IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20 Mart 2009, 21:46   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bolu İli Hakkında Bilgiler




Bolu Tarihi Eserler ve Turistik Bilgiler
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Bolu tarihi eserler bakımından çok zengindir.

Kadı Camii: Vilayet meydanındadır. Demirtaş Paşanın oğlu Mehmed Bey tarafından yaptırılmıştır. Mimarlık şaheseridir. Minaresi, ahşap geçmeli kapı kanatları meşhurdur. Taş minber, klasik dönem Osmanlı süslemeciliğinin yakın ve güzel bir örneğidir.

Yıldırım Bayezid Külliyesi: Cami, medrese, hamam ve otuz dükkandan meydana gelen külliye, Yıldırım Bayezid Han zamanında yapılmıştır. Günümüzde medrese yıkılmıştır. Hamam ilk şekliyle zamanımıza kadar gelmiştir. Birkaç kez tamir gören cami, ulu camiler üslubu ile yapılmıştır. Çini süsleri gerçek bir sanat eseridir. Çift minareli ve tek kubbelidir.

Karaköy Cuma Camii: İl merkezine 7 km uzaklıkta bir bahçe içinde 1562'de Musa Paşanın hanımı yaptırmıştır. Çini süslemeleri çok değerli olup, kapısı, minberi ve mihrabının ince işçiliği de ilgi çekicidir.

Saraçhane Camii: Belediye meydanında olup, kitabesinde 1750'de Silahdar Mustafa Ağa tarafından onarıldığı yazmaktadır. Caminin iki duvarında kemerli iki çeşme bulunmaktadır.

Yıldırım Bayezid Külliyesi: Mudurnu ilçesinde, cami, mederese ve hamamdan meydana gelen bir külliyedir. 1382'de yapılmıştır. Caminin iç süslemeleri çok değerlidir. Tek minarelidir. Medrese günümüze kadar ulaşamamıştır. Hamam taş duvarlı ve kurşun kaplama kubbelidir.

Gazi Süleyman Paşa Camii: Göynük ilçesindedir. Şehzade Süleyman Paşa adına yapılan camilerin ilkidir. 1331-1335 seneleri arasıda yapılmış olup, İkinci Abdülhamid Han devrinde yenilenmiştir.

Ceneviz Kalesi: Akçakoca ilçesinin 3 km batısında köye hakim bir burunda yapılmıştır. Kalenin kara yönünde yüksek bir kulesi vardır. Kalenin kimin tarafından yapıldığı belli değildir.

Mudurnu Kalesi: Bir savunma kalesi olup, oldukça sağlamdır.

Akşemseddin Türbesi: Göynük ilçesi Gazi Süleyman Paşa Camii avlusundadır. 1464'te yapılmıştır. Sandukası oyma ve kabartma hadislerle süslüdür. İlk dönem ahşap işçiliğinin kıymetli örneğidir. Türbe ise klasik Osmanlı türbe mimarisine geçişin ilk örneklerindendir.

Akçakoca Bey Türbesi: Akçakoca'nın baba köyünde, Karadeniz'e egemen bir tepe üzerindedir. Bölgeye ait mimari tekniğine uygun olarak, çivisiz yontularak birbirine geçen ağaç kütüklerinden yapılmıştır.

Taş Han: İl merkezinde Yıldırım Camii karşısındadır. Aşağı ve Yukarı Taş Han bölümlerinden meydana gelmiştir. 1804'de Serbevvab Hacı Abdullah Ağa tarafından yaptırılmıştır.

Orta Hamam: 1388'de Yıldırım Bayezid Han tarafından Mimar Ömer ibni İbrahim'e yaptırılmıştır. Çifte hamam şeklinde olup, sonradan tamirat görmüştür.

Türkiye'nin en işlek karayolu olan E-5 üzerinde bulunan ve her bölgeden kolayca ulaşılan Bolu, turizme çok elverişlidir. Turizm için otel ve motelleri yeterli sayılır. Bolu ilinin her köşesi piknik, kamp ve dinlenme için müsaittir. Ormanları, denizi, gölleri ve dağları gezilmeye ve görülmeye değer fevkalade güzel yerlerdir. Mesire yerlerinden bazıları şunlardır:

Gölcük: Bolu'ya 14 km uzaklıkta Kıbrıscık yolu üzerindedir. Göl ve orman bütünleşmesi çok güzeldir. Gölde sportif balıkçılık yapılır.

Sünnet Gölü: Mudurnu-Akyazı karayolu üzerinde, Göynük'e 30 km uzaklıktadır. Etrafı ormanlarla çevrili, göl kıyısı piknik yeridir.

Karadere: Bolu ile Ereğli arasındaki sıradağların ortasında ormanlarla kaplı bir piknik yeridir. Derelerinde mercan ve alabalık avlanır.

Cumayeri: Akçakoca'ya 3 km uzaklıkta, Değirmenağzı kıyısında güzel bir mesire yeridir.

Esentepe: Gerede'nin kuzeyinde 1300 metre yükseklikte asırlık çamların süslediği bir yerdir.

Yedi Göller Milli Parkı: Bolu il merkezinin kuzeyinde yer alır. Engebeli bölgede bulunan parkta göller ve orman denizini andıran zengin bir bitki ortüsü vardır. Dinlenme tesisleri bulunur.

Kaplıcaları: Bolu, kaplıcaları bakımından da şöhrete ulaşmış bir ilimizdir. Önemli kaplıcaları şunlardır:

Seben (Bolu) Kaplıcaları: Aladağların eteklerinde 44°C sıcaklıkta suyu olan kaplıcalar. Osmanlı devrinden beri kullanılmış bir sağlık ve şifa merkezidir. Modern bir termal oteli vardır. Bolu'ya 5 km uzaklıktadır. Siyatik, romatizma ve kalp hastalıklarına iyi gelir.

Derdin Hamamı: Düzce'ye 15 km uzaklıkta olan kaplıca ve şifalı suları ile bir çok hastalığa iyi gelmektedir. Safra kesesi rahatsızlığı ve böbrek taşlarına şifalıdır.

Efteni Kaplıcası: Düzce Efteni gölü kıyısındadır. Deri hastalıklarına iyi gelir.

Babao Kaplıcaları: Mudurnu ilçesine 5 km uzaklıktadır. Türkiye'nin çeşitli yerlerinden pekçok kişi bu kaplıcalara gelmektedir. Vücuda zindelik verir.

Bağlum Kaplıcaları: Seben ilçesine 15 km uzaklıkta Kesenözü köyü yanındadır. Çok eski devirlerden beri kullanılmaktadır. Dağ ve kış sporlarına müsaittir. Sinir hastalıklarına faydalıdır.
Sarot Kaplıcaları: Mudurnu'ya 30 km uzaklıkta Sarot köyü yakınlarındadır. Romatizmaya iyi gelir.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 20 Mart 2009, 21:46   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bolu İli Hakkında Bilgiler




Bolu Köroğlu Destanı
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Bolu Köroğlu Destanı



Benden selam olsun Bolu Bey'ine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir

Köroğlu düşer mi yine şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kır at köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır

KÖROĞLU HİKAYESİ

Bolu beyi, at meraklısı bir beydir. Atçılıkta usta olan seyisi Yusuf'u, güzel ve cins 'at aramak üzere başka yerlere gönderir. Yusuf günlerce gezdikten sonra, obanın birinde istediği gibi bir tay bulur. Bu tayı doğuran kısrak, Fırat kıyısında otlarken, ırmaktan çıkan bir aygır kısrağa aşmış, tay ondan olmuştur. Irmak ve göllerin dibinde yaşayan aygırlardan olan taylar çok makbuldür, iyi cins at olur.

Yusuf, tayı sahiplerinden satın alır. Yavrunun şimdilik gösterişi yoktur. Hatta, çirkindir bile. Ama ileride mükemmel bir küheylan olacaktır. Yusuf bunu biliyor. Sevinerek geri döner. Bey, bu çirkin ve sevimsiz tayı görünce çok kızar, kendisiyle alay edildiğini sanır. Yusuf'un gözlerine mil çektirir. Tayı da ona verir, yanından kovar. Kör Yusuf köyüne döner. Olanı biteni oğluna anlatır. Bolu Beyi'nden öc alacağını söyler.

Baba Qğul, başlarlar tayı terbiye etmeye. Yıllar geçer. Tay artık mükemmel bir küheylan olmuştur. Rüzgar gibi koşmakta, ceylan gibi sıçramakta, türlü savaş oyunu bilmektedir. Bu arada Kör Yusuf'un oğlu Ruşen Ali de büyümüş, güçlü kuvvetli bir delikanlı olmuştur .O da her türlü şövalyelik oyunlarım öğrenmiş pir babayiğittir.

Bir gece Yusuf, düşünde Hızır'ı götür. Hızır ona yapacağı işi söyler. Hızır'ın önerisiyle baba oğul yola çıkarlar. Bingöl dağlarından gelecek üç sihirli köpüğü Aras ırmağında beklerler. Bu üç sihirli köpükle Yusuf' un hem gözleri açılacak, hem intikam almak için gereken kuvvet ve gençliği elde edecektir.

Bunu bilen oğlu Ruşen Ali, köpükler gelince, babasına haber vermeden, kendisi içer. Yusuf, durumu öğrenince üzülür, ama bir yandan, da sevinir. Kendi yerine oğlu, öcünü alacak bir bahadır olacaktır. Bu sihirli köpüklerden biri körün oğluna sonsuz yaşama gücü, biri yiğitlik, öteki de şairlik bağışlamıştır. Bir süre sonra Yusuf, oğluna öç almasını vasiyet ederek ölür.

Körün oğlu Ruşen Ali dağa çıkar .Gelen geçeni soyar. Ünü yayılmaya başlar .Kendisi gibi kanun kaçakları yanında toplanmaya başlarlar. Artık adı Köroğlu olmuştur. Bolu şehrinin karşısında, Çamlıbel'de, bir kale yaptırır. Küçük bir ordusu vardır. Çamlıbel'de geçen kervanlardan bac alır. Vermeyen kervanları soyar. Üzerine gönderilen orduları bozguna uğratır.

Bir gün, güzelliğini duyduğu Üsküdar Kasapbaşı'sının oğlu Ayvaz'ı kaçırır, Çamlıbel'e getirir, evlat edinir. Başka bir gün, Bolu Beyi'nin bacısı Döne Hanım'ı kaçırır, evlenirler. Aradan yıllar geçer, Bolu'yu basar, yakar, yıkar. Bolu Beyi'nden babasının öcünü alır. Bolu Beyi de Köroğlu'na karşı düzenler kurar. Bir defasında Köroğlu'nu, başka bir seferde de Ayvaz'ı yakalatır. Zindana atar. Ama, Köroğlu ve adamları her zaman hile ve cenkle kurtulurlar.

Köroğlu, ara sıra Gürcistan, Çin gibi uzak ülkelere de seferler açar. Yeni yeni serüvenlere atılır, büyük vurgunlar yapar. Bu arada küçük, fakat heyecanı birçok olay da geçer. Sonunda delikli demir (tüfek) ortaya çıkınca eski bahadırlık geleneği bozulur, dünyanın tadı kalmaz. Ve bir gün Köroğlu, beylerine dağılmalarını söyleyerek Kırklara karışır, kaybolur. Daha önceden Kır-At da sır olmuştur. O Kır-At ki, nice yıllar, olağanüstü bir güçle Köroğlu'na hizmet etmiştir.

Başka bir söylentiye göre, bir Yahudi bezirganın getirdiği tüfekle oynayan beyler, birbirlerini öldürürler. Köroğlu, buna üzülerek kayıplara karışır. Yine bir başka sôylentiye göre de, Köroğlu dağda rastladığı çobanda tüfeği görür. Sorar, ne olduğunu. Aldığı karşılığa inanmaz. Denemek için kendine çevirir, tetiğe dokunur. Ve yaralanarak ölür. Sonra beyleri de dağılırlar..

Yaşlı bir çınar gibi devrilen Köroğlu'nun hikayesi sona erer.


Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 04:07   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bolu İli Hakkında Bilgiler




YÖRESEL ÖRF ADET HALK KÜLTÜRÜ

Doğum Gelenekleri :
Çocuk doğduktan sonra gelinin annesi kızına ve damadına hediyeler alır, doğan torununa altın takar. Kayınvalide ve yakın akrabalar da bebeğe altın takarlar. Bebek görmeye gelenler mutlaka bebeğe hediye getirirler. İsim koyacak kişi bebeği kucağına alarak sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okur. Çocuğun adı doğduğu gün konulur. Genellikle aileden birinin adı tercih edilir.
Loğusa yatağı 7 gün durur. Yedinci günün sonunda bebeğe okunur ve ninniler söylenerek beşiğe yatırılır.Çocuk doğduktan 40 gün sonra temiz bir sudan 40 kaşık alınır. Bu su içi su dolu başka bir kaba konur. İçine yüzük atılır.Bebek ve anne bu su ile yıkanır. O gün bebek yakın komşulara kırk uçurmaya götürülür.
Gittikleri yerden çocuğa yumurta gibi olsun diye yumurta verilir. Çocuğun çabuk yürümesi için bir Cuma günü iki ayağı bir ip ile bağlanır ve camiye götürülür. Camiden çıkan ilk kişiye bu ip kestirilir. Buna köstek kestirme denir.
Sünnet Gelenekleri :
Çocuklar 7-9 gibi tek rakamlı yaşlarda sünnet ettirilir. Sünnet gününün gecesi kına gecesi adıyla eğlenceler yapılır. Gündüz ise mevlit okutularak gül suyu ve lokum ikram edilir. Gelen misafirlere yemek verilir ve sünnet gezmesi yapılır.
Askere Gitme :
Askere gidecek genç bütün tanıdıklarını ziyaret eder ve gittiği her yerde yemek verilir. Bazı köylerde asker mevlitleri okutulur. Askere gitmeden bir gün önce genç, arkadaşları ile toplanarak eğlence yapar. Gideceği gün gencin tüm tanıdıkları uğurlamaya gelir, herkesle vedalaşır, onlar da hediyeler verirler.
Evlenme Gelenekleri :
Yörede görücü usulü ile evlenmek yaygındır. Beğenilip istenmeye karar verilen kızın evine bir grup kadın kız görmeye gider. Yanlarına gözleme adı verilen evde yapılmış ekmekleri alırlar. Buna halk arasında �ekmek atımı� denilir. Ailesi kızı vermeye niyetli ise gözlemeleri alır. Başka bir gün kız tarafı oğlan evini görmeye gelirler.
Kızın verileceği anlaşıldığında erkeklerden bir grup kızı istemeye gider. Nişan takılır. Kız tarafı da damada verilmek üzere sır çevre gönderir. Nişanda kız, top kumaş üzerinde yürütülür.
Nişandan sonra kız tarafı oğlan evine gelerek çeyiz asar ve yemek yenir. Ertesi gün gelin hamama götürülür. Akşamına saç örmesi olur. Çarşamba veya Cumartesi günü kına yakılır.
Perşembe veya Pazar günü de gelin alma günüdür. Gelin alma günü damat tarafı mevlit okutur. Gelen misafirlere genellikle �yayla çorbası, et yemeği, etli pilav, yaprak sarma, hoşaf, börek ve tatlı�dan oluşan düğün yemeği verilir. Yemekten sonra gelin alma için kalabalık bir grup kız evine gider. Damat tarafı geldiğinde kız odaya saklanır. Bahşiş almadan kapı açılmaz. Gelinin yakınlarından biri çeyiz sandığının üstüne oturur. Kayınpeder de oturanlara bahşiş vererek kalkmasını sağlar.
Düğün akşamı damat yakınlarıyla birlikte yatsı namazına gider. Namazdan sonra erkekler tekbir getirerek damadı gelin odasına koyarlar. Damat ta yüz görümlüğü olarak geline altın takar.
Halk Oyunları :
Bolu yöresinde özellikle Mudurnu, Mengen ve Kıbrıscık yörelerinde halk oyunlarına önem verilmiştir. Başlıca oyunlar;
Al yemeni, Adayolu kestane, davul oyunu, Bindirme, Göynük zeybeği, Gerede zeybeği, Halimem, Karaköy sekmesi, Karşılama, Köroğlu, Menmen-pıtpıt, Meşeli, Ördek, Sürütme, Mudurnu zeybeğidir.
Geleneksel Giysiler :
Kadınlar başlarına genellikle ön kısmı altınlarla süslü fes, üstüne de Türk nakışlarıyla işli baş örtüleri takarlardı. Ayağa desenli çoraplar ve hafif topuklu, üzeri işlemeli ayakkabılar giyilirdi. Kadın giysileri ; Başlık (tepelik), fermane (kollu cepken), üç etek, şalvar, iç göynek, çorap, ayakkabı, kemer ve kuşaktan ibaretti. Düğünlerde ise genellikle bindallı entari ve salta adı verilen gelin elbisesi giyilirdi.
Erkeklerde başa kalpak takılırdı. Elbisenin göğsünde sağda, takılı işlemeler vardı. Pantolon siyah kalın kumaştan yarım külot şeklinde yapılırdı. Ayağa yörelerine göre çarık, siyah deri çizme yada topuksuz mokasen ayakkabılar giyilirdi.

Alıntı.



 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 04:08   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bolu İli Hakkında Bilgiler




Bolu Tarihi

Bolu'nun ilk sakinleri Hititlerdir. M.Ö. 1211 senelerinde bütün Hitit toprakları gibi Bolu da Frigyalıların eline geçti. Frigyalıları yenen Lidyalılar Bolu'ya sahib oldular. Persler M.Ö. 6. asırda (546 senesinde) Lidyalıları yenince kısa bir müddet bölgeye hakim oldular. 200 sene Misya ve Patlagonya isimleri altında genel valilerle idare ettiler. M.Ö. 336'da Makedonya Kralı Büyük İskender, Persleri yenerek Anadolu'nun birçok yeri gibi Bolu'yu da ele geçirdi. Büyük İskender'in ölümü üzerine Makedonya Krallığı yıkılınca, Anadolu'nun bazı yerlerini Yunanlı olmayan fakat Yunan kültürü altında kalan milletler ele geçirdiler. Bugün bazı Afrika ülkelerinin resmi dili İngilizce ve Fransızcadır. Fakat bu ülkenin İngiliz ve Fransız milletiyle ilgisi yoktur. İşte o zamanda Yunanca konuşan, fakat Yunanlılıkla ilgisi olmayan bazı milletler, Anadolu'nun bazı bölgelerine hakim oldular. Bolu'da da Bitinya Krallığı kuruldu. M. Ö. birinci asırda Pers asıllı fakat Yunanca konuşan Pontus Devleti saldırınca, Bitinya'nın son kralı Üçüncü Nikomedes Romalıları yardıma çağırdı. Pontus Krallığı yenildi. Bitinya Kralı Üçüncü Nikomedes ölünce vasiyeti icabı Bolu bölgesi Roma İmparatorluğuna katıldı. Roma 395 senesinde ikiye parçalanınca Bolu, Doğu Roma'nın yani Bizans'ın payına düştü.
1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türkler, Anadolu'nun batısına doğru ilerlemeye devam ettiler. Alparslan'ın oğlu Melikşah, Süleyman Şahı Kızılırmak ile İstanbul arasındaki bölgeyi almaya memur etti ve bölgeye yerleştirilmek üzere Türkistan'dan gelen 100.000 Türkmen verdi. Bolu, bölgeye yapılan akınlar sırasında Horasanlı Aslahaddin tarafından fethedildi. 1074'te Bolu'ya yerleşen Türkmenler, Bizanslıların çok önceleri Balkanlardan getirdikleri Bulgar, Peçenek, Uz ve Kuman Türkleri ile kolayca kaynaştılar. Bolu ve köyleri tamamen Türkleşerek Türk isimleri aldılar. Dadurga, Salur, Karken, Yenice, Çatak, Berk, Karaceli, Bayındır, Yuva ve daha pekçok yerin ismi hep Türk boylarının isimleridir.
Balkanlardan gelen Türkler Hıristiyanlaşmış, fakat Türkçe lisanını, örf ve adetlerini unutmamışlardı. Bunlar kısa zamanda Müslüman oldular. Selçuklu Devletinin komutanları Artuk, Tutuk, Danişmend, Karatekin ve Saltuk beyler, Süleyman Şahın emrinde İstanbul sınırına dayandılar.
Haçlı seferlerinde kısa bir müddet Bolu'ya Trobzon Rum İmparatorluğu hakim oldu ise de, bölgedeki halk Türk olduğundan bu işgal kısa sürdü.
1197'de Bolu ikinci defa fethedildi. Selçuklu Devleti yıkılınca (1308) bir ara Bolu Moğolların eline geçti. Osmanlı Devleti kurulunca, Osman Gazi zamanında Bolu, Göynük, Mudurnu ve Taraklı Konuralp tarafından fethedildi. Orhan Gazi zamanında ise Akçakoca, Kandıra, Düzce ve Üsküb fethedildi. Timur Hanın Ankara Savaşı zamanında Bolu, Candaroğulları (İsfendiyaroğulları)nın hakimiyetine geçmişse de, İkinci Murad Han zamanında yeniden Osmanlı Devletinin idaresine geçti. 1324-1694 arasında sancak olarak idare edildi. Bu tarihten sonra Voyvodalık haline getirildi. Kanuni şehzadelik devrinde Bolu'da valilik yaptı. 1811-1864 arasında tekrar bağımsız sancak haline geldi. Kütahya'daki Anadolu Beylerbeyliğine bağlı 14 sancak (vilayet) merkezinden biri oldu. Tanzimattan sonra, sancak olarak Kastamonu'ya bağlandı. Birinci Dünya Harbinden sonra düşman istilası görmediyse de maddi zarar gördü. Nüfus ve ticareti azaldı. Cumhuriyet devrinde vilayet oldu. Son senelerde yeniden her sahada gelişmeye başlamıştır.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bilgiler, bolu, hakkinda, hakkında, ili, İli


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bolu Genel Bilgiler Ecrin Karadeniz Bölgesi 0 09 Aralık 2011 23:51
Çorum İli Hakkında Bilgiler YapraK Karadeniz Bölgesi 3 03 Nisan 2009 04:06
Sinop İli Hakkında Bilgiler YapraK Karadeniz Bölgesi 3 03 Nisan 2009 03:28
Muş İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 3 03 Nisan 2009 01:38
Van İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 4 03 Nisan 2009 01:35