![]() |
![]() |
|
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Konu: Türkiye’de ve Dünyada E-Devlet Uygulamaları (ÖDEV) GİRİŞ Elektronik devlet; demokrasi, katılımcı yönetim, halkın daha iyi yönetilme ve daha etkin hizmet alma taleplerinin sonucu olarak bilgi teknolojilerinin gelişim sürecinin getirdiği değişim ile ortaya çıkmış yeni devlet anlayışının ifadesidir. Gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri giderek ekonomik ve sosyal hayatın vazgeçilmez bir parçası olmaktadır. Bilgi teknolojilerindeki değişim, bilgiye erişim ve paylaşımı konularında sınır tanımaz bir hal almıştır. Bu sebeple, bilgiyi etkin şekilde kullanan toplumlar daha iyi yönetilebilmekte, sahip oldukları bilgiyi kullanarak ekonomik ve sosyal yönden daha hızlı ve etkin kararlar alarak toplumun refah seviyesinin daha hızlı yükselmesini sağlamaktadırlar. . Bilgi, ekonominin başlıca hammaddeleri ve en önemli ürünleri haline gelmiş bulunmaktadır. Günümüzde zenginlik yaratmak için gerek duyulan sermaye varlıkları arazilerin, bedene dayalı emeklerin, imalat aletlerinin ve hatta fabrikaların yerini bilgi almış durumdadır. Sanayi toplumuda ön planda olan “maddi” ürünlerin üretimi yerine, bilgi toplumunda, bilişim teknolojileri sayesinde bilgi üretimi önem kazanmaktadır. Böylece, bilgi teknolojileri ekonomiyi bilgi ekonomisine dönüştürmüştür. Akıllı kartlardan akıllılı radyo-tv, ev, araba ve yollara kadar bir seri yenilik yaşanmış ve yaşanmaya devam edecektir. Ekonomik değer yaratmanın temeli artık bilgidir. Ekonomisini bilginin gücüne dayandıran bilgi toplumları bilgi ve iletişim teknolojilerinin vasıtasıyla karar alma sürecini basitleştirip kısaltarak, daha hızlı, daha açık daha doğru ve daha az maliyetli etkin bir devlet yapısının temellerini atmışlardır. | |
| ![]() |
![]() | #2 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Konu: Türkiye’de ve Dünyada E-Devlet Uygulamaları (ÖDEV) TÜRKİYE’DE ve DÜNYADA E-DEVLET UYGULAMALARI Bilgi toplumunda bilgi, hem kişisel bir kaynak olarak, hem de ekonomik bir kaynak olarak değendirilmektedir. Bilgi, nitelikli, sosyal ve ekonomik sonuçlar getirebilecek bilgidir. Bu tarz bir bilginin oluşumunu sağlayacak ve bu bilgiyi kullanarak üretime dönüştürecek olan ise insandır. Bilgi toplumunun merkezinde ise insan vardır. Bilgi ve onun kullanıcısı insan, 21. yüzyılın en önemli kaynağı konumundadır. Bilgi toplumu, insiyatif kullanabilen, araştırmacı, katılımcı, iletişim becerisi olan, sorumluluk sahibi ve gündemi belirleme yeteneğine sahip bireylerin oluşturduğu toplumdur. Bu açıdan bilgi toplumuna giden yolda ihtiyaç duyulan bilişim kültürüne sahip, bilgi teknolojilerini etkin bir şekilde kullanarak bilginin üretilmesi, değerlendirilmesi paylaşımı ve koordinasyonunu sağlayan bireylerdir. Mevcut bilgiler ışığında bilgi toplumu giden yolda Türkiye’yi değerlendirecek olursak; Türkiye, bu yolda daha tam anlamıyla bireylerini (vatandaşlarını) bilişim teknolojileri ile donatamamış, kamu kurum ve kuruluşlarında sunulan hizmetlerin kalitesini arttırmak amacıyla insan faktörünü iyileştirmek için eğitmemiş, idari açıdan bu sürece liderlik edebilecek yöneticiler yetiştirememiş ve hepsinden önemlisi ardında durulacak bir vizyon ve bu vizyonu destekleyecek strateji ve mekanizmalara sahip olmadı. Bu konuda geç kalmış olduğunu söyleyebiliriz. Bu açıdan Türkiye’nin bilgi toplumu olması yolunda önünde önemli engeller yer almaktadır. Bilgi toplumunun bilgi ve insan odaklı bir toplum olması hasabiyle bilgiyi üretebilecek ve kullanabilecek insan gücüne ihtiyaç duymaktadır. Fakat ne yazık ki Türkiye gibi ülkeler hala gelişmişliği yada başarıyı kişi başına düşen milli gelirle ölçme noktasındayken, dünyada gelişmişlik düzeyini belirlemede, “dijital uçurum” olarak tanımlanan ve tamamen bilgiye ulaşabilme yeteneği ve gücüyle ölçülebilen bir sisteme doğru geçilmektedir. Bu açıdan bireylerin değişime ayak uydurabilmeleri için öncelikle gelişmeleri, en azından “bilgisayar okur-yazarlığı” olarak tanımladığımız yeteneğe sahip olmaları gerekmektedir. Bilgi çağını yakalama arzusunda olan, Türkiye gibi ülkeler için hızlı karar alma süreçleri, siyasal istikrar ve gerektiğinde risk alabilen liderlerin mevcudiyeti çok önem arz etmektedir. Çünkü bu tip ülkelerde bilgi teknolojileri alanında gelişim öncelikle bir kaynak sorunundan çok bir vizyon ve liderlik sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de internet kullanımının yaygın olmaması, evlerdeki kişisel bilgisayar sayısının azlığı, işletmelerin sınırlı miktardaki bilgisayar kullanımı en önemli engel olarak önümüzdedir. Türkiye genelinde bir seferberlik başlatılarak her bir evin, işletmenin ve kurumun bilgi ve iletişim teknolojileri ile donatılması ve bireylerin temel anlamda bilgisayar-okur yazarlığının önündeki engeller kaldırılarak e-Türkiye olma yolunda her bir kamu kurumuna, her bir işletmeye ve her bir bireye bir vizyon belirlemeli ve bu çalışmalara liderlik edebilecek bilişim kültürüne sahip bireyler yetiştirmelidir. e-Türkiye yolunda öncelikle Türkiye’de yer alan bireylerin her birinin e-birey olabilmesi için gerekli altyapı ve çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bu bakımdan e-devlete giden yol e-kurumlardan, bu kurumlarda görev alan e-memurlardan, e-ticaret ile sanal aleme taşınan işletmelerden ve bu hizmeti talep edecek e-bireylerden geçmektedir. Fakat ne yazıktır ki bu topluma yön vermesi gereken k----- yer alan bürokratların bir çoğu, üniversitelerimizde yer alan akademisyenlerin büyük bir kısmı, işletmelerimizde yer alan yöneticilerimizin çoğu bilgi teknolojileri açısından yeterli imkanlara sahip oldukları halde e-birey olamamışlardır. Doğal olarakta vatandaşımızın bu konuda bir ilerleme göstermesi beklenemez. e-Türkiye meselesi, kamunun büyük bir kısmında, üniversitelerin tamamında ve işletmelerin çoğunluğunda bilgi teknolojileri adına her türlü imkanın bulunması veya gerekli altyapının kolaylıkla sağlanabilmesinden ötürü kaynaktan çok liderlik ve vizyon sorunu olarak gene karşımıza çıkmaktadır. Bu birimlerde mevcut bilgi teknolojilerini ve donanımlarını etkili bir şekilde kullanabilecek yada bu kurumlara ve işletmelere bu yönde ışık tutabilecek yetişmiş bireylerin sayısının azlığı ve bu kişilerin yönetici ve idarecilerinin bilgisizlik ve ilgisizliklerinden ötürü göstermiş oldukları aktif yada pasif direniş sonucunda sistemin tıkanması ile sonuçlanmaktadır. |
| ![]() |
![]() | #3 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Konu: Türkiye’de ve Dünyada E-Devlet Uygulamaları (ÖDEV) Başta verdiğimiz e-devlet tanımının ışığında, e-devlet gelişen bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkisiyle bireyleri talepkar olması sonucunda ortaya çıkan bir modelin ürünüydü. Şu an mevcut teknolojiler ülkemizin elektronik devlet yapısına geçmesi açısından fazlası ile yeterlidir. Fakat bu geçiş sürecini sağlayabilecek ne vizyon sahibi liderler, ne de bu sürece strateji geliştirebilecek bilgi teknolojileri ile donatılmış akademisyenler, ne de bu yapıyı kurgulayıp oluşturabilecek mekanizmaları yer almaktadır. Bunun da ötesinde dışarıdan mükemmel bir e-devlet modeli getirilip kurulsa bile bunu kullanabilecek ne yetişmiş bireyimiz ne de yeterli araç, gereç ve alta yapımız yer almaktadır. Günümüzde tam anlamıyla otomatikleşmiş gibi görünen işlemler bile çeşitli safhalarda insan çabasına, kavrayışına yada yorumuna ihtiyaç duymaktadır. İşlenecek verinin toplanması, işleme sürecinin tasarımı, çıktılarının değerlendirilmesi ve nihayet karar aşamasında yorum ve karar süreci, en az bilginin kendisi kadar ve hatta bazı durumlarda bilginin kendisinden daha fazla önemli olabilmektedir. E-devlet sürecinde işlemlerin elektronik ortama taşınmasında bilgi ve iletişim teknolojileri aslında sadece bir araçtır. Bu noktada temel hedef bilgi işleme kapasitesi yüksek , acil karar alabilen ve ihtiyaçlara hızla cevap verebilen devlet yapısının oluşturulmasıdır. Bu hedefin gerekleşmesi için öncelikle idari yapının değişime uğraması ve kamu kuruluşlarında sunulan hizmetin kalitesinin artması için burada çalışan bireylerin yeni devlet yapısında görev alabilecek hale getirilebilmesi için bilgi ve iletişim teknolojileri ile donatılarak eğitilmesi gerekmektedir. Bunun yanında sistemin kullanıcı ve müşterisi rolündeki vatandaşların ise başlatılacak bir seferberlikle bilgisayar okur-yazarlığının arttırılması, bilinçlendirilerek sisteme güven duymaları sağlanmalı, gerekli araç ve gereçleri alabilmeleri içindesteklenmelidirler. Böylece bireylerin toplumsal süreçlerde katılımcılığının artması, daha hızlı işleyen bir demokratik yapının oluşturulması ve sürdürülmesi sağlanacaktır. Yerel ve ulusal içerikli kararlara katılan birey, sorunların hızlı ve kolay bir biçimde çözülmesinde etkin rol oynayacaktır. Katılımcı demokrasiye giriş en basit yolu ise bireyi internet ortamına taşımakla olacaktır. Singapur ONE projesi e-devlet yapılanması açısından çok güzel bir örnektir. Singapur hükümeti e-devlete geçişi hızlandırmak ve bürakrasiyi ortadan kaldırmak için vatandaşlarını teşvik etmek amacıyla gelir düzeyi düşük olanlara uygun fiyatlı bilgisayar alma imkanı sunarken, yaşlılarada ücretsiz eğitim vermektedir. Çocuklar için ise ilkokul seviyesinden itibaren yetiştirerek bilişim teknolojileri ile donatılmasını hedeflemektedir. Singapur ONE projesi ile yetkililer çok iyi bir noktaya değinerek bireylerdeki değişimin bi gecede gerçekleşmeyeceğini belirterek; elektronik dönüşümün yanında zihinsel dönüşüm içinde alt yapı oluşturmuşlardır. Bireylerin gelişinin öneminden sonra e-devlete geçiş sürecinde kamuyu ele alacak olursak; Öncelikle ülkenin beyni konumlarındaki üniversitelerde yer alan akademisyen, araştırmacı ve öğrencilerin çalışmalarında etkin bir şekilde interneti kullanmaları için gerekli alt yapının oluşturulması ve bu teknolojiyi etkin olarak kullanamayanlara gerekli eğitimlerin verilmesi için hizmet birimlerinin oluşturulması gerekmektedir. Diğer kamu kuruluşları için, bu kurumlarda yer alan bürokrat, yönetici ve çalışanlara yönelik bilişim kültürüne adapte edecek eğitim programları uygulanmalıdır. Çünkü, bu konuda yeterli bilgi potansiyeline sahip olmayan bürokrat, yönetici, idareci ve çalışanlar konu ile ilgisiz kalmakta, zaman zaman aktif yada pasif direniş göstererek sistemi tıkamaktadırlar. Bu açıdan ele alındığında kamuyu modernize etme yolunda iki anahtar unsur söz konusudur. Bunlar; güçlü ve açık liderlik ile bilgi ve iletişim teknolojilerinin stratejik kullanılmasıdır. Değindiğimiz konulardan da anlaşıldığı üzere, Türkiye’nin bilgi toplumu haline gelmesi ile birlikte diğer sorunlarını da aşması, yeniden yapılanması, gelişip kalkınması ve bilgiyi üreten ve etkin kullanan bir ülke olması çok daha kolay olacaktır. Son olarak şunu belirtmekte fayda var; Bilgi toplumunda esas olan insandır. Eğitim ve öğretim yaklaşımımızı gerekli şekilde değiştirmezsek tünelin sonunda görünen ışık bize doğru yaklaşmakta olan bir trenin ışığı olabilir. E-devlet kavramı değişik kişi ve gruplara değişik şeyler ifade etmektedir. Örneğin Perri 6 (2001: 7) e-devlet kavramını elektronik ortamda kamu hizmeti sunumu, elektronik demokrasi ve elektronik yönetişim olmak üzere üç değişik boyutta tanımlamaktadır. Tüm bunlara ek olarak teknolojinin baş döndürücü hızdaki değişimi e-devlet kavramının tam olarak anlaşılmasına, bu alandaki kuram ve uygulamaların sınırlamalarını ve yarattığı fırsatları tam anlamıyla kavramamıza fırsat bırakmamaktadır (Prins, 2001: 1). Bu nedenledir ki e-devleti sadece şeffaflık, karşılıklı etkileşim, katılım gibi belirli bir alandaki uygulamasına dayanarak tanımlama çabaları yaygınlık kazanmaktadır. Örneğin, ABD Enerji Bakanlığındaki elektronik bilgi akışını inceledikleri çalışmalarında Whitson ve Davis (2001: 79) e-devleti sadece maliyet üzerine yaptığı olumlu etki çerçevesinde tanımlamışlardır. Üçüncü ve son olarak, e-devlet kavramı için anlamlı bir içeriğin yanı sıra “bilgi yönetimi” veya “bilgi toplumu” kavramları gibi moda bir kavram olmanın beraberinde getirdiği olduğundan kapsamlı ve önemli görünme durumu da sözkonusudur. Bu tür bir ‘kavramsal kofluk’ e-devlet uygulamalarından insanların beklentilerini gerçekçi ölçülerin yukarısına çekmekte ve bu kavramın sırf moda olduğu için tartışılması ve uygulanması gibi bir durum ortaya çıkartmaktadır. Öte yandan, moda bir kavram olmanın kişi ve kurumları daha kolayca harekete geçirme anlamında olumlu bir yönü de vardır. Aslına bakılırsa e-devleti günümüzün moda yönetimbilim kavramı olarak gören bakış açısı, e-devlet faaliyetlerini gerçek bir ihtiyaçtan doğan ve bu ihtiyaçla ilgili sorunlara çözüm getiren bir süreç olarak gören bakış açısının alternatifi değil, tamamlayıcısı olabilir. Örneğin Yıldız (2003) çeşitli bakanlıklarda gerçekleştirdiği ve toplam on e-devlet projesinin çalışanları ve bu projelerin yoneticisi olan ve/veya projeler hakkında bilgi sahibi 30 küsur bilişim sektörü üyesi ile yaptığı görüşmelerin ve topladığı kaynakların analizinin sonucunda e-devlet projelerinin ulusal ve kurumsal ihtiyaçlara yanıt vermenin yanısıra Avrupa Birliği ile bütünleşme, kurumlararası rekabet veya son teknolojiyi kullanma kaygısı gibi kısmen sembolik nedenlerle de gerçekleştirildiği sonucuna varmıştır. |
| ![]() |
![]() | #4 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Konu: Türkiye’de ve Dünyada E-Devlet Uygulamaları (ÖDEV) E-devletin ne olduğu kadar ne olmadığını tanımlamak da önemlidir: Günümüzde henüz evrilmekte ve içeriğini aramakta olan bir konu olan e-devlet ile e-ticaret, e-demokrasi gibi kavramların farklılıklarını tanımlamakta yarar vardır. Örneğin, e-ticaret daha çok özel sektör kuruluşlarının kendi aralarındaki ve müşterileriyle aralarındaki ticari faaliyetleri kapsarken, kamu kurumlarının özel sektör kuruluşlarıyla aralarındaki ticari faaliyetler, hem e-devletin hem de e-ticaretin kapsama alanına giren bir altküme oluşturmaktadırlar. Aynı şekilde e-demokrasi bilgi ve iletişim teknolojilerinin politik alana yansımalarını, e-devlet ise yönetim alanına yansımalarını değerlendirmekle beraber, aradaki ayrım her zaman çok net olmamaktadır. E-devlet uygulamaları sadece devletin bilgi ve hizmet verdiği kanalları değiştiriyor gibi görünse de değişim çok daha derindir. Bu bağlamda e-devlet kavramını, kamu yönetimi yazınına son çeyrek yüzyılda giren müşteri/ vatandaş memnuniyeti, toplam kalite yönetimi, ağlar ve birlikler (networks and associations) gibi dönüştürücü kavramlardan biri olarak değerlendirmek yerinde olacaktır. Diğer bir deyişle e-devlet, vatandaşı ön plana çıkaran ve merkezi bir konuma yerleştiren, kamu çalışanını verdiği bilgi ve hizmetin kalitesinden sorumlu tutan, kamu görevlisinin performansını ölçen, iyi performansı ödüllendiren ve yetersiz performansı iyileştirmeye çalışan, kamu hizmeti sürecini sadece kamu kurum ve kuruluşlarının olanakları ile sınırlı görmeyip bu sürece özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını da dahil etme gayretinde olan bir yaklaşımdır. Son olarak belirtmek gerekir ki, e-devlet uygulamaları klasik devlet uygulamalarının alternatifi veya tamamlayıcısı olabilir. Alternatif olarak ortaya çıktığı durumlarda kamu yönetiminin işleyişi niteliksel ve niceliksel olarak değişecektir. Örneğin kişilerin nüfus bilgilerinin kağıt üzerinde değil sadece sanal ortamda yürüdüğü bir sistemde ne eskisi kadar çok sayıda yerel nüfus idaresine, ne bu idarelerde çalışacak çok miktarda kamu çalışanına, ne de bilgiyi devletin bir kurumundan alıp diğer kurumuna verme amaçlı uzun yazışmalara (ve geciklemelere) gerek kalacaktır. Tamamlayısı olduğu durumlarda ise aynı kamu bilgi veya hizmeti hem yüzyüze ve hem de sanal ortamda eş zamanlı sunulabilecektir. Örneğin, devlet ihalelerinin duyurularının ve sonuçlarının İnternet ortamında ilan edilmesi diğer birçok ilan yolu (yazılı, görsel ve işitsel medya, vb.) arasında sadece bir tanesidir. Yine benzer şekilde vatandaşların e-posta yoluyla kamu çalışanlarıyla kurdukları bağlantı, telefon, dilekçe, faks gibi diğer kanallara eklenmiş başka bir kanaldır sadece. E-Devleti Ortaya Çıkaran Gelişmeler E-devlet kuram ve uygulamalarına kaynaklık eden etmenler kısaca üçe ayrılabilir: Çevresel, yönetsel, politik. Çevresel etmenler dünya ekonomisinin giderek üretim odaklı olmaktan çıkıp bilgi odaklı hale gelmesidir (Büke, 2001: 2; Toffler, 1981). Diğer bir deyişle, dünyanın gelişmiş ekonomilerinin lokomotifi giderek metaya dayalı değil bilgiye dayalı üretim haline gelmektedir. Ayrıca bilgisayarların işletim sistemlerinin kapasitesi gibi bilgi ve iletişim alanında meydana gelen gelişmeler ile İnternet teknolojisinin tüm dünyada yaygınlık kazanması da e-devlet sürecinin önünü açmıştır. Yönetsel etkenler vatandaşlardan gelen ve özel sektördeki sanal bilgi ve hizmet sunumunun yarattığı beğeni ile beslenen kolaylık, hız, ucuzluk ve şeffalık talepleridir. Örneğin, banka işlemlerini İnternet ortamında haftanın yedi günü, günün 24 saati yapabilen bir kişi benzer bir hizmet standardını devlet örgütlerinden de talep etmektedir. Politik olarak da şeffaf ve hesap verir hale gelen devletlerin halkın siyasi alana katılım ve güvenini artırdığını gözlemlemek olanaklıdır. Ayrıca ABD’deki Reinventing Government (Devleti Yeniden Yaratma; Osborne ve Gaebler, 1993), National Performance Review (Ulusal Performans Denetimi) türü devletin daha müşteri-odaklı hizmet vermesi, daha etkin, şeffaf, hesap verir bicimde calışması odaklı yönetsel reform calışmaları da e-devlete geçişte gerekli olan zihni hazırlığı sağlamıştır (Fountain ve Osorio-Urzua, 2001: 264-265). Bu noktada yönetsel ve politik etmenlerin temelini oluşturan ve çevresel etmeni şekillendiren son 30 yılın “yönetim reformu- yeni kamu yönetimi” (YKY) hareketinin de e-devlet kuram ve uygulamasına büyük ölçüde temel oluşturduğunu belirtmek gereklidir. Bu makalenin de bir parçası olduğu elinizdeki kitabın ayrı bir bölümünde “yönetim reformu- yeni kamu yönetimi” derinlemesine anlatıldığı için bu makalede YKY ile e-devlet kavramının çakısma noktalarının vurgulanması ile yetinilecektir: İlk olarak, birçok kamu kuruluşundaki katı bürokratik yapı ve vatandaşların ihtiyaçlarına hızlı ve etkin olarak cevap verme konusundaki yetersizlikler yönetim reformcularını alternatif arayışlar içine itmiştir (Kettl, 1997: 460; Toonen, 2001: 188) Devleti daha iyi çalışır ve vatandaşa hesap verir hale getirmek olarak özetlenebilecek bu yaklaşım e-devlet hareketinin de önemli yapı taşlarından biridir. İkinci olarak, 1973’deki petrol krizi ile başlayan süreç sonucunda ortaya çıkan mali kriz ortamı dünya ekonomisinin yapısı ile birlikte refah devleti uygulamasını da kademeli olarak erozyona uğratmıştır (Toonen, 2001: 187). Kamu kaynaklarının azaldığı böyle bir ortamda “az kaynak ile çok iş yapmak” düsturu hem YKY hem de e-devlet söylemlerinde kendine önemli bir yer edinmiştir. Üçüncü olarak, giderek daha rekabetçi olmaya başlayan küresel pazarlar, kamu yönetimi reformu vasıtasıyla daha rekabetçi bir toplum ve işgücü yaratmayı gerektirmiştir (Ingraham, 1997). Daha iyi yetişmiş bir işgücünün küresel rekabette yaratacağı avantaj e-devlet söyleminin de önemli bir parçasını oluşturmaktadır.Örneğin E-Avrupa projesinin önemli vurgularından biri de “insanlara yatırım yaparak yeteneklerini geliştirmek”tir (E-Europe+ 2003, 2001: 2). Dördüncü olarak, Kettl (1998: vii) YKY hareketinin vatandaşın devlete karşı aşınmış güvenini tazeleme yolunda; bütçe, performans ve güven açıklarını kapatmakta bir araç olduğunu iddia etmektedir. Benzer bir şekilde e-devlet kavramı da bütçe, performans ve güven açıklarını kapatıcı bir çözüm olarak ortaya atılmaktadır (Nye, 2002). Vurgulanmasi gereken besinci nokta YKY hareketinin önemli bir kısmının sembolik politikalardan ibaret olduğudur. Nasreddin Hoca’nın “Dostlar alışverişte görsün” sözü ile özetlediği bu davranış türü, sorun çözmekten ziyade, sorunların çözülmesi için çaba harcandığını göstermeye çalışan bir tavrı (Goodsell, 1997) tanımlamaktadır. Toonen |
| ![]() |
![]() | #5 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Konu: Türkiye’de ve Dünyada E-Devlet Uygulamaları (ÖDEV) (2001: 184) aynı sembolik politikalar demetinin e-devlet kavramı içinde de bulunduğunu iddia etmektedir. YKY hareketi ve e-devlet kavramı arasındaki ilişkinin incelenmesindeki en son noktayı e-devlet uygulamasının kamu yönetiminde teknoloji kullanımı yoluyla reform yapılması girişimlerinin günümüzdeki son halkası olup olmadığının incelenmesi teşkil etmektedir. Beniger (1986: 434- 435) e-devlet kavramının ortaya çıkmasından on yıl kadar önce yaptığı analizinde, teknolojinin tarih boyunca madde ve enerjiyi işleme süreçlerinin kontrolu için kullanıldığı, kontrol zorlaştıkça (madde ve enerji işlenmesi hızlandıkça) yeni teknolojilerin imdada yetiştiğini vurgulamaktadır. Bu çerçevede, e-devleti madde, enerji ve insan hareketlerinin muazzam bir ivme kazandığı dünyamızda kamu kuruluşlarının BİT yardımıyla yaptıkları yeni bir kontrol hamlesi olarak da algılamak mümkündür. Dünyada E-devlet Konusundaki Gelişmeler Dünyada BİT’nin yönetim birimlerinde kullanımı yazının başında açıklanan çerçeve içerisinde, hem yönetsel, hem de politik alanda gerçekleşmektedir. Politik alanda amaç, İnternet yardımı ile katılım, şeffaflık, hesap verirlik gibi alanlarda daha iyi bir performans sergilemektir. Politik kullanıma örnek olarak Heeks ve Ranerup (1999)’un aktardığı İsveç deneyimi verilebilir. DALI (Delivery and Access to Local Information and Services; Yerel Bilgi ve Hizmetlerin Sunumu ve Bu Bilgi ve Hizmetlere Erişim) projesi çerçevesinde Göteburg şehri çevresindeki 15.000 nüfuslu üç yerleşim merkezi pilot bölge seçilmiş; politikacılara ve seçmenlere bilgisayar sağlanarak ve Web sayfaları hazırlanarak vatandaşlarla politikacıların sanal iletişime geçmeleri için altyapı oluşturulmuştur. Ne yazık ki, proje beklenen sonuçları vermemiş; yeterli düzeyde kullanıcı olmaması, içerik sorunları, şeffaflık eksikliği vb. sorunlardan ötürü sanal iletişim düşük düzeyde kalmıştır. BİT kullanımının yönetsel boyutu ise daha çok Web sayfası oluşturma faaliyeti olarak kavranmaktadır. Bu noktada Web-odaklı kullanım ile e-devletin tüm olanaklarından istifade eden bütünsel kullanım ayrımını yapmak gerekir. Gerçekten de k----- bilgi ve iletişim teknolojisi kullanımı sadece Web sayfalarıyla sınırlı değildir. Kamusal karar vericilere şehir planlaması konusunda yardımcı olan yazılımlar (O’Looney, 2001), altyapı planlama, yapım ve onarım aşamalarında kritik önemde olan coğrafi bilgi sistemleri (Kelley, 1995) de yaygın olarak kullanılan teknolojiler arasındadır. Al-Kodmany (2001)’in verdiği ilginç bir örnekte ise yerel bir topluluğun üyeleri yaşadıkları bölgenin gelecekte alabileceği alternatif yapılaşmaları simulasyon halinde görerek yapılaşma kararlarını ona göre vermektedirler. Kaylor vd. (2001) de yönetim birimlerinin İnternet üzerinde gösterdiği faaliyetlerin, özellikle de oluşturdukları Web sayfalarının şimdiye kadar en başarılı uygulamalardan hareketle Web sitesinin içeriği ve kullanım kolaylığı açısından değerlendirildiğini, fakat e-devletin bütünsel anlamda kullanımı konusunda yeterli araştırma yapılmadığını belirtmektedirler. Bu amaçla Kaylor vd. yönetim birimlerinin e-devlet çabalarını sadece Web sayfalarıyla sınırlamaktan kaçınmış; e-devlet ile ilgili tüm çaba ve faaliyetleri katılım, etkileşimli iletişim, şeffaflık gibi birçok yönden inceleyerek her yönetim birimine bir e-not verme yoluna gitmişlerdir. İnternet’in yönetsel alanda kullanımında eksiklikler de yok değildir: Zeichner (2001) yönetim birimlerinin İnternet üzerinde sunduğu bilgi ve hizmetlerin entegrasyonu ve güvenliği konusuna dikkati çekmektedir. West (2001) ise 1506 kentsel Web sayfasını inceleyerek yaptığı araştırmanın sonucunda özel bilgilerin korunması, güvenlik, özürlülere hizmet sunulması, Web sitelerinin çok dilli olmaması gibi eksiklikleri vurgulamıştır. Yönetim birimlerinin sanal faaliyetlerinin bizzat kendi çalışanları tarafından mı, yoksa özel veya kar amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından mı gerçekleştirilmesinin daha iyi olacağı da önemli bir tartışma konusudur. Chen ve Gant (2001) yönetim birimlerinin e-devlet projelerini kendi çalışanları dışında özel şirketlere ihale ettiklerinde nelere dikkat etmeleri gerektiğini, çıkabilecek sorunları ve bu sorunlara karşı alınabilecek tedbirleri şöyle irdelemektedir: Böyle bir karar vermeden 1) üst düzey karar vericilerinden sağlam bir destek almak, (2) büyük ölçüde etkinlik artışı getirebilecek bir proje ortaya çıkartmak, (3) kullanılacak teknoloji hakkında bilgili ve bilinçli olmak, (4) özel sektör kuruluşlarıyla ilişkiler konusundaki kuralların engelleyici olmamasını sağlamak, ve (5) piyasada aralarından sağlıklı bir seçim yapılabilecek kalite ve sayıda nitelikli özel şirketler olmasına dikkat etmek ideal şartları oluşturmaktadır. |
| ![]() |
![]() | #6 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Konu: Türkiye’de ve Dünyada E-Devlet Uygulamaları (ÖDEV) Türkiye’de E-devlet Türkiye İnternet ile 1993 yılında tanışmıştır. 2003 itibarıyla ülkemizdeki İnternet kullanıcı sayısı 6 milyon olarak tahmin edilmektedir. Bu da 68 milyonluk Türkiye nüfusunun kabaca % 8’ine denk düşmektedir. İnternet’i Türkiye’de kamu yönetimi alanında kullanmak için gerek merkezi yönetim gerekse yerel yönetimler alanında çeşitli çalışmalar yapılmaktadır . Her ne kadar günümüzde birçok devlet kurumunun Web sitesi olsa da e-devlet alanındaki çalışmaların kamu bilgi ve hizmetlerinin arzu edilen düzeyde etkileşim, katılım, şeffaflık, erişilebilirlik sağladığını söylemek mümkün değildir. Örneğin Taylor Nelson Sofres şirketinin 26 ülkede yaptığı bir araştırmaya göre vatandaşların sadece % 3’ünün kamu bilgi ve hizmetlerine İnternet yolu ile ulaştığı ülkemiz, 26 ülke arasında sonuncu olmuştur. Benzer şekilde Özalp (2002)’in naklettiği araştırmada görüşülen 11,000 İnternet kullanıcısından sadece % 9’unun bir kamu kuruluşu web sayfasını ziyaret ettiği, buna karşılık aynı kullanıcılardan % 25’inin İnternet’i haber okumak, %19’unun iş bulma amaçlı, %14’ünün ise müzik dinlemek için kullandığı belirlenmiştir. Türkiye’deki e-devlet hareketine ivme kazandırabilecek bir gelişme Avrupa Birliği (AB) tarafından yürürlüğe konulan “E-Avrupa” girişimidir. Her bireyi, evi, okulu, işyerini ve devlet dairesini İnternete taşımayı amaç edinen bu girişim, kolay, ucuz ve güvenilir İnternet hizmeti sunmak, insan kaynağına yatırım yapmak ve İnternet kullanımını teşvik etmek ana amaçlarını gütmektedir. AB E-Avrupa girişimini E-Avrupa+ adı altında Türkiye de dahil tüm aday ülkeler için genişletmiş, ve bu girişimin yukarıda özetlenen amaçlarına varılması için 2003 yılı sonunu hedef göstermiştir Merkezi Yönetimde E-Devlet ve Bazı E-devlet Projeleri Türkiye’de e-devletle ilgili birçok proje planlama, uygulama ve sonuçlanma halindedir. Örneğin, İnce (2001: 76-78) Mayıs 2001 itibarıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından 61 e-devlet projesi yürütüldüğünü belirtmektedir. Aşağıda bu projelerden önemli birkaçına işaret edilmekte ve bu projeler kısaca değerlendirilmeye çalışılmaktadır. KamuNet KamuNet, tüm kamu kurum ve kurumlarını içerecek şekilde kurulması planlanan Ulusal Kamu Bilgisayar Ağı’na verilen isimdir (Büke, 2001:6). Diğer tüm projeleri biraraya getirip kaynaştıracak bir proje olması öngörülmüş olan KamuNet’den kurumlararası eşgüdüm ve iletişim eksiklikleri nedeniyle maalesef henüz umulan sonuçlar alınamamıştır (Özgit, 2000). 1998 yılında başlayan çalışmalar 2002 yılına kadar çok verimli olmamış, bu tarihten sonra da KamuNet çalışmaları E-Avrupa+ ve E-Türkiye çerçevesine girmeye başlamıştır (Yıldız, 2003). MERNIS (Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi) 1970’li yıllarda doğal afetlerde yerel birimlerde tutulan nüfus kayıtlarının merkezi bir biçimde elektronik ortamda tutulmasının tasarlanması fikri ile başlatılan MERNİS projesi, kısıtlı maddi kaynaklar ve teknolojinin projeyi mümkün kılacak düzeye o yıllarda ulaşmamış olması yüzünden yavaş ilerlemiştir. 1980’ler boyunca ve 1990’ların ortasına kadar projede çok fazla ilerleme sağlanamamıştır. Proje ancak 1995’te Dünya Bankası’ndan gelen bir kredi vasıtasıyla ve aynı yıllarda artık teknolojinin projeyi yapılabilir kılan bir düzeye gelmesiyle ivme kazanmıştır. Ocak 2003’te hizmete giren MERNİS projesinin biricik (unique) bir vatandaşlık numarasi ile kamu kurumlarının bilgi bankalarını birbirine bağlaması, vatandaşlara yeni kimlik belgeleri verilmesi gibi kazanımlar getireceği açıklanmaktadır (Yıldız, 2003). Say 2000i: Web Tabanlı Saymanlık Otomasyonu Projesi Ülkemizin en büyük web tabanlı kamu bilişimi projesi (Dener, 2001:1) olan Say2000i, T.C. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün bir projesi olup, yurt çapında bütün saymanlıkları merkeze ve birbirlerine bağlayan sanal bir ağ oluşturmaktadır. Bu proje çerçevesinde devletin gider ve gelirlerini belirleyen 1500 saymanlık otomasyona geçeçek, devletin muhasebe bilgileri günlük olarak izlenebilecek, dolayısıyla her düzeyde kamu maliyesi kararlarına güncellenmiş bilgi ile destek olacak bir yönetim bilgi sistemi ortaya çıkacaktır. Ayrıca bu sistem ile tüm kamu çalışanlarının personel ve maaş bilgilerinin, ve sağlık harcamalarının merkezi olarak denetim ve yönetimi mümkün hale gelecektir. Kısacası Say2000i projesi kamu sektörünün ekonomik anlamda merkezi denetimine imkan veren, otomasyonu, kamu kaynaklarının yönetiminde etkinliği, şeffaflığı ve kolaylığı amaçlayan bir çalışmadır. Bu projenin gelecekte devletin yeniden yapılanma çalışmalarına büyük katkı sağlayacağı da öngörülebilir. Say2000i projesinin tasarım olarak açık sistemlere dayalı olması (Dener, 2001) da sistemi sürekli yenilenebilir yaptığından projeye artı değer katmaktadır. Dışişleri Bakanlığı Projesi Dışişleri Bakanlığının iç ve dış temsilciliklerini sanal ortamda bir araya getirdiği e-devlet projesi de ülkemizdeki diğer e-devlet projelerine model olabilecek bir çalışmadır. Bu proje ile bakanlık içerisindeki tüm yazışmaların standart hale getirilerek sanal ortama alınması, çalışanların ihtiyaç duydukları tüm bilgilerin elektronik ortamdaki ve içinde tarama yapılabilen bir bilgi bankası aracılığıyla toplanıp paylaşılması, bakanlık duyurularının tamamen elektronik ortamda yapılması planlanmaktadır (Koru, 2001: 3-6). Proje ile hayata geçirilen intranet ağının önemli bir özelliği de hem işle ilgili hem de kişisel bilgileri içermesi, her konuda kullanılabilen elektronik bir ilan panosu olması ve görevlilere sanal anketler gibi geribildirim kanalları açması özellikleri ile örgüt içi |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
dünyada, edevlet, konu, türkiye’de, uygulamaları, ve, Ödev |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Konu: FRANCHİSİNG ( ÖDEV ) | KLoPaTRa | Ödev ve Tezler | 14 | 29 Haziran 2012 02:48 |
İşte Türkiye'nin kazanan uygulamaları! | Slipknot | Turkcell | 0 | 16 Ağustos 2010 16:38 |