Çevrimdışı

öncelikle çok sevdiğim eşekherif beyefendinin bu konuda müdahil olamayacağı için çok sevinsem de, aramızda olmayışına üzüldüğümü belirterek sözlerime başlamak istiyorum.

bu başlığı genel kategorisine açtım diğer bölümlere açmayı pek uygun görmedim çünkü ülke hakkında genel görüşlerimizi sunacağım bir başlık olacak. forumda her gün, dolar kurunun ne kadar olduğuna ne kadar indiğine, ne kadar çıktığına dair onlarca başlık açılıyor ama kimse kalkıp demiyor ki; dolar neden sürekli artıyor, yarın bizi neler bekliyor ? anca tayyipe sövüyor, sağa, sola tweet atıyor, instagramda hikaye paylaşıyor. bakın ben size kısaca nereye gittiğini anlatayım, öyle ekonomist falan değilim prof bilgilere sahip değilim, vergi teknolojistiyim.

türkiye gelişmekte olan bir ülke değil, gerilemekte olan bir ülkedir. aslında dış mihraklar goygoyu yanlış değil, etkisi büyük. senin piyasadaki dövizinin çoğunluğuna o dış mihraklar elinde bulunduruyorsa, onların oyuncağı haline gelirsin. en anlaşılabilecek tabirle, mahallede topun sahibi kimse onun istediği oynanır ya da hiç oynanmaz. peki bu bir bahane ya da tek sebep bu mu ? tabii ki hayır.

tarım, sanayi, ticaret politikaları, ülkenin yönetilme şekli, dış siyaset, eğitim sistemi, adalet sisteminin düzgün işlemesi, ülkeye duyulan güven, işsizlik vs vs gelin bunlardan bir kaçına değineyim ben. sıkmıyorum değil mi ? araya mizahi örnekler de katıyorum ki sıkılmayın. hadi devam edelim.

dünya artık bilişim, teknoloji çağında, bu çağda beton döken değil teknolojiye, bilişime yatırım yapan kazanıyor. Bilişim çağını yakalamak demek kişi başına düşen akıllı telefon sayısını artırmak demek değil ha yanlış anlamayın öyle olsaydı dünyanın en güçlü ülkesi olurduk, cem yılmaz esprisi gibi yenisi çıkmış bunun amk gibi bir zihniyetimiz olduğu için çok bu konuda fazla yorum yapmayacağım.

Demek istediğim bu akıllı telefonlara, bilgisayarlara programlar yazacak, ya da donanım üretecek, chip üretecek yeni teknolojiler geliştirecek insanları yetiştirebildik mi ? hayır. yetişenler de zaten hep yurt dışında okumuş ve orada kalmış, hayatını orada ikame ettiren insanlar. ne işi var bu ülkede zaten, neden dönsün ki ? ben olsam ben de dönmem. bakın 2 yıl önce, Teknoloji Bakanlığı'nın bütçesi 666 milyon TL iken Diyanet'in bütçesi 5.7 milyar TL 'di. Hoş bu yıl da diyanete para yetmedi 600 milyon TL ek bütçe talep etmiş. Sadece ek bütçe talebi bile Teknoloji bakanlığının iki yıl önceki bütçesi ile neredeyse eşit. devam edelim,

Dünya üzerinde yaptığı yolla, köprüyle, havaalanıyla geliştiğini iddia eden, gelişen bir ülke daha yok. ama biz ilkleri her zaman severiz, bilirsiniz. ha belki Dubai iddiaa edebilir ama petrol bittiğinde onlar da sıçmaya tuvalet bulamayacaklar merak etmeyin. Türkiyenin geleceğe dair bir projesi, bir yatırımı bir gelir kaynağı yok. Parasını verir yaptırırız zihniyeti taşıyan insanların yönettiği bir ülke keza vatandaşları da aynı zihniyette. Bu ülkenin yerli otomobil üretmekten başka büyük hayali yok, millet artık şoförsüz arabalar üretmeye başladı. Her yere AVM, lüks konut, yol, köprü, hava alanı yapmakla kalkınma olmuyor. Yıllarca bunları insanların gözlerine sokarak bu ülkenin kalkındığını geliştiğini savundular.

Bakın sadece Samsung, ya da ne bileyim sadece iPhone bile Bu ülkenin 1 yılda kazandığı paradan fazla para kazanıyor. Düşünün sadece 1 teknoloji şirketi, türkiye'nin kazandığı paradan fazla kazanıyor, 1 şirket bu ülkenin ekonomisinden daha büyük. Bana inanmıyorsanız Tübitak'ın hayvanat bahçesi müdürüne sorun. Tarım ürünleri ve madenlerinden başka satacak bir şeyi yok bu ülkenin. allahtan topraklarımız verimli de mahmul yetişiyor, araplar gibi çöl olsaydı satacak birşey de bulamayacaktık. Stratejik üretim gerekiyor, nedir stratejik üretim ? Fransa'nın ürettiği airbus yolcu uçakları stratejik üretimdir, milyarlarca dolar para kazandırıyor ülkeye, almanya'nın ürettiği araba stratejik üretimdir. amerika'yı saymıyorum bile.

bakın çin'e ? çin'deki serbest piyasada gezen amerikan doları, amerika'dakinden daha fazladır. çünkü üretim hat safhada, olmasa bir birlerini yerlerdi zaten. Bakın arkadaşlar bizim sattığımız 100 tır tarım ürünü meyve, sebze neyse artık, adamların sattığı 1 adet teknolojik ürün tır ına dahi eşit olamıyor. sattığımız malların katma değeri yok. televizyonlarda çıkıp bilmem kaç bin tır, bilmem kaç bin ton ihracat yaptık diye reklam yapılıyor ee parası ? getirisi nedir ? getirisi yerlerde.

dolar aldı başını gidiyor, ülke sadece tüketiyor, katma değeri yüksek olup ürettiği bir şey yok. bu yazıyı yazarken 2'nci biramı an itibariyle bitirdim, alkol fiyatları olmuş kanser ilaçlarıyla aynı fiyatta zaten. neyse bir bira daha içer yatarım. bakın arkadaşlar kısa bir zaman içerisinde büyük bir ekonomik kriz bizleri bekliyor olacak. bu sebeple elinizdeki paraya, mallara sahip çıkın, har vurup harman savurmayın. bunu hatırlatacağım sizlere. umarım yanılırım. ki yanıldığım çok nadirdir.

sesini yükseltmezsen, eğitim, bilim, teknoloji, adalet demezsen, lüks konutlara bakıp, hava alanlarına, köprülere bakıp vayybe demeyi bir kenara bırakmazsan çocuklarımız hepimize küfredecek. bu durumda olmamız sadece bu ülkeyi yönetenlerin suçu değil, aynı zamanda halkının da suçudur, hepimizin suçudur. ben ileriye doğru baktığımda hiç bir ışık göremiyorum, umarım görebilen vardır diyor ve odanın ışıklarını kapatıp yatıyorum. hadi siz de uyuyun olm saat kaç olmuş.

 

Çevrimdışı

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] çok güzel konulara değinip açıklama yapmışsın, tekrar etmek istemiyorum, ülkede ki kutuplaşma yüzünden hiç bir zaman kalkınması zor bu ülkenin, satılacak bir şey de kalmadı artık, üretim zaten sıfır, tamamen tüketici bir ülke konumundadır ülkemiz, üniversite sınavında alınan sonuçlar resmen komedi yahu, ülkenin ne durumda olduğunun kanıtı, gelişmiş ülkelere bakalım hemen eğitim birinci sırada sonrasında üretim, teknoloji, bilim, sanat vs vs diye gider.. ülke kötü yönetiliyor bunu kabul edelim,. mevcut yönetim şuan değişmiş olsa da durum çok çok farklı olmaz, çünkü kaynaklar tüketildi.. ekonominin kötü olmasının sebeplerinden birisi de başkanlık sistemi yabancı sermayeler yatırımı çekti ve dolar fırladı resmen, acil önlemler alınmazsa felaket bizi bekliyor maalesef, ilerisi için hiç bir ümit yok bende, umarım yanılmış olurum ve güzel bir gelecek kalır genç nesillere.

__________________
Hiçbir şey istediğim yok senden felek!
Ama yine de ucuz olsun ekmek
Ve pahalı olsun insan hayatı...
‘R.Hamzatov’

 

Çevrimdışı

tarafsız bir ekonomist bloomberg'e yaptığı türkiye yorumunun çevirisi aşağıdaki gibidir.

Türkiye'de neden ekonomik sorun durdurulamıyor başlıklı açıklaması.

Erdoğan'ın 16 yıllık iktidarının büyük bölümünde Türkiye, Çin'dekine benzer bir büyüme seviyesi gördü. Ama cari hesap fazlasına sahip bir ihracat gücü olan Çin'in aksine, Türkiye dünyadaki en büyük cari açıklardan birine sahip çünkü büyüme dış borç sayesinde oldu. Dünyadaki merkez bankaları, ekonomileri krizden çıkarmak için piyasalara para pompalarken işler fena değildi. Ancak durum değişti çünkü dünyada faiz oranları yükseldi ve gelişmekte olan piyasalara ilgisini kaybeden yatırımcılar paralarını yeniden gelişmiş ekonomilere çekti.

Türkiye bu dönemde yurt dışından aldığı paraları uzun vadeli getiriler sağlayacak alanlara yönlendirme fırsatını kaçırdı ve paranın çoğunu inşaat projelerine ve AVM'lere gömdü. Şu anki durum pek parlak değil. Enflasyon yüzde 15'in üzerinde, yani merkez bankasının hedefinin üç katından fazla. Bunlar bir yandan tüketicinin cüzdanını eritirken, şirketlerin bilançolarını da uçurumun kenarına itiyor.

Liranın düşmesi ve kredi maliyetlerinin artmasıyla, dövizle borçlanan şirketlerin yükü artıyor. Erdoğan devletin borcunu azaltmak ve merkez bankasının daha yüksek faiz oranlarıyla ekonomiyi soğutmasına razı olmak yerine inşaatı finanse etmek için faizleri düşük tutmak istiyor. Tahvil fiyatları neden düştü? Türkiye, kamu borcu yatırımcıları için dünyanın en kötü ülkesi olarak Arjantin'in yerini aldı. 10 yıllık tahvillerin faizi yüzde 20'nin üstüne çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.

Bunun nedenlerinden biri yatırımcıların korkması. Cari açığın bu yıl GSYİH’nin yüzden 6’sından fazla olacağı tahmin ediliyor. Bu oran, gelişen piyasalarda görülen en büyük açıklarından biri. Bu nedenle Türkiye’nin sürekli yurt dışından para çekmesi gerekiyor. GSYİH’deki büyümenin yavaşlanması beklenirken hükümetin yatırımcıları korkutmamak için enflasyonu da kontrol etmesi gerekiyor. Merkez Bankası Nisan’dan beri faiz oranlarını 500 baz puan artırdı ama enflasyonu zaptedemedi. Yatırımcılar Erdoğan’ın ısrarını sürdürmesinden korkuyor.

Lira neden zayıflıyor? Bir neden, 2016’daki başarısız darbe girişiminden sonraki siyasi kargaşa ve Türkiye’nin Avrupa ve ABD ile ilişkilerinde gerilimin artması. Diğer bir neden de hükümetin “her şeye rağmen büyüme” politikasıyla enflasyonu tetiklemesi. Hatırlarsanız Türkiye’de daha fazla büyüme daha fazla borç demektir. Liranın düşüşü, özellikle enerji gibi alanlarda ihracatın ithalata bağımlı olduğu bir ekonomi için ve net döviz açığı 210 milyar dolardan fazla olan bir finans dışı sektör için sancılı bir durum.

Enflasyon neden yüksek? Enflasyon yüzde 15.85 ile kontrolden çıkıyor çünkü liranın düşüşü ithalat maliyetini artırıyor. Çoğu merkez bankası böyle bir durumda para birimi değer kaybetmeden önce faiz oranlarını artırırdı. Bu, fiyatlar çok hızlı arttığında uygulanan olağan çözümdür. Ancak yatırımcılar, yüksek borçlanma faizlerine karşı çıkan ve enflasyonun neden kaynaklandığı konusunda kendi görüşünü savunan Erdoğan’ın, Merkez Bankası’nın elini kolunu bağladığını düşünüyor. Bu nedenle Merkez Bankası harekete geçtiğinde, iş işten geçmişti.

Erdoğan ise ders kitaplarındaki teorinin tam tersini savunuyor. “Yüksek faiz oranları enflasyona neden olur” diyor. Bu nedenle iktisatçıların çoğu faiz oranlarının artması gerektiğini söylerken, Erdoğan hep düşük faiz oranlarını savundu. Ayrıca yüksek finansman maliyetlerinin vatana ihanet olduğunu söyledi, Türkiye’yi sömürmek ve daha yüksek getiriler elde etmek isteyen “faiz lobisine” yüklendi. Erdoğan için bu ekonomik bir argümandan ibaret değil, seçmen sadakati kazanmak için kullandığı stratejinin parçası.

Siyasi başarısı büyük oranda, istihdam yaratan ve Türkiye’nin artan refahını vitrine çıkaran mega projeleri kullanarak, büyüyen orta sınıfa ekonomik kazanımlar vaat etmek ve bunları yerine getirmek üzerine kurulu. Darbe girişimi ekonomik daralmayı tetikleyince Erdoğan hükümeti bu eski reçeteye döndü. Kredilerin, kredi garanti fonuyla desteklenmesi gibi uyarıcı önlemlerle ilk çeyrekte yüzde 7.4 oranında büyüme sağlandı.

Türkiye IMF’den kurtarma paketi isteyecek mi? Bu, Erdoğan için kabullenilmesi zor bir durum olur, çünkü kendisi, Türkiye’nin önceki kurtarma paketinden kalan borcunun tamamını ödemekle büyük gurur duyuyor ve ülkenin nihayet ekonomik bağımsızlığını kazandığını iddia ediyor. Ama gerçekte Türkiye, dış dünyaya her zamanki kadar, hatta belki de her zamankinden daha fazla bağımlı. Yabancı bankalar Türk bankalara ve şirketlere verdikleri kredileri durdurursa, yatırımcıların “sert iniş” senaryosu dediği şey yaşanabilir ve ekonomi durma noktasına gelebilir.

Böyle bir şey yaşanırsa, iktisatçıların tahminine göre Türkiye eninde sonunda IMF’nin kapısını çalacaktır.

 

Çevrimdışı

Dış Mihrakmı Dersiniz Dış Güçler Mi Dersiniz Avrupa mı Dersiniz Amerika Mı Dersiniz Bilmem
Evet Dışarıdaki Ülkeler Bizim Gelişmemizi İstemeyebilir Ugraşabilir Yaptırım Yapabilir Ki Yapıyor Da
Fakat Başımızdaki Hükümet 16 yıldır Bu Ugraşmalara Yaptırımlara Zemin Hazırladı.
Halen De Hazırlıyor.Gelişmekte Olan Ülke Degiliz Gelişmeye Niyeti Olmayan Bir Ülkeyiz.
Mustafa Kemalin Ali Fuat ın Refet Bele nin İsmet İnönünün Kazım Karabekir İn Binbirtürlü Zorluklarla Kurdugu
Türkiye Cumhuriyeti Şuanda 1920( işgal Zamanı ) li Yıllardan Daha da Kötü Durumdadır.
Ben Komünist Bir Düşünceye Sahibim Ve Tuncelinin Ovacık İlçesindeki Komünist Bir Belediye Başkanının Ovacık İlçesine Verdigi Yararı Ve Katkıyı Şuan ki Hükümet 16 Yıldır Turkiye Cumhuriyetine Veremedi Kanaatindeyim..
Sonumuz Hayırlı Olsun Dicem Fakat Hayırlı BirŞey Ufukta Gözükmüyor.....

__________________

Dayan Rüsva Etme Beni

 

Çevrimdışı

Ağlayarak okudum @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] oşınn
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
beni çok duygulandırdın

 

Çevrimdışı

kLara Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Ağlayarak okudum @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] oşınn Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. beni çok duygulandırdın

ben sizin için çok göz yaşı döktüm @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hanımefendi, ona rağmen tek bir damla göz yaşınızı okyanuslara değişmem. siz de ağlayın açılırsınız.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 

Çevrimdışı

Güzel anlatmışsın kardeşim, ellerine sağlık.
Üretmediğimiz için ülkemizde doların etkisi bu kadar yüksek.
Çünkü herşeyimizi dışarıdan aldığımız gibi, hepsini de dolar, euro üzerinden alıyoruz.

 

Çevrimdışı

tayyipçiğimden cevap gecikmedi. "onların doları varsa, bizim de halkımız ve allahımız var" siyaset ancak bu kadar ucuz yapılabilir. yine dinden damardan giriyor.

 

Çevrimdışı

Ocean Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

öncelikle çok sevdiğim eşekherif beyefendinin bu konuda müdahil olamayacağı için çok sevinsem de, aramızda olmayışına üzüldüğümü belirterek sözlerime başlamak istiyorum. bu başlığı genel kategorisine açtım diğer bölümlere açmayı pek uygun görmedim çünkü ülke hakkında genel görüşlerimizi sunacağım bir başlık olacak. forumda her gün, dolar kurunun ne kadar olduğuna ne kadar indiğine, ne kadar çıktığına dair onlarca başlık açılıyor ama kimse kalkıp demiyor ki; dolar neden sürekli artıyor, yarın bizi neler bekliyor ? anca tayyipe sövüyor, sağa, sola tweet atıyor, instagramda hikaye paylaşıyor. bakın ben size kısaca nereye gittiğini anlatayım, öyle ekonomist falan değilim prof bilgilere sahip değilim, vergi teknolojistiyim. türkiye gelişmekte olan bir ülke değil, gerilemekte olan bir ülkedir. aslında dış mihraklar goygoyu yanlış değil, etkisi büyük. senin piyasadaki dövizinin çoğunluğuna o dış mihraklar elinde bulunduruyorsa, onların oyuncağı haline gelirsin. en anlaşılabilecek tabirle, mahallede topun sahibi kimse onun istediği oynanır ya da hiç oynanmaz. peki bu bir bahane ya da tek sebep bu mu ? tabii ki hayır. tarım, sanayi, ticaret politikaları, ülkenin yönetilme şekli, dış siyaset, eğitim sistemi, adalet sisteminin düzgün işlemesi, ülkeye duyulan güven, işsizlik vs vs gelin bunlardan bir kaçına değineyim ben. sıkmıyorum değil mi ? araya mizahi örnekler de katıyorum ki sıkılmayın. hadi devam edelim. dünya artık bilişim, teknoloji çağında, bu çağda beton döken değil teknolojiye, bilişime yatırım yapan kazanıyor. Bilişim çağını yakalamak demek kişi başına düşen akıllı telefon sayısını artırmak demek değil ha yanlış anlamayın öyle olsaydı dünyanın en güçlü ülkesi olurduk, cem yılmaz esprisi gibi yenisi çıkmış bunun amk gibi bir zihniyetimiz olduğu için çok bu konuda fazla yorum yapmayacağım. Demek istediğim bu akıllı telefonlara, bilgisayarlara programlar yazacak, ya da donanım üretecek, chip üretecek yeni teknolojiler geliştirecek insanları yetiştirebildik mi ? hayır. yetişenler de zaten hep yurt dışında okumuş ve orada kalmış, hayatını orada ikame ettiren insanlar. ne işi var bu ülkede zaten, neden dönsün ki ? ben olsam ben de dönmem. bakın 2 yıl önce, Teknoloji Bakanlığı'nın bütçesi 666 milyon TL iken Diyanet'in bütçesi 5.7 milyar TL 'di. Hoş bu yıl da diyanete para yetmedi 600 milyon TL ek bütçe talep etmiş. Sadece ek bütçe talebi bile Teknoloji bakanlığının iki yıl önceki bütçesi ile neredeyse eşit. devam edelim, Dünya üzerinde yaptığı yolla, köprüyle, havaalanıyla geliştiğini iddia eden, gelişen bir ülke daha yok. ama biz ilkleri her zaman severiz, bilirsiniz. ha belki Dubai iddiaa edebilir ama petrol bittiğinde onlar da sıçmaya tuvalet bulamayacaklar merak etmeyin. Türkiyenin geleceğe dair bir projesi, bir yatırımı bir gelir kaynağı yok. Parasını verir yaptırırız zihniyeti taşıyan insanların yönettiği bir ülke keza vatandaşları da aynı zihniyette. Bu ülkenin yerli otomobil üretmekten başka büyük hayali yok, millet artık şoförsüz arabalar üretmeye başladı. Her yere AVM, lüks konut, yol, köprü, hava alanı yapmakla kalkınma olmuyor. Yıllarca bunları insanların gözlerine sokarak bu ülkenin kalkındığını geliştiğini savundular. Bakın sadece Samsung, ya da ne bileyim sadece iPhone bile Bu ülkenin 1 yılda kazandığı paradan fazla para kazanıyor. Düşünün sadece 1 teknoloji şirketi, türkiye'nin kazandığı paradan fazla kazanıyor, 1 şirket bu ülkenin ekonomisinden daha büyük. Bana inanmıyorsanız Tübitak'ın hayvanat bahçesi müdürüne sorun. Tarım ürünleri ve madenlerinden başka satacak bir şeyi yok bu ülkenin. allahtan topraklarımız verimli de mahmul yetişiyor, araplar gibi çöl olsaydı satacak birşey de bulamayacaktık. Stratejik üretim gerekiyor, nedir stratejik üretim ? Fransa'nın ürettiği airbus yolcu uçakları stratejik üretimdir, milyarlarca dolar para kazandırıyor ülkeye, almanya'nın ürettiği araba stratejik üretimdir. amerika'yı saymıyorum bile. bakın çin'e ? çin'deki serbest piyasada gezen amerikan doları, amerika'dakinden daha fazladır. çünkü üretim hat safhada, olmasa bir birlerini yerlerdi zaten. Bakın arkadaşlar bizim sattığımız 100 tır tarım ürünü meyve, sebze neyse artık, adamların sattığı 1 adet teknolojik ürün tır ına dahi eşit olamıyor. sattığımız malların katma değeri yok. televizyonlarda çıkıp bilmem kaç bin tır, bilmem kaç bin ton ihracat yaptık diye reklam yapılıyor ee parası ? getirisi nedir ? getirisi yerlerde. dolar aldı başını gidiyor, ülke sadece tüketiyor, katma değeri yüksek olup ürettiği bir şey yok. bu yazıyı yazarken 2'nci biramı an itibariyle bitirdim, alkol fiyatları olmuş kanser ilaçlarıyla aynı fiyatta zaten. neyse bir bira daha içer yatarım. bakın arkadaşlar kısa bir zaman içerisinde büyük bir ekonomik kriz bizleri bekliyor olacak. bu sebeple elinizdeki paraya, mallara sahip çıkın, har vurup harman savurmayın. bunu hatırlatacağım sizlere. umarım yanılırım. ki yanıldığım çok nadirdir. sesini yükseltmezsen, eğitim, bilim, teknoloji, adalet demezsen, lüks konutlara bakıp, hava alanlarına, köprülere bakıp vayybe demeyi bir kenara bırakmazsan çocuklarımız hepimize küfredecek. bu durumda olmamız sadece bu ülkeyi yönetenlerin suçu değil, aynı zamanda halkının da suçudur, hepimizin suçudur. ben ileriye doğru baktığımda hiç bir ışık göremiyorum, umarım görebilen vardır diyor ve odanın ışıklarını kapatıp yatıyorum. hadi siz de uyuyun olm saat kaç olmuş.

bakın büyük ekonomik kriz olacağını 2018 yılında yazmışım, yine yanılmamışım. ulvi, ulema bir kişilik olduğumu biliyorum ama övgü beklemiyorum. ben sizler için varım.

 

Çevrimdışı

Laynnn başlığı okuyuncaaaa noluyoruzxz dedimm

Allah seniii bildiği gibi yapsınn emiii 🌈 😆

Seni seviyoruzzzz bağımsız yeni ekonomi bakanımmm

__________________
instagram ido baş - mirocuido.com özellikle , Sohbet sitelerinde yüzünü görmediğiniz insanlara İTİBAR etmeyin..
Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.