22 Mart 2012, 04:04 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Charles Bukowski. 35 Saniye Başarısızlıklar. birbiri ardına. bir ördekgöleti dolusu başarısızlık. sağ kolum ta omuzbaşıma kadar ağrımakta aynen hipodromdaki gibi. bara yanaşırsın gözlerin korkudan yuvalarından fırlamış ve dikip bitirirsin: bar bacaklar kıçlar duvarlar tavan program atpisliği yaşanacak yalnızca 35 saniyen kaldığını bilirsin ve bütün kırmızı ağızlar öpmek ister seni, bütün elbiseler yukarı sıyrılıp bacak göstermek ister sana, borular ve senfoniler misali savaş misali savaş savaş misali sonra barmen uzanır ve der ki duyduğuma göre bir sonraki yarışta 6'yı sokacaklarmış. sen de canın cehenneme dersin, anneannenin evindeki artık orda bulunmayan beyaz bir bulaşık bezine döner suratı. sonra o da bir şey söyler. işte kolumu böyle incittim. | |
|
22 Mart 2012, 04:05 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Ana Ana işte yerdeyim ağzım açık ve ana bile diyemiyorum ve köpekler geçiyor yanımdan ve durup taşıma işiyorlar; güneş dışında her şeyim var ve takım elbisem berbat görünüyor ve dün sol kolumdan geriye kalanlar gitmişti çok azı kalmıştı, her şey müziksiz bir harp gibiydi. sigarasıyla yatağa uzanmış bir sarhoş en azında 5 itfaiye arabasıyla 33 adama iş çıkarabilir. hiç bir şey yapamıyorum. ancak not.- yan mezarda Hector Richmond sadece Mozart’ı ve tırtıl şekerlemeleri düşünüyor. muhabbeti hiç çekilmiyor. |
|
22 Mart 2012, 04:08 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Arabalar 'Ne Olurdu Acaba' Diyen İnsanlarla Dolu Arabalar 'Ne Olurdu Acaba' Diyen İnsanlarla Dolu At yarışlarından dönerken yeşiller içinde bir kadın gördüm her tarafı göt ve meme--karşıdan karşıya geçen baygın bir ruh sarhoş ve yeşil bir antilop kadar seksi kaldırıma gelince ayağı takıldı ve yere düştü öylece pisliğin içinde oturdu durdu arabamda oturup onu seyrediyordum sanki hiç birşey olmamış gibi öylece kayıtsız hissettim kendimi bu yeşil yaratığa bakıyordum aniden 20 metrelik bir kamyon geldi ve tam kadının önünde durdu adam inip bayanı ayağa kaldırdı. beyaz çalışma giysileri içindeki bu genç adamın yüzü kızardı kızın vücudu nefisti, gerçekten de öyle ama düşecek kadar da aptaldı, yaşamı da öyledir garanti birer kule misali yüksek topuklar üzerinde yalpalanmaktadır durup bembeyaz dizlerini ovaladı aptal, korkak sarışın ve yalnız genç adam kadınla konuşmayı sürdürdü ama kadın birden en yakın barın nerede olduğunu sordu adam sırıtarak caddenin sonunu gösterdi artık pes etmişti kamyonuna bindi 20 metrelikmobilya, battaniye ve soba dolusu caddede yoluna devam etti yeşil antilop bara girmek üzere karşıya geçti sallanarak ve titreyerek titreyerek ve sallanarak öyle birşey işte gözlerimiz ona takılmış izliyorduk arkamda arabalar birikmişti iri yarı biri korna çaldı vitese taktım marketin önünde arabayı ikiye katlayacak büyüklükteki çukurun önünde biraz yavaşladım diğerleri de beni takip etti çukurun önünde yavaşladılar: 18 arabanın içindeki erkekler aynı şeyi kaçıp giden adamı düşünmekteydiler 'ne olurdu acaba' -- güneş batmak üzereydi trafik ağır ilerliyordu yaşam ne kadar da dayanılmazdı. |
|
22 Mart 2012, 04:09 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bazıları Delirmez bazıları hiç delirmez ben, bazen koltuğun arkasında 3-4 gün boyunca yattığım olur orda bulurlar beni melaikeymiş derler sonra gırtlağımdan aşağı şarap döküp göğsümü ovarlar yağ serperler üzerime sonra kükreyerek kalkarım atıp tutar, köpürürüm onlara ve evrene küfreder bahçeye kadar kovalarım sonra kendimi çok iyi hisseder tost ve yumurtanın başına otururum bir şarkı mırıldanıp aniden pembe besili bir balina gibi sevimli olurum bazıları hiç delirmez ne korkunç hayat sürüyorlardır allah bilir |
|
22 Mart 2012, 04:10 | #5 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Dahiye Rastladım Bir Dahiye Rastladım bugün trende bir dahiye rastladım 5-6 yaşlarında, yanıma oturdu ve tren kıyı boyunca ilerlerken okyanusa geldik sonra bana bakıp hiç de güzel değilmiş, dedi. bunu ilk defa o gün farkettim. |
|
22 Mart 2012, 04:11 | #6 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Mizaç Problemi ayın 17'sinin gecesi bütün gece boyunca radyo çaldım komşular alkış tuttu ev sahibem ise kapıyı çalıp şöyle dedi LÜTFEN LÜTFEN LÜTFEN ARTIK BURADAN TAŞIN, çarşafları kirletiyorsun sonra o kan nereden geliyor? asla çalışmıyorsun uzanıp radyo ile konuşuyorsun ve içiyorsun bir de sakalın var bir de her zaman budalaca sırıtıyorsun ve şu kadınları odana getiriyorsun saçını da asla taramıyorsun ayakkabılarını da cilalamıyorsun gömleklerin de hep buruşuk niye buradan ayrılmıyorsun? komşuları mutsuz kılıyorsun lütfen hepimizi mutlu et bize bir iyilik yap ve buradan çek git! canın cehenneme bebeğim, diye anahtar deliğinden tısladım; kiram Çarşamba'ya kadar ödenmiş vaziyette. tanınmayan bir Alman sanatçı tarafından yapılmış suluboya nü bir resmi sana gösterebilir miyim? Onu $ 1000'e sigortaladım. katı yürekli bir şekilde holün sonuna doğru yürüdü gitti. sanattan pek anlamıyor. Onu çıplak görmek isterdim belki de özgürlüğe kavuşmak için resim yapabilirdim. Olmaz mı? |
|
22 Mart 2012, 04:12 | #7 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Sigara Tüttürürsün Hışımla bir sigara tüttürür ve tarafsız bir uykuya dalarsın, uyandığında pencereler ve kederin şafağı karşılar seni, borazanlar yoktur; bir yerlerde, sözgelimi, bir balık- heryeri göz ve kıpırtı- suda oynaşır durur; o balık olabilirdin, orada olabilirdin, suya mahkum, göz olabilirdin, serin ve asılı, gayrı-insan; giy ayakkabılarını, geçir pantalonunu, hiç yolu yok evlat, hiç- olmayan havanın hiddeti, ölü menekşeler misali benzeşmişlerin küçümseyişi; haykır, haykır, bir borazan misali haykır, gömleğini geçir sırtına, kravatını tak, evlat: mandolin gibi hoş bir kelimedir keder, ve enginar gibi tuhaf; keder bir kelimedir ve bir yaşam tarzı; kapıyı aç, evlat; uzaklaş oradan. |
|
22 Mart 2012, 04:13 | #8 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Sürü Delikanlıya Dostça Öğütler tibet'e git deveye bin incili oku ayakkabılarını maviye boya sakal bırak kağıttan bir kanoyla dolaş dünyayı the saturday evening post'a abone ol çiğnerken sadece sol tarafını kullan ağzının tek bacaklı bi kadınla evlen ve düz bir usturayla traş ol ve kadının koluna adını kazı benzinle fırçala dişlerini bütün gün uyu ve gece ağaçlara tırman keşiş ol viski ile bira iç kafanı suyun altında tut ve keman çal pembe mum ışığında göbek at köpeğini öldür belediye başkanlığına aday ol bir varilin içinde yaşa baltayla kafanı yar yağmurda lale ek AMA ŞİİR YAZMA! |
|
22 Mart 2012, 04:14 | #9 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Buhran çok fazla çok az ya da çok geç çok şişman çok zayıf ya da çok kötü kahkaha ya da gözyaşı ya da kusursuz kayıtsızlık nefret edenler sevenler ellerindeki şarap şişelerini sallayarak önlerine çıkanları süngüleyip kadınların ırzına geçen ordular ya da ucuz bir pansiyon odasında Marilyn Monroe'nun fotoğrafıyla yaşayan bir ihtiyar o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık onu saatin kollarının ağır hareketlerinde bile görebilirsiniz. o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık onu Vegas'ta, Baltimore'da ya da Münih'te yanıp sönen neon ışıklarında görebilirsiniz. insanlar yorgun, hayat tarafından cezalandırılmış, ya sevgiyle ya da sevgisizlikle sakatlanmış. yeni hükümetlere ihtiyacımız yok yeni devrimlere ihtiyacımız yok yeni kadınlara ihtiyacımız yok yeni yollara ihtiyacımız yok şevkate ihtiyacımız var. müşfik davranmıyoruz birbirimize. müşfik davranmıyoruz. korkuyoruz. nefretin gücü simgelediğini sanıyoruz. cezalandırmanın sevgi olduğunu. daha az sahte bir eğitim bize gereken daha az kural daha az polis ve daha iyi öğretmenler. bir odada bir başına acı çeken öpülmemiş dokunulmamış bir başına bitki sulayan olsa da çalmayacak bir telefondan yoksun insanın dehşetini unutuyoruz. müşfik davranmıyoruz birbirimize müşfik davranmıyoruz birbirimize müşfik davranmıyoruz birbirimize boncuklar sallanır, bulutlar örter köpekler gül bahçesine işer bir çocuğun kafasını koparır cani dondurma külahından bir ısırık alır gibi okyanus bir gelip bir giderken anlamsız bir ayın esaretinde. müşfik davranmıyor insanlar birbirine. |
|
22 Mart 2012, 04:15 | #10 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bütün Bildiğim Bütün Bildiğim bütün bildiğim şu: kuzgunlar ağzımı öpüyorlar, damarlar arapsaçına dönmüş burada, denizse kan denizi. bütün bildiğim şu: eller uzanıyor, gözlerim kapalı, kulaklarım kapalı, çığlığımı geri çeviriyor gökyüzü. bütün bildiğim şu: burun deliklerimden hayaller damlıyor bize tur bindiriyor tazılar, deliler gülmekten katılıyor, tıkırdayarak ayırıyor saat ölenleri. bütün bildiğim şu: ayaklarım kederdir burada, zambaklar kadar etmiyor sözcüklerim, pıhtılaşıyor şimdi: kuzgunlar ağzımı öpüyorlar. |
|
Etiketler |
bukowski, charles |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Charles Bukowski | Ocean | Genel Paylaşım | 7 | 04 Nisan 2018 12:04 |
Charles Bukowski ve Şiirleri | Zen | Edebi Şahsiyetler | 9 | 09 Şubat 2012 21:54 |
İtiraf*Charles Bukowski | Ruj | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 01 Aralık 2011 09:57 |
Etki Ve Tepki*Charles Bukowski | Ruj | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 01 Aralık 2011 09:54 |
Charles Bukowski | Ruj | Şairler / Yazarlar | 2 | 01 Ekim 2011 16:38 |