Çevrimdışı

Bugünkü İngiliz gazetelerinin çoğunda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun İsrail'le ilişkilere yönelik son açıklamaları yer alıyor.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Guardian'ın haber başlığı, "Türkiye, yardım gemisine yapılan baskın yüzünden İsrail'le ilişkileri kesmeye hazır".
Gazete, Ahmet Davutoğlu'nun, İsrail'le diplomatik bağların sürmesi için ya yaşananlar yüzünden özür dilenmesi, ya da uluslararası ve bağımsız bir soruşturma açılmasıyla bu soruşturmanın sonuçlarının kabul edilmesi gerektiğini söylediğini aktarıyor.
Guardian'a göre açıklama, Türkiye'nin İsrail'le diplomatik ilişkilerini keseceğine yönelik olarak şu ana kadarki en açık tehdit. Gazete, İsrail'in ise Gazze'ye yönelik ablukayı hafifletirken, ültimatomu reddettiğini bildiriyor.
'Diplomatik kavga büyüyor'


İsrail tüketim mallarının Gazze'ye girişine yönelik tüm kısıtlamaları kaldırmıştı. Independent'daki haberin başlığı ise "Gazze'ye yönelik abluka hafiflerken, yardım gemisine yönelik saldırının yol açtığı diplomatik kavga büyüyor".
Independent'a göre İsrail Gazze Şeridi'nde yeni bir politika uygulamaya başlayarak, uluslararası toplum nezdinde derinleşen tecridine son vermeye çalışıyor.
Gazete, Türkiye'nin İsrail'le ilişkileri kesme tehdidinde bulunmasının ise İsrail'in bu yöndeki çabalarına zarar verdiğini vurguluyor.
'Obama-Netanyahu görüşmesi bir şans'


Daily Telegraph gazetesi ise başyazılarından birini, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bugün Washington'da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'yla yapacağı görüşmeye ayırmış.
Gazeteye göre görüşme, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için bir şans.
Daily Telegraph, Obama Yönetimi'nin dış politikada en önemli önceliklerinden birinin İsraillilerle Filistinliler arasındaki müzakerelerin yeniden başlaması olduğunu, bu noktada çok kıymetli bir yılın boşa harcandığını belirtiyor.
Gazeteye göre ortaya çıkan boşluğu ise Gazze'ye yardım götüren bir konvoyun feci bir şekilde durdurulması sonrası, İsrail'le Türkiye arasındaki kin dolu kavga doldurdu.
Daily Telegraph, İsrail'in, Ankara'nın istediği gibi özür dilemekte isteksiz olduğunu ancak Gazze'ye yönelik bunaltıcı ticari kısıtlamaların bazılarını kaldırmasının Barack Obama tarafından memnuniyetle karşılanması gerektiğini belirtiyor.
Gazete, İsrail'in, barış müzakerelerini canlandırma yolunda önemli bir adım attığı kanısında.
PKK: Eylemsiz dönem bitti


Times gazetesi ise bugün iki sayfasını Kandil Dağları'na giden muhabiri Oliver August'un PKK'lılarla yaptığı görüşmelere ayırmış.
Oliver August'ın haberinin başlığı, "Ateşkes hava saldırılarıyla bozulurken, Kürt isyancılar yeni bir saldırı dalgası tehdidinde bulunuyor".
August, birçok Batılı hükümetin terör örgütü olarak gördüğü PKK'nın, barış sürecinin başarısız olmasından Türkiye'yi sorumlu tuttuğunu, Ankara'nın 14 aydır cezalandırıcı askeri operasyonlarını sürdürdüğünü iddia ettiğini aktarıyor.
PKK'nın en üst düzey beş komutanından biri olarak tanıtılan Sozdar Avesta, Türk hükümetinin Kürt Sorunu'nu barışçıl bir şekilde çözmekte başarısız olduğunu söylüyor. "Gerilla birimleri Türkiye çapında harekete geçirildi. Kendimizi aktif şekilde savunacağımız bir dönemi başlattık" diyor Sozdar Avesta.
Adı açıklanmayan bir diğer PKK yetkilisi ise "Türk hükümeti ateşkesimizi bir zayıflık işareti olarak gördü ve bundan faydalanmaya çalışıyor. Topyekün bir savaşa hazırlanıyorlar" diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: "Yeniden daha fazla gerillayı kabul etmeye hazırız. Eylemsiz dönem bitti".
Times'taki haberde ayrıca PKK'lıların 1999'da Kandil Dağları'na sığındıkları, PKK'nın 5 bin üyesinin olduğu sanıldığı ve üyelerinin üçte birden fazlasının da kadın olduğu belirtiliyor.
'Hague, paradoksun üzerinde geziyor'


İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague geçen hafta Londra'da yeni İngiliz hükümetinin dış politikasına yönelik kapsamlı bir konuşma yapmıştı. İngiltere yükselen uluslararası güçlerle daha yakın bağlar kurmak istiyor.
Financial Times yazarı Philip Stephens bugün William Hague'in konuşmasını yorumlamış. Stephens'ın yazısının başlığı, "Hague, zorlu bir paradoksun üzerinde geziyor".
"Güçlü bir dışişleri bakanı nihayetinde, İngiltere küresel güvenliğe güçlü şekilde katkıda bulunmadıkça fazla faydalı değildir" diyor yazar.
Philip Stephens'a göre, Whitehall'un dış politikaya biçim verme şeklini yeniden düzenlemek, Hindistan ve Türkiye gibi yükselen güçlerle ilişkiler inşa edecek kaynaklar üzerinde odaklanmak, İngiltere'nin diplomasiye ve yumuşak güce dayalı avantajlarından faydalanmak kulağa hoş geliyor. Ancak Stephens tüm bu çabaların muhtemelen dünyadaki büyük ekonomik ve jeostratejik değişime karşı koyamayacağını belirtiyor.
Financial Times yazarına göre Amerika Birleşik Devletleri'nde, İngiltere'nin uluslararası etkinliği için gerekli bedeli ödemeye isteksiz olduğu yönünde bir algı var; Delhi, Pekin ve Ankara'da da benzer hesaplar yapılıyor.
Philip Stephens, bu algıyı güçlendiren iki de faktörden söz etmiş. Bunların biri, stratejik savunma değerlendirmesinde muhtemelen silahlı kuvvetlerin kapasitesinde önemli oranda azalma öngörüleceği. Diğeri de İngiltere Başbakanı David Cameron'ın, Afganistan'dan mümkün olan en kısa sürede asker çekme isteği.
Philip Stephens, yazısını şöyle noktalanmış: "İngiltere'nin herşeyden önemli olan ulusal çıkarı, kurallara dayalı bir uluslararası sistemin var olmasıdır. Bu kuralların muhafaza edilmesi için de, İngiltere güvenliği sağlayarak o kurallara uyulmasına yardıma hazır olduğunu göstermelidir."
Rumlar Jennifer Lopez'in Girne konserine karşı


Guardian gazetesi Kıbrıslı Rumların, 41. doğumgününde Kuzey Kıbrıs'ta bir konser verecek ünlü şarkıcı Jennifer Lopez'den fikrini değiştirmesini istediğini duyuruyor.
Lopez, yapımı 220 milyon dolara mâl olan Girne'deki beş yıldızlı Cratos Premium adlı otelin gala gecesinde sahneye çıkacak.
Guardian ise Kıbrıslı Rumların Lopez'in bu otelde sahne almaması için Facebook üzerinde bir kampanya başlattıklarını, kampanyaya şu ana kadar 7 bin kişinin katıldığını duyuruyor.

__________________
Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük.