![]() |
Cevap: Mutlusuzluk. Mesafenin önemi yoktur. Burnunun dibinde olsa ne olacak, seni anlamıyorsa! Ama birisi vardır ki dünyanın öbür ucunda. En ihtiyaç duyduğun anda, iki satırıyla bile olsa, bir çırpıda yanı başında. Mesafe uzaklıklarda değil, mesafe fedakarlıkta. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Mutlusuzluk. Belki de bir gün yeniden karşılaşırız, olamaz mı? |
Cevap: Mutlusuzluk. Niye olmadı, olsa nasıl olurdu, olur da bir daha olma ihtimali olur mu?” diye de düşünmüyorum. Yoruldum çünkü. Biraz da öfkem var… Hani kapıdan çıkan o kapanma sesi gibiyim. Kim farkında ki kapının, çıkardığı o sesin kim farkında? Çekip gidiyor herkes. Herkes gidiyorsa kapının ne önemi var o zaman? Niçin kapatıyorsunuz? |
Cevap: Mutlusuzluk. "Öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mavi ve her zaman mavi; aşağı siyah her zaman siyah... |
Cevap: Mutlusuzluk. Zaman mı? değil zaman. |
Cevap: Mutlusuzluk. “En çok neyi konuşuyorsam, aklımda olan da hep o'dur” demek değil elbette. |
Cevap: Mutlusuzluk.
|
Cevap: Mutlusuzluk. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] "Yine gece, Yine hüzün.. ve yine içimde sen ve biliyor musun? İçimde sen olunca, Hüzün de güzel…" |
Cevap: Mutlusuzluk. Sessizliği öğrenmek için dolaştık sonra bir zaman Hanidir unuttuğumuz sessizliği. (Tuzu, çiçekleri, tuzu, çiçekleri andık) Bir ses kara yaşlanır, deniz de eskir diyordu Hayatın renginde (Sözcüğün nüfus kâğıdıyla) Neden sonra kadınların seslerini duyduk Çekilen bir deniz gibi. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] İlhan Berk |
Cevap: Mutlusuzluk. Hataydın, biliyordum. |
Cevap: Mutlusuzluk. Yaşadığın hayal kırıklığı bir müddet sonra geçiyor. Ama yine birine güvenmek hiç kolay değil. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Mutlusuzluk. Gitmek isteyipte gidemediğin anlar da, gidememiş olmak değil de kalmaya zorunlu hissetmek kendini -evet tam olarak bu, zorunlu^^- daha çok öfkelendiriyor insanı. Neden böyle hissettiğini sorguluyorsun önce. Cevabın olmadığını bilerek ve bunun gibi nice cevapsız sorular.. |
Cevap: Mutlusuzluk. "... Sabahın sahibi vardır. |
Cevap: Mutlusuzluk. Sonra oturup kabuğunu soyuyorsun yaranın. |
Cevap: Mutlusuzluk. ''Bir şey eksikti, vardı yeryüzünün haberi yanımızda başka bedenler aklımızda başka hayaller ama aynı güneş aynı gökyüzü ve sen büyürken kimselerin fark edemediği yerlerde gözlerini anlamsızca dikerken en yükseklere durmaksızın seni düşündüğümü söylemem doğru olmaz.. ama günün başka kimselere anlamlı gelmeyen anlarında bazen onu elli geçe mesela bazen ikiye altı kala çorabımın tekini ararken ya da kaç yumurta kıracağımı düşünürken tavaya mütemadiyen seni düşündüğümü söyleyebilirim. sevgilim denmez artık uzaktaki sevgiliye sevgilim denmez çok ayıp ama sevdiğim diyebilirim sevdiğim belli olmaz saçma sapan bir zamanda bir çocuk gülüşünde ya da eski bir türk filminde farkında bile olmadan aklına gelebilirim'' Ali Lidar Seversin diye düşündüm @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] :) |
Cevap: Mutlusuzluk. Kaçırdığımız sabahlara ciddi bir özür borçluyuz, |
Cevap: Mutlusuzluk.
|
Cevap: Mutlusuzluk. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Mutlusuzluk. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Mutlusuzluk. Özlemek yoruyor.. |
Cevap: Mutlusuzluk. ...değişmek gerek oysa |
Cevap: Mutlusuzluk. Bazen tüm bunları düşünmüyormuş gibi yapıyorum, |
Cevap: Mutlusuzluk. Ve işgalim,eşgalim,sevgilim... Keşke diyorum bazen bu şehir yanlızca senden ibaret olsaydı... - Mehmet Uzun [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Mutlusuzluk. Karlar eriyince, beyaz kalır mı gece? [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Mutlusuzluk. Bir çocuk minicik ellerinin arasına alıp salladı küçük dünyamı.Onun sallamasıyla başımdan aşağıya beyaz beyaz noktacıklar dökülmeye başladı.Uzun uzun seyretti bu manzarayı çocuk, beni ve küçük dünyamı. Son beyazlık da düşünce yere tekrar sallandı dünyam. Tekrar seyretti bu manzarayı çocuk büyük bir hayranlık ve merakla. Kim bilir ne kadar çok istiyordu bu kürenin içinde olmayı. Kendi küresinin görünmez camları içerisinde yaşayan çocuk tabii ki bilemezdi benim küremde her şeyin ne kadar sahte olduğunu. Altında üşümek istediği kar sahte, üstüne tırmanmak istediği çam ağacı sahteydi ve kömürlerle üzerine düğmeler yapmak istediği ben sahteydim. Annesinden azar işitip de ağladığı zaman gözlerinin takıldığı gülümsemem de sahteydi ve en çok da o sahteydi aslında. Mutluluğu arayan insanların fabrikalarında büyük bir gülümseme yüzüme yapıştırılırken mutsuz olma hakkı verilmemişti bana çünkü. Yine de ağlardım ben gizlice, sahte karlar üzerimde dans ettiğinde. Oysa kimse üzülmezdi bir kar küresinin içindeki dünyayı izlerken. Bilmezlerdi çünkü içeride gülümseyen o kardan adamın aslında ağladığını. Tek mevsimin yaşandığı bir dünyaydı benimkisi. İçinde sadece tek bir rengin olduğu bir dünya… Gülümsemeye zorlanmışlığımla, kendi dünyamın merkezine saplanmışlığımla ve tüm sahteliğimle içinde bulunduğum ve camlarını kırıp dışına çıkamadığım bir dünya… Keşke getirebilseydim buraya baharı. Arkamdaki çam ağacının dallarında kuşlar cıvıldasaydı,açsaydı rengarenk çiçekler, arılar bal yapsaydı. Ne kadar güzel olurdu baharı kendi küçük dünyama getirebilseydim. Hatta o kadar güzel olurduki gerçek olsam erirdim. Ama ne bahar uğradı buralara ne de ben gerçek olup eridim. Küçük çocuk yanımda oturmuş uçuşan sahte karlarımı izlerken, ben onun odasının penceresinden yüzümde gülümseme içimde yaşla yağan yağmuru seyrettim. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Mutlusuzluk. "Yirmi beş yaşındasın ve yirmi dokuz dişin, üç gömleğin, sekiz çorabın, artık okumadığın birkaç kitabın, artık dinlemediğin birkaç plağın var. Başka şeyleri hatırlamayı canın çekmiyor: ne aileni, ne öğrenimini, ne aşklarını, ne dostlarını, ne tatillerini, ne de tasarılarını. Yolculuklara çıktın ve dönüşte yanında hiçbir şey getirmedin. Oturuyor ve beklemek istiyorsun sadece, bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek: Gece olsun, saatler vursun, günler geçip gitsin, anılar silikleşsin..." |
Cevap: Mutlusuzluk. Oturuyor ve beklemek istiyorsun sadece, bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek: Gece olsun, saatler vursun, günler geçip gitsin, anılar silikleşsin.. evet, anılar silikleşsin.. |
Cevap: Mutlusuzluk. Kumdan bir kale düşünün. Çevresine güzel su kanalları yapmış, hendekler kazmışsınız. Yalnız öyle bir yere inşa etmişsiniz ki kalenizi, dalgalar güçlendikçe önce su kanalları doluyor, sonra heybetli surlarınız tuzlu suyun ellerinde giderek erimeye başlıyor. Sizse elinizde küçük plastik kovanız, sahilden topladığınız kuru kumlarla surları onarmaya çalışıyorsunuz. Yaptığınız yamalar, bir sonraki dalganın darbesiyle çirkin şekiller almaya başlıyor. Küçük plastik kovanızla habire koşturup duruyorsunuz. Kan, ter ve panik içinde!.. O kadar odaklanmışsınız ki “onarmaya”, bu yıkımın artık sizin kontrolünüzde olmadığını göremiyorsunuz. Oysa bir dursanız, durup da yukarıdan baksanız kaleye, çamur haline gelmiş surlara ve dalgalara; onarmaya harcadığınız sürede yepyeni bir kale inşa edilebileceğini göreceksiniz. Denizin biraz ötesinde, yeni bir başlangıç yapabileceksiniz. Yaşam da birçoğumuz için böyle geçip gidiyor. “Alışmaya” çalışıyoruz. İncinen yerlerimize her gün küçük yamalar dikiyoruz. Ertesi gün sökülüyor yamalarımız, yara bere içinde, delik deşik, yorgun argın dönüyoruz evlerimize. Her şeyi bırakıp düşlerimizin peşinden gitmek, bir lüksmüş, şımarıklıkmış gibi görünüyor gözümüze. Öyle ki utanıyoruz da bazen, gitme düşlerimizden! Bazen bir şeyi onarmak için, önce tamamen yıkmak gerekmez mi? Hayatınızdaki bazı kumdan kaleler, denize karışmayı çoktan hak etmedi mi? |
Cevap: Mutlusuzluk. Kor bir yankıdan başka nedir ki taş? Dünyada bir heves değil mi insan? Yokluk ateşiyle tutunduk varlığa çatladık,kırıldık ağrıdık. Sarıydı kum çünkü gökyüzü sarı hatıra. Yeryüzünün acı bilgisine uyandık, şaşkınlığa. Derin uçurumlardan doğrulup doruğa, yollarda kabuklar soyunduk. Dilsizmiş dağ,ses etmemiş bize merhamet ettik bakıp halimize -Ah boynumuz ağırdı bize boyumuzdan büyük yükler edindik. Çöl! yetmez mi bunca ağrıdığımız sarı zehir işte dört yanımız Çöl! kaldır kumunu duy halimiz: -Kaybolduk sende, nerde yolumuz? |
Cevap: Mutlusuzluk. o zaman bu da dursun burda,, |
Cevap: Mutlusuzluk. Ah en sevdiğim şiir, en yeni ve tatlı arkadaşımın bir arada olması nasıl tarifsiz bir mutluluk :) Doğuya bakan yüzünle bak bana ve kalbimin bir porselen gibi olduğunu hiç unutma.. |
Cevap: Mutlusuzluk. Üzülme, ben çok iyiyim. |
Cevap: Mutlusuzluk. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bazen hayatınıza bir dokunuş olur, Beklemediğiniz bir anda. Hiç bir nedenini bulamazsınız! Neden geldi, nerden geldi, niçin geldi? Düşünürsünüz. Şaşırırsınız. Mutlu olursunuz. Ve içinizden bir ses size fısıldar: -Bu bana yıldızların bir kıyağı olsa gerek. … * |
Cevap: Mutlusuzluk. Alışmak.. |
Cevap: Mutlusuzluk. Uluorta yaşadığım ama hiç kimseye anlatmak istemediğim acılarım var benim. |
Cevap: Mutlusuzluk. Şimdiden bir hatırasın Bulutsa, tozsa, uçarsa Bütün (aşklar) paranteze alınsın Rüzgar çanısın, rüzgarın diline dolanırsın Ne bir şarkısın, ne de dillerde nağme adın Artık bazı şarkılar kadar yaralısın Günler izmarit diplerinde biriksin O zaman mutlaka bir trenle gelirsin Köpüklerdensin, mavisin, sakinsin istesen suyun tenine bitişirsin ellerimi bıraktım, artık bunu sana yazsın İçimde iki yaşlı balık varsa, İçimde biri pulsuz, iki balık varsa Biri sensen, gelirsen ve yok edersen Bunu yazmak istiyorum sana Sonra postalamak istiyorum Pulsuz bir zarfla Hiçbir mektup artık ikna etmiyor beni hayata |
Cevap: Mutlusuzluk. Bazı geceler, zaman duracak kadar yavaşlar.. |
Cevap: Mutlusuzluk. O büyük ve muazzam zamanda unuttum Kanatlarım çok oldu üşüyor benim Bu beyaz ıssızlıkta göğsüme düşüyor Bu yüzden eğik boynum. Bir kuşun anısı kalmış bende, saklı Bundan gözlerimdeki kayalık, İçimdeki serseri buzullar Dürtme içimdeki narı Üstümde beyaz gömlek var. |
Cevap: Mutlusuzluk. Mutsuzluktan bahsetmek istiyorum Dikey ve yatay mutsuzluktan Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun sevgim acıyor Günlüğünü ele geçirdim ve pişman değilim @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] :B |
Cevap: Mutlusuzluk.
|
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:40. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk