IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

20Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 24 Aralık 2015, 22:27   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




Kuran dışında hiç bir şeye vahiy muamelesi yapamıyorsak , Kuran dışında ki her bilginin beşeri olduğunu kabul ediyoruz sonucuna varırız..Aslında bu durum akıl ve vahyin işbirliğini sağlamak için zaruridir! Ayrıca vahyin dışında ki her bilgi tenkite, eleştiriye de açıktır.

Günümüzde Kuran dışında edinilen bilgiler doğrultusunda ortaya çıkan din, kesinlikle İslamiyet değildir. İslamiyet , uygulama ve anlayış olarak emeviler döneminde ciddi travmalar yaşamıştır. Bu dönem, İslamiyetin vahiyden çok fıkıh dini olmasına , inancımızın geleneksel bir hal almasına ve statükoya boyun eğmemize zemin hazırlamıştır. Bunun en iyi örneği de Işid'dir. Işid denilen örgüt günümüzde islami mezheblerin kabul ettiği bir çok dini anlayışı, bire bir uygulayan örgüttür. Savaşlar, esirler , cariyerler hakkında ne yapılması gerektiğine dair başvurduğu merci de bir çok mezhebin ittifak ettiği fıkıh esaslarıdır! Oysa Kuran-ı kerimde savaş esansında esirlere nasıl davranılması gerektiği gayet açıktır. Muhammed suresi 4. Ayet aynen şöyledir: Öyleyse, inkâr edenlerle (savaş sırasında) karşı karşıya geldiğiniz zaman, hemen boyunlarını vurun; sonunda onları 'iyice bozguna uğratıp zafer kazanınca da' artık (esirler için) bağı sımsıkı tutun. Bundan sonra ya bir lütuf olarak (onları bırakın) veya bir fidye (karşılığı salıverin). Öyle ki savaş ağırlıklarını bıraksın (sona ersin)..

Ayet tefsiri yapacak donanıma sahip değilim , lakin Allahın esirler için söyledikleri gayet açıktır. Fakat ayetlerden çok fıkıh kitaplarına, alim olarak nitelendirilen bir çok beşeri canlının söylediklerine itibar eden Işid ve bir çok mezhep bugün ki kafa kesen , kurşuna dizen Müslümanlığın mimarıdır!

Uzun uzun birşeyler yazıp kafa karıştırmaktansa kısa bir anektod verip sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum..

Mevlana''nın , Yunus Emre'nin ürettiği din söylemi ile Işid'in ürettiği din söyleminin aynı kitaptan beslenmesi ne büyük bir çelişki değil mi a dostlar?

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 11 Ocak 2016, 00:22   #2
Çevrimdışı
glu
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




Ben İslam dinin en az yozlaşan din olduğu safsatasına inanmıyorum. Hep diyoruz ya tek değişmeyen kutsal kitap Kuran ve tek değişmeyen din İslam. Evet Kuran-ı Kerim kısmına diyeceğim yok ama tek değişmeyen din İslam demek biraz hayal ürünü. Yazının son kısmında belirttiğin üzre aynı kaynaktan çıkan 1 cani ve 1 can. Şuan Orta Doğu İslamı %100 Arap İslamı. Yani İslamdan öte başka bir din gibi. Biraz İslam, biraz cahiliye devri gelenekleri ve biraz da Arap gelenekleriyle yoğrulmuş bir din Arap dini. Maalesef bu dinin Türkiye'de de alıcısı çok. Bu Kuranı Türkçesinden az okumaktan geliyor. Bundan birkaç yıl evvel biriyle bu konuda uzun uzun tartışmıştım. Kuran kesinlikle ama kesinlikle Arapçadan başka bir dilde okunmazmış. Tamam ifadeler tam manasıyla karşılanmayabilir ama şunu da bilmek gerek hiçbir dilden yapılan çeviriler %100 uyuşmaz. Ha Kuran hassastır evet içeriği de hassastır ancak ben anlama aykırı düşecek bir çeviri yapılacağını sanmıyorum. Kendi dinimizi kendi dilimizde yaşayamıyoruz ve kutsal kitabımızı bile anlamak için araya aracı sokuyoruz. İslamda bu denli farklı kolların olması aracılar yüzündendir. Kimi işgüzarlar "peygamber de aracıydı hede hödö" diye atlamadan belirteyim benim bahsettiklerim din tüccarı olanlar. Bugün Türkiyede de çok fazla olan bu tüccarlar. Türkler İslam'ı Araplardan daha iyi anlayan ve yaşayan bir milletken -İlk Müslüman Türklerden bahsediyorum- Selçuklu ve Osmanlıyla Müslümanlığı bırakıp Arap dinine yönelmişler.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 11 Ocak 2016, 00:42   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], "kuran'ın arapçadan başka bir dille okunamazmış" kısmı sence de içerisinde bir çelişki beslemiyor mu ? sonuç itibari ile %100 uymasa da, anlatılan şey sabittir. Birebir olmasa da her dilden çevirisi yapılıp söylenen ve verilmek istenen mesajı diğer dile çevirmek mümkündür.

Türkçe ezana karşı çıkılıyor örneğin sıf bu sebeple, neden ne farkeder ki, hani bu kitap bu din evrensel değil miydi ? arapça okunması, türkçe okunması, veya herhangi farklı bir dilde okunması neyi değiştirir ? allah türkçe bilmiyor mu ?

Türkler İslam'ı Araplardan daha iyi anlayan ve yaşayan bir millet hiç bir zaman olmamıştır, zira günümüz Türkiye'sin de bile, kuran'ı kerimin ilk sayfasını açıp, son sayfasına kadar okuyan kişi sayısı %5 iken bu söylemi yapmak kesinlikle yanlış olacaktır. ( bu yüzde 5'lik kısmın, %90'ı da arapça okuduğunu ve mealini bilmediğini var sayarsak, gerisini sen düşün artık)

Zaten türkler, zorla müslümanlaştırılmış bir ırktır. buradaki yazıyı okumanızı öneririm. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 11 Ocak 2016, 01:02   #4
Çevrimdışı
glu
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




Ocean Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], "kuran'ın arapçadan başka bir dille okunamazmış" kısmı sence de içerisinde bir çelişki beslemiyor mu ? sonuç itibari ile %100 uymasa da, anlatılan şey sabittir. Birebir olmasa da her dilden çevirisi yapılıp söylenen ve verilmek istenen mesajı diğer dile çevirmek mümkündür.

Türkçe namaza karşı çıkılıyor örneğin sıf bu sebeple, neden ne farkeder ki, hani bu kitap bu din evrensel değil miydi ? arapça okunması, türkçe okunması, veya herhangi farklı bir dilde okunması neyi değiştirir ? allah türkçe bilmiyor mu ?

Türkler İslam'ı Araplardan daha iyi anlayan ve yaşayan bir millet hiç bir zaman olmamıştır, zira günümüz Türkiye'sin de bile, kuran'ı kerimin ilk sayfasını açıp, son sayfasına kadar okuyan kişi sayısı %5 iken bu söylemi yapmak kesinlikle yanlış olacaktır. ( bu yüzde 5'lik kısmın, %90'ı da arapça okuduğunu ve mealini bilmediğini var sayarsak, gerisini sen düşün artık)

Zaten türkler, zorla müslümanlaştırılmış bir ırktır. buradaki yazıyı okumanızı öneririm. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ohh tartışalım öğrenelim^^ Din-dil ilişkisi garip bir ilişki. Bugün yaşayan dilleri İncil'in çevrildiği sayıya göre hesap ediyoruz çünkü İncil millet ve sayı ayırt edilmeden çevriliyor. İbadetin dili bence de milletin dili olmalıdır bu konuyla alakalı "mutlaka Arapça ibadet ediniz" tarzında bir ayet, hadis veya bir görüş varsa bir bilen paylaşsa güzel olur. Ben dinin anlaşılırlığı açısından yaklaşıyorum olaya ve o sebepten ibadetin ana dilde yapılması taraftarıyım.

Türklerin İslamı Araplardan daha iyi anlaması mevzusu farazi bir yorum değildir ve evet Araplardan daha iyi anlayıp daha iyi yaşamışlardır Türkler aman koyduğum şerhe dikkat et ben Selçuk ve Osmanlı sonrasını katmıyorum işin içerisine. Bugünün Türkiye Türklerinden hiç ama hiç bahsetmiyorum. Türklerin zorla veya gönüllü İslamlaşması ayrı bir mevzu bahistir. Türkler zorla İslamlaşsalar dahi ortaya koyulan eserlere baktığımızda bu din için çok çaba sarf ettiklerini, önemli eserler ortaya koyduklarını görüyoruz. Ben buna tarih ve edebiyat gözüyle bakıyorum, siyasi bakış açısı bunun tam zıttını söyleyebilir. Türkler bu kültür sahasına girdikten sonra hemen bu dini öğrenmeye başlamış ve dini terimleri Türkçeleştirmiştir. Örneğin, Peygamber için Yalavaç kelimesini kullanmışlardır ama Selçukludan itibaren dini terimleri Farslardan almaya başladık, Namaz, Abdest gibi. Öncelikle Türkler bütünüyle İslamlaşmadı. Türklerin yaşadığı coğrafyayı Doğu ve Batı olarak ele alırsak - ki Türklerde medeniyet ve devlet merkezi devletin doğu kanadındaır- Batı coğrafyası Müslümanlığı kabul ederken Doğu ve Kuzey Türkleri İslamı kabul etmediler ve bir kısmı Budizm, Maniheizm dinlerine inanmaya devam ettiler bir kısmı da Kök-Tengri inancına devam ettiler ancak bu 3 inanç da İslam kadar kurumsallaşmadı Türk coğrafyasında bu kurumsallaşma Araplar vesilesiyle değil Müslüman Türkler vesilesiyle oldu. Yazının mantığından yola çıkarsak sanki Araplar devamlı Türkleri bozguna uğratmış da son kafir Türk kalana kadar savaşmışlar gibi. İlk Türkler Müslümanlığı benimsemeseydi değil 1 Arap devleti 1000 Arap devleti dahi gelse zorla Müslüman yapamazlardı emin ol. Türkler bütün inançlarını benimsemişlerdir ve kendileri seçmişlerdir. Uygur devrinde de sonraki devletlerde de.

Ha bir şeyi eklemek istiyorum, Türklerin diniyle Müslümanlık çok da uyuşan inançlar değildi. Bu resmi tarih yazıcılarının uydurduğu bir şeydir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 11 Ocak 2016, 01:21   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




"Din halkın afyonudur" Karl Marx'ın çok klişe bir sözü olsada gerçekten derinlemesine incelediğimizde bu böyledir . İslam Din'i içinde geçerlidir denilebilir. Batılı aydınlarımız tarafından çok entelize edilen budizm ve pağanizim de bunlara örneklerle doludur. Seküler inançlar ; şu için en iyisi bu ne yapalım diyerek insanları hukuk adı altında kendi icat ettikleri din ile cezalandırıyorlar.

Yukarıda İslam dini içinde geçerli denilebilirdeki kastım elbette insanların neye? hangi Tanrı'ya? hangi kitaba? inandıklarını bilmemesinden kaynaklıkdır. Az çok itikadi kitaplar karıştırmış bir arkaşaınız olarak şunları söyleyebilirim. Kuran okumak gerçekten zordur arkadaşlar. Bu salt freud psikoloji çalışması gibi değildir. Ayetlerin indirilme sebepleri , o ayetleri tefsir etmek ve en zoru fıkhi hükümler çıkarmak oldukça zordur. Henüz islam dünyası dediğimiz kitleler inanç konusunda bile bir çok noktada ayrışma göstermektedir. Şia , vahhabi, selefi, ehli sünnet bunlar bile kendi aralarında bir çok konuda ayrışmaktadırlar.


Binanaleyh , İslam dini çağın imam Gazzalisini bulmalı ve yeniden yorumlamalıdır. Bu yorumlamayı iznik konsili gibi yeni bir din çıkartalım anlamında söylemiyorum.

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 01:21 -->-> Daha önceki mesaj 01:03 --

Bu arada Kur-an-ı Kerim hiçbir dile, hatta Arapça'ya bile tercüme edilemez.
Herhangi bir şiirin bile, tam tercümesine imkan yoktur. Ancak izah edilebilir. Kur’an-ı kerimin manası tercümeden anlaşılmaz. Bir Ayetin manasını anlamak demek, Allah'ın ne demek istediğini anlamak demektir.

Sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Kur-an'da '' Biz Kur-an'ı Arapça indirdik'' ayeti vardır. Anlayabilmekten kastın ne olduğunu bilmek için filelog değiliz elbette. Lakin Dünya'da en az dejenere olan dil arapça, çince v.s diye okuduğumu biliyorum.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 11 Ocak 2016, 01:39   #6
Çevrimdışı
glu
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




Alıntı:
[/COLOR]Bu arada Kur-an-ı Kerim hiçbir dile, hatta Arapça'ya bile tercüme edilemez.
Herhangi bir şiirin bile, tam tercümesine imkan yoktur. Ancak izah edilebilir. Kur’an-ı kerimin manası tercümeden anlaşılmaz. Bir Ayetin manasını anlamak demek, Allah'ın ne demek istediğini anlamak demektir.

Sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Kur-an'da '' Biz Kur-an'ı Arapça indirdik'' ayeti vardır. Anlayabilmekten kastın ne olduğunu bilmek için filelog değiliz elbette. Lakin Dünya'da en az dejenere olan dil arapça, çince v.s diye okuduğumu biliyorum.

Evet, tercüme çok zor bir faaliyettir. Bu milletlerin kültürüyle, yaşantısıyla, coğrafyasıyla, söz hazinesiyle alakalı bir durum. Bunlar da tabii olarak her millette farklı olan şeyler. Bu sebeple mutlak tercüme zor iştir. Ben işe düz mantık yaklaşıyor olabilirim, belki bunu sanki bir bilimsel bir makaleymiş gibi algılıyor olabilirim ama aracısız olarak Kuran'ı öğrenmek anlamak için elbet yollar vardır bunlardan ilki tabi ki Arapça öğrenmek ama bu herkes için kolay bir iş değil. Çok detaylı ve anlaşılır bir eserin hazırlanabileceği kanaatindeyim ama Türkiye'de dinin siyaseti boyutunun buna imkan sağlamayacağı kanaatindeyim.

Bu ayete bakacağım teşekkürler ancak bu ayet Kuran'ın mutlak Arapça okunmasına ve hatta yaşanmasına delalet eder mi ? Mevzu bunu bilmek, anlamak. Dejenerelik biraz öznel yargı gibi ama şunu belirteyim Çince ve Arapça kültür alan değil kültür veren diller konumundalar o sebeple dilin yapısında çok fazla bozulma gerçekleşmemiştir.

Senin yorumundan hareketle Arapça öğrenmediğimiz sürece bir aracıya mahkumuz sonucunu çıkarıyorum. Ben kendi gözlerimden yola çıkarak şunu söylüyorum, dini bu vaziyete sokan maalesef aracılar olmuşlardır. Onların yorum ve yaklaşımları bugün İŞİD ve türevlerine imkan sağlamışlardır. Bu da kutsal kitabın yanlış yorumlanmasından ileri gelmektedir. Garip bir çıkmaz var burada ve bence İslamın bu çıkmazı çözmesi gerek ancak bu da imkansız durumlardan birisi. Bugün dünya çapında kanaat önderi diye toplasan Müslümanlardan bir grubu o odada herkes birbirini kafirlikle suçlar bu noktada karşımıza "Hristiyanlık çok bozulmuş, sapkın vaziyete gelmiş" yorumu çıkıyor biz önce kendi kapı önümüzü toparlayalım sonra başkasına laf atarız.

Yazarken böyle daldan dala atlamış gibi oldum ama maksat tartışma. Bir bilgi bile öğrenmek çok önemli böyle bir çağda.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Ocak 2016, 00:23   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




Önce ayetten başlayıp bir kaç kelam edeyim efendim.
Bahsi geçen Ayet Zuhruf suresinin 3.ayetidir.
Ve aynen şöyledir. İnnâ cealnâhu kur’anen arabiyyen leallekum ta’kılûn(ta’kılûne). Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.
Bu ayetin tefsiri ,nuzul sebebi , indiği şehir gibi detayları irdelemeden kutsal kitabımızın arap bir topluma indiğini kabul edersek , kuranı kerimin arapça olmasının son derece doğal olduğu gerçeğine ulaşırız. Tıpkı diğer kitaplar gibi hitap edeceği topluma , anlayacakları dilden yazılmış bir kitap.Yani kuşkuya mahal bırakmayan bir kitap. Zira Bakara suresi ''Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh(fîhi),İşte bu Kitap ki, O’nda hiçbir şüphe yoktur. '' diye başlar !

Fakat tarihsel süreçte arapçaya kutsal bir dil muamelesi yapıp lafzını zorlaştırmak ve kitap üzerinde tekel oluşturulmasının önünü açmak kaçınılmaz olmuştur. Bu düşünceye istinaden farklı mezhepler, anlayışlar ve fıkhı uygulamalar da beraberinde can bulmuştur. Şahsi fikrim hiçbir fıkhı ve mezhebi uygulamaları ciddiye almamaktır. Ve kendi nazarımda doğrunun bu olduğuna inancım sonsuzdur.

Her fikre saygım sonsuzdur geyiğine girmeden , barış için huzur için neler yapılması gün gibi ortadayken Kutsal kitabımızı anlayamıyoruz endişesine düşmek acziyettir demek istiyorum. Kuranda onlarca kez 'neden akletmiyorsunuz' vurgusunu yapan Yaradan, bizlere sunduğu lutfun (kuran-ı kerimin) salt varlığı ile barışın sağlanamayacağının altını çizmiştir. Ve bize lutfundan bahseden Yaradan , tekvir suresi ile şu ayeti de indirmiştir. Tekvir 27: O alemlere öğütten başka bir şey değildir.” Hal böyleyken kitabına başvurmayan, anlayamacağı endişesine düşüp , kitap üzerinde tekel oluşturanların yorumlarıyla yetinen müslüman toplumlarının hali ortadadır! @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] kardeşimin dediği gibi daldan dala atlayıp fikirsel bütünlüğünü bozmak istmediğim düşüncelerimi son bir ayet yazarak bitirmek isterim canlar..
Isrâ Suresi ; Ayet 36 :“Bilmediğin şeyin ardına düşme; çünkü, işitme duyusu, görme duyusu ve kalp, bunların hepsi bundan sorguya çekilecektir!

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Ocak 2016, 11:38   #8
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




Sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] , konuyla direk ilgisi olması hasabiyle başıma gelmiş bir olayı nakledeyim sana.
Dursun Gürlek'in ''Ayaklı Kütüphaneler'' Kitabını okurken Ali -Emiri'nin Divanu Lugati Türk kitabını nasıl elde ettiği ve yüzlerce altın vererek aldığı ve sakladığı v.s (şu fatihte ünlü millet kütüphanesini kuran adam.) okurken okurken kendimi sirkecideki kültür bakanlığı yayınlarından buldum ve ''Divanu Lugatit Türk kitabını buldum ve 80 lira vererek aldım. Aldım
( Ali Emirinin 300 altına aldığı kitabı ben 80 liraya ucuza kapatmıştım ) kitap bildiğin arapça 1000 yıl önce yazılan Türkçe eser. Türkçe dediğime bakma az çok arapça ve osmanlıca okuyabilen biriyimdir.
Kitabı elime aldım okuyamadım. Bu eser TÜRKÇE . Kutadgu Bilig gibi birkaç akademisyen dışında kimsenin okuyamadığı, okusa bile birşey anlayamadığı bir kitap.

Buradan yola çıkarak Kur'an anlamak, okumak, ondan hükümler çıkarma konusuna gelirsek. Nebi'nin hira'da ''İkra'' ayetine gönderme yapmak istiyorum. Cibril oku diyince , Muhammed ben.. ben okuma yazma bilmem. Günün şartlarında binlerce kervan yöneten biri okuma yazma bilmiyor değildi. Ticareti, ekonomiyi, uluslar arası hukuku çok iyi bilen biriydi. Ben bilmem derken okuyamam.. ben yapamam bunu diyordu. Peygamberin yapamadığını maşallah isminin önünde prof, doç, şeyh, hoca ünvanlarıyla yapmak isteyen aciz insanlar var. Bismi dedi cibril ve okumaya başladı muhammed. Yukarıda o bahsettiğin ayet biz kur'an'ı arapça indirdik. anlayabileseniz diye derken kast buydu. Arapça herkes anlasaydı peygambere gerek yoktu.
Dolasıyla gelmiş geçmiş bütün kalıcı eserler arapçadır. Dünyanın en büyük kütüphanesi Vatikanda bile arapça eserlerin olduğunu Aytunç altındal'dan duymuştum. Şirazi, ömer hayyam, mevlana, yunus v.s bütün şiirler ve edebi eserler arapçadır.
Batılı oryantalistlerinde öyle kendi dilleri ve arapça arasında gel git yapmaları tamamen kapitalist düşünceden ibarettir. Onlarda Arapçanın evrensel ve değişmeyen bir dil olduğu konusunda hem fikirdirler.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Ocak 2016, 12:43   #9
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




İnsanları en kolay din üzerinden ya da sahip oldukları manevi değerler üzerinden ayrıştırabilirsin. Talabaniler, Işidler, El Kaideler falanlar filanlar. Yaz kardeşim gugıl amcaya görürsün. Dünyanın 10 tane en güçlü terör listesinde sözüm ona islamiyeti, şeriatı yaymak isteyen güruhlar var.

Yüzyıllardır Ortadoğu denilen dünyanın kangreni olmuş yerde sizce de tesadüften öte değil mi bu kadar kavganın, dövüşün ve terörün olması?

Niye elin Lihtenştaynlısı, Papua Yeni Ginelisi filan huzur içinde yaşıyorken sözüm ona Müslümanlığın yayıldığı, hoşgörünün beşiği olan bu topraklarda yaşayanlar niye hergün bok içinde yaşıyor? Yoksa doğru soru "neden yaşatılmıyor!?"mu olmalıydı?

İşte bu noktada M. Kemal Atatürk'e hak vermek gerektiği noktasına değinirim aga ben. Eğer işini gücünü bırakıp, tek derdin kelle keserek islamiyeti yayabileceğini sanıyorsan ve bu harekete koşa koşa katılan beyninin içiyle g...tünün içindekiler yer değiştirmiş olanlar var oldukça elin Lihtenştaynlısı huzur içinde yaşar; ama sen müslüman kardeşim gerizekalı olduğun için eline silah verirler hadi islamiyeti yay derler. Sen de mal gibi islamiyeti yayıyorum ki ehhee hehe diye dolaşırsın ortalarda.

İşte o yüzden Batılılaşalım, devlet laik olsun (bazı mallar laikliği g....tüyle anladığı için devlet dedim orada) muasır medeniyetler seviyesine çıkalım diyenlere sen de hak vereceksin müslüman kardeşim. Vermezsen eğer işte böyle sabah akşam bomba sallarlar tepene.

İşte bu yüzden sen düzgünce Müslümanlığını yaşama diye, evrene pozitif mesaj yollama diye elin gavuru senin bu mallığını kullanacak sürekli ve sen de mal mal hareketlerin ile çanak tutacaksîn bu adamlara. Çünkü seni yönetenler zaten islamiyete en çok zararı verenler ile kucak kucağa oturuyor. Onlar petrol varillerinin parasını ezerken, sen inandığın Allah'ın sana bahşettiği aklı kullanmaktan yoksun olduğun için sadece günü kurtarmaya çalışacaksın. O adamlar o petrol paraları ile silah alacak sana verecek sen de o silahlar ile islamiyeti yayacaksın öyle mi pek muhterem az g... veren din kardeşim!?

Neyse, cok uzun yazdım. Uzun zamandır böyle tartışmalara girmiyordum paslanmışım a dostlar. Siz devam edin analizlerinize.

Bu ileti tost makinemden Tapatalk kullanılarak gönderildi.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Ocak 2016, 14:08   #10
Çevrimdışı
glu
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Işid ve Düşündürdükleri - blazeofglory




esekherif Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] , konuyla direk ilgisi olması hasabiyle başıma gelmiş bir olayı nakledeyim sana.
Dursun Gürlek'in ''Ayaklı Kütüphaneler'' Kitabını okurken Ali -Emiri'nin Divanu Lugati Türk kitabını nasıl elde ettiği ve yüzlerce altın vererek aldığı ve sakladığı v.s (şu fatihte ünlü millet kütüphanesini kuran adam.) okurken okurken kendimi sirkecideki kültür bakanlığı yayınlarından buldum ve ''Divanu Lugatit Türk kitabını buldum ve 80 lira vererek aldım. Aldım
( Ali Emirinin 300 altına aldığı kitabı ben 80 liraya ucuza kapatmıştım ) kitap bildiğin arapça 1000 yıl önce yazılan Türkçe eser. Türkçe dediğime bakma az çok arapça ve osmanlıca okuyabilen biriyimdir.
Kitabı elime aldım okuyamadım. Bu eser TÜRKÇE . Kutadgu Bilig gibi birkaç akademisyen dışında kimsenin okuyamadığı, okusa bile birşey anlayamadığı bir kitap.

Buradan yola çıkarak Kur'an anlamak, okumak, ondan hükümler çıkarma konusuna gelirsek. Nebi'nin hira'da ''İkra'' ayetine gönderme yapmak istiyorum. Cibril oku diyince , Muhammed ben.. ben okuma yazma bilmem. Günün şartlarında binlerce kervan yöneten biri okuma yazma bilmiyor değildi. Ticareti, ekonomiyi, uluslar arası hukuku çok iyi bilen biriydi. Ben bilmem derken okuyamam.. ben yapamam bunu diyordu. Peygamberin yapamadığını maşallah isminin önünde prof, doç, şeyh, hoca ünvanlarıyla yapmak isteyen aciz insanlar var. Bismi dedi cibril ve okumaya başladı muhammed. Yukarıda o bahsettiğin ayet biz kur'an'ı arapça indirdik. anlayabileseniz diye derken kast buydu. Arapça herkes anlasaydı peygambere gerek yoktu.
Dolasıyla gelmiş geçmiş bütün kalıcı eserler arapçadır. Dünyanın en büyük kütüphanesi Vatikanda bile arapça eserlerin olduğunu Aytunç altındal'dan duymuştum. Şirazi, ömer hayyam, mevlana, yunus v.s bütün şiirler ve edebi eserler arapçadır.
Batılı oryantalistlerinde öyle kendi dilleri ve arapça arasında gel git yapmaları tamamen kapitalist düşünceden ibarettir. Onlarda Arapçanın evrensel ve değişmeyen bir dil olduğu konusunda hem fikirdirler.


İlk paragrafla ilgili olarak burada birçok şey yazdım. Selçukludan itibaren kültür sahası değişti, kültür sahası değişince dil de doğal olarak değişti. Bunun benzerini Uygur döneminde görmekteyiz. Uygur hanları Maniheizm ve Budizm'i kabul edince kültür sahası değişti ve ortaya koyulan eserlerin dili de değişti. Bugün Uygur edebiyatı tasnifi yapılırken Burkancı edebiyat ve Maniheist edebiyat olarak tasnif edilir. Başladığım noktaya geri geliyorum, kültür ve dil doğrudan etkilidir ve din de kültürün içerisine girer o sebeple dilin değişiminde önemli rol oynar. Bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yaşayan herhangi bir vatandaşın Kutadgu Bilig'i pat diye okuyup anlayamaması bundan ileri gelmektedir. Orta Asya, Selçuk ve Osmanlı Anadolusu ve Türkiye Cumhuriyetinin kültür sahaları birbirlerinden farklı. İşte bütün bu sebeplerden dolayı değil 1000 yıl önceki eseri anlayamamak daha 80-90 sene önceki eseri bile anlayamıyoruz. Selçuklu ve Osmanlı İslamiyet sahasını sadece din olarak değil değil olarak da ele aldı ancak ilk Müslüman Türkler dini alırken dil kısmına dokunmadılar. Hatta önemli alimler Türkçe'nin Arapça'dan herhangi bir eksiği yok diye karşı çıktılar tıpkı Nevai gibi. Bu duruma karşı çıkanların yanında Türkçe'nin hem Farsça'dan hem de Arapça'dan daha geride olduğuna inanan alimler de vardı Fuzuli gibi. Farsça Divanının ön sözünde bu durumu belirtiyor.

Arapça konusuna gelecek olursak, Arapça çok büyük bir kültür mirasına sahip bu da doğrudan İslamiyetle alakalı. Hristiyanlığa baktığımızda böyle bir durum yoktur. Bugünün lingua francası İngilizce daha o zamanlar bir bütünün parçasıydı ve ayrılık göstermedi. Bu sebeple 0 tarihinden itibaren Hristiyanlık dininin resmi bir dili olmadı ancak İslamiyetin dili hep Arapçaydı. Bu sadece dinin dili değil aynı zamanda büyük bir kültürün de diliydi. Türk ve Fars şairler de Arapça yazdılar ortaya büyük eserler koydular. Bundan 500 yıl öncesine baktığımızda medeniyet doğunundu. Doğu ile kastım sadece Arap coğrafyası değil, Asya coğrafyası da medeniyetin beşiğiydi. Bugün matbaa Gutenberg'e mal edilirken ondan neredeyse 1000 yıl önce Çin ve hatta Uygur topraklarında matbaa kullanılıyordu. Sözün özü, Arapça büyük bir kültür hazinesine sahip olduğundan doğal olarak bugün çok değerli bir dil konumundadır. Tarihe baktığımızda sürekliliği olan dillerden birisidir Arapça tıpkı Çince, Hintçe, Türkçe, Yunanca gibi.

Son söz, bugün Türkiye Türkçesi çok deforme olmuş bir dildir. Bu mevzu cumhuriyette baş göstermedi ondan öncesine de gidiyor tartışmalar. Arapça, Farsçadan uzaklaşırken Fransızcaya aşırı yaklaştık. Cumhuriyetle bunu çözerken ilk etapta daha da berbat ettik ancak sonradan biraz da olsa toparlayabildik. Atatürk'ün ilk dil çalışmaları için rivayet edilen bir sözü var "Biz dili düzeltelim derken mahvetmişiz." Neyse konuyu başka bir yere kaydırdım bir tavsiye hatta iki tavsiye ile nokta koyayım,
Mehmet Kaplan - Kültür ve Dil
Nihat Sami Banarlı - Türkçe'nin Sırları
ve din, mezhep, tarikat üzerine Abdülbaki Gölpınarlının eserlerini tavsiye ederim.

O kadar farklı yere gitmişim ki demek istediğim şeyi yazmamışım. Ben Türk dili örneği üzerinden Arapçanın anlaşılırlığını tartışmayı doğru bulmuyorum. Bu dil dünyanın en zor anlaşılır ya da çözümlenebilir dili değil. Bunca din adamı ya da ilahiyatçı boşuna bu kadar dini eseri okumuyorlar. Kuranın Arapça etkisi altında kalması gerçekten de bugünkü fikir ayrılıklarını doğuruyor. Çözülmesi gereken en önemli mesele bence bu.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
blazeofglory, düşünceler, düşündürdükleri, hakkındaki, işid, ve, ışid, ışid kimdir


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
IŞID'den Kobani'ye ağır saldırı yaSmin Haber Arşivi 0 20 Kasım 2014 20:30
IŞID Bu sefer çocukları infaz etti Seth Haber Arşivi 0 01 Kasım 2014 12:03
İşte Rusya'nın IŞiD'i devirme planı Seth Haber Arşivi 0 14 Ekim 2014 10:55
IŞID’in çaldığı kardeşinin peşinde Seth Haber Arşivi 0 12 Ekim 2014 02:10
IŞID En net görüntü Seth Haber Arşivi 0 02 Ekim 2014 16:37