IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Etiketlenen Kullanıcılar

9Beğeni(ler)
  • 6 Post By toXic
  • 3 Post By toXic

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 01 Ekim 2011, 19:44   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Dünyayi yönetenler.




Gizli Dünya Devleti ve Rockefeller Ailesi ile Rothschild Ailesi


Gizli Dünya Devleti ve Rockefeller Ailesi ile Rothschild Ailesi

19. yüzyılın büyük bir çoğunluğunda, bir Yahudi bankacılar ailesi olan Rothschild Ailesi, Avrupa'nın para marketlerini yönetti. Birçok Avrupa toplumu, borçlarını, savaş tazminatlarını ödemek veya barış projelerini finanse etmek için Rothschild'lardan para borçlandı. Ailenin ismi, yani Rothschild ismi, bir atalarının dükkanının işareti olarak kullandığı kırmızı bir kalkandan (a red shield, Almanca'da rothen schilde) gelmektedir.

Mayer Amschel Rothschild (1744-1812) aile servetinin kurucularından olmuştur. Almanya'da, Frankfurt-am-Main'deki yahudi bölgesinde doğmuştur. Bir tüccar oldu ve dövizcilik gibi birkaç bankacılık servisinde bulundu. Nadir madeni para uzmanı olan Mayer Amschel Rothschild pek çok zengin eve katılabilme imkanını elde etti. Özellikle de seçme hakkına sahip olan William of Hesse-Kassel'in evine girebilecek ayrıcalığa sahip olması önemliydi. Kısa sürede, seçme hakkına sahip bu şahsın başlıca ekonomik işleri ile uğraşmaya başladı. Mayer Amschel Rothschild 5 oğlunu da aile işinde çalışmak üzere yetiştirdi.

Rothschild'lar uluslararası bankacılar olarak ün kazanmalarını, Napolyon Savaşları'na borçludurlar. Mayer Amschel'in üçüncü oğlu Nathan Mayer (1777-1836), 1800 civarlarında İngiltere'ye gitti ve Napolyon'un kuşatması sırasında İngiltere için eşyalar kaçırdı. Kardeşlerinin yardımı ile, Nathan Mayer ayrıca İspanya'daki İngiliz ordusunu finanse etmek amacıyla Fransa'dan altın da taşıdı. Bu çabaları, Nathan'a İngiliz hazinesinin temsilcisi unvanını kazandırdı. Savaşın sonunda, Rothschild Ailesi Fransa ve Avusturya'ya borç vermekle yükümlüydü.

Nathan'ın erkek kardeşi Jacob ya da James (1792-1868), Fransa'nın başkenti Paris'te bir banka kurdu.Onun kardeşi Salamon Mayer ise (1774-1855) Avusturya'nın başkenti Viyana'da bir banka kurdu. Bir diğer erkek kardeş Karl Mayer (1788-1855) İtalya'nın Naples şehrinde bir başka banka kurdu ama tutunamadı ve 1861 civarında kapattı. En yaşlı kardeş Amschel Mayer (1773-1855), Frankfurt'taki ekonomik işlerden sorumlu olarak kaldı.
Rothschild Ailesi, Avrupa ve Amerika'da tren yollarını finanse etti ve ABD'de isteyenlere borç alma imkanı sağladı. Nathan Mayer'in oğlu Lionel Nathan (1808-79) 1875'te Süveyş Kanalı'nın kontrolünü satın alması için Başbakan Benjamin Disraeli tarafından kullanılmak üzere İngiltere'ye borç verdi. Lionel Nathan İngiliz Meclisi'ne seçilen ilk Yahudiydi ve onun oğlu Nathan Mayer (1840-1915) ilk Baron Rothschild oldu.

Rothschild'lar birçok onur ve unvan elde ettiler. İngiliz ve Fransız ailelerinin üyeleri olanlar ise kendilerini bilim adamları ve hayırsever olarak tanıtmışlardır.
Rothschild ailesinin 2000'li yıllara üç trilyon dolar sermaye ile girdiği tahmin edilmektedir.

Bütün bu bilgilerden anlaşıldığı üzere bu aile faiz prangasını kullanarak hem siyasi yönetimleri kendilerine bağlamış, hem de bu yolla büyük gelirler elde etmiş, servetlerine servet katmışlardır. Tabii servetlerini katlamalarına paralel olarak yönetimler üzerindeki etkileri ve güçleri de artmıştır. İşte bu etki ve güçlerini kullanarak, başta Illuminati şebekesi olmak üzere destekledikleri bütün karanlık teşkilatların ve masonik örgütlerin elemanlarının istedikleri yerlere gelmelerini sağlamışlardır. Onların bu etkinlikleri de kendilerine siyaset meydanında "parlak" bir gelecek hazırlama hayalleri yapanların onların ağlarına düşmelerini kolaylaştırmıştır.

Rockefeller ailesi, Amerika'daki yahudi lobisinin başını çeken bir ailedir. Bu aile de Rothschild ailesi gibi başlangıçta banka ve finansman işine ağırlık verdi. Bu yüzden Amerika'da yıllardan beridir para piyasalarında saltanat sürmektedirler. Hatta Amerika'da sermaye alanında 150 yılı aşan bir Rockefeller hanedanlığından söz edilir. Fakat sadece finans ve para piyasasında kalmamışlardır. Petrolden endüstriye çok geniş bir alana yayılmış ve oldukça güçlü bir sermayenin sahibi olmuşlardır. Özellikle petrol alanında tam bir dev ve tröst haline gelmişlerdir ve Amerika'nın en önemli petrol şirketleri onların elindedir.
Ailenin Rockefeller Vakfı adıyla bir vakıfları da bulunmaktadır. Bu vakfın amacı da Illuminati ve Yuvarlak Masa şebekesinin ağına düşecek yöneticiler yetiştirmek amacıyla üniversite çağındaki öğrencilere burs temin etmektir. İsmi daha önce birkaç kez geçen yahudi Henry Kissinger bu vakfın danışmanlarındandır. Kissinger'in Rockefeller ailesiyle danışmanlığın ötesinde oldukça derin ilişkileri bulunmaktadır. Bu yüzden birçok çalışmalarında ortaktırlar. Rockefeller Vakfı aynı zamanda Beyaz Saray'a strateji üreten bir tink tank kuruluşu gibi çalışmaktadır. Bu çalışmasının asıl amacı ise ABD'nin politikasına yön vermektir. Bu vakıf Türkiye'de yönetimde üst kademelere kadar gelmiş bazı kişilere de burs vermiştir.

Chase Manhattan Bank (CMB), Rockefeller ailesinin finans kurumlarından biridir. Adında geçen Manhattan, New York'ta yahudilerin oldukça yoğun oldukları adanın adıdır. Bu bankanın şah dönemi İran'da çeşitli yatırımları bulunuyordu. Uluslararası Temel Endüstri Ortaklığı (IBEC) ailenin bir ferdi olan Nelson Rockefeller tarafından kurulmuştur. Aileye ait şirketlerin Suudi Arabistan'da birçok yatırımı bulunmaktadır. Suud petrollerine hakim durumdaki ünlü ARAMCO şirketinin hisseleri Rockefeller ailesine ait dört şirket arasında paylaştırılmıştır. Bunlar da Texaco, New Jersey Oil, Socony Vacum ve California Standart Oil şirketleridir. Bu dört şirket 1944'te bir araya gelerek ARAMCO'yu kurmuşlardır.

Merkezi Londra'da bulunan Harts Horn J. E. Oil Company es and Goverments'ın yayınladığı istatistiklere göre Ortadoğu petrollerinin % 99'u yedi büyük petrol şirketinin kontrolü altındadır. Bu şirketlerin beşi yahudi Rockefeller ailesine aittir. Geriye kalan iki şirketten Shell'in sahibi Marcus Samuel ve Royal Dutch'ın sahibi Wiliam Detending de yahudidir.
Ünlü American International Corporation (AIC)'ın ortaklarından biri de Rockefeller ailesidir. Ailenin Avrupa'daki bazı bankalarla da iş bağlantısı olduğu bilinmektedir.
Daha önce sözünü ettiğimiz Yuvarlak Masa teorisine göre oluşturulmuş olan Trilateral Komisyon'un fikir babalığını da Rockefeller ailesine mensup David Rockefeller ve yine bir yahudi olan Zbigniew Brzezinski yapmıştır.

David Rockefeller'in tek marifeti zikrettiğimiz komisyonun fikir babalığını yapmak değildir. Hıristiyan ve Yahudi Milli Konferansı'na üyedir. Komünizmin çöküş merhalesinde yahudi sermayesinin Sovyetler Birliği'nden ayrılan ülkelere kazık çakmasında önemli rol oynamıştır. Bunda Sovyetler'deki komünistlerle eski dostluğunun önemli rolü olmuştur. Yukarıda sözünü ettiğimiz global gizli örgütlerin tümünde Henry Kissinger'den çok daha fazla etkinliği vardır. CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyon'un her üçünün de birinci derecede David Rockefeller'in kontrolünde olduğu bu örgütlerle yakından ilgilenenlerin çoğunda oluşan yaygın bir kanaat. Hatta bu üç örgütün kralının David Rockefeller, baş danışmanının da Henry Kissinger olduğuna inanılmaktadır. Her ikisi de yahudi ve her ikisi de Amerika'daki yahudi lobisinin başını çekenlerden. Bu üç büyük örgütün kendi iç hiyerarşisinde merkezde bulunan kişiye "boğanın gözü" denmektedir ve hali hazırda "boğanın gözü"nün David Rockefeller olduğuna inanılır.

Gizli dünya devleti dünyayı nasıl yönetiyor?


GİZLİ DÜNYA DEVLETİ adlı kitaptan


Bilhassa son 400 yıl esnasında GDD`nin gelişme süresinde bilhassa Avrupa’yı kontrol eden Rotcilt ailesi, en önemli etkinlik merkez idi. Fakat 2.Cihan harbinden sonra dünya dengeleri değişince bu sefer ABD`deki Rockefeller ailesi ön plâna çıktı. Ve şimdi zamanla meydana gelen gelişmeler sonucunda Şekil l`de bildirilen GDD`nin genel yapısı içinde RT ve SANHEDRİN`in genel gözetimi altındaki dünyayı yöneten "70 Yeminliler Grubu" içinde en etkin merkez Rockefeller ailesi olmuştur.
Nesillerden beri ABD`nin en zengin ailesi olan, gittikçe servetlerini ve güçlerini geliştiren Rockefeller ailesi Resim - X1`de görülen 5 kardeştir. Bu 5 kardeş ölçülemeyecek kadar büyük, muazzam bir servete miras olarak sahip olmuşlardır. Bu astronomik servetlerine dayanarak, güçlerini ve prestijlerini arttırdılar ve bütün dünyayı yönetmek için kendilerinin "Yeni Dünya Düzeni" dedikleri yeni bir dünyayı kurarak bütün dünyaya hakim olmayı gaye edindiler. Aşağıdaki fotoğrafta bugünkü Rockfeller ailesinin 5 kardeşi görülmektedir:


WINTHRP : (Bir süre önce evvel vefat etmiştir),
JOHN D III, NELSON : JOHN D III, Ailenin bugünkü reisi : "POLİTİK" Rockefeller, LAURANCE: Ailenin diğer bir kardeşi yıllarca süren bir plânlama ve ön hazırlıklardan sonra NELSON, bir seçimin her türlü teh ve rizikolarından korunmuş bir şekilde ABD Cumhurbaşkanı olarak Beyaz Saray`a gelmiştir.

Gizli Dünya Devletinin yöneticileri olan Rockefeller ailesinin, bu en üstteki fertlerinden birisinin Cumhurbaşkanı olması dahi aslında vakit israfıdır. Çünkü zaten Cumhurbaşkanlarını kendileri kontrol etmektedirler.

DOLAR MİLYARDERLERİNİN EFSANEVİ ZENGİNLİKLERİ

Bu konuyla ilgili olarak bu kitabın ekinde bulunan aynı başlıklar altındaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi;
Her türlü gizleyecek ve göz ardı edecek ve takiplerden kaçırılabilecek şekildeki tedbirlerin alınmış olmasına rağmen Rockefeller ailesinin zenginliği her türlü tahmin ve ölçünün üstünde efsanevi, astronomik, kısacası korkunç bir zenginliktir.
Zenginliklerini tesbit etmek, bilmek mümkün değildir. Çünkü bunlar ABD`deki vergi kanunlarını öyle tanzim ettirmişlerdir ki gerçekte kendileri ciddi bir vergi ödemezler. Çünkü servetlerini vergiden muaf "VAKIFLAR"a ve "EMANETÇİ KURULUŞLAR" = TREUH şirketlerine dağıtmışlardır. SayfaX 232`de belirtildiği gibi sahip oldukları tröstlerin, vakıf ve emanetçi kuruluşların adedi 10 binleri aşmaktadır. Ayrıca bilhassa dünyanın en büyük banka ve şirketlerini kontrol etmektedirler. Yine sayfa 233`de belirtildiği gibi dünyanın her yerinde sayılamayacak kadar çok gayri menkullere sahip bulunmaktadırlar. Rockefeller 100 yıldan beri petrol işletmektedirler ve 75 yıldan beri de Bankacılık yapmaktadırlar.
Nelson Rockefeller Cumhurbaşkanı olacağı zaman kamuoyu Rockefellerin efsanevi zenginlikleri hakkında büyük şüphelere ve kuşkulara sahip olduğu için Amerikan Temsilciler Meclisi Hukuk Komisyonu Nelson Rockefeller`in şahsi servetini tesbit için araştırma yaptı. Bu araştırmaya Rockefeller ailesinin zahiren hukuk danışmanı olarak görev yapan j.RlCHARDSON DÎLWORTH çıktı.
J.R.DlLWORTH 1958`de Rockefeller`in yanında çalışmaya başlamadan önce geçmişte mali basan ve siyasi etkinliklerin simgesi olan en büyük uluslararası kuruluşlardan KUHN VE LOEB & CO bankasının ortağı idi. Nitekim KUHN ve LOEB & CO `nün ortağı olan Jacob Schiff de daha önce Rusya`daki Bolşevik Devrim`i finanse etmişti. DÎLWORTH görünürde Newyork`taki muazzam bir bina olan "ROCKEFELLER PLAZA"nın 3 katını işgal eden "Rockefeler ve Partneller" adlı büronun başkanlığını yapmaktaydı. 3 büyük kata yerleşmiş olan bu büro gerçekte Rockefeller ailesinin şahıslarına ait esham ve tahvilat hareketlerini takip etmek için kurulmuş bir teşkilattır. Bu teşkilatta 154 uzman çalışmakta ve 15 üstün mali müşavir görev yapmaktadır. Bu mali müşavirler ayrıca 100 şirketin bağlı olduğu 70 milyar dolar sermayeye sahip iki veya üç şirkette de idare meclis üyesi olarak görev yapmaktadırlar. Temsilciler meclisi önündeki ifadeleri ile işte bu muazzam binanın ve teşkilatın başkanlığını yapan DÎLWORTH bir yan Rockefeller`in muazzam servetini verdiği karışık şemalarla anlaşılmaz bir hale sokmuş, diğer yan da Rockefeller`in bütün dünyayı ve dünya ekonomisini kontrol ettiğini örtbas edebilmek için dünyayı kontrol etmediklerini sadece bir ailenin servetinin daha fazla kâr elde edebilmesi için en iyi şekilde yönetmeye çalıştıklarını ifade etmiş ve aynı komisyonda ifade veren Nelson Rockefeller`de bunu teyiden eğer muazzam ekonomik bir gücün varlığına inanıyorsanız o mevcut değildir. Yatırımlara sahibiz ama kontrole değil, diyerek gerçekleri örtbas etmeye çalışmıştır. Rockefeller ailesinin sahip olduğu servet hakkında 29 Eylül 1916 "NEW YORK TlMES"ın ilk sayfasında ailenin o günkü reisi Peder Şah JOHN D. ROCKEFELLER`in petrol ortaklıklarının 500 milyon dolar ettiği Rockefeller`in Amerika Birleşik Devletleri`nin ilk dolar milyarderi olduğu haberi verilmişti. Sadece bu meblağ yılda 5 gibi Rockefeller için en mütevazi bir ora gelir getirmiş olsa dahi 1975`de 25 milyar dolar yapar. Rockefeller ailesinin ve bugün bu ailenin reisi olan John D.III ROCKEFELLER`in GDD`yi yönetmek üzere ikamet ettiği New York`taki POCOTICO Hilst`teki yanmada takriben 3000 hektar büyüklüğünde olup GDD`nin idare merkezi Rockefeller ailesinin efsanevi zenginliği hakkında bir fikir edinmeye yeter. Bu yarımadaya giriş-çıkış yasaktır. Son derece kontrollüdür. Bu yarımadayı 1930`da Peder John D. Rockefeller inşa etmiştir. O gün bu arazinin değeri 50 milyon dolardı. Basın bu gizli yarımadaya ancak 1959 yılında Nelson`un oğlu Stewen`in düğününde ilk kez girebilmek imkanını elde etmiştir. Buraya girildiği zaman görüldü ki, bu arazinin içerisinde 112 km uzunluğunda özel yol vardır. Arazinin altında ayrıca bir yeraltı şehri bulunmaktadır. Burada Rockefeller ailesinin bütün gizli evrakları muhafaza edilmektedir. Arazinin üzerinde 75 tane saray tipi bina mevcuttur. Bu 75 binada 100 aile yaşamaktadır. Bu saray tipi binaların ve bahçelerin bakımı için 500 tam mesaili personel; hizmetçi, bekçi, bahçıvan ve şoför çalışmaktadır.
Ayrıca Rockefeller`in dünyanın bütün büyük şehirlerinde buna benzer bahçeler içerisinde sarayları inşa edilmiş bulunmaktadır. Bunlar Rockefeller`in ve ailesinin sahip olduğu ve kontrol ettiği akıllan durduran o korkunç servetin bir noktasını bile teşkil etmemektedir.

ROCKEFELLER EFSANEVİ SERVET SAHİBİDİR VE BÜTÜN DÜNYA EKONOMİSİNİ KONTROL ETMEKTEDİR.

Rockefeller Şekil 1`deki Genel GDD içinde ve bu şekilde gösterilmiş olan dünyanın her yanına yayılan teşkilatlar desteği ve vasıtasıyla bütün dünyayı yönetiyor. Bu yönetim Şekil 2`deki TRİLATERAL KOMİSYON vasıtasıyla yürütülmektedir.


Bu Trilateral=üç ayaklı teşkilatın:
1.Bir ayağı ABD, Rockefeller`in direk yönetiminde,
2.Diğer bir ayağı Avrupa`da yine Rockefeller`in kontrolü ve Trilateral`e
mensup Yeminlilerin kontrolünde,
3.Diğer bir ayağı ise Japonya`da yine Rockefeller`in ve Trilateral`e
mensup Yeminlilerin kontrolünde, Pasifik`teki Yeminlilerin kontrolü
altındadır.
Yukarıdaki bölümde TRİLATERAL 3 ayaklı komisyon BİLDERBERG ve BUSINESS ROUND TABLE teşkilatları vasıtasıyla nasıl bütün dünyaya yayıldığı belirtilmiştir ve bu arada Avrupa ve Japonya ayaklarına mensup kuruluşlar arasında çeşitli dev müesseselerin yer aldığı zikredilmişti:

İTALYA`da:
BİLDERBERG üyesi Yahudi GİOVANNİ AGNELLİ (Fiat Fabrikalarının sahibi),

FRANSA`da:
Ünlü Yahudi ailesi BARON EDMOND DE ROTSCHİLD (Pek çok banka ve sanayi tesisinin sahibi).
Avrupa`nın ve dünyanın en büyük bankaları BANK OF MADRİD, BARCLAY`S BANK ROYAL DUTCH PETROLEUM` un TRİLATERAL`in Avrupa`nın ayaklarından olduğu belirtilmişti. (Bakınız, Trilateal Bölümü, Sh.327)

JAPONYA`da:
SONY, TOYOTA ve MİTSUBİSHİ gibi dev şirketlerin Trilateral`in Japonya`daki ayağından sadece birkaçı olduğu belirtilmişti. (Bakınız, Trilateral Bölümü, Sh 327)

ALMANYA`da:
Sayfa 333`dan sayfa 343`e kadar belirtilen listeler incelendiğinde, Almanya`nın bütün büyük kuruluşlarının en büyük ağır sanayi ve silah fabrikası şirketlerinin hammadde kaynaklarını elinde tutan şirketlerin kimya sanayinin dev kuruluşların hepsinin vaktiyle Hitler`i destekledikleri ve şimdi de Trilateral`in ayağı olarak Alman ekonomisi ye siyasetini kontrol ettikleri açıkça görülür.
Almanya için verilen bu tablo; Fransa, İngiltere, İtalya ve diğer Avrupa ülkeleri ve Japonya için de aynen öyledir. Ve şimdi de Sovyetlerin dağılmasıyla bitlikte eski Sovyet bölgelerinde aynı şekilde Trilateral`in büyük bir hızla kontrolü ele geçirmekte olduğu görülür.




GDD DÜNYAYI EKONOMİK BAKIMDAN NASIL KONTROLÜ ALTINDA TUTUYOR VE NASIL SÖMÜRÜYOR?

GDD (GİZLİ DÜNYA DEVLETİ)

I. ÜLKELERİN MERKEZ BANKALARI İLE DÜNYAYI KONTROL EDİYOR VE SÖMÜRÜYOR

ABD`de Merkez BANKASININ=FEDERAL REZERVE`nin kurulması için GDD`nin yaptığı mücadele bu kitabın "EKLER BÖLÜMÜ"nde detaylı bir şekilde delilleriyle ortaya konmuştur.
Yine bu kitabın sayfa 219`daki açıklamalarıyla ortaya konan gerçekler şunlardır:

ABD`nin Devlet Borçlan (Özel Borçlar Hariç)
1980 yılında 980 milyar $ (980.000.000.000 $) idi.
1988`de 5 trilyon $ (5.000.000.000.000 $) oldu.

Bu yıllar arasında geçen 8 yılda, takriben 4 trilyon Dolar`lık borç da eski devlet borcu gibi uluslararası bankalardan yani GDD`den (yani Rockefeller ailesinden) alınmıştır.

Böylece 1989 yılında Devletin, borçları için ödediği
Yıllık faiz, 500 milyar $ (500.000.000.000 $) olmuştur.
Bu faiz GDD`ye gitmektedir.

Diğer yan bu kitabın 3. BÖLÜM`ünde ifade edildiği gibi sadece ABD`nin değil hemen hemen bütün dünya ülkelerinin Merkez BANKALARI GDD`nin kontrolündedir.

GDD`NİN ULUSLARARASI BANKERLERİ, ZAMANLA ÖZEL KURUMLAR OLARAK ÇEŞİTLİ AVRUPA MERKEZ BANKALARINI ELE GEÇİRDİLER

İngiltere Bankası, Fransa Bankası ve Almanya Bankası zannedildiğinin aksine o hükümetlerin özel mülkiyeti değil, devlet reisleri tarafından ödünç verilen kişisel monopollerdir. Bu sistemin hizmetçilerinden İngiltere Midl Bankası`nın genel başkanı Reginald McKenna, şöyle söylemektedir: "Paraları ve kredileri çıkaranlar ve dağıtanlar, hükümetlerin tedbirlerini yönlendirmekte ve halkların kaderlerini ellerinde tutmaktalar". London Financia Times tarafından 26.09.1912 tarihinde son derece dikkat çekici bir örnek sunuldu: "Beş büyük bankanın başında bulunan yarım düzine adam, kısa vadeli hazine bonolarını yenilemedikleri takdirdi bütün hükümetin finansman yapısı çökebilir".
GDD Uluslararası bankerler vasıtasıyla her Avrupa merice bankalarının her birine kontrol edici birer maş: yerleştirmişlerdir. Bu konuda Prof. Quigley şöyle diyor:

"Dünyanın Merkez Genel Bankalarının bağında bulunanların, başlarının dünya finansının asıl güç sahipleri olduğuna inanmamak gerekir. Aslında kendilerini bu konuma getirenler hakim Juvesment-Bankaların teknisyenleri ve ajanları olup, onlar tarafından her an görevden alınabilirler. Dünyadaki asıl malî güç, birleşmemi} olan şahsî bankaların kulisi arkasında kalan, (uluslararası veya büyük bankerler diye isimlendirilen)Juvestment bankerlerin elinde bulunuyor. Bu, merkez bankaların ajanlarından çok özel, güç sahibi ve gizli olan uluslararası iş birliği ve ulusal hâkimiyeti içeren bir sistem kurdu.... " (Quingley, Tragedy Hope. sayfa 326-327).

Prof. Quigley, İngiltere ve Fransa bankalarının sahibi ola uluslararası bankerlerin, bankaların teorik olarak kamulaştırıldıklarında bile güçlerini muhafaza ettiklerinden de bahsediyor.

GDD`NİN ABD MERKEZ BANKASINI KURMAK İÇİN YAPTIĞI MÜCADELE

Tabiî ki, Avrupa ülkelerinin merkez bankalarını kontrolleri altına almış kişiler, benzeri bir müessesenin Amerika`da kurulmasını sabırsızlıkla bekliyorlardı. Devletimizin kurucuları, Amerika`yı para manipülasyonu kontrol etme gayretlerinden haberdar olup, uluslararası bankerlerle devamlı bir mücadele yürütüyorlardı. Başkan Jefferson, John Adams`a bir mektubunda şöyle diyordu: " ... Bankaların, ordulardan daha çok tehli olduğuna inanıyorum..."
Başkan Jackson`un 1836 yılında Amerikan Merkez Bankası` lağvetmesine rağmen, Avrupalı sermayedarlar ve bunların Amerika ajanları yine de Amerika`nın para sistemini büyük ölçüde kontrolleri alta almayı başardılar. Gustavus Myers, History of The Great American isim kitabında şunu itiraf ediyor:
"Perde arkasında Rothschild`lerin Amerikan malî kanunlarını dikte etmekte uzun zaman tesirleri olmuştu. Kanun tutanaklarında, Amerika`nın eski bankasında (rew Jackson tarafından lağvedilmiştir) güç sahihlerinin kendileri olduğunu ortaya çıkarmakta."
İşte bütün bu merkez bankaları vasıtasıyla yeryüzündeki ülkelerin Dünya Bankası, IMF aracılığı ile aldığı borçlar, sonunda GDD`nin parasıdır. Ve böylece ülkeler dış borç faizi olarak her yıl GDD`ye milyarlarca dolar ödemektedirler.
Mesela, bugün Türkiye`nin resmi dış borcu 75 milyar dolardır. Özel bankalar ve sıcak döviz de hesaba katıldığı zaman toplam dış borç en az 100 milyar doların üzerindedir. Bu borcun faizi 13.5 milyar dolardır. Mısır`ın ödediği yıllık faiz ise 7 milyar dolar kadardır....vs. Bütün dünya ülkelerinin dış borçlan dikkate alındığında nasıl ABD, GDD`ye yılda 500 milyar dolar faiz ödüyorsa diğer ülkelerle beraber GDD`ye bir yılda ödenen faizlerin toplam değeri takriben 1 TRİLYON DOLAR`ı bulmaktadır.

II. YEŞİL KAĞIT
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
OLAR

Diğer yan GDD, ABD`yi federal rezervin yani Merkez Bankasının kontrolü altında tutmaktadır. Federal rezervi ise istediği kadar yeşil kağıt yani dolar basmaktadır ve artık 1988`den itibaren Doların altınla hiçbir ilişkisi kalmamıştır. Yani GDD`nin kontrolündeki dolar bütün dünyanın parası olmuş ve GDD istediği kadar yeşil kağıt basarak bütün insanlığı korkunç bir şekilde sömürmektedir.
Bugün ABD dışında takriben l Trilyon dolara tekabül edecek kadar yeşil kağıt bulunmaktadır. Bu kağıtlar verilmiş; karşılığında mal alınmıştır, alınteri alınmıştır yani yeryüzündeki 6 milyar insan böylece sömürülmüştür. Kaldı ki bu sömürü sadece dolarla-yeşil kağıtla yapılmamaktadır.
Yine uluslararası finans kuruluşları ve bankalar vasıtasıyla GDD dünyanın her yerine TAHVİLLER satmaktadır. Bu tahviller vasıtasıyla yeşil dolar toplanıyor, mal alınarak tekrar dünyaya yayılıyor. Takriben l Trilyon dolarlık dünya piyasalarında TAHVİLLER (san kağıt) tedavülde bulunmaktadır ve yine ayrıca bütün dünya ülkeleri dolar dünya parası yapıldığı için merkez bankaları ve özel bankaların da dolar olarak REZERV’ler tutmaktadırlar. Mesela Türkiye Merkez Bankası 13-15 milyar dolar REZERV tuttuğunu ilan etmektedir. Bu rezerv dolarlar aslında fiilen bu Merkez Bankalarının kasalarında muhafaza edilmemektedir. E paralar yine GDD`nin uluslararası bankalarında tutulmakta, ülkeler merkez bankalarında şeklen tutuluyor gibi gösterilmekte ülkelerin merkez bankalarına sadece sizin hesabınızda bizde şu kadar dolar bulunmaktadır. İfadesini taşıyan bir (BEYAZ KAĞIT) verilmekte ve yeşil dolarlar bunlar elinden alınmakta bir kere daha dünya piyasalarına sürülerek (mal ve üretim) satın alınmaktadır

Böylece GDD bütün dünyayı YEŞİL Kağıt
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
OLAR ile TAKRİBEN TRİLYON DOLAR
SARI Kağıt=TAHVİLLERİ, ile takbiren 1 TRİLYON DOLAR, BEYAZ Kağıt=REZERV`lerle takriben 1 TRİLYON DOLAR,
sömürmektedir.
Esasen GDD, ABD federal rezerv vasıtasıyla istediği zaman, istedi kadar dolar basıp, istedikleri yere verebilecek kontrol ve mekanizmayı ellerinde bulundurmaktadırlar.
İşte bu yüzden KABBALA`ya bağlı SİYONİSTLER GDD vasıtası) yeşil kağıt=dolara bilinen $ işaretini bu gaye ile vermişlerdir. Nitekim kitaptaki sayfa 179`da açıklığı gibi bu işaretin yukarıdan aşağı ( I ) çizgisi Siyonist sembollere göre "dünya hakimiyeti"ni ifa etmektedir.(S) harfi ise yine Siyonist inançlara göre "Kuyruğunu ısır yılan"ı temsil etmektedir. Siyonist inançlara göre yılan kuyruğu ısırdığı zaman zafere ulaşılacaktır. 1988`de dolar ile ali arasındaki bağın tamamen koparılması ile 1988`de yılan kuyruğunu ısırdığı kabul edilmekte ve böylece dün hakimiyeti ve saadete ulaşıldığına inanılmaktadır.

III. EKONOMİK KRİZLER VE BORSA DALGALANMALARI

Bu kitabın 3. bölümünde delilleriyle açıklığı gibi GDD plânlı ola ekonomik krizleri çıkartmakta (1907, 1929 Ekonomik krizleri ... \ böylece bütün insanlığı astronomik ölçüde sömürmekte ve yine bölümde belirtildiği gibi GDD, dünya borsalarını kontrol altında tutmakta, periyodik olarak istediği zaman borsaları düşürüp hisse senetlerini toplamakta, sonra borsaları yükseltip bunları satmaktadır. Böylece borsa dalgalanmalarının hepsi GDD`ye milyarlarca dolar pompalayan bir em basma tulumba gibi çalışmaktadır. Dünya borsalarındaki plânlı manipülasyonlarla GDD her yıl takriben l trilyon dolara yakın parayı her ülkede insanlardan almakta ve bütün dünyayı böylece sömürmekte ve kontrol etmektedir.

IV. ULUSLARARASI BANKALAR

Nihayetinde gerçekten uluslararası bankerler, özel kurumlar olarak çeşitli Avrupa merkez bankalarını ele geçirdiler. İngiltere Bankası, Fransa Bankası ve Almanya Bankası zannedildiğinin aksine o hükümetlerin özel mülkiyeti değil, devlet reisleri tarafından ödünç verilen kişisel monopollerdir. Bu sistemin hizmetçilerinden İngiltere Midl Bankası`nın Genel Başkanı Reginald Mc Kenna şöyle demektedir. "Paraları ve kredileri çıkaranlar ve dağıtanlar, hükümetlerin tedbirlerini yönlendirmekte ve halkların kaderini ellerinde tutmaktadırlar"
London Financial Times tarafından 26.9.1912 tarihinde son derece dikkat çekici bir örnek sunuldu: "Beş büyük bankanın başında bulunan yarım düzine adam, kısa vadeli hazine bonolarını yenilemedikleri takdirde, bütün hükümetin finansman yapısı çökebilir".
Uluslararası bankerler Avrupa merkez bankalarının her birine kontrol edici bir maşa yerleştirdiler.
Dr. Quigley, İngiltere ve Fransa bankalarının sahibi olan uluslararası bankerlerin, bankaların teorik olarak kamulaştırıldıklarında bile güçlerini muhafaza ettiklerinden de bahsediyor.
Başkan Jefferson, John Adams`a gönderdiği bir mektubunda: "...Bankaların, ordulardan daha çok tehli olduğuna inanıyorum" diyordu.
Başkan Jackson`un 1836 yılında Amerika Merkez Bankası`nı lağvetmesine rağmen, Avrupalı sermayedarlar ve bunların Amerikalı ajanları yine de Amerika`nın para sistemini büyük ölçüde kontrolleri altına almayı başardılar.

V.ULUSLARARASI SANAYİ KURULUŞLARI,
PETROL ŞİRKETLERİ, TİCARET ŞİRKETLERİ

GDD kendi kontrolündeki uluslararası dev sanayi kuruluşları; petrol şirketleri ve ticaret şirketleri vasıtasıyla her yıl yeryüzündeki bütün ülkelerin insanlarından milyarlarca dolar kâr etmektedir. Yukarı bölümde (Bakınız, Şekil-2) Dünyanın her yerinde gerek TRİLATERAL yönetimi, gerek Bilderberg ve gerekse Bussines Round Table teşkili vasıtasıyla kontrol ettiği dev müesseseler hakkında bir fikir verilmiştir, bu kuruluşlar Tröstler ve Monopoller vasıtasıyla GDD yine yılda e takriben l trilyon dolardan fazla kâr etmekte ve bütün insanlığı bu monopoller vasıtasıyla sömürmekte ve dünya ekonomisini kontrol etmektedir.

VI. HARP SANAYİİ

GDD dünyanın harp sanayimi elinde tutmaktadır.
Bu kitabın Sayfa 340`da belirtilen, "SİLAH FABRİKALARI VE SAVAŞ MALZEMELERİ ÜRETEN SİYONİST ŞİRKETLER" listesinden de görüldüğü gibi Alman silah fabrikaları genellikle Siyonistlerin elindedir ve GDD’nin kontrolündedir.
Ve yine Sayfa 333`de KRUPP`un Siyonist banker ABRAHAM OPPENHEİM tarafından nasıl kurulduğu ve GDD kontrolünde yaptığı faaliyetleri,
Sayfa 335`de ise ABD`nin en büyük silah üreticisi Siyonist BERNARD BARUCH`un GDD kontrolündeki faaliyetleri,
Sayfa 336’da da Siyonistler tarafından uçak üretmek için kurulan LUFTHANSA` nın GDD`nin kontrolündeki faaliyetleri,
Sayfa 341`de ise ABD`de ilk "ATOM BOMBASI"nın yapılışında ve kullanılmasında Siyonist RODBFERT OPPENHEİMER`in oynadığı rol ve GDD`nin kontrolü delilleriyle ortaya konmuştur.
Yukarda XXIX bölümünde Sayfa XXX`da belirtildiği gibi KABBALa’ya bağlı Siyonistler için diğer milletleri yok etmek bir ibadettir. Bu inançla GDD harpleri körüklemektedir ve GDD`nin ve onun kontrolündeki müesseselerin bütün ülkeleri ve insanlığı sömürmek ve kontrol etmek kullıkları en önemli mekanizmalardan birisi de HARP SANAYİİ` dir.
Bu mekanizma vasıtasıyla GDD yine her yıl takriben 1 trilyon dolar sömürmektedir.

VII. DİĞER ULUSLARARSI MEKANİZMALAR

GDD yukarıda sayılanlardan başka ayrıca İATA`dan (Uluslararası spor organizasyonları federasyonu) Dünya Olimpiyat Komitesine varıncaya kadar, sayılamayacak kadar çok sayıda Uluslararası organizasyonlarla ve uluslararası bankalar vasıtasıyla her gönderilen paradan aldıkları komisyonlarla bütün insanlığı sömürmektedirler. Bu sömürüler de her yıl takriben l trilyon dolar düzeyine ulaşmaktadır.

SONUÇ

Yukardan beri yapılan açıklamalar GDD`nin bütün ülkeleri, insanları ve dünyayı, ekonomik bakımdan nasıl kontrol ettiğini ve nasıl sömürdüğünü açıkça göstermektedir.


GDD (GİZLİ DÜNYA DEVLETİ)

I. MERKEZ BANKALARI VASITASIYLA DEVLET
HAZİNESİNE ALINAN BORÇLARIN FAİZLERİ

GDD bütün dünya ülkelerine Dünya Bankası, IMF ve o ülkelerin Merkez Bankaları vasıtasıyla devlet garantisiyle verdiği borçların 4 Trilyon (4.000.000.000.000) $ yalnız ABD`den yılda 500 milyar dolar (500.000.000.000) $ olmak üzere diğer ülkelerle beraber toplam olarak takriben l trilyon dolar almakta ve yeryüzündeki 6 milyar insanı bu mekanizmayla sömürmektedir.

II. DOLAR=YEŞİL KAĞIT, TAHVİLLER=SARI KAĞIT, REZERVLER=BEYAZ KAĞIT

ile takriben 3 Trilyon dolarlık sömürüye ilaveten; bu sömürünün sonucunda bütün dünya bu mekanizmayla aldatılarak bu kıymetler karşısında alınmış malların bir yıl süreyle kullanılması dolayısıyla en az her yıl ilave olarak 10 hesabıyla 300 milyar dolar sömürülmektedir.
Ayrıca bu kağıtlar her yıl, önemli ölçüde artmaktadır. Böylece takriben yılda l trilyon dolar sömürü

III. EKONOMİK KRİZLER VE BORSA DALGALANMALARI :

Yeryüzünde yaşayan bütün insanlar, ekonomik krizler ve borsa dalgalanmaları vasıtasıyla yine yılda takriben l trilyon dolar sömürülmektedir

IV. ULUSLARARASI BANKALAR:

1836 yılında Amerika Merkez Bankası lağvedilmesine rağmen Avrupalı sermayedarlar ve bunların Amerikalı ajanları yine de Amerika`nı para sistemini büyük ölçüde kontrolleri altına almayı başardılar ve butu insanları sömürmeye devam etmektedirler.

V. ULUSLARARASI DEV SANAYİ KURULUŞLARI, PETROL VE TİCARET ŞİRKETLERİ :

Bütün insanlardan, Uluslararası Dev Sanayi Kuruluşları, Petrol ve Ticaret Şirketleri vasıtasıyla yine yılda l trilyon dolar sömürülmektedir

VI. HARP SANAYİİ:

Harp Sanayii de insanları sömürme kaynaklarından biridir. GDD Harp Sanayii vasıtasıyla da insanlar, ayrıca yılda takriben l trilyon dolar sömürülmektedir

VII. DİĞER ULUSLARARASI MEKANİZMALAR:

Yine bütün insanları yılda takriben l trilyon dolar sömürmektedir.
Ve böylece GDD sonuç olarak insanları, yılda takriben 7 trilyon dolar sömürmektedir.

NOT: GDD`nin bütün bu mekanizmalar vasıtasıyla yapmış olduğu yıllık sömürüyü kesin rakamlarla hesaplamanın imkanı yoktur. Buradaki l trilyon rakamları, bu sömürünün 100 milyarlarca doların çok çok üstünde olduğunu belirtmek için kullanılmış ifadelerdir.

GDD bir yan bütün dünya ekonomisini ve siyasetini bu mekanizmalarla kontrol ederken diğer yan da kurmuş olduğu bu muazzam sömürü düzeni ile ülkeleri ve insanları kanını emercesine sömürmektedir. Bu muazzam meblağ dünyanın en zengin ülkesi olan 250 milyon nüfusun yaşadığı ABD`nin yıllık gayri safi milli hasılasından yani bir yılda ABD`de yapılan bütün üretimden çok daha fazladır.
Demek ki bütün insanlık (6 milyar insan), GDD tarafından korkunç bir şekilde sömürülmektedir. Yıllık takriben 7 trilyon dolarlık bu sömürünün manası, fert başına takriben yılda yeryüzündeki 6 milyar insanın her birinin 1200 $ ödemesi demektir.
Bu miktar dünyadaki fert başına milli gelir ortalamasının çok üstünde olup takriben Türkiye`deki fert başına milli gelir mertebesindedir.
Diğer bir ifadeyle yeryüzündeki herkes yıllık gelirinden fazlasını GDD`ye ödemek mecburiyeti içinde bulunmaktadır. Gelirini GDD`ye ödeyince geçimi için yeniden borçlanmak, bu borç için vereceği faizlerle bir fasit dairenin içinde gittikçe perişan hale gelmek mecburiyeti ile karşı karşıya bulunmaktadır.
İşte bu gerçekler karşısında Rockefellerin şahsi servetinin 100 milyar dolar veya l trilyon dolar olmasının ne önemi var? Çünkü o, aslında ve gerçekte her yıl GDD vasıtasıyla (Trilateral, Bilderberg, Business Round Table...vs. ile) bütün dünyayı 7 trilyon dolar sömüren bir mekanizmayı işleterek bütün dünya ekonomisini ve siyasetini kontrol ediyor.


ABD’de medyayı ve beyinleri kim kontrol eder?
ABD’de her yere yayılan ve en çok seyredilen kanallar yaklaşık 15 aile tarafından ve 24 şirketle yönetilmektedir (Chomsky, 1988, 1991, 1992, 1994). Bu şirketler şunlardır (Chomsky, 1988, 1991): Advance Publications (Newhouse ailesi), Capital Cities (Devlet Kökenli, DK), CBS (DK), Cox Com (Cox ailesi) , Dow-Jones (Bancroft-Cox ailesi), Gannet (DK), GE (General Electric), Hearst (Hearst ailesi), Knight-Ridder ailesi, News Corp (Murdoch ailesi), New York Times (Sulzberger ailesi), Reader’s Digest (Wallace ailesi), Scripps-Howard (Scrips ailesi), Storer Corp (Storer ailesi), Taft (Taft Ailesi), Time Inc. (karışık ve DK), Times Mirror (Chandler ailesi), Triangle (Annenberger ailesi), Tribune Co. (McCormick ailesi), Turner Broadcasting (Turner ailesi), Fox Broadcasting (Fox ailesi).
ABD’de bugün, hem gizli-derin devletten izinsiz, hem de bu ailelerden izinsiz hiç bir gerçeği yayımlayamazsınız (ABD gizli devleti için bkz. Vankin 1996; Constantine1997; Blum 2000). Belirli bir elit zümrenin kontrolü altında olan ABD medyasının, bunun bir sonucu olarak da dünya medyasının gerçeklerle ilgili fazla bir bilgi yayınlanması beklenemez. Zaten tüm Amerikan halkı 11 Eylül olayında olduğu gibi medya tarafından tamamen uyutulmuş ve inanılmaz senaryolar ile sadece Amerikan halkı değil, tüm dünya kandırılmıştır (Meyssan 2002; Sayın 2002).
Bu şirketlerin pek çoğunun yöneticisi özel ve elit bir alt kültürden gelmektedir ve hep aynı söylemi dile getirirler ve Yeni Dünya Düzeni’nin temel bir parçasıdırlar. Bu eğilim, dünyayı dinlemek ve yönetmek için NSA (National Security Agency) tarafından kurulmuş ECHELON sisteminin diğer üyeleri Ingiltere, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’da da pek değişmemektedir (Sayın 1998; Hager 1997). ABD’de de Washington ve New York merkezli CFR’nin yerini bu ülkelerde Bilderberg ve Trilateral Komisyon almaktadır.

Medyanın başında da mutlaka bu örgütlerin elemanları bulunur. Aşağıda bazı örnekleri sıralıyoruz (Kısaltmalar B: Bilderberg üyesi; T: Trilateral Komisyon; C: Council on Foreign Relations, en az iki veya üç gizli cemiyete üye olanlardan örnekler verilmiştir, bu örgütler daha sonra tanımlanacaklardır, Kaynak: Ross 2000):

Robert Erburu (C ve T): Times Mirror başkanı
Forester Lynn ( B ve C): Netwave Inc. Haberleşme sistemleri
Paul Gigot (B ve C): Wall Street Journal, Washington yazarı.
Henry Anatole Grunwald (B ve C): Time dergisi, editör
Jimmie Lee Hoagland (B ve C): Washington Post, editör yardımcısı.
Claude Imbert (B ve T): Le Point, Paris.
Dinç Bilgin (B ve T): Sabah Yayıncılık ve 1 Numara Yayıncılık.
Wyatt Thomas Johnson (C ve T): CNN başkanı.
Flora Lewis (C ve T): New York Times, Paris, köşe yazarı
Charles William Maynes (B ve C): Foreign Policy Magazine, Carnegie vakfı (CIA bağlantılı)
Albert J. Wholstetter (B ve C): Wall Street Journal, yazar
Robert Leroy Bartley (B, C ve T): Wall Street Journal, Editör ve başkan.
Thomas L. Friedman (B, C ve T): New York Times, köşe yazarı.
David Gergen (B , C ve T): US News and World Report, Başkan ve editör.
Katharine Graham (B, C ve T): Washington Post, direktörlerden
James Fulton Hoge (B, C ve T): Foreign Affairs Magazine direktörü (bu dergi CFR’ın resmi organıdır).
Mortimer Benjamin Zuckerman (B, C ve T): US News ve World Reports, Atlantic Montly, NY Daily News. Baş Editör.

Dünyada hakimiyeti elinde tutan bu Anglo Sakson ve Yahudi medyalarında tek bir ideolojinin borusu öter: Globalizm. Globalizasyonun ve Yeni Dünya Düzeni’nin temel felsefesini ortaya koyan da ORDO AB CHAO (Kaostan Düzen) mottosu ile ortaya çıkmış Illüminati, Skulls and Bones Society (SBS, Kuru Kafa ve Kemik Cemiyeti), Bohemian Grove (veya Bohemian Club) gibi gizli cemiyetlerin ta kendisidir! Daha sonra bu cemiyetlere 20. yüzyılda Council on Foreign Relations (CFR, Dış Ilişkiler Konseyi), Bilderberg ve Trilateral Komisyon eklenecek ve diğer ülkelere de yayılarak kayıtsız şartsız bir Yeni Dünya Düzeni veya bir Anglo Sakson Firavunlar devri yaratmak için büyük bir mücadele verilecektir (Sutton 1986; Domhoff 2000; Ross 2000; Marrs 2000).
Dünyadaki pek çok tüketim malzemesini ve diğer malları sistematik gizli örgüt ağına sahip bir elitler grubu kontrol etmektedir. Bu elitler grubu tüm dünyaya yayılmışlar ve pek çok kilit noktayı bilinçli ve planlı bir biçimde işgal etmişlerdir. Artık dünyayı yöneten bir Büyük Ağabey vardır ve bu Büyük Ağabey bahsedilen elitlerin oluşturduğu gizli bir ağdır; bu ağın tarihsel mistik bir geçmişi de vardır! Büyük Ağabey örgütünün üye sayısı 8-10 bini aşmaz, ama savaşların çıkmasından dünyadaki para hareketlerine, uyuşturucu trafiği ve kara paradan ülkelerin çökertilmesine, hükümetlerin değiştirilip, ülkelerin parçalanmasına kadar (Rusya ve Yugoslavya örneği) bu elitler grubu ve Büyük Ağabey etkilidir.
Yeni Dünya Düzeni, arkasında masonik gizli örgütlenmelerin olduğu bir uluslararası ağın ve Council on Foreign Relations (Dış ilişkiler konseyi), Trilateral Komisyon ve Bilderberg isimli örgütlerin planlayıp, dünyaya dayattığı kayıtsız şartsız emperyalist bir sömürü sistemidir.
Yeni Dünya Düzeni ve bu örgütler neden tehlikelidirler?
Yeni Dünya Düzeni’nin amaçları ve tehlikeleri hakkında tonlarca kitap yazılmış, globalizasyonun insanlığa sunacağı acımasız gerçekler hakkında yüzlerce konferans verilmiştir. Fakat bahsedilen gizli örgütlerin ve CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyo’nun tehlikeleri hakkında yazılan kitaplar bir avuçtur. Çünkü bu örgütler hakkında bilgiye ulaşmak çok zordur. Bu örgütlere üye olan kişiler istihbarat örgütlerinin, silahlı kuvvetlerin, NATO’nun veya Savunma Bakanlıklarının, bankaların, dev tröstlerin en tepesindeki insanlardır. Nazilerden pek de farklı olmayan bu insanların gerçek yüzlerini daha iyi anlayabilmek, ancak onların dünya insanlığı üzerinde oynadıkları rolü sergileyerek mümkün olabilir. Bu örgütler niye tehlikelidirler? Çünkü:
Savaşları onlar çıkarırlar. Ne kadar süreceğine onlar karar verirler, kimlerin katılacağına ve hangi sınırların çizileceğine onlar karar verirler (Şu anda içine girmekte olduğumuz savaşta olduğu gibi). Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasında J. P. Morgan ve Rockefeller’ın büyük etkileri olduğu ve savaş sonunda da inanılmaz kârlar elde ettikleri bilinmektedir (Marrs 2000). Ayrıca 2. Dünya Savaşı’nın başında (Hitler’in yükselişinde de) Rockefeller grubunun Hitler’e yaptığı yardımlar bilinmektedir. Rockefeller’lar, bu Büyük Ağabey’in, CFR veya Skulls and Bones Society’nin merkezindedirler.
Parayı kayıtsız şartsız onlar kontrol ederler. ABD’deki Merkez Bankası’ndan tutun, diğer uluslardaki merkez bankalarına kadar tüm temel bankaların kilit noktalarını onlar kontrol ederler. Iskonto oranlarını, para teminini, altın stoklarını ve altın fiyatlarını, borsa fiyatlarını onlar ellerinde tutarlar ve kontrol ederler. Dünyada akmakta olan tüm kara para bu örgütlerin kontrolündedir.
Hükümetleri onlar kontrol ederler. Pek çok ülkede kimin başbakan, kimin vali veya kimin yönetici konumuna geleceğini onlar kontrol ederler. Gerekirse hükümetleri yıkarlar, yerine yenisini kurarlar, işlerine gelmezse onu da yıkarlar ve bunu kimsenin ruhu duymadan yaparlar. Medya bu gerçeklerden bahsedemez.

Medya ve bilgiyi onlar kontrol ederler. Temel pek çok medya kuruluşlarını onlar kontrol ederler. Beyin yıkama yöntemleri ve medyayı yönlendirme yöntemleri korkunçtur. Onların izni olmadan büyük medyaya yayın yapmanız mümkün değildir.
Ücretleri, vergileri maaşları onlar kontrol ederler. Emeğinize net olarak hakimdirler. Tüm ücretleri, endüstrilerdeki maaşları, işçi maaşlarını onlar kontrol ederler.
Mafyayı onlar kontrol ederler. Detaya girmeye gerek yok, çünkü zaten kendileri mafyadır. Diğer mafya örgütlenmelerini onlar kontrol ederler.
Bilimi ve teknolojiyi onlar kontrol ederler. Bilimi ve teknolojiyi çok kilit noktalardaki öğretim görevlileri veya çok kilit noktalardaki şirket görevlileri sayesinde onlar kontrol ederler.
Istihbarat örgütlerini ve orduları onlar kontrol ederler. ABD’deki hemen her istihbarat örgütünün üst düzey görevlisi veya ileri geleni ya bahsedilen gizli örgütlerin üyesidir, ya da CFR, Trilateral Komisyon veya Bilderberg üyesidir. Avrupa ve Japonya’daki istihbarat örgütlerinde de bu kişiler çok etkilidir. Türkiye’de ise son 50 yıldır yönetici konumuna gelmiş pek çok kişi ya Trilateral Komisyon veya Bilderberg üyesidir.
Şu unutulmamalıdır: Bu örgütlerin güçleri, nitelikleri ve üyeleri ortaya çıkarıldıktan sonra kesinlikle alt edilebilirler. Bu örgütleri böylesine sıralamak onların yenilmez oldukları vurgulamak amacıyla değil, aksine onların iç yapılarını ortaya koymak ve alt edilebileceklerini vurgulamak amacıyla yapılmaktadır.
Aşağıda her üç örgüte de (Trilateral Komisyon, Bilderberg ve CFR) üye olan kişilerin isimlerini ve bulundukları konumları sunuyorum (Ross 2000).
Her üç örgüte de üye olan elitler
Paul Arthur Allaire: Xerox şirketi direktörü, CFR direktörü.
Graham T. Allison: Ulusal Politika Merkezi üyesi, eski CFR Direktörü.
D. Orville Andreas: Archer Daniels Şirketi Başkanı.
R. Leroy Bartley: Ünlü Wall Street Journal Editörü.
C. Fred Bergsten: Ünlü Brookings Institition Yöneticisi.
Robert R. Bowie: Kıtalararası Geliştirme Merkezi üyesi.
John Bredemas: Texaco şirketi direktörü, eski senatör.
Zbigniew Brzezinski: Ulusal güvenlik danışmanı, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü.
John H. Chafe: Senatör, Fin. Sel. Intellig. Direktör.
Bill Clinton: Eski Başkan, Arkansas Valisi.
Richard N. Cooper: Harvard’da Prof. CFR direktörü, Devlet Bakanlığı, Ekonomik işler.
Gerald Corrigan: CFR direktörü, Federal Merkez Bankası. Eski direktörü, Goldman Sachs.
Lynn E. Davis: Devlet Bakanı, Uluslararası Güvenlik Sekreteri.
John Mark Deutch: CIA direktörü, Savunma Bakanlığı.
Martin S. Friedman: Prof. (Harvard) Ekonomik Araştırmalar Ulusal Bürosu.
Stephan J. Friedman: Goldman Sachs Şirketi.
Thomas L. Friedman: New York Times gazetesi, köşe yazarı.
David. L. Gergen: US News ve World Report Direktör ve Clinton’ın danışmanı.
Louis Gerstner: IBM Şirketi sahibi ve Başkanı.
Kathrine Graham: Washington Post gazetesi, köşe yazarı ve Brookings Inst.
Maurice Greenberg: CFR direktörü, Am. Int. Group Inc. Başkan Yardımcısı.
Lee Herbert Hesburgh: Senatör, Indıana uluslararası ilişkiler.
W. Alexander Hewitt: Jamaica Büyükelçisi.
James F. Hoge: CFR’nin yayın organı Foreign Affairs’ın direktörü.
Richard Holbrooke: ABD Büyükelçisi, B. M. üyesi Credit S. First Boston Corp.
Vernon E. Jordan: Aikin, Huer and Feld Şirketi, RJR Nabisco yöneticisi.
Henry A. Kissenger: Nıxon ve Carter dönemi Devlet Bakanlığı, Sekreter.
Winston Lord: Devlet Bak. Sekreter yardımcısı, Doğu Pasifik ve Asya Ilişkileri.
Jessica T. Mathews: Uluslararası barış için Carnegie Vakfı Başkanı (CIA ve DIA).
Winston P. Mcoooooen: Michigan Üniversitesi Prof.
Robert Strange Mc Namara: Dünya Bankası Başkanı, Eski Savunma Sekreteri, Brookings Inst. (CIA bağlantılı).
Walter F. Mondale: ABD Büyükelçisi, Japonya Devlet Bakanlığı.
J. Benjamin Nye: Hazine Bakanlığı Sekreteri ve etkin başkanı.
Joseph S. Nye: Ulusal Istihbarat Konseyi Başkanı, Harvard Dekanı
Rozanne L. Ridgway: Atlantik Konsül, RJR Nab Direktörü.
Charles W. Robinson: Kıtalararası Geliştirme Konsülü, Brookings Inst. (CIA bağlantılı).
David Rockefeller: Chase Manhattan Bankası başkanı, Rockefeller Şirketi Başkanı, CFR başkanı, Trilateral Komisyon başka. Bahsedilen tüm örgütlerin başındaki çekirdeğin yöneticisi.
Brent Snowcroft: Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan yard, CFR eski başkanı.
Helmut Sonnefeldt: Brookings ve Carnagie Endowment (CIA bağlantılı).
George Soros: Soros Fund Başkanı, Open Society Institute.
Laura D. Tyson: Prof, Harvard, Ekonomik danışmanlık Komisyonu başkanı.
Paul A. Volcker: Federal Reserve System (Merkez Bankası) Başkanı.
John C. Whitehead: Brookings Institution başkanı (CIA yan kuruluşu) NYC, AEA investor.
Paul D. Wolfowitz: John Hopkins Ünv Dekanı, Ileri Uluslararası Ilişkiler (CIA).
Robert B. Zoellick: Stratejik ve Uluslararası Ilişkiler Merkezi başkanı.
M. Benjamin Mortimer: US News, World Reports, NY Daily News, Atlantic Montly Başkanı ve yöneticisi, pek çok medyayı kontrol etmekte.

Eski ve Yeni Dünya Düzeni’nde gizli cemiyetlere kısa bir bakış
Dünyanın kuruluşundan beri insanlar sosyal sistemler içinde belirli bir güç arayışında olmuşlardır. Belirli sosyal sınıflarda ve özellikle 16-18. yüzyıldan sonra yönetici sınıfı teşkil eden üst burjuvazide belirli mevkilerin dağılımı arz-talep dengesine uygun olmamaya başlamıştır. Ayrıca klise ve din baskısına karşı da, farklı ve daha açık görüşlü düşünceye sahip insanlar farklı örgütlenmeler içine girme ihtiyacı duymuşlardır. Bu yüzyıllarda eski mistik gizli cemiyetlerin de törelerini ve yöntemlerini kullanan yeni yapılanmalar görmekteyiz. Masonluk ve ILLUMINATI bu özellikleri fazlasıyla içermektedir.
Aslında gizli cemiyetler büyünün ve ayinlerin başladığı çok eski dönemlere kadar gider ve pek çok gizli cemiyetin kuruluşu Mısırlılar ve Mezopotamyalılar zamanına kadar uzanmakta, Sümer ve Akadlara, 5000 yıl önceye gitmektedir. Ama ilk gizli cemiyetlerin temel çıkış noktası din ve Tanrı ile bütünleşme çabasıdır. Ilk gizli cemiyetleri oluşturanlar da zaten şamanlar, din adamları ve ruhban sınıfı olmuştur. Zoroastrianizm, Mithraism, Pitagorasçılık, Neo-Platonizm, Kabalizm, Sufism, Batıniler (Hasan Sabbah’ın gizli cemiyeti), Tapınak ve Malta Şovalyeleri ve Gül Haç örgütü ve daha binlercesi Mısır, Mezopotamya ve Ortadoğuda kendi inanç, sembolizm ve ritüel sistemleri ile yoğrulmuşlar ve yıllarca birbirlerinden etkilenerek Rönesans dönemine kadar ulaşmışlardır. Burada söz konusu olan masonik cemiyetlerdir, ama burada hedefimiz tüm masonları ve masonik aktiviteleri kötülemek değildir. Yüzlerce kola ayrılmış olan masonluk kendi alt kültürü içinde bazı masonik olguları ve yapıları da beraberinde getirmiştir. Masonluğun tarihte insanlara olumlu etkileri de olmuştur. Öncelikle 18. yüzyıl öncesi Anderson Anayasası’ndan önceki masonların pek çoğu aydınlanmacı ve bilimsel kişiliği ön plana çıkan kişilerdir.
Varlığı halen tartışılan Gül Haç (Rose Croix) örgütünün de masonluğun farklı bir devamı olduğu, hatta 1614’lerde kliseye karşı Ingiltere’de manifestolar verdiği de söylenir. Rose Croix’da bulunduğu ve büyük üstatlık yaptığı söylenen bazı kişileri son yıllarda bulunan parşomenlerdeki kayıtlarına ve ‘Holly Blood and Holly Grail’ (Kutsal Kan, Kutsal Kase) isimli kitaptaki bilgiye göre sayalım isterseniz (Baigent 1983). Leonardo da Vinci (1510-1519); Robert Boyle (1654-1691); Isaac Newton (1691-1727); Charles Radclyffe (1727-1746); Victor Hugo (1844-1885); Claude Debussy (1885-1918). Daha pek çok ünlü isim mevcut bu gizli masonik örgüttedir! Bu örgütün de farklı bir masonik örgüt olarak faaliyetlerini halen dünyanın heryerinde sürdürdüğü iddia edilmektedir. ILLUMINATI’ye de bir kol veren grubun Gül Haç teşkilatı olduğu düşünülmektedir.
Bu gizli cemiyetlerin hepsi tarihte olumsuz etkiler yapmamıştır, aksine Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Cemiyeti Fransız Ihtilali ve Amerikan Devriminin örgütlenme yapısını ve temel kardeşlik, eşitlik felsefesini oluşturmuş, devrimlere ideolojik bir ağ örmüştür. Fransız Ihtilali’nin pek çok kahramanı masondur. Kuzey Amerika’ya masonluk 1730’larda gelmiştir. Benjamin Franklin 1731’de mason olmuş ve 1734’de Pennsylvania’nın Büyük Üstadı olmuştur. Rose Croix’ların (Gül Haç) üçlü konsülünde yer almıştır. George Washington 1752’de masonluğa alınmış 1789’da da Başkan olmuştur. Amerikan başkanlarının büyük çoğunluğu masondur. Masonik örgütlerin pek çoğu Türkiye’de de adı çok tartışılan Tapınak Şovalyeleri’ne dayanır.
Tapınak şovalyeleri
Tapınak şovalyeleri, Haçlı seferleri sırasında Hugues de Payen isimli soylu bir şovalye tarafından 8 diğer şovalye ile birlikte 1119’da kurulmuştur (Baigent 1983; Barret 1999; Draul 1989). Bu dönem Hasan Sabbah’ın ve Batinilerin etkisinin bitmek üzere olduğu bir dönemdir. 1099’da Kudüs alınınca, Tapınak şovalyeleri buraya giden hacıları ve Avrupalıları korumak için devreye girdiler. Resmi olarak Troya konsülü tarafından 1129’da Isa’nın Fakir Şovalyeleri ve Süleyman Tapınağı Tarikatı olarak kuruldular. Tapınak şovalyelerinin sayısı hızla arttı, 1130’da 300 kadar Tapınak şovalyesi Kudüs civarına vardı. Tapınak şovalyesi olabilmek için klise karşısında fakirlik yemini etmek, bekaret ve kliseye itaat başta geliyordu. Görevleri din adamlarını ve Kudüse gidenleri korumaktı. Sayıları arttı, Anadolu’da ve Kudüs civarında kendilerine kaleler inşaa ettiler ve kendilerine ait bir alt kültür kurdular. 1139’da başarılarından dolayı Papa Innocent II onlara tam bağımsızlık tanıma hatasında bulundu. Krallar ve soylular da hoşlanmamalarına rağmen mecburen Tapınak Şovalyeleri’ne toprak ve toprak kirası alma hakkı tanıdı. Böylece sayıları binleri aştı ve hem Anadolu’da hem de deniz kenarındaki diğer bölgelerde kaleler inşaa ettiler ve duvarcı ustası anlamına gelen ilk ‘masonik’ aktivitelerine başlamış oldular. Zamanla soyulmaktan korkan hacılara yardımcı olmak için onların değerli eşyalarını muhafaza etmeye, ilk seyahat çeklerini ortaya çıkarmaya başladılar. Tabii gizli bazı işaretler taşıması gereken bu yazılı kağıtlardaki semboller yüzyıllardır bölgedeki mistik akımlardan etkilendi ve onların alt kültürleriyle bütünleşti.
Tapınak Şovalyeleri’ne üye özel olarak seçilir, tarikata kabul edilirler ve çok farklı bir eğitimden geçirilirlerdi. Bu sırada Arapça öğrenip, eski Yunan eserlerini okumaya başladılar. Bankerlikle ve ticaretle de çok zenginleştiler. Papalık ve Fransız kralı onların gücünün azaltılması gerektiğini sonunda anladılar, çünkü hermetizm, alkemi (simya) ve bilimle de uğraşan bir alt kültür yaratmışlardı. 1307’de Papa Clement V’in emri ile bazı Tapınak Şovalyeleri geri çağrıldılar, büyücülükle suçlandılar, işkence gördüler ve yakıldılar. 1314’de Tapınak Şovalyeleri’nin büyük üstadı Jacques de Molay Paris’te bir kazığa çakılarak yakıldı. Bunun üzerine geri çağrılan Tapınak Şovalyeleri Iskoçyaya kaçtılar ve orada operatif masonluğu kurdular ve Anadolu’daki, Kudüs’teki kaleleri ve merkezleri ile haberleşmeyi sürdürdüler. 36’sının haricindeki Tapınak Şovalyelerini yakalayamadılar. Özellikle suçlama büyü, hermetizmle (ilk kaynakları astroloji, astrolojiye dayalı hekimlik ve büyü olan, I.S. II ve III yüzyılda ise Stoacılığın ve Platonculuğun, Zerdüşt dininin de da damgasını taşıyan, Hristiyanlığını Mesih anlayışını reddeden, Batı mistisizminin esasını oluşturan bir felsefe ve din) ve alkemi ile uğraşmaları, maddi güçlerini Papalığın hizmetine sunmamaları ve Papalığa garip gelen sembolik ve allegorik ritüelleriydi. Bu ritüellerde söylenen sözler ezberleniyordu ve yazılı değildi ve ne yaptıkları belirsizdi, kliseye karşı ayaklanıyor olabilirlerdi. Avrupa’da büyük bir olasılıkla Tapınak Şovalyeleri daha sonraki yüzyıllarda farklı örgütler olarak devam ettiler, bunların en önemlisi aşağıda açıklayacağımız Rose Croix (GÜL HAÇ) örgütüdür.
Rose Croix (Gül Haç örgütü)
1188’de Prieree De Sion MS 46 yılında kurulan ORMUS (inisiye edilenler tarikatı veya tekris edilenler tarikatı) isimli tarikatın bir adının da l’Ordre de la Rose-Croix Veritax olduğu, bir rivayete göre de Isa’nın çarmıhtan inip bu tarikatı kurduğu söylense de, Dames Frances Yates’e göre ilk ismine 1614’de yayımlanan Fama Fraternatis’de, Confessio Fraternatis ve The Chemical Wedding of of Christian RosenKreuz’ da rastlanır. Bu devirde yazılan ve Rosy Cross Manifestoları olarak bilinen üç eser bir Hıristiyan olan Rossy Cross’dan ve allegorik bir efsaneden ve bir manifestodan bahseder. Almanya’da 1378’de doğan Rosy Cross Anadolu’ya ve kutsal topraklara gitmiş 106 yaşında 1484’de ölmüştür. Bu eserler simya ile, gizli bilimle ve tıpla uğraşan kliseye karşı olan gizli bir topluluğun varlığından dem vurur. Eserlerde masonik sembolizm ve dolaylı anlatım kullanılır. Bu yazılarda belirttiğimiz gibi Boyle ve Leonardo da Vinci’den, Isaac Newton’a kadar pek çok bilim insanı bu gizli örgüte üye olmuş ve bu örgüt sayesinde kendini geliştirmiştir. Örgütün tüm özellikleri masoniktir ve Tapınak Şovalyeleri ile ilişkileri olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Daha sonra ABD’ye masonluğu getiren kişiler ve Benjamin Franklin’in kendisi bile Gül Haç örgütünün iç çekirdeğindendir. Manifestolar insanlık için çalışan kardeşlik ve iyiliği yayma motiflerini işler, Fransız Ihtilali ve Amerikan ihtilalinde de gelişen devrimci masonik örgütlenme Rose Croix ile içiçedir. Gül Haç isminin de çok sembolik bir anlamı vardır (detaylar için Baigent 1983 ve Barret 1999) Rose Croix ayrıca pek çok yönü ve mistik işlevi ile Kabalizmle içiçedir, bu da hem Yahudilerden hem de konuyu işleyen Tapınak Şovalyelerinden geçmiş bir gelenektir. 1623’de Gül Haç örgütü Pariste çok yaygındı ve bazı üyelerinin görünür, bazı üyelerinin de görünmez olduğu ve görünmez olanların şeytanla işbirliği içinde olduğu dedikodusunu doğurmuştur. 1640’larda Avrupa ve Ingiltere’de pek çok Rose Croix örgütü mevcuttu ve Ashmole ve Lilly tarafından Londra’da 1646’da kurulan bir locanın Hür ve Kabul Edilmiş masonluğun, Tapınak Şovalyeleri ile birlikte temeli attığı iddia edilmiştir. 17. Yüzyıldan sonra Gül Haç örgütü masonluktan daha gizli ve daha ölümcül bir biçimde devam etmiş ve bir kola ayrılarak ILLUMINATI’yi oluşturmuştur. Rose Croix o kadar gizlidir ki, halen sürüp sürmediği bile resmi olarak bilinmemektedir. Şeytana taparlar mı? Bu konuda belirsizdir, ama 20. yüzyılın başında GOLDEN DAWN (ALTIN GÜNDOĞUMU) isimli koyu okkült, kara büyü ve satanizm örgütünü kuran Aleister Crowley’in Rose Croix örgütünden olduğu iddia edilmektedir, aynı zamanda Crowley Hür, Kabul Edilmiş Masonlar Locası’nda Büyük Üstadlık yapmış, Skoç ritinde de 33. derece mason olmuştur.
Yaptığım araştırma ve incelemelerden çıkardığım sonuç, Rose Croix örgütünün hiç bir zaman yok olmadığıdır. Fakat başka örgütler doğurmaya devam etmiştir. 16. yüzyıldan beri gerek masonluğun, gerekse ILLUMINATI’nin ve Skulls and Bones Society’nin doğuşunda etkin rol oynamıştır. Ama Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar resmi ve kanuni bir dernek olmasına karşın, ne ILLUMINATI ne de Rose Croix ortaya çıkıp kendini gösteren birer dernek değildirler ve masonluğu kendilerine üye çekmek için bir havuz olarak kullanırlar. Yani daireler içiçedir. En içteki dairede ve çelik çekirdekte hangi mistik gizli örgütün yüzyıllarca etkili olduğu meçhul kalmıştır.
Illuminati
Illuminati 1 Mayıs 1776 da Adam Weishaupt tarafından Bavyera-Almanya’da kurulmuştur. Adam Weishaupt Ingolstadt Üniversitesinde hukuk profesörü iken masonik eğilimlere merak sarmış ve bir gizli örgüt kurmuştur. Ama hükümete karşı bazı hareketler de içeren yayınları nedeniyle 1786’da polis tarafından basılmış ve ondan sonra da tamamen yer altına inmiştir. Illuminatinin daha sonra çok güçlendiği ve 1833’de Yale Üniversitesinde General William Russel tarafından Skulls and Bones Society (SBS) olarak kurulduğu rivayet edilmektedir (Marrs 2000; Sutton 1986). Yani bir rivayete göre SBS Illuminatinin ABD’deki devamıdır. ILLUMINATI’nin Rose Croix örgütü ile direkt ilişkisi olduğu bilinmektedir. Hangi ülkede birleşik çalışırlar, hangi ülkede farklıdırlar ve ayrılırlar bilinemez. Bu gizli örgütlerin terör örgütlerinden özde pek bir farkı yoktur; terör örgütleri bomba ve silahla terör ve anarşi yaratırlar. ILLUMINATI, SBS, CFR ve benzerleri ise sadece anarşi ve kaosu yani ORDO AB CHAOS’u (kaostan düzen) imza yetkisi, uluslararası strateji, paranın kontrolü ve mafyanın indirekt kontrolü ile yaratırlar.
Illuminati adını ve üyelerini inanılmaz bir sır gibi saklayan ve ölümcül bir kuruluştur. Bugün hemen her ülkede mevcuttur. Özel eğitim, tören ve alt kültürlerden gelmeyenler Illuminatiye kabul edilmezler. ABD başkanlarının pek çoğu Illuminati’den ya icazet alırlar ya da üyesidirler. Bu gizli örgüte ihanet edenlerin cezası kayıtsız şartsız ölümdür. Illuminatinin NATO ile veya Gladyo gibi yeraltı örgütleri ile de ilişkisi olduğu sanılmaktadır (Domhoff 1974, 2000; Sutton 1986, 1988, 1990; Marrs 2000; Ross 2000; Marrs 2001)


Skulls and Bones Society (Kuru Kafa ve Kemikler Örgütü-SBS)
Baba ve oğul George Bush’un üyesi olduğu SBS, merkezi Connecticut Yale Üniversitesi’nde olan çok gizli bir cemiyettir (Ironhouse 2002; Sutton 1986). Her yıl sadece bu örgüte 15 kişi girebilir, ama bu 15 kişi daha sonra ABD’de en kilit noktalara getirilir, ayrıca akrabaları ve dostları da bu elitizmden paylarını alırlar. Sayıları az olmasına rağmen etkileri fazladır ve bir çember içindeki merkez usulüyle çalışırlar, yani bir çemberdeki çeşitli noktaların kontrolü bir SBS üyesinde ise, onlar için sorun çözülmüştür, bu nedenle üyelerini yönetici ve etkin çemberlerin merkezine koyarlar. Tabii ki ILLUMINATI, Rose Croix (Gül Haç), Trilateral Komisyon ve CFR ile ile direkt ilişkileri vardır.
Her ikisinin de gizli Rose Croix örgütü ile ilişkisi vardır. Alphonso Taft daha sonra ABD başkanı ve SBS üyesi olan William Howard Taft’ın da babasıdır. SBS’nin son 150 yılda 2500’den fazla üyesi olmuştur. SBS Yeni Dünya Düzeni’nin temel ideologlarından biridir (Bohemian Grove ve CFR ile birlikte). Elimizdeki ilk kayıtlar Haziran 1882’ye aittir.
Bu gizli cemiyete girebilmek ancak davetle mümkündür ve inisiasyon töreni masonlarınkine çok benzer. Fakat tüm ritüeller ve yapılanlar gizlidir, kimse dışarıya bilgi sızdıramaz. Inisiasyon törenlerinde denekler çırılçıplak soyunup bir tabuta girerler, bu tabuttan çıktıklarında yeniden doğmuş sayılırlar. Birbirlerini özel tanıma yöntemleri vardır. Son yüz yılda SBS üyeleri ABD’de en kilit noktalara gelmişlerdir ve özellikle belirli ailelerden seçilen kişiler özenle bu gruba alınır. Bu cemiyete girebilmek için temel özellik WASP olmaktır (White
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
eyaz; Anglo Sakson ve Protestan). Başka ırka veya geçmişe mensup başka dinden olanlar bu yapıya giremez.
SBS ABD’de pek çok kilit noktaya gelmiş insanın yer aldığı bir cemiyet olmuştur. 6-7 kuşak öncesinden Anglo Sakson ve protestan olmasına çok dikkat edilir. SBS’nin temelinde bir çelik çekirdek iç hücre, etrafında daha büyük bir çember, onun etrafında da daha dış bir yapılanma vardır. Chapter 322 ismi ile de anılan iç merkezin direkt olarak merkezde olmak koşuluyla Trilateral Komisyon, CFR, Bilderberg, Atlantik Konsül (Bir ‘round table’ masonik grubu), Bohemian Grove (veya Bohemian Club), Pilgrem Society, ve SBS’nin dış gölge örgütleri (yani üye almak için havuz oluşturdukları yan klüpler vardır) (Marrs 2000; Marrs 2001; Sutton 1986, 1988, 1990).
ABD’ye yerleşen ve pek çok tüketim aracını kontrol altından tutan ve etkin ailelerden SBS’ye üye verenlerden bazıları şunlardır (çok uzun süredir bu ailelerin mutlaka bir kaç ferdi SBS üyesidir):
Whitney Ailesi ( yerleşim 1635, Watertown, Massachusets),
Perkins Ailesi ( yerleşim 1631, Boston Mass.),
Stimson Ailesi (yerleşim 1635, Watertown, Mass.),
Taft Ailesi (y. 1679, Braintree, Mass),
Wasdworth Ailesi (y. 1632, Newtown, Mass.),
Gilman Ailesi (y. 1638, Hingham, Mass.)
Payne Ailesi (Standard Petrolün sahibi),
Davison Ailesi (J. P. Morgan ve şirketinin sahibi, her iki dünya şavaşında da etkili olmuşlar ve büyük paralar kazanmışlardır),
Pillsburr Ailesi (Un ticareti),
Sloane Ailesi (Ticaret ve parekende satışıın dev ismi),
Weyerhauser Ailesi (Kereste ve orman ürünleri tröstü),
Harriman Ailesi (Demiryolu Kralları),
Rockefeller Ailesi (Standard petrol, Chase Manhatten Bank ve binlerce şirketin sahibi CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderbergin başındaki aile),
Lord Ailesi (y. 1635, Cambridge, Mass.),
Bundy Ailesi (y. 1635, Boston, Mass.),
Phelps Ailesi (y. 1630 Dorchester, Mass.),
Bush aileleri (Baba Bush CIA ve ABD başkanı, oğul Bush bu örgütlerin bir entrikasıyla ABD başkanlığına getirildi, her ikisi de SBS üyesi).
SBS toplumdaki hemen her yapıya girmiştir. Bunların içinde Beyaz Saray, Yüce Divan, Medya, Iş ve Endüstri, Federal Banka sistemi, Kanun yapıcı kurullar, Mahkemeler vb vardır. SBS’nin temel ideolojisi Anglo Sakson ve Protestan beyazların dünyadaki hakimiyetini sağlamaktır, ideolojisi oldukça faşistir ve her iki dünya savaşında da bu cemiyet çok önemli roller oynamıştır. Bohemian Grove ve CFR ile birlikte Skulls and Bones Society Yeni Dünya Düzeni’nin yaratıcısıdır (Marrs 2000; Marrs 2001; Sutton 1986, 1988, 1990; Ironhouse 2002).
Bohemian Grove (Bohemian Klübü)
Bohemian Grove (BG) aynı Skulls and Bones Society gibi gizli amaçlar ve yöntemler için 1880’lerde Kaliforniya’da kurulmuş bir cemiyettir. Üyeleri, törenleri, ritüelleri ve ne yaptıkları çok gizli tutulur. Merkezdeki çiftlik aynı anda yüzlerce kişinin hafta sonu toplantılarına katılabileceği niteliktedir. ABD’nin hemen her eyaletinde tapınakları vardır. Sembolleri BAYKUŞ’tur. Ritüellerde baykuşa hitap edilir ve bir fetiş olarak baykuş motifi kullanılır. Bohemian Grove’a üye olanlar başka masonik klüplere de üye oldukları için bu rituellere ve sembolizme alışıktırlar.
1970’li yıllarda en kilit noktadaki ve zengin 1000 civarında üyesi olan Bohemian Grove üyelerinin ünlülerinden bazıları şunlardı (Domhoff 1974):
Dwight David Eisenhower (ABD başkanı), Herman Wouk, Robert Kennedy (ABD Başkan adayı), Johson (ABD Başkanı), Richard Nixon (ABD Başkanı), Gerald Ford (ABD Başkanı), Ronald Reagen (ABD Başkanı), Bill Clinton (ABD Başkanı), Nelson Rockefeller, David Rockefeller, Henry Kissenger,Edgar Kaiser (Kaiser Industries başkanı), Henry Morgan (J.P. Morgan Şirketi), Charles Morgan (J.P. Morgan Şirketi), Neil Armstrong (aydan döndükten sonra katılmıştır), Hoover Enstitüsünün bazı ileri gelenleri, Wernhern Von Braun (Alman roket ve uzay bilimcisi), David Sarnoff (Işadamı), Senator Robert Taft (Taft ailesinin SBS ile yakın ilgisini hatırlayınız!), Lucius Clay, American Express, Standard Brands, Int. Investment Corporation başkanı, Earl Warren (Yüce Divan üyesi), Kalifornia valisi Goodwin Knight, Kalifornia valisi Pat Brown, Başkan Herbert C. Hoover (1913’te klube katılmıştır), Rudolph Peterson ( Bank of Amerikanın eski başkanı), Melvin Laird (eski Savunma Bakanı), William Rogers (Eski CIA bağlantılı Devlet Bakanlığı sekreteri), Francis Baer (United California bank eski başkanı), Stephen D. Bechtel: J.P. Morgan şirketi direktörü, Gilbert Humprey(: National Steel, General Electric, Texaco, National City Bank of Cleveland, Sun Life Insurance direktörü, Lewis Lapham): Mobil Oil, Heinz, TriContinental Corp. Başkanı), Edmund Littlefield): Wels Fargo Bank, Hewlett-Packard, General Electric eski başkanlarından), Leonard McCollum ( Morgan Trust, Capital National Bank eski başkanı)
Dikkat ederseniz Bohemian Grove hem çok zengin hem de en kilit noktalardaki elitlerin oluşturduğu daha üst ve çok daha gizli bir seçkin klübüdür (Daha detaylı listeler ilerideki çalışmamızda yayımlanacaktır, yer tutmaması açısında sadece bazı kritik görevlerdeki kişileri verdik). Dikkat edilirse en fazla ABD başkanı üyesi olan klüp Bohemian Grove’dur. ABD’de kaldığım 7 yıl boyunca her gittiğim kütüphanede ve kitapçıda bu klüple ilgili bilgi aradım. Bu konuda sadece William Domhoff’un yazdığı bir kitap ile bir kaç makale geçti elime. Düşünün 1000’e yakın ABD eliti sürekli bir hafta sonu California’da veya diğer eyaletlerdeki çiftiklerde toplanıp kadınlı, erkekli törenler yapıyorlar ve gizli ritüeller uygulanıyor, inisiasyon törenleri yapılıyor; insanlar komik komik kılıklara veya durumlara giriyor çeşitli dramalar ve roller oynuyorlar. Bunlara bir sürü hizmetçi hizmet ediyor, bir sürü polis bunları koruyor, bir sürü kişi bu klübe geliyor ve bu klüp 1880’den beri var. ABD’de elime geçen pek çok kütüphanenin veritabanında bu klübe ait bilgi aradım, ama çok sınırlı bilgiye ulaşabildim. Halbuki masonlukla ilgili kitaplar heryerde satılıyordu. Benzer şekilde Skulls and Bones Society (SBS) konusunda da elime geçebilen kitap sayısı bir avuçtur. SBS de Bohemian Grove gibi çok gizli bir örgüttür. Bu örgütleri ABD’de sorduğum hiç bir Amerikalı bilmiyordu. Üstelik bu kitapta diğer örgütlerle ilgili listeleri yayınlayan kitaplar veri tabanlarından çıkarılmıştı, elimdeki kitapların çoğuna direkt yazarlarına ulaşarak eriştim. Neden ve nasıl sağlanır bu gizlilik bunu anlamaya imkan yok! Bu gizliliğin tek hedefi olabilir, törenlerde ve toplantılarda çok ciddi bazı kararların alınması. Örneğin atom bombası projesinin kararının verildiği yerin, siklotronu ilk kurgulayan Prof. Ernest O. Lawrence’a bu kararın verdirildiği yer olan Bohemian Grove’dur (Nuel Pharr Davis, Lawrence and Oppenheimer, New York: Simon and Schuster, 1968). Vietnam’a savaş açılması kararının verildiği yer de Bohemian Grove’dur. Kaliforniya’daki çiftlikte bazı zamanlarda ciddi güvenlik önlemli toplantılar yapılır. Çiftlik San Fransisco’nun 65 mil kuzeyindedir 300-500 kişiyi barındırabilecek ve anayoldan ulaşılamayacak, ancak bilenlerin helikopterle veya arazi araçları ile gidebilecekleri bir alanda tüm çevre yerleşim merkezlerinden uzaktadır ve çok yoğun koruma altındadır. Bu ana merkezin haricinde başka şehirlerde de merkezleri vardır. Bohemian Grove üyeleri belirli aralıklarla toplanıp klasik ritüelik törenlerini yaparlar. Törenleri bir rahip ile bir rahibe yönetir. Törenlerde genellikle allogerik ve yukarıda tanımını yaptığımız sembolik dramalar oynanır, fakat törenlerle ilgili yazılanlar da çok sınırlıdır.Bohemian Grove’un merkezinin bu kadar izole olmasına karşın, Bohemian Grove SBS, Pilgrem Society, Rotary Club gibi masonik cemiyetlerle iç içedirler. Bir söylentiye göre BG’dan icazet alamayan bir istihbarat örgütünün başına getirilemez, başkan seçilemez; devletle ilgili pek çok önemli karar buradaki toplantılarda verilir. Üyeleri yukarıda saydığımız gibi en kilit noktalardaki kişilerden oluşur; örneğin 1991 de BG’da olup da aynı zamanda önemli şirketlerde yönetici olanların sayısı şöyleydi: Bank of America 7 direktör, Pacific Gas and Electric 5 director, AT-T 4 direktör, First Interstate Bank 4 direktör, McKesson Corporation 4 direktör, Ford Motors 4 direktör, General Motors 3 direktör, Pacific Bell Telephone 3 direktör. Ayrıca pek çok istihbarat örgütünün başkanları veya üst düzey yöneticileri de BG veya SBS üyesidir. BG, SBS ile birlikte 1880’ilerden beri Yeni Dünya Düzeni’nin ideoloğudur ve bu cemiyetlerdeki kişilerin çoğu ise Bilderberg, Trilateral Komisyon ve CFR’da yer alırlar. 1974’teki Domhof’un kitabında belirtildiği üzere Bohemian Grove’a üye olan azınlık, ABD’deki o tarihteki tüm malların yaklaşık yüzde 30-40’ına, özel sektörün tüm servetinin yaklaşık yüzde 70-80’nine sahipti.
CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderberg örgütleri
Diğer masonik örgütlerin iç çatısı ve yapısı altında CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderberg günümüzün BÜYÜK AĞABEYI haline gelmiştir.
CFR (Council on Foreign Relations-Dış Ilişkiler Konseyi)
Clinton, Antony Lake, Al Gore, George Bush, Warren Christopher, Colin Powell, Les Aspin , James Woolsey (CIA direktörü) gibi isimlerin CFR (Council on Foreign Relations-Dış Ilişkiler Konseyi) isimli bir komisyona kayıtlı olmaları herhalde okuyucuyu bunca bilgiden sonra şaşırtmaz. Ama dünyadaki en ciddi karar mercilerine gelenlerin bağlı oldukları bir örgüt olması herhalde doğal karşılanabilir, üstelik bunların bazıları BILDERBERG veya Skulls and Bones Society üyesidirler. Yani hiç kimse hak ettiği ve olması gerektiği için bir pozisyonda değildir Yeni Dünya Düzeninde. Ipleri ne kadar iyi oynatabildiği, ne kadar sır tuttuğu ve bu örgütlere ne kadar bağlı olduğu önemlidir onlar için.
Globalizasyon ideolojisinin Bohemian Grove ve Skulls and Bones Society gibi masonik örgütlerden daha az gizli bir branşı olan CFR 21 Temmuz 1921’de New York’ta kurulmuştur (Ross 2000; Marrs 2000). Zaten yüzyıllardır ülkü piramiti, Süleyman mabedi, tek hükümetli dünya, Sionun oğullarının vaad edilmiş birleşik krallığı, evrensel kardeşlik gibi fikirleri savunan gizli cemiyetlerin bu ideolojisini ilk harekete resmi olarak geçiren kuruluş CFR’dır. Globalizmin gizlilikten çıkıp dünyaya ilanı CFR’ın kuruluşu ile başlamıştır. 1917’de Başkan Wilson savaş sonrasında yüze yakın elit adamını toplamış ve global barış (!) planları yapmışlar ve Wilson’ın bilinen on dört nokta teorisini 8 Ocak 1918’de kongreye sunmuşlardır. Bu plan özünde tüm ekonomik sınırları kaldırmayı amaçlayan ve ABD sermayesini tüm dünyaya hakim kılmaya yarayan bir plandı. Ama 1919’da Paris Barış Görüşmelerindeki Versailles anlaşması Almanya’ya ağır koşullar koymuştu. 30 Mayıs 1919’da Paris’in Majestic otelinde toplanan Ingiliz ve Amerikan delegeleri bir ‘Uluslararası Ilişkiler Enstitüsü’ kurmaya karar verdiler. Bunun adı daha sonradan Ingiltere’de ‘Royal Institute of International Affairs’ oldu. 21 Temmuz 1921’de de ABD’de CFR gizli koşullar altında kuruldu, 1945’e kadar merkezi New York’taki Prat House oldu (Halen merkezi burasıdır: The Harold Pratt House, 58 East 68th Street, New York, NY 10021). Bu bina Rockefeller tarafından bağışlanmıştı. CFR üyelerinin büyük çoğunluğu New York ve Washington D.C.’de yaşayan elitlerden oluşuyordu. Daha ziyade New York ve Washington, D.C.’de yaşayan elitlerden oluşan CFR’ın bugün finans, komünikasyon, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarda en etkin konumlarda bulunan 3300 üyesi mevcuttur. Bu sayı bir zamanlar 1600 ile sınırlıydı. Özellikle tüm CIA, DIA, DEA ve başka istihbarat şefleri bu örgütün de elemanıdır ve CFR’ın ilkelerinden dışarı çıkamazlar. Ilk üyeler arasında New York senatörü Colonel House, Devlet Bakanlığı Sekreteri John Foster Dulles, CIA’da uzun süre çalışmış Allen Dulles, kurucu başkan milyoner John W. Dawis ( J. P. Morgan’ın finansörlerinden) vardı. CFR için ilk para John D. Rockefeller, Bernard Baruch, Jacob Schiff, Otto Kahn, Paul Warburg gibi milyonerlerden geldi. Bugün CFR için finans şu kuruluşlardan gelir: Xerox, General Motors, Bristol-Myers-Squip, Texaco, Alman Marshal Fund, McKnight Vakfı, Ford Vakfı, Andrew Mellon Vakfı, Rockefeller kardeşler vakfı, Starr Vakfı vb. CFR yönetim üyeleri bugün dünyadaki her işe burnunu sokan ve ekonomik kontrolü amaçlayan kurum, vakıf, enstitü ve gizli örgüt ile içiçedir.
CFR Ikinci Dünya Savaşı’nda çok önemli bir rol oynamıştır. Yayınladığı Foreign Affairs isimli dergi ile de çalışmalarını tüm dünyaya duyurur. CFR her ne kadar gizli olmayan bir görünüme sahip olsa da, bu gerçek değildir. CFR, SBS, Bilderberg gibi çok gizli bir örgüttür. Her yıl hazine sekreteri, CIA veya NSA yöneticileri ile çok gizli, halka açık olmayan toplantılar yapar. Normal koşullarda CFR’ın anayasaya bile aykırı olduğu iddia edilmişse de bunu yargılayacak olan Anayasa Mahkemesi veya Yüce Divan üyelerinin büyük çoğunluğu da CFR üyesidir. J.P. Morgan ve Rockefeller gibi devler CFR’ye büyük paralar yatırırlar, ama işadamlarına devletin güvenlik sırları hakkında brifing verilmesini kimse anlayamaz ve anlatmakla bitip tükenmeyen Amerikan demokrasisinin neresine koyacağını bilemez. Bu demokrasi ise neden hiç bir şey halka ve basına açıklanmamaktadır? Orası da pek anlaşılamaz. Gerçi basına açıklansa da farketmez, çünkü CFR tüm medyayı kontrol eder. 1988’den beri 14 devlet bakanı, 14 hazine bakanı, 11 Savunma bakanı ve bir sürü federal büroya ait görevli CFR üyeleri arasından seçilmiştir. Özel şirketlerin devletin bu kadar içine girmesi nasıl demokrasi ve hukuk sistemi ile bağdaşır bunu J.P. Morgan’a ve Rockefeller’a sormak gerekir tabii. Dullestan beri her CIA direktörü, örneğin Richard Helms, William Colby, George Bush, William Webster, James Woolsey, John Deutsch, ve William Casey hep CFR üyeleri arasından seçilmişlerdir. Ne işi vardır Rockfeller’ın kurduğu bir konsülde halkın ulusal güvenliğini korumakla görevli onca insanın? Hukuk ülkesi ve demokrasinin beşiği olduğu iddia edilen Amerika’nın bu gerçeklerini Amerikalıların çoğu bilmez, onlar kredi kartı borçlarını ve ev taksitlerini ödeyip, evde patlamış mısır yiyerek biralarını içerler. ABD’li pek çok yazar CIA’ın Amerika ve Amerikan halkı için değil, CFR’ın dostları ve gizli ilişkide olduğu dernekleri için bilgi topladığını dile getirmişler, ama komünistlikle suçlanmışlardır. CFR bu işadamlarının istediği kişileri hep yükseltmiş en üst ve dokunulmaz noktalara getirmiştir. Bunun en güzel örneği sıradan bir akademisyen olan ve David Rockefeller ile tanıştıktan sonra şansı açılan Henry Kissenger olmuştur. Clinton döneminde de tüm devlet yetkilileri CFR üyeleri arasından görevlendirilmiş neredeyse yurt dışına yollanan büyükelçilerin yarısı CFR içinden seçilmiştir. Başkanların seçiminde de aynı yol izlenmektedir, seçmenler bir CFR üyesi ile öteki arasında tercih yapmak zorunda bırakılmaktadırlar, zaten Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti birbirinden çok farklı değildir ki! CFR’ın gizli raporlarından ve konferanslarından birinde şöyle denilmektedir (Ross 2000):
“Silahsızlanma, Amerika’nın bağımsızlığı ve bu bağımsızlığın tek dünya hükümetine dönüşmesi CFR’nin 1551 üyesinin yüzde 95’ine 1975’te açıklanmıştır. CFR’nin üyelerin yüzde 75’ine açıklanmamış ve yazılmamış iki amacı daha vardır. Bu oluşumun hedefleri size biraz garip gelebilir, bunları biraz tartışalım.
“Bu inancımızın temelinde yatan, monopolistik kapitalizmin dünyanın her yerindeki farklı para birimlerini, banka sistemlerini kredi ve üretim sistemlerini, temel kaynaklarını tek hükümetle kontrol edilebilir hale getirmek ve aydınlatılmış dünya sistemindeki üstünlüğümüzü kendi dünya ordumuzla temin etmektir.”
Kendi kurduğu dünya ordusu ile tüm dünyadaki kaynakları ve para sistemini kontrol edip, tüm kaynaklara el koyacakmış. CFR’ın amacı buymuş! Skulls and Bones Society’nin 1880’lerdeki faşist ideolojisinin bir devamıdır bu! Bu mentalite bugün Ortadoğuyu bir ordu indirerek kontrol altına almak istemektedir.
CFR’ın gizli bir organizasyon olmadığını söyleyenlere de CFR’in 1992 yıllık raporundan bir cümle ile yanıt verelim. Sayfa 21: “Tüm toplantılardaki konuşmalar ve açıklamalar bu toplantılar dışında kimseye açıklanamaz!” (Ross 2000). Aynı raporun, 122, 169, 174, 175 ve 176 ıncı sayfalarında da bu gizlilik sürekli tekrarlanmakta ve gizlilik bozulup da medya veya birisine bir bilgi sızdırılırsa nasıl cezalandırılacağı ima ediliyor. Daha önceki masonik ilkelerin tümünün uygulandığı bir örgütlenmedir CFR. Ayrıca CFR’ın ve gizliliğinin ve faşist ideolojilerinin ABD anayasına aykırı olduğu defalarca zikredilmiştir.
IMF ve Dünya bankası da CFR’in tamamen etkisi ve yönetimi altındadır (Ross 2000; Sklar 1980). Geri kalmış ülkeleri fakirleştirmek ve ekonomilerini yoketmek yolunda IMF, CFR’ın emirleri doğrultusunda çalışmaktadır.
Bilderberg gizli örgütü
CFR’in temel globalizasyon planları daha kurulduğu günden beri bilinmekteydi. Ama CFR ABD içinde tam bir kontrol sağlamak ve tek jandarmalı kapitalizmi Avrupa’ya yaymak ve sosyalizm ve komünizm ile mücadele etmek zorunda idi. Eski CFR başkanı ve Rockefeller’in Chase Manhatten Bankası başkanı olan John McCloy OSS (Office of Strategic Services) isimli istihbarat örgütünün (Bill Donovan tarafından 1941-1942’de kurulmuştur) kurulmasını ve CFR ile karşılıklı iletişim içinde çalışmasını sağladı. 1947’de OSS, CIA’ya (Central Intelligence Agency’e) dönüştürüldü. 1947 Ulusal Güvenlik Kanunu ile de gerek sivil gerekse kriminal yasalara karşı korunan bir örgüt haline getirildi. Yani CIA, anayasaya rağmen ulusal güvenlik adına her türlü suçu işleyebilen bir örgüt yapısına kavuştu. 1950’de General Walter Bedel Smith CIA başkanı olduğu zaman, CFR’den aldığı emir üzerine Avrupa’da etkin bir örgüt kurulmasını istedi. Daha sonra CIA ve Ulusal Güvenlik Konseyine konan bu şemsiye daha da güçlendirildi ve 1982’de Reagan tarafından Executive Order 12333 (Etkin Yasa 12333) devreye sokuldu (Montalvo 2000).
Bilderberg, CFR ve öteki örgütlerin Avrupa ayağını ve etkinliğini teşkil etmek için CIA tarafından Hollanda’da Oosterbeek şehrinde Bilderberg otelinde 1954 de kurulmuştur. Dünyanın yönetimi ve globalizasyon konusunda her yıl farklı ülkelerde toplantılar yapar (Ross 2000; Marrs 2000). Toplantılar son derece gizli koşullarda ve özel ortamlarda yapılır. Katılanlar bu konuda hiç bir bilgi vermezler. Spotlight isimli bir dergileri de vardır. Liberty Lobby Inc, 300 Independence Ave., SE, Washington D.C. 20003 adresinden yayın yapar.
Bilderberg örgütünün Avrupa adresi: Maja-Banck Polderman, Bilderberg Meetings, Amstel 216, 1017 AJ, Amsterdam, Hollanda. Bilderbergin ABD adresi ise Charles W. Muller, American Friends of Bilderberg, Inc. 477 Madison Ave., 6th Floor, New York, NY 10022.
Bilderbergin kurucuları arasında Hollanda prensi Bernhard ve Polonyalı sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger de vardır, Retinger Bilderbergin babası olarak bilinir. Bilderbergin kuruluşunda ABD istihbarat örgütlerinin, özellikle CIA’in rolü olduğu çok iyi bilinmektedir. Prens Bernhard ise eski bir NAZI SS üyesidir, 1937 de Hollanda prensesi ile evlenmiştir, ama Nazilerle olan yakın bağları çok iyi bilinmektedir (Marrs 2000). ABD’li gizli örgüt ve CFR üyelerinin bazıları da Bilderberg üyesidir. Retinger ABD’ye CFR başkanlarından Averell Harriman tarafından getirilmiştir. David ve Nelson Rockefeller, John Foster Dulles ve CIA direktörü Walter Smith ile görüştükten sonra CIA güdümünde bu gizli örgütü oluşturmuştur. Bilderbergin oluşmasında etkili diğer isimlerden birisi de Başkan Eisenhover’ın psikolojik savaş danışmanı C.D. Jacksondır.
Bilderberg, merkezi Hollanda olmak ve içine Ingiliz kraliyet ailesini de dahil etmek üzere CFR’nin Avrupa ayağını oluşturdu. Önemli işadamları, politikacılar, bankerler, medya sahipleri, askeri kilit isimler ve istihbarat örgütlerinin üst sınıfı ile ilişki kurup onları üye yaptılar ve her yıl gizli toplantılar düzenlemeye başladılar. 1991’de Bilderberg başkanı Ingiliz Lord Peter Carrington idi. Carrington NATO genel sekreteri, kabine üyesi, CFR’nin Ingiliz kuruluşu olan Royal Institute of International Affairs’ın başkanı idi. Kendisi Rothschild banka imparatorluğu ile hem evlilik, hem iş bağlantılarına sahipti.
CFR’nin resmi olmadan uluslararası düzeyine taşınmış bir şekli olan Bilderberg yine Ingiliz ve ABD CFR’lerini finanse edilen kişiler ve CIA’in örtülü ödeneği tarafından destekleniyordu. Bilderberg diğer bir kardeş grup olan Trilateral Komisyona çok benzemektedir. Bunlarda her ne kadar daha önce bahsedilen masonik ritueller yoksa da zaten bu grupların çoğuna katılanlar bahsedilen masonik gizli örgütlenmelerin içinde de olan insanlardır. Her yıl yapılan çok gizli ortamdaki toplantıları hem CIA, hem de o ülkenin istihbarat örgütü kontrol eder. Türkiye’de son 50 yıldır başa geçen ünlü politikacıların çoğunluğu Bilderberg üyesidir, halen bu gizli Bilderberg üyeleri Türkiye’nin etkin yönetiminde rol almaktadırlar. Türkiyedeki toplantılar şu ana dek 18-20 Eylül 1959’da Yeşilköy-Istanbulda, 25-27 Nisan 1975’de (Çeşme’de Hotel Altın Yunus’da) yapılmıştır. 2001’deki toplantı ise Isveç’de gerçekleşmiştir.
Trilateral Komisyon
Trilateral Komisyon (Trilateral Commission, TC) ABD’de yeşertilen Yeni Dünya Düzenini tüm dünyaya yani Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonyaya daha iyi yayabilmek için oluşturulmuş ve 1973’te David Rockefeller, Henry Kissenger ve Zbigniew Brzezinski tarafından kurulmuş gizli bir örgüttür (Sklar 1980; Robertson 1991; Ross 2000; Marrs 2000). Brzezinski 1973-1976 arasında başkanlığını yapmıştır. CRF’nin Atlantik ötesi ülkelerde CIA tarafından örgütlediği bir kuruluş olduğu bilinmektedir. Adresi: 345 Street, East 46th Street, Suite 711, New York, NY 10017 dir.
1994’teki bir TC bildirisine göre Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya’dan 325 kilit noktadaki isim TC’ye üyedir. Sistem CFR’da olduğu gibi işlemektedir. Ama bu ABD’nin ve globalizasyonun tüm dünyaya yayılması için Amerikan-Nazizminin yeni bir oyunu sahneye koymasından ibarettir. Buradaki hedef yine ekonomik sınırların kaldırılması ve politik, ekonomik, askeri, politik ciddi noktalardaki kişilerin kontrol altına alınmasıdır. CFR anayasasındaki ilkeler TC’da da geçerlidir.
Her ne kadar adresi yeri, üyeleri belli ise de Trilateral Komisyonun yaptığı aktivitelerin ardında gizli amaçlar, ABD’li istihbarat örgütleri ve NATO’nun gizli özel savaş örgütleri vardır. ABD başkanlarının ve Avrupa, Amerika ve Japonya’daki yönetici kadroların çoğu TC üyesidir. Tüm dünyada TC, Bilderberg ve CFR birbirinin içine girmişlerdir ve her üçünün de üyesi olan 50 kişi vardır (daha önce sunuldu). Örneğin Bill Clinton, Brent Scowcroft (Ulusal Güvenlik Konseyi), John Mark Deutsch (CIA direktörü), Robert Strange McNamara (Savunma Bakanlığı Sekreteri), Henry Kissenger, Walter Fritz Mondale ( Japonya Büyükelçisi), Benjamin Nye (Hazine sekreteri) gibi dokunulmazlığı olan isimler her üç teşkilatın da üyesidirler.
Burada temel olarak anlatılmak istenen 19. yüzyılda bazı gizli cemiyetler, zengin aileler tarafından yaratılan bir ideolojinin nasıl önce ABD’de CFR olarak kök salıp, sonra nasıl Bilderberg ve Trilateral komisyon sayesinde her ülkenin iç yapısını ve politikasını, endüstrisini, medyasını ve sosyal yapısını kontrol ettiğidir. Amerikan derin Devleti ve Dünya Gizli Hükümetine karşı tüm Amerikalılar ve Avrupalılar bilinçsizdirler, çünkü 45 yıl boyunca totaliter bir komünizm gelecek korkusu ile uyutulmuşlardır.
Sonuç ve Türkiye bu gizli örgütlerin neresinde?
Türkiye’de de bu gizli örgütlerin çok büyük etkinliği vardır ve 1948’lerden sonra Türkiye’yi hiç bir zaman bu ülkeyi kuran Kemalist ulusalcı ve vatansever ideoloji yönetmemiştir, Türkiye 1948’den sonra bize Batı tarafından biçilen Türk-Islam Sentezci ve ülkeyi emperyalizme köle haline getiren bir ideoloji tarafından yönetilmiştir. Bu yönetim bahsedilen CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyon tarafından da şekillenmiştir. Ne yazık ki gerek Türkiyeyi yöneten, gerekse Türk istihbarat örgütlerinin içinde olan bazı Bilderberg ve Trilateral Komisyon üyeleri vardır. Bu örgütlerin Türkiye için verdiği kararın Sevr koşullarının uygulanması olduğunu görmemek için ise kör olmak gerekir.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 02 Ekim 2011, 09:44   #2
Pentagram
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Dünyayi yönetenler.




bu yazıyı kimse okumaz. ama v1deosunu seyredebilirler.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ekim 2011, 13:41   #3
noir
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Dünyayi yönetenler.




Dünya değişiyor bunlar hala sabit mi yahu?

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ekim 2011, 18:00   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Dünyayi yönetenler.




noir Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Dünya değişiyor bunlar hala sabit mi yahu?


Dünyayi değiştiren bu oluşum zaten.
Bu sistemin adı Illuminati. Sistem, dünyayı ele geçirmiş durumda. ÖZELLİKE MÜZİK PİYASASI, inanamayacağınız şarkıcılar bilinçli-bilinçsiz olarak bu sisteme hizmet etmekte. Dünyayı yöneten büyük para babaları, misyonerler vs. istedikleri kişileri çıkarıp, istedikleri kişileri indiriyorlar. Sistemin Masonlarla da bağlantısı var. Kendilerine karşı çıkan herkesi ya ortadan kaldırıyorlar, ya da sindiriyorlar. Micheal Jackson ve Tupac Shakur'un bu yüzden öldüğü %90 doğru.



Bu paylaşımımda sadece müziğe deyineceğim çünkü siyasete karışmak sayfa için tehlikeli olabilir. Illuminati başlığı altındaki müzisyenler, şeytani bir sistemin kuklası durumunda çünkü dünyayı yönetenlerin istediklerini yapmazlarsa popüler olmaya devam edemez veya ortadan kaldırılırlar. Bu sistem herkesi Mason ve Yahudi bir "köle" yapmak istiyor, kendilerini sevdirebilmek için de toplumun beğendiği en popüler müzisyenleri seçiyorlar. Dünyayı yöneten kapalı bir örgüt gibi aslında, sadece varolduğunu bilebiliyoruz. Şimdi dünyayı ele geçirmeye çalışan sistemdeki ünlüleri merak mı ediyorsunuz? Başlayalım o zaman.


Alıntı


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Yukarıdaki yaratığın ismi Baphomet. Üstü kadın, altı erkek olan iblis. Satanizmde cinsellik büyük bir ibadet şeklidir. Dolayısıyla bu iblis cinselliği simgeliyor. Ve Hristiyanlıkta Lucifer/Şeytan(Işığı Getiren Melek) bir melek olarak geçer. Bu melek, Tanrıya isyan edip diğer meleklerin bir kısmını da ayaklandırmış ve bu yüzden Cennetten yeryüzüe sürülmüştür. Meleklerin de cinsiyeti yoktur. Ne erkek ne kadındır. Bu yüzden şeytan taparlar tarafından ne erkek ne kadın olarak gösterilmiştir.

Tek göz, dikkat ederseniz bir üçgen. Kur'an-ı Kerim'de geçen yaratık Deccal'i biliyorsunuzdur. Tek gözlüdür ve dünyada bir gün kaos yaratacaktır. Herkes bu yaratığı öcü sanıyor aslında bu bir şeytandır ama illaki canavar olması gerekmiyor. Tek gözü işaret eden şeytan ruhlu insanlar oldukça dünya kirlenmeye devam edecek. Bu tek göz sistemin en popüler simgelerinden biri. Her dinde "tek gözlü" bu yaratık Deccal'den korkuyla bahsedilir. İşte yukarıdaki göz de şeytani bir "tek" göz. Babillerden, Mısırlılardan günümüze kadar ulaşmıştır.

Mısırlılardan beridir günümüze gelen "tek göz"

Baphomet'in boynuzları.

Masonların da simgesi olan tek göz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Lady Gaga'nın tek gözü vurguladığı bir fotoğraf.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


(Hatirlarsaniz tarkanin escilsel fotolari cikmis ve bi takim dergiler tarafindan övülmüstü türkiyedede escinsellik artmisti.)

ek gözlü yeni Tarkan imajı.

Yeniden tek gözün vurgulandığı bir resim.

Baphomet'e benzetilmeye çalışılmış bir poz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


(Jay-Z ABD'nin en büyük prodoktorlerinden biridir ve tüm sanatcilari bu olusumun icerisindedir.)

Jay-Z, üçgen içerisindeki tek gözü "resmen" gözümüze sokmuş.

Eğer kafamdan uyduruyorsam alttaki apacik belli değilmi?



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Madonna ve arkasındaki piramit ve üçgen tepesi.

Lady Gaga'nın single kapağındaki göz makyajına dikkat edin. Sola doğru gittikçe aşağı kayıyor, Mısır'daki tek göz simgesi gibi. Ve photoshopla yapılan boynuzlar da cabası. (Alttaki Kylie Minogue diyim de yine aptal insanlar gelip yazmasın şunu Lady Gaga'nın hangisi olduğunu ayırt edemeyenler var da)



1. LADY GAGA



Lady Gaga da fazlasıyla pompalanan popüler "şeytanlar" arasında. Konserleri ve resimleri anlayabilenler için gizli mesajlarla dolu.



Bu sisteme hizmet ettiğini "resmen" gözümüze sokuyor.



Bir röportajında "Gücünüzü nereden alıyorsunuz?" sorusuna "Ailem ve arkadaşlarım" diye cevap verirken saçını düzeltir gibi yapmış, bir gözünü kapamıştı. (Yani ailem ve arkadaşlarım sözde, aslında tek gözü işaret etmeye çalışıyor)



Araştırırsanız Lady Gaga'nın bu şekilde daha bir sürü fotoğrafı olduğunu göreceksiniz.



Şapkasına taktığı boynuzlar, özellikle yaptığı tek göz pozları, kıyafetleri vs. hep bu yüzden.



Little Monster diyerek milyonları peşinden sürüklüyor. Zaten amaç da kendini sevdirmek, ağına düşürmek.



2. TARKAN



Maalesef. Tarkan'ın son 3-4 -----ü fiyaskoydu.



Nasıl yeniden şöhret olabilirdi?



Ancak yeni stiliyle o da nasıl kullanıldığını açığa vurmuş oldu.



Masonlar, bu sistemin yaratıcıları vs. Türkiye'de halkın uyandığını görünce popüler birini seçmek durumundaydı ve bu Tarkan oldu.



Çünkü aynı zamanda sevilen biriydi, hayranlarını yanına çekebilirdi.



Bundan sonra pompalanmaya devam edecektir çünkü o da artık tek gözlü bir şeytan. (Keşfedebilene şarkı sözleri mesaj dolu)



3. JAY-Z



Üçgeni ve içerisindeki tek gözü simgeleyen müzisyenlerden sadece bir tanesi. (Resimleri yanda aşağı indikçe görebilirsiniz)



4. CHRISTINA AGUILERA



Christina Aguilera'nın Bionic şarkısını dinleyin.



Sözlerinde hayal gücümüzü, konsantrasyonumuzu yok ederek bizi bir nevi birer robota dönüştürmek istiyor.



Adını haykırıyor zihninin içine işlesin diye bir de harf harf söylüyor, sonra Say! diye bağırarak seni koşullandırıyor.



----- kapağına baktığımızda da Christina'nın yarısı bionic ya da robotik.



Bu da çok fazla kullanılan bir imge. (Bu kısımdaki kaynaklar başka bir siteden alıntıdır)



5. BRITNEY SPEARS VE JUSTIN TIMBERLAKE - WALT DISNEY



Walt Disney 33. dereceden bir masondu.



Walt Disney resmindeki yazıyı dikkatle inceleyin.



W, i ve Y'ye gizlenmiş 6 rakamları var. Elyazısı gibi gözüken bu kıvrımlar (W'nun kıvrımına dikkatle bakarsanız 6 rakamını oluşturduğunu görürsünüz, aynı şekilde i ve y'nin uzatılışına (kıvrımına) bakın bunlar da 6 rakamını oluşturur) 666 rakamını meydana getirir.



666 rakamı onlar için şeytanın geleceği günü ifade etmektedir. (Farkedemediyseniz sol bölmedeki resimlerde bulabilirsiniz)



Bu düşünce tarzından yetişen Britney Spears, Christina Aguilera ve Justin Timberlake'in masum olduğunu da pek söyleyemeyiz.



Üçünün de (Christina'yı yukardan okuyabilirsiniz) çeşitli mason derneklerine yardım yaptıkları söyleniyor ve bazı kıyafetlerinde çeşitli mesajlar saklıyorlar. (Buradaki ilham kaynakları da başka bir siteye aittir)



6. MADONNA



Müzik aleminin en ünlülerinden birisi Madonna da bu sistemin içerisinde.



Ve daha Beyonce, Rihanna, Hayley Williams, Taylor Swift, Katy Perry, Paris Hilton, Maroon 5, Shakira gibi nota sığdıramadığım bir çok ünlü var...



PEKİ YA KARŞI ÇIKANLAR?



Eminem, Tupac, Micheal Jackson, Bob Marley gibi ünlüler bu sistemin farkındaydılar ve önüne geçmek için savaş verdiler.



Eminem dışında hepsi öldü.



Tesadüfi (!) rakamlarla. 25 yaşında, 25 Aralık'ta vs. Özellikle Micheal Jackson'ın They Don't Really Care About Us adlı "yasaklanan" -----sunu izlediğinizde farkına varırsınız.



TEK GÖZ sembolü içeren bir duvarın önünde şarkının "Beni korkutmaya çalışıyor, beni öldürmek istiyorlar" dizelerini söyler Micheal Jackson.



Daha sonra yeniden duvarın önünde "Ama asla beni ele geçiremeyecekler." demiştir. (şarkı sözlerinin bu tek gözlü duvarın önüne denk gelmesi imkansız.)



Çünkü Micheal Jackson, dünyayı kendine "sevgiyle" bağlamış bir efsaneydi.



Taciz vs. gibi komplolara maruz kaldı hem de hiçbir kanıt olmadan çünkü o bu sistemde değildi. Bir yerde ayağının takılıp düşmesi gerekiyordu ve şöhreti giderek darbe yedi.



Bu sistem istemediği herkesi yutuyor.



Eminem de ilk şöhret olmaya başladığı yıllarda bu illetin içerisindeydi ancak son -----ünde ve baba olduktan sonra çok değişti. Recovery'deki (son -----ünün adı) şarkıların sözlerine bakarsanız bunu anlayabilirsiniz. Ayrıca Rihanna ile yaptığı düet de, Rihanna hayranlarını kendi tarafına çekmek amaçlıydı çünkü Eminem bu sisteme karşı çıkmaya başlayınca medya vb. basın organları tarafından sindirilmeye başlandı. Ve eğer susmazsa, bu şekilde sesini duyurmaya devam ederse sonu maalesef Micheal Jackson gibi olacak.



Göreceksiniz. Çünkü sistem dediğim gibi istemediği herkesi yutuyor.



Lady Gaga'ya ödül verdiği sıradaki korku dolu bakışlarını kıyafetinin çirkinliğinden dolayı mı sanıyorsunuz? Tabii ki hayır.



O kıyafetteki mesajdan dolayı dehşete düşmüştü ki son zamanlarda tehdit aldığı söyleniyor. Son resimlerinde teni çok soluk ve gözleri hep çok açık, huzursuz görünüyor. (uyku ve depresyon hapları almaktadır)

Alıntı Face Gördüm paylaşmak istedim


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]



Pentagram Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
bu yazıyı kimse okumaz. ama v1deosunu seyredebilirler.

Okumadiklari ve önlerine verilen herşeyi yedikleri için hükmediliyorlar.

Buda türkiyedeki sanatcilar. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Konu toXic tarafından (02 Ekim 2011 Saat 21:04 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 04 Ekim 2011, 14:06   #5
Pentagram
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Dünyayi yönetenler.




sanırım yanlış anladın. ----- daha etkilidir demek istedim. şahsen ben olsam bildiğim halde okumuyorum. -----su varken. eğer sonuç almak istiyorsan böyle bir forumda böyle bir yazıyı kaç kişi okuyacak acaba? onu demek istedim.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 05 Ekim 2011, 23:01   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Dünyayi yönetenler.




toXic Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Dünyayi değiştiren bu oluşum zaten.
Bu sistemin adı Illuminati. Sistem, dünyayı ele geçirmiş durumda. ÖZELLİKE MÜZİK PİYASASI, inanamayacağınız şarkıcılar bilinçli-bilinçsiz olarak bu sisteme hizmet etmekte. Dünyayı yöneten büyük para babaları, misyonerler vs. istedikleri kişileri çıkarıp, istedikleri kişileri indiriyorlar. Sistemin Masonlarla da bağlantısı var. Kendilerine karşı çıkan herkesi ya ortadan kaldırıyorlar, ya da sindiriyorlar. Micheal Jackson ve Tupac Shakur'un bu yüzden öldüğü %90 doğru.



Bu paylaşımımda sadece müziğe deyineceğim çünkü siyasete karışmak sayfa için tehlikeli olabilir. Illuminati başlığı altındaki müzisyenler, şeytani bir sistemin kuklası durumunda çünkü dünyayı yönetenlerin istediklerini yapmazlarsa popüler olmaya devam edemez veya ortadan kaldırılırlar. Bu sistem herkesi Mason ve Yahudi bir "köle" yapmak istiyor, kendilerini sevdirebilmek için de toplumun beğendiği en popüler müzisyenleri seçiyorlar. Dünyayı yöneten kapalı bir örgüt gibi aslında, sadece varolduğunu bilebiliyoruz. Şimdi dünyayı ele geçirmeye çalışan sistemdeki ünlüleri merak mı ediyorsunuz? Başlayalım o zaman.


Alıntı


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Yukarıdaki yaratığın ismi Baphomet. Üstü kadın, altı erkek olan iblis. Satanizmde cinsellik büyük bir ibadet şeklidir. Dolayısıyla bu iblis cinselliği simgeliyor. Ve Hristiyanlıkta Lucifer/Şeytan(Işığı Getiren Melek) bir melek olarak geçer. Bu melek, Tanrıya isyan edip diğer meleklerin bir kısmını da ayaklandırmış ve bu yüzden Cennetten yeryüzüe sürülmüştür. Meleklerin de cinsiyeti yoktur. Ne erkek ne kadındır. Bu yüzden şeytan taparlar tarafından ne erkek ne kadın olarak gösterilmiştir.

Tek göz, dikkat ederseniz bir üçgen. Kur'an-ı Kerim'de geçen yaratık Deccal'i biliyorsunuzdur. Tek gözlüdür ve dünyada bir gün kaos yaratacaktır. Herkes bu yaratığı öcü sanıyor aslında bu bir şeytandır ama illaki canavar olması gerekmiyor. Tek gözü işaret eden şeytan ruhlu insanlar oldukça dünya kirlenmeye devam edecek. Bu tek göz sistemin en popüler simgelerinden biri. Her dinde "tek gözlü" bu yaratık Deccal'den korkuyla bahsedilir. İşte yukarıdaki göz de şeytani bir "tek" göz. Babillerden, Mısırlılardan günümüze kadar ulaşmıştır.

Mısırlılardan beridir günümüze gelen "tek göz"

Baphomet'in boynuzları.

Masonların da simgesi olan tek göz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Lady Gaga'nın tek gözü vurguladığı bir fotoğraf.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


(Hatirlarsaniz tarkanin escilsel fotolari cikmis ve bi takim dergiler tarafindan övülmüstü türkiyedede escinsellik artmisti.)

ek gözlü yeni Tarkan imajı.

Yeniden tek gözün vurgulandığı bir resim.

Baphomet'e benzetilmeye çalışılmış bir poz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


(Jay-Z ABD'nin en büyük prodoktorlerinden biridir ve tüm sanatcilari bu olusumun icerisindedir.)

Jay-Z, üçgen içerisindeki tek gözü "resmen" gözümüze sokmuş.

Eğer kafamdan uyduruyorsam alttaki apacik belli değilmi?



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Madonna ve arkasındaki piramit ve üçgen tepesi.

Lady Gaga'nın single kapağındaki göz makyajına dikkat edin. Sola doğru gittikçe aşağı kayıyor, Mısır'daki tek göz simgesi gibi. Ve photoshopla yapılan boynuzlar da cabası. (Alttaki Kylie Minogue diyim de yine aptal insanlar gelip yazmasın şunu Lady Gaga'nın hangisi olduğunu ayırt edemeyenler var da)



1. LADY GAGA



Lady Gaga da fazlasıyla pompalanan popüler "şeytanlar" arasında. Konserleri ve resimleri anlayabilenler için gizli mesajlarla dolu.



Bu sisteme hizmet ettiğini "resmen" gözümüze sokuyor.



Bir röportajında "Gücünüzü nereden alıyorsunuz?" sorusuna "Ailem ve arkadaşlarım" diye cevap verirken saçını düzeltir gibi yapmış, bir gözünü kapamıştı. (Yani ailem ve arkadaşlarım sözde, aslında tek gözü işaret etmeye çalışıyor)



Araştırırsanız Lady Gaga'nın bu şekilde daha bir sürü fotoğrafı olduğunu göreceksiniz.



Şapkasına taktığı boynuzlar, özellikle yaptığı tek göz pozları, kıyafetleri vs. hep bu yüzden.



Little Monster diyerek milyonları peşinden sürüklüyor. Zaten amaç da kendini sevdirmek, ağına düşürmek.



2. TARKAN



Maalesef. Tarkan'ın son 3-4 -----ü fiyaskoydu.



Nasıl yeniden şöhret olabilirdi?



Ancak yeni stiliyle o da nasıl kullanıldığını açığa vurmuş oldu.



Masonlar, bu sistemin yaratıcıları vs. Türkiye'de halkın uyandığını görünce popüler birini seçmek durumundaydı ve bu Tarkan oldu.



Çünkü aynı zamanda sevilen biriydi, hayranlarını yanına çekebilirdi.



Bundan sonra pompalanmaya devam edecektir çünkü o da artık tek gözlü bir şeytan. (Keşfedebilene şarkı sözleri mesaj dolu)



3. JAY-Z



Üçgeni ve içerisindeki tek gözü simgeleyen müzisyenlerden sadece bir tanesi. (Resimleri yanda aşağı indikçe görebilirsiniz)



4. CHRISTINA AGUILERA



Christina Aguilera'nın Bionic şarkısını dinleyin.



Sözlerinde hayal gücümüzü, konsantrasyonumuzu yok ederek bizi bir nevi birer robota dönüştürmek istiyor.



Adını haykırıyor zihninin içine işlesin diye bir de harf harf söylüyor, sonra Say! diye bağırarak seni koşullandırıyor.



----- kapağına baktığımızda da Christina'nın yarısı bionic ya da robotik.



Bu da çok fazla kullanılan bir imge. (Bu kısımdaki kaynaklar başka bir siteden alıntıdır)



5. BRITNEY SPEARS VE JUSTIN TIMBERLAKE - WALT DISNEY



Walt Disney 33. dereceden bir masondu.



Walt Disney resmindeki yazıyı dikkatle inceleyin.



W, i ve Y'ye gizlenmiş 6 rakamları var. Elyazısı gibi gözüken bu kıvrımlar (W'nun kıvrımına dikkatle bakarsanız 6 rakamını oluşturduğunu görürsünüz, aynı şekilde i ve y'nin uzatılışına (kıvrımına) bakın bunlar da 6 rakamını oluşturur) 666 rakamını meydana getirir.



666 rakamı onlar için şeytanın geleceği günü ifade etmektedir. (Farkedemediyseniz sol bölmedeki resimlerde bulabilirsiniz)



Bu düşünce tarzından yetişen Britney Spears, Christina Aguilera ve Justin Timberlake'in masum olduğunu da pek söyleyemeyiz.



Üçünün de (Christina'yı yukardan okuyabilirsiniz) çeşitli mason derneklerine yardım yaptıkları söyleniyor ve bazı kıyafetlerinde çeşitli mesajlar saklıyorlar. (Buradaki ilham kaynakları da başka bir siteye aittir)



6. MADONNA



Müzik aleminin en ünlülerinden birisi Madonna da bu sistemin içerisinde.



Ve daha Beyonce, Rihanna, Hayley Williams, Taylor Swift, Katy Perry, Paris Hilton, Maroon 5, Shakira gibi nota sığdıramadığım bir çok ünlü var...



PEKİ YA KARŞI ÇIKANLAR?



Eminem, Tupac, Micheal Jackson, Bob Marley gibi ünlüler bu sistemin farkındaydılar ve önüne geçmek için savaş verdiler.



Eminem dışında hepsi öldü.



Tesadüfi (!) rakamlarla. 25 yaşında, 25 Aralık'ta vs. Özellikle Micheal Jackson'ın They Don't Really Care About Us adlı "yasaklanan" -----sunu izlediğinizde farkına varırsınız.



TEK GÖZ sembolü içeren bir duvarın önünde şarkının "Beni korkutmaya çalışıyor, beni öldürmek istiyorlar" dizelerini söyler Micheal Jackson.



Daha sonra yeniden duvarın önünde "Ama asla beni ele geçiremeyecekler." demiştir. (şarkı sözlerinin bu tek gözlü duvarın önüne denk gelmesi imkansız.)



Çünkü Micheal Jackson, dünyayı kendine "sevgiyle" bağlamış bir efsaneydi.



Taciz vs. gibi komplolara maruz kaldı hem de hiçbir kanıt olmadan çünkü o bu sistemde değildi. Bir yerde ayağının takılıp düşmesi gerekiyordu ve şöhreti giderek darbe yedi.



Bu sistem istemediği herkesi yutuyor.



Eminem de ilk şöhret olmaya başladığı yıllarda bu illetin içerisindeydi ancak son -----ünde ve baba olduktan sonra çok değişti. Recovery'deki (son -----ünün adı) şarkıların sözlerine bakarsanız bunu anlayabilirsiniz. Ayrıca Rihanna ile yaptığı düet de, Rihanna hayranlarını kendi tarafına çekmek amaçlıydı çünkü Eminem bu sisteme karşı çıkmaya başlayınca medya vb. basın organları tarafından sindirilmeye başlandı. Ve eğer susmazsa, bu şekilde sesini duyurmaya devam ederse sonu maalesef Micheal Jackson gibi olacak.



Göreceksiniz. Çünkü sistem dediğim gibi istemediği herkesi yutuyor.



Lady Gaga'ya ödül verdiği sıradaki korku dolu bakışlarını kıyafetinin çirkinliğinden dolayı mı sanıyorsunuz? Tabii ki hayır.



O kıyafetteki mesajdan dolayı dehşete düşmüştü ki son zamanlarda tehdit aldığı söyleniyor. Son resimlerinde teni çok soluk ve gözleri hep çok açık, huzursuz görünüyor. (uyku ve depresyon hapları almaktadır)

Alıntı Face Gördüm paylaşmak istedim


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]





Okumadiklari ve önlerine verilen herşeyi yedikleri için hükmediliyorlar.

Buda türkiyedeki sanatcilar. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

1 +1 = mezhep olayi gibi birsey.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Girdin - girdin , girmedin sonun Michael Jackson gibi.Eminem'i tebrik etmemek bu durumda mümkün degil.

__________________
Rakı geçmişe, bira şimdiye, şarap geleceğe içilir..
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 22 Ekim 2011, 18:40   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Dünyayi yönetenler.




Lady Gaga - Born This Way


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Piramit ve tek göz masonik simgeler



[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Jay- Z ve Kanye West masonik işaret piramit üçgeni



[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Rihanna Rude Boy - Herşeyi gören göz Horus ve masonik yıldız


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

6 köşeli siyonist yıldızı



[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Piramit ve taçlı aslan.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
6li siyonist yıldızı

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
"Princess of İlluminati" ve Bophamet günah keçisi "Rihanna the goat "


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Lil Wayne klasik bende insanım, bende rapçiyim bende aha işte masonum örgüttenim
işareti:p




LadLady Gaga tek göz klasiklerinden bir kaç bukle...

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]





Konu Perius tarafından (22 Ekim 2011 Saat 18:49 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
dünyayi, yönetenler


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık