![]() |
Cevap: Mavi Dem Gençliğimiz Gençliğimiz ayakları uyurken açıkta kalmış bir beden;eller birbirine kenetlense de ömrümüz soğuk algınlığında.Mevsimsel öksürükler ki kısık kısıktır,sigara etkisi gibi. Gençliğimiz evden uzak odalarda,kendini tanımaya tamamlaya çalışan yüreklerin omuz omuza değil belki,onur onura tüm yanlışlıklara karşı doğru olma çabası. Gençliğimiz ömründeki tüm yapboz parçalarını,gün be gün yerlerini değiştirerek doğru parçayı doğru yere koyma uğraşı. Gençliğimiz genlerinde taşıdığı kalıtsallığa rağmen kendi özgür düşüncelerini yaşatma süreci. Ve sevinçle karşılanan yaş günleri yerlerini kaygıya bırakır adım adım.Hoş bakışlarda yürek bir adım geri çeker kendini.Popüler kültürün dayatmasından sıyrılarak müzikte de özgündür tercihi. Susmalar çoğalır...Akıldan çıkan kararnameler yürekte değiştirilir,karartılmasın aşka dair nameler.Aşk ki üç harften çok üç nokta ömürde .Karartılmasın aşka dair nağmeler.Aşk ki sol(un) anahtarı ömürde. Çoğalır sesimize yapışan sızılar.Sızı ki boyacı çocuğun ‘abi boyayım mı' demesi.Sızı ki bizden çok yaş almış insanların elinde ki buruşukluk.Sızı ki ömründeki tek sosyal aktivite evde televizyon izleyebilmek olanların,eve ekmek alabilme telaşı;alamazsa kendi ekmeğini kendi yapma çabası,un var ise ...Sızı ki çocuklarını arkadaşlarının yanında başını eğdirmemek için ,elde avuçta yok demeyip ‘şükür bu günümüze de ‘ diyebilenlerin gözünde.Ve gerçek şükür denilse de elde avuçta olmadığıdır,gerçek çeşitli oyunlarla yoksul olanların daha da yok olunmasıdır.Gerçek yok olmaya yüz tutmuşların bilinçsizleştirilmesidir,birileri varlıklarını daha zengin yaşayabilsinler diye.Birileri egolarını dünyanın hakimi sanabilsinler diye .Peki hesap günü geldiğinde kim kaçabilecek...Sızı ki kendi sesini kendi duyduğunda gözleri dolabilenlerde ... Sorma genç,sorgulama,düşünme,düşündürttürme,anlatma,açık lama,yargılama,sesini çıkarma. Gençliğimiz kader diye yazılandan farklı.Sıyrıl da gel ,haykır da gel,inadına inan da gel.Emperyalizmin çıkarları için dayatılanı ömrümden çıkar da gel.Gel ki bahardır ömür,sen gel ki aşkla...Gençliğimiz soracaktır,düşünecektir ve okula başladığında öğretilen o şarkının sözlerini duymayanlara tekrar tekrar söylecektir; ‘' Oynaya oynaya gelin çocuklar El ele, el ele verin çocuklar. Bir vatan bırakın biz çocuklara Islanmış olmasın göz yaşlarıyla. Bir bahçe bırakın biz çocuklara Göklerde yer açın uçurtmalara. Oynaya oynaya gelin çocuklar El ele, el ele verin çocuklar. Bir barış bırakın biz çocuklara Ulaşsın şarkımız güneşe ve aya. Oynaya oynaya gelin çocuklar El ele, el ele verin çocuklar. Bir dünya bırakın biz çocuklara Yazalım üstüne sevgili dünya Oynaya oynaya gelin çocuklar El ele, el ele verin çocuklar. (Adnan ÇAKMAKÇIOĞLU) ‘' Nigar B. 7 Ekim 2012 |
Cevap: Mavi Dem Elma Kokusu Gözler alacasında zamanın Ne ağlar ne gülümser Bir kemençe sesi Ney olur sızı akar gökten Bağlamanın telleri kopar Elma kokusu kalır avuçlarda Rengini yitirmiş mevsimler Bakılan siyah mı Görünen bu karanlık düştüğün zamanın uzaklığından mı ardında gelenler var sesini sesine katanlar var sen koşarsın dolu dizgin çocukluktan kalma bir oyunun aktörü olur kovalayan ne varsa kovmak istersin sonra gün batar batar ciğerine yalnızlık yazıp yazıp parmaklarının arasında bükülen kağıtlar gibi bükülüyor belin kağıtların kırışıklığı yüzüne vurmuş bak kırışıyor yazdıkça tenin cefaları koynuna iliştir göğsünde uçmaya hazır kuşlar yurtsuz yurdunda yurtsuz isimler,şiirler,şarkılar yurdunda yurtsuz tekil birliktelikler anılar ayağına takılmış sendeliyor ağırlığından bak o gidiyor gidiyor koynunu da alarak gözlerinde ki feri alarak mevsimlerin rengini çalarak gidiyor ne istanbuldur burası tarih kokmaz sokakları kız kulesi yoktur adına yazılmış şiirleri yoktur aşk kokmaz sokakları ne izmirdir burası denizi de yoktur kordonda el ele gezen sevgilileri de yoktur geniş düşüncelerle bakmaz insanları ne ankaradır burası karanfilde dostlarla karşılaşıp bir bira içmezsin ayazına inat denizsizde sevmezsin burayı vefalı da değildir insanları burası büyük değildir oysa yürekleri büyük insanları vardır öyle ki bu küçük şehre sığmaz yürekleri hadi gel susalım seninle biz konuştukça şehre dolan hüzünler ağıt yakmasın halimize sen o küçük şehirde ben bu küçük şehirde sessizce ağlayalım yalın halimize ya gözler ya bu bakışlar göğsümüze vuran sızılar susar mı çığlıkları bak elma kokusu var yine bak kendin gittin de hayalin de gidiyor sendeleyerek yine koynunu aldın ya bak bu sefer yüreğimde ki seni de alıp gidiyorsun işte renklerimi,düşlerimi,umutlarımı da alıp gidiyorsun işte … bak zaman siyah mevsim karanlık bak göğsümde ölü kuşlar var uçmayı öğrenemeden daha bak ya da bakma boş ver sen bu yürekte gidensin hep Nigar B. 18 kasım-2012 |
Cevap: Mavi Dem Sarı Gök vurur göğsüme suya düşen yaprağın yansıması vurulur göğsümde bahar kanat çırpamadan düşer ayak uçlarıma sarı umutlar leylalığımı bir yaprağa hediye ettim bu bahar tüm sular zehir tüm soluklar boğulmak haydan geldi sevinçler tırnakların arası kum dağ yüreklim huya gitti sevinci taşıyanlar ve kırgın şimdi sarılmalar dağlandı sarı gökte tüm dokunmalar fırtına sonrası bağıran anılar zamanın bağrına akrep sokulmalar üşüyen titreyen titrettikçe ağrıtan kıştan kalmış, ruhumda hala kışlayan sızılar hepiniz düşün suya bu bahar soframda az gelmiş zıkkımı mezenin kadehler doyulmaz sohbetlere eşlik ederken uzaklardan gelen ses çığlık çığlığa sohbeti keserken ve bahar sarı bahar cinayet mahalini yüreğime çizerken hepiniz düşün suya açılmazken düşlerin kapısı çilingir bu baharda da sofrada eksik kalırken her bahar düşün suya hepiniz maviye çal sen beni bahar sür beni gözlerine sür beni gitmem gereken yerlere varsın üzgün olsun sürgün olsun adım maviye çal sen beni bahar ve ağla aylarca yıllarca düşeyim gözlerinden düşeyim bir daha mavi gökten nigar |
Cevap: Mavi Dem Günlük Hesabı Farkındalık arıyorum bu zamanlarda. Hayatın monontonluğuna kapılmış, kapılmayı seçmiş, önceden yazılmış rolleri oynamaya çalışırken çoğu insan, bir ses geliyor uzaklardan. Saatlerdir çalışan bilgisayarımın fan sesi sanıyorum, hayır hayır daha derinden, sanki bir kuyunun içinden yakarış gibi.Neydi bu ses derken kendi kendime, yalnızlığım cevabı veriyor ‘ney' dir duyduğun ses uzaklardan dünyaya düşmüş ruhunun yakarışıdır. Mevlana'yı bir kez daha saygıyla anıyorum gecenin ikisinde. Saate de bakınca not düşüyorum gecenin 3 ünde Fikret Kızılok dinlemem gerek diye. Eksiklik var yürüdüğümüz bu yolun bir yerlerinde yoksa yalnızlığı yüksek sesle telaffuz etmeyi düşünmezdim bir çok şeyin yolunda olduğuna inanmaya çalışırken. Eksiklikten midir farkındalığı aramam ya da kelimelerin anlam çekiciliğinden midir bilinmez ... Çıkarılması da gerekiyor düşüncemde var olan fazlalıklar. Ağır geldiğinden değil oysa, maksat uykulara yer açılsın. Oyun değil de 4 işlemin bir parçasıysa hayat, çıkarma işlemi dönemindeyim sanırım. Farkındalığı sonuca ulaştırabilmek için. Belki sonuç yanlış olacak ama puan alabilirim gidiş yolumdan . Farkındalık diyorum da harfler çıkarılıyor sayfamda. Farktan fa ya indirgeniyor, nasıldı o nota. Komşulardan çekinmesem en son lisede kullandığım flütümü elime alıp gecenin bu saatinde çalacağım, sol elimin serçe parmağı yemek yerken bile hala havada hep. Tebessüm düşüyor yanağıma,müzik öğretmenim Hülya hanımı hatırlayınca. Nasıldı o nota, beş çizginin en alt boşluğunda, çizgiyi geçememiş utangaçlığından. Ne ince ne kalın bir ses, tokum ben diyor hayatın acıları tokmak gibi yüzünüze değil de göz altlarınıza vurunca. Tok'um doydum hayat, güneşini göster artık diye isyan da ediyor olabilir. ‘a' da gidiyor yavaş yavaş, yollarımda aaaaaa lar, şaşırmış belli ...'f' kalınca geriye hele de hayatınızın çarpma(ya da çarpılma) döneminde uzun ince bir adam sevmişseniz, hak veriyorsunuz ilhan berk in benzetmesine. ‘f' yi de çıkarıp boşluğa bakmak olmaz, sayfaya ‘sevmek' diye bir kelime düşmüşken yazmak olmaz. Hele de saat 0.3 e gelmişken Fikret Kızılok un şarkısını açmışken, düşüncelerimdeki fazlalıkları çıkarıp, yalnızlığın farkına varıp anılara sitem etmek olmaz. nigar |
Cevap: Mavi Dem Bir Hayale rüzgarın izleri yol kenarlarında sıyrılıp gitmekte dağın ötesine kaldırım taşlarına çığlık çığlığa döşenmiş kelimeler inceden kızıl yağmurun ıslaklığı dökülmekte yüzüme eğilişi yaprağın yer çekimine baş kaldırışı başağın tüm çekmelere çekinen bakışlarınla çevirişin yüzünü yaprak gibiyim göz bebeklerinin kahvesinde ve başak gibiyim el sözlerine kırkladım senden kalma öpüşü senden kalma gülüşü yüzümden içime kor gibi düşen yağmur kızgınlığın niye kızıllığın kime dönüyor bastığım yerler sudan sebepleri içtiğim zamanlarda anılar dönüyor eli belimde sarılma diyorum o ellere senin ellerin dönüyor sonra değiyor bedenime bir bakıyorum rüzgar geliyor omzuna çarpıyor kırılan kollarının ucunda ellerin ellerin rüzgarla gidiyor ve sonra nedendir aklım gidiyor yağmura yağınca hıncıyla yağmalanıyor anılar aklımın sen odasında dönmüyor epeydir başım toprak yerli yerinde suya seni katarak içmiyorum epeydir epeydir aklım başımda,yüreğim solumda huzur desen yas tutanağı yastıktan ve gece devriyelerinde düşüncelerin çalınmakta sessizce seni bırakarak odamda kilitlemeden kapıyı çıkıyorum yine sokağa usulca çıkıyorsun sen de hava soğuk üşümüşsün belli sokuldun aklımdaki yerine yüreğimle ört üstünü rüzgardan hızlı koşarım ben yağmura inat ruhumla kaparım başımı üşüme sen adımlarım geç kalmışlığın sancısı gittikçe ağırlaşan ağırlaştıkça saçlara aklar saçan adımlarımla eziliyor kaldırımlara döşenmiş kelimeler onlar ezildikçe sana söyleyemediklerim kanıyor onlar kanadıkça yağmura kızıl bulaşıyor koşar adım yollarda koşar adım yıllarda koşar adım aşklarda sağımda rüzgar solumda yağmur her yer kızıl her yer yaşamak ve her yer yaşlanmak koşar adım adımlarda adın kazındı soluğuma ve soluğum kesildi ruhumda nigar |
Cevap: Mavi Dem -Karalama 5- 1. gökyüzünde yıldızlar gece görmek istemediklerime siyah çalmış yıldızlarda ışıklar gece çocuk yanıma umut salmış 2. doğdu bir çocuk kentte yüzünde sarı perde öldü bir çocuk diğer kentte üstünde beyaz perde 3. ey benim halden anlamaz halimi yazanım hali sormayıp kahkaha atanım ey benim zeybeğe duran gururum horon tepen 17 yaşım çifte telli isteyen aşk yanım 20 sinde havayı roman sananım ey benim ağıt yakan maaşım ve gömülmeden toprağa 27 sinde havayı yürekte uzatan naaşım 4. güneş vurmuş da yüze hala don sevincim,içim güzde ben bu günlere bahar demem mayıs gelmeden yeşeremem 5. hatır ettim hatrı kalmasın gelmişe geleceğe gelmemişlere gelmeyeceklere acı kahve söyledim sen gündüz ol ben gece sen cümle ol ben hece hatır ettim de geçtim başa 40 yıl kavuşmayız daha kavuşmadan yazılmaz bu ara 6.- 7. gökyüzünde yıldızlar yüzümde gök elmacıklar kentte kendimsizlik o çocuğun da kedisi yok sezen o çocuğun da kendisi yok mayıs gelmedi daha kente 8. ey benim gündüzde geceyi yaşayan yanım kalp atışlarında kalbi aşktan dışarı atanım ey benim suskunluğun sesi elim nasırlı yaralı kalem yakışmaz dersin yakıştırmazlar gülün dalına dikeni ey benim işsiz düşlerim ey benim mayısım,baharım gel düşümde ki kent seni beklemekte nigar |
Cevap: Mavi Dem -düşleri yüreklere bağlayan göbek bağı kesilmeli ve bilincin altı üstüne getirilmeli bulunmalı köstebek gözü nerede kaldıysa alınıp geri verilmeli- |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:30. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk