ta, Dağlıca'da Yüksekova'da vurdular. Bugün sivil halkı hedef alanlar ile dün askerimizi, polisimizi, güvenlik güçlerimizi vuranlar aynı alçak örgüttür. Bilmeliler ki; hain odakların aşağılık planları asla bu topraklarda hayat bulamayacak. Bir gün evvel Çanakkale Zaferi'nin 101. yılını kutladık yarında nice zaferlere imza atacak olan çok güçlü bir toplumuz. Biz ki 93 Harbinde 'Bebem anasız büyür de vatansız büyümez' diyerek 3 aylık evladını gerisinde bırakıp tüm gücüyle mücadele eden Nene Hatun'un, Çanakkale savaşından bir gün sonra top mermisi sırtında fotoğrafı çekilmesi istenen ne kadar
zorlansada top mermisini kaldıramayan, sonrasında ''Yine savaş çıksın, yine kaldırırım'' diyen kahraman Seyid Ali Onbaşı'nın, Çanakkale Bigadiç civarını kuşatan Yunan ordusu Komutanının istediği bilgileri vermeyince, Yunanlılarca fırına atılarak şehit edilen Nazife Kadın'ın, Kurtuluş Savaşı sırasında cahil evladının düşmana yol gösterdiğini duyunca İnegöl’e inip bir kurşunla oğlunu yere serip ardına bakmadan geldiği dağlara geri dönen Domaniç'li Habibe'nin ve şehit olan binlerce kahraman askerimizin nesliyiz.. Dün 5 çayını boğazda içmek isteyenler ve bugün Doğu'yu amaçları uğruna cehenneme çevirenler aynı alçaklar. Böylesi kahraman bir milleti alt etmek öyle kolay değil.. Dileğim o ki; terör, beraberinde terörü destekleyen, terörün savunuculuğunu yapan, terörün siyasi kanadı olduğu halde TBMM'de bulunan ve teröre sempati duyan insanların dahi bu topraklar üzerinde mevcudiyetlerini sürdürmemeleri yönünde. Bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız olan birlik ve beraberlik duygumuzu kaybetmemek temennisiyle..