IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 24 Mart 2024, 15:39   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Psikolojiye Giriş: Sigmund Freud'un Psikoanalitik Kişilik Kuramında Kişilik Nedir?





Psikolojiye Giriş: Sigmund Freud'un Psikoanalitik Kişilik Kuramında Kişilik Nedir?


Psikoloji tarihine damgasını vuran Sigmund Freud, önemli katkılar yapmasının yanı sıra, üzerinde en çok tartışmanın yapıldığı kuramcı olmuştur. Sigmund Freud'un psikolojideki çalışmaları halen günümüzde etkisini devam ettirmektedir. Freud'un insan doğasına bakışı temel olarak deterministiktir. (Bkz. İndirgemeci) Buna göre, insan davranuşları cinsellik ve cinsellikle beraber saldırganlık gibi biyolojik içgüdülerin etkisiyle ortaya çıkmaktadır. Kişilik, özellikle yaşamın ilk altı yılında geçirilen önemli psikoseksüel aşamalarda mantık dışı güçler, bilinç dışılık, biyolojik ve içgüdüsel dürtülerle belirlemektedir. Freud'un bakış açısına göre insanlar birer enerji sistemi olarak ele alınmaktadır. İnsanların yapmış olduğu solunum yapma gücünü sağlayan enerjinin, düşünme gücünü sağlayan enerjiden farklı olmadığını savunan bu görüş, enerjinin bu ikinci türü için ''Ruhsal'' (Psişik) enerji terimini kullanmıştır. Enerji Koruma Yasası'na göre, enerji bir biçimden diğerine dönüşebilir; ancak kozmik sistemde asla yok olmaz. Ruhsal enerji dolayısıyla fizyolojik enerjiye dönüşebilir ya da tam tersi söz konusu olabilir. Söz konusu bu enerjinin kişiliğin değişik katmanlarına yayılarak davranışın ve kişiliğin şekillenmesine katkı sunar. Freud'un ''Psikoanalitik Kişilik Kuramı'na'' göre kişilik ''Id'', ''Ego'' ve ''Süperego'' ile oluşan psikodinamik bir aygıttır. Bu yapılar kişiliğin işleyişini etkilemekte ve davranışların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Ruhsal enerji bu yapılar arasında dengeli dağıldığında normal işleyen bir sisteme ulaşılmaktadır.

ID: Kişiliğin temel sistemidir ve yeni doğan bebek buna göre hareket eder. Id, haz ilkesine göre çalışır. İnsan, isteklerinin ertelenmeden, hemen tatmin edilip rahatlatılmasını ister. Freud'a göre bebeğin davranışları bu içgüdülerin tatmini sonucu ortaya çıkar. İd, ruhsal yapının içinde sabit ve doğuştan olan her şeyi içerir; içgüdüler, içtepiler, ve istekler şeklinde kendini ifade eden psişik bir başka ifadeyle ruhsal enerji deposu, asıl psişik gerçektir. Ego ve süperego ondan ayrılarak gelişir. Ruhsal enerji kaynağı olan id, ego ve süperegonun çalışması için gerekli olan gücü sağlar.

EGO: kişiliğin en belirgin organıdır; id ve süperego arasında bir denge merkezi olarak eyleme giden yolları denetim altında bulundurur; çevresindeki nesnelerin hangileriyle ilişki kuracağını seçer ve hangi içgüdülerin ne şekilde doyum bulması gerektiğine karar verir. Ego, özellikle toplumca kabul edilmeyen bazı içgüdülerin tatminin savunma mekanizmaları denen bazı araçlar kullanarak erteler, engeller ya da toplumun kurallarına uygun yollar bularak sağlamaya çalışır. Çocuk toplumun kurallarını öğrenmeye başladıkça kabul edilebilir davranışları ile standartlar geliştirir.

SÜPEREGO: ruhsal yapının üçüncü ve en son gelişen, ebeveynlerin kalıcı etkilerinden oluşan bir sistemdir. Çocuğa ebeveyni tarafından aktarılan, ödül ve ceza uygulamalarıyla beraber pekiştirilen geleneksel değerlerin temsilcisidir, kişiliğin törel yönünü ifade eder. Kişiliğin üç bileşeni çoğu kez birbiriyle savaşır. Ego, id istekleri olan hazzı erteler. Süperego hem id hem ego ile savaşır; çünkü davranış genellikle temsil ettiği ahlaki kuralın gerisinde kalır. Kişiliği ele aldığımızda, iyi bütünleşmiş bir kişilikte, ego; katı ama esneyebilen bir denetim altında olmaya devam eder, gerçeklik ilkesi hükmünü devam ettirir. Kişililerin karşılaştıkları problemler egonun id ile süperego arasındaki dengeyi sağlamayacak kadar zayıf olması durumunda ortaya çıkar. Eğer bu durumda id baskın ise kişi ''İmpulsif'' (İçtepisel) olacak ve bu içgüdülerini tatmin etmek için seçmiş olduğu yollardan ve yapmış olduğu davranışlardan dolayı toplumla çatışma durumu yaşayacaktır. Eğer süperego baskın ise kişi, içselleştirmiş olduğu toplum kurallarını bozmamak için kendi içtepilerini bastıracak bu da doğal olarak kişide anksiyeteye neden olacaktır.

KAYNAK: PSİKOLOJİ TARİHİ
(İNGİLİZCEDEN TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞTİR.)






__________________

English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18

“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞

English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Psikolojiye Giriş: Sigmund Freud Psikolojisinde Psikoanalitik Teori Nedir? Kalemzede Psikoloji 0 24 Mart 2024 15:39
Psikolojiye Giriş: Sigmund Freud'un Kızı Anna Freud'un Psikanalize Katkıları Nedir? Kalemzede Psikoloji 0 24 Mart 2024 15:39
Psikolojiye Giriş: Sigmund Freud'un Kızı Anna Freud'da Geç Dönem Psikanaliz Nedir? Kalemzede Psikoloji 0 24 Mart 2024 15:39
Psikolojiye Giriş: Sigmund Freud'un Kızı Anna Freud'da Erken Dönem Psikanaliz Nedir? Kalemzede Psikoloji 0 24 Mart 2024 15:39
Psikolojiye Giriş: Sigmund Freud'un Kızı Anna Freud'un Psikanaliz Düşüncesi Nedir? Kalemzede Psikoloji 0 24 Mart 2024 15:39