IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  vaybe sohbet

>
+
Etiketlenen Kullanıcılar

715Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 15 Şubat 2012, 01:04   #131
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.






Tek bir şey yazacağım ve susacağım.
Pia, yazdıracağım bileğime.. Attila İlhan'ın çok sevdiğim bir şiiridir, bugünde sohbet arasında arkadaşım annesinin, babasının ve kardeşinin isimlerinin baş harflerini dövme yaptıracağını söyledi.
Şöyle bir düşündüm, benim annemin, babamın ve kardeşimin baş harflerinden '' Pia '' oluşuyor, hayatımdaki en anlamlı şey olacak..
Ve yeniden o şiir;

Ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim

ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
ölsem eksiksiz ölürdüm..




__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet bizimmekan
Alt 15 Şubat 2012, 22:30   #132
Milencer
Misafir
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




+ Peki en son kiminle konuştuğunu bilebilir misiniz?
- Bir erkekle.
+ Ne konuşmuşlar?
- Şiirden bahsetmişler.
+ Sadece geceleri dışarı çıkıyormuş diyorlar. Peki, anlayabilir misiniz, neden? Evin bulunduğu yer geceleri hiç tekin değilken.
- Onun için asıl tekin olmayan gündüzler. Çıplak gözle görünebileceği haller.
+ Çirkin ya da sakat mıymış? Görünmesini istemediği bir hali mi varmış?
- Hayır! Sadece üzgünmüş, çok üzgün.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Şubat 2012, 16:29   #133
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




İyi, Kötü ve Çirkin

Sinema, CNBC-e

Bu akşam Saat; 22.00 !
Battaniyemi alıp bekliyorum !

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Şubat 2012, 17:16   #134
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




Sienbisi-e, neden ilk dört harf İngilizce, son harf Türkçe okunuyor @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] bey amca! Düşün taşın, bugün saat 01:26'da cevabını bekliyorum, iyi günler.
Cevap için tıklayınız.
(kaç kişi tıklayacak)

__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 22 Şubat 2012, 11:04   #135
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Güldüm buna, güldüm ama doğru.
Yarısına bile gelmiyor bazen, birden sıkılırım ben, sonra düşünmeye başlarım.
Sütaş reklamındaki ayağı kayan minik ineği düşünürüm mesela.
Köpük boya reklamında bu kadının kafasına sürdüğü hangi şampuan acaba, boya değildir dimi(lan) diye düşünürüm mesela.
Vodafone'a geçersem eğer, ya o kampanya biterse diye düşünürüm.
Avea'da kalma sebebim sadece Erdem Yener! diye haykırırım.
Sanki Erdem Yener benimmiş gibi hissediyorum, kopamıyorum.
Gece çok hareketliydi, ben uyumayı planlarken - acilllll çıkıııışşşş -
Sabah 9'du eve gelebildim, kafam kazan gibi.
Bu akşam Cem Adrian'ın konseri var, dinledim ama bir daha dinlesem iyi olurdu. İf'in kapısında mı yatsak, sonra atlarız Ceeem Ceeem!
Hiç böyle ergen çıkışlarım olmadı.
Ne çok konser var bu aralar!
Cem Adrian'a şarkı vereceğim ben, görüştük. ( Burada yazılanlar tamamen hayal ürünüdür )
Dün 6 haftalık tatilimin ardından, derse girdim.
Bünyem kaldırmadı ve en kıl hocadan almışız dersi, çok pişmanııııööm.
Dibine kadar işledi dersi, saat 10'a geliyordu nerdeyse bıraktığımızda ah yandım ben.
Ve hava aşırı soğuktu.
Aşırı.
Aşırı dooozzz.
Aşırı yalnızım.
Yalnızız.
Yalnızlıklar, elimde değil.
- O kadar yalnızım ki Joytürk dinleyerek aşkı hissediyorum.
+ Sabah sabah kafan mı iyi?
- İyiyim, iyi.
Dün dilime bir şarkı dolandı.
'' Gidenlerden bir tek seni bana ekledim, seni deli gibi özledim gidenlerden.. ''
diye bir şarkı.
Muhtemelen Mustafa Sandal'ın bir şarkısı olduğunu tahmin edenler olabilir.
- Yarışmayı izlemiş ordan kapmış şarkıyı, çakaaaal! diyenler olabilir.
+ Onun arabası var.
+ Ah sen ne güzel ne güzel gülüyorsun.
+ Seni anan benim için doğurmuş.
( Oha şarkılar karıştı )
+ Musti'nin anneli şarkısı yok muydu?
- ileriiiii x10
+ Bu kız beni görmeli(sevmeli miydi yoksa?), bana kazak örmeli.
Neyse işte, aylav90's.
Biz şimdiki gençler gibi büyümedik.
( Ooof ne yaptın sen, sanki bana 45 yaşını devirmiş, menapozdan gün almış, kırışık bir kadınsın! )
Biz Kenan Doğulu'nun o çirkin ve tontik haline aşık nesildik.
Yani bizim için dış görünüş gerçekten önemli değildi!
O zamanlar Tarkan'ın süt dişleri yeni çıkıyordu.
Çirkiiiin.
Ergeeeeenn.
Bıyıkları yeni terlemişşşş.
Sivillceeee suraaat.
Ama Sezen Aksu'nun dudakları hiç değişmedi.
- Yaylanmadan yürü.
Şimdi burdan defolup hazırlan.
- Bu hasta halimle beni çalıştırıyorlar!
Gözlerim yanıyor, çok kötü bir durum.
Çok kötü yani.
Yani hatta mikail yamaşito kombamba kombambaa.
- Baykuşları çok seviyorum.
Çok.
Aşırı.
Aşırı çok.
Çok aşırı.


Gerçekten böyle yazınca iyi geliyor.
Böyle saçmalayınca.
Dün bir şiir okudum, ardından da türkü söyledim.
Sonra düşündüm, bir daha tekrarlanmaması gerekiyor.
Bazen gerçekten 8 yaşıma gitmeyi çok istiyorum.
9 yaşıma gelmek istemiyorum, istemezdim.
Deprem olacaktı çünkü.
Ve ben 8 yaşımda kalıp,
Deniz, Fırat, Alper, Emre, Damla, Adem ile yaşamak isterdim.
- Ne yapıyorsun sen birden duygusala geçiş yaptın?
+ Pardon, pardon ah pardon, tamam tamam geçti. Geçti dedim sana! ( Dublaj olan filmlere bitiyorum, 5 dakika boyunca tamam diyorlar )
Bizimki de yazarak rahatlamak.
- Yoga gibi.
Çok özledim onları.
Bu arada @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] sizi de özledim.
Okudum günlüklerinizi de, duygusallığa hiç gerek yok bence.
( Şu an içimi okuduğunuzu tahmin ediyorum )
Hatta diyorsunuz ki,
- Hadi lan ordan kelebeğim.
Dikkat edin kendinize, kaçırmayın avcunuzdaki kelebeği.
( Askere gidiyorum ben sanki )
Bir ara konuşalım.




__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Şubat 2012, 00:44   #136
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.






Sayfaları ağırlaşmış milyonlarca kitabı önüme yığdım, biraz da defter var.
Çok seviyorum şu kitaplık denen şeyi temizlemeyi, bir sürü notlar buldum, minik harflerle yazılmış kocaman cümleler buldum.
Sonra oturdum üşenmedim, tek tek açtım içlerini.
Genç Werther'ın Acıları'nın arasına sıkıştırmışım bir notu,
'' Yok olmak zamanı şimdi '' yazıyor, sanırım Sezen Aksu dinliyormuşum.
Yine vazgeçtiğimi iddiaa edercesine, gözlerden ve sözlerden, dinliyormuşum işte.
Elif Şafak Aşk kitabının içinde bir sürü karaladığım şeyler varmış, belki de yıllardır onları arıyordum.
'' Eğer giymeseydim topukluları hiç düşmezdim ve sen hiç tutmazdın elimden, saniyelik bile olsa '' yazmışım.
Kim bilir neyin kafasını yaşıyordum.
Eskilerden bir sözlük buldum, o zamanların gazeteyle dağıtılan saman kağıttan sözlükleri, kokuyor pis pis. Severiz ama bu kokuyu da, farklı bir tat var.
K harfinde durmuşum, kağıt sıkıştırmışım oraya da, Kayra yazıyor.
Bu Kayra'yı biliyoruz çoğumuz, içimizde susturamadığımız ses.
Gerçekten bir şey değişmiyor, o da yazı şeklim.
Hep güzel, hem okunaklı.
Zamanında az ameleliğini yaşamamıştım bu durumun, örtmenim Cansu çok güzel yazar!
- Gel kızım, şunları yaz.
- Gel şunları temize çek.
- Abla dönem ödevimi yazar mısın? ( Gerçi bana abla diyen bir kardeşim yok, kanka der genelde )
Neyse dağılmasın konu, öyle temizlik yapasım tutmuştu.
Çok nadir tutan bir durumdur ama tuttumu da tutanlardanım ben. En kuytu köşedeki tozlanmış kitabın içine kadar girerim elimdeki bezlerle. ama bu yılda 1 olur, hani yanlış tanınmak istemem, öhm.
Şubat'ı da deviriyoruz, Mart - Nisan - Mayıs!
Tatil diyesim geliyor, bağırasım geliyor hatta. Bu şehirden paçayı kurtarmanın fırsatı o zaman elime geçiyor işte.
Şu sıralar sürekli dışardayım, evde boğuluyorum ya da öyle geliyor bana.
İlk defa bu kadar para harcadım ben, kendimi tutamıyordum her şeyi aldım. Doyumsuz, sosyetik kadınlar gibi ne gördüysem, bu benim olmalı dedim! Ama geçti, anlık şeylerdi, atlattım.
Hızlı bir hafta geçirdim.
Şu aynı şehirde olup bir türlü görüşemediğim lise arkadaşımla, görüşmüştük, garip bir buluşma oldu. Ayaküstü ve soğuk gibiydi, tam ısınamadık, ayrıldık.
Galiba biraz daha oturuyor her şey.
'' Uzaklaşmak büyük gördüğün her şeyi, küçültür ''
Öyleymiş, inandım.
Dün de sevgili çatlak tayfamla görüştük, Sakarya'dan geçerken kahve falı için bağıran bir sürü çocuk vardı!
Hiç tepki vermeden yürüdüğümüz için bize,
- Do you speak Turkish? demesi gülmemize sebep oldu.
Oradan meraklı gözlerle bakan bir esnaf amcamızda, muhteşem aksanıyla,
- Eeeaakksskuuuizzz miiööğ! demesin mi?
Sizce gülmeden durabilir miydik, neyse efenim girelim dedik, birden esti, çıktık yukarı.
Falcı diyoruz ya, biz böyle karanlık oda, uzun tırnaklı, full makyajlı bir kadın bekliyoruz.
Fantastik dünyamıza hoş geldiniz!
Neyse ki kadın beklediğimiz gibi çıkmadı, oda falan da yoktu.
Bir güzel içtiğim orta şekerli kahve fincanımın üzerine 1 lira koydurdu, sonra da sol elimin işaret parmağını paranın üzerine koydum, kadın da parmağını benim parmağımın üzerine!
( Burada güya cinlerle iletişime geçiyor, ben gülmekten duramıyorum )
Güldüğüm için elimde titremeler oluyor, kadın gözlerini açıp sen de Panik atak var diyor.
- Yok ki ben de, yok.
Efenim sonra başlıyor fincanı okumaya ve benim gözler gittikçe büyüyor.
Ciddi anlamda dalgasına girmiştik, ama fala inanma falsız kalma sözünün aksine, fala öyle bir inanasım geldi ki.
Yani olamaz böyle bir şey.
Söylediği şeylerin bazılarını paylaşmasam daha iyi olur, sağlığım açısından ehe.
Ama işte kalbimin bomboş, aklımın karmançorman olduğunu söyledi.
Bunalımdaymışım ben arkadaş, çok fenaymış halim.
- Kız senin neden kalbin boş? dedi bana kadın.
+ Bilmem, böyle dedim galiba.
Seni üzen biri olmuş, aklına getirip ağlıyorsun ama ağlamak istediğin için dedi, harbi bu cümleyi kurdu bana.
Aman üzülme, o kaybetmiş senin gibi kızı, zaten pişman ama sen pek odunsun, sertsin, yanaşmıyorsun dedi.
( Bu odunsun lafını anneme söylediğimde, elalemin kadını bile bunu anladıysa artık inkâr etme kızım dedi, iyi odunuz! )
İşte öyle, harfler falan saydı, şimdi harfleri söyleyipte açık etmeyelim eheh.
İşe güce takmışsın kafayı, sürekli bir şeyler yapıyorsun, geleceğin çok parlak dedi, benim gözlerde bir ışıltı tabii.
Yurt dışı seyahati var dedi, İ ile başlayan bir yer demesi beni bitirdi zaten.
- İtalya dedim, nasıl bildi kadın yea, nasıl?
Sansürlü bölümden sonra da, son olarak,
Kumral ile esmer arası, saçları kısa(yaşasın kısa saç) ama önü hafif uzun onuda birazcık kaldıran, uzun boylu ve çok güzel gözleri olan bir delikanlı var dedi.
Ve Tanrı erkeği yarattı edasıyla ve ergen kızların çılgınlığıyla,
- Hani nerde la? diyesim gelmedi desem yalan olur. ( Burada biz kriz geçirdik )
Tabii ki bir şey demedim, gülümsedim.
Her şey iyi güzel de, bu sondaki delikanlı kimse gelmese iyi olur.
Hiç havamızda değiliz.
İşte bunu da yazdım, yaşadım, gittim fal baktırdım.
- Tüü rezil!
+ Okudu beni kadın, okudu, içimi okudu yani!
..
En son kitap diyorduk değil mi?
Oğuz Bal'ın kitabını alacağım, gadınımın önerisine dayanaraktan kendime bir güzellik yapayım dedim.
Yaklaşık 45 dakikadır 90'ları anıyoruz.
Yonca Evcimik - 8.15 Vapuru.
Biz bununla dans hazırlamıştık, ah gençlik!
Hakan Peker - Efsane.
Bir efsaneydi, efsaneydi seninle beraber olmak!
Burat Kut söylerdi, yaşandı bitti saygısızca, aldatmanın tadına varınca!
Nasıl bir tatsa bu, bilemedik.
Daha neler neler var..
Neyse, benim şimdiki favorim, Yaşar'dan Kör Bıçak!

'' Önlerime duvarlar örseler
Kara sevdam her gün öldürseler
Kör bıçağım kimseleri kesemem
Beni yine beni yine teninle bileseler ''
Çok güzel planlarımız var, Gizocanım Eskişehir'e gitti yine.
Bıkmadı ya ordan, acillllll Es-es uyarısı geliyor sürekli.
Yoruldum yazmaktan, ama şunu söylemeden de geçemem,
bu sefer boş olan kalbime özendi başım!
Karmançorman diye bir kelimeyi kimse kullanamayacak bu renkli kafam için!
İnsanları anlamak, hiç bu kadar basit olmamıştı, hiç.
Ve Cezmi Ersöz'ün satırlarıyla bitiriyorum bugünü..
Çok seviyorum, çok güzel anlatılmış, işte o satırlar;

Kimse bizim içimizi görmüyordu. Görmedikleri için dışarıda kalıyor ve nefret edip çekip gidiyordu. Sonra bize duydukları bu nefreti bir yerde öylesine unutup başkasına gidiyorlardı. Sonra bize duydukları bu nefreti hiç olmadık bir yerde unutulmuş bir şekilde buluyor, onu içimizdeki yaraya saplıyorduk. Hiç haberleri olmuyordu. Bizi hatırladıklarında bizden nefret ettiklerini bile unutmuş oluyorlardı çoğu kez. Bizi boşluklarına çekmek istiyorlardı bu kez. Bize geriye cam kırıklarını bırakıyorlardı. Nefes aldıkça içimize batan cam kırıklarını. Oysa nefes almaya tapıyorduk biz; biz ikimiz dünyanın en karamsar yaşama sevdalısıydık. Ama nefes aldıkça, o en çok sevdiğimiz şeyi tekrarladıkça içimiz paramparça oluyordu.
Aşka Aşıksın*
Vazgeçtim, gözlerinden..


__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Şubat 2012, 00:30   #137
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.






- Buna bayıldım.
Başka da diyecek bir şeyim yok, gözlerim ağırlaşıyor.
Uyumamam gerektiği için uykum geliyor, garip işte bu hayat.
Gemiler falan hatta!
Ve hatta Orhan Veli girsin devreye bugün de, ben yazamadım, okuduğumu yazayım.
Ane Brun çalsın bir de, özlemişim!
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
ellerimde koparmaya çalıştığım zincirlerden kalma yara izleri
yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.

öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
belki bin tane
aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.

öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
dudaklarım senin adını söylerken ki gibi kıvrılmamış olsun hiçbir ad'a yeterince.
yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın..







__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Mart 2012, 15:17   #138
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.






- Şaka mısın?
+ Biraz.

'' Hey babe
The simple things and time were on our side
Way back when love was on your mind
Was on your mind ''

Bu şarkıyı sevmeden edemem, yapamam.
Dinlediğim ilk andan beri, ilk an gibi dinliyorum, cümledeki bozukluğa bakar mısın? Aslında güzel, neyse.



Hani böyle anlar vardır, sarılacaksın ve her şeyi unutacaksın.
Dünyadaki en güzel şey sarılmaktır, sevdiğine.
Emin ellerdeyim diyebildiğin bir sıcaklığı hissettiğin yerdir aslında o kollar. Bulabilirsen şanslısındır. Böyle bir durumda bütün dünyaya karşı savaşabilecek gücü bile kendinde hissedebilirsin diye düşünüyorum.
Ne olursa olsun, ben yıkılmam ve yenilmem diyebilirsin diye düşünüyorum.
Sanırım düşünmek pek de faydalı bir olay değil, yetmiyor çünkü.



Ve bazen pes edersin, uğraşsan da olmayacak.
Derler ya, bir şeye emek verirsen karşılığını muhakkak alırsın.
- Hadi lan ordan diyesim geliyor bu duruma da.
Ağzımı bozabilecek kadar bıkmışım, yorulmuşum.
Artık verecek cevabım bile yok, dayanacak gücümden bahsetmeme gerek bile yok.
Öyle bir güç yok, kalmadı, bitti, tükendi, gitti.
Hiçbir şey yapmamak çözüm müdür bilmiyorum ama ben hiçbir şey yapmayacağım bundan sonra.
Sınırlarımın son safhasına geldiğimi bildikleri halde yine de zorlamaktan vazgeçmeyenlere inat, ben hiçbir şey yapmayacağım.
İnsana insan gibi davranmayı öğrenemedikleri için böyleyim ve bu durumum pek de hoş karşılanmayacak kadar sinir bozucu, çünkü sinirlerim bozuk ve yaptığım her şeyin öylesine farkındayım ki, bu da can yakıyor. Gibi gibi..
Ve en sevdiğim şairlerden biri olan Ümit Yaşar Oğuzcan'ın dizeleri düşer son karelere..

Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Perde kapanıyor, film bitiyor işte,
O hiç bitmeyecek sandığımız..
Görüyorsun, konuşacak bir şeyimiz kalmadı.
Sadece bakışlarımızda hüzün.
İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz..
Daha ne denilebilir ki bunun üstüne?
Bazen böyle iyi oluyor, uzak bir yerlerde.
Tanımadık sesler ve bilmediğin yüzlerle.




__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Mart 2012, 15:22   #139
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.




Yana uzanıp kalem, belki yardım bekliyor
Tükenmek üzere aşk, elden bir şey gelmiyor
Bir anda ötelerden, başka kalem geliyor
Kalem kağıda aşık, kağıt elden gidiyor..


Akn.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Mart 2012, 16:06   #140
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kalem, kağıt ve ben.






Diyor!
Ben demedim, o diyor.
Belki de haklı, ama yine de umudum var/dı.
- Di'li geçmiş zamanda çekimliyorum bütün eylemlerimi.
Ve sadece müzik dinliyorum.
'' Hiç anlatamadım, hiç anlamadılar.. ''



Going'e devam, kim bilir en son ne zaman going demiştim.
Yenisini neden yazmamış ki bu, dünle devam etmek zorunda kaldım.
Hava çok kapalı, karanlık.
Uyandığımda sabah olmadığını düşünüp, tekrar uyudum.
Aşırı bir rüzgar vardı önce, sonra karla karışık yağmur, sonra lapa lapa kar ve sonra hafif yağmur..
Ve şimdi kafamı sağa çevirip bakıyorum ki, dışarısı kıyamet!
Kardan bu kadar bıkacağımı hiç düşünmemiştim.
Hoş düşündüğüm şeyler de hep ters tepiyor ya neyse.
Şaka maka,
Hava çok kötü!



Hiçbir şeye tahammülüm yok, buna kendim de dahil.



__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
birden, hepimiz, sevinemeyiz


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hepimiz Fişleniyoruz Kacak Haber Arşivi 0 02 Aralık 2011 19:30
Hepimiz çanakkaleliyiz blackkurt38 Haber Arşivi 1 23 Nisan 2008 19:21