IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20 Mart 2009, 22:13   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Rize İli Hakkında Bilgiler




Rize ait adetler
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
  • Adetlerimiz
  • EVLENME VE SONRASI İLE İLGİLİ ADETLER
  • * Evlilikler yakın çevreden yapılır, yakın çevrede kız yoksa dışarı çıkılırdı.
  • * Gelinlik kız komşu, akraba ve aile büyüklerince yapılırdı. Her ne kadar erkeğin görüşü alınsada son söz aile büyüklerindi
  • * Beşik kertme vardı. Ancak bu doğuda olduğu kadar zorlayıcı olmayıp, çocuklar büyüyünce evleme zorunluğu taşımazlardı.
  • * Kız arama da elçi denilen insanlar devreye girerdi.
  • * Kız seçimine çok önem verilirdi. Kızın soyu sopu araştırılırdı. Kız tarafıda erkeğin soyu sopunu araştırır, uygunsa verirdi.
  • * Kızın erkeğe gönüllü olması ve kaçma işini beraber planladıkları durumlarda olay fazla büyütülmez, zamanla örtbas edilirdi.
  • * Sevenlerin kavuşamama durumunda maraz denen ruh hastalıkları olurdu.
  • * Kız istenmeden önce ondan büyük kız olup olmadığı araştırılırdı. Böyle bir durum varsa kız istenmez, istense de büyük kız varken ufak kız verilmezdi.
  • * Kızın bir başkasına sevdalı olup olmadığına bakılrdı.
  • * Kız daha istenmeden, yani iş resmiyete dökülmeden elçiler sayesinde iş halledilmiş olurdu.
  • * Kız istenmeye gidilirken karşı taraf haberdar edilir, hazırlıklı olmaları sağlanırdı. Erkek tarafı karşılanır ağırlanır. Bir müddet ordan buradan konuşuldukjtan sonra asıl konuya girilirdi. "Allah'un izniyle, Peyganberun kavliyle kizinuzi oğlumuz Temel'e istiyiruk" denirdi. Kız tarafı kendini naza çeker, cevap vermek istemez, çay kahve, yemek ikram edip konuyu dağıtmaya çalışırdı. Erke tarafı da israr eder "Kızı vermezseniz ne yemeğinizi yeriz nede kahvenizi içeriz" derdi. Hayli mücadele sonunda istekler sıralanır, kabul edilince de kız verilirdi.
  • * Kız istendiğinde verilirdi. Çünkü söz önceden alınır ve kararlaştırılmış olurdu. Söz alınmadan kız istendiğinde, istenmedik olaylar olabilirdi. Erkek tarafı soğuk karşılanır. Mazeretler uydurulur. Bazen de kız görücüye çıkmazdı.
  • * Kız tarafı erkek tarfının karşılayabileceği kadar başlık parası isterdi. Bu kıza harcanırdı. Ayrıca kıza alınacak eşya ve altın tesbit edilirdi.
  • * Ara kesildikten sonra (kızın sözünün alınması) olay hemen duyurulurdu. Bu da erkek tarfının dılaru da hava ya kurşun sıkmasıyla olurdu. Peşinden yemek yenir. Düğün günü belirlenir, ayrıntılar konuşulurdu.
  • * Ara kesilirken kız tarfına verilen sözler düğnden önce yerine getirilirdi. Bir alış veriş günü tesbit edilirdi. Genellikle Çarşamba günü olurdu. Her iki tarfta birinci derece yakınlar olurdu.
  • * Takılardan genellikle çok eskiden dilme fes, beşli, daha sonraları zincir, bilezik, küpe, yüzük, saat, alyans, iğne gibi altın eşyalar alınırdı. Daha sonra söz verilen giyim kuşam ve yerleşimle ilgili diğer eşyalar alınırdı.
  • * Alınan eşyalar önce kız evine gönderilir, kızın kendi hazırladığı eşyalarla birlikte sergilenirdi. Bu olaya "Bohça Açıldı" denirdi. Perşembe'den Cumartesiye kadar açık kalır isteyen gelir bakardı.
  • * Eşyalar evden çıkarken, kızın erkek kardeşi yoksa bir yakını kapıyı keser ya da sanduğa otururdu. Kapı erkek tarafının bir miktar para vermesiyle açılırdı.
  • * Cumartesi erkek evine getirilen eşyalar kız tarafınca yerleştirilirdi.
  • * Kına gecesi Cumartesi olup her iki taraftada yapılırdı. Misafirler horon eder, oynar, toplu halde kurşun sıkılırdı.
  • * O gecede geline kına yakılır. Başka isteyenlerde var ise onlarda kına yakardı. Bazen geline yakma işlemi Pazar sabahına bıraklıdığı da olurdu.
  • * Erkek tarafı kına gecesinde şeker, fındık türü yiyecekler gönderirdi.
  • * Pazar sabahı erkek tarafı kalabalık bir halde kızı almaya giderdi. "Duğunci" denen bu grup yol boyunca sık sık silah sıkardı. Bunu duyan kız tarafı da karşılık verirdi.
  • * Gelini evden genellikte damadın babası veya ağabeyi çıkarırdı. Bu arada kapı kesilir bahşiş istenirdi. Yol boyunca yer yer yol kesildiği olurdu. Geli evden çıkarken kurşun sesleri ortalığı yıkardı.Bazı evlerdede ilahiler okunurdu
  • * Yol yakınsa gelin yaya, uzaksa at ile getirilirdi.
  • * Gelinin evinden gelenlere ikram edilen lokumu damada ulaştıran ödüllendirilirdi. Bu kimseye "müjdeci" denirdi. Müjdeciye ya para ya da bir tepsi baklava verilirdi.
  • * Kız ve erkek tarafıı birlikte kurşun ata ata gelinle birlikte erkek evine gelirdi. Bu gruba "alay" denirdi. Kız ağlarsa, "Hem ağlıyalum, hem gidelum" denirdi.
  • * Kız eve girmeden önce tatlı dilli olsun diye, elini bala tutturup sağ parmaklarıyla kapının başına sürerlerdi. Zengin olsun diye başına bez koyup para dökerlerdi.
  • * Kız tarfından birileri gelini içeri sokmaz.Bir şeyler isterdi. Buna "kapılık istemek" derlerdi.
  • * Gelin odasına götürülür, oturtulur, yanında genellikle ablası veya yengesi bulunurdu. Bazen de o mahalede yeni gelin olmuş birisi de olabilirdi.
  • * Düğün akşama kadar devam ederdi. Bu arada sıksaray, sallama, atlama, titreme gibi horonlar yapılırdı. Horonlar genellikle erkek erkeğe, kadın kadına oynanırdı. Erkekler daha çok evin dışında veya avluda, kadınlar ise evin içinde bir yerde oynarlardı. Erkekler kızlar bir arda oynadığında kadınlar veya kızların kollarına ancak yakınları girebilirdi.
  • * Horonlar kaval, tulum, akordiyon, mozika (mızıka) nadir olarak zurna ve daha çok kemençe eşliğinde oynanırdı.
  • * Çoğu zeminde şairle atma türkülerle horona ayrı bir renk katarlardı.
  • * Bu arada erkek anaları da boş durmaz. Sağa sola göz gezdirir. Bir kız ararlardı.
  • * Yakın komşuların yardımıyla misafirlere yemek verilirdi. Bu arada bazıları bahşiş almak için yemeği engellerdi. Buna "sofra bağlama" denirdi.
  • * Hava kararamadan düğün alayı dağılır fakat kız tarafından bir kaç kişi bir müddet daha beklerdi.
  • * Gerdeğe girilmeden eğer önceden kıyılmadıysa " hoca nikahı" yapılırdı.
  • * Ev gerdeğe gireceklere bırakılır. Bir günlüğüne ev sakinleri komşulara kalırdı.
  • * Pazartesi günü gelin erken kalkar ve ev işlerine konulurdu. Sözde uğursuzluk getirmesin diye geline bir hafta süpürge tutturulmazdı. Bugün aynı zamanda kız ve erkek tarafının birbirine bohça içersinde hediye verdiği gündür. Bu olaya "bohça çıktı" denirdi.
  • * Düğünden bir hafta sonra "yedi" olurdu. Yedi, kızın damatla babasının evine gitmesiydi. Damat'a bu arada bazen ağra kaçan şakalar yapılırdı. Bu şakalrdan korunmak için damadın yanında korumaları olurdu.
  • * Damat sofraya oturduğunda sofra arkadaşları tarafından bağlanır. Kaynana sofranın açılması ve damadın yemek yemesi için bahşiş verirdi.
  • * Yedididen birkaç gün sonra da kız tarafı erkek tarafınca devet edilirdi.
  • DOĞUM VE SONRASI İLE İLGİLİ ADETLER
  • * Evlililiğin ilk devrelerinde gelinin hamile kalması istenirdi.
  • * Hamile kalmaması durumunda telaş düşülür, hata varsa bunun gelinden kaynaklandığı düşünülürdü.
  • * Hamile kalınması için okutma dahil her çareye başvurulurdu.
  • * Birkaç sene içinde eğer gelin hamile kalmazsa, anlaşılarak ya boşatılır, ya da üzerine kuma alınırdı.
  • * Eğer hamil kalmışsa, oturmasına, kalkmasına, yemesine, içmesine kadar dikkat edilir, bu arada bir çok batıl yöntem de uygulanırdı.
  • * Doğum zamanı köy ebesi çağrılırdı. Bebeğin çıpa'sını (göbek bağı) ebesi veya iyi huylu birisinin kesmesi istenirdi.
  • * İlk doğan sebinin erkek olması istenirdi. Şimdi de öyle ya.
  • * Çocuk doğar doğmaz sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet okunurdu.
  • * Doğum yapan anne kırk gün lohusa kalırdı.
  • * Çocuğa genellikle büyüklerin ismi verilirdi. Daha çok ölen nine, dede veya yakın tarihte ölmüş birinin ismi verilmesi halen devam etmektedir.
  • * Çocuk kısa bir süre kundakta kalır. Sonra beşiğe alınırdı.
  • * Nazarlanmasın diye çocuk uzun süre yabancılara gösterilmezdi.Gösterileceği zaman nazarlık takılır, yüzüne kara sürülürdü.
  • * Anne sütü olduğu müddetçe emzirilir. Sütten kesildikten sonra inek sütü verilirdi.
  • * Anne sütü yoksa, ilk zamanlarda, süt anne aranırdı. Yakın çevreden herkes çocuğu emzirir ona süt anne olurdu. Süt annelik yaygın bir uygulama olup yer yer hala devam etmektedir.
  • * Süt çocuk, süt kardeşi ve ondan sonra doğacak çocuklarla "süt aşağı akar" diye evlendirilmezdi.
  • * Kız ergenlik dönemine kadar çember, daha sonra da keşan bağlardı.
  • * Erkek çocuklar ergenlik dönemine kadar mendil, yağluk, daha sonra da başlık ve abaniye bağlardı.
  • * Doğumdan sonra kızın annesi tarafından peşuk alayı yapılırdı. Alay ekek evinde olurdu. Alaya kızın ailesi ve yakınları katılırdı.Çocuk kız ise kırmızı, erkek ise mavi beşik hediye edilirdi. Bu olay sadece ilk çocuk için yapılırdı. Diğer çocuklar bu beşikle büyütülürdü.
  • * Alaya katılanlar eşya ve hediye veririlerdi. Kundağa konulmuş paralar ise çocuğu yıkayan ebeye hediye edilirdi. Ebeler çoğu zaman bu parayı almaz çocuğa bırakırdı.
  • ÖLÜM VE SONRASI İLE İLGİLİ ADETLER
  • * Cenaze törenlerini hocalar yönlendirir.
  • * Eğer durum ağırlaşmış ve yapılacak bir şey kalmamışsa, hoca çağrılır, son nefeste Kur'an ile gitmesi sağlanırdı.
  • * Ölüm yaşlılar için doğal karşılanır, çocuk ve genç ölümleri derin iz bırakırdı.Bu gibi durumlarda halen devam eden ölünün arkasından destan yazma geleneği vardır.
  • * Ölen kimsenin ağzının açık kalmaması için bir bez parçasıyla ağzı bağlanır.Üzerine şimemesi için bir bıçak konur.
  • * Ölüm olayı yakın köylere sela, uzaklara telefon veya telgrafla bildirilir.
  • * Cenaze genelde, ertesi gün gömülür. Bundan maksat uzakta olan yakınlarun gelebilmesi içindir.
  • * Genellikle öğle namazı sonrası, yakınların yetişememe durumunda ikindi namazından sonra defin işlemi olur.
  • * Ölüye dargın olanlar dahi cenaze törenine katılır.
  • * Ölünün başında ağıt yakılır. Ağıtlarda sınır olmaz. Ölenin ardından iyiliklerinden, yaşadıklarından gelişigüzel sesli olarak bahsedilir. Bunu kadınlar çoğunlukla yapar.
  • * Komşular devreye girer, ölü sahiplerini teselli ederken geleni gideni ağırlar, uzaktan gelenlere yemek veririler.
  • * Ölünün hazırlanması, cenaze önce ve sonrası işlele hep komşular uğraşır.
  • * Yıkanıp tabutla musllaya konan mevtanın yüzüne isteyen bakabilir.
  • * Cenaze namazına tabut omuzda götürülür.
  • * Her ailenin kendine ait mezarlığı olduğu gibi köyün ortak mezarlığıda vardır.
  • * Ceset özenle hazırlanan mezara tabutla veya kefenle konur.
  • * Ceset gömülürken Kur'an okunur. Cenazeye gelen çocuklara bisküvi, şeker, fakirlere ve ihtiyacı olanlara havlu, namazgah, Kur'an-ı Kerim, dini bilgiler ve para verilirdi.
  • * Bazı yerlerde ölenin günahlarını affı için devir denilen dini bir tören yapılırdı.
  • * Defin akşamı ölü evinde Kur'an okunur. Bazı yerlerde de ölünün yıkanmasından gömülmesine kadar ki süre de hatim yaptırılır.
  • * Belli aralıklarda mevlit okutulur.
  • * Ölü yakınları uzun süre yalnız bırakılmaz, ziyaret edilir.
Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 20 Mart 2009, 22:14   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Rize İli Hakkında Bilgiler




Rize - Bakırcılık
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Bakırcılık

Rize’de bakır dövmeciliği hem şekil bakımından hem de dövme sanatı bakımından komşu illerin bakır dövmeciliğinden farklıdır. Rize bakır dövmeciliği daha fazla işçilik isteyen ince çekiç dövmeciliğine dayanır. Başka yerlerdeki gibi iri ve seyrek derbeli değildir. Rize bakır işletmeciliğinde yaylan güğüm, kazan ve ibrik gibi eşyaların alt bağlantı yerleri geçme-dövme şeklinde daha dayanıklı olarak yapılır. Böyle yapılmayan kazan, güğüm ve ibrik gibi eşyaların alt bağlantı yerleri ters doğru şeklinde dövme yapılarak tamamlanır. Bu bağlantının daha az dayanıklı olduğu Rize’li bakır ustalarınca ifade edilmektedir.


Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 03:39   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Rize İli Hakkında Bilgiler




ANZER BALI

Anzer Balı Türkiye’de üretilen ve Dünyada eşi emsali bulunmayan kır çiçek flora örtüsüne sahip olan, İngiliz-Alman botanikçilerin yaptığı araştırmalarda 450-500 çeşit çiçek bulunan, bunların içinde 80-90 tane endemik çiçek yalnız Anzerde yetişmekte ve bu çiçeklerden arıların topladığı bal dertlere deva hastalıklara şifa dünyaca ünlü Anzer çiçek balıdır.
Haziran ayinin ilk haftasıyla birlikte kısmen karlı bölgelerde kardelenlerle birlikte bahara ve yeşilliğe ilk adımını atan Anzer, müthiş güzelliğini haziranla başlayıp temmuzda zirveye taşıyıp ağustosta tamamlar. Haziranın son haftasında gözlerini çiçeklere açan arılar ağustos ayinin ortasına kadar ballarını tamamlarlar.
Anzerde İklim şartlarına bağlı olarak ağustosun birinci yada ikinci haftasında sağılma (hasat edilme) denilen işlemle ballar kovanlardan alınır. Hava şartlarının etkisine, çayırların (çimenlerin) erken biçilmesine bağlı olarak bal üretim miktarı değişkenlik arz etmektedir. Çok az, hatta hiç olmadığı yıllar olmuştur.
Anzerde ağaç yetişmemektedir bu yüzden Anzer balında sadece Anzer yöresinde yetişen endemik çiçeklerin polenleri bulunmalıdır aksi taktirde gerçek Anzer balı değildir. Anzer balının sahte olup olmadığını anlamak için polen analizi yapılmaktadır.
Anzer balına dışarıdan şeker veya herhangi başka bir katkı maddesi verilmemektedir. Anzer balı ısıl işlem görmeden sağılmaktadır. 40 °C`nin üzerindeki sıcaklıklar balın içindeki enzimleri ve polenleri etkisiz hale getirdiğinden soğuk sağım yapılmaktadır.Anzer balı ekmeğe sürülüp kahvaltıda tüketilen normal ballardan değildir. Anzer balı genellikle hastalıklara şifa niyetiyle tüketilmektedir..
Anzer balı Ankara Hacettepe Üniversitesinde analiz edilip garantisi tescil edilen bir baldır.
Anzer balı deden toruna, Osmanlı İmparatorluğundan beri ilaç olarak kullanılarak gelmektedir. Osmanlı Padişahlarına Anzer balı kuvvet macunu olarak verilirdi. Anzer balı birçok hastalığın şifa kaynağıdır.
YAPILAN KLİNİK ARAŞTIRMALARDA ANZER BALININ FAYDALARI
· Ağrı ve sancıların giderir,
· Ameliyat yaralarını erken kapatır
· Ağız yaralarını iyileştirir,
· Akciğer hastalıklarını iyileştirir,
· Bağışıklık sistemini düzenler
· Bademcik iltihabını yok eder,
· Bağırsak düzensizliklerini ve iltihabını giderir,
· Büyüme ve gelişmeyi son derece etkile,
· Beyin hastalıklarının iyileştirir,Felç ve sinir hastalıklarını giderir,
· Cilt bozukluğunu, lekelerini giderir,
· Cinsel gücü artırır,
· Damar sertliğini,damar tıkanıklığını yok eder,
· Dengesiz beslenme sorunlarını giderir,
· Düşünme yeteneğini arttırır,
· Erken teşhiste kanser hastalıklarında tedavi edicidir,
· Gözleri güçlendirir,
· Gelişimi hızlandırır,
· Halsizliği giderir,
· Hazmı kolaylaştırır,
· Hafızayı güçlendirir,
· İshali keser,
· İştah açar,
· Kabızlığı Giderir,
· Kalp damar hastalıklarını tedavi eder ,
· Kalp çarpıntısını giderir,
· Kanı temizler,
· Kasları güçlendirir
· Kemikleri kuvvetlendirir,
· Kilo yapmaz,
· Kısırlığı giderir,
· Mide ülseri bağırsak hastalıklarında tedavi edicidir,
· Metabolizmada bozulan dengeleri kurar ,
· Nezle ve girip hastalığında tedavi edicidir,
· Öksürüğü ,astım hastalığını tedavi eder,
· Sinir sistemini rahatlatır,
· Prostadı önler,
· Sedef hastalığını tedavi eder,
· Saç dökülmesini önler ,
· Sarılık, hepatit B,C, hastalıklarında tedavi edicidir,
· Sporcularda enerji artırır, doping etkisi yapar,
· Seks gücünü artırır,
· Vücudun halsizliğini giderir,
· Yumurtalıları tedavi eder,
Özellikle çabuk enerjiye dönüşen hazır bir gıda olması nedeniyle, yüzme, dağcılık, atletizm, basketbol, futbol, halter, bisiklet yarışı gibi sporlarla meşgul olan kimselere güç vermek ve yorgunluklarını hafifletmek içinde kullanılabilir.
Üretilen Anzer balını, Anzer polenini tahlilli, Ambalajlı olarak tekelden aracısız satmaktayız. İsteyene kargo ile gönderilir. Anzer balının %70’ini dış ülkelere satıyoruz. Almanya,İngiltere, Amerika; Fransa, İsviçre, Kuveyt, Suudi Arabistan, Iran, Japonya gibi ülkelere bal polen satıyoruz.
Saygıdeğer halkımız Anzer balı alırken aldanmasın. Bazı kişilerin ticari maksatla Anzer balıyla ilgisi olmayan balları Anzer balı ismi altında satmakta, Anzer poleniyle ilgisi olmayan polenleri, Anzer poleni diye satıp haksiz kazanç sağlamaktadır. Halkımızı uyarıyoruz aldanmasındalar hakiki Doğal gerçek Anzerbalı ve Anzer polenini ANZER DOĞAL ARI ÜRÜNLERİNDEN ve İnternet yoluyla da xxxxxxxolarak sitemizden temin edebilirler.


ANZERBALI KULLANMA TALİMATI :
· Büyüklere: Sabah Akşam yemeklerden en az bir saat önce aç karnına bir çorba kaşığı
· Küçüklere : Sabah Akşam yemeklerden en az bir saat önce aç karnına bir Şeker kaşığı
· Bebeklere : Sabah Akşam yemeklerden en az bir saat önce aç karnına bir Çay kaşığı
· Ilık süt yada su ile şerbet yapılarak ta tüketilebilir.
NOT : Kristalize olan bal şekerleşmiş bal değildir.


Alıntı.



 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 03:40   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Rize İli Hakkında Bilgiler




Ekonomi

İlçe ekonomisinde en büyük payı, çay tarımı alır. Bunun yanında balıkçılık, arıcılık, hayvancılık ve puro tütünü üretimi de yapılmaktadır. Çayın, halkın geçiminde bukadar önemli olması, yöredeki az kireçli toprağın bu bitki için ideal olmasından kaynaklanmaktadır. Şimdilerde ise yöremizde kivi üreticiliği yavaş yavaş yaygınlaşmaktadır. Kivi bitkiside yöremiz toprağında yetişebildiğinden halkımız alternatif tarim olarak kivi ye yonelmektedirler.

ÇAYCILIK :
Çay Bahçesi ve Müstahsiller.
Yöremizinin en önemli geçim kaynağı olan çay tarımı ilçemizdede önemli bir yer tutmaktadır.Çay tarımı 1944 yılında Örnek, Merdivenli, Kuzeyce, Sivrikale ve Subaşı köylerinde 50 dekarlık alanın çay tarımı için ayrılmasıyla başladı. Zamanımıza kadar büyük gelişmeler gösteren çay tarımı yörede fabrıkaların yapılmasına ve elde edilen ürünlerin burada işlenmesiyle bölgenin ekonomisine büyük katkısı olmuştur.Mayıs ayında başlayan çay tarımı sezonu boyunca bazan 3 bazen de 4 kere ürün alınmaktadır. Havaların soğumaması durumunda genellikle dördüncü ürün çay toplanmaktadır. Çay sezonu boyunca, bir yandan çay tarımı yapılırken bir yandanda fabikalarda sezonluk işçi olarak çalışılmaktadır.

Yöremizde devlete ait çay fabrikalarının yanısıra özel çay fabrikalarıda kurulmuştur. Bu fabrikalar çay sezonu süresince işçi çalıştırmaktadırlar.

BALIKÇILIK :
Çay tarımından başka ilçenin gelir getiren kaynaklarından biride balıkçılıktır.
Hamsi
Yöremizde olduğu gibi ilçemizdede Balıkçılık önemli bi geçim kaynağıdır. Genellikle kış boyunca balıkçılık devam etmektedir. Hamsi, palamut ve mezgit en çok rastlanan balık türleridir. Bu türlerin yanısıra başka balık türleride vardır. Son yıllarda Karedenizdeki kirlenme dolayısıyla türlerde azalma görülmektedir.
Balıkçılık zorlu bir uğraş olmasına rağmen yörede kış boyunca başka iş olanağı olmadığı için yapılmaktadır diyebiliriz. Gerçi yöre insanı için Balık ve özellikle hamsi önemli bir tüketim maddesidir. Yaz boyu tüketmek için bile salamurası yapılır. Balık yöremiz insanının vazgeçilmez besin kaynaklarından biridir.
ARICILIK :

Arı Kovanları
Yöremizin önemli geçimkaynaklarından biride arıcılıktır.Birçok köyümüzde arıcılık yapılmaktadır. Sahillerimizde rütübet oranının yüksek olması nedeniyle bu uğraş daha çok iç kısımlarda dağlık ve yaylalık alanlarda yapılmaktadır.


PURO TÜTÜNÜ ÜRETİCİLİĞİ :
Yöremizdeki bir başka gelir kaynağı ise Puro tütüncülüğü dur. Puro tütünü ilçeye özgü bir endustri bitkisidir ve Pazar adıyla anilan puroların yapımında kullanılır.Puro tütününü diğer tütünlerden ayıran eb büyük özellik yapraklarının 1 metre civarında oluşudur. Diğer tütünler gibi kıyılmayan bu tütün iç sargılık, dış sargılık ve dolguluk olarak üç aşamada kullanılır.

DİĞER :
Yöremizde, çaycılık, balıkçılık, puro tütünü ve arıcılığın dışında ekonomiye katkısı olan bir çok uygulama vardır. Bunlar hayvancılık, alabalık çiftlikleri, ticaret, sanayi, bankacılık, ormancılık ve diğer tarım türleri olarak sıralanabilir. Yöre insanı hayvancılığı, genellikle kendi süt ve süt ürünleri ihtiyacını karşılamak amacıyla yapmaktadır.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 14 Mayıs 2009, 09:06   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Rize İli Hakkında Bilgiler




Paylaşım İçin Teşekkürler Eline Sağlık

BÜYÜK RİZE !

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Haziran 2009, 13:24   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Rize İli Hakkında Bilgiler




Millet çaydan bıktı,herkes kivi ekmeye başlıyo..) bende dahil..

paylaşimin için tşk..

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, rize, İli


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Rize Resimleri, Rize Manzaraları, Rize Fotoğrafları Violent Doğa & Manzara Resimleri 0 05 Mart 2014 20:02
Rize Genel Bilgiler Ecrin Karadeniz Bölgesi 0 26 Şubat 2012 22:58
İzmir İli Hakkında Bilgiler YapraK Ege Bölgesi 3 03 Nisan 2009 02:42
Muş İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 3 03 Nisan 2009 01:38
Van İli Hakkında Bilgiler YapraK Doğu Anadolu Bölgesi 4 03 Nisan 2009 01:35