IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   IF Günlük (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/)
-   -   Düş'(üş)ler ~ (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/379177-dususler.html)

Mara 02 Mart 2016 23:23

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mara 03 Mart 2016 00:08

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
;s26

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mara 03 Mart 2016 01:52

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
yuvasını bozduğum kuşların ahı desem çocuktum

talihim el etse de gidemem
kırar mesut ânımı bir vuruşta
kabahat olsa olsa doğduğum burçta.

yok içimde yılların şevki
çocuk sevincim yarım gençlik dediğin ne ki
ne kaldı bunca emekten avuçta?

yuvasını bozduğum kuşların
ahı desem çocuktum
hesabı olur mu, ölüm denilen uçta?

her sayfamız karalı her sayfayı çevir
ne dünyalık iş yaptık ne ahiretlik

zararlı biz çıktık yine sonuçta
kabahat olsa olsa doğduğum burçta!


Salih Mirzabeyoğlu

esekherif 03 Mart 2016 02:38

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Salih Mirzabeyoğlu Candır !

esekherif 03 Mart 2016 02:40

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
adın deler dağ başında karları
kokun aşar dereleri yarları

Mara 03 Mart 2016 14:01

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
ben seni hiç üzmem
papatya çayı yapmak isterim sana
sonra portakal çayı
fume lapseng souchong çayı
ama ben seni hiç üzmem
deliririm yalnızca
sessizce tek başıma deliririm
beni lape'ye koyarlar
koyu türk çayı içerim orada
yalnızca.


- Lale Müldür

esekherif 03 Mart 2016 14:06

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Seni Öğretmene söylücem.

Mara 03 Mart 2016 14:09

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Alıntı:

esekherif Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1041749947)
Seni Öğretmene söylücem.

Söylesen kaç yazar? ;s14

Mara 03 Mart 2016 18:22

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Nadir anlatırdım, bilen bilirdi.

“Kendini mutsuz etmekten vazgeç, şu ana odaklan, ona odaklan, bir kere olsun kötü sonu düşünme” demişti, en iyi arkadaşımdı, her zaman haklıydı.

İçimden; “Olmayacağını biliyorum, tadını çıkaracağıma söz verdim sadece” diye geçirişimin üçüncü sevmekten dişlerimin sızladığı saatinde dağıttım ortalığı, benim olmayan bir şeyin, benim’miş’ gibi yapamayışımın şu yaşıma geldiğim yılında, çünkü ben de böyle bir insandım; bok ettikçe haz aldım, ‘madem öyle işte böyle’ rest tepesine bayrağı yine ben çektim, gardıma çarpan bahaneleri etrafımı çevreleyen bir fanusa dönüştükçe yankılanmaya başlayan iç sesim saçımı okşayan bir şefkatle kulağıma fısıldıyordu: Bütün bu imkansızlıklar çerçevesinde, aslında sebep çok basit. Sevmenin, ne yazıktır ki bir ‘yeterince’si var bebeğim ve o, seni yeterince sevmiyor.

(Ne kadar değersiz hissettiğimi tasvir edecek bir değer bile bulamıyorum. Sahiplenilmemek ne kötü)

İç sesim saçımı gerçeklerle okşarken, ben, onun karşısında küçüldükçe küçülüyordum. Ne yapayım, seviyordum.

Bana yoluma gitmekten başka çare bırakmayışının beşinci belki de onuncu üzgün cümlesinde “Nereye gidiyorsun amına koyayım ya” yerine “Gitme” demesi gerektiğini biliyor, lakin beni ‘yeterince’ sevmiyordu. Tıpkı; “Sen benim sevgilimdin, bunu anlayamadın” yerine “Sen benim sevgilimsin, bunu kafana sok” demeyişinin, neredeyse her gece küfür kıyamet vedalaşıp sabahında birbirimizi sevdiğimiz bilmem kaçıncı ayında ‘yeterince’ sevmediği gibi; bana vazgeçmekten başka çare, nedendir ki kendisi de beni bırakmıyordu.

(Kimseyi, gülümseyerek ağlayacak kadar çok sevmeyin)

Bu kadar zor olmamalıydı, böyle gitmezdi biliyorduk, biliyordu, “başkalarıyla takılacağım artık, bıktım senden, kurtulursun işte rahat edersin” dediğimde alaycı ve son derece bizden emin bir mutlulukla “Sen yapamazsın öyle şeyler” demekten geri kalmıyor, duymaya ihtiyacım olanları söylemiyordu.

Asla söylemeyecekti.

Nadir ağlardım, bilen bilirdi.

“Geldiğinde her şey farklı olacak, bak göreceksin, sana bu kadar yakın olduğunda o da fark edecek, siz kopamazsınız” demişti, kardeşimdi, kahvemi yudumlarken buna gönülden inanışımın ertesi gününde mahvettim her şeyi. Böyle bir insandım, yapacak bir şey yoktu. Benim’miş’ gibi yapamadıkça hırçınlaşmalarım ve tekme tokat dalmak isteyişlerimin ardındaki o ‘çok’ olan lanet duygu, tadını çıkarmama izin vermiyordu.
Ben, belki hala umut ettiğimden, belki de yapmam gereken her şeyi yapmış olmanın verdiği saçma rahatlıkla onu tamamen bitirebildiğimde, o çok sevdiğim şapşal bakışlarının karşısında kararımdan caymamak için her şeyi yapmaya devam ediyordum.

O, beni kaybedeceğini biliyordu; hiçbir şey yapmıyordu.

Emindim, sevmenin bir yeterincesi vardı, beni yeterince sevmiyordu.

ebru vatansever

Mara 04 Mart 2016 18:14

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:51.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk