![]() |
Kırılmadık ne kolum kaldı nede kanadım Kırılmadık ne kolum kaldı nede kanadım. Ne istedimse hayattan, olmadı zamanında. Bu yüzden kırdım, kırıldım bu hayata. Alacak ne nefes bıraktı bende nede ölümü göze alacak bir yürek. Kırdım, kırıldım bu hayata.. Ne aşkıma karşılık buldum zamanında nede sahip çıktım bu duyguya. Artık kör olmuş gözlerim, kabullenmiş sevgiden yoksul kalan bu yüreğim. İçim acıyor, yüreğimse kan ağlıyor. Feryadımı ne duyan var nede işiten. Sesim çıkmıyor. Ey sevdiğim.. Sitemim sana değil hayata. Ne öfkeme hakim olabiliyorum artık nedegözlerimden dökülen yaşlara.. Artık ne bir adım atmaya gücüm kaldı sana nede geri dönmeye zamanım. Çaresiz kaldım! En sonunda kırdım, kırıldım bu zalim hayata... |
Neden bu kadar hayatımın içindesin ki sanki? Neden bu kadar hayatımın içindesin ki sanki? Beklenmeyen bir anda geldin ve hayatımın tamda merkezine oturdun kaldın... Oysa ki sen davetsiz bir misafirdin sence de haddini aşmamış mıydın uzun zamandır kimsenin girmediği(giremediği)kalb imin gizli kapısını tıklarken(!) ? Önce o kapıyı duymamazlıktan geldim , kaçmaya çalıştım ; yok olmadı işte... Sen o masumluğunla o kapıyı tıklarken sana karşı kayıtsız kalamazdım duyuyordum seni.. Günden güne alıştım sana... Oysa ki ben çok korkuyordum sana alışmaktan; çünkü biliyordum , adım gibi biliryordum bir gün gideceğini... Sen bambaşka bir mevsimin çiçeğisin , ben hep sonbahar. Adı aşk mı bu alışkanlığın? Aşk olmamalı ben hep kaçtım aşktan , aşk beni böyle ansızım , ummadığım bir anda yakalamış olamaz..Yoo aşk değil bu , aşk olamaz , olmamalı peki öyleyse ne olabilirki.. Biliyor musun kalbimin senden önceki davetsiz misafiri de böyle masumca ansızın gelmişti... Kendimce kalbimdeki misafire hürmette kusur etmemiştim ; ama neden bilmiyorum o giderken kalbimide yakıp yakıp öyle gitmişti , ancak toparlandım derken şimdi de sen? Ah bir bilsem ki hak edeceksin bu sevgiyi kabulümdür senle gelen her hüzün ; ama bilmiyorum.. Tek bildiğim er ya da geç gideceksin, beni benle tek bırakıp gideceksin... Evet korkuyordum sana alışmaktan , korktuğum başıma geldi alıştım; ama daha vakit erken gideceksen şimdi git sana daha çok bağlanıp sevmeden... Hiç girme kalbime sessiz sedasız git... Gitmeyeceksen de öğret bana sevgiyi taa en başından yalansız , yanlışsız!!! |
Akşamı getiren sesleri dinle Akşamı getiren sesleri dinle Dinle de gönlümü alıver gitsin. Saçlarımdan tutup kor gözlerinle Yaşlı gözlerime dalıver gitsin. Güneşle köye in beni bırak da Küçüle küçüle kaybol ırakta Bu yolu dönerken arkana bak da Köşede bir lahza kalıver gitsin. Ümidin yılların seline düştü Saçının en titrek teline düştü Kuru yaprak gibi eline düştü İstersen rüzgara salıver gitsin |
Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş: Okunu kör nefsin, kılıçla çelmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Ölüm dedikleri perdeyi delmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Eli kaatile de kalkamaz elmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Zaman, onun kemend attığı selmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Toprakta devrilmiş, göğe çömelmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Sayıları silmiş, BİR'e yönelmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus. |
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun Allahın seçtiği kurtulmuş millet! Güneşten başını göklere yükselt! Avlanır, kim sana atarsa kement, Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet. Allahın seçtiği kurtulmuş millet! Güneşten başını göklere yükselt! Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un! Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun. Nur yolu izinden git, KILAVUZ'un! Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun! Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un! Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun. Aynası ufkumun, ateşten bayrak! Babamın külleri, sen, kara toprak! Şahit ol, ey kılıç, kalem ve orak! Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak! Aynası ufkumun, ateşten bayrak! Babamın külleri, sen, kara toprak!.. (1938) |
Ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim Bir gündü, hava ılık Ve cadde kalabalık Bir kadın sapıverdi önümden dönemece Yalnız bir endam gördüm, arkasından, ipince Ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim Çarpıldım sendeledim Bir gündü mevsim bayat Ve esmekte hayat Dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam Yalnız bir ahenk sezdim, çerçevede bir endam Ve tabutta , incecik, o kadın var, anladım Bir köşede ağladım |
OLMAZ MI ? OLMAZ MI ? Yön yön sarılmışım ne yana baksam; Sarılan olur da saran olmaz mı? Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam; Geçipte aynaya soran olmaz mı? Bir parçacığım ben, bütüne hasret; Zaman döne dursun , o güne hasret; Ruhumsa zamanın üstüne hasret; Ebediyet boyu bir an olmaz mı? Necip Fazıl Kısakürek |
Ölüm Ölüm güzel şey; budur perde ardından haber, Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber!. Necip Fazıl Kısakürek |
Bir merhamettir yanan, daracık odaların Otel Odalarında Bir merhamettir yanan, daracık odaların İsli lambalarında, isli lambalarında. Gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış, Küflü aynalarında, küflü aynalarında. Atılan elbiseler, boğazlanmış bir adam, Kırık masalarında, kırık masalarında. Bir sırrı sürüklüyor terlikler tıpır tıpır, İzbe sofralarında, izbe sofralarında. Atıyor sızıların çıplak duvarda nabzı, Çivi yaralarında, çivi yaralarında. Duyuluyor zamanın tahtayı kemirdiği Tavan aralarında, tavan aralarında. Ağlayın, aşinasız, sessiz can verenlere, Otel odalarında, otel odalarında. Necip Fazıl Kısakürek |
Değil mi ki sefa ile cefa müşterek Değil mi ki sefa ile cefa müşterek... Sizce ağlamak için gözyaşı mı gerek? Bazen dertliler de ağlar ama gülerek... Necip Fazıl Kısakürek |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:33. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk