![]() |
![]() |
|
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ~ TeFeCi’nin KıZı ~ ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: NİKAH -NİKAH TAZELEME VE NİKAH DUASI Beyefendi emeğinize sağlık paylaşım için teşekkürler
__________________ ''Zamanın Eli Değdi Bize Artık Aynı Değiliz İkimiz de'' Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. | |
| ![]() |
![]() | #2 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | GERÇEK ALLAH SEVGİSİ-HİKAYE Hikaye – Allah Sevgisi Mâlik bin Dinar (k.s.) hazretlerinden rivayet olundu: Basra sahralarına girdim. Birden Sa’dûn el-Mecnûn karşılaştım. Ona; -“Halin nasıl (nasılsın)?” diye sordum. 0: -“Ey Malik! Sabah ve akşam uzun bir sefere hazırlıksız ve azıksız olarak çıkmayı murad eden ve kullar arasında hükmeden âdil Rabbin huzuruna çıkarılacak olan kişinin hâli nasıl olur?” dedi. Sonra da şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. Ona sordum: -“Seni ağlatan nedir?” 0: -“Vallahi! Ben, dünya hırsından ölüm korkusundan ve belâların gelmesinden dolayı ağlamıyorum! Lakin ben, salih bir ameli kendisinde güzelce işlemeden geçen ömrüme ağlıyorum!” dedi. Beni ağlattı! Vallahi, azık azlığı, kurtuluşun uzaklığı ve geçitlerin çetin oluşu beni ağlattı. Ve bundan sonra bilmiyorum cennette mi olacağım yoksa cehennemde mi! Ben ondan hikmet dolu sözler işittim. Ona; -“İnsanlar, senin deli olduğunu zannediyorlar?” dedim. O: -“Ben deli değiliml Lakin Mevlâm’ın sevgisi kalbime ve içimdeki uzuvlarıma karıştı ve hatta etim, kanım ve kemiklerimin arasında akıp dolaştı...” dedi. ................ Sevgiliye Giden Yol (Hafız k.s. hazretleri buyurdular Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. -“Leylâ’nın evinin yolunda, bir çok hatıralar vardır. 0 yola ayak tepmenin şartı mecnûn olmaktır. Kervan yol aldı gitti. Sen hâlâ uykudasın Çöl senin önünde kaçıp gidersin. Yolu kimden soracaksın; ne yapacaksın?.” . Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri: 7/397-398 |
| ![]() |
![]() | #3 |
Çevrimdışı ~ TeFeCi’nin KıZı ~ ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: GERÇEK ALLAH SEVGİSİ-HİKAYE Beyefendi emeğinize sağlık paylaşım için teşekkürler
__________________ ''Zamanın Eli Değdi Bize Artık Aynı Değiliz İkimiz de'' Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
| ![]() |
![]() | #4 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Peygamber Aşığı İmam-ı Busirî(ŞAŞILASI AŞK VE MUHABBET LER ) Peygamber Aşığı İmam-ı Busirî İmâm-ı Bûsirî Hazretleri, mîlâdî 1296’da vefat etmiş, fesâhat ve belâgatta eşsiz büyük bir şâirdir. Bir gün evine giderken yolda nûr yüzlü bir ihtiyara rastlar. Yaşlı zât ona: “-Yâ İmam! Bu gece rüyanda Rasûlullâh’ı gördün mü?” diye sorar. İmam-ı Bûsirî: “-Hayır görmedim” diye cevap verir. Bu konuşmadan sonra, İmâm-ı Bûsirî’nin gönlüne Hazret-i Peygamber’in aşk ve muhabbeti düşer. O gece rüyasında Hazret-i Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-‘i görür ve uyanınca içinin neşe ve huzurla dolduğunu fark eder. *** Daha sonraları vücudunun yarısı felç olur. Yürüyemez ve hareket edemez duruma düşer. O zaman Peygamber Efendimiz’i metheden meşhur “Kasîde-i Bürde”sini yazar. Bu kasîdesi hürmetine Cenâb-ı Hak’dan şifâ diler. Kasîdeyi bitirdiği gece, yine rüyasında Hazret-i Peygamber’i görür ve kasîdeyi O’na okur. Tamamı 161 beyitten ibâret olan Kasîdenin 51. beytini okuduktan sonra, ikinci mısrayı hatırlayamayarak takılır kalır. Bunu üzerine Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretleri: “-Oku yâ İmâm!” diye buyurur. İmâm Bûsirî: “-İkinci mısrayı hatırlayamadım yâ Rasûlallâh!..” der. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz ikinci mısrayı ona okuyarak hatırlatır. İmâm-ı Bûsirî kasîdeyi okurken, Peygamber Efendimiz mübarek vücutlarını sağa sola hareket ettirerek muhabbetlerini izhâr buyuruyorlarmış. Kasîdenin tamamen okunmasından sonra Rasûlallâh -sallallahu aleyhi ve sellem- mübarek elleriyle İmâm-ı Bûsirî’nin felçli uzuvlarını mesh eder. Ne derin bir muhabbetin eseridir ki, İmâm-ı Bûsirî uyandığı zaman, hastalıktan kurtulup şifâya kavuştuğunu görür ve Allâh’a şükreder. O gecenin sabahında sıhhatine kavuşmuş olarak ve sürûr içinde camiye giderken, yolda Şeyh Ebû Recâ Hazretleri’ne rastlar. Şeyh Ebû Recâ ona: “-Yâ Bûsirî! Fahr-i Âlem’i medh ettiğin kasîdeyi getir.” der. İmâm-ı Bûsirî: “-Rasûlallâh Efendimizi medh eden kasîdelerim pek çok. Hangisini istiyorsunuz?” diye sorar. Bunun üzerine Şeyh Ebû Recâ: “Selem yârânını sen yâdına aldın da mı? Gözlerinden akan yaşa karıştırırsın demi?..” diye başlayan kasîdeyi istiyorum. Çünkü sen onu rüyanda Hazret-i Peygamber’in huzurunda okurken ben de dinliyordum ve Hazret-i Peygamber’in çok memnun olduğunu gördüm.” der. Bu kasîdeden daha hiç kimsenin haberi olmadığını bilen İmam-ı Bûsirî, hayretler içinde kalır ve kasîdesini büyük bir hürmetle Şeyh Ebû Recâ’ya takdîm eder. |
| ![]() |
![]() | #5 |
Çevrimdışı ~ TeFeCi’nin KıZı ~ ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber Aşığı İmam-ı Busirî(ŞAŞILASI AŞK VE MUHABBET LER ) Beyefendi emeğinize sağlık paylaşım için teşekkürler
__________________ ''Zamanın Eli Değdi Bize Artık Aynı Değiliz İkimiz de'' Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
| ![]() |
![]() | #7 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | ALLAH C.C İÇİN VER Kİ KARŞILIĞINI MİSLİ İLE ALASIN (HİKAYE) O gence söz verdiğin köşkü ve yetmiş katı ziyadesiyle verdik! Mâlik bin Dinar,Dini hikayeler,ibretlik hikayeler,ilginc hikayeler,sennet saraylari,cennet koskleri,Cafer bin Süleyman,endulus- Dünya ve Ahiret – O gence söz verdiğin köşkü ve yetmiş katı ziyadesiyle verdik! Cafer bin Süleyman (r.h.) buyurdular: Ben ve Mâlik bin Dinar ( k.s.) hazretleri, Basra’ya uğradık. Şehrin sokaklarında gezerken bir sarayın yapılmakta olduğunu gördük. İmâr ediliyordu. Güzel bir genç, sarayın inşaatında çalışan işçilere emrediyordu. 0 genç; -“Yapın! İşleyin!,” diyordu. Yanına vardık. Kendisine selâm verdik. Selâmımızı aldı. Mâlik bin Dinar (k.s.) hazretleri ona sordu: -“Bu sarayın inşaatına ne kadar altın harcamayı niyet ettin?” O: -“Yüz bin altın harcamaya niyet ettim!” dedi. Mâlik bin Dinar (k.s.) hazretleri ona: -“Sen bu malı bana vermez misin? Ben onu hakkı olan yere koyayım (harcanması gereken yerde harcayım) ve onun yerine Allâhü Teâlâ hazretleri katından bu saraydan daha hayırlı bir saray tazmin edeyim. Öyle bir saray ki, vildânları, hizmetçileri, kubbeleri, çadırları ve güzel bahçeleri bulunsun. Kubbe ve haymaları kırmızı yakuttan olup, cevher ile süslenmiş olsun, toprağı zaferan, harcı miskten olsun. 0 sarayın binasına hiçbir el değmemiş olsun ve onu hiçbir usta bina etmemiş olsun. O sarayı; noksan sıfatlardan temiz Celil Teâlâ hazretleri, “ol” dedi oda oluverdi….” dedi. Mâlik bin Dinar (k.s.) hazretlerinin bu sözleri, gence tesir etti. Söylenen parayı hazırladı. Kalem ve kağıt getirtti. Sonra yazdı: Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adı ile… Bu (yazılı senet) Malik bin Dinar’ın falan oğlu falana olan taahhüt ve tazminidir. Hiç şüphesiz ki, ben Allah katında senin bu kasrına (sarayına) karşılık bir saraya kefilim. Sıfatı (şekil ve yapısı) benim vasfettiğim gibidir ve hatta daha ziyâdesini vermek Allah’a kalmıştır. Senin bu malın karşılığında, senin bu sarayından daha geniş ve daha güzel bir sarayı, cennette satın aldım. Koyu bir gölgede ve Aziz ve Celil’e yakın olarak…” Sonra o yazılanı dürdü ve o gence verdi. Ve o gençten almış olduğu …bin altını da fakir fukaraya (Allah yolunda) infak etti. Hepsini dağıttı. Kırk gün sonra o genç öldü. O genç varislerine, Malik bin Dinar hazretlerinin kendisine yazmış olduğu mektubu bedeniyle kefeninin arasına koymalarını vasiyet etti. O gencin vefat ettiği gece Malik bin Dinar (k.s.) hazretleri (namaz kıldığı) mihrabının üzerine konulmuş bir mektup gördü. Onu eline aldı, açtı. Mürekkepsiz yazılmış bir mektup idi. Ve şöyle yazılıydı: Bu (belge), Aziz ve Hakîm olan Allah tarafından Malik bin Dinar’a (gönderilen bir) beraattır. O gence söz verdiğin köşkü ve yetmiş katı ziyadesiyle verdik!“ |
| ![]() |
![]() | #8 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | HZ. ESMA R.A ( O MÜŞFİK BİR ANNE İDİ) H.z. Esma ( r.a ) Hz. Esmâ çok şerefli bir hanımdı. Babası hayatta iken Resulullah’ın dostu, vefatında ise halifesi olan Hz. Ebu Bekir es-Sıddık’dır. Kız kardeşi müminlerin annesi Hz. Aişe’dir. Kocası Zübeyr İbn Avvam’dır. Hz. Esmâ, İslâm davasına olan hizmeti ve sabrı ile tanınmıştı. Allah yolunda infakta bulunur, müminlerin her türlü sıkıntısına koşardı. Hz. Esmâ’nın ilk hizmeti hicret esnasında göründü. Cenab-ı Hak, Habib’ine hicret emri verince Efendimiz (sas) doğrudan doğruya Hz. Ebu Bekir’in evine gitmiş ve hicret iznini müjdelemişti. Bu haberi duyan Hz. Ebu Bekir çok sevinir. Hz. Esmâ babasının ve Resulullah’ın Medine’ye hicret edeceklerini duyunca hiç zaman kaybetmeden yol azığı hazırlamaya başlar. Biraz sonra her şey hazırdır. Fakat su kabını ve azık torbasını bağlayacak bir şey bulamaz. Hemen belindeki kemeri çıkarır, ortadan ikiye böler, birisiyle su kabını, diğeriyle azık torbasını bağlar. Bu içten, samimi ve fedakarca davranışını gören Resulullah (sas), “Ey Esmâ, sana cennette iki kuşak verilecektir.” müjdesini verir. O günden sonra Hz.Esma’ya “Zatü’n-nitâkayn” yani “iki kuşak sahibi” adı verilmiştir. Peygamberimiz ve Hz. Ebu Bekir Mekke’den Medine’ye hicret ederken Sevr Mağarası’na girdiler. Üç gün üç gece mağarada kaldılar. Hz. Esmâ, burada da hizmette kusur etmedi ve müşriklerin baskılarına rağmen korkusuzca Resulullah’a ve babasına yiyecekler taşıdı, Mekke’den haberler getirdi. Hz. Ebu Bekir, hicret esnasında lazım olur düşüncesiyle bütün paralarını yanına almıştı. Henüz Müslüman olmamış babası Ebu Kuhafe bu duruma çok sinirlenmiş ve kendi kendine söylenmeye başlamıştı. Dedesini teskin etmek ise Hz. Esmâ’ya kalmıştı. Bir kaba küçük taşları doldurdu, sonra üzerini bir bezle örtüp âmâ olan dedesinin önüne koydu ve ellerini taşların üzerinde dolaştırdı ve “Dedeciğim, işte babam bunları bize bıraktı.” dedi. O da teselli buldu. Hz. Esmâ cömert bir hanımdı. Eli açık, gönlü zengindi. Fakir fukarayı doyurmayı, miskinlere yardım etmeyi çok severdi. Efendimiz (sas) bir gün kendisine, “Ey Esmâ, elini bağlama, aksi halde Cenab-ı Hak da senin üzerine olan ihsanını göndermez.” dedi. Yani “Allah yolunda infak et, bol bol sadaka ver, iyilik yap. Sen O’nun rızasını kazanmak için infak ettikçe sevabını kat kat ziyadeleştirir.” buyurdu. Hz. Esmâ, iyi bir mümine olduğu gibi iyi de bir anneydi. Hz. Zübeyr ile olan evliliğinden beşi erkek sekiz çocukları dünyaya gelmişti. Onların İslâmî terbiyesiyle yakından ilgilenmiş, edep ve ahlâklarını en güzel şekilde talim ettirmiş ve sahabelerin büyüklerinden olan Hz. Abdullah İbn Zübeyr gibi İslâm fedaileri ortaya çıkmıştı. Bunlar Allah yolunda kanlarını akıtmış, O’nun rızasına seve seve koşmuşlardır. Hz. Esmâ, müşfik bir anneydi. Hiç şüphesiz anne için en dayanılmaz ızdırap yavrusunun ölümünü seyretmekti. Ve Abdullah İbn Zübeyr Allah ve Resulü’nün davasını yaymakla meşgulken Haccac-ı Zalim tarafından şehit edildi ve annesi Hz. Esmâ’nın gözlerinin önünde günlerce asılı bırakıldı. Fakat sabır ve teslimiyetin timsali olan bu yüce hanım Haccac’a, “Siz onun dünyasını berbat ettiniz, o da sizin ahiretinizi berbat etti.” diyerek hiç korkmadan hakkı ve hakikati onun yüzüne haykırdı. Hz. Esmâ, uzun seneler yaşadı. Rabb’ine olan teslimiyet ve inancıyla kendinden sonraki nesillere güzel örnekler gösterdi. Hicretin 73. senesinde yüz yaşında iken vefat etmiştir |
| ![]() |
![]() | #9 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | FATİH SULTAN HAN DAN GÜZEL BİR SÖZ Hüner bir şehr bünyad eylemekdür Reâya kalbin âbâd eylemekdür İstanbul’un fethinden sonra asıl büyük fethe, yani ilim ve irfan yoluyla fethi kalıcı hale getirecek ikinci fethe girişen Fatih Sultan Mehmed 10 yıl sonra Fatih Medreselerini yaptırırken vakfiyesine asıl hünerin bir şehir kurmak ve orada yaşayanların kalplerini âbâd etmek olduğunu ustaca böyle ifade etmişti. Şehrin sadece taştan, topraktan, betondan ibaret bir yapı olmadığını, orada yaşayanların kalplerinin de imar edilmesi gerektiğini ifade eden bu hoş formülü belediyelerimizin duvarlarına yazmakta fayda vardır.. |
| ![]() |
![]() | #10 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | BU GÜNÜN DUASI 30-01-2022 GÖZ HASTALIKLARI İÇİN VE GÖZLERİ AZ GÖRENLER İÇİN DUALAR Gözleri az görenler için ve göz rahatsızlığı olanalr için aşağıdaki dua tertipleri okunur.inşalalh şifa olur. “Lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), yuhyî ve yumît(yumîtu), ve huve alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)”. HADİD-2 “Huvel evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtın(bâtınu), ve huve bi kulli şey’in alîm(alîmun).” HADİD-3 “Huvellezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arş(arşı), ya’lemu mâ yelicu fîl ardı ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ ya’rucu fîhâ, ve huve meakum eyne mâ kuntum, vallâhu bimâ ta’melûne basîr(basîrun). “HADİD-4 “Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ hû(hûve), âlimul gaybi veş şehâdeh(şehâdeti), huver rahmânur rahîm(rahîmu).”HAŞR-22 “Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ hû(hûve), el melikul kuddûsus selâmul mu’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir(mutekebbiru), subhânallahi ammâ yuşrikûn(yuşrikûne).” HAŞR-23 “Huvallâhul hâlikul bâriul musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard(ardı) ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).”HAŞR-24 Bu âyet-i kerimeler okunduktan sonra aşağıdaki dua okunup, ellere üflenerek göze meshedilir. “Allâhummeşfî enteş şâfi allâhumma’fi entel muâfi. “ Şifa hasıl oluncaya kadar okumaya devam edilir. Şifa hasıl olduktan sonra muafiyetin devamı için her sabah sünnet namazı kılındıktan sonra Tahrim Suresinin 8. âyetinin aşağıdaki kısmı okunarak göze meshedilir. “Rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)” [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
| ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 7 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 7 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fotoğraf paylaşımları hk. | miZah | Duyuru Arşivi | 1 | 21 Ağustos 2019 13:03 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 02 Mart 2018 12:12 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 23 Şubat 2018 10:56 |