Çevrimdışı

Karanlıklardan, dokuz aylık yoldan, işte dünyanıza geldim.*
Huzurum bozuldu, dayanamadım, ağladım,ama siz güldünüz.*
Kendinize canlı bir oyuncak hamurdan , işte ayağınıza geldim.*
Kaçarım , giderim diye hapis ettiniz, kundaklara bürüdünüz.
Yastığım elin, yorganım gözün, üşürüm diye dünyaları örttünüz.

Hep yatmak, konuşamamak, ağlamak, Allah’ım ne kötüymüş !*
Bebek derler de beklerlermiş, anlayamadım bu nasıl büyüymüş.*
Sonra bir ateş düşer de yakar, annenin karnında bebek ölüymüş.*
Canım uçacak, özgürlüğe kanat açacağım, ama sizler küstünüz.*
Sinirler alt üst olmuş, biraz geç kaldım diye nasıl da köpürdünüz.

Ne ağıtlarla uyanırdım, ne figanlar kopardı küçük dünyamda.*
Suçlu değildim, neden kızardınız, siz gezmiştiniz mayamda.
Dünyanıza gelmemiştim , kanatlanmış uçuyordum rüyamda.*
Seveceğim diye kaldırdınız uykumdan, hayallerimi böldünüz.*
Ben hayatınızın sevimli problemi, acele edip yanlış çözdünüz.

Her seferinde bir şey anlatmak istemiştim, daldım gözünüze.*
Bağırmalar duyuyordum artık, ne oldu o eski tatlı sözünüze ?*
Susturulmak için uyutuldum, bakın hasret kaldım yüzünüze.*
Çaresizcesine emekliyor, sürünüyordum, ama siz yürüdünüz.*
Elbet gülecektiniz, elbet anlayamayacaktınız ya, siz hürdünüz.

Bilemiyorum alışmak ne kelime, yalancı dünya hayatınıza.*
Aldatmış sizi duymuyorsunuz, baykuşlar konmuş çatınıza.*
Sevgilerle yoğrulan hamur çürümüş, acılar girmiş tadınıza.*
Düştüm, yuvarlandım, anlatamadım, hep arkanızı döndünüz.*
Yalvarmalarım çıngırağım oldu, şahidim oldunuz, gördünüz.

Bir anne desem, bir baba konuşsa bu diller, nasıl coşardınız.*
Hiç uyumaz , beşiğimden kıskanır, hep benimle yatardınız.*
Babam ay olur geceme , annem güneşim, doğup batardınız.
Sonra korktunuz, bağırırım diye emziğime acılar sürdünüz.*
Daha sevemeden , doyamadan , oyuncaklarımı süpürdünüz.

İşte ayaktaydım artık, işte basıyordum, başlamıştım gülmeye.*
Attım kundağımı arkama delicesine, ne susamıştım yürümeye.*
Sözler vermiş, yeminler etmiştim, asla bir daha sürünmemeye.*
Yetişmek istedim size, benden kaçarcasına hemen büyüdünüz.*
Baharıma yetişemeden, kurudunuz, yaprak olup da döküldünüz.

Girmiştim hayatınıza öyle istemeden, şimdi artık yanınızdayım.*
Ayrılırmış bir gün yollar; bölemezsiniz beni artık kanınızdayım.*
Gitmeyin, alıştım kokunuza, yorulmadan koşarım ardınızdayım.*
Hani bana aşık, hani bana vurgun, hani ya benim için ölürdünüz.*
Buruştu elleriniz okşamıyor bedenimi, hemen nasıl da çöktünüz.

İşte bebeğiniz, işte meyveniz, eseriniz ortada kaldı öylecesine.*
Sorular yumak oldu boğazıma, nefret ettim hayatın bilmecesine.*
Ne bu yalnızlık, ne bu acı? haykırayım mı ağıdımı bitmecesine.*
Dünyamın ilk ışığı, gözlerimin nurları , acımasızca söndünüz.*
Neden çağırdınız ki beni ötelerden, madem bitecekti ömrünüz.

Sabahıma ne güneşler doğacak dedim, bekledim, ama yoktunuz.*
Ninni söyleyen diller gitmiş, hayatıma acılı türküler soktunuz.*
Tebessüme ihtiyacım varken size acıktım, yemek bitti, toktunuz.*
Ellerim boş, yatağım soğuk, toprağınıza sessizce uzanıp, öldünüz.*
Bahar gibi açacakken dalımda, beklemediniz defterimi dürdünüz.*
Neydi bu aceleniz, neden bu hızlı gidiş? Tutan ellerim!.. çürüdünüz.*
Toprağınızda rahat yatın artık, yandım, tutuştum, işte döküldü külünüz…*

Sedat SOYLULAR

__________________
Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin.Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak..