IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 02 Ocak 2012, 21:34   #41
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




HATAY’DA BİTKİ ÖRTÜSÜ

Hatay İli ülkemizin güneyinde, İskenderun Körfez’inin doğu kıyılarında yer alır. Yüzölçümü 5403 km² olup, İlimiz topraklarının % 46’sını dağlar, % 33’ünü ovalar ve % 20’sini platolar oluşturur.

İklim özelliklerine paralel olarak ilin doğal bitki örtüsü ormanlardan oluşsa da günümüzde birçok bölgede ormanlar tahrip edilmiş, yerlerini maki türleri almıştır. Bunlar mersin, defne, keçiboynuzu, zakkum, delice ve katırtırnağı gibi bodur bitki türlerinden oluşur. Makilerin de tahribata uğradığı alanlarda ise odunsu bitkilerden oluşan garig toplulukları ortaya çıkmıştır. Bugün insan tahribatından uzak ve korunan alanlarda kızılçam karaçam, göknar, meşe ve ardıç gibi türlerden oluşan karışık ormanlar yer alır. Ayrıca Amanos Dağları’nın Dörtyol’un doğusuna denk gelen kısmında kayın, fındık ve ıhlamur gibi Karadeniz bitki örtüsüne ait türler görülür.

Türkiye orman yönünden zengin bir ülke değildir. Ülkemiz ormana elverişli olacak arazi bakımından zayıftır. Ülkemizin % 27.2'si ormanlarla kaplıdır. Bu da 21.188.747 hektar ormana tekabül etmektedir. Ormanların % 24’ü Karadeniz, % 20’si Akdeniz, % 18’i Ege, % 15’i Marmara, % 11’i İç Anadolu, % 8’i Doğu Anadolu ve % 4’ü Güney Doğu Anadolu’da bulunmaktadır.

İlimizin toplam alanı 540.300 hektar olup, % 39’u ormanla kaplıdır. Bu oran 210.976,9 hektara tekabül etmektedir.

Bir bölgenin ormanlık sayılabilmesi ve kendi kendine yeterli olabilmesi için topraklarının en az % 25’inin ormanlarla örtülü olması gerekir. İlimiz orman varlığı açısından zengin bir alana sahip olup, ormanlık alanlarımız Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir.
Amanoslar Akdeniz Bölgesi'nin doğu ucunda, kuzeygüney yönünde 175 km uzanan bir dağ silsilesidir. Akdeniz kıyısından 2268 m'ye kadar yükselir.

İlin orman varlığına bakıldığında ormanların büyük bir kısmının bulunduğu Belen ve Erzin ilçeleri arasındaki Amanos dağlarının yüksek kesimlerinde İskenderun Körfezi’nden gelen nemin çok büyük bir etkisi olduğu bilinen bir gerçektir. Amanoslar Akdeniz’den gelen yağmurları iç kesimlere bırakmadığı için Amanoslar’ın denize bakan yamaçları gür ormanlarla kaplıdır. Özellikle Erzin bölgemizin yüksek kesimlerinde kayın, gürgen, ıhlamur gibi ülkemizde yoğunlukla Karadeniz bölgesinde görülen bitki türleri mevcuttur.

Amanos dağlarında 0-500 m arası bölgede genellikle Keçiboynuzu, Zeytin, Sakız, Sandal, Kermes Mesesi, Sütleğen, Kızıl Çam, Mersin, Halep Çamı, 500–1000 m arası bölgede genellikle Kızıl Çam, Defne, 1000–1500 m arası bölgede Meşe türleri ve Gürgen ormanları, 1500–2000 m arası bölgede Karaçam, Sedir, Köknar görülür.

Amanos dağlarında yapılan floristik çalışmalarda 91 familya 419 cins 880 tür ve türaltı takson tanımlanmıştır. Türkiye florasında 850 cins tanımlanmıştır. Amanosların Türkiye’de bulunan bitki cinslerinin yarısını içerdiği görülmektedir.


Entansif Tarım

Entansif tarımın yapıldığı alanlarda bitki deseni olarak buğday, endüstri bitkileri, sebzeler, zeytinlikler, yağlı tohumlar, narenciye, meyve, tarla sebzeciliği, yem bitkileri üretimi yapılır.

Hatay ili tarım arazisinin % 56’sı tarla arazisi, % 19’unu zeytinlik arazi, % 11’i meyvelik arazi, % 12’si sebzelik arazi, % 2’sini bağ arazisi oluşturmaktadır.

İlde bitkisel üretimde ilk sırada tarla ürünleri yer almaktadır. Tarla ürünleri içerisinde hububat ilk sırada yer alırken, endüstri bitkileri de ikinci sırada yer alır.

İlde hüküm süren ılıman Akdeniz iklimi koşulları sebebiyle sebze ve meyve üretimi gelişmiştir. Bu ürünlerin başında narenciye, zeytin, havuç, kavun, trabzon hurması, maydanoz, taze soğan, sarımsak ve marul gelmektedir.

Hatay ilinde bitkisel ürünler üretimi içerisinde Ekiliş alanı açısından % 56 ile ilk sırada yer alan hububatları % 41 ile endüstri bitkileri izler.

İlimizde tarım alanlarının % 15’inde sebze üreticiliği yapılmaktadır. İlimizde sebze üretimi içinde % 70’lik bir payla meyvesi yenen sebzelerin üretimi önde gelmektedir, bunu yaprağı yenen sebzeler takip eder. İlimizde üretim miktarları bakımından en önde domates ve biber gelmekte olup, bunu patlıcan, salatalık, kavun, kabak, taze fasulye ve maydanoz takip eder.

İl tarım alanlarının % 32’ini meyvelik arazi oluşturur. İl genelinde 2005 yılı itibari ile 70.807 hektarlık alanda turunçgiller, taş çekirdekli meyveler, üzümsü meyveler, yumuşak çekirdekli ve sert kabuklular olarak dağılım göstermektedir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 02 Ocak 2012, 21:35   #42
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




HATAY HALK DANSLARI (HALK OYUNLARI)







Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Hatay'ın halk oyunları “Halay Yöresine” girer. Halaylar davul,zurna eşliğinde oynanır. Konularını toplumsal, insansal üretim ilişkilerinden alır. İnsan-tabiat-hayvan ilişkileri, toplumsal ilişkiler (aşk, sevgi, yiğitlik, kavga, savaş, kıskançlık, kız kaçırma, kardeşlik, dini öğeler ...) ve ekonomik faaliyetler hep halk oyunlarının konusudur.
Halk oyunları halkın ortak duygu,düşünce ve yaşantılarını yansıtır. Sanat değeri üstün bir anlatım aracıdır. Destan (öykü), oyun, giysi, müzik, dans, iç içedir. Bu yüzden folklorun en geniş, en zengin, dalı halk oyunlarıdır. Yörede uzun yıllar sağlıklı bir araştırma yapılamamış ve Halkbilimin diğer öğeleri gibi Halk oyunlarımızın da bir çok özellikleri günümüze kadar ulaşamamıştır. Yapılan çalışmalar dar kapsamlı olmanın ötesine geçememiştir. Dönem dönem yapılan bu alışmalardan elde ettiğimiz bilgilere göre yörede 32 oyun tespit edilmiştir. Bu oyunların birçoğu halen oynanmaktadır. Ancak oyunlarla ilgili sağlıklı bilgiler derlenememektedir. Bunun nedeni yukarıda sözünü ettiğimiz gibi zamanında yeterli çalışmaların yapılamaması ve şu an yaşayan kaynakların yeterli bilgiye sahip olmamasıdır. Yaptığım çalışmalarda ortaya çıkan bir diğer konuda hemen hemen aynı ezgi ve adımlara sahip bazı oyunların ova ve dağ bölgesinde farklı isimlerle oynanmasıdır. Ritimde de bazı farklılıklar görülmektedir. Bunun da en büyük nedeninin iklim farklılığından ortaya çıkıyor olmasıdır. Ayrıca ilimiz Reyhanlı ilçesinde uzun yıllardır yaşayan çerkezlerin oynadığı oyunlar da bulunmaktadır. Ancak bu oyunlar Reyhanlı'nın dışında pek oynanmamaktadır. Bu oyunların isimleri;
1. Çeçen 2. Aspura 3. Kate 4. Viğ
Oyunların figürleri incelendiğinde üç ortak özellik belirlenmiştir. Bunlar yöre oyunlarının çoğunda görülmektedir.
1.Ayakların kuvvetlice yere vurulması
2.Omuzların titretilmesi.
3.Oyunlarda hayda ve zılgıtın fazla olması
Yörede tesbit edilen oyun isimleri ve kaynak kişilerin bazı oyunlar ile ilgili verdiği bilgiler aşağıdadır.1-Arji (Çiftayak 17-Deli Arap
2-Aşe 18-Depki
3-Bağdatın Hamamları 19-Dokuz buçuk (Dokuz ayak)
4-Cendermeli 20-Dönderin kızlar (Havuş)
5-Debil 21-Eli elime değdi
6-Demirci 22-Garibin ayağı
7-Garibin ayağı 23-Koyser
8-Güzel han 24-Küllük
9-Galata 25-Pamuk
10-Halebi 26-Rişko
11-Hatay Şirvani 27-Serji
12-Hızemi 28-Suzani
13-Hızmalı 29-Şamta
14-Kaba 30-Valde
15-Kırıkhan 31-Yağlık kenarı
20-Kıramık dalları 32-Zennube
HATAY HALK OYUNLARI VE HALK MÜZİĞİ

HATAY HALK DANSLARI (Halk Oyunları Öyküleri)





BAĞDAT'IN HAMAMLARI
Antakya'da hamam kapatma belli başlı geleneklerdendir. Genellikle evlenecek olan erkek tarafı kınadan iki gün önce gündüz kadınlar için, gece erkekler için hamam kapatırlar. Hamama gidecekler önceden davet edilmiş yakınlardır.
Erkeklerin eğlencesi içkilidir, kadınlarda içki bulunmaz. Bu geleneğimizin en önemli amacı düğün öncesinde eğlenerek temizliğin yapılmasıdır. Çeşitli yemekler ve meyveler daha önceden hazırlanır ve hamama götürülür. Mutlaka çiğ köfte ve kısır yapılır. Hamam geleneğinden en sonunda olayın tatlıya bağlanması için künefe dağıtılır. Her iki grup da çalgıcılar getirilir.
Hamam eğlencesi sırasında türküler söylenir, oyunlar oynanır. Bu oyun geleneğimiz içinde ortaya çıkmıştır. Günümüzde hamam geleneği gittikçe yok olmaktadır.
Oyun ise bütün düğünlerde oynanmaktadır. Oyunda söylenen türkünün sözleri şu şekildedir;

Bağdat'ın Hamamları Bağdat'a giden olsa
Yanıyor külhanları Yarimi soran olsa
Ne acaip baş bağlar Yıkarım seni Bağdat
Antakya hanımları Yarime bir şey olursa

Aman meleğim Aman meleğim
Nasıl edeyim Nasıl edeyim
Seke seke seke Seke seke seke
Gel yanıma Gel yanıma

Oyun 1985 yılında, şu anda 54 yaşında bulunan emekli öğretmen Adil ARIK'tan öğrenilmiştir. Kaynak kişi oyunu görev yaptığı köylerde görmüştür.
Yörede kızların oynadığı bir oyundur. Genellikle 10-12 kişi oynar çizgi ve yarım daire formları kullanılır.

KOYSER

Bu oyunumuz Hatay ilinin Türkiye Cumhuriyetine ilhakı zamanında halkın coşkusunu ve sevincini dile getirmesi sırasında ortaya çıkmıştır. Oyundaki ayak hareketleri yorgunluğu ifade eder. Daha sonra hızlanan ayak hareketleri düşmana karşı dinç olduğunu gösterir ve ardından sağ ayağın yere vurulması düşman başının ezildiğini anlatır.

Oyun 1978 yılında 70 yaşındaki Mehmet GÜN'den öğrenilmiştir. Geçimini davul çalarak sağlayan kaynak kişi oyunları babası Ali Çavuş'tan öğrenmiştir.
Oyun 8-10 çift kişiyle karma dizide oynanır. Daire ve yarım daire formları kullanılmaktadır.

DÖNDERİN KIZLAR (HAVUŞ)


Kelime anlamı dört tarafı kapalı bir eve ait bahçedir. Gelinin damat evine gelişinde bahçede oynanan oyundur. Halayı oluşturan bekâr kızların sevdiklerine mesaj gönderdikleri ve evlenen gençlerin sevinçlerine katılma yanında kendi mutlulukları için arayış içinde olduklarını anlatırlar. Oyunda daire biçimine gelindiğinde mesajlar ortaya çıkar.
Dönderin kızlar dönderin
Yare selam gönderin
Yar selamsız oluyor
Bir çift mendil gönderin

Oyun 1985 yılında halen Mustafa Kemal Üniversites'inde öğretim görevlisi olan Murat BAHADIRLI'dan öğrenilmiştir. Kaynak kişi bu oyunun Reyhanlı ilçesinde yöredeki kız dizisiyle oynandığını ve genellikle 8-10 kişi tarafından yarım daire ve daire formlarında oynandığı belirtmiştir.

ZENNUBE

Geçmiş tarihlerde Anadolu'nun değişik yerlerinden göç ederek Hatay'ın çeşitli yerlerine gelen ve bir süre kaldıktan sonra tekrar göçen oba veya aşiretlere yörede göçmen denmektedir. Göçmenler yerleşik halka kız vermez ve onlardan kız almazlar. Töreleri böyledir. Bunu herkes böyle bilir. İşte bu törenin tam anlamıyla geçerli olduğu bir dönemde göçmenler arasında güzelliği ile ün yapmış Zeynep adında bir kız vardır. Bunu Antakya'lı bir genç görür ve sever. Ama kızı istemeye bir türlü cesaret edemez. Çünkü törelerine bağlı göçmen ailesi bu kızı yerleşik bir gence vermez diye düşünür.
Çaresizlik içindeki sevdalı genç Zeynep'i bir yakınının evine çağırtır, Zeynep ilk önce delikanlıya umut vermez, ancak o da temiz bir aşkla genci sever. Her ikisi de bunu sonu olmayan bir sevda olarak düşünürler. Ama ne var ki sevdadır bu. Aşık delikanlı konuyu ailesine açar. Ailesi oğlunu vazgeçirmek için “Oğlum bunlar bugün buradaysalar, yarın başka yerdedirler, bu sevdadan vazgeç” der. Ancak kimse söz dinletemez oğlana, kimse vazgeçiremez onu bu sevdadan. Kızı istemeye karar verirler. Ancak töreye aykırı bir olay olduğu için, oğlan tarafı çekine çekine, ürkek tavırlarla giderler kızı istemeye, bu durum oyunumuzda yer almaktadır. Sonunda kızın babası Zeynep'i bu delikanlıya verir. Kız ile delikanlı muratlarına ererler. Ancak kızın babası göçmenler arasında töreleri çiğneyen bir insan olarak hoş görülmez ve bu diyarlardan, kızından, akrabalarından kopup başka yerlere gider. Her yerde her zaman güzelliğinden bahsedilen Zeynep, göçmenler arasında hep “ZENNUBE” diye anılmış, Zeynep'i istemeye gelen oğlan tarafının çekingen durumları alay konusu yapılmıştır. Göçmenler arasında nerede, ne zaman bir düğün olsa bu olay hatırlanır. Zeynep'i istemeye gelen tarafın durumları alay konusu yapılarak oynanır. Ve yöre halkı bu oyunu benimseyerek ve kendi kültürleriyle yoğrularak bugünkü haline getirmiştir.

Oyun 1982 yılında 40 yaşındaki Mehmet KONUŞKAN' dan öğrenilmiştir. Oyunu yaşadığı köyde ve çevre köylerde görmüş ve öğrenmiştir.
Yörede 10-12 çift kişiyle, karma dizide oynanır. Çizgi ve yarım daire formları kullanılmaktadır.

RİŞKO

Geçmiş bir zaman Hatay ilinin Bakras Köyü'nde bir düğün kurulur. O zamanlar çok güzel oynayan ünü bu yönüyle dört bir tarafa yayılmış olan Şaban adında bir şahıs düğüne davet edilir. Şaban köye vardığında çok iyi bir şekilde ağırlanır, ikramda bulunulur. Şaban'ın geldiğini gören halay çeken köylüler, halayı bırakıp Şaban'ı davet ederler ve oynamasını isterler. Şaban “Ben sizlere ayak uyduramam, ama sizi kırmamak için kendi oyunumu oynayayım” der. Düğün meydanı boşaltılıp davulcu Ali Çavuş ve zurnacı Ali Dip Şaban'ın ağzı ile mırıldandığı müziği çalmaya başlarlar. Şaban kendine özgü figürleri ile oynamaya başlar. Bu figürler davetliler tarafından çok beğenilir ve zurnacı Şaban'a bu oyunun adını sorar. Şaban da bu oyun “RİŞKO” der.
Ve oyunun hikayesini anlatmaya başlar. “Bir süre önce Reyhanlı çerkezlerinden Rişko adında güzel bir kıza vuruldum, ama çerkezler bana Rişko'yu vermediler. Bundan sonra bu sevda beni terketmedi, karar verdim, güzel Rişko'ya aşkımı bu oyunun figürleriyle anlattım. Her düğünde bu oyunu oynamaya başladım. Her oynayışımda onu hatırlarım. Bundan sonra nereye gittiysem bana bu oyunu oynattılar”.

Oyun 1983 yılında geçimini davul çalarak sağlayan 38 yaşlarındaki Reşit DİP'ten öğrenilmiştir. Kaynak kişi oyunu yukarıda adı geçen zurnacı Ali DİP'ten öğrenmiştir. Genellikle 6-8 çift kişiyle karma dizide oynanır. Çizgi ve yarım daire formları kullanılır.

DEPKİ

Samandağ, Reyhanlı ve çevresinde oynanır. Hasat mevsimi sırasında oynanan bir oyundur. Kötü hava koşulları ve ardından da sıcağın etkisinden dolayı ürünleri zarar gören halk üzülüp isyan eder ve hınçlarını topraktan alırcasına ayaklarını toprağa hızla vururlar. Bu hareketlerle ortaya çıkan bu oyun, gelenekleşmiş ve ürünün iyi olması durumunda bile oynanır hale gelmiştir.

Oyun 1975 yılında,1932 doğumlu İzzet ÖZKAN'dan öğrenilmiştir. Kaynak kişi geçimini zurna çalarak sağlamaktadır.
Yörede karma diziyle oynanan oyun genellikle 12-14 çift sayıda kişiyle yarım daire formunda oynanır.

HİZMELİ

Çok eski tarihlerde ilimizin Reyhanlı ilçesine ait Harran Köyü civarında Hizmeli adında bir ağanın kızı varmış. Bu köyde bir düğün kurulur. Düğüne köy halkı, köy ağası ve kızı Hizmeli davetlidir. Ayrıca çevre köylerden davetliler gelir. Düğünde gençler halay tutarlar daha sonra düğün alanı boşaltılarak Hizmeli oyuna davet edilir. Hizmeli o dönemin zurnacısı Haydar'ı yanına çağırarak, ağzı ile mırıldandığı müziği çalmasını ister. Hizmeli kendine has oyununu oynamaya başlar. Düğündekiler bu oyunu çok beğenir. Herkes bu oyunu öğrenir ve daha sonraki düğünlerde bu oyun oynanır olur. Böylece Hatay'ın birçok köyüne yayılır.

Oyun 1983 yılında Reşit DİP'ten öğrenilmiştir.
Yörede 6-8 çift sayıda karma diziyle oynanır. Yarım daire ve çizgi formları kullanılır.

DELİ ARAP

Zorla kız kaçırılmasını, isteği olmayan bir kızın gelin edilmesini anlatan bir oyundur. Düğünde oyuna kalkanlar kızın isteksiz verildiğinin farkındaysa oyunun başında bunu vurgulamak için bu oyunu oynarlar. Oyunun çıkışı şu öyküye dayanır. Bir Türk köyünden gelin almaya gelen Arapların Türk köyünde oynadıkları oyun köylüler tarafından yadırganır, saçma bulunur. Birbirlerine 'bunlar ne yapıyor? diye bakarlar. İçlerinden biri “deli Arap bunlar” der. Daha sonra Arapların taklit niteliğinde figürler yapan köylü kendine özgü yeni bir oyuna sahip olmuştur. Kızın isteksiz olmasına rağmen Araplar tarafından alınmasını anlatır.

Oyun 1975 yılında İzzet ÖZKAN'dan öğrenilmiştir.
Yörede 8-10 çift kişi ile daire ve yarım daire formlarında oynanır.
GARİBİN AYAĞI

Yapılan araştırmalarda Aşık Garip isminde bir kişinin üzerine kurgulanmış bir oyun olduğu ortaya çıkmıştır. Aşık Ahmet isminde bir kişi Gavur Dağlarında çeşitli köyleri gezerken yorulur ve bir köye yerleşir. Aşık Ahmet yorulmuş ve giysileri yırtılmıştır. Hatay ilimizde böyle kimselere garip derler. Bu olaydan sonra Aşık Ahmet'e “Garip” adını takmışlar. Garip zamanla köy halkına çok yardımcı olmuş. Bu zamanlarda ağanın sözü geçermiş. Günler, aylar, yıllar derken gönlünde dermanı bulunmayan bir derdi olmuştur. Bu derdi ise köyün ağasının kızını sevmekmiş. Artık Garip aşkını gizleye gizleye dayanamaz hale gelmiş ama yapacağı bir iş, derdini açacak bir dostunu bulamamış. Garibin çok fakir olmasından dolayı köyü terketmeye karar vermiş ve çok az olan eşyasını almış yola koyulmuş. Bunu gören köy halkı koşarak Garip'e yetişmişler ve hemen “neden gidersin bre garip?” demişler. Garipte bu soruya karşılık şu cevabı vermiş: “Seviyorum, seviyorum bre kardeşler” Garip'in bu cevabı üzerine köy halkı kim olduğunu merak ederek “Kimi seversin bre Garip?” demişler. Garipte “Ağanın kızını seviyorum” demiş ve der demez köy halkı çaresiz bir sevda olduğunu bilerek, yüz ifadeleri bir üzüntüye boğularak “Davul bile dengi dengine vurur bre Garip” demişler. (BRE: Kişiye söylenen bir lakaptır.) Daha sonra Garip'in arkasın takılarak uğurlamaya gitmişler. Bu esnada halkın arasından bir ses "Garip gitme, dur!" diye bağırmış. Garip bu sesi çok iyi tanıdığı için çakı gibi yerinde durmuş, meğersem bu bağıran kişi ağanın kızı imiş ve zavallı kız Garip'i severmiş, ama ne Garip'in ne de köy halkının bu sevdadan haberi varmış. Ağa kızı kendini yere atarak ağlamaya başlamış ve şu ezgiyi söylemiş:

“Gitme Garip gitme yollar haremi
Arap vurur Türkmen alır paranı
Sen gidersin Garip kimler sarar yaramı
Kadan alam Garip kal bizim ellerde”

Ağa kızının bu ezgisinden sonra Garip yavaş yavaş omuzundaki çıkını atar, kızın yanına gelerek ayağa kaldırır ve onu bağrına basar. Köy halkı bu olay karşısında ne yapacağını bilemez duruma gelir ve hemen şu ezgiyi söyler:

“Gitmez olmuş Garibin ayakları
Köyüne sılasına sevdiğine döner”

Bunu duyan ağa çaresiz kalır ve kızı Garip'e verir. Bu yaşanılan olay günümüze oyun olarak yansımıştır.

Oyun 1975 yılında İzzet ÖZKAN'dan öğrenilmiştir. Karma diziyle oynanır. 8-10 çift kişiyle daire ve yarım daire formlarında oynanır.

KIRIKHAN

Bu oyunumuz adından da anlaşılacağı gibi göre Hatay İlimizin Kırıkhan ilçesine aittir. Oyunun öyküsü şöyle anlatılmaktadır. Kırıkhan ilçesinde yaşayan bir delikanlı Antakya'ya bir iş için geldiğinde çarşıda gezinen bir genç kıza vurulur. Delikanlı işini unutarak kızı takip etmeye başlar. Bu takip sonunda kızın evini öğrenir. Delikanlı komşulardan hem kız hakkında, hem de ailesi hakkında bilgi toplar. Belli bir zaman sonra delikanlı durumu ailesine açar. Oğlan ailesi bu sevdayı olağan karşılar. Bundan sonra oğlan Antakya'ya sık sık gelmeye başlar. Belli bir zaman sonra oğlan kızla konuşmaya karar verir ve kızı tanıdık bir komşuya çağırır. Delikanlı düştüğü sevdayı kıza açar ve kız da olumlu cevap verir. Artık Allah'ın emriyle kız istenilmeye gidilir.
Kız aileside dışarıya kız vermem dediyse de sonunda kız verilir. İki gencin nişanlılık devri fazla uzun sürmez ve hemen düğün olması istenir. Düğün günü kızı evinden arabalarla almaya gittiklerinde sevinçlerini gösterebilmek için kendilerine has figürlerle oynamaya başlamışlar. Kız Antakya'dan alınıp Kırıkhan'a dönüldüğünde oğlan evinde Antakya'dan ilk defa kız alındı diye, kız oğlan evine kadar alkışlarla getirilir. Halkın bu alkışı ve kendilerine has ayak figürleri söylenen türküler oyunun temel yapısını oluşturur.

Oğlan bizim, kız bizim
Çatlasın kaynanası
Geliyor düğün alayı
Kaynanalar çeksin halayı
Kazanlarda aş pişer
Kaynanaya iş düşer
Bunu gören kaynana
Oğlum diye dövünür
Geliyor düğün alayı
Kaynanalar çeksin halayı

Oyun 1979 yılında Reşit DİP'ten öğrenilmiştir. Yörede karma diziyle 10-12 çift sayıda kişiyle oynanır. Çizgi ve yarım daire formunda oynanır.

PAMUK

Yöremizde düğünler pamuk toplanıp satıldıktan sonra yani sonbaharda yapılır. Pamuğunu satan çiftçi çocukların evlendirme hazırlığına girişir. Bu gelenekselleşmiştir. Evlenme pamuk bitimi ile eş anlamlı hale gelmiştir yöre halkı bu dönemde ayrı bir coşku ve sevinç yaşar. Bu coşkuyu pamuklar bittikten sonra yaptıkları düğünde, bayrak asılırken herkes ritmle birlikte hareket etmeye başlar. Bu hareketler pamuk, çapa , tohum, ekme, sulama gibi işleri karışık biçimde taklit niteliğindedir. Uzun süren pamuk işlerinin bitiminden duyulan sevinç evlenmeyi simgeleyen coşku, bayrak asımı (evlenme) ile noktalanır. Bayrak asılırken orada bulunan topluluğun yaptıkları ayak ve el hareketleri benimsenerek oyunun temelini oluşturur.

Oyun 1978 yılında İzzet ÖZKAN'dan öğrenilmiştir. Yörede karma diziyle oynanan bu oyun çizgi ve yarım daire formlarında 8-10 çift tarafından oynanır.

ELİ ELİME DEĞDİ

Oyun, eski adı 'Zirambo' olan Şenköy''de yaşanılan bir olayın ardından ortaya çıkmıştır. Ağa sözünün çok geçerli olduğu bir dönemde o bölgede kurulu obanın çobanlığını yapan Kerim adındaki kişinin ağa kızıyla olan ilişkisini anlatır.
Çoban Kerim bir gün elinde bakraçlarla beyin çadırına gelir. Bey kızı Elif, çobanın karşısına çıkar ve şu konuşmalar geçer;
-Kerim ne kadar terlemişsin?
Kerim terini sildikten sonra Elif'e şöyle söylemiş;
-Bizim ekmeğimiz ter, ter olmazsa ekmek olmaz.
Çoban Kerim aslında Elif'in kendine ilgi duyduğunu bilmekteymiş. Fakat bey evine ihanet etmek istemezmiş. Ancak ne olmuşsa bu bakışmalar içinde olmuş. Elif'in bakışları çoban Kerim'in gönlünde kor olmuş. Çoban tam gideceği zaman Elif;
-Dur hele Kerim, az nefes al! Sana buz gibi bir ayran vereyim demiş,
Çoban tereddütle;
-Bey kızı, zahmet olacak, ben gideyim demişse de, bey kızı zahmet olmaz, hem benim adım Elif, bana Elif de demiş.
Çoban çok şaşırmış ne diyeceğini bilememiş. Bu ara Elif bir tasa ayran koyup, getirip vermiş. Çobanın eli kendisine uzatılan ayran tasını alırken, Elif'in eline dokunmuş. İçi bir hoş olmuş. Hiçbir şey söylemeden, adeta oradan kaçar gibi bey çadırını terketmiş. Çoban bu olaydan sonra günlerce dışarı çıkmamış, işe gitmemiş. Çobanın anası Döndü kadını bir telaş almış.
“Oğlum, yiğidim, bu ne hal? Neden kaç gündür işe gitmiyorsun? Kadasını aldığım tez elden söyle bana, bir derdin varsa derman olayım sana? deyip, oğlunun durumuna yanıp yakınmış. Ekmekten, aştan kesilen çoban;
-Bana bir şey sorma ana! Olanlar oldu bana deyince, Döndü kadının derdi ve telaşı daha da artmış.” Evimizin direği sen olmasan biz nice oluruz?” diye siğim siğim ağlamaya başlamış. Çobanın yüreği yufkaymış, bir cümle ile anlatmış derdini anasına.
-Anam anam ay anam ! Ben yanmışım vay anam!... Eli elime değdi hem ben yandım hem kendi. Ana rahatlamış, fakat sormadan da edememiş. Kimin eli eline değdi kurban olduğum? Çoban doğrulmuş anasına:

-Peki öyleyse ana dinle deyip söylemeye başlamış gönlündeki ateşi:

Ev süpürür toz eder
Gerdan kırar söz eder
Anam benim suçum yok
Kendi bana göz eder.
Eli elime değdi hem ben yandım hem kendi

Ekinler ekilirken
Dibine dökülürken
Bana bir tel saçın ver
Kefenim dikilirken
Eli elime değdi hem ben yandım hem kendi

Döndü kadının durumu anlaması hiç zor olmamış olmamasına ya, yine de anlamazlıktan görünmüş.
-Ha, senin gibi garibe kim göz edermiş oğul? deyince de çoban anlatmaya devam etmiş.
Entarisi maviden
Sensin gönlümü avutan
Beni ateşe attın
Onbeşine girmeden
Eli elime değdi hem ben yandım hem kendi

Bunu duyan çobanın anası hop kalkmış hop oturmuş:
-Bu senin dediğin olsa olsa oba beyinin kızı Elif'tir. Vay başımıza gelenlere, gidek şimdi biz...demiş. Fakat çoban anasının bu sözlerini hiç duymamış bile. O yine mani dizmeye devam etmiş:
Eli elekli yarim
Göğsü yelekli yarim
Bari bir selam gönder
Gavur yürekli yarim
Eli elime değdi hem ben yandım hem kendi
O günden sonra çobanın kara talihli anasının başını kara bir yas bürümüş. Çoban da eve yine girmemiş pınar başında mani söylemeye devam etmiş. Oba halkı çobanın bu durumuna pek akıl sır erdirememiş. Yaylada yapılan bir düğünde bütün gençler eğlenmişler, ancak bey kızı ile çoban gülüp eğlenmemişler. Sonrada bir zamanını bulup iğdeli dereye doğru el ele verip yürümüşler. Bu yürüyüş esnasında bey kızı çobanın manilerine cevap vermeye başlamış:

Harman yeri hoş yeri,
Sevdiğim yavaş yürü!
Nişanlım yok mu dedin?
Beni saçımdan sürü
Eli elime değdi hem ben yandım hem kendi

O günden sonra gelinlik kızlar Elif'in manilerini ağızlarında sakız etmişler.

İndim dere burcundan
Bir nar aldım hurcundan
Kardeşiye dost oldum
Bacasından ucundan
Eli elime değdi hem ben yandım hem kendi

Bize kimse karışamaz
Arkamız Şeyh Efendi.

Bu böyle obada dilden dile dolaşırken, obada sözü dinlenen Şeyh Ahmet adında bir ermiş devreye girerek, beyin gönlünü yapmış ve çoban Kerim ile Elif'i evlendirmiş. O olaydan sonra söylenen türkülerle bir oyun haline gelmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır.

Oyun 1978 yılında Reşit DİP'ten öğrenilmiştir. Kız erkek karma dizide 8-10 çift kişiyle oynanır. Çizgi ve yarım daire formunda oynanır.
(Öykü, Hatay'' da, Kültür ve Eğitim'den alınmıştır)


HATAY HALK OYUNLARI VE HALK MÜZİĞİ

HATAY HALK DANSLARI'NDA (HALK OYUNLARI) GİYİLEN GİYSİLER





İnsanoğlu varolduğundan beri giyim önemli bir yer oluşturmuştur. 20.yüzyılın başlarında el işlemeciliği, ipek dokumacılığı giysiyi etkilemiştir. Daha sonraki dönemde teknolojinin gelişmesine paralel olarak makine işlemeciliği ve pamuklu dokumalar yer almıştır. İpek dokumalar günümüzde de Samandağ ve Harbiye'de dokunup kullanılmaktadır. Giysi insanın örtünme, doğa şartlarından korunma, beğenilme, dini inanç ve güzel güne göre değişiklik gösterir.
KADIN VE ERKEK GİYSİLERİ
KADIN GİYSİLERİ :
1- Başa Giyilenler : Fes, Tarbuş, Kefiye, Tülbent (Yazma, Yağlık, Eşarp, Yaşmak)
2- İçe Giyilenler : Elbise (Entari, Fistan), Şalvar
3- Dışa Giyilenler : Yelek, Sako, Cepken
4- Ayağa Giyilenler : Çorap, Yemeni
5- Bele Bağlananlar : Bel Kuşağı, Kemer
6- Takılar : Altın penez, Gümüş kolye, Bilezik, Beşi birlik
7- Aksesuarlar : Tavuz Tüyü (Tezzak, Tezat), Saç bağı (Kaytan)
8- Süsler : Sürme, Kına

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
ERKEK GİYSİLERİ :
1- Başa Giyilenler : Arakçık (Terlik), Arakçık bağı (Poşi), Kefiye
2- İçe Giyilenler : Gömlek, Yelek
3- Dışa Giyilenler : Aba (Kilim aba, Sırmalı aba (Halep veya mat)), Şalvar
4- Ayağa Giyilenler : Çorap, Yemeni, Edik
5- Bele Bağlananlar : Bel Kaşağı (Poşi)
6- Takılar : ----
7- Aksesuarlar : ----
8- Süsler : ----

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

KADIN GİYSİLERİ

BAŞA GİYİLENLER
1- Fes : Keçeden dikilir. Bordo renktedir. Üzerine tülbent bağlanır.
2- Tarbuş : Siyah zemin üzerinde renkli desenleri olan bir eşarp türüdür. Fesin etrafına bağlanır. Tarbuşun ön kısmına kişinin zenginlik derecesine göre altın veya gümüş liralar ve sağ ve sol yanlarına yine altın veya gümüş zincire bağlı altın yada gümüş liralar dikilir. Tarbuşa Kefiyede denilmektedir.
3- Tülbent : Siyah yada beyaz renkte olup, fesin üzerine, saçları gizlemek için örtülür. Kenarları işlemelidir. İşlemeler muskalı, iğne yada boncuk oyalıdır. Kullanılırken fesin sadece ön kısmına açıkta bırakarak örtülür. Halk arasında yazma, yağlık, dolak gibi isimlerle de bilinir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
KADIN GİYSİLERİ
İÇE GİYİLENLER
1- Elbise : Uzun kollu, boyun kısmından başlayıp diz altına kadar uzanan bir elbisedir. Kadife kumaştan dikilir. Etek uçları fırfırlıdır. Boyun kısmı ise yakalı ve etrafı fırfırlıdır. Entarinin ön ve yan kısmına beyazrenkte sırma ipliğinden değişik motifler işlenir. Entari, fistan adıyla bilinir.
2- Şalvar : Saten veya basma kumaştan dikilir. Renk ve deseni çeşitlidir. Beli ve ayak bileği lastikli olur.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
DIŞA GİYİLENLER
1- Cepken : Genel siyah kadifeden dikilir. Kol kısımları uzun ve boldur. Etek boyu belin bir karış altındadır. Ancak ova kesiminde bel hizasında olduğu görülmektedir. Yöresel motifler cepkenin kol üstlerine, göğüs kısmına, arka kısmına ve yaka üzerine beyaz yada sarı sırma ipliğinden işlenir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
AYAĞA GİYİLENLER
1- Çorap : Yünden elde örülerek yapılır. Ham yün renginde veya kök boyalarla boyanmış çeşitli renk ve desenlerde işlemeler yapılabilir. Boyu diz altındadır.
2- Yemeni : Kırmızı yada siyah renkli deriden, altına kösele konularak yapılan bir ayakkabı çeşididir. Altı düz, bazen hafif ökçeli olabilir. Ucu hafifçe yukarı doğru olanları da bulunmaktadır.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
BELE BAĞLANANLAR
1- Bel Kuşağı : Otuz santim eninde, 150 santim boyunda bir tür renkli kumaştır.
2- Kemer : Gümüşten yapılır, 5 santim enindedir. Önünde kaş adı verilen bir toka bulunur. Genel olarak cepkenin önüne takılır.

TAKILAR
Boyuna beşi birlik ve gümüş kolyeler, başa altın ve gümüş penez, kola gümüş bilezik takılır.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

AKSESUARLAR
1- Tezzak : Tavuz kuşunun kanatlarını rengarenk boyayarak oluşturulur. Fesin her iki kısmına da takılır. Tezak da denir.
2- Saç bağı (Kaytan) : Siyah renkli yün ipliğinden örülen, saç örgüsü görünümündeki aksesuardır. Fesin arkasına dikilir.


SÜSLER
1- Sürme : Özellikle genç kızların gözleri için kullandıkları bir tür boyadır. Kalıcıdır. Göze bir çöp yardımıyla sürülür. Bu işleme göze sürme çekmek adı verilir.
2- Kına : Kına geceleri yada bayram gibi özel günlerde parmaklara ve avuç içine sürülen geleneksel bir boyadır. Sürüldüğü yerde uzun süre rengini korur. Kınanın avuca, parmaklara yada saça sürülmesine kına yakmak denir.
ERKEK GİYSİLERİ

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
BAŞA GİYİLENLER
1- Arakçın (Terlik) : Kelime anlamı teri emendir. Koni şeklinde bir şapkadır. Beyaz dokuma ipliğinden çok sıkı bir şekilde dokunur ve üzerinde yöresel motifler bulunur.
2- Arakçın Bağı (Poşi) : İpekten dokunmuş beyaz renkli bir poşidir. Kare görünümündedir ve kenar ipliğinden çok sıkı bir şekilde dokunur ve üzerinde yöresel motifler bulunur.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
İÇE GİYİLENLER
1- Gömlek : Beyaz patiskadan veya kül renginden pamuklu kumaştan dikilir. Yakasız veya hakim yakalıdır. Uzun kolludur. Kolları düğmeli olduğu gibi düğmesiz düzde olabilir.
2- Yelek : Gömleğin üstüne giyilir. Abanın kumaş ve motif özellikleri ile aynıdır. Kolsuz ve yakasızdır. Aba ile renkleri farklıdır.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
DIŞA GİYİLENLER
1- Aba :
a) Kilim Aba : Geçmişi çok eski tarihlere dayanır. Sırma ipliğinin bulunmadığı dönemlerde kilim dokuma abalar giyilmiştir. Yaka kısmı hakim yaka olup yarım kolludur. Cepsiz bir nevi ceketi andırır.
b) Sırmalı Aba : Yün ipliği kullanılmaz. İpek ipliğinden dokunur. Rengi genellikle kırmızıdır. Sarı sim ipliği ile arka ve kol kısımları işlenir. Kol uzunluğu dirsek boyuna kadardır.

2- Şalvar : Siyah renkli kalın kumaştan dikilir. İki tarafta da cepleri vardır. Ceplerin üzerine ve ayakların yan taraflarına beyaz yada sarı ipliklerle çeşitli süslemeler yapılır. Bel ve kalça kısımları bol ve dökük olup, ayak bileğine doğru daralmaya başlar.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
AYAĞA GİYİLENLER
1- Çorap : Yünden elden örülerek yapılır. Ham yün renginde veya kök boyalarla boyanmış renk ve desenlerle işlemeler yapılabilir. Boyu diz altındadır.
2- Yemeni : Kırmızı yada siyah renkli deriden altına kösele konularak yapılan bir ayakkabıdır. Altı düz bazın hafif ökçeli olabilir ucu hafifçe yukarı doğru olanlarında bulunmaktadır.,
3- Edik : Diz kapağının alt seviyesine kadar uzanan kırmızı renkte altı kösele yada lastikten yapılan çizme görünümündeki bir ayakkabı türüdür. Bağ, bahçe ve tarlada çalışma sırasında giyilir. Kış Mevsiminde daha çok kullanılmaktadır.
BELE BAĞLANANLAR
1- Bel Kuşağı (Poşi) : Beyaz renkte olup, ipekten dokunur. Kare şeklinde kenarları püsküllüdür. Şalvarın üstünden bel kısmına bağlanıp, püskülleri aşağıya sarkıtılır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ocak 2012, 21:36   #43
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




Hatay Ağzı

Antakya’nın merkezi olduğu Hatay ili, bilindiği gibi; batıda Akdeniz, kuzeybatıda Osmaniye ve Adana, kuzeydoğuda Kilis ve Gaziantep illeri, doğuda ve güneyde ise Suriye devletinin toprakları ile çevrilmiştir. Bu coğrafi konumun, Antakya ağzın önemli ölçüde etkilediği hususunu reddedilmesi mümkün olmayan bir gerçek şeklinde ifade edebiliriz. Çevre iller ağızlarının, Hatay’da konuşulan dil üzerine etkileri de, Hatay’ın daha çok o illere komşu ilçelerinde açık bir biçimde kendisini hissettirir. Bu yargıdan yola çıkarak Dörtyol ve Erzin, Osmaniye, Adana ve Mersin ağızlarında Kırıkhan ve Hassa ağızlarının da Gaziantep ve özellikle Kilis ağızlarından etkiledikleri söylenebilir. Antakya’nın ise, ilin merkezinde olması, Antakya ağzının çevre ilçe ve iller ağızlarında eşit ölçüde etkilenmesi sonucunu doğurmuştur.

Hatay’ın yerli halkı olan Türkmenlerin dili üzerin de özellikle Suriye’ye komşu ilçelerde ve Antakya’da Arapçanın da büyük etkisi vardır. Bu etki hatta bazı köylerde ana adilin Arapça olması derecesinde kuvvetlidir. Ancak, Arapça konuşulan bu köylerde “yağlık”,
“küpeli” gibi öz Türkçe sözcüklerinin de sıkça kullanıldığı dikkati çeker. Bu durum, ilk bakışta çelişki imiş gibi görünüyorsa da bunu daha çok dilin katı kurallarla sıkı düzen altına alınamayacağının, kültür alış verişli ve iletişim devam ettiği sürece dilinde yabancı faktörlerde etkilenmesini kaçınılmaz bir sonuç olacağının kanıtı şeklinde değerlendirmemiz gerekir. Çünkü aynen, anan dilleri Arapça olan köylülerin öz Türkçe sözcükleri sıkça kullanmaları gibi hiç Arapça bilmeyen Türkmen köylülerinin “anti”, “atebe” gibi Arapça kelimeleri, rahatça konuşma dillerine kabul ettikleri de bir vakadır. Bunların yanı sıra diğer bir yaygın şekilde alınan Türkçe sözcüklerinin Arap şivesiyle söylenmesidir. Mesela halkı Arapça konuşan bazı köylerde “ma’ lka” sözcüğü kullanımdan düşmüş onun yerine eş anlamlısı “kaşık”ın Arap şivesiyle söylenen şekli; “kaşşuka” getirilmiştir. Arap dilinin Hatay ağzına olan etkisinden söz edilirken, son olarak da Türkçede bulunmayan Arapçaya özgü bazı harflerle simgelenen Hatay, özellikle de Antakya halkının konuşmaların büyük ölçüde girmiş bulunduğunun belirtilmesi gerekir.

Özet olarak söylemek gerekirse; Antakya ağzı, çevre il ve ilçeler ağızlarının ve Arap dilinin etkilerine, büyük ölçüde maruz kalmış fakat buna rağmen genel görünümüyle öz benliğini korumasını bilmiştir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ocak 2012, 21:36   #44
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




Giyim

İnsan oğlu varolduğundan beri giyim önemli bir yer oluşturmuştur. 20. yüzyılın başlarında el işlemeciliği, ipek dokumacılığı giysiyi etkilemiştir. Daha sonra teknolojinin gelişmesine paralel olarak makine işlemeciliği ve pamuklu dokumalar yer almıştır. İpek dokumacılığı günümüzde Samandağ ve Harbiye’de dokunup kullanılmaktadır.


Kadın Giysileri

1-Başa Giyilenler : Fes, Tarbuş, Kefiye, Tülbent (Yazma, Yağlık, Eşarp, Yaşmak)
2-İçe Giyilenler : Elbise (Entari, Fistan), Şalvar
3-Dışa Giyilenler :Yelek . Sako, Cepken
4-Ayağa Giyilenler :Çorap, Yemeni
5-Bele Bağlananlar
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
el Kuşağı, Kemer

6-Takılar :Altın penez, Gümüş kolye, Bilezik, Beşibirlik
7-Aksesuarlar :Tavuz Tüyü ,(Tezzak, Tezat) Saç bağı (Kaytan)
8-Süsler : Sürme, Kına



Erkek Giysileri

1-Başa Giyilenler : Arakçık (Terlik), Arakçık bağı (poşi), Kefiye
2-İçe Giyilenler : Gömlek, Yelek
3-Dışa Giyilenler :Aba ( Kimlik aba, Sırmalı aba, (Halep veya mat), Şalvar
4-Ayağa Giyilenler :Çorap, Yemeni, Edik
5-Bele Bağlananlar
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
el Kuşağı, (Poşi)

6-Takılar
7-Aksesuarlar
8-Süsler

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ocak 2012, 21:39   #45
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




Geleneksel El Sanatları

Sanat ve sanat ürünleri çağdan çağa ve toplamdan topluma çok farklı biçimlerde değerlendirilmiştir, ama buna karşın bütün insanlık tarihi boyunca var olmuştur.


Camcılık





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Dünya üzerinde, camın ilk elde edildiği yerleşim bölgelerinden birisi, Antakya-Suriye – Filistin civarıdır. Finike-Kilikya-Roma döneminde çok sayıda cam eser ve ziynet eşyası üretilmiştir. Antakya ve civarında bu yöreye özgü yeşil cam üfleme sanatı çok gelişmiş ve eski camlardan eritilip tekrar kazanım yönetimiyle üretim yapılmıştır. Antakya’da çok sayıda cam ustası vardır. Bazı ustalar birleşerek atölye ve işletmeler açmışlardır.






İpekçilik-Dokuma



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Geçmişte Samandağı ve Harbiye’ye bağlı köylerin çoğunda hemen hemen her evde üretilen ve beslenen ipek böcekçiliğinin bugün artık yok olmakta olduğunu görüyoruz. Hatay’da ipek böceği kozası ile ipek üretimi tarihe karışırken baba mesleği diye devam etmeye çalışan bazı aileler tarafında yaşatılmaya çalışılmakta ve Türkiye’ye tanıtılmaktadır.

İpek kumaşı çok sağlam ve dayanıklıdır. Ses ötesi concorde uçaklarının burnundaki kaplamada ve çelik yeleklerde kullanılmaktadır. Yakın döneme kadar yalnızca giyim sanayi de kullanılan ipek böylece silah sanayine de girmiş oldu. Dayanıklılığı 20 yıldır.
Hatay’da dokumacılık ahşap tezgahlarda, çözgü ipleri uçlarına, tahta çubuklar ve çakıl taşları bağlanıp gerilerek yapılır. Bu tezgahlarda genellikle çarşaf, pike cibinlik dokunur.



Hasırcılık




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Örmek, İp örmek değil ama hasır örmek bambaşka bir şey… bir de buğday ve çavdar saplarıyla olursa.. yerli ve yabancı turistlerin en çok rağbet gösterdiği hasır örme ürünleri; çanta, tabak, cirem, pano, yarım tabak, ve kayıktır. Hatay’da da bu geleneği sürdüren en bilinen isim Niyazi KÖLEOĞLU’dur.



Heykelcilik


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Hatay’da heykelcilik sanatını sürdüren Şıh Ali ve çocukları genellikle siya taş üzerine Tanrı ve tanrıça heykelleri yapmaktadırlar. Kuşaklar değil uygarlıklar arasındaki köprülerden gezinen taş oyma ustalarının hiçbir eğitim almadan sadece gördüklerini ve hayal edebildiklerini taşları yontarak, taşlara hayat veren bu insanlar sanatlarını halen kendi çabalarıyla sürdürmektedirler.




Sikkecilik


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Tarihte bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış Harbiye’nin zengin tarihsel birikimi sikkelerini bugüne taşıyanlardan İbrahim ( Mehmetoğlu) Sünel’dir.Harbiye’nin tarihi de sanatçıyı bu işe itmiş. Çok zengin kültüre ev sahipliği yapmıştır. ( Daphne ) Harbiye, Yunan Roma Gerek Roma, Osmanlı ve Anadolu’da yaşayan bilinen tüm uygarlıkların mertebe benzeterek turistlik hediyelik eşya üretiyor.Sikkeleri yapmak için bronz, gümüş ve altın kullanılıyor.El emeğive göz nurunun somutlaşarak bir eser olarak şekillenmesi sanatçıya mutluluk veriyor.



Defne Sabunu

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




Ana maddesibitkisel ve hayvansal yağlarınyağ asitlerinin alkalilerle reaksiyon sonucunda elde edilen genellikle temizleyici olarak kullanılan bir mamuldür.Defne ağacının meyve (Fructus Lauri) ve yapraklarında elde edilen defne yağı (Oleum Lauri) sabun imalinde ve hekimlikte kullanılır. Meyvesi Fiorivente Alkolatının bileşimine girdiği için mideydi terletici ve idrar sökücü olarak, ayrıca romatizmal ve cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan defne yağı veyaprakları son yıllarda dış ülkelere ihraç edilmektedir.

Normal iklim koşullarında yıllık defne yağı rezervi Hatay Bölgesinde yapılan son araştırmalar göre 150-250 ton arasındadır. Defne yağını çıkaran herhangi bir sanayi kuruluşu yoktur.Bu yağ köylüler tarafından basit usuller ile 8-12 saat haşlanarak çıkarılır. Bu yağlarla ve katkı maddeleri ile sabun üretimi yapılamaktadır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ocak 2012, 21:39   #46
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




HATAY’DA AD VERME GELENEĞİ
Adı Belirleyen Etmenler
Çocuğa ad verilirken geleneklere uyulur. Doğduğu gün ebe tarafından çocuğa, Muhammed, Mustafa, Emine, Ayşe, Fatma vb. dini bir ad verilir. Bu ad çocuğun göbek adıdır. Asıl adı ise doğumun 3. günü veya 7. günü verilir. Hoca veya aile büyüklerinden bir erkek, çocuğun kulağına ezan okuyarak kararlaştırılan adı 3 defa fısıldar. Ad seçilirken, din büyüklerinin, aile büyüklerinin adı tercih edilir. Bunun dışında çocuğun durumu ile ilgili özel bir durum varsa ad seçiminde bunlar göz önünde bulundurulur, ad ona göre kararlaştırılır.

Dini etmenler

Çocuğa bir din büyüğünün adının verilmesi
Çevrede bulunan bir türbenin veya türbede yatan yatırın adının verilmesi
Kuran’dan bir sure veya bir ayet adının verilmesi
Allah’ın 99 isminden birinin verilmesi


Örfi etmenler

Çocuğa dedelerinden birisinin adının verilmesi
Çocuğun dayısının veya teyzesinin adının verilmesi
Çocuğun amcasının veya halasının adının verilmesi
Ailede beğenilen bir kişinin adının verilmesi


Çevresel etmenler

Sözlükten seçilen , beğenilen bir isim
Arkadaşların tavsiyesi ile verilen isim
Hemşire veya doktorun verdiği bir isim

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ocak 2012, 21:39   #47
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




YEME-İÇME TESİSLERİ


YEME- İÇME TESİSİN ADI
ADRESİ
TELEFON
(326)

FAKS
(326)
ANTİKHAN TURİZM EĞL.TES.LTD.ŞTİ.
RESTORAN
Kışlasaray Mah.Hüriyet Cad. No:19/E ANTAKYA/HATAY

-
-
BERK-ÖZ TURZ.PET.TİC.LTD.ŞTİ.İÇKİLİ LOKANTA
Kanatlı Mah.Atatürk Cad.No:54 ANTAKYA/HATAY

-
-
AL SOFRA
Şerafettin YILMAZ
Cumhuriyet Mah. Cumhuriyet Cad. No:8 ANTAKYA/HATAY
(0326)2135969
(0326)2148666

-
BARMEZ TURİZM GIDA İTH.İHR.ŞTİ.
LOKANTA
Kışlasaray Mah. Saray Cad.No:10 ANTAKYA/HATAY

-
-
DEĞİŞİM GIDA ZIRAİ TİC.LTD.ŞTİ.FAST FOOT RESTORAN MYDONOSE
Kışlasaray Mah. İnönü Cad.M.Şah.Vakıf İşhanı No:1 ANTAKYA/HATAY
(0326)2123022

-
ÖN-AL GIDA RES.TEKS.TİC.LTD.ŞTİ.LİVERBURGER
Kışlasaray Mah.Hürriyet Cad. M.Şah.Vakıf İşhanı No:1 ANTAKYA/HATAY
(0326)2140057

-
ADNAN ALTUNAY LOKANTA
Kışlasaray Mah.Hürriyet Cad. No:17 ANTAKYA/HATAY

-
-
TEKİN ARSLANHAN FAAST FOOD PİZZA KORNER
Ürgen Paşa Mah. Atatürk Cad. Özköse Apt.No:91 ANTAKYA/HATAY

-
-
MEHMET ÇİÇEKLİ CABARET RESTAURANT
Kışlasaray Mah.Hürriyet Cad. No:26 ANTAKYA/HATAY
(0326)2155540-41

-
AYHAN YOĞUTÇU LEBAN RESTAURANT
Zenginler Mah. Gazipaşa Cad. No:5 ANTAKYA/HATAY
(0326)2153511

-
SERDAL YEŞİL ŞEHR-İ AZAT RESTAURANT
Sümerler Mah. Harbiye Cad. Asfuroğlu Apt.No:105 ANTAKYA/HATAY
(0326)2232123

-
PİZZA TOMATO
Cumhuriyet Cad. Belediye Yanı No:31 ANTAKYA/HATAY
(0326)2168404

-
SULTAN SOFRASI
İstiklal Cad. No: 18 ANTAKYA/HATAY
(0326)2144625

2138469
DELİBAN RESTAURANT
Hürriyet Mah. Atatürk Cad. 31080
Harbiye/ANTAKYA/HATAY
(0326)2314054
2314925
BÜYÜK ÖZCİHAN RESTAURANT
Hürriyet Mah. Atatürk Cad. 31080
Harbiye/ANTAKYA/HATAY
(0326)2316717

2316720
VENEDİK RESTAURANT
Hürriyet Mah. Atatürk Cad. 31080
Harbiye/ANTAKYA/HATAY
(0326)2315555
2316688
YENİ BAHAR RESTAURANT
Çağlayan Mah.Ürgen Cad. 31080 Harbiye/ANTAKYA/HATAY
(0326)2314109
2316882
KERVAN RESTAURANT
Çağlayan Mah.Ürgen Cad. Harbiye/ANTAKYA/HATAY
(0326)2136363
2316364
HARBİYE SOFRASI
Çağlayan Mah.Ürgen Cad. 31080
Harbiye/ANTAKYA/HATAY
(0326)2316294


-
SONER RESTAURANT
Çağlayan Mah.Ürgen Cad. 31080 Harbiye/ANTAKYA/HATAY
(0326)2312222


-
HİDRO TESİSLERİ
Çağlayan Mah.Ürgen Cad. 31080 Harbiye/ANTAKYA/HATAY
(0326)2314657
2317262
KULE RESTAURANT
Karyer Mah.Ürgen Cad.31080 Harbiye/ANTAKYA/HATAY
(0326)2316164
2316992
GREEN TERMAL HAMAMAT OTEL
Kırıkhan-Reyhanlı Otoyolu 24.Km. KUMLU/HATAY

(0326)4641050


4641190
IŞIKOĞLU RESTAURANT
Bahçelievler Mah.Değirmenler Cad.No:216 ERZİN /HATAY
(0326)6815946
(0326)6813340

-
OVA RESTAURANT TURİZM TESİSİ
Yenişehir Göl İçi
REYHANLI /HATAY

(0326)4133355

-
ÖZBERK
RESTAURANT
Yenişehir Göl İçi
REYHANLI /HATAY



(0326)4131165


4133661

CESURLAR DERİCİLİK SAN.TİC.LTD.ŞTİ.
(Lokanta)
Cumhuriyet Mh. Kanatlı Cad.
No:74 KIRIKHAN/HATAY

(0326)3441190


_
SARAY RESTAURANT
Barbaros Mah. Boztepe Cad. No:8 KIRIKHAN/HATAY

(0326)3441175

-
URFA SOFRASI
Cumhuriyet Mah. İnkılap Sok. No:210 KIRIKHAN/HATAY

(0326)3447333

-
DERVİŞAN
(Lokanta-Apart Otel)
Deniz Mah. Uğur Mumcu Cad.
SAMANDAĞ/HATAY

(0326)5121656

-
ASYA (Lokanta-Pansiyon)
Deniz. Mah. Deniz Sitesi
SAMANDAĞ/HATAY

(0326)512 2242


-
LETONYA
(Lokanta-Pansiyon)
Deniz. Mah. Deniz Sitesi
SAMANDAĞ/HATAY

(0326)5127561

-
ASPAVA
(Lokanta-Pansiyon)
Deniz. Mah. Deniz Sitesi
SAMANDAĞ/HATAY


(0326)5121301


-
KURTOĞLU RESTAURANT LTD.ŞTİ.
Şenbük Mah. Mareşal Çakmak Cad. Üzeri BELEN/HATAY


(0326)441 2114


-
ÇAĞAN PETROL LOKANTASI LTD.ŞTİ
Derebahçe Mah. Girne Cad. Üzeri BELEN/HATAY


(0326)4475020


-
ÇINAR RESTAURANT LTD.ŞTİ
Sarımazı Mah. Girne Cad. Üzeri BELEN/HATAY

(0326)4475060


-
İSA ÖZDEMİR ÜNAL LOKANTASI
Bakras Mah. Mareşal Çakmak Cad. Üzeri BELEN/HATAY

(0326)44123 91

-

MUHAMMET SAKLAR ÖZLEM LOKANTASI
Şenbük Mah. Mareşal Çakmak Cad. Üzeri BELEN/HATAY


(0326)4412471


-
ÇINAROĞLU LOKANTASI SITKI AKÇINAR
Şenbük Mah. Mareşal Çakmak Cad. Üzeri BELEN/HATAY


(0326)441 47 67

-
CEMİL BOZKURT
GÜLPINAR LOKANTASI
Halilbey Mah. Mehmet Aslan Cad. Üzeri BELEN/HATAY


(0326)4421394


-
KAMELYA RESTAURANT LTD. ŞTİ.
Derebahçe Mah. Girne Cad. Üzeri BELEN/HATAY

(0326)4475490 (0326)44754 95


-
LİMON CAFE-RESTAURANT
N.Evler Mah.İnönü Cad. DÖRTYOL/HATAY

(0326)7121587
7129705
BELEDİYE LOKANTASI
İnönü Cad. DÖRTYOL/HATAY

(0326)7124159

-
MERAM LOKANTASI
Doğanay Öçgüder Cad. DÖRTYOL/HATAY

(0326)7122869

-
GÖNÜL KEBAP SALONU
Atatürk Cad. DÖRTYOL/HATAY

(0326)7122297

-
ERTUNÇ PAŞA RESTAURANT
Çaylı Cad. 1 nolu sk. No:7 DÖRTYOL/HATAY

(0326)7121668

-
BALIK LOKANTASI
N.Evler Mah.1 Nolu Deniz yolu DÖRTYOL/HATAY

(0326)7132003

-
BEŞİKGÖL –YEŞİLVADİ
Kışlalar Mah. DÖRTYOL/HATAY


-
-
H.KOLCUOĞLU 2 RESTAURANT
Atatürk Bulvarı Merkez Bankası Karşısı 2. Nolu Kafeterya İSKENDERUN/HATAY

(0326)6130024

6144541
GOURME RESTAURANT
Çay. Mah. Sahil Cad. No:16 İSKENDERUN/HATAY

(0326)61202 94

FASIL RESTAURANT
Çay. Mah. T.Sökmen Bul.No:16 İSKENDERUN/HATAY

(0326)6148484

-
HADRA RESTAURANT
Savaş Mah. N.Kemal Cad. No:28 İSKENDERUN/HATAY

(0326)6174583

-
KÜÇÜK KERVAN RESTAURANT
Y.Şehir Mah. 19.Sk. No:7/3 İSKENDERUN/HATAY

(0326)614 4746

-
H.KOLCUOĞLU RESTAURANT
Savaş Mah. Ziya Gökalp Cad. No:6 İSKENDERUN/HATAY

(0326)6147333

-
DENİZ RESTAURANT
Mareşal Çakmak Cad. No: 18/3 İSKENDERUN/HATAY

(0326)6130122

-
BY KIRMIZI RESTAURANT
Mareşal Çakmak Cad. No:24 İSKENDERUN/HATAY
(0326) 6139900

-
GONDOL RESTAURANT
Ş. Pamir Cad.Cumhuriyet Meydanı No:43/A İSKENDERUN/HATAY
(0326)6135151

-
SVEYKA RESTAURANT
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
(0326) 2133947

-
HAYSİM ANADOLU RESTAURANT
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

(0326) 2153335-2153336

-
ANTAKYA EVİ RESTORAN
-(0326) 2141350

-
HASAN BABA
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...](0326)6176420
(326) 6132725

-



Hatay’ın Önemli Konaklama Tesisleri
Tesisin Adı
Telefon
Web Adresi
BÜYÜK ANTAKYA OTELİ
(0326) 213 58 58
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
ORONTES OTEL
(0326) 214 59 31-32

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
BÜYÜK ÖZCİHAN OTELİ
(0326) 231 67 17-19

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
ÇAĞLAYAN OTELİ
(0326) 231 40 11
(0326) 231 42 69
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
ANTİK BEYAZIT OTELİ
(0326) 216 29 00
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
BÜYÜK ÇINAR OTELİ
(0326) 231 40 14
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
DEFNE PRENSES OTELİ
(0326) 231 62 58
(0326) 231 63 58
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
GÖKÇEN OTELİ
(0326) 225 22 11
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
SAVON OTEL
(0326) 214 63 55
(0326) 214 37 41
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
NARİN OTEL
(0326) 216 75 00
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
YAMAN OTEL
(0326) 223 50 50
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

ANEMON OTEL

(0326) 221 80 80
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
THE LİWAN HOTEL
(0326) 215 77 77
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

ANTAKYA OTTOMAN PALACE
THERMAL RESORT
(0326) 255 16 16
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
ONTUR OTELİ
(0326) 616 24 00 (10 hat)
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
CABİR OTEL
(0326) 614 80 81 (3 hat)
(0326) 612 33 91
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
AS ERCAN OTELİ
(0326) 658 23 60
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
İMRENAY OTELİ
(0326) 613 21 17
(0326) 613 21 18
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
ARSUZ OTELİ
(0326) 643 24 44 (4 hat)
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
HATAYLI OTELİ
(0326) 614 15 90 (3 hat)
(0326) 614 72 44 (3 hat)
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
AYKUT PALACE OTELİ
(0326) 613 53 53
<a href="
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
target="_blank">[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...].tr

SEYRAN OTELİ
(0326) 447 50 34
(0326) 447 54 70
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
KUTLUBAY OTELİ
(0326) 755 40 00
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
HİDRO TESİSLERİ (326)231 46 57
231 40 06[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] SUN INN OTELİ (326)613 33 55
613 55 00 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]ÖZ GÜMÜŞ OTEL (326)643 26 26 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ocak 2012, 21:40   #48
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




HATAY YOL HARİTASI

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ocak 2012, 21:41   #49
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




ŞEHİR İLÇELER HARİTASI

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ocak 2012, 21:42   #50
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hatay İl Arşivi




Hatay’ Da Sağlık

1935’de Antakya’da 50 yataklı modern hastane (Saint Joseph Sörfler Şifa Yurdu) mevcuttu. Arsasını belediye vermiş, yapımı 1931’de başlamış 1932 yılında tamamlanmıştır.
Bunun dışında özel hastane, halkın Mürüsten dediği “Deliler Evi” ve 5 Eczane mevcuttu.
İskenderun’da 80 yataklı Hükümet Hastanesi, fakirler, acizler için dispanser ve 3 Eczane bulunmaktaydı. Kırıkhan’da Sörlere ait bir hastane bulunmaktaydı, 2 Eczane Reyhanlı’da 2 Eczane vardı.
1938 yılında sağlık personeli olarak 1 radyoloji uzmanı, 1 dahiliye uzmanı ve 1 Eczacı bulunmaktaydı.
İlimiz 1979 yılında sosyalleştirme kapsamına alındı. 1 Ekim 1983 yılından itibaren 23 sağlık ocağının inşaatına başlandı ve aynı yıl içinde hizmete açıldı.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre sağlığın tanımı, SAĞLIK; herhangi bir hastalık ve güçsüzlük halinin olmaması ve bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam bir iyi olma durumudur.

Hastalık ise İnsan organizmasının çeşitli nedenlerden ruhsal, bedensel ve sosyal dengesinin bozulmasına denir.
Sağlığı etkileyen faktörleri de şöyle sıralayabiliriz;
ü Sosyal koşullar
ü Tıbbi koşullar
ü İklimsel koşullar
ü Kalıtsal koşullar
ü Yaşam stili
ü Modern kirlilik
Bütün bu faktörleri en aza indirmek için, modern sağlık kurumlarına ihtiyaç vardır. İlimizdeki sağlık kurumlarına bir göz atarsak;

Sağlığın temeli olan Koruyucu Sağlık Hizmetleri Kurumları(birinci basamak sağlık kuruluşları)
ü 143 Sağlık Ocağı,
ü 108 Sağlık Evi,
ü 3 Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi,
ü 3 Halk Sağlığı Laboratuarı,
ü 2 Verem Savaş Dispanseri,
ü 2 Deri ve Zührevi Hastalıklar Dispanseri,
ü 4 Ağız Diş Sağlığı Merkezi,
ü 11 tane Sağlık Grup Başkanlığı bulunmaktadır.

Yine Bakanlığımıza bağlı olarak Tedavi Edici Sağlık Kurumları (ikinci basamak sağlık kurumları)
ü 9 Devlet Hastanesi,
ü 2 Doğum ve Çocuk Bakım Evi,
ü 6 resmi,
ü 9 özel Hemodiyaliz ünitesi,

Acil Hizmetler sunmak için,

ü 17 B 112 Acil Yardım İstasyonu bulunmaktadır.

Ayrıca,

ü 1 Üniversite Hastanesi ilimizde hizmet vermektedir.

Bu kurumlardan ayrı olarak ilimizde

ü 9 Özel Hastane hizmet vermektedir.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
arşivi, hatay, il, İl


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Tcl Arşivi AsiL TCL Scriptler 38 21 Temmuz 2008 18:02
BMW Arşivi Hasan Otomobil Haberleri 0 26 Temmuz 2006 11:32