01 Şubat 2017, 19:23 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Merdümgiriz. Sevgimin büyüklüğü ile hayatıma alabildiğim canlı sayısı ters orantılı. Çoğunu kuşa, kediye, köpeğe bölüyorum da geri kalanını azıcık insana pay ettiğimde onlara fazla geliyor işte. Çünkü sevgiden korkmayı öğrenmişiz. Çünkü büyük bir sevginin, gerçek bir sevginin karşılıksız olabileceğine akıl sır ermiyor değil mi? Geçen akşam merdivenlerden yuvarlandığımda kendimi tanıdım aslında. Hemen, hiçbir şey olmamış gibi kalktım. Dizlerim kanıyorken, elim kolum morarmışken acıyı yok saydım. Çünkü siz de bana güçlü olmayı öğrettiniz ama pan hareketiyle dönelim ki güçlü değilim. Nasıl büyük kahkahalarım varsa bir o kadar da üzülmeliydim. İzin vermediniz. Bedenime biçtiğiniz kılıflara giremiyorum. Buhranımı sansürsüzce kimseye anlatamıyorum. Hepiniz sanki çok normal insanlarmışsınız gibi yargılamaya, isim koymaya başlıyorsunuz. Neden böylesiniz? Ben neden böyle olduğumu biliyorum. Siz de anlatsanıza, dinlerim. Her şey böylesine dağınıkken, evimi toparlamaya çalışmam içimdeki kaosun yansıması adeta. Toplamayacağım. Kızmam gerekiyorsa kızacak, kırılacaksam kırılacak, gerekiyorsa özür dileyecek, sarılacaksa sarılacak, alacaksam kalacak, gideceksem kalmayacağım. Kendime söz veriyorum. Çocukluktan gelen bir sıkıntı. Söz verilip de tutulmadığı zaman kan akışım değişiyor. Tedavi olmayacağım. Siz söz vermemeyi öğreneceksiniz. Ben artık sabahları uyandığımda yalan bakan gözlerinizi görmeyeceğim. Artık kimseyle uyanmayacağım. Çünkü uyku o kadar değerli ki, onu bölüşmeyeceğim. Kendime sakladım, bana kalsın. Ben de senin gibi, ben de herkes kadar herkes gibi olacağım. Biliyorum ki beni öyle sevmeyeceksin. Çünkü zaten sevginin ormanına girmemek için bahane buluyorsun sürekli. Yerler çamurmuş, ağaçlar çokmuş, açık hava yorarmış. Ben ki yüzme bilmediğim halde denizlere kendimi atmışım. Sen korkaksın. Kocaman bir korkak.
__________________ bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! | |
|
01 Şubat 2017, 19:46 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Merdümgiriz. Çocukluğuma uyanıyorum. Burnumun ucunda yeni yıkanmış nevresimlerin yumuşacık kokusu… Minik ayaklarımı soğuk yorganların arasında gezdiriyorum. Odamın kapısı aralanınca yumurtalı ekmek kokusu içeri uzanıyor. Heyecanlanıyorum. Çikolatalı kadar olmasa da yumurtalı ekmeğe bayılırım. Bir Pazar sabahı daha kahvaltı soframızdan mutlu aile sesleri yükseliyor. Artık sütü şekersiz içmeye başladığım yaşlardayım. Babam kilo problemlerine küçük yaşta engel olmak gerektiğini söylüyor. Zaten fazla şeker dişleri de çürütüyormuş. Güzel bir kız olmak ne kadar zor diye geçiriyorum içimden ama hayatı istediğim gibi yaşamayı güzel görünmeye tercih edermişim gibi hissediyorum. Kaç kilo olursam olayım, salıncakta kendi kendime sallanabiliyorsam güçlüyümdür. Oyun oynarken eğleniyorsam mutluyumdur. Oyun oynarken… Mutlu muyum? Yumurtalı ekmeğimi kemiriyorum biraz. Babam o sırada televizyonun kumandasına uzanıyor. Birazdan televizyona dalınca yine aramızdan soyutlanacak. Sırf bu yüzden haberleri sunan mıymıntı spikeri sevmiyorum. Dışarıya çıkmam gerektiğini söyleyip sofradan hızlıca kalkıyorum. Babam herkesin yemeği bitince hep beraber kalkacağımızı söylüyor. Annem ise yumurtalı ekmeğimi ısırıp bıraktığım için şaşkın. Yemek istemediğimi söylüyorum. Daha da şaşırıyorlar. Bazen duvarlar üstüme gelince oturduğum yerde kalamıyorum. Bunu anlamıyorlar çünkü onlara yaşadıklarımdan ve hissettiklerimden hiç bahsetmiyorum. Dışarıdan çocuk sesleri geldiğini söylüyorum. Sokağa çıkıp oyun oynamalıyım. Hava çok soğuk ve soğukta kimse yok diye izin vermiyorlar. Ağlayıp sızlanıyorum. Hep birlikte pencereden dışarı bakıyoruz. Yine sokakta kimseyi göremediklerini söylüyorlar fakat ben şu an dünya üzerinde birilerinin daha benim gibi oyun oynamak istediğinin farkındayım. Dışarıda olduklarından eminim çünkü evde mutlu olmayan birileri mutlaka vardır. Atkımı boynuma dolayıp botlarımı ayağıma geçiriyorum. Babam zorla ikna olup montumu giydiriyor. Annem hala dışarı çıktığım için kızgın. Üşüteceğimi söylüyor. Sonra çocukları parkta bulamazsam eve dönmemi tembihliyor. Sokaklar çok tehlikeliymiş gibi davranıyorlar. Halbuki bazen her yer çok tehlikeli olabilir. Kapı aralanınca hemen koşmaya başlıyorum. Parklara ve salıncaklara doğru alabildiğine koşuyorum. Kollarımı açıp gökyüzüne bakıyorum. Birkaç kez sendeliyorum fakat hiç durmuyorum. Sonra kocaman bir silah sesi patlıyor, yere düşüyorum.Arkamda inceden bir sıcaklık hissediyorum. Sanırım yine sırtımdan vuruluyorum. Hem de çocukluğum tarafından.
__________________ bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! |
|
01 Şubat 2017, 20:13 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Merdümgiriz. topuklarım yerin avucunda, serdim ne varsa ağzımdan serde erkeklik vardı, serde duruş, serde savruluş acının ellerinde kan sızdıran bir avuç bu kadarım ve tanrım, serdim neyim varsa adımdan. el sallarken neleri devirdim, ben bile bilmiyorum bugün sıcak asfalt boylarında uzanmış bir bedenden ölüm belli belirsiz geçiyor, soğuk iklim her şeye düşman bir çocuk çok uzaklara bakıyor, onu bildim onu gördüm geçerken cumbalı bir evin altından. fazlam varsa, bu ezilmiş çimen kokusu, bu yanık bağrı yerin üstelik çok deniz yemiş kayalara rağmen yine de sertim yine de göğün tavanını bir hıçkırık darbesiyle delebilir isterse kimseyi tanımayan kalbim. bir omza emanet ceket gibiydi kolum, askıda unutuldum göz bile etmedi geçerken zaman umutların sırtından ben kazanarak büyüdüm acıdan suyumu sesimle dövdüm buğdayını ekmeğimin. içimin denizleri köpürüyor içimin denizleri içimin... bir parça toprağım vardı kimseye yetmese de belki de bu yüzden, buyrun işte yaram dursun diye sulara verdim.
__________________ bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! |
|
01 Şubat 2017, 20:18 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Merdümgiriz. Yaşıyoruz bir var olup bir sürü yok olma arası. Sürü sürü arasıralar arasında gençliğimiz. Farkında değiliz hiç birimiz yanımızdan geçen kedinin göz renginin. Gerek yok bakmaya sevgilinin aynasına, bulunabiliyor iki günde aynısı. Gözbebeklerini yormuyor kimse, göğüs kafesinde saklanmıyor gözünün nuru, aşkın sırrı. Değiştiriyoruz renklerin bile isimlerini, küresel gökkuşakları dönemindeyiz artık yağmur sonraları. Siyahız ve beyazız. Dönmüyor olması gerektiği gibi çarklarımız. Bu çalan şarkı bizim değil. Kaybettik kalabalıklar arasında aşkı. Haber vermiyoruz bulursak. Çıkar miktarında saklı işin ana teması.
__________________ bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! |
|
01 Şubat 2017, 21:01 | #5 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Merdümgiriz. Parça parça olmuş düşlerimizde, yüzlerimizde tonlamalı gülücükler. Şekilden şekile giriyor sözlerimiz, henüz başka yüzlere his olup değmeden. Çizgi çizgi kederlerimiz, çizgisel zannettiğimiz kaderlerimiz ve yüzümüze asla yansımayan gizli karakterlerimiz var! Herkesten saklıyoruz.. Herkesin gizleri arasında!
__________________ bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! |
|
01 Şubat 2017, 21:11 | #6 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Merdümgiriz. Fonda; Kalben - Ömür Geçmez Yetmez. Her zaman az gelir zamanında fazlalığını omuzlarımızdan silkelediğimiz sözler.Yetmez. Her zaman geç kalır yarınlara atfettiğimiz binlerce düşler. Bitmez. Yaşam asla tam olması gereken zamanda seni olduğun yerde bırakıp yoluna devam etmez. Hep yarım kalır bir şeyler. Bir şeyler olun günbegün binler! Geç kaldığımızın farkındalığı, hevesli oluşumuzun aceleciliği ile her zaman el ele gezer. Herkes bizi dinler, oysa tüm yaşam anlaşılmaktan geçer. Her şehrin göbeğinden trenler geçer, asla insanların doğru işi olanları bizim durağımızda inmez. Bu nedenle yol göstermekten sıkılmış bir büfe koltuğu müdavimi saklarız gönlümüzde, ancak hediyeyiz herkese bi' "Merhaba," bi' "Elveda" arasındaki kısa sürede. Tanışıklıklar yetmez bize, henüz kendimize tanıma aşamasından bir adım bile gidememişken öte. Uğruna döktüğümüz nazar boncuklarını eze eze, suya ısladığımız tüm şiirler birazcık yalnızlığı sıhhati kadar etmez. Yolda bulduğumuz tüm şans paralarını verdiğimiz çocukların gözlerinde gülücük olmaktı niyetimiz, oysa yol hep boş kaldı. İyiliklerimiz asla bize yetmez, çünkü karşılık bekleyişimiz asla inkar edilmez.. Doymak yalnızca açlığın ilk adımı bizde, asla bitmemeli gülücükler zoraki olsa da o yüzde; biz değil miyiz ilk zorlukta kaçıp giden çok seferinde? Yetmez işte. Yetinmeyi bilmedikçe. Yetmez işte. Hesaplamanın yanından geçmedikçe. Aradığımız birkaç hece, romanlar yazıyoruz hayallerin hedefiyle. Laf kalabalığında ezberlediğimiz takıntılarımız var, arıyoruz hiç anlamayacağımız dillerin heyecanını.
__________________ bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! |
|
01 Şubat 2017, 21:18 | #7 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Merdümgiriz. Hayalleri bu kadar renkli olan insanların medeniyetlerinin neden günümüzde bu kadar renksizleştiğini merak ettiniz mi hiç? Etmediniz sanırım. Etmeyeceksiniz de, çünkü sizler de gökkuşağı düşleyip, çamurda yüzen asalakların oluşturduğu medeniyetin bir diğer üyesisiniz. Mutsuzluk derebeyliklerinizin bencil otağlarında keyfini sürüyorsunuz mutlu düşlerinizin. Hayallerinizi dizilerde yaşatıyor, cesaretinizi karakterden ezberliyor ve bir o kadar pasifleşiyorsunuz. Büyüttüğünüz iki şey var; sayısal nüfus ve göbek! Aradığınız yalnızca birkaç özellik var yaşamda, onu bile bulamayışınızın öfkesiyle kendi içinize kapanıyorsunuz. Kutsallaştırdığınız saçma sistemlerde, değiştiremediklerinizin tutsaklığında kendi ezbere düşüncelerinizin parmaklıkları ardında mini mini özgürlüklerinizi yaşıyorsunuz. O yüzden bu dar kapsamda en geniş ovanız düşleriniz, hayalleriniz, rüyalarınız, umutlarınız ve evrenin karanlığında kaybolan dualarınız.. Her şeyi başarabilecek kadar güçlü toplumların, hiçbir ben-dışı ortak başarıyı istemeyen gruplaşma eğilimine düşmüş sürülerin başı öne eğik tüketim araçlarısınız! Bunu görebilecek kadar uyanık, bunu fark etmeyecek kadar uykudasınız. Gözlerinizin önüne gerilmiş geçici perdeler ve kalıcı bir hüzün içinde kendinize patlamalı mutluluklar seçiyorsunuz. O yüzden kederli yalnızlığınız bu kadar uzun sürerken mutlu ve güzel şeyleri bu kadar kısa tutuyorsunuz. Gerçek ve plan arasındaki çalışkanlık yerine hayal ve tembellik arasındaki büyük hazırcılıkta kendinizi kaybediyor, başkalarından gelecek birkaç umut ışığı peşinde koşarken illa ki bir araya gelip gereksiz bir masalın peşinde koşan farelere dönüşüyorsunuz.. Farkında olduğunuz bu hayal dünyasının farklılığını gerçek yaşamın farkındalığı ile değiştirmeye çalışanlara bu kadar çocukça ağlamanız da bundan zaten! Yalnızca mutsuz varlığınızı paylaştığınız aptal yığınların arasında mutlu olduğunuzu tekrarlayarak mutluluk yaratmaya çalıştığınız bu haritalar düzeninde kaybettiğiniz bir dünya cenneti haritası var, elinizden kaçırıyorsunuz. Dualarla aradığınız cenneti yaşadığınızdan farksız cehenneme çevirdiğiniz dünyada sizi bu haliyle kapısına bile yanaştırmayacak ideal tanrılardan af diliyorsunuz. En kutsalı bile masal olan, en gerçeği berbatlaşmış modern yalanları yaşıyorsunuz. Gelişmekte olan geriliğiniz bu yüzden. Her güzel insan kalıntısına rağmen vahşi kalmanız bu yüzden. Her adımınıza rağmen olduğunuz yerde durmanız da bu yüzden, altınızdaki dünya dönerken ilerlemeye çalışmanız saçma.. Yerinizde saymayı bu kadar kolay zannederken.
__________________ bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! |
|
01 Şubat 2017, 21:24 | #8 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Merdümgiriz. Yaşamdan engellenmiş, sosyal medyada etkinleştirilmiş birer profil sayfasıyız! Engelliyiz yaşama karşı, sonuna kadar açıyoruz cahilce tüm sosyalleşmelere kapılarımızı. Yalnızlıktan sürünen bir acı ağında birbirimize bağlanıyor gibi yapan kopuk varlıklarız. Her birimizin etiketleri, başlıkları, unvanları ve yabancıları var. Herkesi tanıyabilecek kadar sosyal, kendimizi unutup saçma şekilde yeniden kurgulayacak kadar yapay, yaşamdan keyif almak yerine keyif alıyormuş gibi yayınlayacak kadar da yalnızız! Bizler modern yaşamın içi dolu, sahibi boş profil sayfalarıyız. Çok muhteşem bir yalnızlık devrinden geçiyoruz, sokaktan çekilip, sosyalleşmeden kaçıp daralan dostluk çerçevelerimizde bize satılan bu yalnızlıkta bol bol sosyal medya satıyoruz. Kimselere güvenmiyoruz, hiçbir yabancıya basit bir 'Merhaba' diyemiyoruz ancak binlerce yabancıyla ortak noktalar bulup küreselleşiyoruz. Bizi ürün haline getiren her ücretsiz dünya çapında ağın bu tuzağına koşarak düşen sinek sürüsüyüz. Henüz fark edemiyoruz. Herkese açık profiller açıyoruz, kendimizi dinlemeyecek kadar yapaylaşıp ilk olarak kendimizi, ruhumuzu ve aklımızı engelliyoruz. Medyanın her biçiminde aktif şekilde kendimizi kurgulamasına izin veriyoruz sistemlerin; TV'lerde anlatılıyoruz, filmlerde yaşıyoruz, dizilerde yaşam ilerlemesi sağlıyor, yapamadığımız tüm ulvi-tüm kutsal yanımızı saçma sapan alıntılarla profillerimize döküyoruz. Günlerce ağlayacak kadar mutsuzluğumuz var dünyalarımızda, günlerce gülecek kadar bahaneler saçıyoruz. Dünyamızı görmezden geliyor, dünyamızı değiştiriyoruz. Seviyelerinde kayboluyoruz fiber optik kabloların. Bu mükemmel hıza yetişemediğimiz için geri kalmışlığımızdan kaçarak, yetişebildiğimiz kadar medyanın müşterisi oluyoruz. Tüm bunların ardından kendimizi yalnızca beğenilerle, ilgilerle ve başkalarıyla kurguluyoruz. Mahalle baskısının 'elalem' diye tanımladığını sosyal medyada kendimize, özümüze ve insanlığımıza karşı bolca filtre ve bolca engelleme ile kendimize uyguluyoruz! Bu yapay profillerimizi özümsüyor, benimsiyor, taklit ediyor ve şahane bir ikiyüzlü yaşam yaşıyoruz. Şaçma yalanlara inanıyor, kendimizi saçma insanların peşindeyken göremiyoruz.. Yaşadığımız acınası devrin, gülmekten bayılan aptal yığınları halinde hepimiz birer profiliz. Her şeye çok açık, her şeyden izole bir benlik yaratıp o kahramanın romanını suya yazmaya çalışıyoruz. Birer web sitesi, birer şablon, birer fotoğraftan ibaretiz.. Onları bile filtrelemekten, değiştirmekten ve kendimize güvenimizi toptan yitirmekten geri kalamıyoruz. Ne acı!
__________________ bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! |
|
01 Şubat 2017, 22:33 | #9 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Merdümgiriz. Gökyüzü'm
__________________ Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
Etiketler |
alıntı, anlatı, merdümgiriz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |