IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.ircforumlari.net/serbest-kursu/)
-   -   Mülksüzler (https://www.ircforumlari.net/serbest-kursu/693330-mulksuzler.html)

Julide 25 Mayıs 2015 20:38

Cevap: Mülksüzler
 
"Alamut kalesi"ndeki kafalara ulasmissiniz ben yokken (: bu arada sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] cok samimi ifadeler, benim icinse enteresan bir deneyim zira ben cok eski solcu tanidim ama hic eski islamci tanimamistim ya da oylemiydiniz? yani merkez sagdaki bosluk mu yoksa siyasal islam mi yakinlastirdi sizi, biraz da bu irdelenebilir…. donemsel kosullara bakarsak" Merkez sag" daki siyasal boslukta olmus olabilir…

Bir de "cehalet" olarak degerlendirmiyorum "Yalan ne kadar buyukse inanani o kadar cok olur" demis Goebbel … kimdir Goebbel hitlerin sag kolu, zaten hitler in intiharindan sonra "Fuhrer'in izinden gitmekden baska yolumuz yok" diyip, cocuklarini da arsenik ile zehirleyip, fuhrer gibi intihar etmisdir….
Aslina bakarsaniz bu sonuclarin nedeni sizin ya da toplumun cehaletinden cok 12 eylul anayasasi ile birlikte olusturulan egitim ve istihdam politakalaridir…
Bizim egitim sistemimiz deneme- yanilma yani en ilkel ogrenme bicimi… oysaki yasamin dili kurgusu matematiktir… bizim egitim sistemimizde Matematiksel akil yurutme
ve matematiksel akil kullanma becerisi aliskanligi kazandirmak yok, sorgulamak yok, giderek artan dinci ogrenim sistemi ve ezbercilik dayatilmistir…
Bununsa egitim biliminde karsiligi " zihinsel soykirimdir" Kisacasi bu ulkede egitim sorunu var….

Cevre yikimi inanilmaz olculerde - Cevre bilinci yok
Imar rantlari trilyonlari buldu - Matematiksel akil yurutme yok
Fakir kitleler biat kulturu ile kolelestirildi - Sosyal bilinc yok
Yandas basin yaratildi ve Medya ile toplumsal bellek olusturuldu - sosyal analiz yetenegi yok
Cirkin siyaset insaa edildi - Ideolojik bilinc yok

Daha soylencek bir cok sey var da benim vaktim yok (: Platon " demokrasinin esas prensibi, halkin egemenligidir, Ama milletin kendi yonetecekleri iyi secebilmesi icin, yetiskin ve iyi egitim gormus olmasi sarttir. Eger bu saglanmazsa demokrasi otoraksiye gecebilir. Halk ovulmeyi sever, onun icin guzel sozlu demoglar, kotu de olsalar, basa gecebilirler, oy toplamasini bilen herkesin, devleti idare edebilcegi zannedilir" der Devlet kuraminda...bizde ne diyoruz "Sapere aude!" "Aklini kullan" Immanuel Kant misali…. ya da daha cok kitlelere ulasmak icin kehf suresinden yazalim "insan herseyden cok tartismacidir" sorgulayin veya "ikra" bakin bu da ilk ayet "oku"... yalniz varya okulda su kadar siyaset analizi yapsaydim Yuksek lisans yapmistim (:

Düş 28 Mayıs 2015 00:59

Cevap: Mülksüzler
 
Derin mi yoksa sığ mı diye düşünüyorken bir kaç yorumu okuyarak kendime gelmeyi yeğledim. Ancak kavram çatışmaları ile karşılaşmadım diyemem. İlginç ki tam konunun ana düşüncesini okurken bir elimde kahve bir elimde sigara kalakaldım. Mülkün tanımını tabiiki de elimizde olan imkanlara göre sıralamayacağım, çünkü ben veya sizler çok şanslı insanlarsınız. İçtiğiniz kahve veya sigarayı geçin şuraya yazdığınız yazı bile bir mülkün sayesinde. Mülklü ama mülksüzün tekiyim. Birine bağımlı yaşıyorum şuan tabii ki konudaki Neruda gibi değil. Ama genel anlamda bakarsak olaya (aile dışındaki etkenlere) hepimiz hasta ve yorgun değil miyiz? Acaba biz mi ölmeliyiz yoksa bizi öldürmek isteyenler mi? Biz de direniyoruz, tabii direnmeyip de anın tadını çıkaranlar da yok değil. Direnmeden insan nasıl yaşayabilir mi? Denizimiz yok diye, denizsiz mi kalalım? Perdenin arkasında deniz olmasa bile bir yağmur yağdığında gökkuşağı ve toprak kokumuz var kim engel olabilir ki bu duruma? Nazım Hikmetin bir sözü var "yaşamak bir oyun" diye. Gerçekten yaşamak bir oyun değil mi? Sadece oyunu yönetenler zorbacı diye biz çocukluğumuzdaki gibi oyunlardan mahrum mu kalalım.
Konunun siyasi yönü çok tartışılır yazdığımın yazının son metnini güncel bir olayla kapatmak istiyorum, sanıyorum bu olaya nokta gibi bir şey olur.
Geçenlerde haberlerde İzmiri su bastı, yollar çöktü insanlar su da geziniyor gibisinden tırıvırı haberler çıkmıştı bir çoğunuz muhakkak izlemiştir. Ah ne gülmüştüm Dünyanın hikmetini yola bağlıyorlar diye. Bununla kalmayıp prim yaptılar hatta ve hatta reklamlarda çıkıp boy gösterdiler bakın orası kimin elinde o ne yapmış diye. Aradan 1 hafta geçti geçmedi Ankarayı dolu vurdu, bazı köprülerin altı su havuzuna döndü kalmadı temizce yağmur yağdı ha hala daha yağıyor. Acaba şimdi de çıkıp ya biz yağmura engel olamadık Allahın hikmeti mi denilecek. Peki prim çalışması ne olacak. Bu olaya çok güldüm. Paylaşmak istedim.
Yani demem o ki, biri çıkıp bir şeyleri engellemeye çalışsa da yağmur yağmurdur, yağar yağar, kaldırımları öper sonra da mis gibi koku yayar. :)

Julide 28 Mayıs 2015 08:03

Cevap: Mülksüzler
 
Ortalama bir kariyer icin elinden geleni yapmisti. Cocuklugundan beri ortalama okullarda okumus, ortalama arkadasliklar kurmustu, Asiri uclardan hep uzak durmustu...Cogu bilincsizce, bir kismini ogretilenlerin bilincinde, ilkokul,ortaokul,lise uygulayip durmustu....Hic sinifta kalmadan planlamisti hayatini...Isyan ettigi ya da icinde firtinalar koptugu anlar oluyordu ama bunlar sadece anlardi ve yasamin akisini etkilememeliydi asla... O akilliydi yasamin kucuk aldatmacalarina, gonulcelenlere, sorunlara, bunalimlara takilamazdibutun bunlar "sorunlu" ve inancsiz, sorumsuz insanlara ait budalaliklardi... ve butun bunlarin acisini cikaracakti su fakulte bitsindi...

Buyuk sehirdeki ortalama bir universiteye girmisti artik...Mahalledeki cocuklarin hepsinden iyiydi; annesi babasi ellerinden geleni yapmislar artik gurur duymaya hak kazanmislardi... Universite yillarinda ortalama bir fizik. ortalama bir surat,ortalama bir zeka ve espri yetenegi ile bir kac kizla bazi iliskileri olduama oyle kizlara asik olmamak gerekirdi dersler vardi,lisedeyken de boyle olmustu boyle ufak tefek seyler ama ask onun gibi sorumluluk sahibi insanlarin isi degildi, belaydi butun bunlar bela....

Okulda bir suru salak oglan ve kizlar vardi gittigi partilerde gordugu, icip dagitip asik oluyolr ve dersleri beceremiyolardi... Edebiyatta okumayip siir yazanlara varincaya kadar salak doluydu etraf... Ne olacakti bunlarin sonu anne babalarina yuk olup evden para alip duruyolardi... Oysa o hic sinifta kalmadan ortalama bir dereceyle okulu bitirmisti iste.... Acikcasi cok soru sormadi, cok soru sorulmasini da istemedi.... Ne olacakti ki taniyinca birbirini...Kimin kime faydasi vardi... Sistemini kurmustu,hersey yolundaydi... Saglikliydi, universite takimina girememist ama egzersizle saglikli bir vucut kazanmisti, sigara icmiyordu,sadece bir kac kere arkadaslariyla beraber icki icmis ve aslinda pek hazzetmemisti...

Soyledim ya cok soru sormadi kahramanimiz, sorgulamadi,onune konulani yedi ve sizin soru sormanizi da cok sevmedi acikcasi beli ac kalirim dusuncesiyle elinden gelenin en iyisini yapti, iyi notlar,torpilli askerlik, askerlik sonrasi beklemedigi iyi bir es, ortalamanin uzerinde bir is.... cok gecmedi karisi alti aylik hamileyken ilk terfisini aldi... ve dogum sirasinda (toplantidaydi ama olsun) saglik bir oglu olmustu ailenin ilk torunu, karisi da saglikliydi... her zaman ki gibi hersey yolundaydi ama aslinda bu onun eseriydi... dogru doktor, dogru kontroller, ozel hastahane... Normal olarak kendine benzeyecek saglikli bir oglu olmustu ortalama bir fizik ortalama bir zekaya sahip ama onun icin dunyanin en guzel cocuguydu... Butun birikimini aktaracakti ona.... butun yillarca ucuz marketleri gezip ucuz zeytinyaglarini alarak aradaki farki hesaplamisti ve aradaki bu fark hicte azimsanmayacak bir farkti... deterjanlar ve cocuk bezleri icinde boyleydi... Onun icin bankada bir hesap acmisti ve bu maddi birikimiydi ama asil bildiklerini anlatacakti ki Cem (ogluna verdigi ad) bilsin ve o da ogluna anlatsindi.... Ardindan karisi ailesi ve is arkadaslari dediler ki; Cem SIKILIR tek basina ona bir kardes lazim....
Ardindan Didem (nedense) geldi... Cem ve Didem'in ikinci isimleri dede ve babaanneye aitti...Sonra dede oldu ve yasam devam ediyordu... Keske Cem in sunnetini gorebilseydi...

Gurur duyulcak bir hayat yasiyordu ve hala marketlerde ozel indirimlerden yararlanip ucuza denk getiriyordu.... biraz daha yukselmisti kariyeri ustelik cok uluslu bir sirkette... Butun hersey Cem ve Didem icindi aslinda,Kooperatif denk getirdi sonra akilli bir yatirimdi... Bir kac yil icinde sehrin ortalama bir muhitinde ortalama bir evi oldu, kendinindi.... ama hic beraber tatile gidemediler....
Sirada sirketin ona verdigi arabanin yanina karisina da bir araba almak kalmisti.... Inanmazsiniz ama hersey yolunda gidiyordu... Butun bunlar Cem ve Didem (nedense) icin de gecerliydi... iste bir basarma hikayesinin perde arkasi, perdelerimizi mutlu sonla kapattik...

Bu oykude bahsi gecen karakterlerin butun gercek karaterlerle ilgisi vardir....ve ben bunlari bir sise absolut un son dublesinde son sigaramin yuregimi isitan atesi ile yazdim... soz ucar yazi kalir rock'n roll forever.... hic kendimizi kandirmayalim bizi bekleyen hikaye bu...sistem bize mulku dayatir...

Psinoza 28 Mayıs 2015 12:05

Cevap: Mülksüzler
 
Tarih boyunca medeniyet ve devletler birey yada belirli bir zümrenin çıkarını esas alan ve onun etrafında ördükleri erk,e meşrutiyet kazandırmak ve onu diğerlerinden korumak için aldıkları tedbirlere yasa dediler
Yaşamın olağanlığı ile çelişen bu yasalara itiraz edenleri kötülüğün kaynağı olarak betimlediler ve gücünü zordan alan askeri yada politik manevralarla ya kontrol altında tuttular yada imha ettiler
İstisnasız medeniyet ve devletler bir bütün olarak bu döngüyü uyguladı bunun dışında yaşayanları kanunsuz olmak ve yeryüzünde bozgunculuk yapmak ile itham ettiler
İlginç olan yaşamın olağanlığı ile çelişen bu yasaların karşısında dönem dönem adına kanunsuz denilen ancak uyguladıkları kanunlar yaşama daha uygun olan insanların deneyimleri devletler ve medeniyetlerden daha fazla ahlak, insaf,merhamet ve daha fazla adalet barındırdı
Hiç bir yazılı yasa olmamasına rağmen insanlar dün nassau,da, sürgünlerin yurdu sibirya gulaglarında, toplu sürgün ve kıyıma tutulma zamanlarında.. bugün devletdışı oluşumlarda ,cezaevlerinde , bu yasaları uyguladılar ve devletlerden daha adilane davranabildiler
Hiçbir devletin kanununda nassau,lu korsanların mal paylaşımı kadar eşitlik sağlayan bir yasa ,
Hiçbir devletin kanununda sibiryalı sürgünlerin dokunulmaz kıldığı hususlar kadar adalet uygulayan bir yasa
Hiçbir devletin kanununda sakat yada yaşlıya zor kullanmayan siyahi mafya kadar ilkeli ve tutarlı yasa yoktur
Dünyada ve türkiyede sorunun temelini teşkil edenler topluma karşı kendi yasalarını uygulayan sistemdışı insanlar değildir ,
Aksine sorunun ana kaynağı kendini medeni ahlaklı vicdanlı diye pazarlayan devletler ve bu klişeleri hakikatmişçesine yaşayan ve dayatan toplumlar ve bireylerdir
Her devletin ve toplumun ayrı yasası olsada, Nihayetinde tek gerçek yasa hayatın kendi yasasıdır....

the miskin 30 Mayıs 2015 06:20

Cevap: Mülksüzler
 
Anlati odur ki: MorteFlore, fasist cunta tarafindan cezaevine cevrilen forumdan uzaklastirilmistir. Ne dersiniz mulksuzler ?

Kusuruma siz bakin. Cunku en guzel siz bakarsiniz. Cunku otekinin fikirlerini bicimlendirmekten, bakis aciligina sablon-sablon kosmanin hadsizliginden imtina etmis bir siz varsiniz su temasada.
Kusuruma bakin; bir "kopek olduren" senligi etrafinda topladim kendimi. Bir '80 li senelerin Bogaz'a nazir bohem hayati, deniz goren yalnizliklari ve bilge serserileri festivalince yasadim bu konu basligi altinda toplanmisliklari. Forumum sahil boyunca mudavim yaratan ilk mekani gibi geldi bana. Bir yere ait olma ihtiyaci gibi. Burada kah muhabbete, kah kendimize daldik. Monolog-diyalog renginde, hayatin hirs ve rekabet hizliligindan uzaklasip; bir erdem arayisinda durdurduk gecemizi. Sinemagraf bir calismasi vardi nazarimda. Hersey parcaciktan olusurken kuantoforumda; bir dalgacik akiskanligi vardi buranin. Kimin kim, nereden ve hangi cinsiyetten oldugununun bir onemi yoktu. Tipolojik yaklasimlarin paradigmalari; bize enjekte edilmislikten nasibini alamayacak kadar sadeydi. Sen vardin, duygu ve fikirlerin vardi ve bu yetiyordu. Nihayetinde kendine donmeye baslardin, fakat ne goruyordun? O da senin gorebildiklerin kadariylaydi ve bu kafiydi. Kusuruma bakin; tam da son paylasimina ironik denkgelmisligiyle, bir baska mevzuda, meramini dile getirmesi sebebiyle uzaklastirilan @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ye yapilan haksizliga
kayitsizligimin "guzel marmara", "efes", "mutuk" rengindeliginin "kopek oldurgenligi" tadi var. Su ana kadar olan paylasimlari tekrar okuyup, kendi nacizaneligimden; son yasanan hadiseyle iliskilendirdigim bir ozet tezahur etti dimagimda. Kusuruma siz bakin, ben bir toparlayacagim meramimizi; salt kendi heyecanimdan...

-"Sili li bir arkadasim vardi okulda, soyledigi birseyden cok etkilenmisdim, Kendisini cok sansli sayiyordu cunku bana "asla anlayamayacaksin Neruda'yi ana dilinle okumak ne demek" demisdi..."

-"K*çımızı yerleştirdiğimiz koltuğun, diz üstü bilgisayarından en sevdiğimiz kupalı bardaklardan kahvemizi yudumlar iken yazıyor olmanın neresi ''mülksüzlük'' olacaktır bilemem. Pek tabiki değildir elbette."

-"Bu mülksüzlük mevzusu aslında beşeri bilimlerin temel sorunlarından birisidir. Ben buna varoluş reddiyesi olarak bakıyorum. Ev bark değil sadece, toplumun da reddi bu.
Ben mülkün fikir ve beden olduğunu düşünüyorum."

-"Şiddeti meşru görmeyenler ise yasal devlet (ki buna hukuk kılıfını bulurlar ya da yasaları örnek gösterirler) şiddetine maruz kalırlar."

-"Eğer Nötralizm, tüm toplumlar tarafından benimsenmiş olsaydı daha adaletli bir dünya ve yaşanabilir toplumlar üretilebilirdi Daha da önemlisi bu sistemi halk içine indirgeyerek.
insanlara benimseterek toplumsal dayatmadan uzaklaştırılabilir bilinçli nesiller yetiştirilebilirdi. Aslında bu yazımın ana fikri insan psikolojisi, toplum bilimleri, sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal bilimsel duruşların hayatın içindeki yerini Nötralizm'i içine şırıngalamalıdır. Bizim gibi üçüncü sınıf ülkelerde Totalitarizm mutlak hakim olduğu, toplumsal dayatmanın ve günü kurtarmanın bir yaşam tarzı olduğu günümüzde, gelecek nesillere iyi bir gelecek, özgür ve yaşanılabilir bir dünya bırakmanın kaygısında olanların daha fazla gayret göstermesi gerekiyor."

-"Aslında bir önceki yorumumda bir çelişkiyi belirttim o noktadan devam edeyim. Mülk = fikir ve beden dedim. Bu noktadan hareketle günümüz dünyasında hepimiz mülksüzüz. Evet fikirlerimiz var ama belirli seçenekler arasından bunları seçmek zorundayız."

-"Çevre den bahsetmişken sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] toplumsal normlar, yaptırımlar aracılığıyla bireylerin davranışlarını biçimlendiriyor, bunun sonucunda da sürekli tekrarlanan normlar bir müddet sonra alışkanlığa dönüşüyor. Toplumsal normlar, bireyler arası ilişkilerin kurulmasında da önemli bir etkiye sahip diye düşünüyorum, toplumun ekonomik yapısı, kültürü, inançları gibi çeşitli etkiler den bahsedebiliriz."

-"Aslina bakarsaniz bu sonuclarin nedeni sizin ya da toplumun cehaletinden cok 12 eylul anayasasi ile birlikte olusturulan egitim ve istihdam politakalaridir…
Bizim egitim sistemimizde matematiksel akil yurutme ve matematiksel akil kullanma becerisi aliskanligi kazandirmak yok, sorgulamak yok, giderek artan dinci ogrenim sistemi ve ezbercilik dayatilmistir… Bununsa egitim biliminde karsiligi " zihinsel soykirimdir."

-"Tarih boyunca medeniyet ve devletler birey yada belirli bir zümrenin çıkarını esas alan ve onun etrafında ördükleri erk'e meşrutiyet kazandırmak ve onu diğerlerinden korumak için aldıkları tedbirlere yasa dediler Yaşamın olağanlığı ile çelişen bu yasalara itiraz edenleri kötülüğün kaynağı olarak betimlediler ve gücünü zordan alan askeri yada politik manevralarla ya kontrol altında tuttular yada imha ettiler.İstisnasız medeniyet ve devletler bir bütün olarak bu döngüyü uyguladı bunun dışında yaşayanları kanunsuz olmak ve yeryüzünde bozgunculuk yapmak ile itham ettiler."

Hayatta, kimsenin takipçisi olmayan ve kimsenin onu takip etmesini bile istemeyen, kimin ne dediğini umursamayan , kendi gibi olmayı ve yaşamayı düstur edinmiş,
hayatı topa gelişine vururcasına, su da taş sektirircesine, eli cebinde dolaşırcasına yasayanim, MortecimFlore. Baslattigin bu konu basligindaki naciz paylasimimi senin ucsuz, bucaksiz zaviyenin mulksuzlugune kaldiriyorum.

"Putların dahi Ibrahim'lik iddiasında bulunduğu bir Cağ'da bizden beklenen Ismail olmak."


Anılarda görünür, düşlerde görünmez insan
Düşlerde görünen anlamlardır
Özelliklerdir bir de belli belirsiz.
Ve
İnsansız anı yoktur. Var mıdır?

Run 30 Mayıs 2015 19:57

Cevap: Mülksüzler
 
Sevgili the miskin yazdığın yazının ilk satırı zaten her şeyin özeti olmuş, toplumsal dayatmanın hat safa ya ulaştığı günümüzde başkalarının düşüncelerini kendi düşüncesiymiş gibi yaşamını sürdürecek kadar sığ ve kimliksiz bireyler meydana gelmiştir.
Toplum içinde yaşayan bireyin, o toplumdaki yerini, konumunu ve mevkisini belirleyen özelliklerine toplumsal “statü” diyoruz, MorteFlore gibi doğuştan sahip olmadığı, kendi çaba ve gayretiyle sonradan elde ettiği kazanılmış statülere sahip bilgili, donanımlı, kültürlü birinin.
Kazanmak için herhangi bir çaba sarf etmediği, doğuştan kendisinde var olan statüler den başka hiç bir özelliği olmayan kişiler tarafından, dışlanması acınası bir durum diye düşünüyorum.

throwing 02 Haziran 2015 23:18

Cevap: Mülksüzler
 
Arkadaşlar merhaba, Morteflore ben (:

Tekrar atılmadan hemen yazayım, bunun için kısa tutacağım.
Öncelikle hepinizi selam ve sevgilerimi yolluyorum, malumunuz ''forum üyesine'' hakaretten Kasım ayına kadar bir süreli uzaklaştırılma cezası aldım, bunun neticesinde ''banım kalksın, kalkmasın'' tekrardan buraya girmeyi düşünmüyorum. Atılmamın neticesinde sarf ettiğiniz çaba ve fikirlerden ötürü hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Az da olsa bir birlikteliği ve güzel bir paylaşımı sağlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Aslında son kez gitmeden önce kendimle ilgili biraz da olsa bilgi vermek isterim (:
21'inci yaşıma gün sayıyorum, yerel bir radyoda dj'lik yapıyorum, hayata hep umutla baktım, insanları sevmeye çalıştım ve bunun için sürekli mücadele ettim.14-15 yaşlarımda cezaevinden, açlık grevlerine, işkenceden, türlü türlü açılan davalara kadar bir çok şey gördüm, yaşadım. Çeşitli tramvalar, psikolojik sorunlar ve neticesinde asosyal yoksul bir hayatın cefasını çekmekteyim..
Yaşın genç halen, önünde çok şey var dediğinizi duyar gibiyim. Var evet ama artık zamanla zevk aldığınız bazı şeylerin tadının kaçmasıyla birlikte pekte bir şey kalmıyor insanın önünde. Bu aralar baya bildiğiniz nihilizm havalarındayım ama melankoliden de hiç hoşlanmıyorum yahu (:
Uzun uzadıya bir birliktelik ve paylaşım içerisinde olmak isterdim, yinede yazılarınız ve aydınlatıcı, öğretici fikirleriniz ile beni onure ettiğinizi belirtmek isterim. Ayrıca unutmadan açtığımız bu güzel konu başlığı altında sürekli yazmanızı dilerim, ne konuda olursa olsun, eminim burayı okuyacak kişiler zevk alacaktır, çünkü ben çok zevk aldım.. Hepinize sevgiler, selamlar.. Şiir, aşk ve selam ilee..


Sevmek ve nefret etmek; benimsemek ve itmek; sıkı sıkıya yakalamak ve bırakmak; özlemek, arzulamak ve nefretle reddetmek: işte aklın hastalığı budur.

Henry Miller / Neksus

the miskin 04 Haziran 2015 00:18

Cevap: Mülksüzler
 
Toplam 1 Eklenti bulunuyor.
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], admin sakaci birine benziyor olmali ki henuz nickin banlilar listesine throwing yapilmamis .)
Gerci her halukarda artik gelmeyecegini yazmissin. Uzuldugumu belirtmekle birlikte tekrar aramizda gormeyi umit ediyorum. Asagida gerek kitabi yazilmis, gerekse filmi cekilmis, okumus/izlemislerin bir cogunu etkilemis, gezgin biraz da bezgin bir baska mulksuzden bahsetmek istedim. Kahramanimizin ablasi onun icin "Onu daha 4 yasindayken gecenin 3 unde komsularin mutfaginda, bir iskemle uzerinde, cekmecelerini sekerlemeler bulmak icin kurcalarken bulurdum. Simdi tabiatin hangi cekmecelerini kurcaliyorsa, eminim cok guzel seyler buluyordur" der. Artik gorusemesek de @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], seni de guzel seyler bulmak adina sagi solu kurcaliyan biri olarak hatirlayacagim. Sevgilerimle.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mulkiyet hirsinin, hayatin gercek zevklerini ve manasini korelttigini dusunuyordu Christopher Mccandless. Ve cocuklar Ana rahminden, dogayla olan bagindan koparilmis bir yigin trans halinde yasayan insan avuclarina dusuyordu. Kendileri icin coktan kurgulanmis mizansen ve beklentiler rollerine, sahne sahne doguyordu; bir sonraki perdeye gebe kalmak icin bu sacmaliktan. O da bir cogu gibi, hicbir zaman iyi anlasamadigi ailesinin dogrulugundan sual olunmaz beklentilerini gerceklestirmek icin universiteden mezun olmus, artik kariyer sahibi olmaliydi. Yalniz onun icinde daha kucuk yaslarda varligini hissettigi; kurumlara, otoriteye, beton yiginina, trafige ait olmayan bir serguzest ete kemige burunmeye basliyordu. Artik isler boyle gitmemeliydi. Gidemezdi. Bu fasilasiz zorunluluklara artik tahammulu kalmamisti. Bu lanet olasi deli sacmasi donguden kacip, kendi icine dusmeliydi gezgin Mccandless. Yoklugunu hep hissettigi tabiata dogmaliydi. Bir sabah hatri sayilir tum dolarlarini bir hayir kurumuna bagislamis, yanina Henry David Thoreauen, Lev Tolstoy, Jack London gibi cok sevdigi yazarlarin kitaplarini ve kendine "Alexander Superberdus" takma ismini almis, gemileri yakmis, sirra da kadem basmisti...

96 da cok satanlar listesinde kalan "into the wild" Jon Krakauer'in, Christopher Mccandless'in bu macerasini konu alan kitabidir. Okunasidir. Bir de uzerine ayni isimle Sean Penn yonetmenliginde filmi cekilmistir. Izlenesidir. Ayrica film, oturdugumuz koltuklarimizda cogumuzun icinde yatan cesur rebeli oksarken, Eddie Vedder'in harika muzikleri de dinlenesidir.


Oh, bana bir gizemdir bu
Acgozluyuz, birlikte aldigimiz kararla
Ve sana gore sen ihtiyacindan fazlasini istemek zorundasin
Herseye sahip olana kadar ozgur olamazsin

Toplum, sen cilgin bir tursun
Yapayalniz degil, bensiz olmani umit ederim

Sahip oldugundan daha fazlasini istedigin zaman
Ihtiyacin kadarini dusun
Ve isteklerinden daha fazlasini dusundugun zaman
Dusuncelerin kanamaya baslar
Bence daha buyuk bir ev araman lazim
Cunku sahip olduklarin dusuncelerinden daha fazla oldugu zaman
Daha fazla dinlenmeye ihtiyacin olur

Toplum, sen cilgin bir tursun
Yapayalniz degil, bensiz olmani umit ederim
Toplum, gercekten cilginsin
Yapayalniz degil, bensiz olmani umit ederim

Eddie Vedder - Society

Run 16 Haziran 2015 22:06

Cevap: Mülksüzler
 
İki farklı dünya, iki farklı gezegen, iki farklı düşünce sistemi, toplumsal yaşantının iki farklı örgütlenme biçimi.. Mülksüzler, sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Anerres den selamlar :)

Psinoza 19 Kasım 2015 20:00

Cevap: Mülksüzler
 
Bir daha giripte yazmayacaktım ama tükürdüğümüzü yalayan biz olalım.
Ezilende biz, sömürülende
Terkedilende biz, aldatılanda
Özlem ile yanıp tutuşan biz, hasret ile kavrulan da
O @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] buraya gelecek!

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] , @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] , @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] , @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] , @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Merhabayın çok sevgili cağğnımm mülksüzümlerim!!


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:19.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk