IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   IF Günlük (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/)
-   -   Düş'(üş)ler ~ (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/379177-dususler.html)

Mara 01 Mayıs 2016 09:21

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Bir monologdaki yalnız adamdım hikayesi gereği hep yalnızdı çoğu zaman konuşmak için tanrıyı uydurması gereken, bazen meddahtım hayat sahnemde, öyle çok güldüler ki hiç anlamadım gülünecek ne vardı.
Ama çoğu zaman bir savaş filmi dekoruydu hayatım, kaç kez öldürüldüm, kurşun sırtımdan mı gözümün içinden mi yahut kalbimden mi daha fazla girdi vücuduma hatırlamam. Hepsi rol icabıydı, nefes bile alıyordum vurulduğumda, öldüğüme inanmadığımdan mı ki hep tekrar karşılaştım ölümle, bilmem.
Kanrevan diye bir kelime duydum bir gün gökte uçan kuştan, sonra ağaçlar fısıldadı zamanın kanatları olduğunu, kuş sandığım aslında uçup giden zamanmış, trajedi taşırmış kanatlarında arada üstüme düşen onlarmış çimlerde uzanırken, halen bilmem.

Yanılgıyı gördüm bir gün uzakta gölge gibi durdu, farkettim. Bildiğimi sandığımı ama aslında hiç bilmediğimi sustu bana, anladım.

Tek başıma dünyada dolaşıyordum, o zamanlar zaman kuştu, ağaçlar insanı tasarlıyordu, çimler ve gökyüzü vardı işte yalnızca. Trajediler yağıyordu, güneş daha doğmamıştı, Tanrıyı yeni yeni uyduruyordum, insandan haberim yoktu. Kendimi bir parçası sanıyordum gökyüzünün oysa toprağın parçasıymışım. Kavramlar çatlayıp dağılmamıştı kristal kayalar gibi duruyorlardı tepelerde, tanrıyla konuşmaya çalışıyordum ama daha tam delirmemiştim, hep monologda kalıyorduk.

Sonra zaman uçtu, kaf dağını keşfetti, ejderhaları, ankaları getirdi ağaçlara, çok yaşlı bir ağaç seni anlatıyordu; kocaman bir su olacak diyordu, ağaca, kuşa, toprağa her şeye yetecek, dünyayı kaplayacak adına Deniz diyeceğiz ama fazlası hep ölümü doğuracak diyordu, biz o yaşlı ağaca çok güldük diğer ağaçlarla çünkü bizce o tam delirmişti biz daha yoldaydık.

Sonra bir sabah uyandık gaflet uykumuzdan, ayaklarımızın dibinde parlayan şeyler vardı, mavi ve çok fazlaydı yaşlı ağaç seslendi; bakın işte geldi, demiştim size dedi. Biz seninle o zaman tanıştık, korkulacak bir şey yok gibiydi şeffaf ve temiz görünüyordun oysa neler yutmuşsun, neler katmışsın içine. Ölümü ve yaşamı barındırmasaydın biz sana hep güvenecektik ama sen dünyaya geldiğin gün çelişkiyi kattın aramıza. Çelişki ki; bir daha iki yakamızı bir araya getirmeyecek olandı.

Dünya öyle güzeldi ki ve biz tam da deliriyorduk sen gelmeseydin.


giz.
01.05.2016 * 09:19

Mara 10 Mayıs 2016 09:09

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Mutsuz sabahlarda öyle fotoğraflar görüyorum ki evren bana sanki ‘geber yeter artık’ diyor.
Gözlerin boşluğa bakardı, hep bir şeyleri yitirmiş gibi şimdi gözlerinin içi gülüyor, ne güzel.
Mutlu ol sevgilim, çok mutlu ol..


giz.

Mara 10 Mayıs 2016 09:10

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Dünyanın adaletsizliğini; insan aşkta öğreniyor.
Seviyorsun her şeyinle, ve sevilmiyorsun her şeyinle.
Seviyor her şeyiyle, seviliyor her şeyiyle. yalnızca izliyorsun,
o an bir adaletsizlik duygusu gelip oturuyor yüreğine.


giz.

Mara 26 Mayıs 2016 01:00

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 

"nicedir açık sular aradım sessizce boğulmaya
soldum ve sarardım ve kanayarak yanıldım
sularla örtülmüyor düşlerin yırtılan güzelliği
yağmur da yağmıyor artık yüzümü yıkamıyor
yüreğimde binlerce yüze dağılmanın kederi
kimlikler uydurdum yüzüme tutulan aynalardan
yitirdikçe öğrendim acının ve aşkın iklimini
soğudum yoruldum şenlik bitti artık
kimsesiz bir ölümle değişirim kendimi"



Haydar Ergülen

Mara 26 Mayıs 2016 01:22

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Sofra güzeldi bu akşam, biz çirkindik;
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mara 29 Mayıs 2016 08:19

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Bilecik gibi kücük bir şehirde bile yalnızlık var.
apartmanları ev ev böldük, sonra evleri oda oda böldük, her odaya da bir insanı tıktık ve her insana binlerce insanı.
Duvarlar sesleri geçirmiyor artık tıpkı sevgileri geçirmediği gibi.Yalnız olunca güvendeyiz sanıyoruz oysa en büyük düşmanımız kendimiz.

Mara 29 Mayıs 2016 08:21

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
bir sigara daha, bir fincan kahve daha derken leonard cohen geliyor ah diyorum dur orada geceye yakışmıyorsun çünkü çok acısın ve geceyi değiştirmeye çalışıyorum ben, duymamalıyım seni bak şarabı bıraktım kenara kahveyi aldım elime ayılmak artık niyetim bayılmak değil acıdan diyorum dur diyorum dur söyleme diyorum..

aşk bittiğinde gel diyor, dans etmeliyiz.

sonra birde ben sabaha karşıları balkonda kararlar alıyorum o buz gibi havada hep soğuk oluyor kararlar
hep gitmek temelli oluyor hiç olmayan insanları hayatımda, terk etmeye kalkışıyorum onlara komik bana acı geliyor.


giz.

huri 29 Mayıs 2016 08:47

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Hayatta mutlu olmanın tek sırrı, kabulleniştir. Seviliyorsun. ❤

Mara 29 Mayıs 2016 09:35

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
Olur, aramam seni ve kimseyi
Anıları pas tadında bırakırım
Konuşacak ne kaldıysa kalsın
Susmaktır bir şeylere saygılı kılan
Ayrılık da bir olanaktır bilirsin
İnce bir sis, bir hüzün örtüsü
Dumanlı bir ıslık yakışır şimdi
Dudaklarıma, bırakıp giderim
Söz / de sararır biterken bir aşk
Kediye iyi bak çiçekleri sula
Diyorsam da aldırma sözlerime
Alışkanlık işte başka bir şey değil
Söz / de sararır biterken bir aşk


Ahmet Telli

Mara 11 Haziran 2016 08:05

Cevap: Düş'{üş}ler ~
 
geç kaldık ve yanlışları güzeltemedik
erken varsak doğrular bakışı yakacaktı
çok sarhoştum yani hak ettim yaşamayı
evden kaçmıştım eve
tuza yara saçmıştım
bütün randevulara düzenli olarak geç kalmakta haklıydım
gök bana göre değildi yeri zaten hiç sorma
gök de kendine göreydi yerde zaten hiç durma
çıktım bir kapısını bulup yaşadıklarımdan
vardım ki seni sevdim
seni sevdim evler arasından bir evdin

döndüm ve dönüşümle düştü aniden dekor
sen yükseldin elinde kara bir kalem vardı
say ki her yanım ihanet kadar yazdı
ve çeşitli organlar olarak
insanı yar eden vardı
var eden vardı aşkı
kelebek küllerinden bir şaraba yazarak

okumak budur
yani yağmur bekleyen toprağın durmaksızın kuruması
sana çok şeyler anlatmak istemem
kendi sesime kavuşasım kadardı
senaryo gereği doğdum
çocuklarım oldu her an ölebilirler
bel bağladım kimyaya
kendimi siyah elbiseler içinde
buldum hiç durmadan bir kızıla bakarken
durdum binlerce sene kendime ki ağlarım
anam babam diyorum her an ölebilirler


hayatımın rolünü oynadım başrolde sen de vardın
ne fırtınaydı ama o saçlarınla birlikte
ne güneşlere yandık var mıydı hiç hatırım
avluda oturmuştuk ellerin ellerimde
sana bir ara aklımda kalanları anlatırım


Alper Gencer


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:57.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk