IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20 Mart 2009, 21:13   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Konya İli Hakkında Bilgiler




DEDE BAHÇESİ TARİHÇESİ
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]1239 miladi yılı Selçuklu Devleti ricalinden Tac-ül Vezir denilmekle maruf Tacettin Ahmet Alaaddin Tepesi’nin kuzey-batı yönüne tahminen bir kilometre uzağında kale surları dışında yaptırdığı Hanegah medrese zaviye ve bugün ancak ayakta kalabilen Türbesinin güney yönü tamamen tarla halinde olup yaylım ve ekim yeri olarak kullanılmaktaydı. 1650 miladi yılında ise Konya’nın nakibül’eşrafından ve zamanının zenginlerinden Şeyh Hasan Efendi Mevlevi tarikatına mensup olup o vaktin postnişin İkinci Bostan Çelebi ile de ahbaplık hususiyetleri fazlaydı. Hasan Efendi Tac-ül vezir külliyesinin bir parçası olduğunu tahmin ettiğimiz güney yöndeki tarlayı satın alarak etrafını duvarla çevirttirdi ve bahçe haline getirtti.

Bugünkü pelit ve çınar ağaçlarını diktirtti. Bakımlı hale getirdikten sonra İkinci Bostan Çelebi’ye hediye etti. Bostan Çelebi de (1644-1700) bu bahçeyi dergaha bağlatarak gelirinden dergah mensuplarının istifadesine bırakmayı düşündü ve o suretle bahçe her yıl ekilip bakıldı; meyve sebze ve sair hububat yetişçikçe dergaha mal edildi. Bu tarihten sonra bahçenin adı da Dede Bahçesi oldu. Aradan üç buçuk asır geçmiştir. Dede Bahçesi aynı minval üzerine her yıl bakılmak sureti ile tamamen dergahın hizmetindedir. 1900 yılında Postnişin olan Abdülvahit Çelebi (1858 -1907) ehli keyf ve hüsnü tabiat bir zat olup, zamanımızda Meram’da Tavus Baba Türbesi güneyindeki Yıldız Köşkü’nü yaptırmış, Meram Yolu üzerindeki Dutlu Bahçesi’nde İpekçilik için dut yetiştirip buraya ufak bir kamelya ilave ettirmiştir. Yaka yöresinde Dahiller Mevkii’nde Alaaddin Keykubad zamanından kalma Dahiller Bağı’nı ve evini kısmen inşa ve kısmen tamir ettirmiştir. Karahüyük Köyü’nün güney-batısında meyvelik yetiştirerek içerisine ufak çapta köşk yaptırmış ve Dede Bahçesi’ni de ele alarak buraya o tarihlerde Konya’nın en büyük havuzu bilinen ken taşından ve horasandan yapılan büyük bir havuz ile bu havuzun hemen 3metre güneyine altta 2, üzerinde 1 ve bu üst odanın 4 tarafı balkon olan yakın zamanda yıktırılan köşkü inşa ettirmiştir. Abdülvahit Çelebi ehli keyf sahibi olup yaz günleri bu mesire yerlerinde eğlence ile vakit geçirdiği gibi bazı günler Dede Bahçesi Köşkü’nde kurdurduğu sofrasında da yer, içer, bazı günler de pelit ağaçlarının altındaki çayırlıkta semah ayinleri tertiplerdi. Esasen o zamandan kalma Konya’da bir yerli atasözü vardır. “Çelebilik Abdülvahit Çelebi ile, valilik Ferit Paşa ile Konya’da öldü” derlerdi.

İkisi de aynı devri yaşamış olmakla beraber birbirleri ile geçinemezlerdi. Birinci Dünya Savaşından yeni çıkılmak üzeredir ve halk savaşın açtığı maddi ve manevi yaraların acısı içerisinde, fakat gönül fırsat buldukça dinlendirmek ister. Postnişin Abdülhalim Çelebi Efendi Dede Bahçesi’nin o tarihe kadar yalnız dergah mensuplarının istifadesine açık bulundurulma ananesini kaldırmış halkında bahçeden yaralanmasını emretmişti. Bahçede piyasanın tanınmış saz heyetleri her gün ikindiden sonra geç vakitlere kadar meşk eder, İstanbul piyasalarının en son şarkı ve türküleri meşk olunurdu. Bahçenin mahsulü meyve ve sebzeler ufak bedeli mukabili gelen ziyaretçilere satılır ve hiçbir surette alkollü içki kullanılmazdı. Akşam ezanı vaktinde ışıklandırma olmadığı için bahçe kapanırdı. Cuma günleri ikindiden sonra yaz günlerinden perde ile bölünmüş kısma bazı memur ve yerli rical aileleri gelerek saz dinler çay ve kahve içerlerdi. Tekke türbe ve zaviyelerin 1926 yılı mart ayında kapatılmasıyla Dede Bahçesi’ni Belediye ufak bir ücret mukabili hükümetten, Baltacıoğlu’nun Bahçesi ile birlikte satın alarak yollara ve parklara ağaç dikme gayesi ile fidanlık haline getirmeye teşebbüs etti. Ve yıkık vaziyete olan etraf duvarlarını tamir ettirdi.

Büyük havuzu çimento ile derz yaptırdı. Yanındaki metruk kuyuyu temizleterek motopomp getirdi Ayrıca Çayırbağı su yollarını tamir ettirdiği gibi havuzun güney-batısı ve güney-doğusu yönlerine üzeri kiremit örtülü 4 adet kafesli kamelya yaptırdı. Köşkü tamir ederek boyattı. 1927 senesi baharında köşk önüne tünel ve kayalı fıskiyeyi ilave etti. Ayrıca pelitleri koyu serin gölgesi altına oldukça geniş bir dans pisti ekledi. Aynı sene içerisinde bahçenin güneydoğu kapısından girince sağ tarafa ufak çapta hayvanat bahçesi ilave etti. Tavus kuşları ceylan kurt ve tilkiden başka çeşitli güvercinler getirtti. Hayvanat bahçesi ile havuz arasındaki başlangıçta zamanın en modern tenis kortu inşa olunarak bahçeye giriş 10 kuruş, tenis oynamak isteyenlere ise saati 50 kuruştan kiraya verildi. Havuzda ayrıca ufak bir sandal konularak, halk saati 25 kuruştan gezebiliyordu. 1935 yılında belediye bahçeyi bir süre kapattı. Fakat yaz aylarında tekrar halkın hizmetine açıldı. Bu defa bahçeyi çiçek sergisi ilave etti. Hayvanat Bahçesi ile Tenis kortlarını kaldırarak fidanlık haline getirtti Çiçek sergi kısmı Belediyede kalmak üzere havuz, köşk ve pelitlerin altını kiraya verdi. Bu şekilde uzun bir süre sürdü ve nihayet 1968 senesinde Belediye başkanı Ahmet Hilmi Nalçacı Dede Bahçesini Şehrin kültür Parkı haline getirtti.


Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 20 Mart 2009, 21:14   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Konya İli Hakkında Bilgiler




KONYA EFSANELERİ
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]a) Alaeddin Tepesi : Konya Selçukluların başkenti iken Sultan Alaeddin bir cami yaptırmak istedi, bunun için şehrin meclisi şehrin ortasında bir tepe meydana getirilmesinin ve bu tepenin üzerine camiin yapılmasını kararlaştırdı. Bu maksatla bir toprak vergisi kondu. Herkesin hissesine düşen toprağı çuval ve torbalarla getirmesi suretiyle meydana geldi. Camiin inşasına başlandı. Bir gün Sultan Alaeddin tepeye çıktı ve şehir halkının evlerinin damlarında yarı çıplak yattıklarını gördü. Bunun üzerine tepeye yalnız camiinin yapılmasını, sarayın ise tepenin eteklerine inşasını istedi.

b) Üçler : Üç dervişe hasta olan efendileri “Sizin kısmetiniz burada kesildi, Konya’ya gidin” demesi üzerine Horasan’ı bırakıp Konya’ya göç ederler. Kale kapısına vardıklarında önlerine yüzüpeçeli derviş kılıklı bir adam çıkar ve “Gelin der, sizin yeriniz Mevlanâ Dergahı’dır, oraya yerleşeceksiniz.” Yol gösteren derviş peçesini kaldırır. Bir de ne görsünler, hasta olan kendi mürşitleri değil mi? Mehmet, Mahmut ve Ahmet adlarında bu üç derviş ölünce Mevlanâ’ya yakın yere gömüldüler. Mezarlığa Fatih Sultan Mehmed zamanında Üçler adı verildi.

c) Şems’in Kuyusu : Konya’lı iki hacı Kabe’yi ziyarete giderler. Su alırken tası zemzem kuyusuna düşürürler, fakat çıkaramazlar. Konya’ya geldiklerinde aynı tası Şems’in türbedarının elinde görürler. Nereden aldın bu tası ? diye sorduklarında türbedar, Şems’in kuyusundan aldığını söyler.

c) Deve Taşı Efsanesi : (Seydişehir) Seyyid harun küpe dağının eteklerinde şehri kurarken bir haber ulaşır. Ilgın - Kadınhanı arasındaki Mahmuthisar köyündeki tekke de müridleri ile oturan Didiği Sultan adlı bir ermiş şeyh, ayıya gem vurarak binmiş, müridleri ile birlikte Seyyid’in ziyaretine gelmektedir. Haberi alan Seyyid’in Harum, müridlerini toplar, oradaki kocaman bir kayaya “Deve ol” der, deve şekline giren kayaya binerek Didiği Sultanı karşılar. Keramet ehli iki pir, Seydişehir’in girişinde buluşurlar. Didiği Sultan bindiği ayıdan iner, onu dağa sürer. Seyyid Harun’da bindiği taş deveyi çöktürür, oda iner, böylece helalleşip görüşürler. Seyyid Harun’un bindiği taş deve, çöktüğü yerde olduğu gibi kalır. Yüzyıllar boyunca, deveye benzeyen bu kaya parçası, halk tarafından ziyaret edilerek efsanesi anlatılır. Devetaşı olarak bilinen kaya bu gün Aliminyum tesisleri lojmanları arasında kalmıştır.

Bu efsanelerin dışında daha çok sayıda Konya’ya ve ilçelerine ait efsane mevcuttur. Bunları isim olarak zikretmek faydalı olacaktır. “Kaşıkçı güzeli”, “Nasrettin Hoca” “Güllü Baba”, “Neyzen Hamza”, “Dede Efsanesi”, “Amazonlar Efsanesi”, “Itri Efsanesi”, “Yunus EFsanesi”, “Tahir ile Zehre Efsanesi”, “Kızlar Kayası Efsanesi”


Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 25 Mart 2009, 17:52   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Konya İli Hakkında Bilgiler




KONYA'NIN YÖRESEL YEMEKLERİ

Konya'da bundan 60-70 yıl önce çarşıda katıkçı dükkanları ile tek tük aşçı dükkanı ve lokanta ile bol miktarda kebapçı dükkanı bulunuyor idi. Bu kebapçı dükkanları genellikle bugün Kebapçılar içi denilen yerde toplanmışlardı. Çarşı esnafı; lokanta yemeklerinden ziyade kebapçı dükkanlarında speciallerle karın doyururdu. Çünkü lokantalardaki sulu yemeklerin en iyilerini evlerinde yiyebilirlerdi.Etli ekmek, kuşbaşı köfte satılan kebapçı dükkanlarında hazırlanırdı. Bugün olduğu gibi hazırlanıp pişirilen yerde yenmezdi. Etliekmeğin içi dükkanda hazırlanır, çıraklar tarafından muhtelif yerlerde bulunan etliekmek fırınlarında pişirilir, dükkanda bekleyen müşterilere sunulurdu. Bu etliekmek fırınlarından bazıları Mahkeme Hamamı, Kayıklı Kahve ve Kunduracılar içinde bulunuyorlardı.

Lokantalarda hazırlanan etliekmek içleri ise; kasaplardan gövde olarak gelen koyun etleri kalfalar tarafından parçalanırdı. Buna o günün deyimiyle et bozmak denilirdi. Her kebapçı dükkanının iş kapasitesine göre 10 ile 30 gövde arasında et gelebilirdi. Etler tezgahlar üzerine yatırılır, parçalama bıçaklarıyla ayrılır; kuşbaşılıklar, köftelikler ayrı bir tarafa konulur, etlerin sinirleri ayrılır ve etliekmek için ayrılan parçalar yarım metre boyundaki bir çift bıçakla kıyılırdı

Sebzeler de aynı şekilde doğranarak kıyılmış ete karıştırılırdı. Et hiç bir zaman makine ile çekilmezdi. Köfte etlerinde bile bıçak kullanılırdı. Bunun için hazırlanan bu içlere bıçakarası denilmiştir.Normal etliekmeklerde 60 gr kıyma, 100 gr sebze (soğan, domates, biber) kullanılır. Bol etli isteyenlere ise 120 gr et, 100 gr sebze kullanılır. Onun için bu tip etliekmekler için bol deyimi kullanılırdı.

Koyunun muayyen yerlerinden alınan parçalar usulüyle iki aşamadan geçirilerek fırında pişirilerek hazırlanır. Okkayla satılırdı. Bir porsiyonu yüz dirhemdir. Yanına kuru soğan verilir. Konya'nın en ünlü fırın kebapçıları Gazyağcı Şükrü ve Arif ustalardır. Gazyağcı Larende Caddesi'nde, Şükrü Bedesten'de, Arif usta Çarıkcılar içinde mesleklerini icra ederlerdi. Bu arada bazı aşçı dükkanlarını da unutmamak gerekir. Kuzu başları tandır
YEMEK ÖĞÜNLERİ
1. Kuşluk Yemeği : Eskiden Konya'da iki öğün yemek yenirdi. Kuşluk ve akşam yemekleri. Kuşluk yemeği öğle yemeğinden iki saat önce yenirdi.
2. Öğlen Yemeği : Hafif yiyecekler yenen öğün.
3. Akşam Yemeği : Aksam namazından sonra yenirdi. Kisin uzun gecelerde yenirdi.
4. Yat Geberlik : Yatmadan önce yenen hafif yiyeceklerdir. Kisin uzun gecelerde yenilir.
Konya'nın yiyeceklerinden Ekmeği- Ballı Böreği, Helvasının çeşidi, Zülbiyesi, Pişmaniyesi meşhurdur.
DİĞER YEMEK ÇEŞİTLERİ
MEVLANA BÖREĞİ :
MALZEMELER:1 çay bardağı yoğurt, 1 çay bardağı zeytinyağı, Biraz su, Yarim limon suyu, Biraz Tuz Alabildiği kadar un, (Ayrıca içi içir yarim kilo kadar zeytinyağı ile karışmış tereyağı)
YAPILISI
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
u malzemelerin hepsi konur ve güzelce yoğrulur. Küçük küçük bezeler ayrılır. Dinlenmeye bırakılır. Diğer tarafından bir iki bas soğan yarim kilo kıyma, 1 demet maydanoz, biraz karabiber. Soğanlar bir iki kaşık zeytinyağında kavrulur. Sonra kıyma da ilave edilerek kavrulur. Ateşten indikten sonra maydanozu ilave edilir. Diğer taraftan bezeler incecik açılır. Arası yağlanır tekrar açılır tekrar yağlanır. Ve bir bohça seklinde dürülerek köselere iç konulur ve kapatılır. Ondan sonra sıcak fırına sürülür.
ZERDE :
MALZEMESİ: 1Kg. Pirinç, 3 litre su , yarim kg. şeker
YAPILISI: Önce pirinç ile su kaynatılır .Sonra seker atılır.Yine kaynatılır. Başka bir kaba boşaltılır. Soğuyuncaya kadar bekletilir ve servis yapılır.
ARABAŞI ÇORBASI :
MALZEMESİ: Bir miktar su, Bir miktar un, 1 tane horoz, 1 kaşık karabiber, 1 paket yağ, 1 tane limon
ÇORBA YAPILISI: Bir miktar un, bol yağda kırmızılaşıncaya kadar kadar kavrulur.Daha önce pişmiş olan horoz kavrulmuş olan unun üzerine ince ince didilerek konur.Bir miktar tavuk suyu eklenir. 20 dakika kaynadıktan sonra limon ve karabiber ilave edilir. Daha sonra hamuru ile birlikte servis yapılır.
ARABASI HAMURU:Tencereye normal bir şekilde su konarak iyice kaynatılır.Kaynayan suyun içine azar azar un konarak tahta kaşık ile karıştırılır. Belli bir kıvama gelince un konulmadan hamur karıştırılarak iyice pişirilir.Daha sonra hamurun kolay dağılması için tepsi su ile ıslatılarak hamur tepsiye dökülerek soğutulur. Daha sonra çorba ile servis yapılır.
PAPARA :
HAZIRLANIŞI: Ekmekler derin bir tabağa doğranır. ayrı bir yerde tereyağı kızartılır. Ve soğanlar düzgün bir şekilde doğranıp, salça ile birlikte tereyağında kızartılır. Yeteri miktarda su ilave edildikten sonra, suyun kaynamasını bekleriz. Su kaynadıktan sonra içine ufalanmış tulum peyniri ilave edilir. Biraz daha kaynadıktan sonra tencere ateşten alınır. Ve bu oluşan karışımı daha önceden doğradığımız ekmeklerin üzerine dökülür. Üzeri karabiber ve maydanoz ile süslenir.

TANDIR BÖREĞİ :
MALZEMELER: 4 kg un, 1 kg kıyma, 1 kg peynir, Yarim kg tereyağı, 4 bas soğan, Maydanoz, Kırmızı biber
YAPILISI: Unu mayalayıp hamur yapacaksınız. Kıymayı suyu çekilecek kadar kavuracaksınız. Soğanı doğrayacaksınız. Peynir kırmızı biber ve maydanozla karıştırarak iç hazırlayacaksınız. Hamur ekşiyinceye kadar tandır yakılıp hazırlanacak. Daha sonra hamurdan börek yapılıp tandıra yapıştırılacak.
KAYGANA TATLISI :
MALZEMELER: 5 yumurta, 1 kilo süt, Kabartma tozu, Un, tuz
YAPILISI: Yumurta iyice çırpılacak. Sütle karıştırılacak. İçine aldığı kadar ün, bir tutam tuz ve kabartma tosu atılarak iyice karıştırılarak kızgın yağda kaşıkla biraz biraz dökülerek kızartılacak. Hazırlanmış olan şurup tatlının üzerine dökülecek. Servise sunulacak.
SU BÖREĞİ :
MALZEMELER: 5 Ad.Yumurta, İki kaşık tereyağı, Yarim su bardağı su, 1 Kg Un, Biraz Tuz, 3 Bas soğan, 1 Kg Koyun kıyması, Karabiber, maydanoz
YAPILISI: Yumurta su ve tuz elle çırpılır. Güzelce yoğrulur. Sonra bezelere ayrılır. Onbeş;yirmi dakika dinlendirilir. Soğanlar bir kaşık veya iki kaşık zeytinyağında kavrulur. Sonra kıyma ilave edilir. Hepsi beraber kavrulur. Maydanoz incecik kıyılır içine ilave edilir. Soğumaya bırakılır. Sonra bezeler tek tek açılır biraz kurutulur bu arada ocakta kaynar su hazır bulunur. Açtığımız yufkalar tek tek içine atılır ve pişirilir. Ayrıca önceden hazırlanmış yağlanmış tepsiye döşenir. Arasına hazırladığımız kıymalı iç yayılır. Tekrar üstüne yufkalar döşenir. En üste kuru yufka konur artik böreğimiz pişmeye hazırdır. Ocakta yavaş yavaş az ateşte pişirilir.
YOĞURT ÇORBASI :
MALZEMELER: tereyağı, 150 gr. yoğurt, 50 gr Pirinç, 80 gr mercimek, Nane, Etsuyu
YAPILISI: 8 kişilik tencereye, et suyunu ezdiğiniz yoğurdu da katin hiç durmadan karıştırınız. Kaynayınca içine mercimek, pirinci ilave ediniz. Ve tekrar karıştırın bırakın. Çorba kaynayıncaya kadar bekleyin, kaynayınca bir iki kez daha karıştırın ve 2-3 dak. bekleyin. Çorbayı ateşten indirin ve tavanın içine tereyağı koyun iyice kızarınca tuz atin daha sonra ateşten indirin ve çorbanın üzerine naneyle birlikte dökün.
ETLİ TOPALAK :
MALZEMESİ: 1 kg yağsız dana kıyması, 1 su bardağı köftelik bulgur, 1 ad. yumurta, 1 demet maydanoz, 2 yemek kaşığı un, Tuz-karabiber-kekik, 1 ad. soğan, 1 su bardağı haşlanmış nohut, 1 yemek kaşığı salça margarin yağı-etsuyu veya sıcak su
YAPILISI: Geniş bir kabin içine eti, bulguru, yumurtayı ince kıyılmış maydanozu, unu, soğanı, tuzu ve baharatları koyup köfte hazırlar gibi iyice yoğrulur. Macun haline gelince ufak ufak yuvarlaklar yapılır. Diğer tarafta genişçe bir tencereye iki yemek kaşığı margarini eritip içine bir kaşık un konup kavrulur. Salçası da konduktan sonra nohutta katılarak 6-7 bardak sıcak su veya etsuyu konur. kaynadıktan sonra diğer tarafta bekleyen etli malzememizi tencereye boşaltır. 15-20 dakika hafif ateşte pişirilir.
SAÇ BÖREĞİ :
MALZEMELER: Yeteri kadar un, Tereyağı, Peynir, Ispanak
YAPILISI: Yeteri kadar hamur yoğrulur. Yapılacak içler hazırlanır. Hamur bezeler seklinde hazırlanır. Hazırlanan bu bezeler yufka gibi açılır. İçine yapılacak olan (peynir veya ıspanak) konur ve saç ocağında pek gevrek olmamak şartıyla yiyecek olanın dişine göre pişirilir. Pişirilen bu börek yine yiyecek olanın kapasitesine göre yağlanır ve afiyetle yenir.
HÖŞMERİM :
MALZEMELER:1 kg kaymak, Un, 1 çay bardağı su, Tuz, Pudra sekeri
YAPILISI: Geniş bir tavaya kaymağı koyarız. Bir bardak suyu da ilave eder. Alabildiği kadar unla karıştırılır. Hafif ateşte karıştırılarak iyice pişiririz. Tuzu da ilave edip pisince tavaya güzelce düzleriz. Hafif ateşin üzerinde kızartıp servis tabağına çeviririz. Biraz soğuduktan sonra pudra sekerini üzerine dökeriz.
BAMYA ÇORBASI :
MALZEMELER: 250 gr kuşbaşı et, 150 gr kuru bamya, 3 soğan 2 kaşık margarin, 1 limon, tuz, su (et suyu), 1 kaşık salça
YAPILISI: Kuru bamya limonlu suda hafif haşlanır, süzülür. Bir tencerede et bir miktar su ilave edilerek yumuşayıncaya kadar pişirilir. yağ ve ince doğranmış soğanlar konur. Kavrulur. Salça tuz limon, su (et suyu) ilave edilir. Su kaynamaya başlayınca haşlanmış bamyalar da konur. Özleşinceye kadar pişirilir. Suyu eksilirse sıcak su ilave edilir, sıcak sıcak servis yapılır.
UN HELVASI :
MALZEMELER: Pekmez veya sekerden yapılmış şurup, 2 çay bardağı sıvı yağ, Yeteri miktarda un
YAPILISI: Pekmez kaynatılarak veya sekerden yapılan şurup kaynatılarak içine yeteri miktarda un konur. unu karıştırarak içindeki şuruba yediririz. İçinde hiç ekmez kalmayıncaya kadar karıştırılır. Sonra yağ ilave edilerek kızartılır.
ETLİ PİLAV :
MALZEMELER: Nohut, Et suyu, 500 gr. Et, Tuz-Karabiber, Pirinç, Kişniş, 1 margarin
YAPILISI: Pirinç güzelce yıkanır. Öbür tarafta et suyu kaynar. Nohut haşlanır. Tavaya yağ konur. Eridikten sonra pirinç içine atılır. Hafif ateşte bekletildikten sonra üzerine suyu dökülür. pişmeye bırakılır. Piştikten sonra üzerine kebap seklinde et dökülür. Servis yapılır.
SAÇ ARASI :
MALZEME: 2 yumurta, 1 çay bardağı zeytinyağı, Alabildiğine un, 1 kg kaymak
YAPILISI: Kaymak hariç diğer malzemeler yoğrulur. Hamur ince yufka halinde açılır. 1 yufka eritilen kaymakla yağlanır. Üzerine 2.bir yufka koyularak o da yağlanır. Dürülerek parça parça kesilir. Diğer bezelerde bu şekilde hazırlanır. Yağlanmış tepsiye döşenir. Ve kızartılır. Kızardıktan sonra üzerine pudra sekeri dökülerek servis yapılır.


Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 00:05   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Konya İli Hakkında Bilgiler




Konya’da yayımlanan “Babalık” gazetesinin çıkmaya başlaması

Konya’da yayınlanan bu gazetenin, yukarıda sayılanlara nazaran değişik bir yönü olduğunu belirtmekte yarar vardır. Çünkü incelediğimiz gazetelerin hepsi mütareke ve milli micadele döneminin ürünü olduğu, işgal altındaki Anadolu topraklarının kurtuluşunu amaç edinen bir zorunluluktan doğduğu, daha açık bir deyimle Kuvayi Milliye ruhuyla yeşerip filizlendiği halde, Babalık Gazetesi o günlerde on yıllık bir geçmişe ve tecrübeye sahip bulunmaktadır.
II. Meşrutiyet Döneminin ürünü sayılan bu gazete 23 Aralık 1910’da Konya’da yayınlanmaya başlamıştır. Yayına başladığı günlerde ve daha sonraki yıllarda ülke yönetiminde İstanbul hükümeti yegâne söz sahibidir. Bu koşullara rağmen Babalık Gazetesi, milli mücadele yıllarında, İstanbul hükümetinin geleceğine isabetli bir teşhis koymasını bilmiş ve Kuvayi Milliyenin Konya’da büyük dayanaklarından biri olmuştur.
Yayına başladığı günden itibaren düzenli olarak haftada iki gün çıkan bu gazete, 1921 yılının 5 Nisan günü, ilk defa haftanın her günü çıkan günlük bir gazete olmuştur. Yurdun çıkarları söz konusu olduğu zaman particilik tutkularını bir tarafa itivermeyi bilen, tutucu ve hilafetçi grubun baskı ve saldırılarına rağmen daima ilerici fikirlerin savunucusu olan, İtalyan işgaline ve ilçelerine kadar yaklaşan Yunan tehlikesine aldırış etmeden, Mustafa Kemal’in Erzurum Kongresi’nde belirlediği temel ilkeleri kamu oyuna yansıtmaya çalışan bu gazete seçkin bir yazar kadrosuna sahiptir.
Babalık gazetesinin kurucusu Yusuf Mazhar baş yazar ve yazı işleri müdürü Samizade Süreyya’dır.Namdar Rahmi, Reşat Ekrem Koçu, şair Yahya Saim, Saadettin Nüzhet, Enver Behnan, Şapolyo ve Servet İskit gibi basın ve edebiyat alanında daha sonraları isim yapacak olan ünlü kalem sahipleri, bu gazetenin yazar kadrosunu oluşturmuşlardır. Sarıklı bir yazar olan Takva, uzun yıllar bu gazeteye emek vermiştir.
Babalık’ın 27 Nisan 1922 tarihli nüshasında gazetecilik mesleği konu olarak ele alınmış “Bu memlekette her aklına gelenin gazete çıkarması”, “üç kelimeyi doğru veya yanlış yan yana getiren ve birazda kasesine güvenen her şahsın kendisinde gazete çıkarmak” yetkisini bulması ağır eleştiriye tabi tutulmuştur.
Büyük taarruzun başladığı günlerde, Babalık gazetesi, Taarruzun her yeni gelişmesini, sabah akşam çıkardığı ilavelerle halka duyurmuştur. Bu ilaveler halka parasız dağıtılmıştır. İşte bu neden Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa, gazetenin başyazarı Samizade Süreyya’ya çektiği telgrafta, “Babalığı, Garp Cephesinin vefakar bir arkadaşı addediyoruz.” Cümlesini kullanmıştır.

Gazi Mustafa Kemal Paşanın, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” cümlesiyle sonuçlanan tarihi günlük emrinin tam metni 3 Eylül 1922 tarihli Babalıkta yayınlanmıştır.
Babalık gazetesi 1930 yılına kadar Yusuf Mashar yönetiminde yayınlanacak, onun ölümünden sonra, eşi ile yeğeni Arif yönetiminde yirmi yıl daha yayınını sürdürecek, ancak eşinin ölümü ile kapanacaktır.
Bu sayılan gazetelerden başka Anadolu’nun diğer şehirlerinde de, Milli Mücadeleyi destekleyen ve Kuvayi Milliye ruhunu geniş halk topluluklarına yansıtmaya çalışan gazeteler yayınlanmıştır. Örneğin Erzurum’da Al bayrak, Amasya’da Emel, Edirne’de Ahali, Trabzon’da İstikbal, Giresun’da Işık, Samsun’da Ahali, Antalya’da Anadolu, Elazığ’da Satvet- i Milliye, Maraş’ta, Amal- i Milliye, Bolu’da Dertli ve Türk oğlu, Artvin’de Yeşil Yuva bu amaçla yayınlanmış gazetelerdir.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, konya, İli


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Konya Genel Bilgiler Ve Tarihcesi Ecrin İç Anadolu Bölgesi 0 29 Ağustos 2011 00:28
Bartın İli Hakkında Bilgiler YapraK Karadeniz Bölgesi 3 03 Nisan 2009 04:23
Kocaeli İli Hakkında Bilgiler YapraK Marmara Bölgesi 3 03 Nisan 2009 02:58
Muş İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 3 03 Nisan 2009 01:38
Van İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 4 03 Nisan 2009 01:35