IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
2Beğeni(ler)
  • 2 Post By shera_hanif

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03 Mayıs 2023, 12:42   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
TEMEL ASTROLOJİ - SABİT YILDIZLAR




Sabit yıldız kavramı; gökyüzündeki burçların takım yıldızlarını oluşturan öğelere verilen isimdir.
Bu yıldızlara sabit denilmesinin sebebi ise 72 yılda 1 derece kaymalarıdır.
bir sabit yıldızın bir burcu geçmesi 72*30= 2.160 yılda gerçekleşmektedir
bir sabit yıldızın tüm zodyak derecelerini geçmesi ise 72*360= 25.920 yıl almaktadır
yeryüzünden gözlemlenebilen sabit yıldız sayısı 88 dir. Tarot kartlarının ve ibrani harflerinin birer yıldız karşılığı vardır
günümüzde programlar üzerinden kullandığımız yıldız sayısı 700 üstündedir.
kraliyet yıldızları dediğimiz ana yıldızlar ise persler tarafından astrolojik anlamda genişletilmiş ve kehanet sanatına eklenmiştir. babil astrolojisinden farklı bir teknik ile kullanılırlar.
bir kaç sabit yıldız örneği vereyim

Regulus; Güç ve iktidar. Gölgesi; İntikam ve hırstan uzak durmalı, serin bir zihne sahip olmalı !
Antares; Fethetme. Kudret. Gölgesi; Aşırıya kaçma, abartı ve vahşice hareket etmemeli !
Aldebaran; Kitleleri etkileme, Yönetme. Gölgesi ;Doğrudan sapmamalı, inandığı yolda gitmeli ! Yalan söylememeli !
Fomalhaut; İhtişam. Etki altına alma. Gölgesi; Andan kopmamalı ,hayal ve realite arasında dengeyi tutturmalı. Vizyonunu açık tutmalı !
Arcturus; Büyük onur. İyi talih . Gölgesi; Spekülasyona açık, düşman kazanma! Haset.
Betelgeuse; İhsan ve ikram. İyi talih. Gölgesi; Hasede uğrama, nazar. Tahammülsüzlüklerden doğan yanlışlar.
Zubenelgenubi; Simya ve şifa. Güç kazanma. Gölgesi; İzolasyon .

haritanızdaki yıldız derecelerine bakabilmek için ücretsiz astroloji sayfalarından "güncel sabit yıldız yerleri" şeklinde yararlanabilirsiniz

__________________
Hanif kalmak cesaret ister...
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 03 Mayıs 2023, 17:02   #2
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: TEMEL ASTROLOJİ - SABİT YILDIZLAR




SABİT YILDIZ DOĞALARI
Her sabit yıldızın kendine göre güneş sistemindeki gezegenler ile birleşik doğaları mevcuttur. bu sabit yıldızlar kavuşum karşıt gibi durumlarda (bazen kare) tam derecesine geldiğinde yorumlandığı açıya yerleşime göre kalıcı etki bırakır.
bol bol harita bakıp bu konuda pratik geliştirebilirsiniz

URANÜS: Okültizmle ilgilenmek, elektrik, havacılık, antika merakı; yükseliyorsa (ASC), tuhaflığının farkına vararak kazanmak veya ani artışlar, okuma, eğitim. Dorukta (MC) ise, bilim ve sanat alanlarında seçkin mekanik ve yaratıcı yeteneğine sahip olmak.

SATÜRN: Onaylanmama, felâket, rezil olmak, eğer yıldız yükseliyorsa mezar, düşüncelere dalmak, rezaletkâr, melankoli, bakıma ihtiyaç duymak ve anksiyete. Aynı zamanda bina, yapı, maden ve mineraller ile bağlantılı olur. Eğer 7. evin kaspında ise ve onun tarafından Ay etkileniyorsa, hırpanî bir eş anlamına gelir. Eğer dorukta ise, yaşlılar ile olan ilişkilerde sorunlar yaşamak, ticarî kayıplar, hilekâr ortaklar aracılığıyla sorun ve belalar, sonbaharın erte-sinde sorunların artması. Parlıyorsa, yalınlık ve sakatlık, çok can sıkıntısı ve sorunlar çekmek. Eğer Merkür etkileniyorsa sağırlık.

JÜPİTER: Eğer yükseliyorsa, mezar, hasta, miraslar, dinî terfî almak. Doruktaysa, onur, şan, terfî, ticaret ve dinsel başarılar kazanmak.

MARS: Şiddetli ölüm, delilik ya da gurur tarafından nihaî darbelerle hara-beye dönmek. Yükseliyorsa zenginlik, güç, cesaret, cömertlik, marifet, kesik ve yaralar, kazalar, yüz yaralanmaları, baş ağrısı ve ateşlenme, otorite, dövüş başarıları. Dorukta ise askerî başarılar, ticaret ve Mars doğasındaki meslek-lerde başarı kazanmak. Merkür etkileniyorsa sağırlık.

VENÜS: Yükseliyorsa iyi bir servet, mutluluk, hediyeler, aşk ve evlilik için şanslı konum, miras yoluyla kazanç. Doruktaysa, onur ve başarı, kadınlarla olan ilişkilerde başarılı olmak ve venüsyen doğaya yakın mesleklerde başarılı olmaya yardımcı olur.

MERKÜR: Yükseliyorsa namus, akıl, büyük bir öğrenme potansiyeli. Do-ruktaysa yoğun faaliyet, kitaplar ve entelektüel konular yoluyla kazanç.

Satürn/Jüpiter: Ağırbaşlı, dindar, muhafazakâr, açgözlü, kalıcı. Dorukta ise onur ve terfî.

Jüpiter/Satürn: Yükseliyorsa, miras ve vergi kazançları, şöhret artışı ve ün kazanmak, doruktaysa aşk ilişkilerinde aptalca davranmak ve talihsizlik. Onur ve terfî kazanmak.

Satürn/Mars: Sert, kaba, kalın, acımasız, zina, suç, yalancılık, gayrimenkûl kaybı, yoksulluk, çok az arkadaş. Büyüyorsa tefecilik veya haksız kazanç yollarıyla yükselme. Dorukta ise, kötü bir isim, rezaletlere karışmak, skandal yaratmak neticesinde ticaretin yükselişi.

Mars/Satürn: Kötü niyetli, hırsız, acımasız, zalim, iğrenç, yalancı, kazalar, şiddet ve ölüm.

Satürn/Venüs: Hırpani, çok ahlâksız, utanmaz, iğrenç, orta düzey, aşk acıları çeken; yükseliyorsa, ticaret ve evlilik yoluyla yükselme, iyi huylu, sağlıklı, kazancın artması. Sonlanıyorsa, amirlerin yardımıyla ün ve şöhret kazanılması, gelişmiş sağlık koşulları ve iyi sağlık.

Venüs/Satürn: Kurnaz, kötü ahlâklı, paralı, iğrenç alışkanlıkları ve sapkın zevkleri olan, talihsiz aşk ilişkisi, baştan çıkarma.

Jüpiter/Mars: Eğer yükseliyorsa yüksek hırs, gurur, aşk gücü, geniş bakış açısı, ihtişam, askerî onur. Dorukta ise, yüksek dinî onur, dövüş ve savaşta başarı ve terfî. İş hayatında refah kazanmak.

Mars/Jüpiter: Büyük gurur, geniş liberal görüş, komuta, kozmopolit manzaraya ve bakışa sahip olmak. Eğer yükseliyorsa veya sonlanıyorsa, askerî onur ve terfî.

Jüpiter/Venüs: Sahip olmak, dâhil olmak, mutluluk, onurlu, felsefî akla sahip olmak, yasal ya da dinî terfî kazanmak, kadınlar aracılığıyla yardımlar gelmesi. Yükselende veya dorukta ise, namus, onur, gurur ve servet.

Venüs/Jüpiter: Rafine, iyi ve yüksek ahlâklı, capcanlı, aşk ve evlilikte şanslı, sanatsal, sağlıklı, saf, içten, yakınları aracılığıyla yardım alan ve kabul gören.

Jüpiter/Merkür: Dinî veya benzer konularda dinî zihin, düşünceli, felsefî, yazar.

Merkür/Jüpiter: İyimser, neşeli, felsefî, geniş zihinli, dinî görüşlere sahip, etkili arkadaşlar aracılığıyla başarı kazanma, Kilise (dinî) ve hukuk konularıyla ilgilenme.

Mars/Güneş: Kahraman, cesur, cüretkâr, lider, savaşçı, gözler için tehlike ve şiddetli ölüm. Yükseliyorsa metal işçileri, askerleri, cerrahlar ve diğer Mars insanlarıyla olan ilişkiler. Dorukta ise, askerî işler veya diğer tüm dövüş işle-rinde terfî almak.

Güneş/Mars: Hoşgörülü, savaşçı becerisine sahip, enerjik organizatör, kindar, zalim, aşırı güvenen, sert, gözler için tehlike, kazalar, şiddetli ölüm. Korkusuzluk.

Mars/Venüs: Güçlü tutkular, sanatsal duygu, kadın ve arkadaşlar aracılığıyla kazanç. Özellikle yükseliyorsa veya dorukta ise onur, askerî dövüş işlerinde terfî.

Venüs/Mars: Utanmaz, nafile, rahatına düşkün, terk edilmiş, şiddetli tut-kular, iğfal tehlikesi, genellikle sefahat içinde yaşama, kendine saygılı ve ter-biyeli.

Mars/Merkür: Yüksek işletme, kavgacılık, yıkıcılık. Dikbaşlı ve çökeltici davranışlar tarafından harap duruma gelmek. Yükseliyorsa döküntü, çok inatçı. Eğer sonlanıyorsa sıklıkla iş değiştirmek.

Merkür/Mars: Abartan, tartışmacı, güvenilmez, vicdansız, hakaret eden, mekanik yeteneği olan, çok hızlı zihne sahip, lafebesi.

Mars/Ay: Gözlerde tehlike, maceracı, hain, küstah, ahlâksız, zalim. Eğer yükseliyorsa ağrılı gözler, kadınlarla ilgili sorun ve kayıplar ile zayıf görme. Dorukta ise rezalet ve hapis.

Ay/Mars: Değiştirilebilir, tutkulu, ahlâksız, özellikle yolculukta kazalar, gözlerin kötü görmesi ve sorunlar, yüz yaralanmaları.
Venüs/Merkür: İdealist, psişik, yakışıklı, temiz, sevimli, zarif, kibar, zeki.

Merkür/Venüs: Nezaketli, nazik, düzenli, zarif, yumuşak huylu, sevimli, sanatsal, onur ve zenginlik. Yükseliyorsa aşk şiirleri, resim ve öğretimde başarı, pratik akıl. Eğer sonlanıyorsa edebî ve yasal mesleklerde başarılı.

Bulutsular ve Kümeler: Körlük, hastalık, kazalar, ateş, kavgalar, tecavüz, cinayet, sürgün ve dekapitasyon.”

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 17:02 -->-> Daha önceki mesaj 17:00 --

BAZI SABİT YILDIZ DOĞALARI

• Venüs-Merkür yıldız grubu: Spica, Vega, Formalhaut, Deneb Adige, Alphecca
• Jüpiter-Mars grubu: Regulus, Acturus, Altair, Antares
• Jüpiter-Satürn yıldız grubu: Rigel, Alnilam, Menkalinam, Rukbat, Algol
• Mars (Satürn) yıldız grubu: Sirius, Pollux
• Jüpiter-Merkür yıldız grubu: Kuzey ölçeği, Castor
• Mars-Merkür yıldız grubu: Bellatrix, Procyon, Betelgeuse, Alpheratz
• Jüpiter-Venüs yıldız grubu: Toliman, Acamer
• Satürn-Venüs yıldız grubu: Denebola, Zosma, Alphard
• Mars-Venüs yıldız grubu: Aldebaran,

__________________
Hanif kalmak cesaret ister...
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 04 Mayıs 2023, 16:31   #3
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: TEMEL ASTROLOJİ - SABİT YILDIZLAR




TAKIMYILDIZ MİTOSLARI
ANDROMEDA
"Etiyopya’nın (Afrika’nın doğusunda yer alan eski adı Habeşistan olan ülkedir) prensesi Andromeda, Cepheus ve Casssiopeia’nın kızıdır. Kraliçe Cassiopeia, elli deniz perisinden oluşmuş bir grup olan Nereid’lerden daha güzel olduğunu söyleyecek kadar kibirli biridir. Nereid’ler birbirinden güzel olan ve her bakımdan deniz dalgalarının sembolü olan deniz perilerine verilen addır. Kraliçenin bu tutumu karşısında Nereid’lerin onuru kırılır ve kraliçeyi cezalandırması için denizler tanrısı Poseidon’dan yardım isterler.
Nereid’lerin ricası karşısında Poseidon, bir deniz canavarını Etiyopya’ya gönderir.(Bazı hikayelerde bu canavarın Cetus olduğu söylenir. Ancak genel olarak Cetus zararsız birbalina olarak bilinmektedir.) Kral Cepheus’un danıştığı Ammon kahini krala kızının kurban edilmesi şartıyla Etiyopya’yı su altında bırakabilecek bu canavardan kurtulabileceğini söyler. Etiyopyalılar bu fedakarlığı kabul etmesi için Cepheus’u zorlarlar. Bunun üzerine kızını bugün Tel Aviv olarak bilinen şehrin kıyısına zincirleyip, canavarın gelmesini beklemeye başlar. Bu canavar kayaya zincirlenmiş kızı gelip alacak ve ona ne istiyorsa yapacaktır. Tam bu sırada büyük kahraman Perseus prensesin imdadına yetişir. Perseus, Gorgon Medusa’yı (bkz.Perseus) kafasını keserek öldürdükten sonra kanatlı atı Pegasus’a binmiş geri dönerken tesadüfen prensesi zincirlenmiş bir şekilde ağlarken görmüş ve ona aşık
olmuştur. Prensesle konuşmaya çalışır, ancak uzunca bir süre prenses tek kelime bile konuşamaz .Ama Perseus’un ısrarlı tutumu karşısında prenses ona kim olduğunu neden zincirlendiğini ve olan biten herşeyi anlatır. Bu sırada, deniz kabarmaya başlar ve canavar görünür. Perseus prensesin ailesine canavarı öldürebileceğini, ancak bunun karşılığında prensesle evlenmek istediğini söyler. Kral ve kraliçe bu teklifi hemen kabul ederler. Perseus bunun üzerine Andromeda’yı kurtarmaya karar verir.Gökyüzünde uçarken Perseus’un, suya vuran gölgesi, canavarın aklını karışır. Canavarın aklının karışmasından faydalanan Perseus, canavarı oklarıyla öldürür.
Başka bir masala göre Perseus, Medusa’nın ( bkz.Perseus ) kopmuş kafasını canavara göstererek onu taşlaştırır. (Efsaneye göre
Medusa’nın yüzü o kadar çirkindir ki gören herkes birden taşa dönüşür.)Anlaşmanın kendi üzerine düşen kısmını yerine getiren Perseus, Andromeda ile evlenmek ister. Ancak, Cepheus kendi erkek kardeşi Phineus’u, Andromeda ile evlendireceğine dair verdiği sözü unutmuştur. Phineus, Perseus ve Andromeda’nın düğününe, yandaşlarıyla gelir. Perseus burada da kahramanlığını göstererek, Phineus ve yandaşlarını savaşarak yok eder. Kral Cepheus ve kraliçe Cassiopeia, öldükten sonra tanrı Poseidon tarafından gökyüzünde yıldızlar arasına alınarak onurlandırılmışlardır. Perseus ve Andromeda’da onlara gökyüzünde eşlik ederler.
Andromeda gökyüzünde, kolları sereserpe uzatılmış ve bileklerinden zincire bağlanmış bir kadın figürü olarak yer almaktadır. "

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 12:54 -->-> Daha önceki mesaj 12:51 --

Aquaris Delu (KOVA)
"Yunanlıların oniki büyük tanrısı (*) Olympos’ta otururdu. Olympos, Makedonya ile Tesalya arasında oldukça heybetli bir sıradağın en yüksek tepesiydi. (Olympos ismi yalnız tanrıların oturdukları; yüksekliği 2985 metreye varan meşhur dağın ismi değildir. Bizim
Anadolumuzda bile bazı dağların isimleri eskiden Olympos’du. Bugün isimleri Uludağ, Aladağ ve Hisardağı olan dağların isimleri de eskiden Olympos’du.)
Olympos dağının Ulu tanrısı, dünyanın sahibi, tanrıların ve insanların babası, her güzel varlığın yaratıcısı olan Zeus, yalnız kadınların güzelliğine vurgun değildi. O güzel olan herşeye, hatta delikanlılara bile gönlünü kolayca kaptırıyordu. Zeus, bir gün yeryüzünde olağanüstü güzelliğe sahip bir delikanlı gördü. Ganymedes adını taşıyan bu delikanlı, Truva şehri kralı Tros’un oğludur. Su taşıyıcısı olarak bilinen Ganymedes, Olympos dağında yaşayan tanrılara fincan veya kupalarda içecek taşımakla görevlidir. Bu delikanlı o kadar hoş ve güzeldi ki, Zeus onun cazibesinden kendini kurtaramadı. Fanilerin arasında görüp beğendiği ve sevdiği bu genci daima yanında bulundurabilmek için yeryüzünden kapıp, Olympos’a çıkarmayı düşündü. Bir gün Ganymedes, İda dağının(Bayramiç ile Erdemit arasında 1767 metre yüksekliğinde bugün Kazdağı denilen dağın eski adı İda’ydı.) yamaçlarında sürüsünü otlatıyor ve bir kayanın üzerine oturmuş kaval çalıyordu. Kocaman bir kartal şekline giren Zeus, Olympos’un tepesinden aşağı doğru süzüldü ve Ganymedes’in arkasından geldi. Ansızın üzerine çullandı ve onu kaptığı gibi doğru tanrıların dağına uçurdu. Bu genç çoban Olympos tanrılarının yiyeceği olan Ambrosia ile içenlerin ölümsüzlük kazandıkları ve tanrılara mahsus içki olan nektarla beslendi. Bu suretle güzel yüzü, hoş endamıyla tanrıların gözünü okşamak için ebedi gençliğine muhafaza etti.
Başka bir masala göre Ganymedes’i kaçıran şafak tanrıçası Eos’tur. Şafak tanrıçası gül renkli parmaklara sahip, güzel ve gönül alıcı bir bakireydi. Her sabah doğu tarafından göğün kapılarını açarak Güneş’e yol verirdi. Eos, Ganymedes’e karşı tutku ve öfke karışımı
bazı hisler beslemektedir. Ancak tanrıların tanrısı Zeus, Ganymedes’in çekiciliğinin farkına varıp, onu tanrıça Eos’un elinden alır.
Mısır kökenli bir masalda ise Aquarius, Nil nehri tanrısı olarak bilinir. Büyük bir olasılıkla, Aquarius’un kupasından dökülen su Nil nehrinin kendisini temsil etmektedir. Aquarius su tanrısı olarak da bilinmektedir. Bazı toplumlara göre iyi bazılarına göre ise kötü bir tanrıdır. Kuru iklimlerde yaşayan Etiyopya ve Yunan toplumları için Aquarius çok iyi bir tanrıydı. Çünkü hasat zamanı kendilerine bolca yağmur getiriyordu. Ancak Babiller için iyi bir tanrı değildi, Güneş’in Aquarius’a geldiği ayda yağmurun lanetinden söz etmeye başlarlardı. Güneş Aquarius’a girdiği an yeni yıl başlar yani bahar yaklaşmaktadır ve suyun başladığı bu mevsim, bereketli ürünlerin müjdecisidir.
Aquarius, kuzey yarımkürede Pisces(Balık) ve Cetus(Balina) takımyıldızlarının yanında bulunur. Su taşıyıcısı kendi kupasındaki suyu Piscis Austrinus’un (Güney balığı) ağzına dökmektedir. "

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 13:27 -->-> Daha önceki mesaj 12:54 --

AQUILA
"Milattan önce 8. Yüzyılda yaşamış olan Hesiodos’ın Theogonia adlı eseri mitolojinin en eski kaynaklarındandır. Theogonia evrenin ve tanrıların nasıl yaratıldıklarını anlatır.
Hesiodos’a göre başlangıçta khaos vardı. Khaos karışık ve hiçbir şekil almamış olan uçsuz bucaksız boşluk ve karanlıktır. Khaos’tan geniş göğüslü, herşeyin dayanağı olan toprak ana Gaia çıktı. Gaia ölmezlerin yeri olan ve yıldızlarla bezeli bulunan göğü Uranos’u doğurdu.
Gaia’nın kendi öz oğlu Uranos’la birleşmesinden Titanlar doğdu. Altısı erkek, altısı dişi olmak üzere oniki tanedir. Bu erkek titanlardan İapetos’un oğullarından biri insanlığın kurtarıcısı Prometheus’tur. Titan Prometheus ilk insanı yaratan tanrıdır.
Tanrılarla ölümlü insanlar Mekone’de toplanmışlardı. Prometheus’da orada bulunuyordu. Kocaman bir öküz kesilmişti. Bunun paylaştırılması Prometheus’a düşmüştü. Bir tarafa hayvanın etinin en güzel parçalarını ayırdı, üstünü örtmüştü. Diğer tarafa
hayvanın kemiklerini yığarak, üstüne yağlı parçalar koymuştu. Prometheus, Zeus’a, iki parçadan birini seçmesini söylemişti. Zeus kötü tarafı seçerse aslan payı insanların olacaktı; tersi olursa üstünlük yine tanrılarda kalacaktı. Baş tanrı daha iyi ve yağlı görünen parçayı seçmişti. Aldatılıp, kemik yığınını seçtiğinin farkına varınca öfkelenmiş ve insanları cezalandırmak için ellerinden ateşi almıştır. Prometheus bunun da bir çaresini bulmuştur.
İçi baştan başa oyuk fakat tutuşabilir bir özle kaplı olan Ferule (şeytantersi ağacı) denilen ağaçtan eline bir dal aldı ve Olympos’a çıktı. Bu sopanın içine bir kıvılcım saklayarak, yeryüzüne insanlara getirmiştir. Kendi haberi olmadan ateşi çalarak insana verdiği ve insanı şımarttığı için Zeus, Prometheus’a öfkelenir ve onu cezalandırır.
Kartal, Olympos tanrılarının lideri olan Zeus’a hizmet eden yırtıcı bir kuştur. Bazen yıldırım kuşu olarak da adlandırılır. Çünkü Zeus’un yıldırımlarını taşıdığı ve atıldıktan sonra geri getirebildiğine inanılır. Zeus, Kartal’ı Prometheus’un cezasını infaz etmek üzere görevlendirir. Zeus, yanardağların, ateşin ve sanayinin tanrısı Hephaistos’a emir vererek, bu saygısız titanı Caucasus (Kafkas) dağlarına zincirletir. Hephaistos, Prometheus’un ayaklarına ve kollarına kırılmaz zinciri geçirdi ve onları sağlamca kayaya çaktı. Zeus Kartal’a her gün Prometheus’un ciğerini yemesi için emir verir. Ancak Zeus, Prometheus’un ciğerinin her gün kendisini yenilemesini sağlayarak, ölmesini engeller ve acısının sürekli olmasını sağlar. Uzun bir zaman sonra Zeus, Prometheus’a acır ve onu affeder.
Bir başka masala göre, Sagitta (Okçuk) takımyıldızı Kartal’ı öldüren oku temsil etmektedir. Prometheus’u acısından kurtarmak için, Herkül oku öldürmüş olduğu Hydra’nın (Su yılanı) kanıyla zehirleyip Kartal’a fırlatmış ve onu öldürmüştür. Zeus ise sadık hizmetlerinden dolayı Kartal’ı gökyüzünde yıldızlar arasına koymuştur. "

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 14:38 -->-> Daha önceki mesaj 13:27 --

ARIES (KOÇ)
"Koç takımyıldızı, Yunan mitolojisinde geçen “Jason ve Altın Post Peşinde” adlı ünlü bir hikaye ile bağlantılıdır. Hikaye parçalanmış bir ailenin mutsuz çocukları ile başlar.
Phrixus ve kız kardeşi Helle, Boeotia kralı Athamas ve eşi Nephele’nin çocuklarıdır.Bulutu simgeleyen varlık olarak Nephele’nin adı, İksion masalında adı geçer.
İksion, Zeus’un karısı Hera’ya aşıktır. Muradına ermemesi için Zeus, Hera biçiminde birbulut yaratır. Ve İksion’un onunla birleşmesini sağlar. Bu bulut kadın ( Nephele ) Kentaur’ların (bkz. Sagittarius) anası olur. Aristophanes’in “Nephelai” (Bulutlar) adlıkomedyasında bulutlar birer kadın olarak simgelenmiştir. Oyunda Sokrates ve diğer filozoflarla alay eder. Aristophanes belki de halk masallarından ve onlardan alınmış motiflerden etkilenmiştir.
Ne var ki bu aile kraliçenin ölümüyle sarsılır. Daha sonra kral Athamas, Thebe kralı Cadmus’un kızı Ino ile ikinci evliliğini yapar.( Bazı kaynaklarda Nephele ölmemiştir.
Athamas, Nephele’yi Ino ile aldatmıştır). Ancak Ino çocuklara tahammül edemez ve onlara bir tuzak kurar.Önce Boeotia tarlalarına zararlı bir madde dökerek ürünlerin zarar görmesini sağlar.
Kral ürünlerin zarar görmesinin nedenini ve ürünlerin nasıl kurtulacağını tanrılara sordurmak üzere baş danışmanlarını Delphi’ye yollar. Bu arada kraliçe Ino danışmanlara rüşvet vererek ‘çocukların kurban edilmesi’ yanıtını krala götürmesini sağlar. Kral çocukları kurban etme konusunda tereddüde düşer. Ama Ino burada tekrar devreye girer ve yerel rahiplere de rüşvet verir. Tüm rahipler çocukların kurban edilmesi konusunda ısrar etmeye başlar.
Kral çocuklarını kurban etmek için yakınlarda bulunan bir dağa götürür. Bu arada olan biten her şeyi öz anneleri Nephele cennetten seyretmektedir. Tanrılardan (Bazı hikayelerde bu tanrının Hermes olduğu anlatılmaktadır) çocuklarını koruması için altın bir post yollamalarını diler. Kral tam çocuklarını kurban etmeye hazırlanırken “Altın PostluKoç” (Aries) çocukları almaya gelir. Çocuklar koçun sırtına binerler. Koç onları uçarak Asya’ya doğru götürür. Ne yazık ki bugünkü Çanakkale boğazı üzerinde küçük Helle dengesini kaybedip, koçun üzerinden aşağı düşer. Bu yüzden, Yunan mitolojisinde Çanakkale boğazına ‘Hellespont’ denir. Bazı hikayelerde Helle boğaza düştükten sonra,deniz tanrısı Poseidon tarafından kurtarıldığı, Poseidon’un Helle’yi sevdiği ve onunla birleşerek üç çocuk annesi yaptığı anlatılır.
Phrixus, herşeye rağmen yoluna devam eder. Koç onu Caucausus dağlarında Colchis (Kuzeydoğu Karadeniz bölgesi, Gürcistan) denen yere bırakır. Phrixus minnettarlığını göstermek için koçu Zeus’a kurban eder. Koçun altın postunu kutsal meşe
ağacına asar. Altın Post, ağacı saran ve hiç uyumayan dev bir yılan tarafından (Serpent) korunur. Bu nedenle Zeus Koç’u gökyüzüne çıkarmıştır. Öykü aşağıdaki şekilde devam etmektedir.
Zeus’a kurban edilen koçun postunun, Phriuxus tarafından Colchis kralı Aietes’e erildiği de rivayet edilir. Kral Aietes bu eşsiz postu savaş tanrısı Ares’e adanan bir korulukta saklar.
Hikayenin bu kısmında kendilerine ‘Argonaunt’lar’ diyen ve altın postu arayan bir grup cesur, güçlü denizci ile liderleri Jason (İason) devreye girer. Çağının en büyük destansal masallarından biri olan Argonaunt’lar masalını bize tüm olarak Rodos’lu
Apollonios anlatır. İ.Ö.3. yüzyılda yaşayan Apollonios ünlü bir mitos yazarıdır.
Adı “hızlı” anlamına gelen Argo gemisi Karadeniz’in Colchis (Gürcistan) ülkesinde Altın Postu aramaya giden kahramanlar için yapılmış ellibeş kürekli bir gemiymiş. Gemi, Argos denilen bir usta tarafından yapılmış. Mitos yazarlarının sefere katılanlar üzerine verdikleri listeler birbirini tutmamaktadır. Ama katıldığı konusunda görüş birliği sağlanabilen en ünlü kahramanlar; Jason, gemici ustası Argos, ozan Orpheus, Dioskur’lar (bkz. Gemini) Kastor ve Polluks, Herakles, Boreas’ın oğulları Kalais’le Zetes‘tir.
Seferin nedeni ilginçtir. İolkos kralı Aison tahtını üvey kardeşi Pelias’a kaptırır.Aison’un oğlu Jason delikanlılık çağına gelince Pelias’ın karşısına çıkıp tahtı geri ister.Pelias ondan kurtulmak için önce Colchis’e gidip, Phrixus’un orada bıraktığı altın postu
getirmesini buyurur. Jason bu sefere çıkmak zorunda kalır. Yunanistan’da ne kadar gözüpek, atılgan, yiğit varsa hepsini toplar. Zeus’un kızı bilge tanrıça Athena’nın yardımıyla büyük usta Argos’a bir gemi yaptırdıktan sonra, yola çıkarlar.
Yolculuk sırasında meydana gelen (konu bütünlüğü açısından burada ayrıntıya girilmesi uygun değildir) birçok olaydan sonra Argonaunt’lar, altın postu geri istemek için kral Aietes’in karşısına çıkarlar. O sırada kralın kızı Medeia, Jason’u görür. Delicesine bir aşkla ona tutulur. Güçlü bir büyücü olan Medeia bundan böyle Argonaunt’ların ve Jason’un bütün işlerini eline alır. Kral Aietes görünüşte altın postu vermeye razıdır. Ama önce Jason’un bir ejderi öldürmesini, ateş püsküren tunç ayaklı iki boğayı boyunduruğa koşmasını ister. İstekleri bu kadarla kalmaz. Boyunduruğa koştuğu iki boğa ile ejderin dişlerini toprağa dikmesini de şart koşar. Jason ister istemez bu koşulları kabul eder.
Büyücü prenses Medeia, Jason’a kendisini eş olarak alması halinde yardımcı olacağını söyler. Sonra yiğit Jason’a büyülü bir merhem hazırlar. Ve “-Bu merhemi süren bedene silah işlemez, gün boyunca ne yaralanır ne de ölür. Ejderha’nın dişlerini toprağa ektiktensonra topraktan silahlı adamlar çıkacak, bu adamların aralarına bir taş attığı takdirde kendi aralarında kavgaya tutuşacaklar ve birbirlerini öldüreceklerdir” şeklinde tavsiyede bulunur.
Herşey Medeia’nın dediği gibi olur. Jason boğaları boyunduruğa sokmayı, ejderin dişlerini tarlaya ekip, topraktan çıkan silahlı adamları birbirlerine öldürtmeyi başarır.
Ne var ki Aietes, yine de altın postu vermeye razı olmaz. Argo gemisini yakmaya ve Argonaunt’ları öldürmeye kalkışır. Ama Jason’a aşık olan Medeia hızlı davranıp, Jason’la elele vererek altın postu Serpenten çalmayı başarır. Ve Argo gemisiyle yola çıkarlar.
Medeia babasının kendilerine yetişememesi için korkunç bir plan yapmıştır; yanına aldığı küçük kardeşi Apsyrtos’u kesti ve parçalarını yol boyunca serperek uzaklaştılar. Arkalarından gelen Aietes’le adamları Apsyrtos’un parçalarını toplamakla vakit kaybettiler,bu yüzden Argonaunt’lara yetişemediler.
Jason ve Argonaunt’lar, altın postu amcası Pelias’a vermek üzere İolkos’a dönerler.Babası Asion’un öldüğü haberini alan Jason, amcası Pelias’ın da tahtı geri vermeye hiç yanaşmadığını görür. Burada Medeia’nın tüyler ürpertici bir oyunu yer almaktadır.
Pelias’ın kızlarıyla arkadaşlık kuran büyücü Medeia, ihtiyarlamakta olan babalarını gençleştirmenin çaresini kendilerine öğreteceğini söyler. Ve örnek olması bakımından yaşlı bir koçu alıp keser. Kestiği koçu büyülü otlarla kaynayan bir kazana atıp, körpe bir kuzu çıktığını gösterir. Pelias’ın kızları büyücü Medeia’ya inanarak babalarını öldürüp kazana atarlar. Pelias’ın dirilmediğini görünce çılgına dönerler ve yurtlarından sürülürler.
Jason ve Medeia bu suçu işledikten sonra Pelias’ın oğlu tarafından İolkos’tan kovulurlar.
"

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 16:17 -->-> Daha önceki mesaj 14:38 --

AURIGA
"Ateş ve demir tanrısı Hephaistos’un oğlu olan Auriga, bir masala göre Atina kralıdır ve adı efsanevi kral Erichthonius olarak geçer. O Hephaistos’un yere saçılan tohumlarından meydana gelmiş yarı insan yarı yılan bir çocuk iken zeka tanrıçası Athena
yerde çırpınan bu acayip yaratığa acımış, onu alıp bir kutunun içine koyarak Kekrops’un üç kızına vermiş ve kutuyu açmamalarını söylemiştir.
( Kekrops, Yunanistan’ın doğusunda küçük bir yarım ada olan Attika’nın efsanevi ilk kralıdır. Yunanlılara medeniyeti getirmiş ve Atina şehrini kurmuştur.) Kekrops’un kızları tanrıçanın sözünü dinlemeyip kutuyu açmışlar ve Erichthonius’u görünce çıldırarak
kendilerini Akropolis’ten (Yunancada akros=yüksek, polis=şehir demektir.) aşağı atarak intihar etmişlerdir.
Erichthonios büyüyünce Atina krallığını ele geçirir. Erichthonios, Atinalıların baş koruyucusu olan, uysallıkları ve yetenekleriyle ünlü dört atı birden süren ilk insandır. Bu nedenle yıldızlar arasına “arabacı” ünvanıyla alınarak Zeus tarafından onurlandırılır.
Başka bir masala göre Arabacı, ırmak tanrısı Asopos’un kızı Antiope ile Atina krallarından Theseus’un oğulları olan Hippolytos’tur. Fakat Theseus, Antiope’nin ölümünden sonra ( veya Antiope’yi terk edip ) Girit kralı Minos’un kızlarından biri olan
Phaidra ile evlenmiştir. Güzel bir kız olan Phaidra aşk yüzünden büyük bir faciaya neden oldu. Gerçekten ateşli bir kişiliğe sahip olan bu kraliçe, üvey oğlu Hippolytos’u görünce aklı başından gitti. Hippolytos’u elde etmek, aşk ateşini onunla paylaşmak için her çareye başvurdu. Genç çocuk, üvey annesinin aşkına karşılık vermeyince iftiraya uğrar. Phaidra, Theseus’a, Hippolytos’un kendisini kaçırmak istediğini söyler. Bu yalana inanan baba Theseus, oğlunun cezalandırılması için tanrı Poseidon’a yalvarır. Babaların çocukları hakkında kötü bile olsa isteklerini (çocukların dünyaya gelmelerine neden oldukları için), tanrılar her zaman kabul ederlermiş. Poseidon, Hippolytos arabasıyla deniz kıyısından giderken, dalgalar arasından dev bir boğa göndererek atlarını ürkütür. Atlar delicesine koşmaya başlarlar. Çok geçmeden Arabacı kaza geçirir ve feci bir biçimde can verir.
Diğer bir masala göre ise Arabacı, tanrıların habercisi Hermes’in oğlu Myrtilus’tur. Kral Ooenemaus’un at sürücüsü olarak bilinir. Kralın çok güzel bir çift atı varmış. Onları krala savaş tanrısı Ares vermiştir. Bu yüzden bütün ölümlü hayvanlardan üstün oldukları düşünülürmüş. Kralın Hippodameia adında bir de kızı varmış. Kral kızına öylesine bağlıymış ki evlendirmek bile istemiyormuş. Ne zaman evlenmek isteyen bir delikanlı gelse, önce kendisini at yarışında yenmesi şartını koşarmış. Tabi damat adayının, kralın tanrısal atlarını geçmesi mümkün olmayınca, kral mutlu bir şekilde adayı reddediyormuş sonradan aday öldürülüyormuş. Çünkü kural böyleymiş: “kazanırsan kızımla evlenirsin, kaybedersen ölürsün”
Lydia (batı anadoluda bir yer) kralı Tantalos’un oğlu Pelops meydana çıkana kadar Hippodameia’nın evlilik konusunda şansı pek iyi gitmez. Genç kız Pelops’a gönlünü kaptırmış ya da artık bu yarışlara bir son verme zamanının geldiğine inanmış olacak ki,
babasının arabacısı Myrtilos’u parayla kandırır. Myrtilos, kralın arabasının tekerleklerinin vidalarını gevşetince yarışı Pelops kazanır. Sonraları bilinmeyen bir nedenden dolayı, Pelops kendisinin Hippodameia ile evlenmesini sağlayan Myrtilos’u öldürtmüştür. Baba Hermes, oğlu Arabacı’nın hatırasını yıldızlarda yaşatır.
Başka bir masala göre Arabacı, Zeus’u emziren keçidir. Titanlardan(bkz.Aquila) Kronos, kız kardeşi Rhea ile evlenir. Kehanete göre çocuklarından biri onu öldürecektir. Bu nedenle karısı Rhea’nın her doğurduğu çocuğu yutarmış. Buna çok üzülen Rhea, son
çocuğu Zeus doğduğu zaman gecenin karanlığından yararlanarak Girit adasındaki İda dağının tepelerine gider. Zeus’u oraya bırakır. Gaia (yer) çocuğu alır ve bir mağaranın dibine saklar. Rhea, kocası Kronos’a, yeni doğan oğlu Zeus yerine bit taşı kundak bezine sararak verir. Kronos taşı Zeus sanarak hemen yutar. Zeus, keçi Amaltheia’nın sütünü emerek dağda büyür. Zeus keçiye olan gönül borcunu, onu yıldızlar arasına alarak öder. Bir başka masala göre, keçi Amaltheia’nın çok çirkin ve ürkütücü bir görünüşü vardır. Bu görünüşü Titanları bile korkuttuğundan Zeus, kendisine keçinin derisinden bir pelerin yaparak düşmanlarını korkutur. Zeus’u koruyan bu pelerin Aegis olarak bilinir.
Auriga, kuzey yarımkürenin en parlak yıldızlarından biri olan Capella’yı içeren bir takımyıldızdır. Auriga genellikle bir savaş arabası kullanıcısı olarak resimlenir. Bu yıldıza ilşkin her kültürde pek çok efsane vardır. Genç Auriga bir elinde kamçı, diğerinde ise biri
erkek biri dişi olan iki keçi tutar. Capella’nın anlamı “küçük keçi”dir. Diğer dişi olan keçi Zeus’u emziren Amaltheia’dır "

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 16:31 -->-> Daha önceki mesaj 16:17 --

CANCER- SERETAN-YENGEÇ
"Cancer burçlar kuşağındaki bir takımyıldızdır. Diğer takımyıldızlar gibi mitolojik öyküsü kesin olarak belli değildir. Bununla birlikte genel olarak kabul gören öyküye göre Cancer, Herkül’ü ( Herakles ) taciz eden bir yengeçtir.
Herkül tanrılar tanrısı Zeus’un oğludur. Ama gerçek annesi, Zeus’un eşi tanrıça Hera değil, bir ölümlü olan Alkmene’dir. Alkmene ile aldatılan tanrıça Hera, Herkül’den nefret ediyormuş.Herkül kral Eurystheus’a hizmet ederken, çok başlı bir yılan olan Hydra’yı (Su
yılanı) öldürmekle görevlendirilir.( bkz. Herkül ) Eurystheus, Argos kralı Stenelos’un oğlu ve Perseus’un torunudur. Zeus Herkül’ü
doğurması için Alkmene’yi hamile bıraktığında, Perseus’un ilk torununun krallık sahibi olacağını söyler. Perseus’un doğacak ilk torununun Herkül olacağını bilen Hera olaya el koyarak, Herkül’den sonra doğması gereken Perseus’un torunlarından Eurystheus’un zamanından önce doğmasını sağlar. Hera’nın sayesinde, Herkül’den önce doğan Eurystheus krallığı alır.
(Ekhidna ve Typhon’un kızı) Hydra, Herkül’den öç almak üzere Hera tarafından yetiştirilmiştir. Hydra tüm yaratıkları titretecek kadar korkunç bir bataklık canavarıydı. Kerberos, Khimaira, Phiks gibi canavarların kızkardeşidir. Hesiodos, Hydra’nın annesi Ekhidna’dan uzun uzun söz eder. Bu korkunç yaratığın annesi Kallirhoe ve babası Khrysaar olup her ikisi de Pantos ile Gaia’nın soyundandır.
Hesaidos bu konudan şöyle söz eder;
“Kallirhoe yenilmez bir ejderha daha yarattı,
ne ölümlülere ne de ölümsüzlere benzeyen .
Bir mağarada doğdu bu azgın kalpli Ekhidna
Bedeninin yarısı güzel, alımlı bir genç kızdı onun,
Al yanaklı gözleri alev alev, bedenin diğer yarısı ise korkunç ( acımasız ) bir yılan”
Ekhidna’nın saklandığı mağara efsanelere göre Arima ( Anadolu ) dağları denen Kilikia’da ( orta ve doğu Akdeniz Bölgesi ) bulunmaktadır. Hydra’nın babası Typhon da (İlyada’da ki adıyla Typheus ) bir devdir. Khrysaar ve Kallirhoe’nin oğludur. Yanardağ tanrısı olarak da bilinir. Hesiodos, Theogania adlı eserinde Typhon’dan şöyle söz eder;
“Zor işler için yaratılmıştır kolları,
ayakları yorulmak bilmez bu tanrının
Korkunç kara dillerini çıkarmış,
gözlerinden ateş saçan yüz yılan başı yükselir omuzlarında”

Zeus bu azmanı ( Typhon ) yok etmek ister. Savaşları çok ilginç olmuştur. Zeus menekşe rengi suları yakar, kavurur, gök gürültüsü ve şimşekler gönderir. (Ejderha) Typhon’un alevleri gökyüzüne ulaşır. Yer gök titrer, denizler kaynar. Ölüler ülkesi tanrısı Hades bile ürperir. Zeus var gücüyle şimşekleriyle, yıldırımlarıyla öfke içinde Olympos’a (bugünkü adı Etna olan tanrıların dağı) çıkar. Tüm gücüyle Typhon’u yıldırımlara boğar, canavarın tüm başları alev alev yanmaya başlar. Kolu, kanadı kırılır. Yere yıkılır, yer inim inim inler. Yıldırım yiyen devden bir alev fışkırır ve Etna dağının dibine düşer. Böylesine korkunç iki devin ( Typhon ve Ekhidna ) çiftleşmesinden yer altında ve
yeryüzünde ne kadar korkunç köpek ve canavar varsa ürediği rivayet edilir.Bunların içinde;
Geryon’ un köpeği olarak anılan; Orthos
Hades ( Yeraltı Ölüler Ülkesi ) in bekçisi; Kerberos
Bataklıklar canavarı; Hydra
Ağzı ateş saçan; Khimaira’yı sayabiliriz.
Böyle ana babaya sahip bir yaratık olan bataklıklar canavarı Hydra, Hera tarafından Herkül’e duyduğu düşmanlık nedeniyle, öç almak için kullanılır. Bataklıklar canavarı Hydra ve güçlüler güçlüsü Herkül savaşırlarken Hera, Yengeç’i Herkül’ün ayağını ısırması için gönderir. Yengeç bu görevi başarıyla yerine getiremez. Herkül’ün dikkatini dağıtamaz. Herkül ayağının altındaki yengeci ezerek öldürür. Cancer (Yengeç) bu vefakar davranışından dolayı Hera tarfından ödüllendirilip gökyüzüne alınır.
Cancer takımyıldızı, Gemini ( İkizler ) ve Leo ( Aslan ) takımyıldızları arasında yer alır. "

__________________
Hanif kalmak cesaret ister...
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 04 Mayıs 2023, 23:52   #4
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: TEMEL ASTROLOJİ - SABİT YILDIZLAR




CANIS MAJOR
"Büyük köpek Avcı’nın meşhur köpeklerinden biridir. Bir masala göre, Büyük Köpek, üstün yetenekli bir köpek türü olarak bilinen Laelaps türündendir. Kimsenin yetişemeyeceği kadar hızlı koşabilme yeteneği ile ünlüdür. Onu bir çok kişi sahiplenmiş olsa da son sahibi, Atina kralı Erichtonius’un( bkz. Auriga) kızı Procris’tir. Procris aynı zamanda Hermes’in oğlu Cephalus’un karısıdır. Bazı masallarda Prokris’e Büyük Köpeğin av tanrısı Artemis’in yolladığı, bazılarında ise Girit kralı Minos’un yolladığı anlatılmaktadır. Girit kralı, Procris’e bir de sihirli mızrak hediye eder. Mızrağın özelliği her zaman hedefine doğru yol alması ve hiçbir zaman hedefinden sapmamasıdır. Bir av sırasında, Cephalus mızrağı yanlışlıkla karısına yönlendirir ve sihirli mızrak Procris’in
ölümüne neden olur. Cephalus’a ise sürgün cezası verilir.
Bir süre sonra Cephalus Yunan şehri olan Boeotia’ya ( Thebes’te bir şehir) gider.Thebes şehrinde insanlara korku salan bir tilki yaşıyormuş. Bu tilki kimsenin yakalayamayacağı kadar hızlı koşabilen özel bir hayvandır. Cephalus, Büyük Köpeği tilkinin üzerine salar ve bu iki hızlı hayvan sonu gelmeyen bir kovalamacaya başlar. Bu bitmeyen mücadeleye son veren Zeus olur ve her ikisini de taşa dönüştürür. Daha sonra Büyük Köpeği yıldızların arasına gönderir.
Orion’un iki köpeğinden büyük olanı Canis Majör’dür. Avcının (Orion) hemen önünde Tavşan’ı (Lepus) kovalar. Orion’un Boğa (Taurus) ile savaşına yardım etmek için orada olduğunu anlatan hikayeler de vardır. "

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 23:52 -->-> Daha önceki mesaj 23:48 --

CAPRICORN CEDI - OĞLAK
"Capricornus, dağlık bir bölge olan Arkadia’da küçük baş hayvanların ve çobanların tanrısıdır.Tanrıların, çoğunlukla insan kılığında değil de hayvan kılığında düşünüldüğü ilk zamanlarda, Pan da keçi kafalıdır. Sonradan keçi kafasında sadece boynuzlar ve sakalı
kalır, yüzü de insan yüzü olur.
Oğlak Yunan tanrılarından Pan ile bağlantılıdır. Pan, tarım yapan köylülerin, kırsal kesimde yaşayan insanların tanrısıdır. Bazı kaynaklara göre bereket ve doğurganlık tanrısıdır. Tanrıların habercisi Pan, Hermes’in oğludur. Hermes onu sıcak tilki postuna
sararak Olympos’a götürdüğünde, bu gülünç varlığı gören bütün tanrılar gülmekten kırılırlar ve ona ‘ bütün’ anlamına gelen PAN derler. Müziği çok severdi ve kendi adını verdiği ve zamanımızın armonikası diyebileceğimiz bir müzik aleti halen onun adıyla anılır. Zamanını genellikle hanımların peşinde koşarak geçirir ve eğlencesinin sonuçlarını fazla düşünmez. Kendisi çok güçlü bir
sese sahiptir. İnsanların, hayvanların uyuduğu kızgın, ıssız yaz öğlenlerinde birden bire beklenmedik gürültüler koparıp, dört bir yana Pan’a özgü (panik) korkular saçarmış.

‘Panik’ sözcüğünün de bu tanrının adından türediği söylenmektedir. Marathon savaşının devam ettiği bir gece, Pers’leri bu şekilde paniğe uğrattığı ve Atina’lıların savaşı kazanmalarını sağladığı için, Atina’lılar, savaştan sonra tanrı Pan’a bir tapınak yaparlar.
Pan sözü Yunancada bütün anlamına geldiğinden, sonraları Pan’a, her şeyi yapabilir bir tanrı payesi çıkarılmıştır.
Pan’ın müzik aleti, Pan’a peri Syrinx’i etkilemek istemesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Peri Syrinx, Pan’ın aşırı ilgisinden kaçmak için kendisini saz kamışına çevirir. Pan, tam periyi kucakladığında, sadece bir demet saz olduğunu görüp hayal kırıklığına
uğramıştır. O sırada sazlar arasından esen rüzgarın sesi Pan’ı büyüler. O da farklı boyda sazlar seçip onları bal mumu ile birleştirerek flütünü yapar. Müzik aletinin ilham kaynağı peri Syrinx olduğu için, flütün adı daha sonra Syrinx olarak da anılır.

Pan kısa boylu, tüylü, alnında iki boynuzu olan keçi görünümlü bir tanrıydı.Hristiyan tasvirlerindeki şeytana benzerliği dikkat çekicidir. Tek farkı Pan kırmızılar içinde değildir.

Capricornus’un şekli, Zeus gibi yeni nesil tanrılar ile Titan gibi eski nesil yaşlı tanrılar arasında geçen büyük kozmik savaştaki bir olayın anısını yansıtır. Bu savaş sonucunda yeni nesil tanrılar savaşı kazanıp, evrenin hakimiyetini ele almışlardır. Ancak
eski ana tanrıça olan Gaia, yeni nesil tanrıların davranışları karşısında öfkelenmiş ve Typhon adında çok güçlü bir canavarı, yeni nesil tanrıların üzerine yollamıştır. Bu canavar yaptığı yıkımlar ve olağanüstü gücüyle yeni tanrılar için büyük tehlike anlamına gelir.
Canavar yeni nesil tanrılara saldırmak için yaklaşırken, Pan olayı fark edip diğer tanrıları uyarır. Hepsinin canavardan korunmak için birer hayvan kılığına girmelerini söyler. Kendisi de bir balık kılığına girmeye çalışır. Ama aceleden tam olarak değişemez. Ve arka kısmı balık olmasına rağmen ön kısmı değişmemiştir. Capricornus takımyıldızı genelde balığın kuyruğundan çıkan keçinin ön ayakları olarak betimlenir. Daha sonra Zeus canavarla çok çetin bir mücadeleye girer. Pek çok yerinden yaralanmıştır. Ancak Hermes ve Pan’ın yardımıyla tedavi olur ve gücünü yeniden kazanarak canavarı yıldırımlarla yaralar. Typhon’u Etna Dağı’nın derinliklerine hapsetmiştir. Masala göre bu bölgede gerçekleşen deprem ve volkanik etkinliklerin nedeni Typhon’un gürültülü horultuları olduğundan söz edilir.
Tüm bu olaylardan sonra Zeus, Titan’a karşı olan savaşta yaptığı önemli işler nedeniyle, Pan’ı gökyüzünde yıldızlar arasına koyarak onurlandırmıştır.
Capricornus literatürde “Boynuzlu Keçi” anlamına gelmesine rağmen, genellikle “Deniz Keçisi” ya da “Keçi Balık” olarak anılır. Eski bir takımyıldızdır ve Zodyak kuşağının ilk üyelerindendir. Boynuzlu hayvanlar, özellikle ibex (boynuzları arkaya doğru kıvrık bir dağ keçisi), tarih öncesi tapınılan resimlerde görülmektedir"

__________________
Hanif kalmak cesaret ister...
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Mayıs 2023, 00:43   #5
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: TEMEL ASTROLOJİ - SABİT YILDIZLAR




Cassiopeia
Etiyopya’nın (Afrika’nın doğusunda yer alan eski adı Habeşistan olan ülkedir)
prensesi Andromeda, Cepheus ve Casssiopeia’nın kızıdır. Kraliçe Cassiopeia, elli deniz
perisinden oluşmuş bir grup olan Nereid’lerden daha güzel olduğunu söyleyecek kadar
kibirli biridir. Nereid’ler birbirinden güzel olan ve her bakımdan deniz dalgalarının
sembolü olan deniz perilerine verilen addır. Kraliçenin bu tutumu karşısında Nereid’lerin
onuru kırılır ve kraliçeyi cezalandırması için denizler tanrısı Poseidon’dan yardım isterler.
Nereid’lerin ricası karşısında Poseidon, bir deniz canavarını Etiyopya’ya gönderir.(
Bazı hikayelerde bu canavarın Cetus olduğu söylenir. Ancak genel olarak Cetus zararsız bir
balina olarak bilinmektedir.) Kral Cepheus’un danıştığı Ammon kahini krala kızının kurban
edilmesi şartıyla Etiyopya’yı su altında bırakabilecek bu canavardan kurtulabileceğini
i
söyler. Etiyopyalılar bu fedakarlığı kabul etmesi için Cepheus’u zorlarlar. Bunun üzerine
kızını bugün Tel Aviv olarak bilinen şehrin kıyısına zincirleyip, canavarın gelmesini
beklemeye başlar. Bu canavar kayaya zincirlenmiş kızı gelip alacak ve ona ne istiyorsa
yapacaktır. Tam bu sırada büyük kahraman Perseus prensesin imdadına yetişir. Perseus, Gorgon
Medusa’yı (bkz.Perseus) kafasını keserek öldürdükten sonra kanatlı atı Pegasus’a binmiş
geri dönerken tesadüfen prensesi zincirlenmiş bir şekilde ağlarken görmüş ve ona aşık
olmuştur. Prensesle konuşmaya çalışır, ancak uzunca bir süre prenses tek kelime bile
konuşamaz .Ama Perseus’un ısrarlı tutumu karşısında prenses ona kim olduğunu neden
zincirlendiğini ve olan biten herşeyi anlatır. Bu sırada, deniz kabarmaya başlar ve canavar
görünür. Perseus prensesin ailesine canavarı öldürebileceğini, ancak bunun karşılığında
prensesle evlenmek istediğini söyler. Kral ve kraliçe bu teklifi hemen kabul ederler.
Perseus bunun üzerine Andromeda’yı kurtarmaya karar verir.Gökyüzünde uçarken
Perseus’un, suya vuran gölgesi, canavarın aklını karışır. Canavarın aklının karışmasından
i
faydalanan Perseus, canavarı oklarıyla öldürür. Başka bir masala göre Perseus, Medusa’nın
( bkz.Perseus ) kopmuş kafasını canavara göstererek onu taşlaştırır. (Efsaneye göre
Medusa’nın yüzü o kadar çirkindir ki gören herkes birden taşa dönüşür.)
Anlaşmanın kendi üzerine düşen kısmını yerine getiren Perseus, Andromeda ile
evlenmek ister. Ancak, Cepheus kendi erkek kardeşi Phineus’u, Andromeda ile
evlendireceğine dair verdiği sözü unutmuştur. Phineus, Perseus ve Andromeda’nın
düğününe, yandaşlarıyla gelir. Perseus burada da kahramanlığını göstererek, Phineus ve
yandaşlarını savaşarak yok eder.
Kral Cepheus ve kraliçe Cassiopeia, öldükten sonra tanrı Poseidon tarafından
gökyüzünde yıldızlar arasına alınarak onurlandırılmışlardır. Perseus ve Andromeda’da
onlara gökyüzünde eşlik ederler.
Andromeda gökyüzünde, kolları sereserpe uzatılmış ve bileklerinden zincire
bağlanmış bir kadın figürü olarak yer almaktadır.

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 00:40 -->-> Daha önceki mesaj 00:40 --

CETUS
eus, Argos kralı Acrisius’un güzel kızı Danae’ye aşık olmuştur. Bir kahin,
Danae’nin dünyaya getireceği bir çocuğun kralı öldüreceğini söylemiştir. Kral Acrisius
kızı Danae’yi yeraltında tunç kaplamalı bir odaya kapatarak kehaneti önlemeye çalışır.
Fakat aldığı tüm önlemlere rağmen Zeus tavandaki bir delikten kendini altın yağmuruna
çevirerek Danae’nin kucağına düşer. Böylece Danae Perseus’u dünyaya getirir. Bunu
öğrenen Kral Acrisius, çok kızar ve Danae ile oğlunu bir sandığa kilitleyip, onları denize
bırakır. Dalgalar sandığı Seriphos Adasına çıkartır. Kayaya vuran sandık birkaç gün sonra
Dictys adında bir balıkçı tarafından bulunur. Dictys sandığı kırarak açar ve Danae ile
çocuğu yanına alır. Perseus’u kendi çocuğu gibi büyütür. Balıkçı Dictys, bu toprakların
kralı olan Polydectes’in kardeşidir. Yıllar sonra Polydectes, Danae’yi gördüğünde ona aşık
olur ve onunla evlenmek ister. Ancak, Perseus artık büyümüştür. Kral Polydectes eğer
Danae ile evlenirse tahtının tehlikeye girmesinden korkmaktadır. Bu nedenle, Perseus’tan
kurtulmak için yollar aramaya başlar.
i
Günün birinde Polydectes, Pisa şehrinin kralı Oenemaus’un kızı Hippodamia ile
evleneceğini açıklar. Düğün hediyesi olarak herkesten, at kolleksiyonuna katkıda
bulunmasını ister. Ancak Perseus’un ne atı ne de parası vardır. Bunu çok iyi bilen kral
ondan başka bir istekte bulunur. Gorgon Medusa’nın kafasını getirmesini ister. Polydectes,
Perseus’un asla geri dönmeyeceğinden emin olarak, Danae ile evlilik planları kurmaya
başlar. Polydectes, Perseus’un bu işte başarılı olacağına inanmamaktadır. Ancak Perseus,
bunu başarırsa Medusa’nın başı, tüm düşmanları taşa dönüştürecek bir silah olacaktır.
Gorgonlar, inanılmaz derecede çirkin görünüme sahip üç kız kardeştir. Bu kızlardan
herhangi birine bakan, hemen taşa dönüşmektedir. Kardeşlerden ikisi Euryale ile Stheno,
ölümsüz iken; üçüncü kardeş Medusa ölümlüdür. Medusa yıllar önce çok güzel bir kadındır
ve saçlarının güzelliğiyle dillere destandır. Birgün Medusa deniz tanrısı Poseidon’u çok
kızdırır.Poseidon onu zeka tanrıçası Athena’nın tapınağına kapatır. Athena, Medusa’yı çok
çirkin biri haline getirir ve saçlarını yılanlara dönüştürür.
Perseus’un tanrılarla güçlü ilişkileri vardır ve tanrılar ona yardım ederler. Yer altı
tanrısı Hades, ona görünmemesini sağlayacak bir giysi vermeyi teklif eder. Tanrıların
habercisi Hermes, gökyüzünde büyük bir hızla uçmasını sağlayacak bir çift sandalet önerir.
Ateş tanrısı Hephaistos elmastan bir kılıç teklif eder. Zeka tanrıçası Athena ona pirinçten
bir başlık sunar. Bu sadece metal kısmından Medusa’ya baktığında, onun kötü etkisinden
korunacağını söyler. Perseus, bu başlığı giyerek Gorgon Medusa ile mücadele eder ve
sonunda onun kafasını keser. Gorgon’un bedeninden Pegasus (Kanatlı At) çıkar ve yıldırım
gibi gürleyerek göklere doğru uçar. Perseus elinde Gorgon’un kafası ile Afrika üzerinden
uçarak geçer. Libya üzerinden geçerken, Gorgon’un kesik başından akan kanlar yerdeki
kumlara damladığında yerden yılanlar çıkmaya başlar. Perseus, Atlas krallığında mola
vermek ister. Ancak, kral Atlas Perseus’u sarayına kabul etmez ve ona düşmanca davranır.
Perseus, Atlas’a Medusa’nın başını gösterir. İri yapılı, heybetli kral Atlas taşa dönüşür.
Kuzey Afrika’daki Atlas Dağları’nın böyle oluştuğu söylenir.
Perseus yolculuğuna devam ederken, Cepheus ile Cassiopea’nın kızı Andromeda’yı
(bkz. Andromeda) deniz kıyısında bir kayaya zincirlenmiş durumda görür. Cetus, Etiyopya
kralı Cepheus ‘un eşi kraliçe Cassiopeia’nın (bkz. Cepheus ve Cassiopeia) küstahlığını
cezalandırmak için deniz tanrısı Poseidon tarafından Etiyopya’ya gönderilen deniz canavarı
i
olarak bilinir. Cetus, balık ve su yılanı karışımı bir vücuda sahiptir. Prenses Andromeda
Cetus’a kurban edilecektir. Cetus, kralın güzel kızı Andromeda’ya saldırmak üzere iken
kahraman Perseus, canavarı öldürür. Gökyüzünde Cetus, Andromeda’yı yakalamaya çalışır
ama Perseus prensesi korur gibi görünmektedir. Başka bir inanışa göre Cetus sevimli ve
barışçıl bir balina olarak bilinmektedir.
Perseus Seriphos adasına geri döndüğünde kral Polydectes onu hiç iyi karşılamaz.
Perseus ona Medusa’nın başını gösterir ve kral taşa dönüşür.
Perseus’un tüm maceralarının sonunda kral Acrisius’a söylenen kehanet gerçekleşir.
Bir gün kral, Perseus’un bulunduğu bir yarışmaya katılır. Perseus bir tartışma çıkarır.
Tartışma izleyicilerin de katıldığı büyük bir kavgaya dönüşür. Kavga sırasında Acrisius
başına yediği darbe ile ölür.
Başka bir masalda; Kral Acrisius ölümünün, bir disk atma yarışmasında Perseus’un
fırlattığı diskin kralın kafasına gelerek gerçekleştiği söylenmektedir. Perseus öldürdüğü
adamın dedesi olduğunu öğrenince çok üzülür. Argos ülkesinin tahtına çıkmayı kabul
etmez. Tiryns’e kral olan akrabası Megapenthes’e Argos’u verip kendisi Tiryns kralı olur.
Kahraman Perseus ve karısı Andromeda öldüklerinde tanrılar tarafından gökyüzüne
yıldızlar arasına alınırlar

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 00:41 -->-> Daha önceki mesaj 00:40 --

Coma Berenices
Berenis’in Saçı, gerçek bir insanla özdeşleşen nadir takımyıldızlarından biridir.
Saçlarının güzelliğiyle gururlanan Mısır Kraliçesi Berenis, yüzyıllardır süregelen
geleneklere bağlı kalarak, erkek kardeşi Ptolemy III Euergetes ile evlenir. Evliliklerinden
kısa bir süre sonra Berenis’in kocası Asya’daki bir savaşa katılmak üzere ülkeden ayrılır.
Bunun üzerine Berenis, tanrılara adakta bulunur. Kocası savaşta galip gelip, sağ olarak geri
dönerse karşılığında saçlarını keseceğine dair söz verir. Ptolemy, evine zaferle döner ve
Berenis saçlarını keser. Kestiği saçlarını Zephyrium’da annesine ithaf edilen bir tapınağa
bırakarak sözünü yerine getirir. Ancak, ertesi gün saçların bırakıldığı yerde olmadığı
görülür. Ptolemy ise gökyüzünde Aslan’ın Kuyruğu’nun yanındaki birkaç yıldızı göstererek
kaybolan saçların yıldızların arasına katıldığını söyler.

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 00:42 -->-> Daha önceki mesaj 00:41 --

Corona Borealis
Girit kralı Minos, kraliçe Pasipae, kızları prenses Ariadne ve Theseus ana
karakterleri çevresinde gelişen bir masaldır.
Minos, Sarpedon ve Rhadamanthys, Zeus ve Europe’nin oğullarıdır. Üç kardeşin
büyüğü olan Minos Girit tahtına çıkmak isteyince, kardeşler arasında büyük bir kavga
kopmuş. Minos tanrıların ondan yana olduklarını ileri sürmüş. Bunu kanıtlamak için deniz
tanrısı Poseidon’dan bir dilek dilemiş. Poseidon’un denizden bir boğa göndermesini
istemiş. Eğer tanrılar kendisinden yana iseler, dileği gerçekleşecekti ve denizden gelecek
boğayı tanrılara adayacaktı. Minos’un dileği yerine gelir. Denizden köpükler gibi ak bir
boğa çıkıverir. Minos, krallığının işareti sayılan bu boğayı alır ve kardeşlerini ikna etmiş bir
halde tahta oturur. Ama tanrılara kurban etmeye söz verdiği boğayı kurban etmeyi
unutarak, ak boğayı sürülerin içine damızlık olarak gönderir.
Bu duruma çok kızan Poseidon, ak boğayı Minos’un başına bela etmiş. Bir masala
göre ak boğa kudurur. Kimsenin baş edemediği bir canavar halini alır. Ve sonunda Herkül
tarafından öldürülür.
i
Başka bir hikayede, kral Minos, güneş tanrısı Helios’un kızlarından Pasiphae ile
evlidir. Kraliçe Pasiphae, bu ak boğaya, doğa dışı bir aşkla tutulur ve onunla birleşir.
Çılgına dönen Minos, boğayı öldürtür. Bu olaydan sonra Girit sarayının yaşamı karma
karışık olur. Güneş tanrısı Helios’un tüm kızları gibi Kraliçe Pasiphea da büyücüdür. Aşık
olduğu boğayı öldürttüğü için Minos’u büyüler. Yaptığı büyü ile Minos’un yatağından
akrepler, yılanlar, çıyanlar çıkmaya başlar. Bu yılanlar, akrepler, çapkın Minos’un yatağına
giren her kadını sokup öldürmekteymiş. Minos’un erkeklerle de aşk maceraları yaşadığı da
ileri sürülür.
Bir süre sonra Pasiphae, yarı boğa, yarı insan olan bir canavar doğurur. Adı
Minotauros’tur ( Minos Boğası anlamındadır). Minos bu korkunç yaratığı saklamak için
mimar Daidalos’a Labyrinthos (labirent ) sarayını yaptırır. Canavarın belli zamanlarda
beslenmesi gerekmektedir. Her defasında yedi genç erkek ve yedi genç kızdan oluşan
Atina’lı genç grup, canavar Minotauros’a yiyecek olarak verilmekteymiş.
Bir defasında Minotauros’a yiyecek olarak gönderilen gençlerin arasında,
Poseidon'un oğlu Theseus da bulunmaktaymış. Kral Minos’un kızı Ariadne, Theseus’u
görür ve ona aşık olur. Prenses Ariadne, labirentte yolunu kaybedip Minotauros’a yem
olmaması için, Theseus’a bir yumak ip verir. Karşılığında Theseus, kaçarken, Ariadne’yi de
beraberinde götüreceğine söz verir. İp yardımıyla canavar Minotauros’u öldüren Theseus,
diğer gençler ve Ariadne’yle birlikte bir gemi çalarak kaçar. Naksos adasında (Ege
denizinde bir ada) dururlar. Theseus, burada Ariadne’yi terk eder. Terk etmesinin nedeni
hakkında bir çok masal vardır.
Bir masala göre, bir tanrı ( Şarap tanrısı Dionysos olduğu söylenir ), Theseus’u
Ariadne hakkında uyarır. Ariadne’nin bir tanrıya (o tanrı Dionysos’un kendisidir) evlenmek
üzere söz verdiğini ve ölümlülerle evlenmeyeceğini söyler. Bunun üzerine Theseus
Ariadne’yi bırakarak adayı sessizce terk eder.
Theseus Atina’ya dönerken, zafer işareti olan beyez yelken açmayı unutur.
Thaseus’un babası Atina Kralı Aigeus ( Latince Eegeus, Fransızca Egee ), oğlunun
yenildiğini ve öldüğünü sanarak kendini denize atar ve ölür. O günden sonra, o denize
“EGE” denmektedir.
i
Girit zaferi dönüşü Theseus, Yunan ülkesine (Attika) kral olur. Ve Attika ülkesinde
yeni ve güzel bir düzen kurar.
Bazı masallara göre Kuzey Tacı, Theseus’a deniz perisi Thetis tarafından labirentte
yolunu bulabilmesi için verilmiştir. Labirentte, taçtaki mücevherlerin ışığı yardımıyla
yolunu bulması kolaylaşacaktı. Labirentten çıktıktan sonra, Theseus tacı Ariadne’ye
vermiştir.
Bir başka masala göre Kuzey Tacı Ariadne’ye evlilik armağanı olarak Aphrodite
tarafından verilmiştir. Ancak, tüm masalların ortak yanı tacın Ariadne’ye ait olmasıdır.
Ariadne, Theseus tarafından terk edildiği günlerde şarap tanrısı Dionysos tarafından
görülür. Dionysos ona aşık olur ve evlenme teklif eder. Ancak Ariadne, Dionysos’un bir
tanrı olduğuna inanmaz. Bunun üzerine Dionysos, Ariadne’nin tacını gökyüzüne fırlatır.
Taç gökyüzüne yükseldiği gibi üzerindeki mücevherler yıldızlara dönüşür. Bu gün
bildiğimiz Kuzey Tacı takımyıldızı oluşur. Ariadne, Dionysos’un tanrı olduğuna inanır ve
onunla evlenir.

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 00:42 -->-> Daha önceki mesaj 00:42 --

Corvus
“Apollon’un kadehi” diye adlandırılan Crater ( Kupa ) takımyıldızının masalı da bu
masal içinde anlatılacaktır.
Corvus (The Crow, Karga) eski Yunan’da Raven (Kuzgun) olarak adlandırılıyordu.
Apollon’un kutsal kuşudur. Apollon, kehanetler, bilim, müzik, şiir, tıp, felsefe ve hukuğa
olan ilgisiyle bilinir. Olympos tanrıları bir gün canavar Typhon’un saldırısına uğrayınca,
tanrılardan biri olan Pan (bkz. Capricornus), diğer tüm tanrılara uyarıda bulunur.
Canavardan kaçabilmek için tüm tanrılar kendilerini birer hayvana dönüştürürler. Aphrodite
ve Eros, birer balığa (bkz. Pisces) dönüşürken Pan da balığa dönüşmek ister. Ama sadece
yarım bir balık olabilir. Apollon ise bir karga olmayı seçer.
Apollon’un kargasının bir kar tanesi kadar beyaz renkte olduğu söylenir. Ancak bu
karga, Apollon’a bazı kötü haberler getirir. Ona sevgilisi Coronis’in artık onu sevmediği
haberini verdiğinde Apollon, çok üzülür ve kızar. Karganın tüylerinin rengini siyaha
dönüştürür.
Bir gün Apollon, Zeus’a bir yardımda bulunmak amacıyla, kargasına bir kupa
vererek su getirmesi için pınara gönderir. Ancak karga pınarın yanında bulunan incir
ağacını görünce canı fena halde incir yemek ister. İncirler tam olgunlaşmamış olduğundan
iki-üç gün onların olgunlaşmalarını bekler. Bu arada Apollon karganın su getirmesini
beklemektedir. Apollon tam beklemekten vazgeçtiği sırada, karga ağzında su dolu kupayla
geri döner. Apollon çok sinirlenir. Karga pınarın bir su yılanı tarafından tıkandığını
söyleyerek af dilese de, onun yalan söylediğini anlayan Apollon, kargayı cezalandırır.
Karga’nın güzel sesini, çirkin bir sese çevirir. Bazı masallarda Karga’nın renginin bu sırada
siyaha çevrildiği söylenir.
Apollon’un Corvus’a verdiği en büyük ceza ise, onu gökyüzünde Crater’in (Kupa)
yanına göndermek olur. Kupa’nın hemen önündeki Su Yılanı (Hydra) da karganın kupadan
su içmesini engellemekle görevlidir. Böylece karga hiçbir zaman kupaya ulaşamaz.

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 00:43 -->-> Daha önceki mesaj 00:42 --

Cygnus
Cygnus ve Eridanus takımyıldızları birlikte anlatılacaktır.
Mitolojide Kuğu, baş tanrı Zeus olarak bilinir. Zeus peri Nemesis’i baştan
çıkartabilmek için bir kuğu kılığında ona yaklaşmış ve onu elde etmiştir. Zeus’un bu
hareketi sonucu bir yumurta oluşmuştu. Bu yumurta, daha sonra Sparta (Yunanistan’da bir
şehir ) kraliçesi Leda’ya verilmişti. Yumurtadan gelecekte Troyalı Helen olacak güzel bir
çocuk çıkmıştır.
i
Başka bir masalda ise Zeus’un kuğu şekline girerek baştan çıkarttığı kadın, kraliçe
Leda olarak bilinir. Kraliçe kocası kral Tyndareus ile beraber yaşamaktadır. Zeus ve kraliçe
Leda’nın birlikteliklerinden bir yumurta (ya da iki) ortaya çıkmıştır. Yumurtadan (veya
yumurtalardan) ikizler Kastor ve Pollluks çikmıştır. İkizler gökyüzünde Gemini
takımyıldızının en parlak iki yıldızı olarak görülür.
Diğer bir masalda ise yumurtalardan iki kız çocuğunun çıktığı söylenir. Bunlar
Helen ve Clytemnestra’dır. Helen ve Polluks’un, Zeus’un çocukları ve ölümsüz olduklarına
inanılır. Kastor ve Clytemnestra’nın ise kraliçe Leda’nın ölümlü eşi kral Tyndareus’un
çocukları olduklarına ve ölümlü olduklarına inanılır.
Bunların dışında başka bir masal daha vardır. Dünyayı kuşattığı ileri sürülen ırmak
tanrısı Okeanos’un kızı Klymene ile bilgelik ve doğruluk tanrısı Apollon’un Phaethon
adında bir çocukları vardır. Phaethon arkadaşlarına kendisinin tanrı Apollon’un oğlu
olduğunu anlatır. Arkadaşları ona inanmaz ve yalan söylediğini düşünürler. Phaethon’un
çok üzüldüğünü gören annesi Klymene, onu babası Apollon’a gönderir. Phaethon, babası
Apollon’u görmeye gider. Oğlunun geldiğini gören Apollon bu duruma çok sevinir.
Phaethon’a, arkadaşlarını ikna etmesi için yardım edeceğine dair söz verir. Phaethon bir
süre düşünür ve arkadaşlarını inandırmak için babasından Güneş arabasını kullanmak için
izin ister. Her gün Apollon’un idare ettiği güneşin şarına dört gürbüz at koşulurdu. Bunların
adları “Eoüs, Pyrous, Ethon, Phlegon”dur. Yani “Al at, Ak at, Parlak at, Toprak at” dır.
Güneş sabahleyin kırmızı olarak doğar, yavaş yavaş beyazlaşır, sonra öğle vakti parlak
olur. Akşama doğru batacağı sırada toprağa dokunur ve toprak rengini alır. Güneş tanrısı
sabahleyin şafağın pembe parmaklarıyla açtığı gök kapısından çıkar, akşam olunca
yorgunluğunu dindirmek için batıda olan sarayına iner, orada geceler. Apollon bu teklif
karşısında şaşırır ve oğlunu caydırmaya çalışır. Çünkü güneş arabasını kullanmak oldukça
tehlikeli bir iştir. Ancak Phaethon fikrini değiştirmez ve babası sözünü tutmak zorunda
kalır. Phaethon’u hem annesi hem de kız kardeşleri güneş arabasını kullanması konusunda
yüreklendirirler. Phaethon, arabayı kullanmak için oldukça acemidir. Buna rağmen arabayla
oldukça uzaklara ve yükseklere doğru yol almaya başlar. Doğu ufkunda öyle bir yere gelir
ki, burası gök kubbenin en tepesidir. Arabasıyla gökyüzünün bir ucundan diğer ucuna
büyük bir çizgi çizmeye başlar. Daha bu çizgi gökyüzünde Samanyolu olarak anılmaya
i
başlar. Bu sırada Dünya yüzeyi soğumaya başlar, çünkü araba çok uzaklara gitmiştir.
Bunun üzerine arabanın atları hızla Dünya’ya doğru yol almaya başlar. Dünya üzerinde
Afrika semalarından geçerken arkalarında bıraktıkları yerler kavrulur. Nehirler, göller ve
tüm su kaynakları kurur. Büyük bir çöl oluşur. Asıl tehlike Phaethon’u ileride
beklemektedir. Phaethon bir anda büyük akrebi ( Scorpio ) görür. Akrep güçlü kuyruğuyla
arabada başı çeken atı sokar. Araba eskisinden daha hızlı bir şekilde gitmeye başlar. Tüm
bu olanlardan sonra Phaethon babasını kendisini caydırmaya çalışma isteğinin haklılığını
anlar. Baş tanrı Zeus tüm olan bitenin farkındadır. Çevreye daha fazla zarar gelmemesi için
bir yıldırım yollayarak Phaeton’u öldürür ve vücudu dünyaya doğru düşmeye başlar.
Arabanın atları ahırlarına geri dönerler. Phaethon’un vücudu Eridanus nehrine düşer ve
dibe doğru batar.
Eridanus, gökyüzünde çok uzun, dolambaçlı bir nehir olarak betimlenir.
Takımyıldızının bu uzun nehir görüntüsünü gökyüzünde belirlemek zordur. Bazı yazarlar
bu nehrin Nil nehrini temsil ettiğini söylerler.
Phaethon’un ölümüne çok üzülen kızkardeşleri tam dört ay boyunca durup
dinlenmeden ağladılar. Onların bu hallerine acıyan tanrılar, bu kızkardeşlere daima inleyen
ve sarsılan kavak ağaçlarına dönüştürdüler. Ağaca dönüşen kız kardeşler, Eridanus nehri
boyunca dizilirler.
Phaethon’un başına gelenleri duyan arkadaşı Cygnus, onun cesedini bulabilmek için
nehre girer. Cygnus Phaethon’un çok yakın ve sadık bir arkadaşıdır. Phaeton’un cesedini
bulmak için nehre ard arda dalar ve nehirde boydan boya devamlı yüzmeye başlar. Bu
hareketleri onu nehirde yiyecek arayan bir kuğuymuş gibi gösterir. Daha sonra Cygnus,
arkadaşının acısıyla ölür. Tanrı Apollon, Cygnus’a acıyarak onu gökyüzüne Kuğu
takımyıldızı olarak koyar.

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 00:43 -->-> Daha önceki mesaj 00:43 --

Delphinus
Delphinus “The Dolphin” ya da “Yunus”, Pegasus’un batısında yer alan eski bir
takımyıldızıdır. Bazı kaynaklarda adı “Arion” olarak geçer. Eski çağlarda iki tane Arion
olduğu rivayet edilmektedir.
Biri Yunan mitolojisine göre M.Ö. 8. yüzyılda yaşamış olan müzisyen ve şairdir.
Masallarda Arion’un gelmiş geçmiş en büyük müzisyen olduğu söylenmektedir. Şairler
adası Lesbos’da ( Midilli Adası ) yaşayan Arion, adadan ayrılıp Korinthos’a (Eski
Yunanistan’da Atina’ya 18 km. uzaklıkta bir şehir) gitmiş. Korinthos’un yöneticisi
Periandros’la dost olmuş ve oranın halkını da sanatıyla etkilemiştir. Arion sanatıyla yalnız
ün değil, para da kazanmıştır. Bir süre sonra Korinthos’tan Sicilya’ya (İtalya) gider.
Sicilya’da kaldığı süre içinde servetine servet katmıştır.
Yaşı ilerleyince Korinthos’a geri dönmek ister. Sicilya’da kazandığı servetini
güvenli bir şekilde götürmek gibi büyük bir problemi varmış. Bu yüzden güvendiği
Korinthos’lu bir tayfa ile anlaşır. Ama güvendiği tayfalar denize açıldıktan sonra Arion’un
i
altınlarına ve parasına el koymayı planlamışlardır. Denize açıldıktan bir süre sonra
tayfaların niyetini anlayan Arion, en azından hayatını bağışlamaları için yalvarır. O gece
rüyasında bilgelik ve doğruluk tanrısı Apollon’u görür. Bunu hayırlı bir şey olarak
yorumlar. Tayfalar Arion’u denize atmak isterlerken, onlardan son bir defa saz çalmasına
izin vermelerini diler. Sazını o kadar güzel ve dokunaklı çalmış ki, Apollon’un kutsal
hayvanları olan yunuslar onu dinlemeye gelmişler. Arion ezgisini bitirince, kendini denize
atar. Dalgalar arasında boğulmak üzere olan Arion’u bir yunus balığı sırtına alıp
Yunanistan kıyılarına götürür.
Tanrı Apollon da Arion’un sazıyla üzerinde yolculuk ettiği yunus balığını
ödüllendirmek için gökyüzüne yerleştirir.
Masallarda adı geçen diğer Arion ise denizler tanrısı Poseidon ile toprak ve ürün
tanrısı Demeter’in (bkz. Virgo) oğludur. Demeter ve Poseidon’un oğlu Arion’un, Yunus
takımyıldızının mitolojik masalıyla bir ilişkisi yoktur.
Bu takımyıldızının ismi daha çok Poseidon’la ilişkilidir. Deniz tanrısı Poseidon’un
sarayında elli tane su perisi vardı. Bunların tümünü Nereus dünyaya getirmiştir. Bu yüzden
bu periler “Nereid’ler” olarak bilinirlerdi. Poseidon onların çoğuna karşı ilgisizmiş. Bir eş
bulması gerektiği zaman, aralarından denizde yaşamaya alışkın olanlarından birini eş olarak
seçmeye karar verir. Poseidon’un ilk seçimi elli Nereid’in ilki olan Thetis’tir. Poseidon
Thetis’in dünyaya bir oğlan çocuğu getiremeyeceğini öğrenir. Poseidon’un evlik için
sonraki seçimi Thetis’in kız kardeşi olan Amphitrite’dir. Amphitrite, Poseidon’la evlenmek
istemez, Atlas dağlarının ardına kaçar. Poseidon, Amphritite’yi kendisinin su altı krallığına
eşi olarak geri dönmesi için ikna etmek üzere çok sayıda haberci gönderir. Bu görevde
başarılı olan Delphinus’tur. Amphiritite, Delphinus’un yalvarmaları sonucunda ikna olup,
Poseidon’un sualtı krallığına, kraliçe olarak geri döner. Poseidon, Delphinus’u
başarısından dolayı ödüllendirerek gökyüzüne takımyıldız olarak alır.
Hristiyanlığın ilk yıllarında Delphinus, İsa’nın çarmıhı olarak da adlandırılır.

__________________
Hanif kalmak cesaret ister...
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Mayıs 2023, 23:12   #6
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: TEMEL ASTROLOJİ - SABİT YILDIZLAR




Draco
Ejderha’nın masalı, Hesperid’lerin altın bahçeleri ve Herkül’ün görevlerinden
biriyle ilgilidir.
Hesperid’ler Güneş’in battığı yerin perileridir. Nyks, yani gece tanrıçası
Hesperid’leri kendi kendine yaratmıştır. Bazı masallarda Zeus ve adalet tanrıçası
Themis’in kızları oldukları söylenir. Başka bir masala göre dünyayı omuzlarında taşımakla
görevli Atlas’ın kızlarıdır.
Hesperid’lerin başlıca görevi, tanrıların bahçesinde altın elmalara bekçilik etmektir.
Yer tanrıçası Gaia, cennetin tanrıçası Hera ile baş tanrı Zeus’a evlilik hediyesi olarak
i
verdiği bu ağaç dünyanın batı ucundaki bir bahçeye dikilmiştir. Hera altın elma bahçesini
koruması için yüzlerce başa sahip bir ejderha olan Ladon’u görevlendirmiştir. Herkül’ün
görevi, bu bahçeden altın elma çalmaktır. Herkül, ağaca dolanarak altın elmaları koruyan
canavarı atlatmak için bir plan yapar. Planını uygulayabilmek için bir yardımcıya
gereksinimi vardır. Bunun için, Zeus’a karşı geldiği için dünyayı omuzlarında taşımakla
cezalandırılmış olan Atlas’ı seçer. Herkül, Atlas’a “eğer Hesperidler’in bahçesinden bir
altın elma getirirse, dünyayı bu süre içinde Atlas’ın yerine taşıyabileceğini” söyler. Atlas bu
teklifi kabul eder. Herkül, bahçeye zehirli oklar fırlatarak Ladon’u öldürür ve dünyayı
omuzlarında taşırken, Atlas Hesperid’lerin bahçesinden üç altın elma koparıp Herkül’e
getirir. Herkül’le konuşurken bir daha dünyanın yükünü taşımamak için mükemmel bir
fırsat ele geçirdiğini düşünür. Herkül’den birkaç ay daha dünyayı taşımasını ister. Daha
sonra dünyanın yükünü geri alacağını söyler. Durumun farkına varan Herkül, Atlas’tan kısa
bir için dünyayı tekrar omuzlarına almasını rica eder, böylece dünyayı daha rahat
taşıyabileceğini söyler. Atlas hiç şüphelenmeden bunu kabul eder ve dünyayı tekrar sırtına
alır. Atlas, dünyayı tekrar sırtına aldıktan sonra Herkül kendisine teşekkür ederek oradan
ayrılır.
Hera, Ladon’un ölümüne çok üzülür ve kendisini kutup yıldızı yakınlarında
gökyüzüne yerleştirerek onurlandırır.
Bir başka masala göre, Draco, Olympos’un genç tanrıları ile daha yaşlı tanrıları
arasında evrenin sahipliğini ele geçirmek için yapılan savaşta, yaşlı tanrı Titanlarla savaşan
canavarlardan biriydi. Savaşın sonuna doğru Draco, savaş tanrıçası Athena’ya karşı gelir.
Athena, onu kuyruğundan yakalayıp büyük bir kuvvetle gökyüzüne fırlatır. Draco dönerek
ve yalpalayarak uçar. Cennetin kubbesine çarparak, vücudu gökyüzünde düğümler haline
gelir. Draco kuzey kutbuna yakın soğuk bölgelerde gökyüzüne çarptığı için, vücudundaki
düğümleri çözemeden dondu. Draco gökyüzünde düğümler halinde görülmektedir.

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 23:12 -->-> Daha önceki mesaj 23:11 --

Eridanus
Cygnus ve Eridanus takımyıldızları birlikte anlatılacaktır.
Mitolojide Kuğu, baş tanrı Zeus olarak bilinir. Zeus peri Nemesis’i baştan
çıkartabilmek için bir kuğu kılığında ona yaklaşmış ve onu elde etmiştir. Zeus’un bu
hareketi sonucu bir yumurta oluşmuştu. Bu yumurta, daha sonra Sparta (Yunanistan’da bir
şehir ) kraliçesi Leda’ya verilmişti. Yumurtadan gelecekte Troyalı Helen olacak güzel bir
çocuk çıkmıştır.
Başka bir masalda ise Zeus’un kuğu şekline girerek baştan çıkarttığı kadın, kraliçe
Leda olarak bilinir. Kraliçe kocası kral Tyndareus ile beraber yaşamaktadır. Zeus ve kraliçe
Leda’nın birlikteliklerinden bir yumurta (ya da iki) ortaya çıkmıştır. Yumurtadan (veya
yumurtalardan) ikizler Kastor ve Pollluks çikmıştır. İkizler gökyüzünde Gemini
takımyıldızının en parlak iki yıldızı olarak görülür.
Diğer bir masalda ise yumurtalardan iki kız çocuğunun çıktığı söylenir. Bunlar
Helen ve Clytemnestra’dır. Helen ve Polluks’un, Zeus’un çocukları ve ölümsüz olduklarına
inanılır. Kastor ve Clytemnestra’nın ise kraliçe Leda’nın ölümlü eşi kral Tyndareus’un
çocukları olduklarına ve ölümlü olduklarına inanılır.
Bunların dışında başka bir masal daha vardır. Dünyayı kuşattığı ileri sürülen ırmak
tanrısı Okeanos’un kızı Klymene ile bilgelik ve doğruluk tanrısı Apollon’un Phaethon
adında bir çocukları vardır. Phaethon arkadaşlarına kendisinin tanrı Apollon’un oğlu
olduğunu anlatır. Arkadaşları ona inanmaz ve yalan söylediğini düşünürler. Phaethon’un
çok üzüldüğünü gören annesi Klymene, onu babası Apollon’a gönderir. Phaethon, babası
Apollon’u görmeye gider. Oğlunun geldiğini gören Apollon bu duruma çok sevinir.
Phaethon’a, arkadaşlarını ikna etmesi için yardım edeceğine dair söz verir. Phaethon bir
süre düşünür ve arkadaşlarını inandırmak için babasından Güneş arabasını kullanmak için
izin ister. Her gün Apollon’un idare ettiği güneşin şarına dört gürbüz at koşulurdu. Bunların
adları “Eoüs, Pyrous, Ethon, Phlegon”dur. Yani “Al at, Ak at, Parlak at, Toprak at” dır.
Güneş sabahleyin kırmızı olarak doğar, yavaş yavaş beyazlaşır, sonra öğle vakti parlak
olur. Akşama doğru batacağı sırada toprağa dokunur ve toprak rengini alır. Güneş tanrısı
sabahleyin şafağın pembe parmaklarıyla açtığı gök kapısından çıkar, akşam olunca
yorgunluğunu dindirmek için batıda olan sarayına iner, orada geceler. Apollon bu teklif
karşısında şaşırır ve oğlunu caydırmaya çalışır. Çünkü güneş arabasını kullanmak oldukça
tehlikeli bir iştir. Ancak Phaethon fikrini değiştirmez ve babası sözünü tutmak zorunda
kalır. Phaethon’u hem annesi hem de kız kardeşleri güneş arabasını kullanması konusunda
yüreklendirirler. Phaethon, arabayı kullanmak için oldukça acemidir. Buna rağmen arabayla
oldukça uzaklara ve yükseklere doğru yol almaya başlar. Doğu ufkunda öyle bir yere gelir
ki, burası gök kubbenin en tepesidir. Arabasıyla gökyüzünün bir ucundan diğer ucuna
büyük bir çizgi çizmeye başlar. Daha bu çizgi gökyüzünde Samanyolu olarak anılmaya
başlar. Bu sırada Dünya yüzeyi soğumaya başlar, çünkü araba çok uzaklara gitmiştir.
Bunun üzerine arabanın atları hızla Dünya’ya doğru yol almaya başlar. Dünya üzerinde
Afrika semalarından geçerken arkalarında bıraktıkları yerler kavrulur. Nehirler, göller ve
tüm su kaynakları kurur. Büyük bir çöl oluşur. Asıl tehlike Phaethon’u ileride
beklemektedir. Phaethon bir anda büyük akrebi ( Scorpio ) görür. Akrep güçlü kuyruğuyla
arabada başı çeken atı sokar. Araba eskisinden daha hızlı bir şekilde gitmeye başlar. Tüm
bu olanlardan sonra Phaethon babasını kendisini caydırmaya çalışma isteğinin haklılığını
anlar. Baş tanrı Zeus tüm olan bitenin farkındadır. Çevreye daha fazla zarar gelmemesi için
bir yıldırım yollayarak Phaeton’u öldürür ve vücudu dünyaya doğru düşmeye başlar.
Arabanın atları ahırlarına geri dönerler. Phaethon’un vücudu Eridanus nehrine düşer ve
dibe doğru batar.
Eridanus, gökyüzünde çok uzun, dolambaçlı bir nehir olarak betimlenir.
Takımyıldızının bu uzun nehir görüntüsünü gökyüzünde belirlemek zordur. Bazı yazarlar
bu nehrin Nil nehrini temsil ettiğini söylerler.
Phaethon’un ölümüne çok üzülen kızkardeşleri tam dört ay boyunca durup
dinlenmeden ağladılar. Onların bu hallerine acıyan tanrılar, bu kızkardeşlere daima inleyen
ve sarsılan kavak ağaçlarına dönüştürdüler. Ağaca dönüşen kız kardeşler, Eridanus nehri
boyunca dizilirler.
Phaethon’un başına gelenleri duyan arkadaşı Cygnus, onun cesedini bulabilmek için
nehre girer. Cygnus Phaethon’un çok yakın ve sadık bir arkadaşıdır. Phaeton’un cesedini
bulmak için nehre ard arda dalar ve nehirde boydan boya devamlı yüzmeye başlar. Bu
hareketleri onu nehirde yiyecek arayan bir kuğuymuş gibi gösterir. Daha sonra Cygnus,
arkadaşının acısıyla ölür. Tanrı Apollon, Cygnus’a acıyarak onu gökyüzüne Kuğu
takımyıldızı olarak koyar.

__________________
Hanif kalmak cesaret ister...
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Nisan 2024, 15:36   #7
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: TEMEL ASTROLOJİ - SABİT YILDIZLAR




İLERİ SEVİYE YORUMLARDA SABİT YILDIZ KULLANIMI
doğum haritanızda sabit yıldızları bulduğunuzda listesini bir yere alın. her dolunay/yeniay/tutulma ve büyük kavuşum gibi olaylarda transit haritalarına bakın arkadaşlar.
hemen bir haritada örnek vereyim


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

burada daha önce yayınlamış olduğum bir doğum haritasında
19 derece oğlak burcunda bulunan SATÜRN görmektesiniz. buradaki satürn yoğun etki almamakta yani kişi doğuştan bu yerleşimin etkilerini taşımıyor.
oysa 8 nisandaki tutulma ile birlikte burası tetik aldı. yani güneş tutulması bu yerleşimi ortaya çıkarttı.
böyle durumlarda benzetme açısından selfie çekerken bir ışık kaynağının fotoğraf kalitesine etki ettiğini görürüz. bu etki kameriayı ve dolayısı ile çekilen fotoğrafı iyi/kötü etkiler. bu fotoğrafı istemsizce sosyal medyanızda paylaştığınızı düşünün. yani aynı şekilde ikinci bir fotoğraf çekseniz belki de o etkiyi almayacaksınız. işte transitler ve sabit yıldızların etkisi budur.
şimdi bakalım;
satürn doğrudan güçlü bir kare aldığı için
tutulmada yüzünden güneş ortadan kalktığı için
satürn ün yerleşimi ortaya çıkmaktadır.
Oğlak 19-20
"Mücevher takan bir maymun aynada kendine bakar. Sırtında başka bir maymun komik suratlar yapar."
Kibirli, yüzeysel ve kurnaz karakter, büyük taklit yetenekleriyle donatılmış. Modada veya eğlence endüstrisindeki herhangi bir meslekte başarı elde edilir. Mali durum istikrarlı olmayabilir ve bu nedenle, zayıf dönemlerle başa çıkmak için bir miktar tasarruf yapmak akıllıca olacaktır. Bu derece aynı zamanda güvenilmez çalışanları da tanımlar.

Kartalın Kuyruğu DenebAquilae, Altair gibi bir Mars-Jüpiter yıldızıdır. Genelde gözlemlenen yorumlamadaki fark, ilk terfi akışında olduğu gibi, kişinin astlarını parlama eğiliminin daha az olması, iş için daha emin bir his ve böylece sahip olduğu herhangi bir ofiste daha iyi bir itibar kazanmasıdır. Olumsuz olarak, gerçekten kolay bir hedef olması gereken bir şeye ulaşmak için gereken küçük bir çaba eksikliği olabilir.
Sabit yıldız Dheneb, insan vücudundaki sol dizinin arkasından üç santim aşağıya hükmeder

Satürn ile beraber dayanıklılık, güçlü bünye ve geri kafalılık olarak görülür.
Satürn zekâ, yöneticilik, strateji verir. Özel, mistik ve gizemli yapıları vardır ve kuvvetli bir yıldızdır.

bu yerleşim; tutulma dolayısıyla önplana çıkmaktadır.
⚠️Satürn burçta aktif hale gelirse, egzama, aşırı neme maruz kalma, kabarcıklara sebep olur
SATURN : hangi burçta bulunursa o simgeli organın sıvılarını çalar
Oğlak: dizler, cilt, kemikler, tırnaklar ve tırnak çevresiolü deri. Genel olarak dişler. Diş eti yengeçle ilgilidir
Yengeç- Oğlak: Yapısal sistem. Oğlak iskelet sistemi yengeç vücuttaki suyu yönetir, ona şekil verir. Besinlerin sindirilmesi. Yiyecekler karında sindirilir ve kemiklere enzim, mineral, vitamin olarak gider. Mukus dokuları da yönetir.

anlaşılacağı üzere nokta atışı alanların devreye girmesi mümkündür. sağlık açısından yukarıdaki riskler artık ortaya çıkmıştır. güneş tutulşma haritasında süre 4.5 dakikadır.
tutulma haritalarının süreleri şöyle hesaplanır ;
ay tutulmaları AY+GÜN
güneş tutulmaları YIL+AY

yani 4.5 dakika dediğimizde tutulma süresi 4.5 yıl sürecektir. bu yüzden haritada tetiklenen noktalarda önce yavaştan sonra da hızlanarak etkiler ortaya çıkacaktır.
tekniği böyle anlattıktan sonra tekrar haritanın yorumuna dönelim;
bu kişi 4.5 yıl boyunca etrafındaki kişilerin kendisini aslında ne kadar engellediğini ve adeta prangalar vurup önünü tıkadığını görecektir. ayrıca sabit yıldız etkisi ile bu kişilere doğrudan konuşmak istese de içine atacaktır. arada PARLAMA etkisi ile ilişkilerini toksik hale getirebilir. ancak satürn geri harekette olduğu için tek seferde kopartma ihtimali yoktur.
bir tavsiye vermek gerekirse; hazır olduğunu hissedip yüzleşmeye çalışırsa kaybedecektir. OĞLAK ın mantıklı ve hesapçı karakterini kullanıp serinkanlı olursa bu sayede çevresini değiştirebilir. ancak dizlerindeki rahatsızlıklara dikkat etmek zorundadır.
toplu bakış haritasının etkilediği yerlere bakarsak eğer;
1. ev 3. ev ve 4.ev 6.ev
kişinin sağlık sebepleri ile ilgili kısa yolculuklar yapması muhtemeldir. bu aile sağlığı ile ilgilidir. örneğin kişi aile büyüklerinin hastalıkları için sık sık seyahat edebilir.

basitçe bir analiz aktardım. yazdıklarım internetten derlemedir.

__________________
Hanif kalmak cesaret ister...
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
temel astroloji


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
TEMEL ASTROLOJİ - TRANSİTLER shera_hanif Burçlar, Fallar ve Kehanetler 5 12 Nisan 2024 15:42
TEMEL ASTROLOJİ - EVLER shera_hanif Burçlar, Fallar ve Kehanetler 6 15 Kasım 2023 12:19
TEMEL ASTROLOJİ - ELEMENTLER shera_hanif Burçlar, Fallar ve Kehanetler 4 21 Mayıs 2023 12:32
TEMEL ASTROLOJİ shera_hanif Burçlar, Fallar ve Kehanetler 2 08 Mayıs 2023 03:36
TEMEL ASTROLOJİ - SABIAN SEMBOLLERİ shera_hanif Burçlar, Fallar ve Kehanetler 1 03 Mayıs 2023 13:34